Size bir makale veriyim.
Milli Bilince Yolculuk
Bir topluluğu millet yapan dilidir.Tarihi aktaran,kültürleri koruyan,sosyal ve milli bilincin oluşmasını sağlayan dilimiz atalarımızın ve bayrağımızın mirası ülkemizin milli servetidir.Fakat bizi biz yapan dilimiz,mirasçılarının bilinçsizliğine kurban gidiyor.Sebebi sorulunca ‘Türkçe’nin katili dış kuvvetlerdir’ diyenler asıl katilin cehalet ve maddiyat olduğunu bilmiyor.Sanayi,internet,medya,gıda ve kozmetik gibi sektörler ve bunların izlediği politika bizi milli bilinçsizliğe sürüklüyor.
Bir uydu kanalında yayın yapan ‘‘Heberler’’ programı;Türkçe üzerinden komedi çarkını çevirmeye çalışan ‘‘sitcom’’ kodlu komedi dizileri,ilgiyi artırmak için ‘‘Flash Haber’’başlığıyla yayın yapan ana haber bültenleri medyanın maddiyat uğruna bilincimizde Türkçeleştirdiği sözcüklerden bazıları…Sunucu yerine spiker,anshorman;metin yazarı yerine senarist;yapım şirketi yerine productions sözcüklerini kullanan gazeteler ve televizyon kanalları dilimizi fakirleştiren kuruluşlardır.Jenerik (tanıtım videosu) içeriğinde kullanılan ve bitişik yazılan ‘‘Bu gün’’ yazısı sıfatları katlederken bilincimizde yeni halini alıyor.Sinemaya giden bir genç patlamış mısırı popcorn olarak istiyor.Gıda sektöründe kalıplaşan food ,cips,coffee,chiken sözcüklerini kimse garipsemiyor.Ortak kazançlı bayilik sistemi yerine tercih edilen franchising sözcüğü bir çok işadamı tarafından kullanılıyor.Tekstil sektöründe sıkça duyduğumuz fashion,mood,casual,jean sözcükleri mağazaları süslüyor.Kozmetik ürünleri roll-on,stick,eyeliner,mascara isimleri ile satılıyor.
Sosyal medyada hızlılığı sağlamak için keşfedilmiş kısaltmalar (mrb,sa,kib) mizahi değer taşısın diye icat edilmiş sözcükler (selamın hello vb) güzel Türkçemizi internet dünyasına kurban götürüyor.Dilimiz follow,best,face,saving,book,loading,notebook,enter,space,phone gibi yüzlerce sözcüğün esiri oluyor.
Pazar payını büyütmek için yarı Türkçe yarı İngilizce yazılan firma adları ve bu sebepten dolayı center,city,bazaar,sale,shop gibi sözcükleri benimseyen halkımızın, ‘‘merkez,şehir,pazar,indirim,dükkan’’terimlerini basit görmesi Türkçe’nin yozlaştığının en büyük kanıtıdır.Bu anlatılanlar içinde en can yakanı ise Türk kahvesi,döner gibi ulusal değer taşıyan yiyecek ve içeceklerimizin,isimlerini değiştirenlerin Türk atılımcılar olması…Dilimizin kendi mirasçılarının cehaletine kurban gittiğini bilmek ne acı…
Tarihin tozlu sayfalarını araladığımızda gerçekler kaybettiğimiz değerlerimizi yüzümüze haykırıyor. Orhun abidelerinde kullanılmış sözcükleri eksiksiz anlayanımız yokken İngilizce bir metni dillerini hiç öğrenmesekte anlayabiliyoruz.Osmanlı halk şairlerinin eserlerinde okuduğumuz Türkçe’yi benimsiyor divan edebiyatı şairlerinin şiirlerini anlamakta güçlük çekiyoruz.İslam dinini benimsediğimizden dolayı dilimiz Arapça ve Farsça’dan etkilenmiş yeni bir boyut kazanmıştır.Edebi zenginliğimizi artıran bu etkileşim ne yazık ki gündelik konuşma ve yazışmalarımızı da içine almıştır.Cumhuriyetin ilanı ile batılı medeniyetleri örnek alan milletimiz batı dillerinden de etkilenmiş dilimiz öz benliğinden uzaklaşmıştır.Dünya klasikleri arasına girmiş romanlar,tiyatro oyunları Türkçe’ye çevrilmiş ancak tamamen tercüme edilemediği için dilimiz batıdan yeni sözcükler almıştır.Teknoloji,bilim,sanat gibi hızla gelişen alanlar milli servetimiz Türkçe’yi kimliğinden iyice uzaklaştırmıştır.
‘‘Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sayısız felaketler içinde ahlakının, geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının, kısaca bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili Türk milletinin, kalbidir, zihnidir’’diyen Atatürk’ün ve bu gerçeği dillendiremeyen binlerce şehidin torunu olan bizler farkında olmadan kültürümüzü ve egemenliğimizi öldürüyoruz.Farklı coğrafyalarda yaşayan Türklerin tercüman olmadan anlaşamaması bunun en büyük kanıtıdır.Ve birlik olursak Türkçe’nin kudretini yüceltebileceğimiz gerçeği unutulmamalıdır.Bilinmelidir ki milli bilince sahip nesillerle aydınlık yarınların yolu açılacaktır!
Mesela Türkçenin Korunumu Haftası olsa;billboardlar(afiş tahtaları) ‘‘Türkçesi Varken Neden Yabancısı’’ gibi sloganlarla donatılsa,kalıplaşmış yabancı sözcükler afişte çarpı ile işaretlenip Türkçesine vurgu yapılsa,gençlerimiz okulda,büyüklerimiz evde bilinçlense;medya,mağazalar ve çeşitli kurumlar denetlenip;bilinçli Türkiye ile Türkçe’ye katkı sağlansa;dilimiz egemenliğini dünyaya tüm kudretiyle ilan eder.
‘‘Bir millet dilini koruduğu sürece var olabilir çünkü o milletin tarihi,kültürü ve benliği dilinde gizlidir’’
‘‘HAYDİ GELİN TÜRKÇE İÇİN TEK YÜREK OLALIM,BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR GERÇEĞİNİ UNUTMAYIP DİLİMİZİ ULUSALLAŞTIRALIM’’
Abdullah Koçyiğit