"Sismanim - ama Niye?"
"ne yiyorsaniz, o sunuz" sözü simdi burada gecerli bir sözdür. Cünkü ne yiyorsaniz o sizin hizli bir sekilde sagliginiza etki edecektir ve enerjinizi kontrol edip vücut formunuzu sekillendirecektir. Bir cok diet anlayisi fazla kalori alindigindan dolayi sismanlik vuku buldugunu ve mantikende kaloriyi azaltip(FdH), fazlalik kilolardan kurtulmasi gerektigini aciklamaktadirlar. her gecen gün bilimsel yönlerle aciklanmaya baslanildiki vücuttaki yag ve fazlaliklarin kalori azaltilarak degil, vücuttaki insulin hormonunun aktiflesmesi ile kilo artisi gerceklesmektedir. eger bu yönde cemberi olusturup beslenme programini düzenlerseniz o zaman istediginiz ideal vücut ölcülerine kavusabilirsiniz.
"Sismanligin Faturasi HORMON'dur"
Hepiniz Insulin hormonunu Diabetik alanda bilmektesiniz. Tahmin edildiginden ziyade vücudumuz icinde cok önemli bir hormon türüdür. Yedigimiz fazla yada az besinlerin calkalanma sendromunu izler. Vücut icerisindeki görevi ise: Kandaki sekeri azalip cikmasinda yer alir. Alinan besin maddelerin de dagilmasinda ve görevlerinde Insulinin yeri büyüktür.
Eger Insulin vücudda aktif ise o zaman yaglarin erimesini durdurur. Bundan dolayi yaglari eritmek icin ancak beslenmeyi dengeleyip insulin hormonunun aktif sendromunu degistirerek yaglarin eritilmesinde basari gösterilir.
"Ilk gercek Diet revolusyonu "
Kanada Toronto Üniversitesinden Dr.David Jenkins, 1976 senesinde Glisemik indeksle bir revolusyon gerceklestirdi. beslenmede bilimsel metodla arastirmalarini yapti. Arastirmalar sonucunda Insulin hormonu aktiflestirildi. Buradan beslenme yoluyla bazi glisemik indekslerin sismanlattigini bazilarinin da sismanlatmayip bilakis yag yakmada faydalida oldugunu tesbit etmisti. tesbiti ise su sekile düzenlemistir. Öncelikle glisemik endeksi az olan besinlerle belli bir süre devam edildiginde ortaya yaglarin eridigi ve insulinin azaldigi görülmüstür. Diger tarafdan glisemik endeksi fazla verildiginde rahatca kilo alindigini ve sismanlandigini tesbit etmistir.
"Niye her gecen gün Sismanliyoruz?"
Bugünkü Beslenmemizin cogunlugunu Agir gidalar ve sekerli gidalarin glisemik indeksi yüksek besinler yer aliyor. Bu gidalar ve icecekler hizli bir sekilde kandaki sekeri kuvvetle artiriyor. Vücudumuz burada dagilarak Insulin hormonuyla savas aciyor. Cünkü yüksek oranda sekerin insulin ile nasil dagilip atilacagina hizli bir care bulunmaya calisiliyor. Bu etapda insulin yag depolalarini sonuna kadar aciyor ve fazlaliklari hic ugrasmadan hemen yag deposuna yolluyor. Tüm yag hücreleri aldigi bu görev ile erkek yada bayan olmak üzere belli bölgelere yaglari dagitiyor. Bu etapdan sonra vücutta kan sekeri yine azaliyor. Cünkü ani cikis oldu ve ani düsüs olmustu. Sonrasinda kan sekerinde yine düsüs meydana geldi ve acikma hissini uyandirdi. Böylece acikan sahis tekrar kan sekerini dengelemek icin sekere ihtiyaci vardir. Bu acikmada genelde yine glisemik endeksi yüksek besinler tüketilmektedir. Bu etapdan sonra kan dolasim bastan deverana gidiyor ve biz her seferinde sismanlamaya basliyoruz.
"Ben bir türlü Kilo veremiyorum"
Bazi insanlar vardir cok az yemelerine ragman hala kilo verememektedirler. Bu dogrudur ve mümkündür. Sebeb ise yine yüksek Insulin sorunudur. Bu sahislar gercekten de az yiyorlar kalorilerinini azaltiyorlar ama yedikleri tamamen yanlistir ve yüksek glisemik indeks iceren besinleri tüketiyorlar. Sadeec az miktarlarda alinmasina ragmen bircok kilo sorunu olan sahislarda yüksek insulin seviyesi artmasi ve yag toplanmasi vuku buluyor. Eger cok kücük ögünlerle devamli glisemik indeks orani fazla gidalar alinirsa hic sasirmayin ki kilo almaniz icten bile degil üstelikde büyük bir oranla hayalkirikligina ugramaniz da mümkündür.
" Peki Gercek olan nedir ve ne yapilmalidir?"
Bir cok diet uzmanlarinin ve diet programi yazan ve üreten supplementcilerin planlarina göre bazen 1-2 kilo yu ancak 3-4 ay sonrasinda vermek mpmkün olabilmektedir hatta bazilarida tam tersine bu dietlerde kilo almaktadir.
Bunu önlemek icin Besin maddelerinde karbonhidrat alimini abartmamak lazim ve glisemik indeks iceren yüksek besinlerin diet cetvelinizde yer almamasina özen göstermeniz lazim.
Diet uygulamada öncelikle beslenme ayarlanmalidir. Daha sonra yag eritme adina dogal ürünler tercih edilmelidir. Bunlarin basin L.carnitin+chrom picolinat yer almaktadir. Herkese faydali olmasi dilegiyle.....
alıntıdır... (PANZEHIR )
YAG ; Yanlis taninan besinmaddesi
Basin ve reklamlarda söyleniyorki, yag beslenmede kötü bir madde. Sismanlik sorunu olanlara, yagli bir vucut yapisi olanlara hep az yagli veya tamamen yagsiz bir beslenme sekli tavsiye ediliyor.Hatta öyleki meyveli sekerler, lolipoplar veya diger sekerli tatlilar simdiye kadar kilo yapici olarak taninirken, simdi yagsiz olarak üretilen bu besinmaddeleri saglikli olarak tanitiliyor. Yag yersen sisko olursun düsüncesi su an pazarda Light ürünlerin cogalmasini sagladi ve bunlari yiyenlerin saglikli bir yasam sürecekleri iddia edildi.
Ama tüm bu düsüncelere paralel karsi düsüncelerde var. USA daki yagsiz ürünler bombasi yavas yavas sönerken, simdi uzmanlar az Karbonhidratli ürünleri kesfetti.Bu anlamda farkli Beslenme Stratejileri olmasina ragmen, düsman olarak artik Yaglar degilde Karbonhidratlar görülüyor. Yaglar beslenmenin bir parcasi olarak gösterilirken, karbonhidratlar beslenmede azaltilmasi gereken bir besin maddesi.Yani simdiye kadar YAGLAR beslenmede cok kötü bir izlenim yaratirken,simdi DOST olaralak görülüyor.
Görüldügü gibi birbirinin tam karsiti iki görüs var ortada.Peki gercek nerde yatiyor.Yukardaki görüslerden hangisi dogru? Belkide gercek iki görüsün arasinda bir yerlerde...
Iste size Yaglarin neden beslenmede cok önemli oldugunun aciklamasi;
Temel olarak..
Yaglar karbonhidratlarin yaninda en önemli enerji verici besin maddeleridir. Yaglar kimyasal olarak Karbon , Su ve Oxijen den olusur. Uc cesit yag asiti vardir;
1- Doymus yag asitleri
2- Basit doymamis yag asitlari
3-Cok yönlü doymamis yag asitleri
Ek olarak, doymamis yag asitleride kisa, orta ve uzun zincirli olmak üzere üce ayrilir. Yaglarin neyden yapildigida önemli bir rol tasir.Hayvansal yaglar genellikle doymus yag asitleri, bitkisel yaglarda doymamis yag asitleri icerirler.Cok basit bir kural olarak , yag ne kadar akiciysa icinde o kadar fazla doymamis yag asiti vardir.Hayvansal yaglarin sadece doymus yag asiti icermesi görüsüde yanlis bir görüstür. Bitkisel yaglarin icinde istisnai bir durum olarak Hindistancevizi yagi %90 oraninda doymus yag asiti icerir. Kural olarak doymamis yag asitleri iceren yaglar cok fazla isitilmamalidir, yoksa özelliklerini kaybederler.Eger kisi cok doymus yag asiti aliyorsa, durum kötü sonuclar dogurabilir ve kandaki yag orani yükselir. Buna karsi doymamis yag asitleri beslenmeyle beraber mutlaka alinmalidir.
Yaglari vucuttaki görevi
1 gram yag 9 Kcal enerji verir.Bu demek oluyorki yaglar en fazla enerji veren besin maddesidir. Dahasida var ki, Karbonhidratlar ve Proteinlerin su tutucu etkisi vardir. En basit örnek burada, princ haslarken princin hacmi tam 3 kat artar.YAGLAR buna karsin su ile hic bir baglanti kurmazlar ve SU TUTUCU DEGILLERDIR.
Yag insan vucudu icin en önemli energi deposudur.Ama kisa süreli enerji kazaniminda karbonhidratlar daha efektif bir rol alirlar. Cünkü karbonhidratlar glikojen olarak kaslarda depo edilir.Normal bir insan kaslarinda 400 gram, bir sporcu ise 600 kg karbonhidrat (glikojen olarak) depo edebilir.
Buna karsin yaglar vucutta sinirsiz bir sekilde depo edilebilirler. Bayanlarda genelde bacaklar ve kalcada, erkeklerde de karin bölgesi yaglarin depolandigi en fazla yerlerdir. Ama organlar ve kaslarda bir miktar yag depo edebilirler.Normal bir erkek %15 – 20, bayan ise %25 yag oranina sahiptir.Vucuttaki bir gram yag 7 Kcal lik bir enerji verir. Müsabik bir body cinin yag orani ise % 3 ile % 5 lere kadar düsebilir.
Yagin enerji vermekten baska vucutta baska görevleride vardir.Deri altindaki yag insani soguktan ve yaralanmalardan korur.
Tabiki yaglarin vucutta, burada saymadigimiz bir cok fonksiyonu daha vardir, hormon mekanizmasi, vucudun enfeksiyonlara karsi direnc makanizmasi vb.
Yag tüketiminin BODYBUILDING ciler icin önemi
Bir bodybuildingcinin diette iken yagdan aldigi enerji toplamin % 20 -30 u civarinda olmalidir.Dikkat edilmesi gereken, hayvansal protein kaynaklarinin az yagli olanlarinin tercih edilmesidir.
Ek olarak diette belenmeye cok yönlü doymamis yag asitlarinin eklenmesi gerekir.Keten yagi ve Ceviz yagi buna cok iyi örnek olabilir.Özellilkle ceviz yagi cok lezzetlidir ve protein tozlarina karistirilip icilebilir.Ama maalesef bu yaglar kizartmaya elverisli degillerdir .Haftada iki veya uc kezde yagli deniz baligi yenebilir.
Bazi kombinasyonlardan burada kacinmak gerekir. YAG + KARBONHIDRAT karisimi uygun olmayan bir kombinasyondur.
Gelisim Hormonunun (GH) geceleri maximum konumunda oldugu herkes tarafindan bilinmektedir.Eger günün son ögününde hic karbonhidrat alinmayip sadece protein ve yag icerikli bir yemek yenirse, GH icin cok verimli bir ortam saglanmis olur. Sabahtan aksama dogru karbonhidrat alimi azaltilirken, yag alimi yükseltilmelidir.Ama toplam yag oranin beslenmenin % 30 unu gecmemesinede özen gösterilmedilir.
Sonuc
YAGLAR bircok kisinin sandigi gibi BODYBUILDING cinin düsmani degil DOSTUDUR.Yaglar, kas gelisiminde, vitaminlerin vucutta emiliminde, sakatliklardan korunmada, kalp ve kan dolasimi hastaliklarindan korunmada cok gerekli bir maddedir.Bir sporcu eger yagsiz bir vucut yapisi istiyorsa, beslenmesinden kesinlikle yagi tam anlamiyla silmemelidir. Yaglarin karbonhidratlarla kombinesinden ve doymus yag asilarinden kacinmalidir.
En önemli noktalar...
1- Yag ve karbonhidrat kombinasyonundan kacinin.
2- Tolam aldiginiz kalorinin % 20 – 30 u yaglardan olussun.
3- Doymus yag asitleri almaktan kacinin.
4- Düzenli olarak balik yiyin.
5- Keten yagi ve Ceviz yagi (CEVIZ) tüketimi arttirin.
6- Pisirdiginiz yemeklerde zeytin yagi kullanin.
7- Karbonhidrat alimini aksama dogru azaltip , yag alimi arttirin.
8- Günün son ögününde, sadece protein ve yag tüketin.
Kaynak ; Building Muscle through Science, Yazar: Erik Dreesen, 2004 BMS B.V
Türkce ye ceviren : Sümer "SQUAT" Cetinkaya
Kilo vermek için yapılan çok yüksek tempoda spor, yağı değil şeker ve protein stoklarını eritir.
KALP ATIŞI 120’NİN ALTINDA OLMALI
Kilo problemi olan ve zayıflamak isteyen kişilerin en büyük yanlışı, çok yüksek tempoda spor yapmalarıdır. “Çok yorulmak, kesinlikle çok spor yapmak ve çok kilo vermek anlamına gelmez. Üstelik vücudunun çalışma temposunu aşırı şekilde artırarak spor yapan kişinin kilo vermesi imkansız gibidir. Bir insanın günlük yaşamdaki kalp atış hızı, dakikada 65-70 civarındadır. Özellikle vücut yağlarını eritmek için yapılan egzersizler sırasında, (Anaerobik eşik) olarak nitelendirilen vücut temposu aşılmamalıdır. Vücuttaki yağlar, sadece kalp atışlarının dakikada 120’nin altında attığı durumlarda eritilebilir. Yağların eritilmesiyle gerçekleşen kilo verme işlemi için, bilinçsizce hoplayıp zıplamak, yağı değil şeker ve protein stoklarını eritir.”
KASLARA DAHA AZ YÜKLENİN
Estetik bir vücuda sahip olmak için spor salonuna gidenler bazı kurallara dikkat etmemeleri durumunda, zayıflamak bir yana daha kötü sürprizlerle karşılaşabilirler.Kaslara daha az güç uygulanarak, çalışma süresi uzatılıp hareket tekrarı sayısı uzaltılmalıdır. Ya da kullanılan ağırlık artırılarak tekrar sayısı azaltılmalıdır. Düzenli olarak normal bir tempoda, dakikada 120 kalp atış sayısını geçmeden spor yapan bir kişi, vücudundaki yağ oranını, spor salonunda bilinçsizce çalışan kişiden daha çok azaltır.Ayrıca yağların kolayca eriyebilmesi için bol oksijene ihtiyaç duyulur.
Tek tip rejimler sağlığı tehdik ediyor!
Kısa sürede kilo vermek isteyenlerin gözdesi haline gelen, 'Tek Tip Rejimler'in, insan sağlığım ciddi boyutlarda tehdit ettiğini biliyor muydunuz? Araştırmalar, tek tip besin veya besin değerine dayalı diyetlerin sabıkalı olduğunu ortaya çıkardı. Montignac Diyeti'nden, İsveç Diyeti'ne, Prenses Diyeti'nden Dr. Atkins Diyeti'ne kadar, uzmanlar pek çok ünlü diyeti mercek altına aldı .
Tüm dünyada olduğu gibi toplumumuzda da yerleşik bir değer haline gelen ‘ince olan güzeldir' kavramı, kadınları; kaynağı belli olmayan farklı formüllerle incelme yarışma itti. Büyük bir çoğunluk 'hayatinin hergünü diyetteyken!, diğerleri '3 gün sonra diyete giriyorum' saplantılarıyla rejim yapmayı zorunluluk addetti. Kısa zamanda kesin çözüm verdiğine inanılan diyet formülleri, ençok ara*nan ve tercih edilen diyetler oldu. Şimdilerde 'Hızlı incelme' trendinin yarattığı tek tip rejim salgını herke*si sarmış durumda. Bu salgın öyle bir noktaya geldi ki, güzelllik uğruna sıhhatimizi tehlikeye attıgımızı farkedemedik.
Faturası çok ağır
Ne yazık ki, 'bilinçsiz incelme'nin sağlık üzerine çıkardığı fatura bu kez oldukça kabarık. Çünkü hızlı sonuç verdiği için son zamanlarda oldukça fazla rağbet gören tek tip rejimler'in, ciddi sağlık sorunları yarattığı ortaya çıktı. Bugüne kadar 'diyet çılgınlığı'yla başa çıkmaya çalışan beslenme uzmanları, hangi tep tip diyetle*rin, hangi sağlık sorunlarım ya*rattığım araş*tırmalarla orta*ya koydular. Şimdi ise 'tek tip diyetlerin yarattığı sağlık sorunlarıyla nasıl mücadele edileceği tartışılıyor.
Kısa bir süre önce Hacettepe Üniversitesi tarafından yapılan bir araş*tırma, tek tip besine dayalı ve çok dü*şük kalorili diyetlerin insan sağlığında oluşturduğu tahribatları ortaya koydu.
Araştırma bulguları hakkında bilgi veren Diyabetik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Perihan Arslan, 'Her şeye katlanıp bu yasaklı diyetleri yaşam boyu sürdürenler var. Bu kişiler zihin*sel, ruhsal ve bedensel sağlıklarım tehlikeye attıklarını ne zaman anlayacaklar acaba?" diyor. Belirli bir besin öğesinin veya bir besinin tüketilmesine dayalı diyetler olarak tanımlanan 'tek tip diyetler' yıllardır çok yaygın uygulanıyor ve son zaman*larda da oldukça revaçta. Tek tip diyetlerin neden bu kadar popüler olduğuna gelince...
Fazla kiloları kısa zamanda kaybetme isteği ve bu isteğe salt ticari kaygılarla cevap vermeye çalışanlar, birbirinden bes*lenen sektörel bir kısır döngü yaratıyor. Sağlık ve beslenme ilişkisi sorgulamadan, işin ehli ol*mayan kişilerce önerilen diyetler uygulanıyor ve sonunda, ciddi sağlık problem*leriyle karşı karşıya kalınıyor. Tabii, medyanın da bu gelişmede önemli bir payı var. Diyet konusundaki yazıların, uzman görüşleri alınmadan hazırlanması ve gerekli bir bilimsel ön araş*tırma yapılmaması, yanlış yönlendirmelerin önemli bir kaynağı.
Yağ hücreleri yerine kas kaybı oiuyor
Prof.Dr. Perihan Arslan, tek tip beslenmeye dayalı rejimlerin metabolizmada telafi edilemeyecek yavaşlamalara yol açtığım ifade ediyor. Söz konuşu yavaşlama diyet sonrasında daha süratli kilo almaya neden oluyor. Arslan'a göre diyet sırasında haftalık kilo kaybı 2 - 3 kg.'a çıktığı zaman, vücuttaki kas - yağ dengesi kas aleyhine tahrip oluyor.
Bu tür diyetleri uygulayanlar da yağ hücrelerinden ziyade kas kaybına uğruyorlar.
"Diyet denince sadece zayıflama diyeti düşünülmemeli." diyor VKV Amerikan Hastanesi'nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara Koçak. Diyet özelliği olan beslenme şekli anlamına geliyor aslında. Yani kişilerin diyete olan bağımlılıklarının farklı nedenleri var. Zayıflama amaçlı yapılan diyet gibi, şişmanlama amacıyla yapılan veya diyabetiklere, sporculara göre hazırlanan diyetler de var.
:::Alıntı:::