Arama

Atatürk'ün doğa ve doğayı korumak ile ilgili söylediği sözler nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 14 Mart 2015 Gösterim: 133.665 Cevap: 50
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
27 Ocak 2009       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Arkadaslae merhaba

Yurtdisinda yapilacak bir sunum icin Ataturkun doga ve dogayi korumak ile ilgili soyledigi sozlere ihtiyacimiz var. Bu konuda bize yardimci olabilir misiniz?
Tskkrler
EN İYİ CEVABI ThePiyanist verdi
“Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya değer.”

Sponsorlu Bağlantılar
“Ağaç çınardır, çınar ise devlet”

“Yurt toprağı! Sana her şey feda olsun. Kutlu olan sensin. Hepimiz senin için fedaiyiz. Fakat sen Türk ulusunu sonsuzluğa dek yaşatmak için verimli kalacaksın”

“Çabuk bana yeni bir din bul. Ağaç dini. Bir din ki, ibadeti ağaç dikmek olsun.”

“Gerek tarım, gerek memleketin varlık ve genel sağlığı konularında önemi kesin olan ormanlarımızı da modern önlemlerle iyi duruma getirmek, genişletmek ve en yüksek faydayı sağlamak da önemli kurallarımızdan biridir.”
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 0 üye beğendi.
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
27 Ocak 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Atatürk ün doğayı, ağacı sevmesinin en belirgin örneklerinden birisi de kuşkusuz Atatürk Orman Çiftliği dir. Atatürk, 1925 yılında kendi aylığından ödeyerek çiftliğin bugünkü yerini satın almıştır. O yıllarda bu topraklar, ortasından demiryolu geçen bataklık ve boş bir araziydi. O toprağa karşı zafer kazanabileceğini de kanıtlayarak çiftliği burada kurdu. Bugün, Ankaralılar için çiftlik bir dinlenme yeri haline gelmiş, Atatürk ün önderliğinde dikilen ağaçlar büyümüş, gölgesinde insanlar dinlenir olmuştur.
Ankara yı Türkiye Cumhuriyetinin başkenti yapan ve bir bozkır kasabasında modern bir şehir kuran Atatürk, bu yönüyle de, günümüzdeki, şehircilik, çevre ve tabiat güzelliği kavramlarına, 1920 li yılların şartları içinde ışık tutan bir dehadır. Bu kavramların bilinmediği ve konuşulmadığı o yıllarda, şehircilik uzmanlarını getirterek, Cumhuriyetin başkenti Ankara yı düzene sokan, ağaç diktiren, bulvarlar açtıran, Çiftliği kuran, sefaret bahçelerinde yeşilliğe imkan veren Atatürk, diğer yönleriyle olduğu gibi, bu yönüyle de her zaman örnek alınması gereken eşsiz büyük bir önderdir.
Sponsorlu Bağlantılar

Atatürk ün kişiliğini oluşturan etkenler arasında bitki ve hayvan sevgisinin de önemli bir yeri bulunmaktadır. Atatürk, yaşamının son günlerinde de yeşillikler arasında olma özlemini duymuştur. Yeşilliği olduğu kadar barışı da seven Atatürk ün Anıtkabiri ne dünya uluslarının gönderdikleri fidanlarla meydana gelen Barış Parkı, ölümünden sonra da Ata nın kişiliğiyle bütünleşmiştir.

Dayısının çiftliğinde

Atatürk ün doğa sevgisi, babası öldükten sonra annesi ve kardeşi ile beraber Selanik in otuz kilometre yakınlarında Zübeyde Hanımın ağabeyi olan Hüseyin Ağa nın çiftliğine yerleşmeleri ile başlamıştır. Burada, Atatürk çiftçilik işleri ile uğraşarak, yeşilliğe, toprağa ve doğaya ilgi duymuştur. O nun bitki ve hayvan sevgisinin ilk belirtileri, bu çiftlik yaşamından kaynaklanmaktadır. Çünkü O, ilerki yaşamında çiftlikler kuracak, hayvan besleyecek ve ağaçlandırmaya büyük önem verecektir.

Atatürk ün sınıf arkadaşlarından Ali Fuat Cebesoy, O nun doğa sevgisini belirtirken bir anısını şöyle anlatır: Harp Akademisi nin üçüncü sınıfına geçtiğimiz zaman Mustafa Kemal, Selanik e sılaya gitmeden önce bizde misafir kaldı. O günlerin birinde Satılmış Çavuş u da alarak Alemdağı na uzandık. Arkadaşım samimi bir doğa aşığı idi. Ormanlık yerlerden çok hoşlanırdı. Öğleye doğru pınar başında mola verdik...Uzaklarda bir kasır vardı ve manzarası harikulade güzeldi. Adeta Mustafa Kemal i büyüledi...Oradan ayrılırken Mustafa Kemal: Fuat dedi, İnsan yaşlandıktan sonra şehirlerin gürültülü hayatından uzaklaşmalı, böyle sakin ve ağaçlık bir yere çekilmelidir. Bak, şu karşıdaki köşk insanın ruhuna nasıl bir ferahlık veriyor.

Afet İnan, Atatürk ve Çankaya nın ilk Cumhurbaşkanlığı Köşkü için seçilmesini anlatırken şöyle diyor: Atatürk ün Çankaya yı seçmesinde etken, birkaç büyük karakavak ve söğüt ağaçlarının bulunması idi. Onların rüzgarlı günlerdeki hışırtısından daima zevk duyardı.

Atatürk doğayı çok seven bir insandı. Yeşile, çiçeğe, ağaca hayrandı. Nezihe Araz, Atatürk ün ağaçlandırmaya verdiği önemle O ndaki doğa sevgisini bir söyleşide şöyle dile getirmiştir:

Ne oldu buradaki ağaca

Çankaya köşkünden Meclis binasına giderken o günün Ankara sında bir tek iğde ağacı vardır. Mustafa Kemal, her gün ağacın önünden geçerken arabayı yavaşlatıyor ve ağacı selamlıyor. Bir gün; Bakın bu benim... derken, o ağacın yerinde olmadığını görüyor. Büyük bir telaşla otomobili durdurup iniyor. Buradaki işçilere; Ne oldu buradaki ağaca diyor. Efendim, yolu genişletmek için ağacı kestik cevabını alıyor. Arabasına dönen Mustafa Kemal ağlamaya başlıyor. Bunun başka yolu yok muydu? diye.

Afet İnan, Atatürk ün doğa ve ağaç sevgisi ile ilgili olarak şöyle diyordu:

1919 yılında Atatürk Ankara yı pek az ağaçlı bulmuştu. O, eski adı Orman Çiftliği olan yerde, orman yetiştirmeyi kendisine ideal edinmişti. O nun için her ağaç yeni, kıymetli birer varlıktı. Bunların yetiştiğini, büyüdüğünü görmek, bir idealin tahakkuk edişindeki zevki kendisine veriyordu. Gazi Orman Çiftliği, insanların irade ve çalışmalarıyla, tabiatı güzelleştirme ve verimli kılma kuvvetinin bir örneğidir.

Atatürk ü yakından tanıyanların şu ortak görüşte birleştikleri görülmektedir: Atatürk doğayı severdi. Ağaçlandırmaya önem verirdi. Bir gün Atatürk, Kurmay Başkanı İsmet Bey le Diyarbakır çöllerinde atla gidiyorlarmış. Mustafa Kemal demiş ki: Çabuk bana yeni bir din bul. Ağaç dini. Bir din ki, ibadeti ağaç dikmek olsun.

Atatürk ün doğayı, ağacı sevmesinin en belirgin örneklerinden birisi de kuşkusuz Atatürk Orman Çiftliği dir. Atatürk, 1925 yılında kendi aylığından ödeyerek çiftliğin bugünkü yerini satın almıştır. O yıllarda bu topraklar, ortasından demiryolu geçen bataklık ve boş bir araziydi. O, toprağa karşı zafer kazanabileceğini de kanıtlayarak çiftliği burada kurdu. Bugün, Ankaralılar için çiftlik bir dinlenme yeri haline gelmiş, Atatürk ün önderliğinde dikilen ağaçlar büyümüş, gölgesinde insanlar dinlenir olmuştur. O doğadan zevk alan bir insan olarak, yeşilliği ve ormanı daima sevmiştir.

Falih Rıfkı Atay, Atatürk çiftlik dağlarının ormanlaşması için bizzat uğraştı. Hemen her ağaçta hakkı vardır derken; Afet İnan da, Orman Çiftliği nin her ağaçlandırma evresinde Atatürk ün bakışı, görüşü, emeği vardır diyor. Eski adı Orman Çiftliği olan yerde orman yetiştirmeyi amaç edinmişti. Onun için her ağaç eski ve yeni, kıymetli birer varlıktı.

Özlemi tüm ülkeyi ağaçlandırmaktı

Atatürk ün ağaç ve yeşillik sevgisi, yalnız Ankara ya has bir özlem değildi. Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya değer diyen Atatürk ün özlemi, tüm ülkeyi ağaçlandırmaktı, yeşillendirmekti.

Bir gün, İstanbul un eski vali ve belediye başkanlarından Muhittin Üstündağ ve Afet İnan la birlikte boğazda bir motor gezisinde Salacak önlerinden geçerken; Bu güzel yerleri ağaçlarla bir kat daha güzelleştirmek için İstanbul Belediye Başkanı olmak istiyorum derken, Atatürk ün bu sözlerindeki gerçeği çözmek elbette güç değildir.

Ülkemiz toprakları üzerinde Atatürk ün yakın ilgisi ve sevgisiyle Yalova yeşil bir cennet köşesi haline gelmiştir. Muhsin Zekai Bayer, Atatürk ün Yalova yı ağaçlandırma çabalarını şöyle anlatır:

Yalova kaplıcalarının yeşil cennet diyarı ve çam ormanları, Atamızın çabaları ile meydana gelmiştir...İlk iş olarak o zamanın ünlü bahçıvanlarından Pandeli Efendi yi Boğaz içindeki çiçek bahçesinden alarak işin başına geçirtmiştir. Onun yakın ilgileriyledir ki, bu gün Çam Burnu adı verilen ormanlık alan yaratılmıştır.
Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi açış konuşmalarında, doğal varlıklarımız olan ormanların korunması, dengeli ve tekniğe uygun şekilde işletilmesine yönelik konulara da yer vermiştir. 1 Mart 1922 yılında 1. Dönem 3. Yasama Yılı konuşmasında, ormancılığın kurallarını şöyle belirtmiştir.

Gerek tarım, gerek memleketin varlık ve genel sağlığı konularında önemi kesin olan ormanlarımızı da modern önlemlerle iyi duruma getirmek, genişletmek ve en yüksek faydayı sağlamak da önemli kurallarımızdan biridir.

Atatürk, bir ağaç dalının kesilmesine rıza göstermeyecek kadar yeşili ve ağacı seven bir varlık idi. Yalova da yapılan bir köşkün çevresindeki meşelerin korunması için orman mühendislerine sık sık öğüt vermiştir. Gazi Mustafa Kemal, Türklerin Orta Asya dan kuraklık ve ağaçsızlık yüzünden göç ettiklerini pek iyi bildiği için ağaca karşı sevgi ve saygı gösterilmesini teşvik etmiştir.

Atatürk son günlerinde yeşile duyduğu özlemi şöyle dile getirmiştir: Yurt toprağı! Sana her şey feda olsun. Kutlu olan sensin. Hepimiz senin için fedaiyiz. Fakat sen Türk ulusunu sonsuzluğa dek yaşatmak için verimli kalacaksın. Türk toprağı sen, seni seven Türk ulusunun mezarı değilsin. Türk ulusu için yaratıcılığı göster.


Son düzenleyen BrookLyn; 10 Mayıs 2009 18:13
e-m-r-e-c-a-n - avatarı
e-m-r-e-c-a-n
Ziyaretçi
9 Mayıs 2009       Mesaj #3
e-m-r-e-c-a-n - avatarı
Ziyaretçi
ATATÜRKÜN ÇEVREYLE İLGİLİ SÖYLEDİĞİ SÖZLER NELERDİR?
aziz paç - avatarı
aziz paç
Ziyaretçi
10 Mayıs 2009       Mesaj #4
aziz paç - avatarı
Ziyaretçi
ATATÜRK GERÇEKTEN ULU ÖNDER
prenses sarışın - avatarı
prenses sarışın
Ziyaretçi
10 Mayıs 2009       Mesaj #5
prenses sarışın - avatarı
Ziyaretçi
Doğa çevre sözleri mesajları - Yazan: Admin, Kategori: güzel sözler, Konu özeti: Doğa ve çevre ile ilgili yazılmış güzel ve anlamlı sözleri mesajları bulabileceksiniz.
Atatürkün doğa ve çevre ile ilgili söylediği sözler;
Sağlıklı yaşam, sağlıklı çevre ile olur.
Biz doğayı korudukça doğa da bizi korur.
Yarının doğası bugünden yaratılır.
Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak.
Genel doğa ve çevre ile ilgili söylenen sözler;
Doga! En küçük bir çaba harcamadan ve mükemmel bir kusursuzlukla en basit maddeden son derece farkli seyler yaratiyor; hepsinin üzerine de ince bir tül örtüyor. Yarattigi her bir parçanin kendine has özellikleri, her bir durumun ayri açiklamasi var ama sonuçta hepsi birlikte bir bütünü olusturuyorlar.” (Goethe)
“Dünya herkesin ihtiyacina yetecek kadarini saglar, fakat herkesin hirsini karsilamaya yetecek olani degil.” (Mahathma Gandhi)
“Su anda yarinin artik bugün oldugu gerçegiyle karsi karsiyayiz. Çok geç kalmis olmak diye bir sey vardir. Sayisiz uygarligin beyazlamis kemikleri üzerinde su acikli sïzcükler yazili: Çok geç. Eyleme geçmezsek, merhameti olamadan güce, ahlakli olamadan kudrete, kavrayisi olamadan kuvvete sahip olanlar için ayrilmis zaman koridorlarina sürüklenecegimiz kesin.” (Martin Luther King)
Bir nokta açiktir: Dünyamiz emin ellerde degildir. ” Yeni dünya düzeni” yeryüzünü ölüme mahkum etmistir. (Peter F. Drucker)
Bir ulusun gerçek zenginligi, agaç örtüsüyle ölçülebilir. (Richard St. Barbe Baker)
Dogru oldugunu düsündügümüz seyi yapmaliyiz. Çünkü eger dogru seyi yapmazsak, yanlis seyi yapacagiz ve iyilesmenin degil felaketin bir parçasi olacagiz. (Fritz Schumacher)
Dogaya hoyratça davranan toplumlarada insanlar arasindaki iliskiler de hoyratça oluyorlar. (John Bennet)
On dokuzuncu yüzyila kadar, hiç sona ermeyen zorlu görev, insan soyunun ve çevresinin dogal etkenlere karsi korumasiydi. Ama bu yüzyilda yeni bir ihtiyaç dogmustur: Dogayi insana karsi korumak. (Peter F. Drucker)
Yeryüzü basitçe insanoglu için bir erzak deposu ve çöp kutusu degildir. Yeryüzü`nün felaketimiz pahasina gözardi ettigimiz kendi gereksinimleri ve dinamigi vardir. (Mary Mellor)
“Ancak en son agaç kesildikten, en son nehir zehirlendikten ve en son balik tutulduktan sonra anlayacaksiniz ki, insan parayi yiyemez!” (Kizilderili Cree asiretinin bir atasözü)
“Doga, bize dedelerimizden kalan bir miras degil, torunlarimiza birakacagimiz bir emanettir.” (Kizilderili Duwanish asiret reisi Seattle)
prenses sarışın - avatarı
prenses sarışın
Ziyaretçi
10 Mayıs 2009       Mesaj #6
prenses sarışın - avatarı
Ziyaretçi
Topragin dostlara ihtiyaci vardir; ona dostça davranalim!”
“Her seyin prensibi sudur; her sey sudan gelir ve tekrar suya döner.” (Milet`li Thales M.Ö. 650-560)
“Çiçekler ki, güzelligin simgesidir; yasamin, umudun ve sevincin ifadesidir. Çiçekler ki, gönüllerin dilidir; rengarenk, burcu burcu, sevgi, ask ve hatiralarla doludur.” (Ali Duran)
“Orman yurdun öz evladi ormansiz yok dünya tadi.” (Asik Veysel)
Yasamak! Bir agaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardesçesine bu hasret bizim!” (Nazim Hikmet)
Dünya bize büyük görünebilir ama öylesine büyük bir evrende o kadar küçük bir noktaciktir ki, bunu hayal etmek bile zordur. (Dünya sen benimsim , Milliyet yayinlari Sayfa 6)
“Artik kendi varligimiza tehdit olusturuyoruz. Bu durumda, omuz silkip “nasil olsa hapi yuttuk” demek kadar “uzmanlar bir yolunu bulur” diye düsünmek de tehlikelidir. Ortada “kötülerin dogal çevreyi yok etmek ve iyilerin kötülere karsi savunmasi diye bir sey yoktur.” iyi ve kötü içimizde yan yanadir. Her birimizin ihtiyaci olan sey, daha degerli, daha anlamli bir gerçek kavramdir. Hepimizin bir parçasi oldugu ve kendisine bagimli oldugumuz dünyadaki tüm canlilari kucaklayan bir kavram. Biz dünyayi ana babamizdan miras almadik. Onu çocuklarimiz için ödünç aldik. Onu HEPIMIZ ödünç aldik ve HEPIMIZ geri verecegiz.” (Dünya sen benimsim , Milliyet yayinlari Sayfa 160)
Doga insanlarin ihtiyacini karsilayacak bir kaynak toplulugu olarak görmek çevrenin yokolmasina davetiye çikarmak demektir. (Dünya sen benimsim , Milliyet yayinlari Sayfa 17)
“Kirli çevre insanin ruhuhunu kirletir, kirli ruhlar çevreyi kirletir.” (Aziz Nesin)
“Kiyamet kopmak üzere bile olsa, elinde bir fidan varsa, bu fidani dikmemezlik etme.”
“Bir agaç dikersen, onun meyvelerinden her yiyen, sana sevap kazandiracak, gölgesinde oturan sana sevap kazandiracak, hatta onun tohumunu, meyvesini yiyen kuslar bile sana sevap kazandiracak.”
Seksenlik bir dede, agaç dikiyormus. Yolda geçen biri bunu görmüs, sasmis. “Behey dede,” demis. “Sen zaten bir ayagin çukurda bir yasli adamsin. Agaç dikip de ne yapacaksin?” Dede durmus, bükülmüs belini az dogrultmus: “Behey adam,” demis. “Babalarimiz dikti, biz yedik; biz dikecegiz, çocuklarimiz yiyecek.”
“Insanlar dogaya karsi sorumluluk duymuyorlar. Dogayi korurlarsa, cezadan korktuklari ya da menfatleri gerektirdigi için koruyorlar.”
Alt kategoriler;
prenses sarışın - avatarı
prenses sarışın
Ziyaretçi
10 Mayıs 2009       Mesaj #7
prenses sarışın - avatarı
Ziyaretçi
Topragin dostlara ihtiyaci vardir; ona dostça davranalim!”
“Her seyin prensibi sudur; her sey sudan gelir ve tekrar suya döner.” (Milet`li Thales M.Ö. 650-560)
“Çiçekler ki, güzelligin simgesidir; yasamin, umudun ve sevincin ifadesidir. Çiçekler ki, gönüllerin dilidir; rengarenk, burcu burcu, sevgi, ask ve hatiralarla doludur.” (Ali Duran)
“Orman yurdun öz evladi ormansiz yok dünya tadi.” (Asik Veysel)
Yasamak! Bir agaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardesçesine bu hasret bizim!” (Nazim Hikmet)
Dünya bize büyük görünebilir ama öylesine büyük bir evrende o kadar küçük bir noktaciktir ki, bunu hayal etmek bile zordur. (Dünya sen benimsim , Milliyet yayinlari Sayfa 6)
“Artik kendi varligimiza tehdit olusturuyoruz. Bu durumda, omuz silkip “nasil olsa hapi yuttuk” demek kadar “uzmanlar bir yolunu bulur” diye düsünmek de tehlikelidir. Ortada “kötülerin dogal çevreyi yok etmek ve iyilerin kötülere karsi savunmasi diye bir sey yoktur.” iyi ve kötü içimizde yan yanadir. Her birimizin ihtiyaci olan sey, daha degerli, daha anlamli bir gerçek kavramdir. Hepimizin bir parçasi oldugu ve kendisine bagimli oldugumuz dünyadaki tüm canlilari kucaklayan bir kavram. Biz dünyayi ana babamizdan miras almadik. Onu çocuklarimiz için ödünç aldik. Onu HEPIMIZ ödünç aldik ve HEPIMIZ geri verecegiz.” (Dünya sen benimsim , Milliyet yayinlari Sayfa 160)
Doga insanlarin ihtiyacini karsilayacak bir kaynak toplulugu olarak görmek çevrenin yokolmasina davetiye çikarmak demektir. (Dünya sen benimsim , Milliyet yayinlari Sayfa 17)
“Kirli çevre insanin ruhuhunu kirletir, kirli ruhlar çevreyi kirletir.” (Aziz Nesin)
“Kiyamet kopmak üzere bile olsa, elinde bir fidan varsa, bu fidani dikmemezlik etme.”
“Bir agaç dikersen, onun meyvelerinden her yiyen, sana sevap kazandiracak, gölgesinde oturan sana sevap kazandiracak, hatta onun tohumunu, meyvesini yiyen kuslar bile sana sevap kazandiracak.”
Seksenlik bir dede, agaç dikiyormus. Yolda geçen biri bunu görmüs, sasmis. “Behey dede,” demis. “Sen zaten bir ayagin çukurda bir yasli adamsin. Agaç dikip de ne yapacaksin?” Dede durmus, bükülmüs belini az dogrultmus: “Behey adam,” demis. “Babalarimiz dikti, biz yedik; biz dikecegiz, çocuklarimiz yiyecek.”
“Insanlar dogaya karsi sorumluluk duymuyorlar. Dogayi korurlarsa, cezadan korktuklari ya da menfatleri gerektirdigi için koruyorlar.”
Alt kategoriler;
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Kasım 2009       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ATATÜRKÜN ÇEVRE İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİ NELERDİR
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ocak 2010       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
arklar doğal afetlerle ilgili sözler lazım banaa bulamıommmm
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ocak 2010       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Atatürkün doğa sevgisini anlatan bir anısı

Benzer Konular

28 Ekim 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
6 Ekim 2013 / Misafir Soru-Cevap
11 Nisan 2013 / Misafir Soru-Cevap
3 Ekim 2011 / Misafir Soru-Cevap
7 Ocak 2012 / Misafir Soru-Cevap