Arama

Spor dalında başarılı olmuş Türk kadınlar kimlerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 5 Mart 2012 Gösterim: 58.432 Cevap: 36
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
17 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
yha bulamıyorum o türk kadımlarını hayatıda lazım
EN İYİ CEVABI fadedliver verdi
Cumhuriyetin aydınlık yüzleri; Kadın sporcularımız...

Sponsorlu Bağlantılar
Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin toplumsal yaşamdaki köklü değişimlere en hızlı uyumu Türk kadını sağlıyordu. O yıllarca erkeğinin bir adım ardında yürüyen genç kızlarımız, spor salonlarında fırtına gibi esiyordu.

ONLAR genç cumhuriyetin aydınlık yüzleri... Onlar Türk kadının çağdaşlığa açılan ilk isimleri... Onlar Türk sporunun gururları...

Atatürk devrimleri Türk toplumunda köklü değişimleri yaratırken, yüzyıllar boyu kafes ardında kalmış, Türk kadını da bu farklılaşmadan payını alıyor, ilk kadın sporcularımız pistlerde boy göstermeye başlıyorlardı.

Yıl 1926... Ömer Besim Koşalay'ın girişimleri ve çalışmalarıyla Nermin Tahsin, Emine Abdullah, Mübeccel Hüsamettin ve Neriman gibi ilk bayan atletlerimiz pistlere iniyordu.

Yıl 1928... Dünya kadınları Amsterdam Olimpiyat Oyunları'nda pistlerde yarışma şansını elde ediyordu.

Tek başına bu örnek bile genç Türkiye Cumhuriyeti'nin toplumsal yaşamda gerçekleştirdiği değişimleri gözler önüne seriyordu.

İlk bayan atletlerimizi, kürek sporunda, Şerefnur, Vecihe, Leyla, Melahat ve Kamran hanımlar izledi.

DÜNYADA İLK VE TEK

Takvimler 1929 yılını gösterirken, Türk kadını, dünya spor tarihinde eşine belki de bir daha rastlanmayacak bir olay gerçekleştiriyordu. O yıllarda henüz bir bayan voleybol takımı bile yoktu. Ancak bir Türk kızı, Yüksek Mühendis Mektebi öğrencisi Sabiha Fırat Hanım, filede harikalar yaratıyordu. Erkek arkadaşlarından hiç de geri kalmayan bu genç kızı Fenerbahçe Voleybol Takımı'nda oynatabilmek için ilgililer hemen harekete geçmiş ve bayan sporcuların erkek takımında oynamalarını engelleyen bir madde olmadığından Sabiha Rıfat Hanım'a izin çıkmıştı.

Beş erkek ve bir bayan sporcudan oluşan Fenerbahçe Voleybol Takımı, o yıl bütün rakiplerini ezip geçmiş ve şampiyonluğu kucaklamıştı. Bu belki de Dünya voleybolunda yaşanan ilk ve tek olaydı..

Fenerbahçe Spor Kulübü Umumi Kaptanı Hayri Celaleddin (Atamer) Bey, takım kaptanı Bedii Süheyl Bey aracılığıyla, 28.01.1929 yılında Sabiha Hanım'a bir mektup gönderiyor ve kendisini kutlarken şunları yazıyordu:

TEBRİKLER EFENDİM

‘‘Bu memlekette ilk defa cem'i sporda erkek arkadaşlarla beraber oynamak suretiyle gösterdiğiniz teceddüd ve muvaffakiyetten dolayı sizi Fenerbahçe gençliği ve hey'et-i idaresi adına hararetle tebrik ederim efendim.’’

Artık tenis kortları da şenlenmeye başlamıştı. Vecihe (Taşçı), Mediha (Bayar), Adriyel (Sadak), Hidayet (Karacan) hanımlar 1927 yılında Fenerbahçe Kulübü'nün çimento zeminli kortlarında boy gösteriyorlardı.

1933 yılında ise 2 genç kızımız ay yıldızı formayı giydi. Leyla Asım Turgut ve Cavidan Elberger hanımlar Sovyetler Birliği'nde yapılan ikili karşılaşmalarda Rus rakibeleriyle yarıştılar.

Avrupalılar yüzyıllar boyunca peçe ve çarşaf altında yaşayan Türk kadınını ilk kez spor sahalarında görmüşler, şaşkınlıkla birlikte hayranlıklarını gizleyememişlerdi.

AYDINLIK YÜZLER

Cumhuriyetin aydınlık yüzleri artık her alanda olduğu gibi sporda da

rüzgar gibi esiyordu. 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları'nda İki kızımız Suat Fetgeri Aşeni (Tarı) ile Halet Çambel eskrimde ülkemizi temsil eden ilk bayan sporcularımız oluyordu.

1950 ve 60 lı yıllarda ise Gül Çiray isimli bir bir bayan atletimiz tam 47 Türkiye ve 2 Balkan rekoruna imza atıyordu. Gül Çiray, 1960 oyunlarında Aycan Önel ile birlikte ülkemizi temsil ederken, Türkiye 1988 Seul Olimpiyatları'nda bayanlarda ilk madalyasına kavuşuyordu. Tekvandoda gösteri dalında kazanılan bu gümüş madalya daha sonraki başarıların habercisi oluyordu.

Türk kadını inanılmazı başarmış, çok kısa bir sürede toplumsal yaşamın tüm birimlerinde söz sahibi olmaya başlamıştı. Sportif alanda ülkenin sınırlarını zorlayan bu büyük değişim önce Avrupa'da yankılanmış, daha sonra yer küremizin tüm toprak parçalarına yayılmaya başlamıştı.

VE İLK MADALYAMIZ

1992 Barcelona Olimpiyat Oyunları cumhuriyet kadını için ayrı bir anlam ifade ediyordu. Bu oyunlar ilk resmi madalyamızı kazandığımız olimpiyatlardı. 1973 Ordu doğumlu Hülya Şenyurt, Judoda 48 kiloda bronz madalya kazandı.

1996 Atlanta Olimpiyat Oyunları'nda, Okçulukta bir büyük sevinç ile birlikte hüznü de yaşadık. Bayan okçumuz Natalie Nasaridze ilk turda 180 atışta 168 ile olimpiyat rekoruna imzasını attı. Ancak final yarışlarında büyük bir talihsizlik yaşadı ve dereceye giremedi.

Artık Türk kadını cumhuriyetle birlikte ismini dünya sporuna yazdırmaya başlamıştı. Sadece sporcu olarak değil yönetici, antrenör ve hatta hakem olarak sporun hizmetindeydi. 75 yıl gibi kısa bir sürede Cumhuriyete yakışan bir aşama kaydetmiş, kendi sınırlarını zorlayıp maya başlamıştı.

Bu büyük değişimin bugün 75'inci yıldönümünü... İsmini buraya yazamadığımız ama başarılarını ve cesaretlerini yürekten alkışladığımız bu kadınlara Türk sporu çok şey borçlu...

31936 Berlin Olimpiyat Oyunları'nda İki kızımız Ahmet Fetgeri'nin kızı Suat Fetgeri Aşeni (Tarı) ile Halet Çambel eskrimde ülkemizi temsil eden ilk bayan sporcularımız oluyordu.

3Dünya Kadınları, 1928 Amsterdam Olimpiyatları'nda yarışma şansını ilk kez elde ederken, Nermin Tahsin, Emine Abdullah, Mübeccel Hüsamettin gibi ilk bayan atletlerimiz 1926 yılında pistlere inmişlerdi bile...

Onlarla gururlandık

Cumhuriyet Türkiye'sinde bayan sporcularımızın önemi ve başarıları oldukça büyük. Son yıllarda okçulukta büyük hamle yapan kızlarımız hedefleri delik deşik ederken, 1936 Berlin Olimpiyatlarında Suat Fetgeri Aşeni (Tarı) ile Halet Çambel eskrimde ülkemizi temsil eden ilk bayan sporcularımız oldu.

Okçularımızdan tam isabet

1962 yılında Paris'te yapılan Avrupa Şampiyonası'nda Cemal Değirmenciler ve Yücel Cavkaytar ilk şampiyonlarımız olarak kürsüye çıktılar. Ancak daha sonra tam 23 yıl madalya özlemi çektik.

Ancak herşey Natalia Nasaridze ile değişti. 1 Olimpiyat, 5 Avrupa rekoru sahibi Natalia okçuluk sporunun lokomotifi oldu. Bayanlarda pek çok Avrupa şampiyonluğuna imza attık.

TÜRK Okçuluğu gerek başarı gerekse potansiyel açısından Uğur Erdener federasyonu ile büyük bir patlama gösterdi. 1962 Paris Avrupa Şampiyonasında Cemal Değirmenciler ve Yücel Cavkaytar ilk şampiyonlarımız olurken, daha sonra 23 yıl kürsü özlemi çektik.

Türk vatandaşlığına geçen Gürcü kızı Natalia Nasaridze, bayan okçuluğunda lokomotif oldu. Bari'de Akdeniz Oyunlarında altını vururken, dünya şampiyonalarında hep bronz da çakılı kaldı. Elif Ekşi, Elif Altınkaynak, Zehra Öktem ve Deniz Günay okçuluğumuzun altın kızlarıydı.

1962'den 1990 yılına kadar madalyasız geçirdiğimiz Avrupa şampiyonalarında Zehra Öktem, Elif Ekşi ve Belgin Özbaş'dan kurulu bayan takımımız ilk bronzunu alırken, 1996 yılında Slovenya'da bayanlarımız yine altın madalyaya kilitlendi. Natali Nasaridze ve Elif Altınkaynak altın madalyayı vururken, içinde bulunduğumuz Almanya'da yapılan Salon şampiyonasında ise Deniz Günay altın kazandı.

Atlanta Olimpiyatı'nın yarı finallerinde Olimpiyat rekoru kıran bayan takımımız madalyayı kılpayı kaçırıp dördüncülükte kaldı.

Gürcü asıllı altın kızımız Natalia Nasaridze halen 1 Olimpiyat, 5 Avrupa rekorunun sahibi bulunuyor.

Hedef 10

Okçulukta hedef 10'dur. Ekşi kardeşler ile Gürcü asıllı kızımız Natalia Nasaridze ülkemize Avrupa ve Dünya şampiyonalarında büyük başarılar kazandırdılar. Bayan okçularımız Olimpiyat rekoru da kırmalarına rağmen final atışlarında dördüncülükte kalırken, Natalia Nasaridze Akdeniz Oyunlarında ülkemize ilk altın madalyayı getiren okçumuz oldu.


Hürriyet
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Aralık 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Süreyya Ayhan Kop

Sponsorlu Bağlantılar

Yaşamı


İç Anadolu'nun Çankırı ili korgun ilçesinde doğmasına rağmen babasının amatör atlet olması ve ona destek olması ile lise yıllarında atletizme başladı. 1992'de şimdiki eşi Yücel Kop ile tanıştı. O günden bu yana Kop'un antrenörlüğünde çalışmaktadır.
Liseden sonra [Kahramanmaraş]] Spor Akademisi'ne başlayarak Kahramanmaraş'a gitti. Üniversitede okuduğu dönemde spora devam etmek ve antrenman yapmak konusunda zorluklar yaşadı. Bu dönemde Aksaray Belediyesi'nin destekleriyle çalışmalarını sürdürdü. Aksaray Belediye Spor Kulübü dışında MTA, Ankara ve Fenerbahçe kulüplerinde koştu.
2000 yılında Sidney'de düzenlenen Olimpiyatlarda yarı final koşarak Türkiye'de yaygın biçimde tanındı. 2001'de Dünya Atletizm Şampiyonası'nda 1.500 metre finali koşarak kadın atletizminde bir ilki daha gerçekleştirdi.
11 Ağustos 2002 günü Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda, 1.500 metrede, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu Romanyalı atlet Gabriela Szabo'nun önünde Avrupa rekoru kırarak şampiyon oldu. 2002 ve 2003 yılları boyunca bu mesafenin en iyi atleti olarak kabul edildi. 2002'de Avrupa'da yılın en başarılı kadın atleti seçildi.
Özellikle farklı bir stille yarışın hemen başında metrelerce fark atarak aynı tempoda yarışı bitirmesi ile birçok otoriteyi şaşırttı.
Ayhan, 2:00:64 derecesi ile 800 metre ve 3:55:33 ile 1.500 metre kadınlar Türkiye rekorunu elinde bulunduruyor.

Eleştiriler


2002'de elde ettiği Avrupa Şampiyonu unvanı ve her yarışma biraz daha geliştirdiği dereceler ile Türk basını ve otoriteler Süreyya Ayhan'dan 2003'te Paris'de düzenlenecek Dünya Atletizm Şampiyonası'nda altın madalya bekliyordu. 1993 yılında Pekin'de Çinli atlet Yunxia Qu tarafından kırılmış olan tartışmalı dünya rekorunu zorlaması bile beklentiler arasındaydı.
Ancak Ayhan için ilk büyük hayal kırıklığı 31 Ağustos 2003 günü St. Denis Stadyumu'nda yaşandı. Rus atlet Tatyana Tomashova'nın atağına cevap veremeyerek gümüş madalyada kaldı. İlk defa bu kadar yaklaşan Dünya Şampiyonluğu için Süreyya Ayhan ve özellikle antrenörü Yücel Kop eleştirilere uğradı. Çift, düzenlenen basın toplantısında yarışın Ayhan'ın regl dönemine geldiğini açıklayınca tartışmalar büyüdü ve günlerce konuşuldu.
Ancak basında sporcu kimliğinden daha çok, antrenörü ile yaşadığı ilişki tartışılmaktaydı. Süreyya Ayhan'ın Yücel Kop ile tanıştığı dönemde küçük yaşta olması ve Kop'un evli ve çocuklu olması eleştirilerin temelini oluşturuyordu. 2002'de TBMM'de bir milletvekili bu konuda bir soru önergesi dahi verdi. Yücel Kop'un eşinin boşanmayı kabul etmemesi yüzünden uzayan davanın bu süreçte sonuçlanmasıyla çift evlendi.


Doping testi ve Atina Olimpiyatları


2004 yaz sonunda Atina'da düzenlenecek Olimpiyat Oyunları için Türkiye'nin en büyük altın madalya ümitlerinden biri Süreyya Ayhan'dı. Özellikle o yıla kadar atletizmde sadece bir bronz madalya kazanmış bir ülke için bir kadın atletin mesafesinde en başarılı koşuculardan biri olması oldukça önemliydi. Ancak oyunlara az bir süre kala önce Süreyya Ayhan'ın Almanya'da yaptığı antrenmanlarda sakatlandığı ve oyunlara katılamayacağı açıklandı. Bir süre sonra Ayhan'ın oyunlar öncesi doping testi yapan yetkilileri engellediği rapor edildi. Test sonuçlarında temiz çıkmasına rağmen, görevini yapmaya çalışan yetkilileri engellediği için Uluslararası Atletizm Federasyonu tarafından Ayhan'a ceza verildi. Olayda suçlanan Yücel Kop yaptığı açıklamada Ayhan'ın kesinlikle doping kullanmadığını, ancak erkek Uluslararası Anti Doping Kurumu (WADA) yetkilisinin idrar testi sırasında izinleri olmadan odaya girmeye çalıştığını ve kendisinin bu durumu engellediğini açıkladı.
2008 Olimpiyatları için hazırlıklarını ABD'de sürdüren Süreyya Ayhan'a yapılan doping kontrolü numunelerinde iki yasaklı madde tespit edildi. Daha önce de 2 yıl ceza almış olduğu için ömür boyu men cezası alması gündeme geldi.
25 Ocak 2008'de Atletizm Federasyonu Ceza Kurulu, milli atlet Süreyya Ayhan Kop’a ömür boyu pistlerden men cezası verdi. Fakat Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu, ömür boyu men cezası alan milli atlet Süreyya Ayhan'ın cezasını bozdu. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, 30 Mayıs 2008 tarihinde verdiği kararla Süreyya Ayhan Kop’un cezasında indirime gitti ve cezasını 4 yıla indirdi. Kurulun, 4 yıllık cezanın 2 yılını milli sporcunun doping maddesi kullanması nedeniyle, diğer 2 yılını da yurt dışında doping yaptığı gerekçesiyle verdiği belirtildi.

Başarılar


1993
  • Türkiye Yıldızlar Salon Şampiyonası, İzmir (800m) 1. (Süre: 2:18) TR
1995
  • 15 Temmuz Cezmi Or Kupası, İstanbul 5. (Süre: 4:38:29)
  • Avrupa Şampiyon kulüpler Kupası, Belçika 2. (Süre: 4:37:23)
1996
  • Uluslararası Gençler Şampiyonası, Avusturya 2.
  • İsrail Şampiyonası, İsrail 1. (Süre: 4:34:84)
  • Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası, İtalya 2.
1997
  • 5 Haziran İsrail Şampiyonası, İsrail 1.'
  • Uluslararası Şampiyona, Litvanya 3. (Süre: 4:25:51)
1998
  • 22 Şubat 5. Balkan Salon Şampiyonası, Pire, Yunanistan 2. (Süre: 4:31:13)
  • 20 Haziran Cezmi Or Kupası, İstanbul (1000m) 6. (Süre 2:46:26) TR
1999
  • 12 Mayıs Türkiye Atletizm Şampiyonası, İzmir 1. (Süre: 4:14:00) TR
2000
  • 20 Ağustos Kulüpler Atletizm Şampiyonası, İstanbul (800m) 1. (Süre: 2:00:64)
  • 25 Ağustos Golden League, Brüksel, Belçika (Süre: 4:03:02) TR
  • 28 Eylül 2000 Olimpiyat Oyunları, Sidney, Avustralya (yarıfinal) 8. (Süre: 4:09:42)
  • Balkan Salon Şampiyonası, Romanya 2. (Süre: 4:05:53) TR
2001
  • 10 Haziran Romanya Şampiyonası, Romanya 2. (Süre: 4:05:82)
  • 7 Ağustos Dünya Atletizm Şampiyonası, Edmonton, Kanada 8. (Süre: 4:08:17)
  • 18 Ağustos 2. Ayak Yarışmalar, Trabzon 1. (Süre: 4:07:63)
  • 29 Ağustos Dünya Üniversite Oyunları, Pekin, Çin 1. (Süre: 4:06:91)
  • 12 Eylül Akdeniz Oyunlar, Tunus 2. (Süre: 4:10:69)
2002
  • 11 Ağustos Avrupa Atletizm Şampiyonası, Münih, Almanya 1. (Süre: 3:58:79) AR TR
  • 30 Ağustos Golden League, Brüksel, Belçika 1. (Süre: 3:57:75) TR
  • 6 Eylül Golden League, Berlin, Almanya 1. (Süre: 3:58:43)
  • 21 Eylül IAAF Atletizm Dünya Kupası, Madrid, İspanya 1. (Süre: 4:02:57)
2003
  • Avrupa Milletler Kupası 1. (Süre: 4:06:63)
  • 10 Ağustos Golden League, Berlin, Almanya 1. (Süre: 3:59:58)
  • 15 Ağustos Golden League, Zürih, İsviçre 1. (Süre: 3:55:60) TR
  • 31 Ağustos Dünya Atletizm Şampiyonası, Paris, Fransa 2. (Süre: 3:59:04)
  • 5 Eylül Golden League, Brüksel, Belçika 1. (Süre: 3:55:33) TR
  • 13 Eylül IAAF Dünya Atletizm Finali, Monako 1. (Süre: 3:57:72)
AR: Avrupa Rekoru, TR: Türkiye Rekoru
münihte 1.500 m finalini kazanarak Avrupa Şampiyonu oldu.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Kasım 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
spor dalında bilim dalında ve diger dallarda başarılı olmuş türk kadınlrı ve isimleri kısaca hayat hikayeleri nelerdir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Kasım 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yha bir spor,bir bilim,alanında kadın mı kalmadı yha bir sürü var nolurrrr
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Aralık 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bir tane kadın çıkıyo fazla kişilerr çıkmıyo lütfen daha fazla bilgi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Aralık 2009       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yaa türük kadınların hayt hikayesi yokmu ya
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Aralık 2009       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ilk kadın heykel traş sabiha bengütaş 1910 yılında doğdu 1922 yılında öldü
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Aralık 2009       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
gerçektende çok az bilgi var.galiba bizm kadınlarımız çok az alanda başarılı olmuş
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Aralık 2009       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Süreyha Ayhan'dan başka yok mu?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2009       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
spor dalında başarılı olmuş türk kadınları kimlerdir?

Benzer Konular

11 Şubat 2019 / Misafir Cevaplanmış
24 Mart 2013 / zeze34 Cevaplanmış
15 Kasım 2010 / exceLLenT Soru-Cevap
15 Ocak 2012 / site kapatıcı Soru-Cevap