Arama

Bilgisayardan dinleyerek Kur'an hatim yapılmış sayılır mı?

Güncelleme: 22 Mart 2016 Gösterim: 71.722 Cevap: 11
nurhanb. - avatarı
nurhanb.
Ziyaretçi
4 Haziran 2009       Mesaj #1
nurhanb. - avatarı
Ziyaretçi
selamuneleykum
bilgisayardan dinleyerek kuran hatmi yapılmış sayılırmı?
Sponsorlu Bağlantılar
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
4 Haziran 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
nurhanb. adlı kullanıcıdan alıntı

selamuneleykum
bilgisayardan dinleyerek kuran hatmi yapılmış sayılırmı?

Kasetten Hatim Olur mu? Kuranı kasetten, radyodan veya TV den takip ederek okumakla, kendimizin normal okuması arasında herhangi bir fark var mıdır? Yani kasetten takip ederek hatmetmek kabul olunur mu? Olmaz diye söylentiler duyuyorum. Sizin düşünceniz nedir?
Sponsorlu Bağlantılar


Kurân-ı Kerimin ne olduğunu iyi anlarsak bu sorunun cevabını da anlamış oluruz.

Bildiğiniz gibi, Allah (cc) Kurân-ı Kerimi insanlara hidayet/yol gösterici olmak ve onları sonları konusunda uyarmak için göndermiştir. Kendisi bizzat böyle buyuruyor. Yani insanoğlu Kurân-ı Kerimde yer alan emir ve yasaklara göre yaşar, onu bir hayat rehberi edinirse kurtulur. Dünyasını da ahiretini de garanti altına almış olur. Aksi takdirde doğru yolu bulamaz.

Böyle büyük bir hedef için gönderilen Kurân-ı Kerimin okunmasına, işte bu sebeple sevap verileceği söylenmiştir. Okumak da sevaptır, çünkü onun içindekileri anlamaya götüren yol onu okumaktan geçer. Ama okumak bizatihi bir hedef değildir. Bir vasıtadır, araçtır. Amaç ise onun gösterdiği yoldan gitmektir. Tıpkı sizi üst katlara çıkaracak bir merdiven ya da asansör gibi. Bu merdivende yürümek, ya da asansörden çıkmak çok sevaptır, dense bunun insanı üst katlara çıkarması sebebiyle olduğu anlaşılır. Bu durumda siz merdivenden sürekli inip çıksanız ve hep merdivende kalsanız bu ne anlam ifade eder? İşte Kurân-ı Kerimi okumak da böyle bir şeydir, önce bunu iyi anlamamız gerekir.

İkinci olarak Kurân-ı Kerim dinlemenin, okumaktan sevap olduğu söylenir, niçin? Çünkü hedef onu anlamaktır ve dinlemek ise anlamak için okumaktan daha etkilidir. Okurken insan hem okumak hem de anlamak için enerji sarfeder. Oysa dinleyen insan bütün dikkatini anlamaya verir ve daha iyi anlar. Buna göre bir insan ister radyodan, ister televizyondan dinlemiş olsun, dinlerken daha çok sevap alabilir. Ancak bunun bir riski de vardır: Mushafı bizzat eline almadan bu araçlardan okunan Kurân-ı Kerimi dinleyen insan, dikkatini toparlayamayabilir ve Kurân-ı Kerime karşı saygısı azalabilir. Oysa Kurân-ı Kerimden hakkıyla yararlanabilmenin yollarından birisi, onun kadrini ve mahiyetini bilip ona karşı gereken saygıyı göstermektir. O sıradan bir söz değildir, Yüce Allahın kelamıdır. Eğer dinlediğiniz ortamda saygıyı azaltan konuşmalar, lakırdılar vb şeyleri gidermek suretiyle bu riski ortadan kaldırabilirseniz dinlemek de en azından okumak kadar sevap olabilir.

Konumuzla ilgili olarak burada bir şeyi daha bilmemiz gerekir: Hatim yapma diye bir ibadet yoktur. Kurân-ı Kerim hatim yapmak için okunmaz, yukarıda anlattığımız gayeler için okunur. Hatim, bitirme demektir. Bitirme, ibadet olmaz, okuma ibadet olur. Kurân-ı Kerimi sürekli okuyunca da o biter, yani hatmolur ve biz onu yeniden okumaya başlarız. Durum böyle iken pek çok insanımız Kurân-ı Kerimi hatmetmeyi, ya da hatmettirmeyi nihai bir hedef sanır ve artık görevleri bitmiş gibi: Eh! Çocuklarıma birer hatim yaptırdım diye övünürler. Bu durum Kurân-ı Kerimin ne anlama geldiğini anlamamanın belirtilerindendir.

Kaynak: Prof. Dr. Faruk Beser

aliunal - avatarı
aliunal
Ziyaretçi
29 Ağustos 2009       Mesaj #3
aliunal - avatarı
Ziyaretçi
Konu ile ilgili Bediüzzaman Said Nursi'nin telifi olan "Sikke-i Tasdik-i Gaybi" Sayfa 150 şöyle:
Bizden bir ay uzakta bulunan Risaletü’n-Nur şakirtleri, Üstadımızın hastalığının aynı zamanında hastalığının vaziyetini rüyada aynen gördükleri gibi, Sabri ve Hâfız Ali’nin taifeleri de aynı vakitte burada, yani Kastamonu’da olduğu gibi hasta olan Üstadımızın hesabına daha mühim bir tarzda çalışmışlar. Şöyle ki:
Sabri’nin mektubunun bir parçasıdır.
Üstadım efendim,
Rahatsızlığınız anında oradaki menba-ı Nurun mücahedeleri, bir saat mesai-i mâneviyelerini hâdim-i Kur’ân hesabına yaptıkları gibi, bu havalide de bu seneye mahsus ifa edilen mesai-i diniye, tahdîs-i nimet zımnında zikre vesile olduğu fakire bu sene leyle-i Kadirden bir gün evvel ihtar edildi ki: "Bu sene leyle-i Kadri iki gece yap." Bendeleri de cemaate şöyle söyledim ki: "Üstadım (Sellemehullah ve âfâhu) bazı bu gibi mübarek geceleri bazı maksatlara binaen o leyle-i mübarekeyi ihya için bir gece evvel, hattâ mâhut geceden bir gece sonra daha ihyaya sa’y ederlerdi. Biz de o isre ittibaan onun hesabına leyle-i Kadri iki gece yapacağız diye niyet ve karar ettik. Birinci gecede Evrad-ı Bahaiye ve Tesbihat ve Sekîne ve Delâil-i Hayrat ve Cevşenü’l-Kebîr gibi ders ve virdlerimize çalıştık. İkinci gece keza; hem nasihat... Demek, ittibâ cihetiyle Üstadımızın hesabına yüz cemaatle-tekabbellah-çalıştırılmışız. Sonra Isparta, Atabey, İslâmköy, Kuleönü, ve saire gibi mahallelerde de sair vezaiften mâadâ hergün Kur’ân’ın cüzlerini taksim suretiyle hatm-i Kur’ân, Üstad hesabına bütün Ramazan’da ve Âyetü’l-Kürsî hatimleri kezâ... Şu halde, bu seneye mahsus yapılan ibâdât-ı mâruzaların bir hikmeti varmış ki, bilmediğimiz halde Kastamonulu kardeşlerimiz gibi Üstad hesabına çalıştırılmışız. Fîmâba’d, Rabbim uzun ömürler ihsan etsin, muammer, ebedî şifa ve deva ve inayetler ihsan buyursun. Âmin!
Talebeniz
Sabri



Yine Barla Lahikası, Sayfa 136 da aşağıda:
Üçüncü sualiniz: Üç İhlâs, bir Fatiha, muhtasar bir hatim hükmünde olduğundan ona vakit tahdit edilmez. Her vakitte gayet müstahsendir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Eylül 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
internettn hatim takip edince hatim olurmu sakıncası varmı
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ağustos 2010       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
selamün aleyküm arkadaşlar;
ben kuranı hem bilgisayardan dinliyorum hemde kendi içimden okuyarak takip ediyorum bu hatim sayılır mı?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Mart 2011       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
internettn hatim takip edince hatim olurmu sakıncası varmı
Gece Prensesi - avatarı
Gece Prensesi
Ziyaretçi
10 Ağustos 2011       Mesaj #7
Gece Prensesi - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

internettn hatim takip edince hatim olurmu sakıncası varmı

Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

selamün aleyküm arkadaşlar;
ben kuranı hem bilgisayardan dinliyorum hemde kendi içimden okuyarak takip ediyorum bu hatim sayılır mı?

Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

internettn hatim takip edince hatim olurmu sakıncası varmı


Kur’an-ı kerimi dinlemek, okumaktan daha çok sevaptır. Okumak sünnet, dinlemek farzdır. Fakat dinlemekle hatim olmaz.
Hatim etmek kuranı kerimi okumak demektir.Okuyucu Kuran harflerini mahreçlerinden sesleri ile ağızdan çıkararak okumalıdır.Dinlemek okumak olmadığından sadece dinleyene sevap vardır ama hatim edilmiş olmamaktır.
Mukabele dinlemek çok sevap olmasına rağmen, TV’den, radyodan veya kasetten dinlemekle çok sevab olmaz. Yalnız öğrenmek niyetiyle dinlenebilir.
Kuranı kerimi canlı insan sesinden dinlemek aynı zamanda sevap oluşturmasını da sağlar.
Bu cihetle canlı okuyucuya da teşvik olunmuş olunur
Aynı zamanda Kur’an-ı kerimin mealini okumak hatim yerine geçmez.

Dinlemekle hatim olmaz demek dinlemeyin demek değildir.
Dinleme sevabına kavuşulur. Hatim okuyanı Mushaf’tan gözle takip etmek daha uygundur, gözler de ibadet etmiş olur. Hatim okunurken başka iş yapmayıp sadece dinlemelidir. Ayrıca radyodan, TV’den veya internetten dinlerken, sevab olması için kendisinin okuması şarttır. Cihazdan dinlemekle sevab olmaz. Baştan sonuna kadar kendisi de, okursa hatim sevabı alır.

Kur’an’ı okuyanlar okuma sevabı alırlar, dinleyenler ise dinleme sevabı alırlar. Fakat Kur’an okumada asıl olan hiçbir şey anlamadan hatim indirmek değil; onu anlamaya ve yaşamaya çalışmaktır. Kur’an’a bu şekilde yaklaşanlar çok sevap alırlar. Bir kasetten, cd’den Kur’an dinleyecekseniz mealli olanlardan dinleyin. Yani önce ayetin Arapçasını, ardından Türkçe mealini… Böylece yavaş yavaş Kur’an’ı anlamaya başlarsınız.

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

Kur’ân okunduğu zaman onu dinleyin ve susun; belki ikram görürsünüz.” (A’raf, 7/204)

Kur’an’ı okumak da dinlemek de ibadettir. Fakat ikisi de okunan Kur’an’ın anlaşılması amacına bağlıdır. Anlaşılmadan salt okumanın veya dinlemenin kişiye yararlı olacağını gösteren hiçbir delil bulunmamaktadır. Zira Allah Teala birçok ayette Kur’an’ın anlaşılması ve yaşanması için nazil olduğunu haber vermiştir. Kur’an’ı okumakta veya dinlemekte amaç bu olmalıdır. Durum böyle olunca bizzat okumanın anlamaya daha yakın olduğu bir gerçektir.

Bunlar Kur’an üzerinde akıl yormazlar mı? Yoksa kalp*leri üzerinde kilitler mi vardır?” (Muhammed 47/24)

And olsun ki, biz Kuran’ı, üzerinde dü*şünülsün diye kolaylaştırdık; ama hani düşünen?” (Kamer 54/17, 22, 32 ve 40)

Müslümanlar Kur’an üzerinde düşünmeyi asırlarca unuttular. Kur’an üzerinde akıl yorma gereği unutulunca o, ulaşılamaz, erişilemez bir kutsal sayıldı ve onu anlayamayacağımız şeklinde bir ka*naat oluştu. Sonra eskilerin her şeyi hallettiği savunuldu ve yeniliklere kapılar kapandı. Nihayet Kur’an, sevap kazanmak için okunan bir kitap haline dönüştü.

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

Bu Kur’an, gerçekten en doğruya ve en sağlama ulaştırır.” (İsra 17/9)

Kur’an, gerçekten en doğru ve en sağlam olana ulaştırır. Fakat o, anlamak için değil de sadece sevap olsun diye okunursa onunla bir yere ulaşılamaz. Böyle bir şey, tıpkı kaliteli bir balın, sırf görüntüsü ve ko*kusu ile yetin*meye benzer. Yenmeyen balın vücuda ne faydası olur. Müslümanlar asırlardır böyle yapmışlar ve Kur’an ile yeterince beslenememişlerdir. Geleneksel kültür kalıpları ile hurafeler iç içe girmiş, halkı hurafeler sarmıştır.

Kur’an okumada asıl maksat onu okumuş olmak değil, onu anlamak, düşünmek ve ona göre davranmaktır.

Abdullah İbn Mes’ûd şöyle demiştir: “Kur’an, ona uyulsun diye indirildi ama insanlar tuttu, onu okumayı ibadet saydılar.”

Abdullah İbn Ömer de şöyle demiştir: “Biz Kur’ân’dan evvel imanı elde etmeye çalıştığımız uzun bir dönem yaşadık. Kur’ân sûre sûre nazil oluyordu. Bu sûrelerin helâl ve haramını, emir ve yasaklarını öğrenirdik. Şimdi ise imandan evvel Kur’ân’a yapışan, Fatiha suresinden başlayarak sonuna kadar okuyan, fakat Kur’ân’ın emri nedir, yasağı nedir ve neyin yanında durmak gerekir; katiyyen bilmeyen, okuduğu Kur’ân ayetlerini çürük hurmalar gibi sağa-sola serpen nice kişiler görüyorum.”

Gaye Kur'an'ı hatmetmek değil, düşünmek ve anlamak olduğu için, dinleyen okuyandan daha çok sevap alır. Çünkü dinlerken daha iyi düşünülür. Ama müslümanın Kur'an okumayı bilmesi de ayrı bir görevdir. Yani, nasıl olsa dinlemek daha sevap, diye Kur'an okumayı öğrenmemek câiz olmaz.


KAYNAK:http://www.cennetyolu.biz/forum/showthread.php?t=15969
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Temmuz 2013       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
nurhanb. adlı kullanıcıdan alıntı

selamuneleykum
bilgisayardan dinleyerek kuran hatmi yapılmış sayılırmı?

evet sayılır dün ben nihat hatipoğlunu dinlerken duymuştum tv yada pc den sayılırmış sadece içinden okuyacaksın
_Ceyda_ - avatarı
_Ceyda_
Ziyaretçi
21 Temmuz 2013       Mesaj #9
_Ceyda_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

selamün aleyküm arkadaşlar;
ben kuranı hem bilgisayardan dinliyorum hemde kendi içimden okuyarak takip ediyorum bu hatim sayılır mı?

Evet , sayılır.Ayrıca bu daha çok sevaptır.Allah kabul etsin Msn Happy
Emrtplglu - avatarı
Emrtplglu
Ziyaretçi
3 Haziran 2014       Mesaj #10
Emrtplglu - avatarı
Ziyaretçi
Kur-an'ı dinlerken sizde içinizden sessizce okursanız hatim etmiş olursunuz.

Benzer Konular

25 Ekim 2011 / asla_asla_deme X-Sözlük
3 Mart 2011 / Misafir Soru-Cevap
18 Haziran 2010 / _Yağmur_ Müslümanlık/İslamiyet
5 Aralık 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış