Arama

Söz sanatları nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 20 Mayıs 2013 Gösterim: 36.177 Cevap: 8
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
22 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
söz sanatları nedir
EN İYİ CEVABI Bakteri verdi
1) TEŞBİH(BENZETME)
Sözü daha etkili duruma getirmek için aralarında ilgi bulunan iki unsurdan güçsüzü olanı güçlü olana benzetmektir.
Benzetmede dört unsur bulunur:
a)Benzenen b)Benzetilen c)Benzetme Yönü d)Benzetme Edatı
Bu öğelerin kullanılıp kullanılmaması açısından da üç çeşit benzetme vardır:
— Çocuk tilki gibi kurnaz biriydi.
—Minik yavrucak elma gibi kıpkırmızı yanaklarıyla gülücükler saçıyordu.
—Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi zeybeğin
—Binalar kale gibi olduğundan içeri
B.tilen B.nen B.E
girilemiyordu.
—Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
B.tilen B.yen
—Karısına yıllarca cehennem hayatı yaşattı.
B.tilen B.yen
—Muavin,yolculara: Pamuk eller cebe!
B.tilen B.yen
diye bağrıyordu.

2) İSTİARE(EĞRETİLEME)
Benzetmenin asıl unsuru olan benzeyen ve benzetilenden yalnızca biri kullanılarak yapılır.
a.)Açık İstiare:Benzeyenin bulunmayıp yalnızca benzetilenle yapılan istiaredir.
b.)Kapalı İstiare:Benzetilenin bulunmayıp yalnızca benzeyenle yapılan istiaredir.
—Bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor. (A.İ)
—Ay,altın ağaçlardan yere damlıyordu.(K.İ)
Açtım avucumu altına tuttum.
—Ülkemizde üniversiteden mezun olmuş pek çok fidan artık iş de bulamıyor.(A.İ)
—Bahar gelince bir ağızdan şarkılar söyler kuşlar.(K.İ)
—Bugün gökten inciler yağıyordu.(A.İ)
—Galatasaray,Fenerbahçe kalesine gol yağdırdı.(K.İ)
—Genç adamın sözleri,kızın yüreğini yakıyordu.(K.İ)
—Sanat,hür bir ortamda boy atar.(K.İ)
—Kurban olam,kurban olam,
Beşikte yatan kuzuya.(A.İ)

3) KİNAYE

Bir sözü hem gerçek hem de mecaz anlamda kullanmaktır.
Uyarı:Kinayede daha çok mecaz anlam kastedilir.
—Mum dibine ışık vermez.
—Hamama giren terler.
—Taşıma su ile değirmen dönmez.
—Yuvarlanan taş yosun tutmaz.
—Ateş düştüğü yeri yakar.
—Yaptığı hatayı anlayınca yüzü kızardı.

4) MECAZ-I MÜRSEL(AD AKTARMASI)
Benzetme amaç güdülmeden bir sözün ilgili olduğu başka bir söz yerine kullanılmasıdır.
—İşe alınman için dün şirketle görüştüm.(İnsan)
—Yarın sınıfı 9/H sınıfı yapacak.(Öğrenci)
—Toplantıya Milliyet gazetesinin güçlü kalemleri de geldi.(Yazar)
—Nihatın golüyle tüm stat ayağa kalktı.(Seyirci)
—O evine çok bağlı bir insandır.(Ailesi)
—Bu olay üzerine bütün köy ayaklandı.(Halk)
—İstanbul’dan kalkan uçak az önce Adana’ya indi.(Havaalanı)

5)TEŞHİS(KİŞİLEŞTİRME)
İnsan dışındaki canlı cansız varlıklara insan özelliği kazandırmaktır.
Her teşhiste aynı zamanda kapalı istiare vardır.
—Güzel gitti diye pınar ağladı.
—Menekşeler külahını kaldırır.
—Bir sarmaşık uyanıyordu uykusunda
Geriniyordu bir eski duvarın sıvasında.
—Toros dağlarının üstüne,
Ay un eledi bütün gece.
—O çay ağır akar,yorgun mu bilmem,
Mehtabı hasta mı,solgun mu bilmem.
—Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın,
Eskici dükkanında asma saat,
Çelik bir şal atmış omuzlarına.
—Yalnızlığın okşadığı kalbime,yağmurlar küskün,
En güzel türküyü bir kurşun söyler.
—Bu akşam sonbahar ne kadar serin,
Geceyi hasretle zaman.

6)İNTAK(KONUŞTURMA)
İnsan dışındaki varlıkları konuşturmaktır.Her intak sanatında teşhis sanatı vardır;ancak her teşhiste intak sanatı yoktur.
—Deniz ve Mehtap sordular seni: Neredesin?
—Maymun şunu anlatmak istemişti fikrince:
Boşa gitmez kötüye bir ceza verilince.
—Dal bir gün dedi ki tomurcuğuna:
İçimde kanayan yara gibisin.
—Ey benim sarı tamburam!
Sen ne için inilersin?
İçim oyuk,derdim büyük
Ben onunçün inilerim
—Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kaf dağı.
—Adam elini uzattı,tam onu koparacağı sırada menekşe: Bana dokunma!diye bağırdı.

7)TECAHÜL-İ ARİF
Anlam inceliği oluşturmak için herkesçe bilinen bir gerçeği bilmiyormuş gibi aktarmalıdır.
—Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz.
—Sular mı yandı,neden tunca benziyor mermer?
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
—Gökyüzünün başka rengi de varmış,
Su insanı boğar,ateş yakarmış.
—Şu karşıma göğüs geren,
Taş bağırlı dağlar mısın?
—Saçların dalgalı,boya mı sürdün?
Gelmiyorsun artık,bana mı küstün?
—İçimde kar donar,buzlar tutuşur,
Yağan ateş midir,kar mıdır bilmem.
8)HÜSN-İ TA’LİL
Sebebi bilinen bir olayın meydana gelişini,gerçek sebebinin dışında başka,güzel bir nedene bağlamadır.
—Gül bahçesi sevgiliden haber geldiği için
Süslendi ve güzel kokular süründü.
—Yoksun diye bahçemde çiçekler açmıyor bak.
—Senin o gül yüzünü görmek için
Sana güneş bakmak için doğuyor.
—Benim kaderime ve yalnızlığıma
Irmaklar bile ağladı.
—Rüzgar gökte bir gezinti,
Üşürüz her akşam vakti,
Ne sıcak vücutlar gitti,
Toprağı ısıtmak için.
—Güller kızarır utancından o gonca gül gülünce
Sümbül bükülür kıskancından kakül bükülünce.
—Bir an önce görülsün diye Akdeniz,
Toroslarda ağaçlar hep çocuk kalır.
—Toros dağlarının üstüne
Ay, un eledi bütün gece.
9) MÜBALAĞA (ABARTMA)
Sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi olduğundan daha çok ya da olduğundan daha az göstermektir.
—Manda yuva yapmış söğüt dalına,
Yavrusunu sinek kapmış.
—Alem sele gitti gözüm yaşından.
—Bir ah çeksem dağı taşı eritir,
Gözüm yaşı değirmeni yürütür.
—Bir gün gökyüzüne otursam,
Evlerin tavanlarını birer birer açsam.
—Sıladan ayrıyım,gözümde yaşlar,
Sel olup taşacak bir gün derinden.
—Sana olan aşkım dağı taşı eritir,
Gözümdeki yaşlardan bir deniz olur.
—Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kaf dağı.
—Sekizimiz odun çeker,
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu ,kaynatırım kaynamaz.
—Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem,sığmazsın.
—Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.



Bakteri - avatarı
Bakteri
Ziyaretçi
22 Aralık 2008       Mesaj #2
Bakteri - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
1) TEŞBİH(BENZETME)
Sözü daha etkili duruma getirmek için aralarında ilgi bulunan iki unsurdan güçsüzü olanı güçlü olana benzetmektir.
Benzetmede dört unsur bulunur:
a)Benzenen b)Benzetilen c)Benzetme Yönü d)Benzetme Edatı
Bu öğelerin kullanılıp kullanılmaması açısından da üç çeşit benzetme vardır:
— Çocuk tilki gibi kurnaz biriydi.
—Minik yavrucak elma gibi kıpkırmızı yanaklarıyla gülücükler saçıyordu.
—Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi zeybeğin
—Binalar kale gibi olduğundan içeri
B.tilen B.nen B.E
girilemiyordu.
—Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
B.tilen B.yen
—Karısına yıllarca cehennem hayatı yaşattı.
B.tilen B.yen
—Muavin,yolculara: Pamuk eller cebe!
B.tilen B.yen
diye bağrıyordu.

2) İSTİARE(EĞRETİLEME)
Benzetmenin asıl unsuru olan benzeyen ve benzetilenden yalnızca biri kullanılarak yapılır.
a.)Açık İstiare:Benzeyenin bulunmayıp yalnızca benzetilenle yapılan istiaredir.
b.)Kapalı İstiare:Benzetilenin bulunmayıp yalnızca benzeyenle yapılan istiaredir.
—Bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor. (A.İ)
—Ay,altın ağaçlardan yere damlıyordu.(K.İ)
Açtım avucumu altına tuttum.
—Ülkemizde üniversiteden mezun olmuş pek çok fidan artık iş de bulamıyor.(A.İ)
—Bahar gelince bir ağızdan şarkılar söyler kuşlar.(K.İ)
—Bugün gökten inciler yağıyordu.(A.İ)
—Galatasaray,Fenerbahçe kalesine gol yağdırdı.(K.İ)
—Genç adamın sözleri,kızın yüreğini yakıyordu.(K.İ)
—Sanat,hür bir ortamda boy atar.(K.İ)
—Kurban olam,kurban olam,
Beşikte yatan kuzuya.(A.İ)

3) KİNAYE

Bir sözü hem gerçek hem de mecaz anlamda kullanmaktır.
Uyarı:Kinayede daha çok mecaz anlam kastedilir.
—Mum dibine ışık vermez.
—Hamama giren terler.
—Taşıma su ile değirmen dönmez.
—Yuvarlanan taş yosun tutmaz.
—Ateş düştüğü yeri yakar.
—Yaptığı hatayı anlayınca yüzü kızardı.

4) MECAZ-I MÜRSEL(AD AKTARMASI)
Benzetme amaç güdülmeden bir sözün ilgili olduğu başka bir söz yerine kullanılmasıdır.
—İşe alınman için dün şirketle görüştüm.(İnsan)
—Yarın sınıfı 9/H sınıfı yapacak.(Öğrenci)
—Toplantıya Milliyet gazetesinin güçlü kalemleri de geldi.(Yazar)
—Nihatın golüyle tüm stat ayağa kalktı.(Seyirci)
—O evine çok bağlı bir insandır.(Ailesi)
—Bu olay üzerine bütün köy ayaklandı.(Halk)
—İstanbul’dan kalkan uçak az önce Adana’ya indi.(Havaalanı)

5)TEŞHİS(KİŞİLEŞTİRME)
İnsan dışındaki canlı cansız varlıklara insan özelliği kazandırmaktır.
Her teşhiste aynı zamanda kapalı istiare vardır.
—Güzel gitti diye pınar ağladı.
—Menekşeler külahını kaldırır.
—Bir sarmaşık uyanıyordu uykusunda
Geriniyordu bir eski duvarın sıvasında.
—Toros dağlarının üstüne,
Ay un eledi bütün gece.
—O çay ağır akar,yorgun mu bilmem,
Mehtabı hasta mı,solgun mu bilmem.
—Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın,
Eskici dükkanında asma saat,
Çelik bir şal atmış omuzlarına.
—Yalnızlığın okşadığı kalbime,yağmurlar küskün,
En güzel türküyü bir kurşun söyler.
—Bu akşam sonbahar ne kadar serin,
Geceyi hasretle zaman.

6)İNTAK(KONUŞTURMA)
İnsan dışındaki varlıkları konuşturmaktır.Her intak sanatında teşhis sanatı vardır;ancak her teşhiste intak sanatı yoktur.
—Deniz ve Mehtap sordular seni: Neredesin?
—Maymun şunu anlatmak istemişti fikrince:
Boşa gitmez kötüye bir ceza verilince.
—Dal bir gün dedi ki tomurcuğuna:
İçimde kanayan yara gibisin.
—Ey benim sarı tamburam!
Sen ne için inilersin?
İçim oyuk,derdim büyük
Ben onunçün inilerim
—Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kaf dağı.
—Adam elini uzattı,tam onu koparacağı sırada menekşe: Bana dokunma!diye bağırdı.

7)TECAHÜL-İ ARİF
Anlam inceliği oluşturmak için herkesçe bilinen bir gerçeği bilmiyormuş gibi aktarmalıdır.
—Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz.
—Sular mı yandı,neden tunca benziyor mermer?
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
—Gökyüzünün başka rengi de varmış,
Su insanı boğar,ateş yakarmış.
—Şu karşıma göğüs geren,
Taş bağırlı dağlar mısın?
—Saçların dalgalı,boya mı sürdün?
Gelmiyorsun artık,bana mı küstün?
—İçimde kar donar,buzlar tutuşur,
Yağan ateş midir,kar mıdır bilmem.
8)HÜSN-İ TA’LİL
Sebebi bilinen bir olayın meydana gelişini,gerçek sebebinin dışında başka,güzel bir nedene bağlamadır.
—Gül bahçesi sevgiliden haber geldiği için
Süslendi ve güzel kokular süründü.
—Yoksun diye bahçemde çiçekler açmıyor bak.
—Senin o gül yüzünü görmek için
Sana güneş bakmak için doğuyor.
—Benim kaderime ve yalnızlığıma
Irmaklar bile ağladı.
—Rüzgar gökte bir gezinti,
Üşürüz her akşam vakti,
Ne sıcak vücutlar gitti,
Toprağı ısıtmak için.
—Güller kızarır utancından o gonca gül gülünce
Sümbül bükülür kıskancından kakül bükülünce.
—Bir an önce görülsün diye Akdeniz,
Toroslarda ağaçlar hep çocuk kalır.
—Toros dağlarının üstüne
Ay, un eledi bütün gece.
9) MÜBALAĞA (ABARTMA)
Sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi olduğundan daha çok ya da olduğundan daha az göstermektir.
—Manda yuva yapmış söğüt dalına,
Yavrusunu sinek kapmış.
—Alem sele gitti gözüm yaşından.
—Bir ah çeksem dağı taşı eritir,
Gözüm yaşı değirmeni yürütür.
—Bir gün gökyüzüne otursam,
Evlerin tavanlarını birer birer açsam.
—Sıladan ayrıyım,gözümde yaşlar,
Sel olup taşacak bir gün derinden.
—Sana olan aşkım dağı taşı eritir,
Gözümdeki yaşlardan bir deniz olur.
—Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kaf dağı.
—Sekizimiz odun çeker,
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu ,kaynatırım kaynamaz.
—Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem,sığmazsın.
—Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.



Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Kasım 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
arkadaşlar hoca bi ödev verdi Msn Grin söz sanatlarını araştırın her bir sanata en az 10 örnek werin diyo. (klasik türk edebiyatı, nazım türleri halk edebyatı v.b)
bi yardımcı olursanız coooK sevinirimmm Msn Happy
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Ekim 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sadece söz sanatları nedir? Msn Grin
nicely - avatarı
nicely
VIP VIP Üye
24 Ekim 2011       Mesaj #5
nicely - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Sadece söz sanatları nedir? Msn Grin

Söz sanatları
Anlama derinlik, yoğunluk katmak ya da söyleyişi Daha etkili hale getirmek için başvurulanSÖZ oyunlarıdır.
Sözsanatlarınınbir bölümü söyleyişe, bir bölümü ise anlama dayalıdır. Bunlar genellikle şiirde görülür. Bunun nedeni, şiirin biçimsel ve anlamsal özellikleridir.
linke bakınız bilgi için
Birbirimize tutundukça ;Bıçakların ucu kapanacak.. ~Smiley9TenderMsn Inlove
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Kasım 2011       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı:
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı
Sadece söz sanatları nedir?
Söz sanatları
Anlama derinlik, yoğunluk katmak ya da söyleyişi Daha etkili hale getirmek için başvurulanSÖZ oyunlarıdır.
Sözsanatlarınınbir bölümü söyleyişe, bir bölümü ise anlama dayalıdır. Bunlar genellikle şiirde görülür. Bunun nedeni, şiirin biçimsel ve anlamsal özellikleridir.
linke bakınız bilgi için
bakınız

katılıyorm
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Aralık 2011       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
arkadaşlar söz sanatlarının her birnden 25 er cümle cevaplarıyla beraber nerde bulabilirim
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ocak 2013       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Söz sanatları nelerdir ?
1- Teşbih (Benzetme)
Özellikleri yönüyle zayıf olan varlığın kuvvetli varlığa benzetilmesi sanatıdır.

2- İstiare ( Eğretileme )
Yalnızca benzeyen ya da benzetilenle kurulan benzetmedir.

3. Mecaz – ı Mürsel
Bir sözün benzetme özelliği olmaksızın başka bir söz yerine kullanılmasıdır.
Örnek : Sobayı yak. ( sobanın içindekileri ) Tencere yandı. ( Tencerenin içi yandı )
Ayağını çıkarda içeri gir. ( ayakkabını çıkar ) Burnu akıyor. ( Burnunun içindeki salgı )

4. Kinaye
Bir sözü hem gerçek hem mecaz anlamı ile kullanma sanatıdır.
Örnek : Şu karşıma göğüs geren è Taştan bağır ( gerçek )
Taş bağırlı dağlar mısın. è Taş bağırlı olmak ( mecaz )

5. Teşhis ( Kişileştirme )
Fabl’ larda görülür. Her teşhiste kapalı istiare vardır.
Örnek : Yüce dağlar bir birine göz eder.
Rüzgar ile mektuplaşır naz eder. İki sevgili anlamında.

6. Mübalağa ( Abartma )
Edebiyatta bu bir abartma sanatıdır.
Örnek : Ağzı kulaklarına vardı. Gömelim seni tarihe desem sığmazsın.

7. Tezat ( Karşıtlık )
Bir varlığın ya da bir olayın birbirine zıt karşıt durumlarının bir arada verilmesi sanatıdır.
Örnek : Ne efsunkar imişsin ah, ey didar – ı hürriyet
Esir – i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten.

8. Cinas
Sesleri aynı anlamları farklı sözcüklerle yaratılan söz sanatıdır.
Örnek : Kader böyle çalınmış yazıma. Her nefeste eyledik yüz bin günah.
Yazım kışa uymaz kışım yazıma. Bir güne etmedik bir gün ah.

9. Tenasüb
Anlamca birbirine yakın sözcüklerin bir arada kullanılması sanatıdır.
Örnek : Bülbül aşıkmış gül, gül naz eyler bülbüle.

10. Tekrir ( Yineleme )
Bir şiirde ahenk yaratmak amacıyla anlamın üzerine yüklendiği sözcüğü tekrar etme.
Örnek : Hayata sıfırdan başladı.
Daha sıfır, daha sıfır…
Şimdi çok sıfırlı bir hesabın sahibi.
Ama hali sıfır.

11. Telmih ( Hatırlatma )
Herkesçe bilinen bir olayı hatırlatma sanatıdır.
Örnek : Gökyüzünde İsa ile,
Tur dağında Musa ile,
Elindeki asa ile,
Çağırayım Mevla’m seni.

12. Tevrive
Birden fazla sözcük anlamı olan bir sözcüğün bir dizede en az iki sözlük anlamını ifade edebilecek şekilde kullanılması sanatıdır.
Örnek : Sert oldu hava çıkma koyundan kuzucuğum è Ziya Paşa
Ulusun korkma nasıl böyle bir imanı boğar
Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.
Örnek : Gül renkli yüzün benli de benli
Göğsün niye bensiz.

13. Tecaül – i Arif ( Bilmezden Gelmek )
Örnek : Zinhar eline ayine vermen ol kafirin
Zira suretin görüp büt – perest olur. Orhan Veli
Örnek : Sular mı yandı neden tunca benziyor mermer è Ahmet Haşim è Merdiven.

14.Hüsnü Talil ( Güzel Sebep )
Bu olayı gerçek oluş sebebinin dışındaki bir sebebe bağlama sanatıdır.
Örnek : İşim gücüm budur benim
Gökyüzünü ben boyarım her sabah Orhan Veli
Uyanır bakarsınız ki mavi
Örnek : Güzel şeyler düşünelim diye
Yemyeşil oluvermiş ağaçlar
Saksımda ruhumun bütün yası var
Derdimden soluyor açan gonca.

15. Alli Terasyon

Aynı sesi taşıyan sözcükler kullanılarak yapılan bir ahenk sanatıdır.
Örnek : Derdimi derin dereye döksem,
Dere düz olur gider.
Sev seni seveni
Yar ile yatan ise
Sevme seni sevmeyeni
Mısır’ a sultan ise.

16. Seci ( İç Uyak )
Örnek : Ey gözlerin nuru, ey gönüllerin sururu, başımızın tacı ehl-i dilin miracı; gönül hanesinin ziyası, dil hastasının şifası…. Sinan Paşa

17. Tariz ( İğneleme )
Söylenilen sözün tam tersini kast etme sanatıdır.
Örnek : Bir nasihatim var zaman uygun.
Tut sözünü, yattıkça yat uyanma.

18. Terdit
Sözü beklenmedik bir sona bağlama sanatıdır.
Örnek : Bu gönül gönül otların yanı başında,
Ağacın gölgesine değdi değecek.
Tam şeftalinin kokusu başlarken,
Öpüşmeye kıl kadar bitişik,
Bu zulüm, bu haksızlık, bu işkence…
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Mayıs 2013       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Etkili, güzel söz söyleme sanatı olan edebiyatta, dilin gerçek ve sembolik anlamlarına başvurmak, az sözle çok şey ifade etmek, anlam ilgisi kurmak yoluyla yapılan sanatların büyük bir yeri vardır. Bu sanatlara “edebî sanatlar” adı verilir. İnce duyguların, estetik duyarlığın ürünü olan edebî sanatlar, Türk edebiyatında geniş yer tutar. Özellikle Klâsik (Divan) Türk edebiyatında bu sanatlara büyük önem verilir.

Edebî sanatlar, dilin gerçek ve sembolik her türlü anlamını karşılamak, az sözle çok şey ifade etmek, anlam ve çağrışım ilgileri kurmak, harf ve sözcüklerin şekil olarak görüntülerinden ve ses değerlerinden yararlanmak amacıyla üretilmiş söz söyleme sanatlarıdır. Edebî sanatlar, ince duyguların, keskin zekâların ve estetik duyarlığın ürünü olarak doğmuştur.

Düzyazı temelde düşüncenin tarlasıdır. Bu nedenle düzyazılarda düşünce ağırlıklı konular işlene gelmiştir. Bu açıdan düzyazılarda yalın bir anlatım tercih edilmiştir. Şiirde ise düşünceden çok duygular ağırlıktadır. Şiir, insanların duygu ve hayallerine seslenir. Duygu ve hayallerin canlı tutulması, sözlerin okuru coşturması için şairler söz sanatlarından sık sık yararlanmışlardır.

Bir düşünceyi sanatlardan arındırılmış bir şekilde, düz olarak anlatmak ile söz sanatlarından yararlanarak anlatmak, kişide uyandıracağı etki bakımından aynı değildir. Örneğin bir düşünceyi söz sanatı olmadan:

- Bu sabah en acımasız olan bile ağladı.” şeklinde ifade etmekle;

“En katı yüreklinin bile bu sabah iki
Üç damla yaş kurudu solgun yanaklarında”
şeklinde ifade etmek birbirinden çok farklıdır. Bu şiirde şair “katı yürekli” sözleri ile sözcükleri gerçek anlamının dışında, mecaz anlamı ile kullanmış, ayrıca kişinin ağladığını “iki üç damla yaş kurudu solgun yanaklarında” sözleri ile daha güzel bir şekilde ifade etmiştir.

“Sana dert dökmeye yetmiyor bir gün
Kâğıt bile mısralardan tedirgin
Vakit gece, kalem hasta, göz yorgun
Yazamadım, yazılmıyor sultanım”
Bu dörtlükte şair, duygularını sevdiğine anlatırken hem abartmadan (duygularını olduğundan çok gösterme) hem de kişileştirmeden (insan dışındaki varlıkları insana özgü niteliklerle aktarma) yararlanmıştır.

Edebî sanatlar mecazlar, anlam sanatları ve söz sanatları olmak üzere üç kümede ele alınabilir:

Mecaza Dayalı Sanatlar
Teşbih (Benzetme)
İstiare (Eğretileme)
Mecaz (Değişmece)
Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması)
Kinaye (Değinmece)
Tariz (Tersini Söyleme)
Teşhis (Kişileştirme)
İntak (Konuşturma)
Anlama Dayalı Sanatlar
İham
Tevriye (İki Anlamlılık)
İstihdam
Tenasüp (Uygunluk)
Leff ü Neşr (Sıralı Açıklama)
Tecahül-i Arif (Bilmezlikten Gelme)
Hüsn-i Ta’lil (Güzel Neden Bulma)
Sihr-i Helâl
Mübalağa (Abartma)
Tezat (Zıtlık)
İstidrak
Tekrir (Tekrar Etme)
Nidâ (Seslenme)
İstifham (Soru Sorma)
Rücu (Geriye Dönme)
Tefrik
Kat (Kesme)
Terdit (Geri Çevirme)
İltifat
Telmih (Anımsatma)
İrsal-i Mesel (Atasözü Söyleme)
İktibas (Alıntı Yapma)
Söze Dayalı Sanatlar
Cinas
Aliterasyon
Asonans
Ulama
Seci
Kalp (Değiştirme)
İştikak (Türetme)
Akis (Yansıma)
İade (Geri Çevirme)
Tarsî‘
Akrostiş
Leb-Değmez (Dudak Değmez)

Benzer Konular

22 Nisan 2007 / YaKaMoZcuk Edebiyat
2 Ocak 2012 / mami6767 Soru-Cevap
29 Kasım 2014 / Misafir Soru-Cevap