Arama

Hoşgörülü birey nasıl olur? - Sayfa 4

En İyi Cevap Var Güncelleme: 8 Ocak 2014 Gösterim: 142.661 Cevap: 113
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Aralık 2009       Mesaj #31
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hoşgörülü birey nasıl olur?
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Aralık 2009       Mesaj #32
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

hosgorulu birey nasil olur

Hoşgörü Nedir?

Sponsorlu Bağlantılar
: 1. Başkalarının düşünce ve kanılarını hoşgörme, onların da geçerliliklerine karşı tepki göstermeme. 2. Başkalarının düşünce ve kanılarını özgürce dile getirmesini ve düşüncelerine göre yaşamasını hoşgörme tutumu. // Batı dünyasında özellikle 16. yüzyıldan beri din baskısından kurtulmayla dinsel sorunlar karşısında hoşgörü başlamıştır. (Nicolaus Cusanus'un "De pace fidei" adlı yapıtı yol açıcı olmuş, sonradan Bodin, Spinoza, Locke, Voltaire bu konuda etkili yapıtlar vermişlerdir.)
BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü 1975
Hoşgörü, sağlıklı insan davranışıdır. Hoşgörü sağlıklı insan hayatının, özüdür. Beşeri münasebetlerin temelidir.

Bugün her zamankinden daha fazla hoşgörüye ihtiyacımız olduğu aşikardır. Olumsuz birçok davranışın sebebi, yeterince hoşgörülü olamamaktır. Evde, trafikte, sokakta, okulda, işyerinde, kısaca insanın olduğu her yerde eğer hoşgörü yoksa orada bencillik, anlaşmazlık, güvensizlik, tartışma, kavga olumsuzluk adına her şeyi görebilmek mümkündür.

Eğitimli ya da eğitimsiz her insanda görülebilen bir eksikliktir, hoşgörüsüzlük. Peki bunun sebebi nedir ? Neden tarih boyunca Yüce Milletimizin hasletlerinden olmuş bir davranışı, bugün yeterince gösteremiyoruz. Bunun bir çok sebebi olabilir. Bunlardan kanaatimizce en önemlisi: insanın kendisi ile barışık olamamasıdır. İnsanımız, kendisine güvenmiyor, inanmıyor. Kendisini yeterince tanımıyor . En önemlisi kendisini sevmiyor, saygı duymuyor. Eğer insanın kendisine saygı ve sevgisi kalmamışsa, kendisi ile barışık olması da mümkün değildir.

Düşünün, en son ne zaman aynaya bakıp, kendinize gülümsediniz. Bu sabah kaç kişiye merhaba, günaydın ya da hayırlı sabahlar dediniz. Yoksa her gördüğünüz, tanıdığınız kişi için bu işte öyle biridir diye olumsuz mu düşündünüz ? Ayıbını mı aradınız ? Bu sabah trafikte içinizden kaç kişiye bir şeyler mırıldandınız . Kaç defa yardıma ihtiyacı olan insanları gördüğünüzde başınızı çevirdiniz . Okulda, sınıfta, sırada kaç kişiye kötü davrandınız. Arkadaşlarınızı, bencilliğinizden dolayı üzdünüz. Yönetici iseniz, idarenizdeki kaç insanı yeterince dinlemediğiniz için kırdınız. Yoksa siz sadece kendinizi mi düşünüyorsunuz ?

Hoşgörü bir vurdumduymazlık değildir. Hoşgörü görmezlikten gelmek hiç değildir. Hoşgörü kendini bilmektir. Hoşgörü haddini bilmektir. Hoşgörü haddini bilerek sürdürülen hayat biçimidir. Hoşgörü bir anlayıştır, anlayışlı olmanın adıdır, sevginin yoludur. Hataları düzeltebilmedir. Yoksa bana ne lazımcılık değildir. Anlayışın kendisidir. Hoşgörü, çağın getirdiği sorunların, aç gözlülüğün, doyumsuzluluğun, sevgi yoksunluğunun, güvensizliğin çaresi olabilecek bir anlayış tarzıdır, insanın özüdür.

Görülen odur ki bugün insanımız kendisi ile barışık değil. Her gün, haberlere baktığınızda olayların bir çoğunun sebebinin hoşgörüsüzlükten kaynaklanıp kaynaklanmadığını bir düşünün... İnsan kendisi ile barışık olamadığı zaman, toplumda kendisi barışık olamıyor. Sonra da herkes bir başkasını suçluyor. Çünkü en kolayı bu.

Hz. Mevlana: “ Ben insanların ayıplarını gören gözlerimi kör ettim. Sen de onlara benim gibi iyi gözle bak.” Diyor ve ekliyor.

“Bakın ! Toplumsal bunalımların, kavga ve dövüş ortamının tek ve en güçlü doğuş sebebi sevgi eksikliğidir. Bunun en doğru tedavi yolu ise sevgiyi aramak, yaşamak, uygulamaktır. Hoşgörülü olursanız seversiniz. Sevilirsiniz. Karar verirseniz ve de bu yolda çalışırsanız her şeye ulaşırsınız !”

Hoşgörü ustası Hz.Mevlana, gibi Yunus Emre, Bektaş Veli, Karaca Sultan da insanları hoşgörüye davet etmişler ve yaşadıkları dönemde Anadolu’yu bir hoşgörü cennetine çevirmişlerdi. Ama bugün aynı Anadolu’da hoşgörü yerine daha çok hoşgörüsüzlük almış başını gidiyor.

Toplumda hoşgörüye dönüşün, hoşgörüyü davranışa dönüştürmenin yolu, hoşgörünün yayılması, insanın sevgiyi yaşamasına, kendisine saygı duymasına, kendisi ile barışık olmasına bağlıdır. Hoşgörünün bir hayat biçimine dönüştürülmesi gereklidir. Bunun için de, Hz. Mevlana ve diğer hoşgörü ustalarının peşinden daha fazla gitmek, onları daha fazla anlamaya çalışmak gereklidir.

Yazımızı hoşgörü ustalarının öğüdü ile bitirelim :

- “ Yıktığın varsa yapacaksın.
Ağlattığın varsa güldüreceksin.
Döktüğün varsa dolduracaksın.
Çıplakları giydirecek, açları doyuracak. Az halkı çok edeceksin. Ve en önemlisi :
Eline,diline, beline sahip olacaksın !”
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Aralık 2009       Mesaj #33
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yha ben 5. sınıfa gidiyorum eğer bana hoşgörülü bireyin nasıl olduğunu söyleyin yoksa öğretmen beni gebertir
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
21 Aralık 2009       Mesaj #34
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Daisy-BT adlı kullanıcıdan alıntı

Hoşgörülü Birey:

Hoşgörü, müsamaha, tahammül, katlanma, görmezden gelme veya göz yumma, başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma, kendi görüşümüze ve çoğunluğun görüş biçimine aykırı düşen görüşlere sabırla, hem de yan tutmadan katlanma demektir. İzin verme, aldırmama, iyi karşılama anlamlarına da gelir.
Sosyal ilişkilerde bir tarafın, bazen farkında olmadan, kasıtlı olmayarak, bazen de kasıtla diğer tarafa (maddi/manevi) zarar verebilecek bir sahne yaratması durumunda, diğer tarafın bunu görmezden gelerek veya cevabınından vazgeçerek ödün vermek tahammülünü (erdem) gösterebilmesidir.Tasavvuf'ta Mevlana hoşgörü'ye en güzel örnektir.Mevlana gibi kişiler, Yunus Emre gibi kişiler insanları hoşgörüye davet etmişler ve Anadolu'yu bir hoşgörü merkexi haline getirmişlerdir.Hoşgörülü olmak insanlarla ilişki kurmanın en iyi yoludur. Hoşgörü, özünde kendini bilmektir.Hoşgörü insanın özüdür.

Hoşgörü, insanın kendisine ya da başka türlü yapılan hataları bir müddet görmezden gelmesidir. Bu görmezden gelme durumu sadece hoşgörü olduğu için gerçekleşmez fiziksel olarak zayıf olduğunuz bir insana hoşgörü değilde korktuğumuzdandan tepki gösterilmeyebiliriz. Yada yapılan hata sürekli tekrarlanır ve hala taviz veriyorsak buda hoşgörü sayılmaz.
Hosgörü önemlidir, gereklidir, az bulunur çabuk tüketilir. yorucudur, ekinini çabuk vermez ya ondan tercih edilmeyendir.
Hoşgörü kibirdir ayni zamanda. ama hoşgörülü insan kibirinin farkinda degildir; farkina vardiginda da artik hoşgörülü degildir.
Bu durumda hoşgörü, ortaya çıkan durumu, farklı açıdan değerlendirip, haklı ve güzel taraflarını ön plana çıkararak olumlu sayabilmek, doğru ve güzel bulabilmek, bunun da "hoş" olabileceğini kabullenebilmektir.
Hoşgörülü insan toplumda sevilen insandır yada sevilmeye çalışılan insandır. Kendinden taviz vermek, alıngan olmamak, olaylara iyi yönden bakmak ve bencil olmamak bizi hoşgörülü insan yapabilir. Peki bu durumda insan kendini sevebilirmi? Bu sorunun yanıtı kişiden kişiye değişebilir ama şu gerçektir ki hoşgörününde sınırı vardır. Toplum tarafında sevilen insan olmak kendinden fazla taviz vermek değildir, yeri geldiğinde olaylara doğru müdehale etmek ve yanlışları düzeltmeye çalışmak hoşgörüden daha önemli bir erdemdir.

Hoşgörülü Birey

Hoşgörü, insanın kendisine yada başka türlü yapılan hataları bir müddet görmezden gelmesidir. Bu görmezden gelme durumu sadece hoşgörü olduğu için gerçekleşmez fiziksel olarak zayıf olduğunuz bir insana hoşgörü değilde korktuğumuzdandan tepki gösterilmeyebiliriz. Yada yapılan hata sürekli tekrarlanır ve hala taviz veriyorsak buda hoşgörü sayılmaz.
Hosgörü önemlidir, gereklidir, az bulunur çabuk tüketilir. yorucudur, ekinini çabuk vermez ya ondan tercih edilmeyendir.
Hoşgörü kibirdir ayni zamanda. ama hoşgörülü insan kibirinin farkinda degildir; farkina vardiginda da artik hoşgörülü degildir.

Bu durumda hoşgörü, ortaya çıkan durumu, farklı açıdan değerlendirip, haklı ve güzel taraflarını ön plana çıkararak olumlu sayabilmek, doğru ve güzel bulabilmek, bunun da "hoş" olabileceğini kabullenebilmektir.
Hoşgörülü insan toplumda sevilen insandır yada sevilmeye çalışılan insandır. Kendinden taviz vermek, alıngan olmamak, olaylara iyi yönden bakmak ve bencil olmamak bizi hoşgörülü insan yapabilir. Peki bu durumda insan kendini sevebilirmi? Bu sorunun yanıtı kişiden kişiye değişebilir ama şu gerçektir ki hoşgörününde sınırı vardır. Toplum tarafında sevilen insan olmak kendinden fazla taviz vermek değildir, yeri geldiğinde olaylara doğru müdehale etmek ve yanlışları düzeltmeye çalışmak hoşgörüden daha önemli bir erdemdir.

Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

yha ben 5. sınıfa gidiyorum eğer bana hoşgörülü bireyin nasıl olduğunu söyleyin yoksa öğretmen beni gebertir

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Aralık 2009       Mesaj #35
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hoşgörülü birey nasıl olur
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Aralık 2009       Mesaj #36
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen ya 5. sınıf performans ödevim için
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
24 Aralık 2009       Mesaj #37
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Daisy-BT adlı kullanıcıdan alıntı

Hoşgörülü Birey:

Hoşgörü, müsamaha, tahammül, katlanma, görmezden gelme veya göz yumma, başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma, kendi görüşümüze ve çoğunluğun görüş biçimine aykırı düşen görüşlere sabırla, hem de yan tutmadan katlanma demektir. İzin verme, aldırmama, iyi karşılama anlamlarına da gelir.
Sosyal ilişkilerde bir tarafın, bazen farkında olmadan, kasıtlı olmayarak, bazen de kasıtla diğer tarafa (maddi/manevi) zarar verebilecek bir sahne yaratması durumunda, diğer tarafın bunu görmezden gelerek veya cevabınından vazgeçerek ödün vermek tahammülünü (erdem) gösterebilmesidir.Tasavvuf'ta Mevlana hoşgörü'ye en güzel örnektir.Mevlana gibi kişiler, Yunus Emre gibi kişiler insanları hoşgörüye davet etmişler ve Anadolu'yu bir hoşgörü merkexi haline getirmişlerdir.Hoşgörülü olmak insanlarla ilişki kurmanın en iyi yoludur. Hoşgörü, özünde kendini bilmektir.Hoşgörü insanın özüdür.

Hoşgörü, insanın kendisine ya da başka türlü yapılan hataları bir müddet görmezden gelmesidir. Bu görmezden gelme durumu sadece hoşgörü olduğu için gerçekleşmez fiziksel olarak zayıf olduğunuz bir insana hoşgörü değilde korktuğumuzdandan tepki gösterilmeyebiliriz. Yada yapılan hata sürekli tekrarlanır ve hala taviz veriyorsak buda hoşgörü sayılmaz.
Hosgörü önemlidir, gereklidir, az bulunur çabuk tüketilir. yorucudur, ekinini çabuk vermez ya ondan tercih edilmeyendir.
Hoşgörü kibirdir ayni zamanda. ama hoşgörülü insan kibirinin farkinda degildir; farkina vardiginda da artik hoşgörülü degildir.
Bu durumda hoşgörü, ortaya çıkan durumu, farklı açıdan değerlendirip, haklı ve güzel taraflarını ön plana çıkararak olumlu sayabilmek, doğru ve güzel bulabilmek, bunun da "hoş" olabileceğini kabullenebilmektir.
Hoşgörülü insan toplumda sevilen insandır yada sevilmeye çalışılan insandır. Kendinden taviz vermek, alıngan olmamak, olaylara iyi yönden bakmak ve bencil olmamak bizi hoşgörülü insan yapabilir. Peki bu durumda insan kendini sevebilirmi? Bu sorunun yanıtı kişiden kişiye değişebilir ama şu gerçektir ki hoşgörününde sınırı vardır. Toplum tarafında sevilen insan olmak kendinden fazla taviz vermek değildir, yeri geldiğinde olaylara doğru müdehale etmek ve yanlışları düzeltmeye çalışmak hoşgörüden daha önemli bir erdemdir.

Hoşgörülü Birey

Hoşgörü, insanın kendisine yada başka türlü yapılan hataları bir müddet görmezden gelmesidir. Bu görmezden gelme durumu sadece hoşgörü olduğu için gerçekleşmez fiziksel olarak zayıf olduğunuz bir insana hoşgörü değilde korktuğumuzdandan tepki gösterilmeyebiliriz. Yada yapılan hata sürekli tekrarlanır ve hala taviz veriyorsak buda hoşgörü sayılmaz.
Hosgörü önemlidir, gereklidir, az bulunur çabuk tüketilir. yorucudur, ekinini çabuk vermez ya ondan tercih edilmeyendir.
Hoşgörü kibirdir ayni zamanda. ama hoşgörülü insan kibirinin farkinda degildir; farkina vardiginda da artik hoşgörülü degildir.

Bu durumda hoşgörü, ortaya çıkan durumu, farklı açıdan değerlendirip, haklı ve güzel taraflarını ön plana çıkararak olumlu sayabilmek, doğru ve güzel bulabilmek, bunun da "hoş" olabileceğini kabullenebilmektir.
Hoşgörülü insan toplumda sevilen insandır yada sevilmeye çalışılan insandır. Kendinden taviz vermek, alıngan olmamak, olaylara iyi yönden bakmak ve bencil olmamak bizi hoşgörülü insan yapabilir. Peki bu durumda insan kendini sevebilirmi? Bu sorunun yanıtı kişiden kişiye değişebilir ama şu gerçektir ki hoşgörününde sınırı vardır. Toplum tarafında sevilen insan olmak kendinden fazla taviz vermek değildir, yeri geldiğinde olaylara doğru müdehale etmek ve yanlışları düzeltmeye çalışmak hoşgörüden daha önemli bir erdemdir.


Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

lütfen ya 5. sınıf performans ödevim için

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Aralık 2009       Mesaj #38
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bende 5. sınıfım benimde aynı performans görevim var banada yardım edin
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Aralık 2009       Mesaj #39
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hoşgörülü Birey:

Hoşgörü, müsamaha, tahammül, katlanma, görmezden gelme veya göz yumma, başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma, kendi görüşümüze ve çoğunluğun görüş biçimine aykırı düşen görüşlere sabırla, hem de yan tutmadan katlanma demektir. İzin verme, aldırmama, iyi karşılama anlamlarına da gelir.
Sosyal ilişkilerde bir tarafın, bazen farkında olmadan, kasıtlı olmayarak, bazen de kasıtla diğer tarafa (maddi/manevi) zarar verebilecek bir sahne yaratması durumunda, diğer tarafın bunu görmezden gelerek veya cevabınından vazgeçerek ödün vermek tahammülünü (erdem) gösterebilmesidir.Tasavvuf'ta Mevlana hoşgörü'ye en güzel örnektir.Mevlana gibi kişiler, Yunus Emre gibi kişiler insanları hoşgörüye davet etmişler ve Anadolu'yu bir hoşgörü merkexi haline getirmişlerdir.Hoşgörülü olmak insanlarla ilişki kurmanın en iyi yoludur. Hoşgörü, özünde kendini bilmektir.Hoşgörü insanın özüdür.

Hoşgörü, insanın kendisine ya da başka türlü yapılan hataları bir müddet görmezden gelmesidir. Bu görmezden gelme durumu sadece hoşgörü olduğu için gerçekleşmez fiziksel olarak zayıf olduğunuz bir insana hoşgörü değilde korktuğumuzdandan tepki gösterilmeyebiliriz. Yada yapılan hata sürekli tekrarlanır ve hala taviz veriyorsak buda hoşgörü sayılmaz.
Hosgörü önemlidir, gereklidir, az bulunur çabuk tüketilir. yorucudur, ekinini çabuk vermez ya ondan tercih edilmeyendir.
Hoşgörü kibirdir ayni zamanda. ama hoşgörülü insan kibirinin farkinda degildir; farkina vardiginda da artik hoşgörülü degildir.
Bu durumda hoşgörü, ortaya çıkan durumu, farklı açıdan değerlendirip, haklı ve güzel taraflarını ön plana çıkararak olumlu sayabilmek, doğru ve güzel bulabilmek, bunun da "hoş" olabileceğini kabullenebilmektir.
Hoşgörülü insan toplumda sevilen insandır yada sevilmeye çalışılan insandır. Kendinden taviz vermek, alıngan olmamak, olaylara iyi yönden bakmak ve bencil olmamak bizi hoşgörülü insan yapabilir. Peki bu durumda insan kendini sevebilirmi? Bu sorunun yanıtı kişiden kişiye değişebilir ama şu gerçektir ki hoşgörününde sınırı vardır. Toplum tarafında sevilen insan olmak kendinden fazla taviz vermek değildir, yeri geldiğinde olaylara doğru müdehale etmek ve yanlışları düzeltmeye çalışmak hoşgörüden daha önemli bir erdemdir.
_cookie_ - avatarı
_cookie_
Ziyaretçi
27 Aralık 2009       Mesaj #40
_cookie_ - avatarı
Ziyaretçi
oşgörülü Birey

Hoşgörü, insanın kendisine yada başka türlü yapılan hataları bir müddet görmezden gelmesidir. Bu görmezden gelme durumu sadece hoşgörü olduğu için gerçekleşmez fiziksel olarak zayıf olduğunuz bir insana hoşgörü değilde korktuğumuzdandan tepki gösterilmeyebiliriz. Yada yapılan hata sürekli tekrarlanır ve hala taviz veriyorsak buda hoşgörü sayılmaz.
Hosgörü önemlidir, gereklidir, az bulunur çabuk tüketilir. yorucudur, ekinini çabuk vermez ya ondan tercih edilmeyendir.
Hoşgörü kibirdir ayni zamanda. ama hoşgörülü insan kibirinin farkinda degildir; farkina vardiginda da artik hoşgörülü degildir.
Bu durumda hoşgörü, ortaya çıkan durumu, farklı açıdan değerlendirip, haklı ve güzel taraflarını ön plana çıkararak olumlu sayabilmek, doğru ve güzel bulabilmek, bunun da "hoş" olabileceğini kabullenebilmektir.
Hoşgörülü insan toplumda sevilen insandır yada sevilmeye çalışılan insandır. Kendinden taviz vermek, alıngan olmamak, olaylara iyi yönden bakmak ve bencil olmamak bizi hoşgörülü insan yapabilir. Peki bu durumda insan kendini sevebilirmi? Bu sorunun yanıtı kişiden kişiye değişebilir ama şu gerçektir ki hoşgörününde sınırı vardır. Toplum tarafında sevilen insan olmak kendinden fazla taviz vermek değildir, yeri geldiğinde olaylara doğru müdehale etmek ve yanlışları düzeltmeye çalışmak hoşgörüden daha önemli bir erdemdir.

Benzer Konular

5 Haziran 2012 / Misafir Cevaplanmış
11 Şubat 2014 / Misafir Soru-Cevap
29 Aralık 2014 / Misafir Cevaplanmış
24 Kasım 2012 / Misafir Soru-Cevap
27 Ekim 2009 / Misafir Soru-Cevap