Arama

Ergenlik döneminde karşılaşılan sorunlar nelerdir? - Sayfa 3

En İyi Cevap Var Güncelleme: 12 Mart 2014 Gösterim: 57.949 Cevap: 37
PuRoLové - avatarı
PuRoLové
Ziyaretçi
21 Ağustos 2011       Mesaj #21
PuRoLové - avatarı
Ziyaretçi
Ergen diye tanımladığımız, 13-19 yaşları arası olan gelişme çağındaki bay ve bayanların kullandıkları, xD, Zaaa, ;D, jadhkjadsh vb. gülme çeşitlerini ve ifadeleri nedir, açıklar mısınz ?
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Kasım 2011       Mesaj #22
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
) İki bin kişiden az gözlem değerlerinde örnek büyüklüğü güvenilir tahminler için yeterli
değildir.
Sponsorlu Bağlantılar
3) 2000 yılı öncesinde 'iş arama süresi'ne ilişkin soru seçenekleri farklı gruplanmış
olduğundan, 2000 ve sonrası ile karşılaştırılabilir değildir.
Erkeklerin işgücüne katılım oranı 2006 yılında %71,5 iken kadınlarda bu oran %24,9’dur.
Kadın istihdamı 2003 yılında 5 milyon 891 bin iken, 2006 yılında 5 milyon 810 bine
düşmüştür. 2007 yılının ilk 10 ayı itibariyle ise kadın istihdamı 5 milyon 431 bindir. Kadın
istihdam oranı 2003 yılında %23,9 iken, 2006 yılına gelindiğinde %22,3’e gerilemiştir. 2007
yılının ilk 10 aylık toplam göstergelerine göre ise kadın istihdam oranı %20,5’dir. 2003
yılında eksik istihdam oranı 149 bin kişi iken, 2006 yılında 119 bine gerilemiş, 2007 yılının
ilk on aylık verilerine göre bu sayı 104 bin kişi olarak gerçekleşmiştir. Eksik istihdam oranı
ise 2007 yılı ilk on ayına göre %1,5 olarak gerçekleşmiştir.
2003 yılında 663 bin kadın işsiz iken, 2006 yılında kadın işsiz sayısı 670 bin kişiye
yükselmiştir. 2007 yılının ilk on ayında ise kadın işsiz sayısı 604 bin kişi olarak
gerçekleşmiştir. 2003 yılında %10,1 olan kadın işsizlik oranı 2006 yılında %10,3’e
yükselirken 2007 yılının ilk on ayının on ayında bu oran %9 olarak gerçekleşmiştir.
2003 yılında işgücüne dahil olmayan kadın nüfusu 18 milyon 98 bin iken, 2006 yılına
gelindiğinde bu sayı 19 milyon 588 bine yükselmiştir. 2007 yılının on aylık verilerine göre 19
milyon 811 bindir.
2007 yılının ilk on aylık verilerine göre 1 milyon 149 bin yükseköğretim mezunu kadın
işgücünü bulunurken, lise ve dengi mezunu kadın işgücünün sayısı ise 1 milyon 239 bindir.
Lise ve altı eğitimlilerde bu sayı 3 milyon 491 bine yükselmektedir. Kadın işgücünün
%52’sini lise altı eğitimliler oluştururken, %20’sini lise ve dengi meslek grubu
oluşturmaktadır. Yükseköğretimin payı ise %17’dir.
Kadın istihdamının eğitim durumuna göre dağılımı incelendiğinde en yüksek pay 3 milyon
252 bin kişi ile lise ve altı eğitimlilerdedir. Yükseköğretimde ise istihdam 892 bin kişidir.
Kadın istihdamında ağırlığı %56’lık oran ile lise altı eğitimliler oluştururken, onu %15’lik
oranla lise ve dengi meslek grubu takip etmektedir. Yükseköğretim mezunu kadınların
istihdamdaki payı da yine %15’dir.
Kadınlarda işsiz sayısı bakımından en yüksek grubu 237 bin işsiz sayısı ile lise ve dengi
meslek okulu mezunları oluştururken, yükseköğretim mezunlarında işsiz sayısı 143 bindir.
İşsiz sayısı bakımından %39 ile en yüksek pay lise ve dengi meslek okulu mezunlarındadır.
Yükseköğretimde ise işsiz sayısının toplam işsiz sayısındaki oranı %23’tür.
İşsizlik oranı bakımından incelendiğinde en yüksek oran %19,1 ile lise ve dengi meslek
grubundadır.
İşgücüne katılım oranı lise altı eğitimlilerde %19,7 iken, lise ve dengi meslek grubunda
%28,8, yükseköğretim mezunlarında ise %63,7’dir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Aralık 2011       Mesaj #23
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ben ergenlik döneminde karşılaşılan sorunları kısa bir şekilde istiyorum lütfen fen ve tek. performans ödevimi yapmam gerek
TheBLueBLood - avatarı
TheBLueBLood
Ziyaretçi
6 Aralık 2011       Mesaj #24
TheBLueBLood - avatarı
Ziyaretçi
Karşılaşabileceğin sorunlar

Erkeklerde Ergenlik [değiştir]
Vücut ağırlığı artmaz.Aksine kilo verir. Boyları 10–30;cm uzar. Ses çatallaşmaya başlayarak erkeğe has biçimde kalınlaşır. Deri yağlanır ve sivilce çıkar. Pubertal atılım adı verilen boyca uzama, hacimce irileşme başlar. Kas dokusu artarak vücuda iri erkeksi görünüm verir. Yüz, kollar, corpus penis hariç genital alan, göğüs ve bacaklar erkeğe has biçimde tüylenir. penis ve çevresi kıllanır Androjen (erkeklik hormonu) salgısının zirve yapması nedeniyle penis ve testisler olgunlaşmaya başlar. Bu da peniste erektilite (ereksiyon) ve uyarılabilme (excitability) kabiliyeti artar, testisler erkek gamet (üreme hücresi) olan spermleri üretmeye başlar. Karşı cinse büyük ilgi duyar ve bu ilgisini onlara yansıtır.
Ergenlik Dönemi Sağlık Problemleri [değiştir]
1)Depresyon: Ergenlerin yüzde 40′ı depresyon periyotları yaşar. Genellikle hormonâl değişiklikler, hayattaki değişiklikler ve görünümleri hakkındaki eleştiriler ile ilişkilidir.
2)Yeme Bozuklukları: obezite, anoreksiya-nevroz, blumia
3)Madde Kullanımı
Ergen ne hisseder, nasıl davranmak ister? [değiştir]

Ergenin genel olarak duygularında istikrarsızlık olduğu görülür. Bir gün önce çok mutlu ve enerjik olan ergen ertesi gün kabuğuna çekilmiş ve bitkin olabilir. Duygular anlık olarak bile değişkenlik arz edebilir. Bu nedenle ebeveynin bunu kabul etmesi ve her defasında “Daha dün iyiydin, şimdi ne oldu?” türünde sorgulamalara ve baskıcı yaklaşımlara girmemesi gerekir.
Bu dönemde ergen duygularını çok dolu ve coşkulu yaşar. Gerek ses tonu ve vurgulamaları ve gerekse mimikleri önceki döneme göre duygularını daha fazla ifade ediyor niteliktedir.
Diğer dönemlere göre daha yoğun hayal kurar ve gerçekten zaman zaman uzaklaşır. Bu hayaller gelecek planlarını kapsayabileceği gibi genellikle karşı cinsle ilgili hayaller olabilmektedir.
Ergen zaman zaman yalnız kalma isteği içinde olabilir. Odasına çekilen ve yalnız kalmak istediğini söyleyen bir ergenin ciddi bir sorunu olduğu düşünülüp kaygılanılmamalıdır. Ergen kendisi ile baş başa kalıp yaşadıklarının muhasebesini yapma ihtiyacı hissedebilir.
Ergen kendini yorgun hissedebilir, buna bağlı olarak çalışmaya karşı isteksizdir. Vücut enerjisi âdeta büyümeye harcanıyor gibidir.
Ergen yaşadığı bedensel değişimlere bağlı olarak çekinebilir ve kendini saklama ve bu değişimlerden çevreyi haberdar etmeme isteği içinde olabilir.
Yeni şeyler deneme merakı artmıştır.
Bu dönemde arkadaş çok önemli bir noktadadır. Bu nedenle arkadaş seçimi konusunda ergenin dikkatli olması ve ailenin hassas davranması gerekir.
Bu dönemde ergenin fark edilme ve takdir edilme ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını aile içinde gideremeyen ergen, farklı arkadaş gruplarında bu ihtiyacını giderebilir.
Bu dönemde depresyonlarda artış görülmez. Özgüven problemi, karşı cinsle ilgili yaşanan problemler, okul ve aile içi problemler buna sebebiyet verebilir. Genellikle kısa süreli yaşanır ve müdahale gerekmez. Ergen kendini üzgün ve kötü hissetmiyordur; ancak günlük hayatına devam edebilir. Gerçek depresyonlarda ise intihara kadar varan düşünceler geliştirmiş olabilir ergen. Kendini büsbütün değersiz hissediyordur. Bunun sebepleri arasında; yakınlarını üzmek, ölümü merak, yalnızlık duygusu, çocukluktan gelen sevgi yoksunluğu, ölüm-ayrılık vb. gibi travmatik süreçler vardır. Bunlar dışında ergen zaman zaman öfke patlamaları yaşayabilir. Bu esnada onunla konuşmaya çalışmak anlamsızdır. Sakinleşmesini beklemek gerekir. Yeme bozuklukları ise bir başka sorundur. Özellikle çok yemek yeme veya yemeği reddetme ve sürekli, kilolu olduğunu düşünme ergende aşılması gereken sorunlardandır. Bu durumlarda ergenin üstüne gitmemek gerekir. Eğer üstüne gidilirse kendini daha kötü hisseder.

---------- Mesaj tarihi 16:57 ---------- Önceki mesaj tarihi 16:54 ----------

1- Ergenin genel olarak duygularında istikrarsızlık olduğu görülür. Bir gün önce çok mutlu ve enerjik olan ergen ertesi gün kabuğuna çekilmiş ve bitkin olabilir. Duygular anlık olarak bile değişkenlik arz edebilir. Bu nedenle ebeveynin bunu kabul etmesi ve her defasında “Daha dün iyiydin, şimdi ne oldu?” türünde sorgulamalara ve baskıcı yaklaşımlara girmemesi gerekir.

2- Bu dönemde ergen duygularını çok dolu ve coşkulu yaşar. Gerek ses tonu ve vurgulamaları ve gerekse mimikleri önceki döneme göre duygularını daha fazla ifade ediyor niteliktedir.

3- Diğer dönemlere göre daha yoğun hayal kurar ve gerçekten zaman zaman uzaklaşır. Bu hayaller gelecek planlarını kapsayabileceği gibi genellikle karşı cinsle ilgili hayaller olabilmektedir.

4- Ergen zaman zaman yalnız kalma isteği içinde olabilir. Odasına çekilen ve yalnız kalmak istediğini söyleyen bir ergenin ciddi bir sorunu olduğu düşünülüp kaygılanılmamalıdır. Ergen kendisi ile baş başa kalıp yaşadıklarının muhasebesini yapma ihtiyacı hissedebilir.

5- Ergen kendini yorgun hissedebilir, buna bağlı olarak çalışmaya karşı isteksizdir. Vücut enerjisi âdeta büyümeye harcanıyor gibidir.

6- Ergen yaşadığı bedensel değişimlere bağlı olarak çekinebilir ve kendini saklama ve bu değişimlerden çevreyi haberdar etmeme isteği içinde olabilir.

7- Yeni şeyler deneme merakı artmıştır.

8- Bu dönemde arkadaş çok önemli bir noktadadır. Bu nedenle arkadaş seçimi konusunda ergenin dikkatli olması ve ailenin hassas davranması gerekir.

9- Bu dönemde ergenin fark edilme ve takdir edilme ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını aile içinde gideremeyen ergen, farklı arkadaş gruplarında bu ihtiyacını giderebilir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Aralık 2011       Mesaj #25
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu dönemde oluşan hızlı biyolojik değişiklikler gence iki özellik kazandırmaktadır. Birincisi cinsel üremeyi sağlayan cinsel olgunlaşmadır. Diğeri ana-baba tarafından korunma ve bakılma gerekliliğini azaltan fiziksel büyüme ve güç kazanmadır. Etyolojik açıdan ergen bu iki özelliği kazanarak " karşı cinse yönelir ve daha bağımsız davranabilir ". Yani, gencin topluma katılabilmesi, erişkinler arasında yerini ve konumunu alabilmesi, bu gelişme döneminde belli bilgi, beceri ve deneyimi kazanmasına bağlıdır. Erişkin dünyasının aradığı olgunluğa erişebilmesi için bu beklentileri karşılıyabilmesi gerekir.
Ruhsal-toplumsal gelişimin bu evresinde, yukarıdaki hedeflere ulaşabilmek için tüm gençlerin kazanmak zorunda oldukları döneme özgü beceriler vardır.
Bunlar:
1-Beden imgesini kabullenme ve bundan rahatsız olmama
2-Cinsel kimlik rolünü belirleme ve kabullenme
3-Kişisel değerler sistemini geliştirmek
4-Ebeveynlerden bağımsızlığını kazanma (özerklik)
5-Bir yetişkin kimliği edinme
6-Üretken bir birey olmaya hazırlanma (mesleksel kimlik)
Biyolojik değişmeler, ruhsal ve davranışsal değişikliklere koşut olarak sürerken birbirlerini etkilerler. Belirtildiği gibi biyolojik gelişme ruhsal süreçleri, ruhsal süreçler de kişiler arası etkileşim biçimlerini ve kişilik işlevlerini etkiler. Hatta bazı durumlarda belirleyici olabilir.Biyolojik cinsellik olmadan cinsel kimlik gelişmesi, cinsel kimlik olmaksızın da kimliğin ve benlik kavramının oluşması güçtür. Gençlik, çocuklukla erişkinlik arasında yer alan, gelişme, ruhsal olgunlaşma ve yetişkin yaşama hazırlık dönemidir. Puberte ile başlayan hızlı büyüme gençlik çağının sonunda bedensel cinsel ve ruhsal olgunlukla biter. Genellikle ilk puberte belirtileriyle başlayan "gençlik çağı" büyümenin durmasına kadar sürer (biyolojik açıdan) ve yaklaşık 12-21 yaşlarını kapsar. bir anlamda tüm "teenagers" ya da delikanlılık döneminde olanlar ergen gibi kabul edilebilir. Gençlik çağının tanımı bedensel ve cinsel gelişmeye göre yapılınca, başlangıcı da, bitişi de belirsiz olmaktadır. Çünkü ergenliğe girişte bireysel farklılıklar vardır. Erken veya daha geç olabilmektedir. Genellikle 12-15 yaş arası, ergenlik gelişmesini içine alan ilk gençlik dönemi olarak tanımlanır. Bazı yapıtlarda puberte (erinlik) ve adolesans (ergenlik) süreçleri bir arada ve ergenlik dönemi adı altında incelenirken; bazı yapıtlar ergenliği, erinliği izleyen bir dönem olarak tanımlamaktadır.
Genel olarak ergenlik 3 kısma ayrılarak incelenir.
Bunlar:
1.Ön Ergenlik (12-14 yaş)
2.Orta Ergenlik (15-17 y.)
3.Geç Ergenlik (18-21 y.)

Pubertede Oluşan Bedensel Ve Psikososyal Değişikliler


Erinlik (puberte) hızlı büyüme ve gelişmenin olduğu, kız-erkek cinsel özelliklerinin belirdiği (ikincil seks karakterleri) ilk 2-3 yıllık gençlik dönemini kapsar. Kızlar, erkeklerden 1-2 yıl önce ergenliğe girer, buna koşut olarak büyüme ve cinsel olgunlaşmalarını erkeklerden 1-2 yıl erken tamamlarlar.
Gençler hızlı beden gelişmelerine karşı değişik ruhsal tepkiler gösterirler. Bu biyolojik değişikliklerin bir bölümü sevinç, bir bölümü üzüntü kaynağı olabilir. Göğüslerinin birden büyümesinden utanan, sıkılan, göğüslerini bastırarak başkalarının gözünden saklamaya çalışan kızlar pek çoktur. Kimisi çok toplu oluşuna, kimiside sıskalığına üzülür. Sırık gibi uzamış bir genç eskiden alay konusu olabilir, kendiside bunu bir kusur gibi görebilirdi. Basketbolün yaygınlaşmasıyla uzun boy bir övünç nedeni olmaya başladı. Ancak kısa boy her dönemde kız, erkek tüm gençler için aşağılık duygusu yaratabilen bir neden olmuştur. Genç erkekler sakallarının çıkmasıyla, bıyıklarının terlemesiyle övünürler. Erkekliklerinin bir kanıtı olarak sık sık sakal traşı olmaya başlarlar. Buna karşılık, kızlar ve erkekler sivilcelerini büyük bir sorun yaparlar. Özellikle kızlar için yüz sivilceleri erkeklere beğenilmeye en büyük engel, yüze vurmuş bir kusur gibi algılanır.
Ergenlerin herkese bilinen sakarlığı başlıca iki nedene bağlanabilir. İlkin ergenin hızlı büyümesi ve uzaması, kaslarının eşgüdümlü çalışmasını aksatır. Daha önceki yıllarda kazanılan motor becerisi ve denge yeni kazanılan boyutlara uymaz. İkinci neden ise ergenin utangaçlığıdır. Ergen yeni yeni girmeye başladığı topluluklarda ve ilişkilerde sıkılgan davranır. Herkesin kendisini gözlediğini sanır. Deneyimsiz ve toy olduğunun bilincindedir. Bu da onun yanlışlar yapmasına, tökezlemesine, önüne arkasına bakmadan birşeyleri devirmesine yol açar. Ayrıca boyu birden uzayan bir ergenden yaşına değil, boyuna bakarak olgun davranış beklenir ki ergen daha o ustalığı kazanmamıştır.
Ortaokul dönemine düşen ergenlik döneminde cinsel uyarılmalarla birlikte yeni ruhsal tepkiler ve davranışlar belirmeye başlar. Dengeli ve uyumlu ilkokul çocuğu gider, yerine oldukça "tedirgin, kuruntulu, güç beğenen ve çabuk tepki gösteren" bir ergen gelir. Çabuk sevinir, çabuk üzülür, birden sinirlenir, olur olamaz şeyi sorun yapar. Derslere ilgisi azalır, bencilleşir, istekleri artar, konan yasakları saçma, kendisine tanınan hakları yetersiz bulur. Ana babanın uyarılarına birden tepki gösterir , kabalaşır, ters yanıtlar verir. "Bana karışamazsınız, ben çocuk değilim!" der. Sürekli bir gidiş-geliş içindedir, kabına sığmaz gibidir. Evde durmak istemez, dönüş saatlerine aldırmaz, yemeğe geç gelir, gece sokağa çıkmak ister. Dağınık ve savruk olur.
İlgileri artmış, gel geç hevesleri çoğalmıştır. Gürültülü müziğe bayılır, süse ve giyime düşkünlük gösterirler. Genç kız ayna karşısında saatler geçirir, bir sivilceyle gün boyu uğraşır. Genç erkek boyasız pabuçuna bakmaz, saçını uzatır ve modaya göre kestirir. Erkekler kızlarla açıktan, kızlarda erkelerle gizliden ilgilenmeye başlarlar. Odalarına kapanıp kendi başlarına kalmak isterler. Kardeşlerini yanlarına sokmaz, tersleyip uzaklaştırırlar. Telefon tutkusu başlar, arkadaşlarıyla uzun-uzun, gizli-gizli konuşurlar.
Ergenlik dönemindeki bu ruhsal çalkantının bir nedeni vardır. Hızlı beden gelişmesi ile birlikte gelen cinsel uyanış genci baskı altına alıp bunaltmaktadır. Genç birden bu değişikliklere kendini uyduracak gücü bulamamakta iç dengesi altüst olmaktadır. Tepkilerdeki değişiklik, davranışlarındaki tutarsızlık, duygularındaki iniş çıkışlar hep yeni bir denge kurmaya yöneliktir. Yeni duruma uyum çabalarıdır. Tıpkı toy bir sürücü gibi arabasını doğru yolda tutmaya çabalamakta, sağa sola yalpa yaparak yol almaktadır.
Ergenlik dönemi bağımsızlık çağıdır. Genç evden kopar, çevreye yönelir. Spora ilgi artar, gelişen kaslarını geliştirmek, içten taşan gücünü boşaltmak için en uygun uğraştır spor. Sporun bir dalında kazanacağı başarı kendini güvenini artırır. Daha da önemlisi toplu sporlar gence yaşıtlarıyla kaynaşma fırsatı verir. Ergenlik dönemi hayranlıkların ve tutkuların bol olduğu bir dönemdir. Genç, hayranı olduğu kişiye (öğretmen , sporcu, şarkıcı) her yönden benzemek ister. Yeteneklerinden kusurlarına değin herşeyi beğenir. Bir süre sonra kendine yeni bir örnek seçer, onunla özdeşim kurar. Sürekli değişen bu hayranlıklar gencin ileride ne olmak istediği ile ilgilidir. Yeni bir kişilik geliştiriken yoluna çıkan örnek insanlardan kendi benliğine bir şeyler katar. Yani bu dönem, kendini, öz kimliğini arayış dönemidir. Kuşkusuz ergenlik döneminde çıkan değişikliklerin çoğu olumsuz değildir. Ruhsal alanda yaşanan çalkantı yanında pek çok olumlu gelişme gözlenir. Ergenin düşünme yeteneğinde önemli bir sıçrama olur. Soyut kavramları daha iyi anlar ve kullanır; ilgi alanı genişler ve çeşitlilik kazanır. İleride seçeceği meslekle ilgili konulara eğilir.

Kaynak: Ergenlik döneminde karşılaşılan sorunlar nelerdir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Aralık 2011       Mesaj #26
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yaha daha kısası n yokmuu açep
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Aralık 2011       Mesaj #27
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bn 13 yaşındayım süreli ölmek istiyorum ne yapmalıyım msn adresime mail atarsanız sevinirim ve anne baba çook üstüne gelio insanın bunun sorunu intar etmek mesele camdan atlamak gibi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Mart 2012       Mesaj #28
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ben 15 yaşındayım ve problemler yaşıyorum dünya üstüme geliyor cinnet geçirme noktasındayım Msn Sad((
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ekim 2012       Mesaj #29
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
okulda birin dövmemk iştıyorum ama benim arkadaşların gitiler onlara teklif etiler ben napmayılım bu durumda
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Kasım 2012       Mesaj #30
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ben 13 yaşımda ergenliğe girdim 14 yaşımdan 16 yaşıma kadar kızlı boy attım şimdi denge sorunum var boyum uzun olduğu için dengede duramıyrum

Benzer Konular

29 Ekim 2015 / Ziyaretçi Soru-Cevap
18 Nisan 2016 / Misafir Cevaplanmış
21 Şubat 2011 / 19681968 Soru-Cevap