Arama

HPV Virüsü hakkında bilgi verir misiniz?

Güncelleme: 11 Nisan 2009 Gösterim: 3.538 Cevap: 5
Aragorn_3814 - avatarı
Aragorn_3814
Ziyaretçi
11 Nisan 2009       Mesaj #1
Aragorn_3814 - avatarı
Ziyaretçi
Mrhaba ben partnerimin hpv virüsünü taşıdığını öğrendim bu gün test sonuçlarını aldık ve hücre değişikleri olduğu yazıyodu çok korkuyo.tedavi nasıl olmalı tedavi olduktan sonra işikiye girmemiz doğru olurmu lütfen yardım edin
Sponsorlu Bağlantılar
SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
11 Nisan 2009       Mesaj #2
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
HPV virüsü hakkında bilgi için Tıklayınız
Sponsorlu Bağlantılar
SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
11 Nisan 2009       Mesaj #3
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
Genital Siğiller(Kondilom) ve
Human Papilloma Virus (HPV) Enfeksiyonu

Human papilloma virus yada kısa adı ile HPV enfeksiyonu cinsel yol ile bulaşan ve genital siğil olarak bilinen kondilomların oluşmasından sorumlu olan viral bir enfeksiyon olup ciddiye alınmalıdır.Ülkemizde giderek artan bir sıklıkta görülmektedir.
Genital siğiller hem kadında hem de erkekte genital bölgede Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu sonucu gelişen karnıbahar görünümünde, bazen tek , bazen çok sayıda, bazen topluiğne başı kadar ufak, bazen de 4 cm çapına (ender durumlarda çok büyük çaplı ) erişebilen ağrısız kitlelerdir.
Genital Siğil Virusu HPV nedir?

HPV (Human Papilloma Virus) genital bölgede ve mukozalarda enfeksiyon yapan ve condyloma acuminatum (kondiloma aküminatum yada kısaca kondilom,kondülom) adı verilen siğil şeklinde kitlelerin oluşumuna neden olan bir virüstür. Çoğu virüs hastalığında olduğu gibi HPV de bir kez vücuda girdiğinde hücreler içinde yerleşir ve zaman zaman alevlenmelere yol açar. Bu yüzden HPV enfeksiyonu kesin tedavisi olmayan bir hastalık olarak kabul edilir.
HPV'nin 100'e yakın alt tipi vardır. Bunların 20 ‘si sadece üreme sisteminde enfeksiyona neden olurlar ve bunlara genital HPV adı verilir. HPV’nin 20 alt tipi cinsel bölgede enfeksiyona yol açar. En sık HPV tip 6 ve 11 genital siğillere neden olmaktadır. Öte yandan HPV tip 16,18, 31,33 ve 35 rahim ağzında hücresel değişikliklere yol açmaktadır. Rahim ağzı kanseri tanısı konmuş kadınların % 95'inde HPV saptanmaktadır. Bu açıdan bakıldığında kadın kanserleri içinde ön sıralarda yer alan rahim ağzı kanserinin en önemli hatta belki de tek nedeni HPV enfeksiyonudur.

HPV virüsü ve genital siğil,kondilom nasıl bulaşır?

HPV cinsel yolla bulaşan hastalıklardan hatta en sık karşılaşılanlardan birisidir. Genital bölgeyi enfekte eden HPV'ler temas yolu ile kolayca yayılırlar. HPV'nin bir kişiden diğerine bulaşması için mutlaka tam bir ilişki olması gerekmez. Enfekte olan cilt bölgelerinin birbiri ile teması ile de hastalık bulaşabilir.
Virüsün kuluçka süresi değişkendir. Bulaşma olduktan sonra bulgular bazen birkaç ay bazen de birkaç yıl sonra ortaya çıkabilir. Hatta bazen virüs yıllarca hiçbir bulgu vermeden vücutta kalabilir.Hastaların büyük bir kısmında 2-6 ay içinde belirti verir.
Aktif genital lezyonların varlığında bulaşıcılık en yüksektir. Siğiller ortaya çıkıp tedavi edildikten sonra yeniden siğil çıkmadan geçen dönem ne kadar uzunsa bulaştırıcılık da o oranda azalmaktadır.
Kondilomların bulaşması genital HPV hastalığı taşıyan bir bireyle girilen her türlü cinsel ilişki ile bulaşabilir. Virüs, ilişki sırasında ciltte ortaya çıkan mikroskopik yırtıklar ve sıyrıklar vasıtası ile ciltten cilde temas yolu ile bulaşır. Virüsün erkek menisi içinde de saptanması vücut sıvılarının teması yolu ile de bulaşabileceğini düşündürmektedir. Virus ile temas eden herkeste enfeksiyon bulguları ortaya çıkmaz ancak kondülom ortaya çıkan bireylerin % 60-90'ının partnerinde de virüs olduğu saptanmıştır. Virüs bir kere vücuda girdikten sonra uzun yıllar sessiz kalabilir. Cinsel yönden aktif olan herkeste görülebilir.
HPV-Kondilom,genital siğil belirtileri nedir?
· HPV ile temas ve bulaşma olduktan sonra mutlaka hastalık ortaya çıkmaz. Aslında çoğu kişide HPV vücudun kendi savunma sistemi tarafından etkisiz hale getirilir. Bir başka olasılık da virüsü alan kişide uzun süre hiçbir belirti ortaya çıkmamasıdır. Kişi yıllarca hiçbir yakınma ortaya çıkmadan yaşayabilir. Ancak bu durum hastalığı yaymasına engel değildir ve ilişkide bulunduğu kişilere hastalığı bulaştırabilir. Bu durum sessiz enfeksiyon olarak adlandırılır.
· Genelde dış genital bölgede küçük siğiller ortaya çıkar. Bunlar kişinin kendisi tarafından görülebilir ya da elle hissedilebilir. Siğiller yumuşak,ciltten hafif kabarık, pembe-beyaz renkli, karnıbahar benzeri oluşumlardır. Tek ya da grup halinde olabilirler. Zaman zaman dışarı kabarık olmayıp düz olarak bulunurlar. Nadiren vajina içinde,makat çevresinde görülebilirler. Anal yada oral seks sonrasında ağız içi ve makat içinde de siğiller ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda vajina içinde ve rahim ağzı üzerinde de siğiller olabilir. Kondilomda ağrı olmaz, fakat ara sıra kaşıntı ve yanma görülebilir.

Tedavi olmadığı taktirde siğiller hiçbir değişikliğe uğramadan uzun bir süre kalabilir, ancak bu davranışları oldukça nadirdir. Genelde sürekli olarak büyüme ve yayılma eğilimleri vardır. Kondilom ile birlikte başka bir vajinal enfeksiyon varsa bu büyüme daha hızlı olur. Çoğunlukla vücudun nemli ve sıcak bölgelerine doğru yayılma gösterir. Eğer vajina ve makat civarında anormal renk ve şekil değişiklikleri ile anormal kabarıklıklar görülürse, genital bölgede kaşıntı, yanma ve kanama varsa, partnerde kondilom var ise ya da daha önceden geçirmiş ise mutlaka bir jinekolojik muayeneden geçmek gerekir.

· HPV enfeksiyonları virüsün türüne bağlı olarak rahim ağzını oluşturan hücrelerde displazi adı verilen bazı değişimlere neden olabilirler.Pap smearde hücrelerde koilositoz saptanır. Düşük riskli tipteki virüsler genelde PAP smearda ortaya çıkan CIN ve SIL gibi değişimlere neden olurlarken yüksek riskli tipler uzun dönemde rahim ağzı kanserine neden olabilirler.
· Rahim ağzı kanseri tüm dünyada kadınlarda görülen kanserler arasında 2. sırada yer alır ve öldürücü bir kanserdir. Buna karşın kanser türleri arasında önlenebilir olması açısından ayrı bir öneme sahiptir. Serviks kanserini önlemenin tek ve en basit yolu düzenli aralıklarla yapılan smear testleridir. Smear testinde CIN yada SIL olarak tanımlanan anormallikler saptandığında biopsi yapılarak tanı kesinleştirilir. Daha sonra hastalığının derecesine göre rahim ağzındaki değişime uğramış bölge LEEP yada konizasyon adı verilen basit ameliyatlar ile çıkartılır ve daha sonra düzenli kontrollere başlanır. CIN yada SIL'in ileri evre olması durumunda eğer kişi ailesini tamamlamış ve başka çocuk istemiyorsa ya da 40'lı yaşlar civarındaysa rahimin alınması da bir diğer tedavi alternatifidir.
HPV ,genital siğil şüphesinde tanı nasıl konur?

Genital siğillerin görülmesi hem erkekte hem de kadında HPV tanısını koydurur. Bazen bazı solüsyonlar uygulanarak ciltteki renk değişikliklerinden siğil olup olmadığı anlaşılabilir. Dıştan görünen herhangi bir lezyonun olmadığı durumlarda rahim ağzının büyüteç benzeri kolposkop adı verilen bir cihaz ile incelenmesi ile tanı konabilir.
HPV'nin neden olduğu rahim ağzındaki değişimler ise rutin yapılan PAP smear testlerinde saptanır. Pap smear testi ömür boyunca 6 ayda bir yapılmalıdır.
PAP smearda HPV'ye bağlı olduğu düşünülen değişimler saptandığında aynı materyal içinde HPV'ye ait DNA incelemeleri yapılarak HPV varlığı ve hangi tip HPV bulunduğu saptanabilir. Örneğin rahim ağzı kanserlerinin % 50'sinde HPV tip 16 saptanmaktadır. DNA tiplemesinde HPV tip 16 bulunduğunda bu kadında ömür boyu çok yakın takipler yapılması gerekir.
Kondilom tanısı konan kişilerin partnerleri de mutlaka muayene olmalı ve gerekir ise tedavi edilmelidir. Çünkü tedavi edilmemiş bir eş enfeksiyonun sürekli yeniden bulaşmasına neden olabilir. Erkeklerde ise belirti vermeyen HPV'nin saptanması mümkün değildir. Erkeklerdeki sessiz enfeksiyonu saptayabilecek bir test yoktur!.
HPV kan dolaşımına geçmediği için kanda bu virüsü saptamak mümkün değildir.
Gebelik açısından HPV enfeksiyonunun önemi nedir? Gebelikte genital siğil...

Gebelik döneminden önce varolan yada gebelikte yeni çıkan kondilom kitlelerinin aşırı büyümesi bazen doğum kanalının tıkanmasına neden olur ve vajinal yolla normal doğum imkansız hale gelir.
Diğer bir istenmeyen durum da bebeğin doğum eylemi esnasında doğum kanalından geçerken kanaldaki HPV'yi kapması sonucu meydana gelir. Virüsün bulaşması bebeğinin larinksinde (ses tellerinin bulunduğu organ) papillomlar (ufak kitleler) oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle kondilom varlığında ve kondilom öyküsünde doğumun sezeryan ile yapılması önerilir.



Kaynak
SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
11 Nisan 2009       Mesaj #4
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
HPV Aşısı, Rahim Ağzı Kanseri Aşısı (Gardasil)

hpv asisi gardasilKadınlarda rahim ağzı, erkeklerde de penis kanserine, anüs (makat) kenserine , yenidoğan bebekte üst solunum yolları kanserine de neden olabilen HPV (Human Papilloma Virüsü) özellikle rahim ağzı kanseri tanısı konan kadınların % 95’inde saptanmaktadır. Rahim ağzı kanseri, tüm dünyada kadınlarda görülen kanserler arasında, meme kanserinden sonra ikinci sırada yer almaktadır. Ülkemizde de son yıllarda HPV virüsünun daha sık görülmesine bağlı olarak rahim ağzı kanseri öncü değişimleri ( Cin1, Ci2, Cin3 ) ile rahim ağzı kanseri görülme sıklığında da önemli artışlar gözlenmektedir.
Kadınlarda rahim ağzı kanseri (serviks kanseri) riskleri nedir?
Rahim ağzı kanseri risk faktörleri arasında en sık görülenler ; birden fazla kişiyle cinsel lişkide bulunmak, erken yaşta cinsel ilişkiye başlamak , daha önce bulaşıcı cinsel hastalıklar geçirmiş olmak, sigara içmek ve de en önemlisi HPV virüsü taşımak yer almaktadır.HPV virüsü (Human Papilloma Virus) genital bölgede ve mukozalarda infeksiyon yapan ve siğil şeklinde kitlelerin ,papiller yapıların oluşumuna neden olan bir virüstür.Bu virüsün bir çok tipi vardır ve her tipi kanserojen değildir. Kadınların bir kısmı virüsü vücutlarına girdikten sonra kendi bağışıklık sistemleriyle (immun sistem) yenebilmektedirler. Ancak yaklaşık 80 türü bulunan HPV 'nin özellikle birkaç türü kanser gelişimi için risk oluşturmaktadır .Yapılacak simir testi ile erken aşamada HPV yakalanırsa tedavisi son derece kolaydır ve bu smear testi onrası elde edilen tedavi şansı hayat kurtarmaktadır.
HPV aşısı , rahim ağzı kanseri aşısı nedir? Kimlere ve nasıl uygulanacaktır?
Human Papilloma Virüs (HPV) türüne karşı aşı çalışmaları 1990'larda başladı ve 2007 yılı başı itibarıyle ABD de ve ülkemizde de satışa sunuldu. Değişik aşı türleri vardır ve bunların bir kısmı halen geliştirme aşamasındadır. Piyasaya şu anda satışa sunulan aşı ( Gardasil) koruyucu amaçlı bir preparattır. Ülkemizde de piyasaya sunulan aşının özellikle 12 -15 yaşından itibaren kız çocuklarına yapılması planlanmaktadır ve yılda 3 doz şeklinde yapılması planlanmaktadır. Bu şekilde ömür boyu % 90 oranında koruyuculuk sağlaması beklenmektedir .Bu şekilde rahim ağzı kanserine yakalanma oranının % 60 azalması öngörülmektedir. HPV aşısı (rahim ağzı kanseri aşısı) toplam 4 tip HPV ye etkili (Tip 16,18,6,11 ) olmasına rağmen , özellikle rahim ağzı kanserlerinin % 50 nedeni olan HPV tip 16’a karşı önemli bir koruma ve rahim ağzı kanseriyle savaşta büyük bir ilerleme sağlayacaktır.
HPV taşıyıcısı olan veya aktif genital siğili (kondilom) olan kadınlara yapılacak aşının etkisi olacak mıdır?
Aşı ;koruma amaçlı yapılan bir uygulama demektir.. Bu sebeple de aşı koruyucu amaçlı olduğu için vücutta bulunan HPV tipi üzerine ve bunun meydana getirebileceği klinik değişiklikler ve riskler üzerine bir etkisi olmayacaktır. Şu anda geliştirilen aşıların , HPV taşıyan kadınlara taşıdığı HPV tipi için herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Taşıyıcı kişilerde taşıdıkları HPV tipi dışında( ki buna hiç bir etkisi olmaz, aşı sadece koruyucu etki yapar) sadece ilerideki bir zamanda alınacak koruyuculuk kapsamı dahilindeki diğer tip HPV ler için koruma sağlayabilecektir. Günümüzde yeni aşı tipleri için de çalışmalar devam etmektedir.
Ülkemizde Aşı İle İlgili Son Gelişmeler Nelerdir?
Merck firmasınca geliştirilen ve "Gardasil" ( veya "Gardacil" )adı verilen aşı, ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nce (FDA) 8 Haziran 2006’da onaylanarak "zorunlu Aşı" kapsamına alındı. Türkiye’de, bu aşamada sosyal güvenlik kapsamına alınmadığından bedeli karşılanmayan aşı özellikle 9-26 yaş grubundaki kadınlara öneriliyor. Kadından cinsel ilişkiyle erkeğe geçen HPV’ye karşı geliştirilen aşıyı isteyen erkeklerin de korunma amacıyla yaptırabileceği belirtiliyor. Ergenlik çağına yaklaşırken, birey henüz aktif cinselliğe başlamadan önerilen aşının üç aşamada birer doz olmak üzere 1 yıl içinde yapılması öneriliyor. Tek doz fiyatı başlangıçta belirlenen fiyatı uyarınca 254 YTL olacak aşının, bir kişiye salt aşı maliyeti 762 YTL olacak (başlangış 2007 yılı fiyatı). Aşı, cinsel temasla geçen HPV’nin 6, 11, 16 ve 18 tiplerine ve bu virüsün neden olduğu siğillere karşı koruma sağlıyor. Sonuç olarak Merck firması (MSD) tarafından geliştirilen "Gardasil" quadrivalan Tip 16,18,6,11 benzeri tiplere etkili ) bir aşı olup HPV tip 16,18,6,11’e benzer partikülleri içerir ve serviks kanserleri ile prekanseröz lezyonları (kanser öncüsü lezyonların) haricinde dış genital bölgede bulunan siğilleri (condyloma accumulata) de önleyicidir.Hpv gardasil hpv aşısı doktorunuz veya bir aşı merkezi tarafından size kolaylıkla uygulanabilmektedir
Dünyada HPV İçin Geliştirilmiş Başka Bir Aşı Var Mı?
Merck firması tarafından geliştirilen quadritravalan (Tip 16,18,6,11 benzeri) aşı yanında, ( Gardacil) GlaxoSmithKline (GSK) firması tarafından geliştirilen bivalan (Tip 16,18) aşının ( Cervarix )çalışmaları tamamlanmıştır ve ülkemizde de piyasaya sunulmuştur. Bu iki aşı ile ilgili çalışmalardaki ortak sonuçları; HPV aşılarının kişiler tarafından kolay tolere edilebildiği, yüksek oranda bağışıklanmanın sağlanabildiği, dirençli HPV enfeksiyonu ve HPV enfeksiyonları ile ilişkili klinik hastalığın azaltılmasında etkili oldukları ve bivalan aşı ile oluşan antikor titresinin daha uzun süreli olduğudur.
GlaxoSmithKline (GSK) firması tarafından üretilen "Cervarix" ise bivalan bir aşıdır ve HPV tip 16 ile 18’e benzer partikülleri içerir. Özellikle servikal kanser ve prekanserleri önlemeye yöneliktir. Oluşan antikor tiresi uzun süre yüksek seviyelerde kalıcıdır. Aşının uzun süre kalıcı olabilmesi için bir kez yapıldıktan 1 ve 6 ay sonra tekrarlanması gereklidir. Bivalan aşılar ile serviks kanserlerinin %70 ile %95‘ini engelleyebileceği düşünülmektedir. Sadece iki tipe (Tip 16,18) etkili bu aşını ülkemizde satışı vardır.
Ülkemizde şu anda "Cervarix" ve "Gardasil" isimli aşılar doktor önerisi ve kontrolu ile satılaşa sunulmuştur.
HPV Aşıları İle İlgili Merak Edilenler Ve Sık Sorulanlar.
Ø İdeal yapılma dönemi 9-12 yaş arası olup en geç 26 yaşında yapılması önerilmektedir.Adölasan dönemi aşı için en uygun yaş aralığıdır.
Ø Aşı 3 doz şeklinde yapılacaktır, 3 doz bittikten sonra ne kadar bağışıklık sağlayacağı tam bilinmemesine rağmen 5 yıl sonra tekrarlanması gerekebileceği iddia edilmektedir.
Ø Aşı sonrası hassas kişilerde önemsiz alerjik reaksiyonlar yapabileceği belirtilmektedir.
Ø İlk planda sadece kız çocuklara yapılması planlanmakta erkeklere uygulaması tartışmalıdır.
Ø Hamilelerde yapılması tavsiye edilmemektedir, doğum sonrası emzirme döneminde aşı güvenle yapılabilinir,
Ø Öncelikle HİV taşıyıcıları, immün sistemi baskılayan tedavi alanlar, kortizon kullananlar, bağışıklık sistemini zayıflatan hastalığı olanlar, veya HPV açısından riskli gruptakiler (örneğin çok partnerliler ) aşılanmalıdırlar
Ø Aşılama dozları bittikten sonra serviks kanseri riski tamamen bitmez, bu nedenle serviksin taranmasına smear ve gerektiğinde kolposkopi ile devam edilmelidir. Rutin doktorun önerisine göre 6 ayda veya yılda bir smear takibi aşı sonrası da gerekmektedir..
Ø En çok merak edilen ise HPV virüsü taşıyıcısı olanlar, lezyonu bulunanlar ve aktif genital siğili olanlara yapılıp yapılamayacağı konusundaki bilgilerdir. Aşı koruyucu olduğu için zaten alınmış bir tipe ( örneğin 16’ ya) karşı hiçbir faydası olmaz ve kişilerin birden fazla virüs tipini aynı anda bulundurmaları çok çok nadir bir ihtimaldir. HPV ve kondilomu olanlara aşı yapıldığında sadece kendisinde olmayan diğer tiplere karşı ( ileriki bir zamanda bu tipleri alabileceği farz edildiği durumlarda, multipartner yaşayanlarda belki..) faydası olabileceği iddia edilmektedir ve bu da tartışmalı kesin olmayan bir durumdur. Bu sebeple aşı önleyici olduğu için şu anda kesin bilinen virüsü almamış kişilerde etkili olabileceği yönündedir.
Ø Yeni HPV aşıları ile ilgili yeni çalışmalar devam etmekte olup önümüzdeki yıllarda daha da geliştirilmiş aşıların piyasaya sunulabileceği bilinmektedir. Daha uzun etkili ve daha geniş kapsamlı aşılar için çalışmalar devam etmektedir.
Kaynak
SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
11 Nisan 2009       Mesaj #5
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
Genital Siğiller, HPV Tedavisi

kondilom hpv tedavi HPV'nin tedevisinde diğer enfeksiyonlarda olduğu gibi ağızdan alınan bir ilaç, krem veya aşı ile kesin bir tedavisi bugün için yoktur. Virüs bir kez vücuda girdiği zaman bağışıklık sisteminin gücüne ve virusun etki gücüne göre yıllarca (bazı bilgilere göre virüs tipine bağlı olmak üzere 6-8 yıl), hatta ömür boyu vücut içinde sinsi bir şekilde kalır. Bununla birlikte ortaya çıkardığı lezyonlar yani siğiller (kondilom) mutlaka zaman kaybetmeden tedavi edilmeli ve yakılmalıdırlar. Amaç, tedavi ile virüsün hızla yayılmasını ve bulaşmasını engellemek ve aynı zamanda virüsün oluşturmuş olduğu siğiller yani kondilomların yok edilip cinsel organın sağlıklı ve hijyenik duruma getirilmesidir.
Genital Siğil Tedavisi Ne Kadar Başarılıdır?

Kondilom yani genital siğiller kesinlikle ihmal edilmemesi ve hafife alınmaması gereken bir hastalıktır. Tedavi ile virüsü yok etmek mümkün değildir, fakat siğillerden kurtulmak mümkün olabilmektedir. Tedavi sadece siğilleri ortadan kaldırır ve hızlı olan bulaştırcılığı , yayılmayı durdurur. Pek çok vakada tek sefer tedavi yeterli olmamakta en az 2 seans gerekmektedir.Tedavinin başarısı kondilom lezyonlarının yaygınlığına ve HPV tipine bağlıdır Tedavide tıbbi ve cerrahi yaklaşımların ikisi de uygulanabilir fakat tercih genellikle cerrahi işelm olmaktadır (yakma,dondurma lazer gibi..). Tedavinin ne şekilde olacağına dair karar siğillerin yaygınlığına, yerleşimine göre tedavi sırasında kadın doğum uzmanı tarafından verilir.
Kondilomda tıbbi tedavi olarak dıştan sürülen bazı ilaçlar kullanılabilir, ancak bu uzun süreli ve zahmetli bir tedavidir ve nüks yani tekrarlama ihtimali fazladır. Büyük ve fazla lezyonlara, vajina içine doğru yayılmış kondilomlara lokal ilaç ve krem tedavisinin fazla bir etkisi olmaz. Çoğu ilaç hasta tarafından değil hekim tarafından uygulanmalı ve direk lezyonun üstüne tatbik edilmelidir. Normal dokuya temas ettiğinde pek çok ilaç tahribata neden olur. Bu nedenle son derece dikkatli uygulama gerekir. Lokal uygulanan ilaçların,lokal ayni bölgesel yan etkileri de fazladır.

Genital Siğil Tedavisinde En Çok Hangi Yöntemler Kullanılır?

Genital siğilin cerrahi tedavisinde en çok uygulanan ve başarılı olan yöntem lezyonun yakılması ya da dondurulmasıdır. Burada amaç lezyonun tahrip ve yok edilmesidir. Dondurma işleminde (kriyoterapi) sıvı nitrojen yada karbondioksit kullanılır. Yakma işleminde ise elektrokoter uygulanır.Lazer cerrahisi de siğllerde başarı ile uygulanmaktadır. Bazı büyük lezyonlar cerrahi olarak çıkarılmayı gerektirebilir. Dondurma hariç diğer cerrahi işlemler için lokal yada tercihen genel anestezi uygulanır.
Kondilom tedavisinin amacı sadece görünen lezyonları ortadan kaldırmakla sınırlıdır. HPV enfeksiyonu kronik seyreder ve kitleler ortadan tümüyle kalksa da hücrelerin içinde gizli bir şekilde yaşamını sürdüren virüsler sayesinde bulaştırıcılık daha düşük de olsa devam eder. Tedavi sonrası yeniden siğiller ortaya çıkarsa tekrar tedavi edilmeleri gerekir. Nüks (tekrarlama eğilimi) virüsün genetik tipine bağlı olarak görülmektedir. Bazı HPV tiplerinde nüks yani tekrar daha sık görülmektedir.Genital siğilleri tedavi ile yok ederek HPV virüsünün bulaşıcılığı ve yayılması azalmaktadır.
Bazı kişilerde siğil ortaya çıkıp tedavi edildikten sonra bir daha ömrü boyunca yeni siğil çıkmaz. Bazı kişilerde ise sık aralıklarla siğiller çıkar. Kişiler arasında bu derece fark olmasının nedeni büyük olasılıkla bağışıklık sistemleri arasındaki farklılık ve virüsün etki gücüdür. Bu sebepten dolayı tedavi sonrası bağışıklık sistemini güçlendirici ilaçlar ve doktorun önerileri önemlidir.Ülkemizde de bağışıklık sistemini güçlendiren ilaçları her ne kadar temin etmek mümkünse de seçenekler sınırlıdır.

HPV Tedavisi Ve Pap Smear Kontrolu..

Pap Smear testi mutlaka yapılmalısır. Pap simir testinde rahim ağzında HPV ye bağlı tipik olan “koilosit” hücrelerinin görülmesi çok önemlidir. Pap smear testinde saptanan ve biopsi ile kesinleşmiş displazi varlığında ise hastalığın şiddeti ve hastanın yaşına göre LEEP, konizasyon ya da rahimin alınması gibi tedaviler uygulanabilir. Çoğu zaman hafif displazi varlığında LEEP tedavi için yeterli olmaktadır. LEEP sonrası doğurganlıkta bir değişiklik ortaya çıkmamaktadır.LEEP işlemi deneyimli hekimler tarafından yapılmalıdır.
HPV' den, genital siğil den korunma nasıl yapılmalıdır? HPV ve koruyucu hekimlik..
· HPV virüsü oral ve anal seks de dahil olmak üzere her türlü cinsel ilişki, sürtünme yolu ile ilişki ve ciltten cilde temas yolu, ile de kolaylıkla bulaşabildiğinden cinsel yönden aktif olan kadın yada erkek herkes HPV enfeksiyonları açısından risk altındadır.
· Yaşamının herhangi bir döneminde, geçmişte birden fazla partneri olanlar, partneri daha önceden birden fazla kişiyle ilişkide bulunmuş kişiler, cinsel yaşantısı erken yaşta başlayanlar ve kendisinde yada partnerinde cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü olanlar yüksek riskli guruptur.
· HPV ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar çoğu zaman bir arada bulunurlar. Bu nedenle başka bir cinsel yolla bulaşan hastalık varlığında beraberinde HPV' de bulunabileceği akıldan çıkartılmamalıdır ve bu konuda da araştırma yapılmalıdır.
· Kondom yani prezervatif HPV'ye karşı her zaman tam koruma sağlamaz. Çünkü enfeksiyon prezervatifin kapladığı alan dışında da bulunabilir ve ciltten cilde temas ile bulaşabilir.
· HPV'den korunmanın en etkili yolu riskli kişiler ile birlikte olmamaktır.Fakat erkeklerin büyük bir kısmında HPV belirti vermediği ve kondilom, genital siğil gözlenemediği için taşıyıcı olabildiklerinden dolayı pek mümkün olmamaktadır. Yine de riskli cinsel ilişkilerden ve genital siğil varlığı veya şüphesi durumunda cinsel ilişkiden kaçınmak gerekir.
· Herhangi bir kadında rahim ağzı hücrelerinde değişim saptanması yada genital siğil olması kanser gelişeceği anlamına gelmez. Aslında genital siğile neden olan HPV türlerinin rahim ağzında değişime yada kansere neden olması nadirdir. Rahim ağzı kanserlerinin yarısından sorumlu olduğu bilinen HPV tip 16 varlığı bile mutlaka kanser gelişeceği anlamına gelmez. Sadece artmış risk söz konusudur ve yakın takip gereklidir. HPV DNA tiplemesi ile HPV virüsunun genetik tipini kolaylıkla belirlemek mümkündür.
· HPV enfeksiyonu taşıyan bir kişiyle ilişkide bulunmak da mutlaka o kişide de enfeksiyon ortaya çıkacak anlamına gelmez. Burada kişinin bağışıklık, immun sistemi çok büyük önem taşır. Kişiler arası farklılıklar nedeni ile bazı kişilerde bağışıklık sistemi virüsle mücadele edebilir ve ortadan kaldırabilir, virüs hiç bulaşmayabilir. Ancak yapılan araştırmalar aktif enfeksiyonu olan bir kişi ile ilişkiye girenlerin %60'ında ilk 2- 3 ay içinde enfeksiyon bulgularının ortaya çıktığını ortaya koymaktadır.
· HPV alt tiplerinden bazıları hücrelere olan etkileriyle hücrelerin kendi kendine hızla ve kontrolsüzce çoğalabilen hücrelere dönüşmesine neden olmaktadır. Hücrelerin kontrolsüzce çoğalma özelliği kazanması ise hücrelerin bulunduğu dokuda kanser oluşumu riskini beraberinde getirmektedir. Serviks, vagina ve vulva kanserlerinin gelişiminde HPV'nin bu onkojen (kanser yapıcı) alt tiplerinin çok önemli bir rolü olduğu düşünülmektedir. Bu etkiler uzun vadeli etkilerdir ve ancak onkojen etkiye sahip HPV alt tipleri tarafından başlatılırlar.
· HPV aşışı ( Rahim Ağzı Kanseri Aşısı, GARDASİL) kesinlikle vücutta var olan veya ortaya çıkmış siğilleri ve virüsü yok etmez, tedavi etmez, tedavi amaçla da kullanılmaz. Aşı, sadece ileriki dönemde alınabilecek virüs tiplerinin (sadece 4 tane virüs tipini) vücuda alınmasını engellemek yani koruyucu amaçlıdır. Bu nedenle 9-26 yaş arasında olan ve cinsel ilişkide bulunmamış olan bakire genç kızların rahim ağzı kanseri aşı programına aileleri tarafından alınması çok önemlidir. Gardasil adı altında piyasada mevcut olan aşı programının kadın doğum ve çocuk doktorları tarafından desteklenmesi bu virusa bağlı görülen rahim ağzı kanseri vakalarının yıllar içinde azalmasını sağlayacaktır.Ülkemizde de bulunan fakat sosyal güvenlik tarafından kapsam dışı olan bu aşının ergenlik dönemindeki genç kızlara yapılması , rahim ağzı kanseri aşısından önemli bir koruyucu hekimlik oluşturacaktır.
Bağışıklık sistemini uyaran krem nedir? Lokal tedavi ne şekilde yapılır?
Hastaların kendisi tarafından belirli aralıklarla genital siğillerin üzerine uygulanan bu krem bağışıklık sistemi düzenleyiciler olarak adlandırılan bir ilaç sınıfına dahildir. Ancak bu kremin insanlarda dış genital bölgede görülen siğillerin ortadan kaldırılmasında gösterdiği etkinin mekanizması tam olarak bilinmemektedir. İlacın bağışıklık sisteminde bazı maddelerin üretimini arttırarak virüslerin neden olduğu lezyonları gerilettiği düşünülmektedir. Uzun süredir var olan ve büyük siğillerin varlığında tedavinin başarısı düşmektedir. Vajina içinde çıkan siğillerde ve gebelikte uygulanması sakıncalıdır.
En sık görülen yan etki kremin uygulandığı alanda kızarıklık, yanma ve kaşıntıdır. Hastaların % 67'sinde kızarıklık görülürken, % 32'sinde kaşıntı, % 26'sında ise yanma ortaya çıkmıştır. Bunların yan ısıra krem uygulanan bölgede şişlik, kabuklanma, sertleşme ve hatta yara ortaya çıkabilir. Tekrarlaması durumunda yeniden krem kullanımı ile ilgili araştırma olmadığında böyle bir durumda yeniden kullanılması önerilmez. Benzer şekilde vajina içindeki siğillerde yapabileceği yan etkilerden dolayı kullanılması da önerilmemektedir.



Kaynak
SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
11 Nisan 2009       Mesaj #6
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi

Benzer Konular

24 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış
19 Aralık 2010 / murat070707 Soru-Cevap
9 Şubat 2016 / Met Taslak Konular