Daha evvel uluslar arası ziyaretler çerçevesinde sürdürülen diplomasi hareketleri ve ticari faaliyetler iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, daha doğrusu devrimler ile uluslar arası ziyaretlerden daha çok bu ilişkilerde iletişim teknolojilerinin kullanımı ön plana çıkmıştır. İnformasyon akışında sınırların ortadan kalkması,yani informasyonun uluslar arası dolaşımı, karar sürecinde önemli öğe olan informasyonun kullanımı, karar süreçlerinde yer alan hemen her kademe yetki sahiplerinin ve toplumsal yaşamını düzenleyen bireylerin en önemli kaçınılmaz temel dayanağı haline gelmiştir.
Her ne kadar, ekonomistler tanımlarının çoğunda ekonomik boyutu öne çıkararak küreselleşmeyi, ekonomik faaliyetlerin dünya çapında birbirine bağlanması anlamında, sermaye, yönetim, istihdam, bilgi, doğal kaynaklar ve organizasyonun uluslar arası hale geldiği ve tam anlamıyla karşılıklı bağımlılaştığı, bir ekonomik ve siyasal yapılanmadır. Ekomik rekabetin zemini milli ekonomiler olmaktan çıkarak dünya gezegeninin tamamıdır(Koçdemir, 2000; 154), şeklinde tanımlamış olsa da bu bağımlılığa aracılık eden öğenin uluslar arası iletişim olduğu yadsınamaz. Çünkü bu faaliyetlerin hepsi enformasyon gerektirir ve bunun taşıyıcısı da iletişim araçlarıdır.
Ayrıca dünyaya enformasyon dağıtan uluslar arası düzeyde faaliyet gösteren iletişim örgütleri de bizatihi kendisi ekonomik bir faaliyet olarak kendi alanında tüm dünya ülkelerine hizmet sunmaktadır. Mal ve hizmet üreten örgütlerin, ürünlerini dünya pazarlarına sunan, tanıtan, daha doğrusu pazarlama araçları olarak hizmet veren kurumlar iletişim örgütleridir.
Öte yandan, “küreselleşme toplumlar, kültürler, kurumlar ve dünyadaki insanlar arasındaki kompleks bağlantıların hızlı bir şekilde gelişmesi sürecini ifade eder. Zaman ve yer baskısını içeren bu süreç onlar arasındaki zamanı dramatik bir şekilde azaltarak uzaklığı en aza indirger. Böylece insanları birbirine yakınlaştırır ve dünyayı küçük (McLuhan’ın dediği gibi “köy”) hale getirir. Bu süreç yerel bağlamdan küresel bağlama bizim günlük yaşamımızı yöneten ilişkileri ortadan kaldırarak, sosyal ilişkileri güçlendirir ( Tomlinson, 1997; 170). İştebu süreç genelleştirmenin en üst düzeyinde Anthony Giddens tarfından da belirtildiği gibitam anlamıyla küreselleşmedir.
Oldukça sıradan, herkesin bildiği dünyanın küçük bir köy olarak nitelendirmesinin gerisinde yatan temel düşünce iletişim araçlarının dünyayı bu denli küçük bir köy haline getirmedeki son derece önemli bir role sahip olmasıdır. Bu bağlamda küreselleşmeyi sağlayanen önemli aracın iletişim olduğunu söylemek, ileri gidilmiş bir söylem olmayacaktır. Bualgının nasıl oluştuğunu anlayabilmek için yeni bir kavram olmayan ve kökleri çok geçmişe uzanan küreselleşmeye tarihsel bir süreçte bakmak kaçınılmaz olmaktadır.