Arama

Dünyaca ünlü Türk müzisyenler kimlerdir? - Sayfa 4

En İyi Cevap Var Güncelleme: 29 Mayıs 2014 Gösterim: 134.383 Cevap: 50
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Kasım 2011       Mesaj #31
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
offf bilen yokmu kısa olsun ama
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Kasım 2011       Mesaj #32
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yaa ben dünyacaünlü sanatçı arıyorum bunlar deil
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Kasım 2011       Mesaj #33
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ÇAĞIL YÜCELEN AKIN (Doğ. 1962)

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın solisti olan kemancımız Çağıl Yücelen, müziğe dört yaşında babası Akşit Yücelen’le başlamış, Ankara Devlet Konservatuvarı’nı altı kez sınıf atlayarak bitirdikten sonra İtalya’da Chigiana Müzik Akademisi’nde ve Viyana Devlet Müzik Yüksek Okulu’nda öğrenim yapmıştır. Ankara’da Jules Higny ve Suna Kan’la çalışan sanatçımız, İtalya ve Avusturya’da Wolfgang Marschner, Josef Sivo, Salvatore Accardo, Roswitha Randacher gibi seçkin kemancıların öğrencisi olmuş, Franco Farulli ile oda müziği dalında eğitimini sürdürerek Viyana Müzik Yüksek Okulu’nu “üstün başarı” derecesiyle bitirmiştir.
Sanatçımızın yurtdışında konser ve resital verdiği ülkeler arasında Avusturya, Almanya, Belçika, Fransa, İngiltere, İtalya ve İspanya bulunmaktadır.
Çağıl Yücelen, 1986’da Viyana Yaz Festivali’ne katılmış, uluslararası İstanbul ve Ankara müzik festivallerinde yer almıştır. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde konçertolar yorumlayan kemancımız, “Anadolu Yaylılar Dörtlüsü”nü kurulmasına öncülük etmiştir

TUNÇ ÜNVER (1953)



Üstün yetenekli çocukların yurtdışında öğrenimi için çıkarılmış olan 6660 sayılı yasadan yararlanan ünver, müziğe beş yaşında başlamış, Ankara Devlet Konservatuvarı’nda keman ve teori dersleri alarak 1965’te devlet bursuyla Fransa’ya gönderilmiştir. Paris Ulusal Konservatuvarı’nda Marcel Debot, Gabriel Bouillon, Zino Francescatti ve Arthur Grumiaux ile keman, Henry Challan ile armoni, Jacgues Fevrier ile oda müziği çalışan sanatçımız, konservatuvarı bitirdikten sonra Cziffra Vakfı’nın “Üstün Yorumcu” ödülünü almıştır. Yurtdışında Genevieve Joy-Dutilleux ve Jacques Fevrier gibi ünlü piyanistler eşliğinde resitaller veren Ünver, Paganini’nin 1. Keman Konçertosu’nun Türkiye’de ilk seslendirmesini gerçekleştirmiştir. Fransa’nın önde gelen müzik merkezlerinde ve Danimarka, Almanya, Avusturya, Romanya ve Kıbrıs’ta sanatını dinleten Ünver’in Fransa’da ORTF radyosu ve televizyonunda verdiği konserler övgüyle karşılanmıştır. Yine Fransa’da yorumladığı konçertolar üzerine Le Figaro ve Midi Libre gibi basın organlarında yayınlanan yazılarda övülen Ünver, Gstaad Festivali’nde Yehudi Menuhin için özel bir resital sunmuş, 1977’de Bükreş’te yapılan “Avrupalı Müzikçiler Festivali”nde sanatını dinletmiştir.
“Devlet Sanatçısı” unvanıyla onurlandırılan sanatçımız, orkestra eşliğindeki birçok yapıtın Türkiye’deki ilk seslendirmesini gerçekleştirmiştir: Paganini’nin Keman Konçertosu No:1; Max Bruch’un İskoç Fantezisi; Samuel Barber’ın Öp. 14 Keman Konçertosu; Viextemps’un Op. 13 Keman Konçertosu. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın solistidir.

GÜLSİN ONAY



Gülsin Onay, dünyanın önemli müzik merkezlerinde 36 ülkenin önde gelen orkestraları ve şefleri ile sayısız konserler ve resitaller verdi. Gösterdiği performansla dünyaca ünlü bir piyanist olarak Türkiye’nin sesini tüm dünyaya duyurdu. İlk konserini altı yaşındayken İstanbul Radyosu’nda veren Gülsin Onay, “Üstün Yetenekli Çocuklar Kanunu” çerçevesinde iki yıl Adnan Saygun ve Mithat Fenmen tarafından yetiştirildikten sonra Paris’e gönderildi ve orada Pierre Sancan, Nadia Boulanger ve Monique Haas ile çalıştı. Gülsin Onay, “Paris Konservatuvarı”nı 16 yaşında piyano ve oda müziği branşlarında birincilik ödülü alarak bitirdi. Bunu, önemli uluslararası yarışmalarda aldığı ödüller takip etti. Bunlar arasında Fransa’da Margueriete Long-Jacques Thibaut ve İtalya’da Ferrucio Busoni ödülleri de bulunmaktadır. Sanatçının önemli yurtdışı konserleri arasında şunları sayabiliriz: Varşova Filarmonisi, Berlin Radyo Senfoni Orkestrası, Salzburg Mozarteum Orkestrası, Tokyo Senfoni Orkestrası, Japon Filarmoni Orkestrası, İsrail Senfoni Orkestrası, City of London Sinfonia, Bavyera-Avusturya-Finlandiya-Danimarka ve Hannover Radyo Orkestraları gibi önemli birçok orkestra ile konserler. Gülsin Onay, Varşova Sonbaharı, Stayr Sonbaharı, Berlin Festivali, Würzburg Mozart Festivali, Schleswig-Holstein Festivali, Ankara Festivali, İstanbul Festivali ve Newport Festivali’ne sürekli olarak davet edilmektedir. Repertuvarında klasik, romantik bestecilerin yanı sıra 20.yüzyıl bestecilerine de yer veren Gülsin Onay Beethoven, Schubert, Chopin, Debussy, Ravel, Franck, Bartok, Saygun’un solo eserlerini ve Çaykovski, Stuppner, Mozart ve Saygun’un piyano konçertolarını kaydetti. Londra “Queen Elisabeth Hall”da, uluslararası piyano serisinde dünyaca ünlü piyanistlerle sahne paylaşan sanatçı Cumhuriyetimizin 75. yılı nedeniyle sekizinci kez Japonya’da olmak üzere Vietnam, Filipinler, Tayland ve Hırvatistan’daki konserleriyle ülkemizin adını başarıyla duyurmuştur. 1987’de “Devlet Sanatçısı” ünvanına layık görülen sanatçı, 1988’de de Boğaziçi Üniversitesi “Fahri Doktorluk” payesi aldı. Gülsin Onay, halen “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” solist sanatçısıdır.

İSMAİL AŞAN Devlet Sanatçısı

Küçük yaşta müzik otoritelerinin dikkatini çeken İsmail Aşan, üstün yetenekli çocuklar için çıkarılmış olan yasa gereğince kurulan komisyon kararı ile Devlet himayesine alındı. Böylece A. Adnan Saygun ve Marcel Debot tarafından özel bir program uygulanarak iki yıl süre ile yetiştirdikten sonra, 1963 yılında Devlet tarafından Fransa’ya gönderilen sanatçı, Paris Milli Konservatuvarı’nın Yüksek Kısmı’na girerek, keman sınıfında Gabriel Bouillon’la, oda müziği sınıfında da Jacques Fevrier ile çalıştı ve oy birliği ile bu bölümlerin birinci ödüllerinin birincisi seçilerek konservatuvarı 14 yaşında bitirdi. 1965-1968 yılları arasında Gabriel Bouillon ile “Perfection” çalışmaları yaptı. 1969’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni orkestrası solist üyeliğine atanarak yurtiçi ve yurtdışı konser faaliyetlerini sürdüren Aşan, 1973-1977 yılları arasında David Oistrakh ile “Uzmanlık” çalışmaları yaptı. Daha sonra bir yandan yurt içinde konser faaliyetlerini sürdürürken, diğer yandan Fransa, Romanya, F. Almanya, Sovyetler Birliği, Mısır, Cezayir, Tunus, Fas, İspanya, Arnavutluk, Yugoslavya, Kıbrıs, Finlandiya, Bulgaristan ve İsveç’te konserler veren Aşan, 1981’de “Devlet Sanatçısı” seçildi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Kasım 2011       Mesaj #34
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Erkan Oğur
Selim Sesler
Müzeyyen Senar
Safiye Ayla
Esengül
Mercan Dede
Zeki müren
Aşık veysel
Mor ve ötesi
Duman
Hayko Cepkin
Tarkan
Athena
Portecho
Bülent Ersoy
İbrahim Tatlıses
Ajda Pekkan
Barış MAnço
Cem Karaca
Bülent Ortaçgil
Teoman
Müslüm Gürses
Orhan Gencebay
Ferdi Tayfur
Ümit Besen
Cengiz Kurdoğlu
Demir Demirkan
MFÖ
Fazıl Say
Sezen Aksu
Kazım Koyuncu
Volkan Konak
Şevvel Sam
Yavuz Çetin
Zerrin Özer
Haluk Levent
Bandista
Ceza
Sagopa Kajmer
Musa Eroğlu
Neşet Ertaş
Manga
Sertap Erener
Levent Yüksel
Sibel Can
Muazzez Abacı
Muazzez Ersoy
Feridun Düzağaç
Candan Erçetin
Erkin Koray
Dolapdere big gang
Hüsnü Şenlendirici
Moğollar
Behiye Aksoy
Birol Topaloğlu
İsmail Hakkı Devrimcioğlu
Grup Vitamin
Grup Yorum
Hande Yener
Serdar Ortaç
Gülşen
Ebru Gündeş
Demir Demirkan
Ahmet Kaya
Yavuz Bingöl
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Aralık 2011       Mesaj #35
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
başka yok mu lütfn yaa
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Aralık 2011       Mesaj #36
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya resim yokmu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Aralık 2011       Mesaj #37
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
başka daha kaç tane müzisyenimiz var lütfen yarına ödev var bana yardım edebilir misiniz? detay gerek yok sadece isimleri ve hangi alette usta oldukları lazım lütfeeeeeeeeeeeeeeen!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Şubat 2012       Mesaj #38
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GÜZEL SANAT VE TOPLUM

"Sanatsız kalan bir toplumun
hayat damarlarından biri kopmuş demektir."
M.Kemal ATATÜRK

Doç. Ahmet ATAN
Toplumları “Güzel’e ve Güzel Sanatlara “ zorlayan pek çok nedenler vardır. Yalnız bu tek başına ekonomik faktörle açıklanamaz. Ekonomi, bilim, felsefe, politika gibi disiplinler önemli birer faktördürler ama yaşamın sadece birer bölümleridir. Sağlıktan sanata, ekonomiden eğitime hemen her alan Güzel’den payını almalıdır.
Sanatın, kendinden kaynaklanan özel niteliğinden dolayı, toplumun sosyal değişim ve gelişim sürecinde sanat, diğer tüm atılımlardan daha önce etkileşime uğradığı gözlenmektedir. Tarih boyunca Güzel ve Güzel Sanatlar’ın toplum içerisinde özel bir yeri olmuş, bir anlamda sosyal gelişimin ya da değişimin aynası olmuştur. Toplumsal gelişimin boyutu ile Güzel’e olan gereksinim arasında doğal bir uyum vardır.

Eğitimi; insanı, bedensel, zihinsel, duygusal ve entelektüel yönden geliştirme, bir ilişkiler ağı ortamında toplumsallaştırma, milli kültür ve evrensel değerlerle donatma ve etkin bir yaşam sürmesini sağlayacak bilgi ve beceriler kazandırma çabalarının toplamı" olarak tanımlayabiliriz.

Eğitimi başka bir tanımla ise ; özgür düşünceyi kısıtlayan ve körelten, egemenler tarafından belirlenmiş olan doğruları zoraki bir yaptırımla geniş halk yığınlarına dayatan bir araç olarak da tanımlayabiliriz.

Yani nasıl baktığımız çok önemlidir. Biz çoğu zaman eğitim getirdikleriyle ilgileniriz. Çünkü temel olarak kazançlarımız odaklı düşünürüz. Bir diploma neler getirir düşünürüz. Bulmaca, bilgi yarışmalarında kazanmak haz verir. Ve kazançlarımızı birçoğunu eğitimle açıklarız. Birçok hastalığın sebebinin eğitimle bulunduğunu , çözümlerinin eğitimle olduğunu sanarız. Teknolojinin getirdiklerinin hayatımızı kolaylaştırdığını, daha refahlı milletler yarattığına inanırız. Bu tespite ulaşmamız zor olmaz. Çünkü Amerika, İngiltere,Japonya gibi ülkelerden gelen duyumlarımızla Sierra Leone,Tanzanya, Malawi ve Etyopya gibi ülkelerden gelen duyumlarımızı karşılaştırırız. Bir taraftan buluş haberleri gelirken diğer taraftan savaş haberleri alınır. Bir tarafta insanların mutluluk imareleri alınırken diğer taraftan yaşama mücadeleleri gözlemlenir.

Oysa madalyonun başka bir yüzü de vardır. Bugün inanılmaz büyük paralar kazanan yine o eğitimli insanların ilaç şirketleri laboratuar da virüs üretmekte ve milyonlarca insanın ölümüne yol açmakta .. bugün yine o eğitimli insanlar,insanları daha hızlı,daha kolay öldürmek için nükleer bombalar üretmekte.. bugün yine o eğitimli insanların petrol şirketleri daha fazla kazanmak için insanların yaşamlarını hiçe saymakta..bugün yine o eğitimli insanların altın,elmas şirketleri yüz binlerce insanın ölümüne yol açmakta ve sadece daha fazla kazanç için (kanlı elmas filmi iyi bir örnek) . Bunları saymakla bitmez sanırım.. yakın çevremizde de minyatürlerini görmekteyiz bu örneklerin.

Eğitime başka bir eksi bakışı da ünlü düşünür ivan illich alıntısı ile sunmak istiyorum.

Ivan Illich, Okulsuz Toplum adlı eserinde okulun sadece çocuklara sosyal statüsünü öğretmeyi ve ona uymayı sağlayan bir araçtan başka bir şey olmadığını savunur. İllich'e göre okullar sadece egemen sınıfın baskı araçlarıdırlar ve özgür iradeyi egemen kılmak için mutlaka kapatılmaları gerekir.
Resmi Okullar, Amerika ve Avrupa başta olmak üzere kişiliksiz, kimliksiz ve tekdüze bir toplum oluşturmanın lokomotifi olmuştur. Modern eğitim endüstrisinin en büyük başarısı düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen ve hikmeti yitirmiş bir toplum oluşturmak olmuştur.
Bugün bütün dünyada; Mc Donalds'a gidiliyor, Coca Cola içiliyor, Blue Jean giyiliyor, Harry Potter okunup, Matrix seyrediliyor. Demek ki, İvan İllich haklı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2012       Mesaj #39
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
başka yokmu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Ağustos 2012       Mesaj #40
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

dünyaca ünlü müzisyenlerimiz kimlerdir

Cemali Altuntaş. Enstrümantel ambient müzik yapan sayılı sanatçılarımızdandır. Hush adlı enfes şarkısı için buyrun...

http://youtu.be/Zja6mRuKMgA

Benzer Konular

25 Şubat 2015 / mitooken Soru-Cevap
2 Mart 2010 / Misafir Cevaplanmış
18 Şubat 2009 / SAMET1997 Soru-Cevap
12 Kasım 2012 / Misafir Soru-Cevap