Arama

Tarımda kullanılan hormonların faydaları ve etkileri nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 9 Şubat 2013 Gösterim: 29.566 Cevap: 10
:::AlEyNa::: - avatarı
:::AlEyNa:::
Ziyaretçi
29 Nisan 2009       Mesaj #1
:::AlEyNa::: - avatarı
Ziyaretçi
tarımda kullanılan hormonların faydaları ve etkileri çok acil 15 dk lik sürem var lütfen
EN İYİ CEVABI fadedliver verdi
Bitki hormonları bitki içerisinde çok küçük miktarlarda üretilen, üretildiği dokudan başka dokulara taşınan, taşındığı dokunun gelişimi ve değişimi üzerinde etkili olan organik maddelerdir. Dolayısıyla bir bitkinin her dokusu, miktarı değişmekle birlikte çeşitli hormonları içermektedir.
Bitki içerisinde üretilen bu hormonlar 5 grupta toplanmaktadır. Bunlar;
1. Oksinler: Tarımda meyve tutumu, meyve seyreltmesi, meyve dökümünün önlenmesi, bitki çeliklerinin köklenmesinin teşviki amacıyla kullanılmaktadır. Çok yüksek dozlarda herbisit etkisi göstermektedir. Oksinler, herbisit olarak en çok buğdayda ve mısırda geniş yapraklı otlara karşı kullanılmaktadır.
2. Giberellinler: Meyve tutumu, tohumların çimlendirilmesi ve bitki gelişimini teşvik gibi amaçlarla kullanılmaktadır. Bitki içerisinde doğal olarak bulunmasına rağmen, yapay olarak Giberella fujikuroi mantarından da elde edilmektedir.
3. Sitokininler: Meyve kalitesini arttırmak amacıyla çok nadir olarak kullanılmaktadır. Yapay sitokininlerin çok pahalı olması yaygın kullanımını sınırlandırmaktadır.
4. Absisik Asit: Bitkilerin gelişmesini yavaşlatıcı, stomaların açılıp kapanmasını düzenleyici etkilere sahiptir. Özellikle stres altında bulunan bitkilerde yüksek miktarlarda üretilmektedir. Pratikte tarımda kullanımı söz konusu değildir.
5. Etilen: Bitkilerde doğal olarak üretilen gaz halindeki bir olgunlaştırma hormonudur. Özellikle yeşil muzların olgunlaştırılması ve sarartılması, yeme olumunda ve
fakat yeşil olarak derilen mandarin ve limon gibi bazı turunçgillerin kabuklarının sarartılması için kullanılmaktadır. Kullanılan etilenin kaynağı direk etilen veya asetilen gazı olduğu gibi bazı etilen üreten kimyasallar da olmaktadır.
Bitki içerisinde üretilen bu hormonlardan oksinler, sitokininler ve etilen kimya sanayinin yardımıyla yapay olarak üretilebilmektedir. Bu maddeler, etilen hariç kimyasal yapı olarak bitkisel doğal hormonlarla aynı olmamakla birlikte, bitkilerde kullanıldığında doğal hormonlara benzer veya aynı etkileri oluşturmaktadır. Bu maddeler doğal hormonların bitkilerden saflaştırılması güç ve zahmetli olması nedeniyle yapay olarak üretilmektedir.
Bitki içerisinde ve yapay olarak üretilen, bitkilerde hormonal etkiye sahip tüm kimyasallara ise büyümeyi düzenleyici maddeler adı verilmektedir. Bu maddelerden sadece bitki içerisinde üretilenlere ise bitkisel hormonlar adı verilmektedir.
Oksinler, bitki büyümesini düzenleyici maddeler içerisinde en yaygın kullanılanıdır. Tarımda yapay formu kullanılmaktadır. Naftelen asetik asit, 2,4 dikloro fenoksi asetik asit, indol butrik asit gibi pek çok formu bulunmaktadır.
Günümüzde giberellinlerin bitkilerde 108 değişik formu bulunmuştur. Bu gibberellinlere GA1, GA2,…..GA108 gibi isimler verilmiştir. Tarımda en yaygın kullanılan formu GA3, GA4 ve GA7'dir. Bu gibberellinler, Giberella fujikuroi mantarından elde edilerek kullanılmaktadır.
Sitokininler, oksin ve giberellinlerde olduğu gibi pek çok farklı yapıda kimyasalları içermektedir. Tarımda daha çok benzil adenin adı verilen yapay sitokinin yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bu hormonların yanı sıra, son zamanlarda bitkilerden elde edilen ve hormonal etkilerinin olduğu kanıtlanan maddeler de bulunmaktadır. Bunlar brassinosteroidler, salisilik asit, jasmonik asit ve poliaminlerdir. Brassinosteroidler, salisilik asit ve poliaminler yapay olarak üretilebilmektedir. Günümüzde bu maddelerin tarımda sınırlı sayıda kullanım alanı mevcuttur.
Tarımda, bitki hormonları genellikle bir sorun olduğu taktirde ve çok düşük miktarlarda kullanılmalıdır. Kullanılan bu miktar çok düşük düzeylerde olduğu için ürünün derim zamanına kadar olan sürede bitki içerisinde parçalanmakta veya zararsız bir düzeye inmektedir. Dolayısıyla, uygulamada gereksinim duyulan madde miktarı aşılmadığı taktirde, bitki hormonlarının insan sağlığı açısından sakıncalı olabileceği düşünülmemelidir. Gereksinim duyulmadığı halde veya gereksinim duyulan miktardan daha yüksek dozda bitkiye uygulanıldığı taktirde ise üretici, kullanılan söz konusu maddenin istenilen amaca hizmet edemeyeceğini, bitkiye yarar yerine zarar vereceğini, bu uygulanan yüksek doza karşı meyve anormalileri gibi bitkinin tepki göstereceğini ve tüketicinin de üreticiyi bu meyvelere ilgi göstermeyerek cezalandıracağını bilmelidir.
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
29 Nisan 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Bitki hormonları bitki içerisinde çok küçük miktarlarda üretilen, üretildiği dokudan başka dokulara taşınan, taşındığı dokunun gelişimi ve değişimi üzerinde etkili olan organik maddelerdir. Dolayısıyla bir bitkinin her dokusu, miktarı değişmekle birlikte çeşitli hormonları içermektedir.
Bitki içerisinde üretilen bu hormonlar 5 grupta toplanmaktadır. Bunlar;
1. Oksinler: Tarımda meyve tutumu, meyve seyreltmesi, meyve dökümünün önlenmesi, bitki çeliklerinin köklenmesinin teşviki amacıyla kullanılmaktadır. Çok yüksek dozlarda herbisit etkisi göstermektedir. Oksinler, herbisit olarak en çok buğdayda ve mısırda geniş yapraklı otlara karşı kullanılmaktadır.
2. Giberellinler: Meyve tutumu, tohumların çimlendirilmesi ve bitki gelişimini teşvik gibi amaçlarla kullanılmaktadır. Bitki içerisinde doğal olarak bulunmasına rağmen, yapay olarak Giberella fujikuroi mantarından da elde edilmektedir.
3. Sitokininler: Meyve kalitesini arttırmak amacıyla çok nadir olarak kullanılmaktadır. Yapay sitokininlerin çok pahalı olması yaygın kullanımını sınırlandırmaktadır.
4. Absisik Asit: Bitkilerin gelişmesini yavaşlatıcı, stomaların açılıp kapanmasını düzenleyici etkilere sahiptir. Özellikle stres altında bulunan bitkilerde yüksek miktarlarda üretilmektedir. Pratikte tarımda kullanımı söz konusu değildir.
5. Etilen: Bitkilerde doğal olarak üretilen gaz halindeki bir olgunlaştırma hormonudur. Özellikle yeşil muzların olgunlaştırılması ve sarartılması, yeme olumunda ve
fakat yeşil olarak derilen mandarin ve limon gibi bazı turunçgillerin kabuklarının sarartılması için kullanılmaktadır. Kullanılan etilenin kaynağı direk etilen veya asetilen gazı olduğu gibi bazı etilen üreten kimyasallar da olmaktadır.
Bitki içerisinde üretilen bu hormonlardan oksinler, sitokininler ve etilen kimya sanayinin yardımıyla yapay olarak üretilebilmektedir. Bu maddeler, etilen hariç kimyasal yapı olarak bitkisel doğal hormonlarla aynı olmamakla birlikte, bitkilerde kullanıldığında doğal hormonlara benzer veya aynı etkileri oluşturmaktadır. Bu maddeler doğal hormonların bitkilerden saflaştırılması güç ve zahmetli olması nedeniyle yapay olarak üretilmektedir.
Bitki içerisinde ve yapay olarak üretilen, bitkilerde hormonal etkiye sahip tüm kimyasallara ise büyümeyi düzenleyici maddeler adı verilmektedir. Bu maddelerden sadece bitki içerisinde üretilenlere ise bitkisel hormonlar adı verilmektedir.
Oksinler, bitki büyümesini düzenleyici maddeler içerisinde en yaygın kullanılanıdır. Tarımda yapay formu kullanılmaktadır. Naftelen asetik asit, 2,4 dikloro fenoksi asetik asit, indol butrik asit gibi pek çok formu bulunmaktadır.
Günümüzde giberellinlerin bitkilerde 108 değişik formu bulunmuştur. Bu gibberellinlere GA1, GA2,…..GA108 gibi isimler verilmiştir. Tarımda en yaygın kullanılan formu GA3, GA4 ve GA7'dir. Bu gibberellinler, Giberella fujikuroi mantarından elde edilerek kullanılmaktadır.
Sitokininler, oksin ve giberellinlerde olduğu gibi pek çok farklı yapıda kimyasalları içermektedir. Tarımda daha çok benzil adenin adı verilen yapay sitokinin yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bu hormonların yanı sıra, son zamanlarda bitkilerden elde edilen ve hormonal etkilerinin olduğu kanıtlanan maddeler de bulunmaktadır. Bunlar brassinosteroidler, salisilik asit, jasmonik asit ve poliaminlerdir. Brassinosteroidler, salisilik asit ve poliaminler yapay olarak üretilebilmektedir. Günümüzde bu maddelerin tarımda sınırlı sayıda kullanım alanı mevcuttur.
Tarımda, bitki hormonları genellikle bir sorun olduğu taktirde ve çok düşük miktarlarda kullanılmalıdır. Kullanılan bu miktar çok düşük düzeylerde olduğu için ürünün derim zamanına kadar olan sürede bitki içerisinde parçalanmakta veya zararsız bir düzeye inmektedir. Dolayısıyla, uygulamada gereksinim duyulan madde miktarı aşılmadığı taktirde, bitki hormonlarının insan sağlığı açısından sakıncalı olabileceği düşünülmemelidir. Gereksinim duyulmadığı halde veya gereksinim duyulan miktardan daha yüksek dozda bitkiye uygulanıldığı taktirde ise üretici, kullanılan söz konusu maddenin istenilen amaca hizmet edemeyeceğini, bitkiye yarar yerine zarar vereceğini, bu uygulanan yüksek doza karşı meyve anormalileri gibi bitkinin tepki göstereceğini ve tüketicinin de üreticiyi bu meyvelere ilgi göstermeyerek cezalandıracağını bilmelidir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Eylül 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
slm... bana tarımda kullanılan bitki gelişim düzenliyicelerin yapımı lazım yanı işlem sırası kullanılan malzemeler , maddeler filan ... 3 gündür arıyorum göyle bi konu açan hiç olmamıss ... anca satıs hiç yapış yok Msn Grin
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Aralık 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya bende 2 saatten beri arıyom ama bi bulamadım tarımda kullanılan hormonların faydaları ve zararlarını nerden bulabilirm lütfen bana yardımcı olun yarın son gün yha lütfen yha (AYDINDAN TUĞBERK) saygılar ve sevgilerle
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Şubat 2010       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bnimde nisanda son simdiden aramaya basladım ama bulamıom bu yukarda yazanlar olur mu bilmiom
rab - avatarı
rab
Ziyaretçi
24 Nisan 2010       Mesaj #6
rab - avatarı
Ziyaretçi
burdaki yazılanların aynı olduğunu görüyorum.. acilen dönem ödevimi yetiştirmem lazımm yardım edin bana lütfen..!! Msn Sad
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Aralık 2010       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bence kendi kafandan yap dönem ödevini en güzel o bence
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Aralık 2010       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BNDE ARIYOM YA İYİ Bİ SİTE BULAN PAYLAŞSIN 19 ALDIK KURTARMAM LASIM Msn Confused
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Şubat 2012       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Oksin bitkilerde büyüme ve gelişmeyi etkileyen en önemli hormonlardan biridir. Oksin kelimesi yunan αυξειν (auxein) kelimesinde gelmedir ve 'büyüme' anlamına gelir. IAA (Indol-3-asetik asit) en önemli doğal oksin ve NAA (1-Naftalinasetik asit) en önemli sentetik oksin dir.
• Bitkinin uç noktalarında bulunur.
• Bitkilerde boyca uzamayı sağlar.
• Hücre bölünmesi ve büyümesini sağlar.
• Hücre ve doku farklılaşmasında etkilidir.
• Işığı sevmez.
• Bitkinin ışık görmeyen yerlerinde üretilir.
• Işığın olduğu yerden ışığın olmadığı yere doğru kaçar. (Bu yuzden bitkiler güneşin pozisyonunu takip eder)
• Bitkilerde yönelim olayında etkilidir.
• Çok fazla salgılanması büyümeyi durdurur.
• Büyüme hücrelerini uyarır

ETİLEN Olgunlaşmakta olan meyvelerin dokularında,kök nodüllerinde,yaşlanan yapraklarda ve çiçeklerde bulunan bitkisel hormondur.Gaz halinde bulunan tek hormondur.
• Meyve olgunlaşmasını sağlar.
• Nişastanın şekere dönüşmesini sağlar.
• Yaprak dökümünü etkiler.
• Tohum çimlenmesi ve tomurcuklanmada etkilidir.
• Salgılandığı bölgede etkilidir.
• Giberellinlerin fizyolojik etkileri [değiştir]
• Giberellinler, birçok otsu çok yıllık bitkilerin ve tanesiz hububatların uzayan gövdelerindeki genişleme ve hücre bölünmesi olaylarının başlatılmasında, meyve büyümesi ve tohum çimlenmesinin uyarılmasında, tohum dormansisinin kırılmasında, çiçeklenme için uygun şartların oluşumunda ve ilkbaharda ılıman bölge odunsu bitkilerinde dormansi kırılmasında görev alırlar.
• Cüce bitkilerin gövde uzaması [değiştir]
• GA tek gen cüce mutantların (cüce mısır) ve rozet şeklindeki (lahana, marul) bitkilerin gövde uzamasını uyarırlar. Bu etkiye paralel olarak gövde kalınlığında azalma, yaprak boyutunda küçülme ve yapraklarda açık yeşil renge doğru azalmalar meydana gelir. Diğer taraftan gövde uzamasını sağlayan GA miktarıyla gövde uzaması arasında her zaman doğru bir orantı yoktur.
• Uzun gün bitkilerinde gövde uzaması [değiştir]
• Bazı bitkiler rozet formunda kalır, uzun günlerde ise gövde büyür, uzar ve sadece bu peryotta çiçek açar kısa gün koşullarında bırakılan bitkilere giberellin uygulanması, gövdenin uzamasını sağlar. Bu sonuçlar tabii olarak gövde uzamasının giberellinler tarafından uyarıldığını gösterir.
• Meyve oluşumu ve büyüme [değiştir]
• Giberellinlerin dıştan uygulanması, oksinlerin etkisiz olduğu bazı durumlarda meyve oluşumunu uyarırlar. Büyüme uyarılmasının en güzel örneği üzümlerdedir. GA, partenokarpiye neden olur. Bu işlem bitki çiçeğine GA çözeltisi püskürtülerek sağlanır. Partenokarpi, döllenme olmadan meyve oluşumudur. Meydana gelen meyve normal görünüşlü fakat meyve tohumsuzdur. Oksinler de partenokarp meyve oluşumunu uyarır fakat GA’lar daha aktiftir.
• Çiçeklenmenin uyarılması [değiştir]
• GA, bitkilerin büyük bir kısmında çiçeklenmeyi uyarır. Bu işi yapan tek kimyasal olarak giberellik asitler bilinir. Çiçeklenme için gerekli GA miktarı türlere göre değişmekle birlikte ortalama 3-100 mg arasında değişir. Hormon uygulanması bir kez değil belli aralıklarla tekrarlanmalıdır.
• Vernalizasyonla ilişkisi [değiştir]
• Dıştan uygulanan GA iki yıllık bitkilerde vernalizasyonun (bitkinin soğuk şoku etkisiyle çiçeklenmenin uyarılması olayı) yerini tutar. GA uygulanması, soğuğa maruz kalmadan çiçeklenmeyi sağlar.
• Tohum çimlenmesinin uyarılması [değiştir]
• Bazı tohumlar özellikle yabani bitkilerin tohumları çimlenmek için ışık ya da soğuğa ihtiyaç duyar. Böyle tohumlarda, ışık ya da soğuk muamelesi olmaksızın giberellin uygulaması dormansi kırılabilir. Daimi olmamakla beraber tohumların üşümesine cevap olarak giberellin seviyesinde sık sık değişiklik olur.
ABA’nın fizyolojik etkileri [değiştir]
ABA’nın tomurcuk dormansisini uyardığı bilinmektedir ayrıca başka pek çok fonksiyona sahip olduğu saptanmıştır. ABA bitkilerde diğer düzenleyici olaylarda da rol oynar. Örneğin kuraklık ve nem stresinden bitkileri korumak için stomanın kapanmasını sağlar. Uzayan gövdelerde giberellin tarafından başlatılan hücre uzamasını büyük ölçüde azaltır.
Geotropizmaya etkisi [değiştir]
Mısır bitkisinin kökleriyle yapılan çalışmalar geotropizma olayında ABA’nın rol aldığını göstermiştir. Burada ABA kök şapkasından sentezlenmekte ve bazipetal bir yönde vasküler dokularla taşınmaktadır. ABA yerçekimi etkisiyle alt kenara çekilir ve bu kenarın büyümesini inhibe eder. Kökün üst kenarı inhibe edilmediğinden kök aşağı doğru büyür.
Stres ve stoma kapanması [değiştir]
Su, tuz ve donma streslerinde ABA ile yapılan çalışmalarda ABA’nın bir stres hormonu olarak görev yaptığı bulunmuştur. Kuraklık koşullarında, yaprak ABA konsantrasyonlarının 40 kat kadar artabileceği belirlenmiştir. ABA stoma kapanmasına neden olup terleme ile su kaybını azaltır. ABA sentezleme yeteneği olmayan mutantlar, stomalarını kapatamadıklarından sürekli sararma gösterirler. Bu mutantlara dışardan ABA uygulamasıyla turgor oluşumu sağlanır ve stomalar kapanır. Bu olay birkaç dakikada gözlenebilen hızlı bir cevaptır.
Büyüme [değiştir]
Oksin tarafından uyarılan fide büyümesi ABA tarafından inhibe edilir. Bu nedenle ABA bir büyüme inhibitörü olarak adlandırılır. Hücre çeperlerini yumuşatan oksinlere karşı ABA, hücre uzaması ve hücre duvarı asidifikasyonunu engelleyerek hidrojen salınmasını inhibe eder. Böylece büyüme engellenir.
Tomurcuk dormansisi [değiştir]
Büyüyen fidelerin tomurcuklarına dıştan ABA uygulanması onların dormant olmasına neden olur. Burada bazı çevresel faktörlere cevap olarak, bitkilerde sentezlenen ABA’nın tomurcuklara hareket ettiği ve dormansiyi sağladığı anlaşılır. Kısa günlerin yaprak ve tomurcuklarda ABA seviyesinin artmasına neden olduğu görülür. Kısa gün şartlarının daha fazla ABA sentezlemek için yaprakları uyardığı bulunmuştur. Günler uzayıp sıcaklık uygun hale gelince ABA seviyesinde azalma GA seviyesinde artma tomurcuk dormansisinin kırılmasını sağlar.
Tohum dormansisi [değiştir]
Kuru dormant tohumlar dormant olmayan tohumlardan daha fazla ABA ihtiva ettiği bilinmektedir. Bununla birlikte tohum çimlenmesi esnasında sitokininler ve giberellinler gibi büyüme uyarıcılarının miktarında artış gözlenmektedir. ABA genellikle strafikasyona (düşük soğuk muamelesi) ihtiyaç duyan tohumların dormansisinde rol oynar.
Su alınımı [değiştir]
Kök dokularına ABA uygulanması su ve iyon akışını uyarır. ABA sadece turgoru düzenlemekle kalmaz aynı zamanda köklere giren suyu da artırır. ABA su geçirgenliğini artırarak veya toprak-kök arasında su potansiyel gradiyentini artırıp su alınımını hızlandırır. Ayrıca ABA yaprak büyümesini baskı altına alırken, lateral köklerin çıkışını ve kök büyümesini uyarır. ABA’nın bu etkileri köklerin su absorbsiyon alanında artışa, yaprak alanında ise azalışa neden olarak, bitkide kuraklığa karşı avantaj sağlanır.
Absisyon ve senesens [değiştir]
Önceleri ABA’nın yaprak absisyonunda rolü olduğu ileri sürülürken, yapılan son çalışmalarda yaprak absisyonunun ABA ile fazla ilişkisi olmadığı belirlenmiştir. ABA daha çok çiçek ve meyve absisyonunda rol alır. Sağlam bitkilere uygulanan ABA üzüm çiçekleri, elma, kiraz, zeytin ve üzümün oldun meyvelerinin absisyonunu hızlandırmıştır. Ayrıca pamuk meyvelerinde ABA seviyesinde iki ayrı artış zamanı belirlenmiştir. Birincisinin olgun olmayan meyvelerin düşmesiyle meydana geldiği, diğerininse olgun meyvelerin son çatlama döneminde olduğu tespit edilmiştir.
Diğer ABA etkileri [değiştir]
ABA’nın patateste yumru oluşumunu uyardığı saptanmıştır. Ayrıca dıştan uygulanan ABA’nın Dahlia ve yer elması yumrularının oluşumunu başlattığı gözlenmiştir. Diğer taraftan dıştan uygulanan ABA genç meyveleri olgunlaşmasını hızlandırır. Örneğin çilek ve üzümlerin olgunlaşması esnasında endogonik ABA seviyesi artmıştır.
ABA’nın özellikle ılıman bölge bitkilerinin donma hasarlarına karşı dayanıklılığı arttırdığı, dıştan uygulanan ABA’nın Acer (akçaağaç), elma ve yonca fidelerinin donmasını geciktirdiği, kabak fidelerinin donma hasarlarına karşı koruduğu belirlenmiştir.
Sitokininlerin fizyolojik etkileri [değiştir]
Bitki hormonlarının tek başlarını da çalıştıkları pek sık görülen bir durum değildir. Bazen tek bir hormonun uygulanmasıyla bir cevap meydana gelebilir. Fakat bu cevaba dokuda bulunan endogonik hormonlar katkıda bulunabilir. Sitokininler yüksek bitkilere uygulandığı zaman fizyolojik, metabolik, biyokimyasal ve gelişimler birçok olayı uyarabilirler. Sağlam bitkilerdeki bu olayların düzenlenmesinde sitokininlerin rol alması muhtemeldir.
Hücre devrinin kontrolü [değiştir]
Ökaryotlardaki hücre devri farklı biyokimyasal ve sitolojik olayla ilgili olan kompleks bir yapıdır. Aktif olarak büyüyen meristemlerde olduğu gibi bölünen bir hücre populasyonunda hücre boyutu sabit kalır yani bir hücre oluştuktan sonra tekrar bölünmeden önce sitoplazmik organel kütlesini iki katına çıkarır. Sitoplazmik kütledeki büyümenin çoğunluğu G1 fazında meydana gelir oysa nükleusun diğer birimlerinin ve DNA replikasyonu S fazında meydana gelir.
Bitki hücre devrinde iki kontrol noktası vardır: Birisi DNA replikasyonunun başlamasını diğeri ise mitozun başlamasını düzenler. Bitki hücreleri DNA’larını replike etmeden önce veya replike ettikten sonra bölünme devrini durdurabilirler.
Kültüre alınmış dokularda oksin/sitokinin oranı morfogenesisi düzenler [değiştir]
Kinetinin keşfinden sonra kültüre alınmış tütün öz segmentleri veya kallus dokuları kültür ortamındaki oksin/sitokinin oranına bağlı olarak kök ve gövdeleri meydana getirdiği gözlenmiştir. Oksinin kinetine oranla yüksek seviyesi kök oluşumunu uyarır oysa sitokinin oranının yüksek olması gövde oluşumunu uyarır. Ara seviyelerde bu dokular farklılaşmamış kallus olarak büyürler.
Sitokininler hücre farklılaşmasında ve bitki doku kültürlerinde organogenesisde önemli rol oynar. Buradaki etkileri, ortamdaki nispi IAA ve GA konsantrasyonuna bağlıdır. Bu konudaki bilgiler çeşitli oranlarda sitokinin, oksin ve giberellik asit bulunan ortamda büyütülen tütün kültürlerinden elde edilmiştir.
Sitokininler senesensi geciktirir ve besin mobilizasyonunu uyarır [değiştir]
Sitokininlerin en iyi anlaşılan etkisi yapraklardaki senesens olayını geciktirmesidir. Bitkiden koparılan yapraklar nemli ve minerallerin olduğu bir ortamda muhafaza edilse bile yavaşça klorofil, RNA, lipit ve proteinlerini kaybederler. Bu ölüme yol açan yaşlanma prosesi senesens olarak adlandırır. Sadece bir yaprak sitokininle muamele edilirse yapraklar yeşil kalır ve aynı yaşa sahip diğer yapraklar ise sararır ve bitkiden ayrılır. Hatta bir yaprak üzerindeki küçük bir alan sitokininle muamele edilirse o alan yeşil kalır ve bununla birlikte yaprak üzerindeki diğer dokuların senesensi devam eder. Sitokininler sağlam bitki üzerine püskürtülürse etkisi gayet tesirli olabilir.
Sitokininler kloroplast olgunlaşmasını başlatır [değiştir]
Tohumların büyük çoğunluğu karanlıkta çimlenebilmesine rağmen karanlıkta büyüyen fidelerin morfolojisi, ışıkta büyüyen fidelerinkinden çok farklıdır. Karanlıkta büyüyen fideler etiol olarak adlandırılır. Etiol fidelerin internodları çok uzamış, yaprakları genişlememiş ve kloroplastları olgunlaşmamıştır. Işıkta çimlenen fidelerde kloroplastlar embriyoda mevcut proplastidlerden direkt olarak olgunlaşırlar. Bununla birlikte etiol fideler ışıklandırıldığı zaman ancak etioplastlar kloroplastlara olgunlaşabilir. Eğer etiol fideler önce sitokinin ile muamele edilirse çok daha geniş granalara sahip kloroplast oluştururlar.
Lateral tomurcuklar üzerindeki etkisi [değiştir]
Sitokininler tarafından lateral tomurcuklanmanın başlatılması, apikal dominansinin kaldırılmasıyla sağlanır. Bu olayda sitokininler ile oksinler arasında bir antogonizm olduğu düşünülmektedir. Sitokininin oksine oranla yüksek olduğu zaman lateral tomurcuk gelişmesi başlatılır. Lateral tomurcuklar bazı sitokininleri kendileri de sentezler fakat sentezlenen bu miktarın oksinin inhibitör etkisini aşmak için yetersiz olduğu bulunmuştur. Dıştan uygulanan sitokininler dormant olan birçok tohumda çimlenmeyi uyardığı gözlenmiştir.
Sitokininler hücre genişlemesini uyarırlar [değiştir]
Sitokininler belli doku ve organlardaki hücre genişlemesini uyarır. Bu etki ayçiçeği, kabak, hardal gibi yapraklı kotiledonlara sahip dikotiladonlarda açıkça görünmektedir. Sitokinin muamelesi, kotilendonların kuru ağırlığında artma olmaksızın hücre genişlemesini başlatır
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Nisan 2012       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
javascript:toggle(); ya yararları ve zararları madde madde yaza bilirmisiniz? Dönem ödevimi hemen yapmam gerekiyor .Hiç bir yerde bulamadım! Her yerde aynı sey yazıyo :-(

Benzer Konular

27 Aralık 2012 / Aynacan Ziraat
2 Mayıs 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
12 Aralık 2009 / Ziyaretçi Soru-Cevap
27 Ocak 2012 / Misafir Soru-Cevap
21 Eylül 2018 / bilgin123 Cevaplanmış