Arama

Çekirdeğin yapısını resimlerle açıklayabilir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 16 Mart 2011 Gösterim: 70.149 Cevap: 14
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
19 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
BİYOLOJI DERSİNDEKİ CEKİRDEGİN
YAPISI VE DİGER BİLGİLER RESİMLERLE BİRLİKTE
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Hücre çekirdeği

Sponsorlu Bağlantılar

Hücre çekirdeği yani Nükleus, tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir. Hücreyi yönetir. Çekirdek zarı, nükleoplazma, kromozom ve çekirdekçikten oluşmaktadır. Çekirdek zarı iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. Nükleoplazma ise çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. İşlevi hücrenin yaşamını sürdürmek ve çalışmasını düzenlemektir. Çekirdek ölecek olursa, hücre de ölür. Çekirdek ayrıca hücre ana maddesi içindeki birçok küçük organelin birbirleriyle uyumlu olarak çalışmasını sağlar. Çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır.Rolü görevi hücre bölmesi olduğu için çekirdek çok önemlidir...

Organeller

Vücut için organ ne ise hücre için de organel odur. Organelle sözcüğünden dilimize girmiştir. "-elle" son eki küçültme eki olup Türkçe'deki "-cık" ekinin karşılığıdır. Türkçe'deki tam karşılığıyla organcık(küçük organ)
Özellikle karmaşık yapıdaki ökaryot hücrelerde birçok organel çeşidi bulunur. Organeller mikroskobun bulunuşundan sonra gözlemlenmeye ve tanımlanmaya başlanmıştır. Bazı hücrebilimcilerin savlarına göre birçok büyük organelin endosimbiyoz bakterisinden köklendiği öne sürülür.

Mitokondriler


2-3 mikron uzunluğunda 0,5 mikron çapında elektron mikroskobuyla kolayca görülebilen elips biçiminde parçalardır. Sosis veya çomak biçimindedir. Mitokondrinin yapısında 2 zar bulunur. Hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. Hücre solunumunun sitrik asit devri (Krebs döngüsü) burada gerçekleşir. Organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada ATP şekline çevrilir.

Lizozomlar


Yuvarlak, zarla çevrili, içersinde eritici (hidrolitik) enzimleri içeren organellerdir. Hücrenin sindirim görevini üstlenmiş olan yapılardır. Hücre içi fazla ve zararlı yapıları ortadan kaldırırlar. Lizozomlar, sitoplazma içinde tek membranla sınırlanmış kese veya taneciklerdir. Lizozomların büyüklükleri ve morfolojik yapıları, gelişim evrelerine göre çok çeşitlidir: Primer lizozomlar, golgi keselerinden boğumlanarak ayrılan küçük veziküllerin birleşmesi ve içeriklerinin yoğunlaşmasıyla oluşan aktif hidrolaz depolarıdırlar: Lizozomal matriks pH’ı, sitozol pH’ından düşüktür. Lizozomal enzimler olan hidrolazlar, asit ortamda en iyi iş gören proteazlar, glikozidazlar, lipazlar, asit fosfatazlar, esterazlar, glukuronidazlar, sülfatazlar, lizozimler, katepsin, RNAzlar, DNAzlar gibi enzimlerdir. Farklı dokuların lizozomlarındaki enzimler de farklıdır. Primer lizozomların yine bir vezikül içinde bulunan, parçalanıp sindirilecek yapılarla birleşmesi ve enzimlerini bunların içine boşaltması sonucu sekonder lizozomlar oluşur. Sekonder lizozomların görünümü değişkendir; bazı durumlarda artık cisimler yüksek oranda lipid içerirler ve uzun süre kalırlar, zamanla lipid yapı okside olur ve renkli bir görünüm alır. Lizozomlar, genel hücre metabolizması ve işi sırasında devamlı harcanıp yıpranan hücre organellerini ve endositoz yoluyla hücreye fazla miktarda çekilmiş madde ve partikülleri enzimleriyle parçalar, sindirir ve böylece sitoplazmayı bunlardan temizlerler. Hücrenin sitoplazmik proteinleri ve glikojen tanecikleri gibi moleküller bulundukları yerlerde yıkıldıkları halde diğer makromoleküllü bileşikler ve maddeler lizozomlarda yıkılırlar. Hücresel sindirim, protein, karbonhidrat, lipid ve nükleik asitlerin hidrolizi lizozomların önemli fonksiyonlarıdırlar: Lizozomlar, sekretuvar işlevlerde de görev alırlar; prekürsör protein moleküllerinde spesifik bağları kopararak aktif protein oluşumunu ve hücreden sekrete edilmesini sağlarlar. Lizozomlar, bağ dokusu, prostat ve embriyogenezde önemli organellerdir. Lizozomal enzimler, hücrenin ölümünden sonra otolizde rol oynarlar. Hücrede makromoleküllerin ve maddelerin lizozomal yıkılması yaşam için önemli bir proçestir; sfingomiyelin ve karbonhidrat içeren bazı sfingolipidler hücrede az miktarda bulundukları halde bunları yıkan lizozomal enzimler kalıtsal olarak eksik olursa hücrede birikirler ve lizozomal depo hastalıkları denen çeşitli hastalık tabloları ortaya çıkar. Birçok genetik hastalıkta lizozomal enzimlerin yokluğu gösterilmiştir; etkilenmiş hücrelerde sindirilemeyen materyal hücrenin genişlemesine ve normal hücresel işlevlerin bozulmasına neden olur.

Golgi aygıtı(cisimciği)

Golgi aygıtı ya da kompleksi, zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. Genellikle çekirdeğe yakındır. Bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. [[Asıl görevinin hücrenin salgıladığı]] proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır. Paketleme ve salgı görevi yapar. Salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır. Örnegin; ter bezlerinden ter, bunlar gibi örnekler. Golgi aygıtı büyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. Açığa çıkan enerji burada ATP şekline çevrilir. Enerji üretir oksijenli solunum yapar. Enerji üretmekte kullanılır.hücre dışında salgı yapmak.

Endoplazmik retikulum


Endoplazmik retikulum, sitoplazmada besin dolaşımını, yağ ve hormon sentezini sağlayan, hücre zarı ve çekirdek zarı arasında yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. Üzerinde ribozom bulunmayanlarına "taneciksiz(granülsüz) endoplazmik retikulum" denir ki, burası steroid hormon salgılayan hücrelerde steroid yapımının, diğer hücrelerde ise zehirsizleştirme olayının gerçekleştiği yerdir.

Plastitler


Yalnızca bitki hücrelerinde bulunurlar Plastitler; Kloroplastlar, Kromoplastlar ve Lökoplastlar olmak üzere üçe ayrılır:
250px Mnium hornum laminazellen magnify clip
Bitki hücrelerinde görülen kloroplastlar


  • Kloroplastlar,parlak turuncu,sarı veya kırmızı renkli,yağda çözünen pigmentleri taşıyan plastitlerdir.Kromoplastlar çiçeklerde,olgun meyvelerde,sebzelerde ve yüksek yapılı bitkilerin köklerinde bulunur.Söz gelimi;havuçta karoten,limonda ksantofil,domateste likopen pigmentleri (renk maddeleri)oluşur.Kromoplastlar,kloroplastların değişmesi ile oluşur.Sonbaharda yaprakların sararması,klorofil pigmentinin yapısının bozulup kloroplastların kromoplasta dönüşmesinden ileri gelir
  • Kromoplastlar, renkli plastitlerdir. Turuncu renkte olanlara “karoten”, sarı renkte olanlara “ksantofil”, sarımsı kırmızı olanlara da “likopen” denir. Havuç ve domates gibi meyve ve sebzelerin kendine has renklerini verirler.
  • Lökoplastlar, renksizdirler. Bitkilerin ışık görmeyen kısımlarında (kök, yumru vb.) bulunurlar. Nişasta depolarlar. Fotosentez sonucu oluşan glikoz, iletim sistemi aracılığıyla depo yeri olan lökoplastlara gelir. Burada glikoz molekülleri birleşerek nişasta molekülleri meydana gelir. Nişastanın sentezi esnasında, su açığa çıkar. “n” sayıda glikoz molekülünün birleşmesi esnasında (n-1) sayıda H2O(su) molekülü açığa çıkar. Nişasta taneciklerinin şekil ve büyüklükleri bitkinin çeşidine göre farklılık gösterir.

Vakuol (koful) [değiştir]

Ana madde: Vakuol
Kofullar, içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. Genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. Kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. Bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı, boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır.

Hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar [değiştir]

Yapı Prokaryot Hücre Bitki Hücresi Hayvan Hücresi Kısaca Görevi Hücre zarı Var Var Var Madde alış-verişi ve sitoplazmayı ortamdan ayırmak Hücre çeperi Var Var Yok Koruma ve destek Ribozom Var Var Var Protein sentezi Mitokondri Yok Var Var Enerji (ATP) üretim merkezi Plastitler Yok Var Yok Çeşitli pigmentleri taşımak, besin depo etmek Klorofil Var (bazılarında) Var (çoğunda) Yok Fotosentez yapmak Sentrozom Yok Yok Var Hücre bölünmesinde görevli Lizozom Yok Benzeri var Var Hücre içi sindirim yapmak Golgi aygıtı Yok Var Var Hücre dışına salgı yapmak Endoplazmik retikulum Yok Var Var Madde taşınması ve depolanması, lipid sentezi Koful (Vakuol) Yok Var (büyük) Var (küçük) Geçici depolama birimi Çekirdek Zarla çevrili değil Var Var Hücrenin kalıtım ve yönetim merkezi Çekirdekçik Yok Var Var RNA ve ribozom sentezi
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
19 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Hücre çekirdeği

Sponsorlu Bağlantılar

Hücre çekirdeği yani Nükleus, tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir. Hücreyi yönetir. Çekirdek zarı, nükleoplazma, kromozom ve çekirdekçikten oluşmaktadır. Çekirdek zarı iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. Nükleoplazma ise çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. İşlevi hücrenin yaşamını sürdürmek ve çalışmasını düzenlemektir. Çekirdek ölecek olursa, hücre de ölür. Çekirdek ayrıca hücre ana maddesi içindeki birçok küçük organelin birbirleriyle uyumlu olarak çalışmasını sağlar. Çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır.Rolü görevi hücre bölmesi olduğu için çekirdek çok önemlidir...

Organeller

Vücut için organ ne ise hücre için de organel odur. Organelle sözcüğünden dilimize girmiştir. "-elle" son eki küçültme eki olup Türkçe'deki "-cık" ekinin karşılığıdır. Türkçe'deki tam karşılığıyla organcık(küçük organ)
Özellikle karmaşık yapıdaki ökaryot hücrelerde birçok organel çeşidi bulunur. Organeller mikroskobun bulunuşundan sonra gözlemlenmeye ve tanımlanmaya başlanmıştır. Bazı hücrebilimcilerin savlarına göre birçok büyük organelin endosimbiyoz bakterisinden köklendiği öne sürülür.

Mitokondriler


2-3 mikron uzunluğunda 0,5 mikron çapında elektron mikroskobuyla kolayca görülebilen elips biçiminde parçalardır. Sosis veya çomak biçimindedir. Mitokondrinin yapısında 2 zar bulunur. Hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. Hücre solunumunun sitrik asit devri (Krebs döngüsü) burada gerçekleşir. Organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada ATP şekline çevrilir.

Lizozomlar


Yuvarlak, zarla çevrili, içersinde eritici (hidrolitik) enzimleri içeren organellerdir. Hücrenin sindirim görevini üstlenmiş olan yapılardır. Hücre içi fazla ve zararlı yapıları ortadan kaldırırlar. Lizozomlar, sitoplazma içinde tek membranla sınırlanmış kese veya taneciklerdir. Lizozomların büyüklükleri ve morfolojik yapıları, gelişim evrelerine göre çok çeşitlidir: Primer lizozomlar, golgi keselerinden boğumlanarak ayrılan küçük veziküllerin birleşmesi ve içeriklerinin yoğunlaşmasıyla oluşan aktif hidrolaz depolarıdırlar: Lizozomal matriks pH’ı, sitozol pH’ından düşüktür. Lizozomal enzimler olan hidrolazlar, asit ortamda en iyi iş gören proteazlar, glikozidazlar, lipazlar, asit fosfatazlar, esterazlar, glukuronidazlar, sülfatazlar, lizozimler, katepsin, RNAzlar, DNAzlar gibi enzimlerdir. Farklı dokuların lizozomlarındaki enzimler de farklıdır. Primer lizozomların yine bir vezikül içinde bulunan, parçalanıp sindirilecek yapılarla birleşmesi ve enzimlerini bunların içine boşaltması sonucu sekonder lizozomlar oluşur. Sekonder lizozomların görünümü değişkendir; bazı durumlarda artık cisimler yüksek oranda lipid içerirler ve uzun süre kalırlar, zamanla lipid yapı okside olur ve renkli bir görünüm alır. Lizozomlar, genel hücre metabolizması ve işi sırasında devamlı harcanıp yıpranan hücre organellerini ve endositoz yoluyla hücreye fazla miktarda çekilmiş madde ve partikülleri enzimleriyle parçalar, sindirir ve böylece sitoplazmayı bunlardan temizlerler. Hücrenin sitoplazmik proteinleri ve glikojen tanecikleri gibi moleküller bulundukları yerlerde yıkıldıkları halde diğer makromoleküllü bileşikler ve maddeler lizozomlarda yıkılırlar. Hücresel sindirim, protein, karbonhidrat, lipid ve nükleik asitlerin hidrolizi lizozomların önemli fonksiyonlarıdırlar: Lizozomlar, sekretuvar işlevlerde de görev alırlar; prekürsör protein moleküllerinde spesifik bağları kopararak aktif protein oluşumunu ve hücreden sekrete edilmesini sağlarlar. Lizozomlar, bağ dokusu, prostat ve embriyogenezde önemli organellerdir. Lizozomal enzimler, hücrenin ölümünden sonra otolizde rol oynarlar. Hücrede makromoleküllerin ve maddelerin lizozomal yıkılması yaşam için önemli bir proçestir; sfingomiyelin ve karbonhidrat içeren bazı sfingolipidler hücrede az miktarda bulundukları halde bunları yıkan lizozomal enzimler kalıtsal olarak eksik olursa hücrede birikirler ve lizozomal depo hastalıkları denen çeşitli hastalık tabloları ortaya çıkar. Birçok genetik hastalıkta lizozomal enzimlerin yokluğu gösterilmiştir; etkilenmiş hücrelerde sindirilemeyen materyal hücrenin genişlemesine ve normal hücresel işlevlerin bozulmasına neden olur.

Golgi aygıtı(cisimciği)

Golgi aygıtı ya da kompleksi, zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. Genellikle çekirdeğe yakındır. Bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. [[Asıl görevinin hücrenin salgıladığı]] proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır. Paketleme ve salgı görevi yapar. Salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır. Örnegin; ter bezlerinden ter, bunlar gibi örnekler. Golgi aygıtı büyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. Açığa çıkan enerji burada ATP şekline çevrilir. Enerji üretir oksijenli solunum yapar. Enerji üretmekte kullanılır.hücre dışında salgı yapmak.

Endoplazmik retikulum


Endoplazmik retikulum, sitoplazmada besin dolaşımını, yağ ve hormon sentezini sağlayan, hücre zarı ve çekirdek zarı arasında yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. Üzerinde ribozom bulunmayanlarına "taneciksiz(granülsüz) endoplazmik retikulum" denir ki, burası steroid hormon salgılayan hücrelerde steroid yapımının, diğer hücrelerde ise zehirsizleştirme olayının gerçekleştiği yerdir.

Plastitler


Yalnızca bitki hücrelerinde bulunurlar Plastitler; Kloroplastlar, Kromoplastlar ve Lökoplastlar olmak üzere üçe ayrılır:
250px Mnium hornum laminazellen magnify clip
Bitki hücrelerinde görülen kloroplastlar


  • Kloroplastlar,parlak turuncu,sarı veya kırmızı renkli,yağda çözünen pigmentleri taşıyan plastitlerdir.Kromoplastlar çiçeklerde,olgun meyvelerde,sebzelerde ve yüksek yapılı bitkilerin köklerinde bulunur.Söz gelimi;havuçta karoten,limonda ksantofil,domateste likopen pigmentleri (renk maddeleri)oluşur.Kromoplastlar,kloroplastların değişmesi ile oluşur.Sonbaharda yaprakların sararması,klorofil pigmentinin yapısının bozulup kloroplastların kromoplasta dönüşmesinden ileri gelir
  • Kromoplastlar, renkli plastitlerdir. Turuncu renkte olanlara “karoten”, sarı renkte olanlara “ksantofil”, sarımsı kırmızı olanlara da “likopen” denir. Havuç ve domates gibi meyve ve sebzelerin kendine has renklerini verirler.
  • Lökoplastlar, renksizdirler. Bitkilerin ışık görmeyen kısımlarında (kök, yumru vb.) bulunurlar. Nişasta depolarlar. Fotosentez sonucu oluşan glikoz, iletim sistemi aracılığıyla depo yeri olan lökoplastlara gelir. Burada glikoz molekülleri birleşerek nişasta molekülleri meydana gelir. Nişastanın sentezi esnasında, su açığa çıkar. “n” sayıda glikoz molekülünün birleşmesi esnasında (n-1) sayıda H2O(su) molekülü açığa çıkar. Nişasta taneciklerinin şekil ve büyüklükleri bitkinin çeşidine göre farklılık gösterir.

Vakuol (koful) [değiştir]

Ana madde: Vakuol
Kofullar, içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. Genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. Kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. Bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı, boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır.

Hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar [değiştir]

Yapı Prokaryot Hücre Bitki Hücresi Hayvan Hücresi Kısaca Görevi Hücre zarı Var Var Var Madde alış-verişi ve sitoplazmayı ortamdan ayırmak Hücre çeperi Var Var Yok Koruma ve destek Ribozom Var Var Var Protein sentezi Mitokondri Yok Var Var Enerji (ATP) üretim merkezi Plastitler Yok Var Yok Çeşitli pigmentleri taşımak, besin depo etmek Klorofil Var (bazılarında) Var (çoğunda) Yok Fotosentez yapmak Sentrozom Yok Yok Var Hücre bölünmesinde görevli Lizozom Yok Benzeri var Var Hücre içi sindirim yapmak Golgi aygıtı Yok Var Var Hücre dışına salgı yapmak Endoplazmik retikulum Yok Var Var Madde taşınması ve depolanması, lipid sentezi Koful (Vakuol) Yok Var (büyük) Var (küçük) Geçici depolama birimi Çekirdek Zarla çevrili değil Var Var Hücrenin kalıtım ve yönetim merkezi Çekirdekçik Yok Var Var RNA ve ribozom sentezi
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
19 Aralık 2008       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Çekirdeğin Yapısı
Çekirdek atomun tam merkezinde bulunmaktadır ve atomun niceliğine göre belirli sayıda proton ve nötrondan oluşmuştur. Çekirdeğin yarıçapı atomun yarıçapının onbinde biri kadardır. Rakam verilirse atomun yarıçapı atomun yarıçapının 10-8 cm çekirdeğin yarıçapı 10-12 cm kadardır. Dolayısıyla çekirdeğin hacmini atomun hacmine oranlarsak
= = = =
Burada şaşırtıcı bir durum vardır. Boyutları bu şekilde iken çekirdeğin kütlesi atomun kütlesinin %99.95’ini oluşturmaktadır. Peki bir şey nasıl olurda bir yandan kütlesinin yaklaşık tamamını oluştururken diğer yandan da hiç yer kaplamasın? Bunun nedeni şudur? Atomun kütlesini oluşturan yoğunluk tüm atoma eşit olarak dağılmamıştır, yani atomun bütün kütlesi atomun çekirdeğinde birikmiştir. Diyelim ki sizin 10 milyon m2 bir eviniz var ve bu evin tüm eşyasını 1 m2 lik bir odada toplamamız gerekiyor. Bunu yapabilir misiniz? Tabii hayır. Ancak atom çekirdeğinde bu iş dünyada eşi ve benzeri olmayan bir güçle yapılabilmektedir. 1932 yılına dek çekirdeğin proton ve elektronlardan oluştuğu sanılıyordu. Ancak yapılan araştırmalarda elektronların değil nötronların atom çekirdeğini oluşturduğu anlaşıldı.
Çekirdekte proton ve nötronları bir arada tutan kuvvet öyle hassas bir dengededir ki, söz konusu kuvvet biraz daha büyük olsa proton ve nötronlar birbirinin içine geçerek biraz daha az olsa dağılıp gideceklerdi. Çünkü nükleer kuvvetin açığa çıktığı zaman ne kadar büyük tahrip gücü olduğunu bize Hiroşimo ve Nagazaki’deki tecrübeler göstermiştir. Atom bombasının bu denli etkili olmasının tek sebebi atom çekirdeğinde saklanan gücünün açığa çıkmasıdır.
Kuantum mekaniği yasalarının geçerli olduğu birçok sistem gibi çekirdek de anlaşılması zor ve gizemlidir. Çekirdeğin özelliklerinin belirlenmesi gözle görülebilen cisimlere göre çok daha zordur.
Çekirdeğin yapısını tamamlamak çok zor olduğundan çekirdek çok az parametre ile tanımlanabilir. Bunlar; çekirdeğin yükü yarıçapı açısal momentum ve parite, manyetik dipol, bağlanma enerjisi ve uyarılmış durumların enerjileridir. Bunla çekirdeğin statik özellikleridir. Reaksiyon ve bozunma olasılıkları ise dinamik özelliklerdir.
Bazı kararlı ve radyoaktif çekirdeklerin nötr atomlarının ölçülen kütle ve bollukları tablo halinde verilmiştir. Nükleer reaksiyon ve bozunmalarda enerji dengesini çekirdek kütlelerini kullanarak inceliyor olsak ta nötr atomların kütlelerini tablo halinde vermek uygun olur. Bu nedenle elektronların kütle ve bağlanma enerjileri için düzeltme yapmak gerekli olabilir.
Nükleer kütle tartışmasını, nükleer bağlanma enerjisi tartışmasından ayırmak mümkün değildir; öyle olsaydı çekirdekler Zmp + Nmn ile verilen kütlelere sahip olurdu. Biz çekirdek kütlelerinin deneysel tayinini ile ilgilenerek ve çekirdeği iç yapısı olmayan basit bir cisim olarak yorumlayacağız.
Çekirdek kütlelerinin ölçümü, nükleer fiziğin gelişmesinde oldukça önemli bir rol oynar. Kütle spektrometisi, deneyciye yüksek duyarlıkta ölçüm yapma imkanı çağlayan ile tekniktir. Nükleer özelliklerin bir izotoptan diğerine değişimini açıklayamadıkça çekirdek yapısını anlamakta başarılı olamayız. Çekirdeğin böyle özelliklerini ölçmeden önce hangi izotopların bulunduğunu tayin etmeli ve aynı zamanda deneysel araştırmalar için onları birbirinden ayırmak için gayret sarfetmeliyiz.
Herhangi bir madde numunesi içindeki çekirdek kütlelerini ve bağıl bolluklarını, hatta saf olarak ayrılması için izotopları kütlelerine göre birbirinden ayrılması için bir yönteme sahip olmamız gerekir.








Birbirinden ayrılan kütleler, bir fotoğrafik plaka üzerinde iz bırakacak şekilde odaklanır, cihaz bu durumda spektrograf olarak adlandırılır veya kütleler bir ayırıcı yarıktan geçebilir ve elektronik olarak kaydedilir. Bu durumda bir spektrometreye sahip olduğumuz söylenir.
Bütün kütle, spektroskopları iyonlaşmış atom veya molekül demeti üreten bir iyon kaynağına sahiptir. İnceleme altındaki materyalin buharı, iyon oluşturmak için elektronlarla bombardıman edilir; diğer durumlarda iyonlar materyal ile kaplı elektronlar arasında bir yük boşalması sonucu meydana gelir. Kaynaktan yayılan iyonlar, termal bir dağıtımda olduğu gibi geniş bir hız dağılım aralığına sahiptir ve doğal olarak birçok farklı kütleler içerebilir.
Kütle spektrometresinin diğer parçası birbirine dik manyetik ve elektrik alan içeren hız seçici bölümüdür. E alanı iyonlara yukarı doğru qE kuvveti uygular B manyetik alanı ise aşağı doğru qvB kuvvetini uygulayacaktır
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
19 Aralık 2008       Mesaj #4
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Hücre Çekirdeği

hayvanhcressamanyolu3miHücre çekirdeği yani Nukleus, tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir. Hücreyi yönetir. Çekirdek zarı, nükleoplazma, kromozom ve çekirdekçikten oluşmaktadır. Çekirdek zarı iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. Nükleoplazma ise çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. İşlevi hücrenin yaşamını sürdürmek ve çalışmasını düzenlemektir. Çekirdek ölecek olursa, hücre de ölür. Çekirdek ayrıca hücre ana maddesi içindeki birçok küçük organelin birbirleriyle uyumlu olarak çalışmasını sağlar. Çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır.




Sitoplazma

show1cytoplasmHücre zarı ile çekirdek zarı arasında kalan hücre bölümünü kaplayan, homojen nitelikte, kolloidal ve devamlı değişim halinde bulunan bir eriyiktir. Sitoplazma inorganik maddeler (çeşitli iyonlar metal tuzları, asit ve bazlar), organik maddeler, protein, yağ, karbonhidrat, nükleik asitler, hormonlar) ve % 60-95 arasında değişen sudan ibarettir. Sitoplazmanın içerisinde çeşitli canlı yapılar (organeller) ve cansız yapılar (inklüzyon cisimcikleri) bulunur. Canlı hücre maddesine “protoplazma” denir. Protoplazma, yapı bakımından sitoplazma ve çekirdekten oluşur.

Büyük oranda sudan ibaret olduğu halde ne sıvı ne de katı özellik gösterir yani kolloidal yapıdadır. Sitoplazma çözünmüş ve dağılmış tanecikler içerir. Bu çözünen taneciklerin miktarı hücre türüne göre değişiklik gösterir. İçinde bulunan genel organeller şunlardır:


- Endoplazmik retikulum
- Mitokondri
- Lizozom
- Ribozom
- Golgi aygıtı
- Plastitler
- Pronoplast
- Koful






Hücre Zarı

membranero7"Sitoplazmik hücre zarı" da denir. Hücreyi dış ortamdan ayıran, seçici geçirgen canlı yapıdır. Hücreyi çevreleyen birim zar ortalama olarak 75 Angström (75x10-7 mm) kalınlığındadır. Birim zar içte ve dışta birer protein tabakası ile ortada bir lipid katından yapılmıştır. Elektron mikroskobu çalışmaları, zarların lipoproteinlerden yapılmış mozaik şeklindeki fonksiyonel birimler olarak incelenmesinin daha uygun olacağını göstermektedir. Hücre zarı hücreye şekil vermekle kalmaz, besin maddelerinin ve artık maddelerin hücreye giriş çıkışını da ayarlar. Zar aynı zamanda hücrenin koruyucusudur.

CellMembraneDrawing
İlk bilimsel model Danielli ve Dawson tarafından ortaya atılmıştır. Bu model uzunca bir süre benimsendi ancak bu model hücre zarının işleyişini açıklayamadı. 1972 yılında Singer ve Nicolson'ın akıcı-mozayik zar modeli ortaya kondu. Bu modele göre zarın yapısında %65 protein, %33 lipit, %2 karbonhidrat bulunmaktaydı.

Hücre zarı, gözenekli ve yarı geçirgen yapıya sahiptir. Esas yapı taşları lipid ve proteinlerdir. Her hücrenin protein, yağ ve karbonhidrat oranları birbirlerinden farklı olduğu için her hücre zarı, o hücreye özgüdür. Hücreye gelen bütün kimyasal maddeler ve elektriksel iletiler hücre zarı ile alınır.Hücre zarının yapısında protein, yağ ve karbonhidrat bulunur. Hücre zarının görevleri;

- Sitoplazmayı çevreleyerek hücreye şekil verir ve dağılmasını engeller.
- Madde alış verişini düzenler.
- Ozmatik dengenin düzenlenmesinde görev alır.
- Salgı görevi vardır.
- Enzimleri taşıyıcı görevi vardır.
- Uyarı iletimi yapar.
- Hücrelerin birbirlerini tanımalarını sağlar .
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
19 Aralık 2008       Mesaj #5
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
8 Biyoloji / 9.cu Sınıf Biyoloji Konuları / Hücrenin Yapısı : Hücre zarı Gözenekli ve yarı geçirgen yapıya sahiptir. Esas yapı taşları lipid ve proteinlerdir. Hücreye gelen bütün kimyasal maddeler ve elektriksel iletiler hücre zarı ile alınır.


Sitoplazma Büyük oranda sudan ibaret olan sitoplazma çözünmüş ve dağılmış tanecikler içerir. Bu çözünen taneciklerin miktarı hücre türüne göre değişiklik gösterir.


Çekirdek Tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir. Çekirdek zarı, nükleoplazma, kromozom ve çekirdekçikten oluşmaktadır. Çekirdek zarı iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. Nükleoplazma ise çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. Çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır.


Golgi aygıtı G.A. Zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. Genellikle çekirdeğe yakındır. Bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. Asıl görevinin hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır.paketleme ve salgı görevi yapar.Salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır.Örnegin; ter bezlerinden ter,


Koful Tek hücrelilerde boşaltım organelidir. Çok hücrelilerde atık maddelerin boşaltıldığı yerdir.Tatlı suda yaşayan protistalarda su dengesinin ayarlandığı yerdir.Su dengesini ayarlayan kofula da kontraktil koful denir. Çalışırken enerji harcar. Tuzlu suya atılan paramesyumda ise kontraktil koful çalışmaz.İçleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup hayvan hücrelerinde bitki hücrelerinden daha fazla bulunur. Genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. Kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. Bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli yeri vardır. Bitki hücresinde büyük hayvan hücresinde küçüktür. Bitki hücrelerindeki büyük kofula merkezi koful denir. koful=depo


Mitokondriler 2-3 mikron uzunluğunda 0,5 mikron çapında elektron mikroskobuyla kolayca görülebilen elips biçiminde parçalardır. Sosis veya çomak biçimindedir. Mitokondrinin yapısında 2 zar bulunur. Hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. Hücre solunumunun sitrik asit devri (Krebs çemberi) burada gerçekleşir. Organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada ATP (Adenozin TriFosfat) şekline çevrilir.


Plastitler Yalnızca bitki hücrelerinde bulunurlar. Üç çeşidi vardır.

Kloroplastlar, yeşil renklidir, klorofil içerirler. Bitkilere yeşil rengini bunlar verirler. Güneş ışığı karşısında su ve karbondioksitten organik maddeler imal ederler ki, bu olaya karbon özümlemesi (fotosentez) adı verilir.
Kromoplastlar, renkli plastitlerdir. Turuncu renkte olanlara “karoten”, sarı renkte olanlara “ksantofil”, sarımsı kırmızı olanlara da “likopen” denir. Havuç ve domates gibi meyve ve sebzelerin kendine has renklerini verirler.
Lökoplastlar, renksizdirler. Bitkilerin ışık görmeyen kısımlarında (kök, yumru vb.) bulunurlar. Nişasta depolarlar. Fotosentez sonucu oluşan glikoz, iletim sistemi aracılığıyla depo yeri olan lökoplastlara gelir. Burada glikoz molekülleri birleşerek nişasta molekülleri meydana gelir. Nişastanın sentezi esnasında, su açığa çıkar. “n” sayıda glikoz molekülünün birleşmesi esnasında (n-1) sayıda H2O molekülü açığa çıkar. Nişasta taneciklerinin şekil ve büyüklükleri bitkinin çeşidine göre farklılık gösterir.

Ribozom Endoplazmik retikulum kanalcıkları boyunca sıralanmış ve sitoplazmada dağınık olarak bulunan protein sentezinin başladığı yapılardır. Yaklaşık 150 Angström çapındadırlar. Yapılarının % 65’i RNA (ribonükleik asit) ve % 35’i proteindir. Ribozom yardımı ile sentezlenen proteinler endoplazmik retikulum aracılığı ile hücre içi bölgelere veya hücre dışına iletilirler. Kısaca görevi protein sentezidir


Sentriyoller Sadece hayvan hücrelerinde bulunmakla beraber, çok az bitki hücresinde de rastlanmıştır (protistalarda bulunur). Sentriyoller, çekirdeğin yakınında ve birbiriyle dik açı yapacak şekilde yerleşmiş iki kısa silindirden ibarettir. Üçlü gruplar halindeki tüpçükler sentriyolün duvarları içinde uzunlamasına olarak ilerlerler. Çeper boyunca bu üçlülerin 9 tanesi düzgün aralıklarla yerleşmişlerdir. sil ce kamçı oluşumunda etkilidir
hcreyapssc8
Hücre Yapısı: 1)Çekirdekçik 2) Çekirdek 3)Ribozom 4)Vezikül 5)Granüllü (Tanecikli)Endoplazmik Retikulum 6)Golgi Aygıtı 7)Sitoiskelet 8)Granülsüz (Düz)Endoplazmik Retikulum 9)Mitokondriler 10)Koful 11)Sitoplazma 12)Lizozom 13)Sentriyoller
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
19 Aralık 2008       Mesaj #6
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Koful

Kofullar, içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. Genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. Kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. Bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır.




Hücre Duvarı

Bitki hücresi, hücre duvarı yeşil renkteHücre duvarı tüm bitki hücrelerinde görülen bir yapıdır. Hücre zarının dış tarafında bulunur ve selüloz yapılıdır. Bitki hücresi ni dış ve iç etkilere karşı direnç göstermesini sağlar (bitki hücrelerinde görülen turgor basıncı olayı, rüzgar v.s). Turgor haline geçen hücrenin şişip patlamasını önler. Bitki hücresinin belirli bir şekil almasını sağlar. Hücre duvarı üzerinde madde geçişini sağlamak için porlar bulundurur. Bu porlar seçici geçirgen yapı göstermez.

Fotosentez yapmamalarına rağmen çok hücreli mantarlarda da hücre duvarı görülür.


agac14 nisan07







Ribozom

Ribozomlar, endoplazmik retikulum kanalcıkları boyunca sıralanmış ve sitoplazmada dağınık olarak bulunan [[protein sentezinin]] başladığı yapılardır. Yaklaşık 150 Angström* çapındadırlar. Yapılarının % 65’i RNA (ribonükleik asit) ve % 35’i proteindir. Ribozom yardımı ile sentezlenen proteinler endoplazmik retikulum aracılığı ile hücre içi bölgelere veya hücre dışına iletilirler. Kısaca görevi protein sentezidir.
ribosome1

Angström*: 1x10-7





Plastitler

chloro4 KLOROPLASTLAR

Kloroplastlar,parlak turuncu,sarı veya kırmızı renkli,yağda çözünen pigmentleri taşıyan plastitlerdir.Kromoplastlar çiçeklerde,olgun meyvelerde,sebzelerde ve yüksek yapılı bitkilerin köklerinde bulunur.Söz gelimi;havuçta karoten,limonda ksantofil,domateste likopen pigmentleri (renk maddeleri) oluşur.Kromoplastlar,kloroplastların değişmesi ile oluşur.Sonbaharda yaprakların sararması,klorofil pigmentinin yapısının bozulup kloroplastların kromoplasta dönüşmesinden ileri gelir.


canlilik sekil09
KROMOPLASTLAR

Kromoplastlar, renkli plastitlerdir. Turuncu renkte olanlara “karoten”, sarı renkte olanlara “ksantofil”, sarımsı kırmızı olanlara da “likopen” denir. Havuç ve domates gibi meyve ve sebzelerin kendine has renklerini verirler.



200px Potato   AmyloplastsLÖKOPLASTLAR

Lökoplastlar, renksizdirler. Bitkilerin ışık görmeyen kısımlarında (kök, yumru vb.) bulunurlar. Nişasta depolarlar. Fotosentez sonucu oluşan glikoz, iletim sistemi aracılığıyla depo yeri olan lökoplastlara gelir. Burada glikoz molekülleri birleşerek nişasta molekülleri meydana gelir. Nişastanın sentezi esnasında, su açığa çıkar. “n” sayıda glikoz molekülünün birleşmesi esnasında (n-1) sayıda H2O(su) molekülü açığa çıkar. Nişasta taneciklerinin şekil ve büyüklükleri bitkinin çeşidine göre farklılık gösterir.







Endoplastik Retikulum

Endoplazmik retikulum; sitoplazmada besin dolaşımını, yağ ve hormon sentezini sağlayan, hücre zarı ve çekirdek zarı arasında yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. Üzerinde ribozom bulunmayanlarına "taneciksiz endoplazmik retikulum" denir ki, burası steroid hormon salgılayan hücrelerde steroid yapımının, diğer hücrelerde ise zehirsizleştirme olayının gerçekleştiği yerdir.

er






Golgi Aygıtı

Golgi aygıtı ya da kompleksi, zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. Genellikle çekirdeğe yakındır. Bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. Asıl görevinin hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır. Paketleme ve salgı görevi yapar. Salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır. Örnegin; ter bezlerinden ter, bunlar gibi örnekler. Golgi aygıtı büyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. Açığa çıkan enerji burada ATP şekline çevrilir. Enerji üretir oksijenli solunum yapar. Enerji üretmekte kullanılır.

golgifigure1





Lizozom



Hücrenin sindirim görevini üstlenmiş olan yapılardır. Yuvarlak, zarla çevrili, içersinde eritici (hidrolitik) enzimleri içeren organellerdir. Hücre içi fazla ve zararlı yapıları ortadan kaldırırlar.



lizozom lysosome








Mitokondri

Hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. 2-3 mikron uzunluğunda 0,5 mikron çapında elektron mikroskobuyla kolayca görülebilen elips biçiminde parçalardır. Sosis veya çomak biçimindedir. Mitokondrinin yapısında 2 zar bulunur. Hücre solunumunun sitrik asit devri (Krebs döngüsü) burada gerçekleşir. Organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada ATP şekline çevrilir.







mitokondri2






Prokaryot ve Ökaryot Hücreler

prokaryotbPROKARYOT HÜCRELER

Bakteriler ve mavi-yeşil alglerdeki hücre tipleri bu gruba girer. Bunların çekirdek zarı ile çevrili çekirdekleri yoktur. Sitoplazmalarında mitokondri gibi zarlı organeller yoktur. Kalıtım maddesi olan DNA sitoplazma içerisine dağılmış durumdadır. Ribozomları vardır. Bu hücrelerin hayati faaliyetleri sittoplazmada ve hücre zarında gerçekleşir.






ÖKARYOT HÜCRELER
okaryotb
Ökaryotlar (Lat. Eukaryota), "organel zarı" bulunduran organizmaları, dolayısıyla çekirdek materyali hücrenin sitoplazmasına dağılmamış olduğundan da gerçek çekirdeğe sahip organizmaları kapsayan canlı âlemidir. Karyon Latince'de "çekirdek" anlamını verir -eu ön takısı da "gerçek" demektir.




Kalıtsal materyal, hücre içerisinde belirli bir zarla çevrilmiş çekirdeğin içinde bulunur. Kromozomlar DNA'dan ve proteinden oluşmuş olup, mitozla bölünürler. Ökaryotlar, sitoplazmalarında karmaşık organeller bulundururlar. Ökaryotik hücreler, Prokaryotlara göre çok gelişmişlerdir, hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve protistler âlemlerini kapsar.





Hücrenin Biçimleri

Hücreler çok çeşitli biçimlerde olabilirler. Büyük bir çoğunluğu alyuvarlar gibi yumurta biçimli yada küreseldir. Bunun yanısıra, mide hücreleri yada meyve kabuğundaki hücreler gibi silindir biçimli; kas hücreleri gibi uzun; sinir hücreleri gibi dallı, deri ve çiçeklerin yapraklarındaki hücreler gibi yassı biçimli hücreler de vardır.Hücrenin boyutları genellikle birkaç mikronluk* büyüklüğe ulaşabilir.

hayvanhcressamanyolu3mi

biyolog30 atlas l1 008











Mikron*: Bir mikron, milimetrenin binde birine eşittir.





Hücre Yapısı

Atomların molekülleri, moleküllerin makromolekülleri, makromoleküllerin makromoleküler kompleksleri oluşturmasıyla, dokuların en küçük yapı taşları olan ve yaşamın tüm özelliklerini sergileyen hücreler oluşmaktadır. Genel olarak tüm hücreler temelde aynı yapıya sahiptirler. Fakat bulundukları dokuya ve dolayısıyla fonksiyonlara bağlı olarak bazı özelleşmeler gösterirler. Bitkisel ve hayvansal her organizma, bu temel yapı taşlarından oluşur. İnsan vücudunda yaklaşık olarak 1014 adet hücre bulunmaktadır.Tüm hücreler "hücre zarı" denilen bir yapıyla çevrelenirler. Hücrelerin içinde "sitoplazma" denilen bir sıvı ve bunun içinde dağılmış "organel" denilen yapılar bulunur.
Quo vadis?
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
10 Ocak 2009       Mesaj #7
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
CEKİRDEK VE BÖLÜMLERİ CKİRDEK ZARI CEKİRDEK PLAZMASI CEKİRDEKCİK VE KALITIM MATERYALİ İLE İLGİLİ GEENİŞ Bİ BİLGİ RESİMLERLE BİRLİKTE
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ocak 2009       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HÜCRE ÇEKİRDEĞİ: İnsan hücrelerinde genellikle çekirdek (nukleus) hücrenin ortasına yerleşmiş ve küre ya da elipse benzer biçimdedir. Kanın beyaz hücrelerinin (lökositler) biçimleri yuvarlak olduğu halde çekirdekleri fasulye gibi ya da parçalıdır (polimorf çekirdek}. Çekirdekle­rin büyüklükleri de hücreden hücreye değişebilir. Karaciğer hücrelerinin çekirdekleri hücreye göre çok küçük olduğu halde küçük lenfositlerin tüm sitoplazmalannı doldurabilecek kadar iri çekir­dekleri bulunur. Çeşitli hücrelerin çekirdek büyüklükleri hormonların, iç ve dış koşulların etkileri ve de hücrenin görev durumuyla ilgili olarak da değişmelere uğrayabilir. Hücrelerde genellikle bir adet çekirdek bulun­makla birlikte karaciğer hücreleri, böbreküstü bezinin kabuk hücreleri, testisin erkeklik hor­monunu salan Leydig hücreleri gibi bazı hücre­lerde birden fazla çekirdek bulunabilir. Hücre çekirdeğini hücrenin beyni olarak düşünebiliriz. Hücrede süregelen biyolojik olayların tümü çekir­değin yönetimi ve denetimi altındadır. Hücrenin sağlığı ise, hücre çekirdeği ile diğer hücresel organcıklar arasında kurulmuş olan eşgüdüme bağlıdır.
Dinlenme durumunda (interfaz) bulunan bir hüc­renin çekirdeği yapısal olarak başlıca şu bölüm­lerden oluşur: Çekirdek zarı, çekirdek sıvısı, çekirdekçik ve kromatin.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ocak 2009       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ÇEKİRDEK ZARI: “Karyoteka” adını alan bu zar, çekirdeği sitoplazmadan ayıran lipopro-tein yapısında iki tabakalı bir oluşumdur. Çekir­dek zarında çapları 250-600 A° arasında değişen delikler (porus) gözlenir. Delikler aracılığıyla çekirdek ve sitoplazma arasında seçici bir madde geçişimi sağlanır.
taniquetil - avatarı
taniquetil
Ziyaretçi
10 Ocak 2009       Mesaj #10
taniquetil - avatarı
Ziyaretçi
800px Biological cellsvg



1. Çekirdekçik
2. Çekirdek
3. Ribozom
4.Vesikül/Kese
5. Pürüzlü Endoplazmik Retikulum
6. Golgi Cisimciği
7. Sitoskelet
8. Endoplazmik Retikulum
9. Mitokondri
10. Koful
11. Sitozol
12. Lizozom
13. Sentrioller

Çekirdek Plazması ve benzeri organelleri için: Hücre Organelleri
Son düzenleyen taniquetil; 10 Ocak 2009 19:24 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi

Benzer Konular

13 Şubat 2010 / Ziyaretçi Soru-Cevap
23 Ocak 2010 / Josie-X Cevaplanmış
27 Şubat 2015 / acn Cevaplanmış