Arama

Kilolarımdan nasıl kurtulurum yardımcı olur musunuz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 27 Nisan 2013 Gösterim: 7.594 Cevap: 12
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
28 Ocak 2009       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
kilolarımla baş edemiyorum ve güzel olmak istiyorum
EN İYİ CEVABI kyle verdi
Sitemizde diyet ve benzeri konularla ya da sağlık problemlerinin çözümü ile ilgili bir uygulama yoktur. Buradan her hangi bir bağlantı kuramazsınız. Diyestiyene başvurmanız en doğru karar olacaktır.
Sponsorlu Bağlantılar
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
28 Ocak 2009       Mesaj #2
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
"Sismanim - ama Niye?"

Sponsorlu Bağlantılar
"ne yiyorsaniz, o sunuz" sözü simdi burada gecerli bir sözdür. Cünkü ne yiyorsaniz o sizin hizli bir sekilde sagliginiza etki edecektir ve enerjinizi kontrol edip vücut formunuzu sekillendirecektir. Bir cok diet anlayisi fazla kalori alindigindan dolayi sismanlik vuku buldugunu ve mantikende kaloriyi azaltip(FdH), fazlalik kilolardan kurtulmasi gerektigini aciklamaktadirlar. her gecen gün bilimsel yönlerle aciklanmaya baslanildiki vücuttaki yag ve fazlaliklarin kalori azaltilarak degil, vücuttaki insulin hormonunun aktiflesmesi ile kilo artisi gerceklesmektedir. eger bu yönde cemberi olusturup beslenme programini düzenlerseniz o zaman istediginiz ideal vücut ölcülerine kavusabilirsiniz.

"Sismanligin Faturasi HORMON'dur"

Hepiniz Insulin hormonunu Diabetik alanda bilmektesiniz. Tahmin edildiginden ziyade vücudumuz icinde cok önemli bir hormon türüdür. Yedigimiz fazla yada az besinlerin calkalanma sendromunu izler. Vücut icerisindeki görevi ise: Kandaki sekeri azalip cikmasinda yer alir. Alinan besin maddelerin de dagilmasinda ve görevlerinde Insulinin yeri büyüktür.
Eger Insulin vücudda aktif ise o zaman yaglarin erimesini durdurur. Bundan dolayi yaglari eritmek icin ancak beslenmeyi dengeleyip insulin hormonunun aktif sendromunu degistirerek yaglarin eritilmesinde basari gösterilir.

"Ilk gercek Diet revolusyonu "

Kanada Toronto Üniversitesinden Dr.David Jenkins, 1976 senesinde Glisemik indeksle bir revolusyon gerceklestirdi. beslenmede bilimsel metodla arastirmalarini yapti. Arastirmalar sonucunda Insulin hormonu aktiflestirildi. Buradan beslenme yoluyla bazi glisemik indekslerin sismanlattigini bazilarinin da sismanlatmayip bilakis yag yakmada faydalida oldugunu tesbit etmisti. tesbiti ise su sekile düzenlemistir. Öncelikle glisemik endeksi az olan besinlerle belli bir süre devam edildiginde ortaya yaglarin eridigi ve insulinin azaldigi görülmüstür. Diger tarafdan glisemik endeksi fazla verildiginde rahatca kilo alindigini ve sismanlandigini tesbit etmistir.

"Niye her gecen gün Sismanliyoruz?"

Bugünkü Beslenmemizin cogunlugunu Agir gidalar ve sekerli gidalarin glisemik indeksi yüksek besinler yer aliyor. Bu gidalar ve icecekler hizli bir sekilde kandaki sekeri kuvvetle artiriyor. Vücudumuz burada dagilarak Insulin hormonuyla savas aciyor. Cünkü yüksek oranda sekerin insulin ile nasil dagilip atilacagina hizli bir care bulunmaya calisiliyor. Bu etapda insulin yag depolalarini sonuna kadar aciyor ve fazlaliklari hic ugrasmadan hemen yag deposuna yolluyor. Tüm yag hücreleri aldigi bu görev ile erkek yada bayan olmak üzere belli bölgelere yaglari dagitiyor. Bu etapdan sonra vücutta kan sekeri yine azaliyor. Cünkü ani cikis oldu ve ani düsüs olmustu. Sonrasinda kan sekerinde yine düsüs meydana geldi ve acikma hissini uyandirdi. Böylece acikan sahis tekrar kan sekerini dengelemek icin sekere ihtiyaci vardir. Bu acikmada genelde yine glisemik endeksi yüksek besinler tüketilmektedir. Bu etapdan sonra kan dolasim bastan deverana gidiyor ve biz her seferinde sismanlamaya basliyoruz.

"Ben bir türlü Kilo veremiyorum"

Bazi insanlar vardir cok az yemelerine ragman hala kilo verememektedirler. Bu dogrudur ve mümkündür. Sebeb ise yine yüksek Insulin sorunudur. Bu sahislar gercekten de az yiyorlar kalorilerinini azaltiyorlar ama yedikleri tamamen yanlistir ve yüksek glisemik indeks iceren besinleri tüketiyorlar. Sadeec az miktarlarda alinmasina ragmen bircok kilo sorunu olan sahislarda yüksek insulin seviyesi artmasi ve yag toplanmasi vuku buluyor. Eger cok kücük ögünlerle devamli glisemik indeks orani fazla gidalar alinirsa hic sasirmayin ki kilo almaniz icten bile degil üstelikde büyük bir oranla hayalkirikligina ugramaniz da mümkündür.

" Peki Gercek olan nedir ve ne yapilmalidir?"

Bir cok diet uzmanlarinin ve diet programi yazan ve üreten supplementcilerin planlarina göre bazen 1-2 kilo yu ancak 3-4 ay sonrasinda vermek mpmkün olabilmektedir hatta bazilarida tam tersine bu dietlerde kilo almaktadir.
Bunu önlemek icin Besin maddelerinde karbonhidrat alimini abartmamak lazim ve glisemik indeks iceren yüksek besinlerin diet cetvelinizde yer almamasina özen göstermeniz lazim.
Diet uygulamada öncelikle beslenme ayarlanmalidir. Daha sonra yag eritme adina dogal ürünler tercih edilmelidir. Bunlarin basin L.carnitin+chrom picolinat yer almaktadir. Herkese faydali olmasi dilegiyle.....

alıntıdır... (PANZEHIR )


YAG ; Yanlis taninan besinmaddesi

Basin ve reklamlarda söyleniyorki, yag beslenmede kötü bir madde. Sismanlik sorunu olanlara, yagli bir vucut yapisi olanlara hep az yagli veya tamamen yagsiz bir beslenme sekli tavsiye ediliyor.Hatta öyleki meyveli sekerler, lolipoplar veya diger sekerli tatlilar simdiye kadar kilo yapici olarak taninirken, simdi yagsiz olarak üretilen bu besinmaddeleri saglikli olarak tanitiliyor. Yag yersen sisko olursun düsüncesi su an pazarda Light ürünlerin cogalmasini sagladi ve bunlari yiyenlerin saglikli bir yasam sürecekleri iddia edildi.

Ama tüm bu düsüncelere paralel karsi düsüncelerde var. USA daki yagsiz ürünler bombasi yavas yavas sönerken, simdi uzmanlar az Karbonhidratli ürünleri kesfetti.Bu anlamda farkli Beslenme Stratejileri olmasina ragmen, düsman olarak artik Yaglar degilde Karbonhidratlar görülüyor. Yaglar beslenmenin bir parcasi olarak gösterilirken, karbonhidratlar beslenmede azaltilmasi gereken bir besin maddesi.Yani simdiye kadar YAGLAR beslenmede cok kötü bir izlenim yaratirken,simdi DOST olaralak görülüyor.

Görüldügü gibi birbirinin tam karsiti iki görüs var ortada.Peki gercek nerde yatiyor.Yukardaki görüslerden hangisi dogru? Belkide gercek iki görüsün arasinda bir yerlerde...

Iste size Yaglarin neden beslenmede cok önemli oldugunun aciklamasi;

Temel olarak..
Yaglar karbonhidratlarin yaninda en önemli enerji verici besin maddeleridir. Yaglar kimyasal olarak Karbon , Su ve Oxijen den olusur. Uc cesit yag asiti vardir;
1- Doymus yag asitleri
2- Basit doymamis yag asitlari
3-Cok yönlü doymamis yag asitleri
Ek olarak, doymamis yag asitleride kisa, orta ve uzun zincirli olmak üzere üce ayrilir. Yaglarin neyden yapildigida önemli bir rol tasir.Hayvansal yaglar genellikle doymus yag asitleri, bitkisel yaglarda doymamis yag asitleri icerirler.Cok basit bir kural olarak , yag ne kadar akiciysa icinde o kadar fazla doymamis yag asiti vardir.Hayvansal yaglarin sadece doymus yag asiti icermesi görüsüde yanlis bir görüstür. Bitkisel yaglarin icinde istisnai bir durum olarak Hindistancevizi yagi %90 oraninda doymus yag asiti icerir. Kural olarak doymamis yag asitleri iceren yaglar cok fazla isitilmamalidir, yoksa özelliklerini kaybederler.Eger kisi cok doymus yag asiti aliyorsa, durum kötü sonuclar dogurabilir ve kandaki yag orani yükselir. Buna karsi doymamis yag asitleri beslenmeyle beraber mutlaka alinmalidir.

Yaglari vucuttaki görevi

1 gram yag 9 Kcal enerji verir.Bu demek oluyorki yaglar en fazla enerji veren besin maddesidir. Dahasida var ki, Karbonhidratlar ve Proteinlerin su tutucu etkisi vardir. En basit örnek burada, princ haslarken princin hacmi tam 3 kat artar.YAGLAR buna karsin su ile hic bir baglanti kurmazlar ve SU TUTUCU DEGILLERDIR.
Yag insan vucudu icin en önemli energi deposudur.Ama kisa süreli enerji kazaniminda karbonhidratlar daha efektif bir rol alirlar. Cünkü karbonhidratlar glikojen olarak kaslarda depo edilir.Normal bir insan kaslarinda 400 gram, bir sporcu ise 600 kg karbonhidrat (glikojen olarak) depo edebilir.
Buna karsin yaglar vucutta sinirsiz bir sekilde depo edilebilirler. Bayanlarda genelde bacaklar ve kalcada, erkeklerde de karin bölgesi yaglarin depolandigi en fazla yerlerdir. Ama organlar ve kaslarda bir miktar yag depo edebilirler.Normal bir erkek %15 – 20, bayan ise %25 yag oranina sahiptir.Vucuttaki bir gram yag 7 Kcal lik bir enerji verir. Müsabik bir body cinin yag orani ise % 3 ile % 5 lere kadar düsebilir.
Yagin enerji vermekten baska vucutta baska görevleride vardir.Deri altindaki yag insani soguktan ve yaralanmalardan korur.

Tabiki yaglarin vucutta, burada saymadigimiz bir cok fonksiyonu daha vardir, hormon mekanizmasi, vucudun enfeksiyonlara karsi direnc makanizmasi vb.

Yag tüketiminin BODYBUILDING ciler icin önemi

Bir bodybuildingcinin diette iken yagdan aldigi enerji toplamin % 20 -30 u civarinda olmalidir.Dikkat edilmesi gereken, hayvansal protein kaynaklarinin az yagli olanlarinin tercih edilmesidir.
Ek olarak diette belenmeye cok yönlü doymamis yag asitlarinin eklenmesi gerekir.Keten yagi ve Ceviz yagi buna cok iyi örnek olabilir.Özellilkle ceviz yagi cok lezzetlidir ve protein tozlarina karistirilip icilebilir.Ama maalesef bu yaglar kizartmaya elverisli degillerdir .Haftada iki veya uc kezde yagli deniz baligi yenebilir.

Bazi kombinasyonlardan burada kacinmak gerekir. YAG + KARBONHIDRAT karisimi uygun olmayan bir kombinasyondur.

Gelisim Hormonunun (GH) geceleri maximum konumunda oldugu herkes tarafindan bilinmektedir.Eger günün son ögününde hic karbonhidrat alinmayip sadece protein ve yag icerikli bir yemek yenirse, GH icin cok verimli bir ortam saglanmis olur. Sabahtan aksama dogru karbonhidrat alimi azaltilirken, yag alimi yükseltilmelidir.Ama toplam yag oranin beslenmenin % 30 unu gecmemesinede özen gösterilmedilir.

Sonuc

YAGLAR bircok kisinin sandigi gibi BODYBUILDING cinin düsmani degil DOSTUDUR.Yaglar, kas gelisiminde, vitaminlerin vucutta emiliminde, sakatliklardan korunmada, kalp ve kan dolasimi hastaliklarindan korunmada cok gerekli bir maddedir.Bir sporcu eger yagsiz bir vucut yapisi istiyorsa, beslenmesinden kesinlikle yagi tam anlamiyla silmemelidir. Yaglarin karbonhidratlarla kombinesinden ve doymus yag asilarinden kacinmalidir.

En önemli noktalar...

1- Yag ve karbonhidrat kombinasyonundan kacinin.
2- Tolam aldiginiz kalorinin % 20 – 30 u yaglardan olussun.
3- Doymus yag asitleri almaktan kacinin.
4- Düzenli olarak balik yiyin.
5- Keten yagi ve Ceviz yagi (CEVIZ) tüketimi arttirin.
6- Pisirdiginiz yemeklerde zeytin yagi kullanin.
7- Karbonhidrat alimini aksama dogru azaltip , yag alimi arttirin.
8- Günün son ögününde, sadece protein ve yag tüketin.





Kaynak ; Building Muscle through Science, Yazar: Erik Dreesen, 2004 BMS B.V
Türkce ye ceviren : Sümer "SQUAT" Cetinkaya


Kilo vermek için yapılan çok yüksek tempoda spor, yağı değil şeker ve protein stoklarını eritir.

KALP ATIŞI 120’NİN ALTINDA OLMALI

Kilo problemi olan ve zayıflamak isteyen kişilerin en büyük yanlışı, çok yüksek tempoda spor yapmalarıdır. “Çok yorulmak, kesinlikle çok spor yapmak ve çok kilo vermek anlamına gelmez. Üstelik vücudunun çalışma temposunu aşırı şekilde artırarak spor yapan kişinin kilo vermesi imkansız gibidir. Bir insanın günlük yaşamdaki kalp atış hızı, dakikada 65-70 civarındadır. Özellikle vücut yağlarını eritmek için yapılan egzersizler sırasında, (Anaerobik eşik) olarak nitelendirilen vücut temposu aşılmamalıdır. Vücuttaki yağlar, sadece kalp atışlarının dakikada 120’nin altında attığı durumlarda eritilebilir. Yağların eritilmesiyle gerçekleşen kilo verme işlemi için, bilinçsizce hoplayıp zıplamak, yağı değil şeker ve protein stoklarını eritir.”

KASLARA DAHA AZ YÜKLENİN

Estetik bir vücuda sahip olmak için spor salonuna gidenler bazı kurallara dikkat etmemeleri durumunda, zayıflamak bir yana daha kötü sürprizlerle karşılaşabilirler.Kaslara daha az güç uygulanarak, çalışma süresi uzatılıp hareket tekrarı sayısı uzaltılmalıdır. Ya da kullanılan ağırlık artırılarak tekrar sayısı azaltılmalıdır. Düzenli olarak normal bir tempoda, dakikada 120 kalp atış sayısını geçmeden spor yapan bir kişi, vücudundaki yağ oranını, spor salonunda bilinçsizce çalışan kişiden daha çok azaltır.Ayrıca yağların kolayca eriyebilmesi için bol oksijene ihtiyaç duyulur.


Tek tip rejimler sağlığı tehdik ediyor!

Kısa sürede kilo vermek isteyenlerin gözdesi haline gelen, 'Tek Tip Rejimler'in, insan sağlığım ciddi boyutlarda tehdit ettiğini biliyor muydunuz? Araştırmalar, tek tip besin veya besin değerine dayalı diyetlerin sabıkalı olduğunu ortaya çıkardı. Montignac Diyeti'nden, İsveç Diyeti'ne, Prenses Diyeti'nden Dr. Atkins Diyeti'ne kadar, uzmanlar pek çok ünlü diyeti mercek altına aldı .

Tüm dünyada olduğu gibi toplumumuzda da yerleşik bir değer haline gelen ‘ince olan güzeldir' kavramı, kadınları; kaynağı belli olmayan farklı formüllerle incelme yarışma itti. Büyük bir çoğunluk 'hayatinin hergünü diyetteyken!, diğerleri '3 gün sonra diyete giriyorum' saplantılarıyla rejim yapmayı zorunluluk addetti. Kısa zamanda kesin çözüm verdiğine inanılan diyet formülleri, ençok ara*nan ve tercih edilen diyetler oldu. Şimdilerde 'Hızlı incelme' trendinin yarattığı tek tip rejim salgını herke*si sarmış durumda. Bu salgın öyle bir noktaya geldi ki, güzelllik uğruna sıhhatimizi tehlikeye attıgımızı farkedemedik.

Faturası çok ağır

Ne yazık ki, 'bilinçsiz incelme'nin sağlık üzerine çıkardığı fatura bu kez oldukça kabarık. Çünkü hızlı sonuç verdiği için son zamanlarda oldukça fazla rağbet gören tek tip rejimler'in, ciddi sağlık sorunları yarattığı ortaya çıktı. Bugüne kadar 'diyet çılgınlığı'yla başa çıkmaya çalışan beslenme uzmanları, hangi tep tip diyetle*rin, hangi sağlık sorunlarım ya*rattığım araş*tırmalarla orta*ya koydular. Şimdi ise 'tek tip diyetlerin yarattığı sağlık sorunlarıyla nasıl mücadele edileceği tartışılıyor.

Kısa bir süre önce Hacettepe Üniversitesi tarafından yapılan bir araş*tırma, tek tip besine dayalı ve çok dü*şük kalorili diyetlerin insan sağlığında oluşturduğu tahribatları ortaya koydu.

Araştırma bulguları hakkında bilgi veren Diyabetik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Perihan Arslan, 'Her şeye katlanıp bu yasaklı diyetleri yaşam boyu sürdürenler var. Bu kişiler zihin*sel, ruhsal ve bedensel sağlıklarım tehlikeye attıklarını ne zaman anlayacaklar acaba?" diyor. Belirli bir besin öğesinin veya bir besinin tüketilmesine dayalı diyetler olarak tanımlanan 'tek tip diyetler' yıllardır çok yaygın uygulanıyor ve son zaman*larda da oldukça revaçta. Tek tip diyetlerin neden bu kadar popüler olduğuna gelince...

Fazla kiloları kısa zamanda kaybetme isteği ve bu isteğe salt ticari kaygılarla cevap vermeye çalışanlar, birbirinden bes*lenen sektörel bir kısır döngü yaratıyor. Sağlık ve beslenme ilişkisi sorgulamadan, işin ehli ol*mayan kişilerce önerilen diyetler uygulanıyor ve sonunda, ciddi sağlık problem*leriyle karşı karşıya kalınıyor. Tabii, medyanın da bu gelişmede önemli bir payı var. Diyet konusundaki yazıların, uzman görüşleri alınmadan hazırlanması ve gerekli bir bilimsel ön araş*tırma yapılmaması, yanlış yönlendirmelerin önemli bir kaynağı.

Yağ hücreleri yerine kas kaybı oiuyor

Prof.Dr. Perihan Arslan, tek tip beslenmeye dayalı rejimlerin metabolizmada telafi edilemeyecek yavaşlamalara yol açtığım ifade ediyor. Söz konuşu yavaşlama diyet sonrasında daha süratli kilo almaya neden oluyor. Arslan'a göre diyet sırasında haftalık kilo kaybı 2 - 3 kg.'a çıktığı zaman, vücuttaki kas - yağ dengesi kas aleyhine tahrip oluyor.

Bu tür diyetleri uygulayanlar da yağ hücrelerinden ziyade kas kaybına uğruyorlar.

"Diyet denince sadece zayıflama diyeti düşünülmemeli." diyor VKV Amerikan Hastanesi'nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara Koçak. Diyet özelliği olan beslenme şekli anlamına geliyor aslında. Yani kişilerin diyete olan bağımlılıklarının farklı nedenleri var. Zayıflama amaçlı yapılan diyet gibi, şişmanlama amacıyla yapılan veya diyabetiklere, sporculara göre hazırlanan diyetler de var.

:::Alıntı:::
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
28 Ocak 2009       Mesaj #3
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
Doğru diyet hangisi?

Hacettepe Üniversitesi Diyabetik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Perihan Arslan'a göre sağlıklı diyetin özellikleri şunlar olmalı:

• Sağlıklı zayıflama diyeti, haftada ortalama 1-1.5 kilo verdirmeli.

» Vücut ağırlığının kişinin ideal ağırlık düzeyine indirmeli.

• Yeterli ve dengeli (protein, karbonhidrat/ yağ/ vitamin ve mineraller birlikte) olmalı.

• Yeniden kilo alımınım önlemeye ve vücut ağırlığını korumaya yönelik olmalı.



Kışiye özel diyet şart!

Acıbadem Caroussel Hastanesi Beslenme Uzmanı Hacer Kaya da, tek tip diyetlerde dengesiz beslenmeye bağlı olarak bir besin öğesinin fazla alınırken, diğerlerinin eksik kaldığına dikkat çekiyor ve bunların önemli sağlık sorunları yarattığım belirtiyor,

En büyük hataların kilo verme amaçlı diyetlerde yapıldığı da, yapılan araştırmaların ortaya koyduğu bir gerçek. Beslenme Uzmanı Hacer Kaya; bireyin yaş, cinsiyet, boy, varsa hastalıkları, sosyo - ekonomik durumu ve beslenme alışkanlıklarının göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekiyor.

Başka bir deyişle kişinin sahip olduğu hastalık, (diyabet gibi) diyetin niteliğini değiştirmesin! gerektiriyor. Ayrıca kişilere beslenme eğitimiyle yeterli ve dengeli beslenme alışkanlı*ğı kazandırmak ve uzun dönemde verilen kilonun korunması hedeflenmesi gerekiyor.

Yapılması Gereken testler

Yaşanabilecek riskler, bu işin bir beslenme uzmanının kontrolünde yapılmasını zorunlu kılıyor. Diyete başlayacak olan kişinin öncelikle bir beslenme uzmanına giderek bazı testler den geçmesi gerekiyor. Bir endokronoloji ve bir metabolizma uzmanınır ortak kontrolünden geçtikten sonra yapılacak testler şöyle sıralanıyor:

Açlık kan şekeri, total kolesterol, trîgliserid, ürik asit, SGPT SG01 (karacier enzimlerini görmek için)

Beslenme uzmanı Hacer Kaya, gelen hastaları iki grup halinde değerlendirdiklerini anlatıyor:

"Birinci grup, sağlık ve beslenme konusunda yeterli bılgiye sahip olan ve sağlıklı bir şekilde zayıflamak iste*yenlerden oluşuyor.

îkincisi ise, kendi başına veya bu konuda uzman olduğunu belirten kişilerin kontrolünde sağlıksız diyetler uygulayarak kilo veren ve tabii yine kilo alan insanlar. Bu grubun da biz lere geliş amacı, bu kez sağlıklı bil zayıflama programı ve en önemlis beslenme eğitimi almak.'

Örnek bir diyet nasıl olur?

Diyetisyen Koçak ise, dengeli bir besin dağılımı yapıldıktan sonra, bir zayıflama diyetinde hamburgerin bile olabileceğini belirtiyor. 5 - 6 kg. fa-lası olanlar için Koçak, kolay uygulanabilir ,günlük bir diyet programı da öneriyor:

SABAH: 2 dilim beyaz peynir veya l dilim az yağlı kaşar, domates - salatalık (serbest), 2 dilim kepekli ekmek veya l galeta, 5 adet zeytin ve çay (şekersiz)

ÖĞLE: Yeşil salata yarımda l tost/ l adet mayonezsiz hamburger veya 2 yumurtalı omlet île 2 dilim ekmek ve ayran

ARA: l meyve veya 2 - 3 kraker île l bardak süt veya yoğurt

AKŞAM: Izgara balık/ tavuk/ 3 - 4 adet köfte, pirzola, veya biftek (birini seçin), yeşil salata, 6 kaşık haşlama sebze i le l kase yoğurt

GECE: l meyve

Çalışanlara pratik öneriler

Özellikle çalışanlar için bu denli düzenli programları yürütmek elbette çok zor. Ama en azından şunlara dik*kat etmenizde yarar var:

- Alkollü içeceklerden ve hazır meyve sularından uzak durmak

- Çayı şekersiz ve aç ık içmek

- Haftada bir kaç kez (en az 4), en az 45 dakika olması kaydıyla yürüyüş yapmak

- Günde en az 12 bardak su içmek

- Günde en fazla 2 - fincan kahve tü*ketmek

- Günde l kutu soda tüketmek



Hangi rejimler tehlikeli?

Özellike tek tip besin ve besin değerine bağlı olan diyetler tehlikeli di*yetler listesi ne giriyor.

Prof.Dr. Perihan Arslan, tek tip diyetlerin niteliklerini şöyle sıralıyor:

• Genellikle meyve ve çorba gi*bi besinleri içeriyorlar

• Enerji değerleri düşük.

• Karbonhidrat içeriği yüksek (yüzde 95), protein içeriği dü*şük (yüzde 5), yağ içermiyorlar.
• Pek çok vitamin (B6 ve B12 gibi) ile kalsiyum, çinko, demir, magnezyum ve fosfor gibi mine*raller yönünden yetersiz

Tek Tip Rejimlerin Yolaçabileceği Sağlık sorunları;

Uzmanlara göre/ tek tip rejimler uzun süreli sürdürüldüğünde birçok ciddi hastalığa davetiye çıkarıyorlar. Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz:

osteoporoz/

safra taşları,

böbrek hastalıkları

kardiyovasküler hastalıklar

Bazal mitaboiizma hızı düşüyor (Vücudun çalışma hızı)

Kansızlık

Dikkat azalması

Uyuşukluk

Saç dökülmesi

Yorgunluk

Bulantı ve kusma

MONTIGNAC DİYETİ:

Karbonhidrat içeren besinlerle pro*tein içerenlerin birbirinden ayrı alınması (gıdaları ayrıştırma) esasına dayanıyor. Montignac prensiplerine göre, öncelikle gıdalar sInıfandırılıyor. Yani enerji veren protein*ler, glusitler ve yağlar île enerjik ol*mayan lifler, su, vitamin, mineral ve olîgo elementler birlikte alınmıyor. Bu tür beslenme mide, bağırsak sistemini bozuyor ve ülsere yol açabiliyor. Ayrıca sinir sisteminde tahribat yapıyor.

SALATA, MEYVA VE HAŞLANMIŞ PATATES DİYETLERİ:

Vücudun çok az miktarda kalori ve besin Öğeşi almasına yol açıyor. Uzmanlar mide yanması, ağrısı ve kazınması şikayeti olanların bu tür rejimlerden uzak durmaları gerektiği görüşünde birleşiyor.

KAN GRUBU DİYETLERİ:

Kişileri besinlerden uzaklaştırarak yete rsî z ve dengesî z beslenmeye yöneltiyor. Mesela bu diyet tipinde X kan grubu mensuplarının kesinlikle süt ürünleri almamast salık veriliyor. Ancak uzmanlar, kişinin ilk tanıdığı gıdanın anne sütü olduğunu ve süt ürünlerinin çok yararlı besin değerleri düşünüldüğünde bunun zararlı bir öğüt olduğunu İfade ediyor.

SOĞAN ÇORBASI DİYETİ:

Yağın kesi n l î kl e yasak olduğu bu 3 günlük diyette, anlaşılacağı gibi doğru düzgün tek yemeğiniz soğan çorbası. Bir de beyaz peynir. Çay, meyve (üzüm ve muz hariç) ile pi*rinç lapasına çok kısıtlı otarak izin var. Vücutta doku (kas) kaybı yaratması nedeniyle bazal metabolizma hızını yavaşlatıyor ve tekrar kilo almayı kolaylaştırıyor.

İSVEÇ DİYETİ:

Vitamin ve mineral açısından son derece yetersiz, vitaminleri açısından fakir, kolesterol yönünden zengin olduğu için de kalp hastalığı ve diyabet açısından da ciddi risk taşı*yor. Bu diyette vücut kendini az yemeye adapte ettiğ inden bazal meta*bolizma hızı yavaşlıyor.

WORKINGGIRL (çalışan kız) DİYETİ:

Alman diyetisyenler tarafından hazırlanan, 2 haftada üç buçuk kg-kaybettirmeyi hedefleyen bu prog*ramda ağırlık karbonhidratta. Yani kan şekeri ve insüiîn salınımı dengesizliğine yol açıyor.

PATATES DİYETİ:

2 hafta sürdürülebilir olarak lanse edilen diyette hedef, bu süre zarfında toplam 4 - 5 kg. kaybetmek. Ver*diği zarar Working Girl diyetiyle aynı..

ALMAN DİYETİ:

Uygulama süresi 4 hafta olan diyet*te karbonhidrat oranı oldukça yük*sek. Ayrıca, sebze ve meyve de den*geli olarak verilmiyor. Protein oran da hayli düşük. İnsülîn salınımı ve kan şekeri dengesizliği ortaya çıkıyor.

PRENSES DİYETİ:

İngiltere kaynaklı diyet, adını Prenses Diana'dan almış, l haftada 5 kg-vermeyî vaadeden program, düşük kalorili diyetler kategorîsinde gösteriliyor. Besin öğeleri açısından çok yetersiz.

DR.ATKINS DİYETİ:

Yağlı maddeler ile proteinin tamamiyle serbest olduğu bu diyette şe*kerli tüm besinler yasak. Kalp hastalığına davetiye çıkarıyor. Karbon*hidrat eksikliği vücutta ‘keton' adı verilen ve yüksek miktartan çok zararlı olabilen cisimlerin artmasına yol açabilir. Ayrıca kanda şeker dü*şüklüğü ve eksikliği de kendini gösterir.
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
FOTOBURAK - avatarı
FOTOBURAK
Ziyaretçi
23 Şubat 2009       Mesaj #4
FOTOBURAK - avatarı
Ziyaretçi
91 KİLOYUM 20 YAŞINDAYIM.HORMON BOZUKLUĞU TEDAVİSİ GÖRDÜM.İLAÇLAR BANA KİLO VERDİRDİ. YEMEK YEMEM NORMAL.NASIL ZAYIFLAYA BİLİRİM.YARDIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM İYİ ÇALIŞMALAR
DERF_YORK - avatarı
DERF_YORK
Kayıtlı Üye
23 Şubat 2009       Mesaj #5
DERF_YORK - avatarı
Kayıtlı Üye

Siz en iyisi bi diyetisyene başvurun..
Her İnsanın vücudu farklıdır.
Kimisi sadece arpa ürünleriyle zayıflarken.. bir diğerine ise; kilo aldırır.

Eğer maddi durumunuz kısıtlı ise; şunları önerebilirim..

Ama çOk dikkat etmelisiniz.. 2/3 kilo verdim diyip geri bırakmayın oldumu ?

Sabahları erken kalkın. SAdece çorba ile Başlayın midenizi dinlendirecektir.
Ayrıca Bol bol Yürüyüş yapın bir süre sonra kilo verdiğinizi fark edeceksiniz.
Ama hemen ,de bırakmayın.
Kilo vermeye başlayınca vücudunuz halsizleşecektir.
Bu yüzden,de bol bol Vitamin almayı ihmal etmeyin.
Ve süt için; Bu direncinizi güçlendirecektir.
Eğer kilonuz gerçek,ten aşırı kilolu ise;
Zannedildiği gibi koşup zayıflamayı aklınıza bile; getirmeyn.
Çünkü zararlıdır.

Belirli bir kiloya inene kadar yürüyüş.. Egzersiz, Jimnastik yapın.
Eğer Yaptığınız aktivitelerde Karnınız acıkıyorsa..
Kalorisi düşük yiyecekleri azar azar tüketin.

2 Haftaya kalmaz.. 8/10 kilo verdiğnizi göreceksiniz..
Ama birden kilo vermeyi düşünmeyin.
Hızlı kilo vermek,de Vücut dengesini bozabilir.. Aşırı hızlı zayıflamayın yani;
Beni Ona sorsanız, 1 ölüyüm. Bana O'nu sorsanız tüm kalemlerim...
A.Berat - avatarı
A.Berat
Ziyaretçi
9 Haziran 2010       Mesaj #6
A.Berat - avatarı
Ziyaretçi
ben 18 yaşında 138 kilodayım bu kılolarımdan kurtulmak isyiyorum.Ankaradan arıyorum Ben sizinle birebir görüşüp bilgi almak istiyorum bana muayene ücreti hakkında bilgi verirseniz memnun
kyle - avatarı
kyle
VIP katekolamin
9 Haziran 2010       Mesaj #7
kyle - avatarı
VIP katekolamin
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Sitemizde diyet ve benzeri konularla ya da sağlık problemlerinin çözümü ile ilgili bir uygulama yoktur. Buradan her hangi bir bağlantı kuramazsınız. Diyestiyene başvurmanız en doğru karar olacaktır.
My one regret in life is that I am not someone else.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
9 Haziran 2010       Mesaj #8
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
A.Berat adlı kullanıcıdan alıntı

ben 18 yaşında 138 kilodayım bu kılolarımdan kurtulmak isyiyorum.Ankaradan arıyorum Ben sizinle birebir görüşüp bilgi almak istiyorum bana muayene ücreti hakkında bilgi verirseniz memnun

Alttaki mesajları okuyun. Muayene ücreti hastane ya da doktora göre değişmektedir. Kilo -boy- yaş durumunuz göz önüne alınarak sosyal güvencenizden yararlanabileceğinizi sanıyorum. Vakit geçirmeden doktora başvurun.

Alıntı
kyle adlı kullanıcıdan alıntı

Sitemizde diyet ve benzeri konularla ya da sağlık problemlerinin çözümü ile ilgili bir uygulama yoktur. Buradan her hangi bir bağlantı kuramazsınız. Diyestiyene başvurmanız en doğru karar olacaktır.

Alıntı
The Unique adlı kullanıcıdan alıntı

"Sismanim - ama Niye?"

"ne yiyorsaniz, o sunuz" sözü simdi burada gecerli bir sözdür. Cünkü ne yiyorsaniz o sizin hizli bir sekilde sagliginiza etki edecektir ve enerjinizi kontrol edip vücut formunuzu sekillendirecektir. Bir cok diet anlayisi fazla kalori alindigindan dolayi sismanlik vuku buldugunu ve mantikende kaloriyi azaltip(FdH), fazlalik kilolardan kurtulmasi gerektigini aciklamaktadirlar. her gecen gün bilimsel yönlerle aciklanmaya baslanildiki vücuttaki yag ve fazlaliklarin kalori azaltilarak degil, vücuttaki insulin hormonunun aktiflesmesi ile kilo artisi gerceklesmektedir. eger bu yönde cemberi olusturup beslenme programini düzenlerseniz o zaman istediginiz ideal vücut ölcülerine kavusabilirsiniz.

"Sismanligin Faturasi HORMON'dur"

Hepiniz Insulin hormonunu Diabetik alanda bilmektesiniz. Tahmin edildiginden ziyade vücudumuz icinde cok önemli bir hormon türüdür. Yedigimiz fazla yada az besinlerin calkalanma sendromunu izler. Vücut icerisindeki görevi ise: Kandaki sekeri azalip cikmasinda yer alir. Alinan besin maddelerin de dagilmasinda ve görevlerinde Insulinin yeri büyüktür.
Eger Insulin vücudda aktif ise o zaman yaglarin erimesini durdurur. Bundan dolayi yaglari eritmek icin ancak beslenmeyi dengeleyip insulin hormonunun aktif sendromunu degistirerek yaglarin eritilmesinde basari gösterilir.

"Ilk gercek Diet revolusyonu "

Kanada Toronto Üniversitesinden Dr.David Jenkins, 1976 senesinde Glisemik indeksle bir revolusyon gerceklestirdi. beslenmede bilimsel metodla arastirmalarini yapti. Arastirmalar sonucunda Insulin hormonu aktiflestirildi. Buradan beslenme yoluyla bazi glisemik indekslerin sismanlattigini bazilarinin da sismanlatmayip bilakis yag yakmada faydalida oldugunu tesbit etmisti. tesbiti ise su sekile düzenlemistir. Öncelikle glisemik endeksi az olan besinlerle belli bir süre devam edildiginde ortaya yaglarin eridigi ve insulinin azaldigi görülmüstür. Diger tarafdan glisemik endeksi fazla verildiginde rahatca kilo alindigini ve sismanlandigini tesbit etmistir.

"Niye her gecen gün Sismanliyoruz?"

Bugünkü Beslenmemizin cogunlugunu Agir gidalar ve sekerli gidalarin glisemik indeksi yüksek besinler yer aliyor. Bu gidalar ve icecekler hizli bir sekilde kandaki sekeri kuvvetle artiriyor. Vücudumuz burada dagilarak Insulin hormonuyla savas aciyor. Cünkü yüksek oranda sekerin insulin ile nasil dagilip atilacagina hizli bir care bulunmaya calisiliyor. Bu etapda insulin yag depolalarini sonuna kadar aciyor ve fazlaliklari hic ugrasmadan hemen yag deposuna yolluyor. Tüm yag hücreleri aldigi bu görev ile erkek yada bayan olmak üzere belli bölgelere yaglari dagitiyor. Bu etapdan sonra vücutta kan sekeri yine azaliyor. Cünkü ani cikis oldu ve ani düsüs olmustu. Sonrasinda kan sekerinde yine düsüs meydana geldi ve acikma hissini uyandirdi. Böylece acikan sahis tekrar kan sekerini dengelemek icin sekere ihtiyaci vardir. Bu acikmada genelde yine glisemik endeksi yüksek besinler tüketilmektedir. Bu etapdan sonra kan dolasim bastan deverana gidiyor ve biz her seferinde sismanlamaya basliyoruz.

"Ben bir türlü Kilo veremiyorum"

Bazi insanlar vardir cok az yemelerine ragman hala kilo verememektedirler. Bu dogrudur ve mümkündür. Sebeb ise yine yüksek Insulin sorunudur. Bu sahislar gercekten de az yiyorlar kalorilerinini azaltiyorlar ama yedikleri tamamen yanlistir ve yüksek glisemik indeks iceren besinleri tüketiyorlar. Sadeec az miktarlarda alinmasina ragmen bircok kilo sorunu olan sahislarda yüksek insulin seviyesi artmasi ve yag toplanmasi vuku buluyor. Eger cok kücük ögünlerle devamli glisemik indeks orani fazla gidalar alinirsa hic sasirmayin ki kilo almaniz icten bile degil üstelikde büyük bir oranla hayalkirikligina ugramaniz da mümkündür.

" Peki Gercek olan nedir ve ne yapilmalidir?"

Bir cok diet uzmanlarinin ve diet programi yazan ve üreten supplementcilerin planlarina göre bazen 1-2 kilo yu ancak 3-4 ay sonrasinda vermek mpmkün olabilmektedir hatta bazilarida tam tersine bu dietlerde kilo almaktadir.
Bunu önlemek icin Besin maddelerinde karbonhidrat alimini abartmamak lazim ve glisemik indeks iceren yüksek besinlerin diet cetvelinizde yer almamasina özen göstermeniz lazim.
Diet uygulamada öncelikle beslenme ayarlanmalidir. Daha sonra yag eritme adina dogal ürünler tercih edilmelidir. Bunlarin basin L.carnitin+chrom picolinat yer almaktadir. Herkese faydali olmasi dilegiyle.....

alıntıdır... (PANZEHIR )


YAG ; Yanlis taninan besinmaddesi

Basin ve reklamlarda söyleniyorki, yag beslenmede kötü bir madde. Sismanlik sorunu olanlara, yagli bir vucut yapisi olanlara hep az yagli veya tamamen yagsiz bir beslenme sekli tavsiye ediliyor.Hatta öyleki meyveli sekerler, lolipoplar veya diger sekerli tatlilar simdiye kadar kilo yapici olarak taninirken, simdi yagsiz olarak üretilen bu besinmaddeleri saglikli olarak tanitiliyor. Yag yersen sisko olursun düsüncesi su an pazarda Light ürünlerin cogalmasini sagladi ve bunlari yiyenlerin saglikli bir yasam sürecekleri iddia edildi.

Ama tüm bu düsüncelere paralel karsi düsüncelerde var. USA daki yagsiz ürünler bombasi yavas yavas sönerken, simdi uzmanlar az Karbonhidratli ürünleri kesfetti.Bu anlamda farkli Beslenme Stratejileri olmasina ragmen, düsman olarak artik Yaglar degilde Karbonhidratlar görülüyor. Yaglar beslenmenin bir parcasi olarak gösterilirken, karbonhidratlar beslenmede azaltilmasi gereken bir besin maddesi.Yani simdiye kadar YAGLAR beslenmede cok kötü bir izlenim yaratirken,simdi DOST olaralak görülüyor.

Görüldügü gibi birbirinin tam karsiti iki görüs var ortada.Peki gercek nerde yatiyor.Yukardaki görüslerden hangisi dogru? Belkide gercek iki görüsün arasinda bir yerlerde...

Iste size Yaglarin neden beslenmede cok önemli oldugunun aciklamasi;

Temel olarak..
Yaglar karbonhidratlarin yaninda en önemli enerji verici besin maddeleridir. Yaglar kimyasal olarak Karbon , Su ve Oxijen den olusur. Uc cesit yag asiti vardir;
1- Doymus yag asitleri
2- Basit doymamis yag asitlari
3-Cok yönlü doymamis yag asitleri
Ek olarak, doymamis yag asitleride kisa, orta ve uzun zincirli olmak üzere üce ayrilir. Yaglarin neyden yapildigida önemli bir rol tasir.Hayvansal yaglar genellikle doymus yag asitleri, bitkisel yaglarda doymamis yag asitleri icerirler.Cok basit bir kural olarak , yag ne kadar akiciysa icinde o kadar fazla doymamis yag asiti vardir.Hayvansal yaglarin sadece doymus yag asiti icermesi görüsüde yanlis bir görüstür. Bitkisel yaglarin icinde istisnai bir durum olarak Hindistancevizi yagi %90 oraninda doymus yag asiti icerir. Kural olarak doymamis yag asitleri iceren yaglar cok fazla isitilmamalidir, yoksa özelliklerini kaybederler.Eger kisi cok doymus yag asiti aliyorsa, durum kötü sonuclar dogurabilir ve kandaki yag orani yükselir. Buna karsi doymamis yag asitleri beslenmeyle beraber mutlaka alinmalidir.

Yaglari vucuttaki görevi

1 gram yag 9 Kcal enerji verir.Bu demek oluyorki yaglar en fazla enerji veren besin maddesidir. Dahasida var ki, Karbonhidratlar ve Proteinlerin su tutucu etkisi vardir. En basit örnek burada, princ haslarken princin hacmi tam 3 kat artar.YAGLAR buna karsin su ile hic bir baglanti kurmazlar ve SU TUTUCU DEGILLERDIR.
Yag insan vucudu icin en önemli energi deposudur.Ama kisa süreli enerji kazaniminda karbonhidratlar daha efektif bir rol alirlar. Cünkü karbonhidratlar glikojen olarak kaslarda depo edilir.Normal bir insan kaslarinda 400 gram, bir sporcu ise 600 kg karbonhidrat (glikojen olarak) depo edebilir.
Buna karsin yaglar vucutta sinirsiz bir sekilde depo edilebilirler. Bayanlarda genelde bacaklar ve kalcada, erkeklerde de karin bölgesi yaglarin depolandigi en fazla yerlerdir. Ama organlar ve kaslarda bir miktar yag depo edebilirler.Normal bir erkek %15 – 20, bayan ise %25 yag oranina sahiptir.Vucuttaki bir gram yag 7 Kcal lik bir enerji verir. Müsabik bir body cinin yag orani ise % 3 ile % 5 lere kadar düsebilir.
Yagin enerji vermekten baska vucutta baska görevleride vardir.Deri altindaki yag insani soguktan ve yaralanmalardan korur.

Tabiki yaglarin vucutta, burada saymadigimiz bir cok fonksiyonu daha vardir, hormon mekanizmasi, vucudun enfeksiyonlara karsi direnc makanizmasi vb.

Yag tüketiminin BODYBUILDING ciler icin önemi

Bir bodybuildingcinin diette iken yagdan aldigi enerji toplamin % 20 -30 u civarinda olmalidir.Dikkat edilmesi gereken, hayvansal protein kaynaklarinin az yagli olanlarinin tercih edilmesidir.
Ek olarak diette belenmeye cok yönlü doymamis yag asitlarinin eklenmesi gerekir.Keten yagi ve Ceviz yagi buna cok iyi örnek olabilir.Özellilkle ceviz yagi cok lezzetlidir ve protein tozlarina karistirilip icilebilir.Ama maalesef bu yaglar kizartmaya elverisli degillerdir .Haftada iki veya uc kezde yagli deniz baligi yenebilir.

Bazi kombinasyonlardan burada kacinmak gerekir. YAG + KARBONHIDRAT karisimi uygun olmayan bir kombinasyondur.

Gelisim Hormonunun (GH) geceleri maximum konumunda oldugu herkes tarafindan bilinmektedir.Eger günün son ögününde hic karbonhidrat alinmayip sadece protein ve yag icerikli bir yemek yenirse, GH icin cok verimli bir ortam saglanmis olur. Sabahtan aksama dogru karbonhidrat alimi azaltilirken, yag alimi yükseltilmelidir.Ama toplam yag oranin beslenmenin % 30 unu gecmemesinede özen gösterilmedilir.

Sonuc

YAGLAR bircok kisinin sandigi gibi BODYBUILDING cinin düsmani degil DOSTUDUR.Yaglar, kas gelisiminde, vitaminlerin vucutta emiliminde, sakatliklardan korunmada, kalp ve kan dolasimi hastaliklarindan korunmada cok gerekli bir maddedir.Bir sporcu eger yagsiz bir vucut yapisi istiyorsa, beslenmesinden kesinlikle yagi tam anlamiyla silmemelidir. Yaglarin karbonhidratlarla kombinesinden ve doymus yag asilarinden kacinmalidir.

En önemli noktalar...

1- Yag ve karbonhidrat kombinasyonundan kacinin.
2- Tolam aldiginiz kalorinin % 20 – 30 u yaglardan olussun.
3- Doymus yag asitleri almaktan kacinin.
4- Düzenli olarak balik yiyin.
5- Keten yagi ve Ceviz yagi (CEVIZ) tüketimi arttirin.
6- Pisirdiginiz yemeklerde zeytin yagi kullanin.
7- Karbonhidrat alimini aksama dogru azaltip , yag alimi arttirin.
8- Günün son ögününde, sadece protein ve yag tüketin.





Kaynak ; Building Muscle through Science, Yazar: Erik Dreesen, 2004 BMS B.V
Türkce ye ceviren : Sümer "SQUAT" Cetinkaya


Kilo vermek için yapılan çok yüksek tempoda spor, yağı değil şeker ve protein stoklarını eritir.

KALP ATIŞI 120’NİN ALTINDA OLMALI

Kilo problemi olan ve zayıflamak isteyen kişilerin en büyük yanlışı, çok yüksek tempoda spor yapmalarıdır. “Çok yorulmak, kesinlikle çok spor yapmak ve çok kilo vermek anlamına gelmez. Üstelik vücudunun çalışma temposunu aşırı şekilde artırarak spor yapan kişinin kilo vermesi imkansız gibidir. Bir insanın günlük yaşamdaki kalp atış hızı, dakikada 65-70 civarındadır. Özellikle vücut yağlarını eritmek için yapılan egzersizler sırasında, (Anaerobik eşik) olarak nitelendirilen vücut temposu aşılmamalıdır. Vücuttaki yağlar, sadece kalp atışlarının dakikada 120’nin altında attığı durumlarda eritilebilir. Yağların eritilmesiyle gerçekleşen kilo verme işlemi için, bilinçsizce hoplayıp zıplamak, yağı değil şeker ve protein stoklarını eritir.”

KASLARA DAHA AZ YÜKLENİN

Estetik bir vücuda sahip olmak için spor salonuna gidenler bazı kurallara dikkat etmemeleri durumunda, zayıflamak bir yana daha kötü sürprizlerle karşılaşabilirler.Kaslara daha az güç uygulanarak, çalışma süresi uzatılıp hareket tekrarı sayısı uzaltılmalıdır. Ya da kullanılan ağırlık artırılarak tekrar sayısı azaltılmalıdır. Düzenli olarak normal bir tempoda, dakikada 120 kalp atış sayısını geçmeden spor yapan bir kişi, vücudundaki yağ oranını, spor salonunda bilinçsizce çalışan kişiden daha çok azaltır.Ayrıca yağların kolayca eriyebilmesi için bol oksijene ihtiyaç duyulur.


Tek tip rejimler sağlığı tehdik ediyor!

Kısa sürede kilo vermek isteyenlerin gözdesi haline gelen, 'Tek Tip Rejimler'in, insan sağlığım ciddi boyutlarda tehdit ettiğini biliyor muydunuz? Araştırmalar, tek tip besin veya besin değerine dayalı diyetlerin sabıkalı olduğunu ortaya çıkardı. Montignac Diyeti'nden, İsveç Diyeti'ne, Prenses Diyeti'nden Dr. Atkins Diyeti'ne kadar, uzmanlar pek çok ünlü diyeti mercek altına aldı .

Tüm dünyada olduğu gibi toplumumuzda da yerleşik bir değer haline gelen ‘ince olan güzeldir' kavramı, kadınları; kaynağı belli olmayan farklı formüllerle incelme yarışma itti. Büyük bir çoğunluk 'hayatinin hergünü diyetteyken!, diğerleri '3 gün sonra diyete giriyorum' saplantılarıyla rejim yapmayı zorunluluk addetti. Kısa zamanda kesin çözüm verdiğine inanılan diyet formülleri, ençok ara*nan ve tercih edilen diyetler oldu. Şimdilerde 'Hızlı incelme' trendinin yarattığı tek tip rejim salgını herke*si sarmış durumda. Bu salgın öyle bir noktaya geldi ki, güzelllik uğruna sıhhatimizi tehlikeye attıgımızı farkedemedik.

Faturası çok ağır

Ne yazık ki, 'bilinçsiz incelme'nin sağlık üzerine çıkardığı fatura bu kez oldukça kabarık. Çünkü hızlı sonuç verdiği için son zamanlarda oldukça fazla rağbet gören tek tip rejimler'in, ciddi sağlık sorunları yarattığı ortaya çıktı. Bugüne kadar 'diyet çılgınlığı'yla başa çıkmaya çalışan beslenme uzmanları, hangi tep tip diyetle*rin, hangi sağlık sorunlarım ya*rattığım araş*tırmalarla orta*ya koydular. Şimdi ise 'tek tip diyetlerin yarattığı sağlık sorunlarıyla nasıl mücadele edileceği tartışılıyor.

Kısa bir süre önce Hacettepe Üniversitesi tarafından yapılan bir araş*tırma, tek tip besine dayalı ve çok dü*şük kalorili diyetlerin insan sağlığında oluşturduğu tahribatları ortaya koydu.

Araştırma bulguları hakkında bilgi veren Diyabetik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Perihan Arslan, 'Her şeye katlanıp bu yasaklı diyetleri yaşam boyu sürdürenler var. Bu kişiler zihin*sel, ruhsal ve bedensel sağlıklarım tehlikeye attıklarını ne zaman anlayacaklar acaba?" diyor. Belirli bir besin öğesinin veya bir besinin tüketilmesine dayalı diyetler olarak tanımlanan 'tek tip diyetler' yıllardır çok yaygın uygulanıyor ve son zaman*larda da oldukça revaçta. Tek tip diyetlerin neden bu kadar popüler olduğuna gelince...

Fazla kiloları kısa zamanda kaybetme isteği ve bu isteğe salt ticari kaygılarla cevap vermeye çalışanlar, birbirinden bes*lenen sektörel bir kısır döngü yaratıyor. Sağlık ve beslenme ilişkisi sorgulamadan, işin ehli ol*mayan kişilerce önerilen diyetler uygulanıyor ve sonunda, ciddi sağlık problem*leriyle karşı karşıya kalınıyor. Tabii, medyanın da bu gelişmede önemli bir payı var. Diyet konusundaki yazıların, uzman görüşleri alınmadan hazırlanması ve gerekli bir bilimsel ön araş*tırma yapılmaması, yanlış yönlendirmelerin önemli bir kaynağı.

Yağ hücreleri yerine kas kaybı oiuyor

Prof.Dr. Perihan Arslan, tek tip beslenmeye dayalı rejimlerin metabolizmada telafi edilemeyecek yavaşlamalara yol açtığım ifade ediyor. Söz konuşu yavaşlama diyet sonrasında daha süratli kilo almaya neden oluyor. Arslan'a göre diyet sırasında haftalık kilo kaybı 2 - 3 kg.'a çıktığı zaman, vücuttaki kas - yağ dengesi kas aleyhine tahrip oluyor.

Bu tür diyetleri uygulayanlar da yağ hücrelerinden ziyade kas kaybına uğruyorlar.

"Diyet denince sadece zayıflama diyeti düşünülmemeli." diyor VKV Amerikan Hastanesi'nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara Koçak. Diyet özelliği olan beslenme şekli anlamına geliyor aslında. Yani kişilerin diyete olan bağımlılıklarının farklı nedenleri var. Zayıflama amaçlı yapılan diyet gibi, şişmanlama amacıyla yapılan veya diyabetiklere, sporculara göre hazırlanan diyetler de var.

:::Alıntı:::

Alıntı
The Unique adlı kullanıcıdan alıntı

Doğru diyet hangisi?

Hacettepe Üniversitesi Diyabetik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Perihan Arslan'a göre sağlıklı diyetin özellikleri şunlar olmalı:

• Sağlıklı zayıflama diyeti, haftada ortalama 1-1.5 kilo verdirmeli.

» Vücut ağırlığının kişinin ideal ağırlık düzeyine indirmeli.

• Yeterli ve dengeli (protein, karbonhidrat/ yağ/ vitamin ve mineraller birlikte) olmalı.

• Yeniden kilo alımınım önlemeye ve vücut ağırlığını korumaya yönelik olmalı.



Kışiye özel diyet şart!

Acıbadem Caroussel Hastanesi Beslenme Uzmanı Hacer Kaya da, tek tip diyetlerde dengesiz beslenmeye bağlı olarak bir besin öğesinin fazla alınırken, diğerlerinin eksik kaldığına dikkat çekiyor ve bunların önemli sağlık sorunları yarattığım belirtiyor,

En büyük hataların kilo verme amaçlı diyetlerde yapıldığı da, yapılan araştırmaların ortaya koyduğu bir gerçek. Beslenme Uzmanı Hacer Kaya; bireyin yaş, cinsiyet, boy, varsa hastalıkları, sosyo - ekonomik durumu ve beslenme alışkanlıklarının göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekiyor.

Başka bir deyişle kişinin sahip olduğu hastalık, (diyabet gibi) diyetin niteliğini değiştirmesin! gerektiriyor. Ayrıca kişilere beslenme eğitimiyle yeterli ve dengeli beslenme alışkanlı*ğı kazandırmak ve uzun dönemde verilen kilonun korunması hedeflenmesi gerekiyor.

Yapılması Gereken testler

Yaşanabilecek riskler, bu işin bir beslenme uzmanının kontrolünde yapılmasını zorunlu kılıyor. Diyete başlayacak olan kişinin öncelikle bir beslenme uzmanına giderek bazı testler den geçmesi gerekiyor. Bir endokronoloji ve bir metabolizma uzmanınır ortak kontrolünden geçtikten sonra yapılacak testler şöyle sıralanıyor:

Açlık kan şekeri, total kolesterol, trîgliserid, ürik asit, SGPT SG01 (karacier enzimlerini görmek için)

Beslenme uzmanı Hacer Kaya, gelen hastaları iki grup halinde değerlendirdiklerini anlatıyor:

"Birinci grup, sağlık ve beslenme konusunda yeterli bılgiye sahip olan ve sağlıklı bir şekilde zayıflamak iste*yenlerden oluşuyor.

îkincisi ise, kendi başına veya bu konuda uzman olduğunu belirten kişilerin kontrolünde sağlıksız diyetler uygulayarak kilo veren ve tabii yine kilo alan insanlar. Bu grubun da biz lere geliş amacı, bu kez sağlıklı bil zayıflama programı ve en önemlis beslenme eğitimi almak.'

Örnek bir diyet nasıl olur?

Diyetisyen Koçak ise, dengeli bir besin dağılımı yapıldıktan sonra, bir zayıflama diyetinde hamburgerin bile olabileceğini belirtiyor. 5 - 6 kg. fa-lası olanlar için Koçak, kolay uygulanabilir ,günlük bir diyet programı da öneriyor:

SABAH: 2 dilim beyaz peynir veya l dilim az yağlı kaşar, domates - salatalık (serbest), 2 dilim kepekli ekmek veya l galeta, 5 adet zeytin ve çay (şekersiz)

ÖĞLE: Yeşil salata yarımda l tost/ l adet mayonezsiz hamburger veya 2 yumurtalı omlet île 2 dilim ekmek ve ayran

ARA: l meyve veya 2 - 3 kraker île l bardak süt veya yoğurt

AKŞAM: Izgara balık/ tavuk/ 3 - 4 adet köfte, pirzola, veya biftek (birini seçin), yeşil salata, 6 kaşık haşlama sebze i le l kase yoğurt

GECE: l meyve

Çalışanlara pratik öneriler

Özellikle çalışanlar için bu denli düzenli programları yürütmek elbette çok zor. Ama en azından şunlara dik*kat etmenizde yarar var:

- Alkollü içeceklerden ve hazır meyve sularından uzak durmak

- Çayı şekersiz ve aç ık içmek

- Haftada bir kaç kez (en az 4), en az 45 dakika olması kaydıyla yürüyüş yapmak

- Günde en az 12 bardak su içmek

- Günde en fazla 2 - fincan kahve tü*ketmek

- Günde l kutu soda tüketmek



Hangi rejimler tehlikeli?

Özellike tek tip besin ve besin değerine bağlı olan diyetler tehlikeli di*yetler listesi ne giriyor.

Prof.Dr. Perihan Arslan, tek tip diyetlerin niteliklerini şöyle sıralıyor:

• Genellikle meyve ve çorba gi*bi besinleri içeriyorlar

• Enerji değerleri düşük.

• Karbonhidrat içeriği yüksek (yüzde 95), protein içeriği dü*şük (yüzde 5), yağ içermiyorlar.
• Pek çok vitamin (B6 ve B12 gibi) ile kalsiyum, çinko, demir, magnezyum ve fosfor gibi mine*raller yönünden yetersiz

Tek Tip Rejimlerin Yolaçabileceği Sağlık sorunları;

Uzmanlara göre/ tek tip rejimler uzun süreli sürdürüldüğünde birçok ciddi hastalığa davetiye çıkarıyorlar. Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz:

osteoporoz/

safra taşları,

böbrek hastalıkları

kardiyovasküler hastalıklar

Bazal mitaboiizma hızı düşüyor (Vücudun çalışma hızı)

Kansızlık

Dikkat azalması

Uyuşukluk

Saç dökülmesi

Yorgunluk

Bulantı ve kusma

MONTIGNAC DİYETİ:

Karbonhidrat içeren besinlerle pro*tein içerenlerin birbirinden ayrı alınması (gıdaları ayrıştırma) esasına dayanıyor. Montignac prensiplerine göre, öncelikle gıdalar sInıfandırılıyor. Yani enerji veren protein*ler, glusitler ve yağlar île enerjik ol*mayan lifler, su, vitamin, mineral ve olîgo elementler birlikte alınmıyor. Bu tür beslenme mide, bağırsak sistemini bozuyor ve ülsere yol açabiliyor. Ayrıca sinir sisteminde tahribat yapıyor.

SALATA, MEYVA VE HAŞLANMIŞ PATATES DİYETLERİ:

Vücudun çok az miktarda kalori ve besin Öğeşi almasına yol açıyor. Uzmanlar mide yanması, ağrısı ve kazınması şikayeti olanların bu tür rejimlerden uzak durmaları gerektiği görüşünde birleşiyor.

KAN GRUBU DİYETLERİ:

Kişileri besinlerden uzaklaştırarak yete rsî z ve dengesî z beslenmeye yöneltiyor. Mesela bu diyet tipinde X kan grubu mensuplarının kesinlikle süt ürünleri almamast salık veriliyor. Ancak uzmanlar, kişinin ilk tanıdığı gıdanın anne sütü olduğunu ve süt ürünlerinin çok yararlı besin değerleri düşünüldüğünde bunun zararlı bir öğüt olduğunu İfade ediyor.

SOĞAN ÇORBASI DİYETİ:

Yağın kesi n l î kl e yasak olduğu bu 3 günlük diyette, anlaşılacağı gibi doğru düzgün tek yemeğiniz soğan çorbası. Bir de beyaz peynir. Çay, meyve (üzüm ve muz hariç) ile pi*rinç lapasına çok kısıtlı otarak izin var. Vücutta doku (kas) kaybı yaratması nedeniyle bazal metabolizma hızını yavaşlatıyor ve tekrar kilo almayı kolaylaştırıyor.

İSVEÇ DİYETİ:

Vitamin ve mineral açısından son derece yetersiz, vitaminleri açısından fakir, kolesterol yönünden zengin olduğu için de kalp hastalığı ve diyabet açısından da ciddi risk taşı*yor. Bu diyette vücut kendini az yemeye adapte ettiğ inden bazal meta*bolizma hızı yavaşlıyor.

WORKINGGIRL (çalışan kız) DİYETİ:

Alman diyetisyenler tarafından hazırlanan, 2 haftada üç buçuk kg-kaybettirmeyi hedefleyen bu prog*ramda ağırlık karbonhidratta. Yani kan şekeri ve insüiîn salınımı dengesizliğine yol açıyor.

PATATES DİYETİ:

2 hafta sürdürülebilir olarak lanse edilen diyette hedef, bu süre zarfında toplam 4 - 5 kg. kaybetmek. Ver*diği zarar Working Girl diyetiyle aynı..

ALMAN DİYETİ:

Uygulama süresi 4 hafta olan diyet*te karbonhidrat oranı oldukça yük*sek. Ayrıca, sebze ve meyve de den*geli olarak verilmiyor. Protein oran da hayli düşük. İnsülîn salınımı ve kan şekeri dengesizliği ortaya çıkıyor.

PRENSES DİYETİ:

İngiltere kaynaklı diyet, adını Prenses Diana'dan almış, l haftada 5 kg-vermeyî vaadeden program, düşük kalorili diyetler kategorîsinde gösteriliyor. Besin öğeleri açısından çok yetersiz.

DR.ATKINS DİYETİ:

Yağlı maddeler ile proteinin tamamiyle serbest olduğu bu diyette şe*kerli tüm besinler yasak. Kalp hastalığına davetiye çıkarıyor. Karbon*hidrat eksikliği vücutta ‘keton' adı verilen ve yüksek miktartan çok zararlı olabilen cisimlerin artmasına yol açabilir. Ayrıca kanda şeker dü*şüklüğü ve eksikliği de kendini gösterir.

Alıntı
DERF_YORK adlı kullanıcıdan alıntı


Siz en iyisi bi diyetisyene başvurun..
Her İnsanın vücudu farklıdır.
Kimisi sadece arpa ürünleriyle zayıflarken.. bir diğerine ise; kilo aldırır.

Eğer maddi durumunuz kısıtlı ise; şunları önerebilirim..

Ama çOk dikkat etmelisiniz.. 2/3 kilo verdim diyip geri bırakmayın oldumu ?

Sabahları erken kalkın. SAdece çorba ile Başlayın midenizi dinlendirecektir.
Ayrıca Bol bol Yürüyüş yapın bir süre sonra kilo verdiğinizi fark edeceksiniz.
Ama hemen ,de bırakmayın.
Kilo vermeye başlayınca vücudunuz halsizleşecektir.
Bu yüzden,de bol bol Vitamin almayı ihmal etmeyin.
Ve süt için; Bu direncinizi güçlendirecektir.
Eğer kilonuz gerçek,ten aşırı kilolu ise;
Zannedildiği gibi koşup zayıflamayı aklınıza bile; getirmeyn.
Çünkü zararlıdır.

Belirli bir kiloya inene kadar yürüyüş.. Egzersiz, Jimnastik yapın.
Eğer Yaptığınız aktivitelerde Karnınız acıkıyorsa..
Kalorisi düşük yiyecekleri azar azar tüketin.

2 Haftaya kalmaz.. 8/10 kilo verdiğnizi göreceksiniz..
Ama birden kilo vermeyi düşünmeyin.
Hızlı kilo vermek,de Vücut dengesini bozabilir.. Aşırı hızlı zayıflamayın yani;

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Eylül 2010       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
benim iri yarı bir kızım ama 13 yaşındayım herkes benle dalga geçiyor ne yapabilirim yardım edin bana
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Şubat 2011       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

dilara kocak muayene ucreti ile ilgili daha fazla bilgi istiyorum

muayene ücretini öğrenebilirmiyim

Benzer Konular

13 Mayıs 2014 / memo860 Soru-Cevap