Elektriğin Depolanması Nasıl Olur ?
Elektriğin Depolanması
Elektriği depolamanın en yaygın olarak kullanılan yöntemi, elektrik enerjisini akü veya pil düzeneklerinde kimyasal enerjiye dönüştürerek saklamak. Aslında bu ve benzer kimyasal süreçlerle, istendiği kadar elektrik enerjisi depolanabilir. Fakat çok pahalı bir yöntem olduğundan, ancak özel uygulamalarda kullanım alanı bulabiliyor. Binlerce amper-saatlik elektrik enerjisi depolayabilmesine rağmen, yine de büyük ölçekli sayılmaz. Farklı bir kimyasal seçenek olarak; örneğin, elektrik suyun elektrolizinde büyük ölçekte kullanılıp, elde edilen hidrojen ve oksijen gazları, gerektiğinde kullanılacak yakıtlar olarak saklanabilir. Bu da görece pahalı olmakla beraber, kentlerdeki hava kirliliğini azaltmak amacıyla hidrojenli arabalar devreye girdiğinde, nükleer santrallar aracılığıyla devreye sokulması düşünülen bir yöntem. Doğaldır ki en iyi çözüm, söz konusu elektrolizi, güneş enerjisiyle elde edilen elektrikle yapabilmek. Fakat, güneş gözesi verimleri halen düşük olduğundan, bu yöntem de şimdilik pahalı.
Enerjinin formunu her değiştirdiğimizde, ek maliyetler doğuyor. Dolayısıyla bir yandan da elektriği, başka bir enerji türüne dönüştürmeksizin, doğrudan depolamanın yöntemleri üzerinde çalışılıyor. Seçeneklerden birisi, süperiletken sarımlara dayalı bir ‘manyetik-dinamik’ yöntem. Elektrik şebekelerinde üretimin talebi aştığı zamanlarda, o anki fazlalık elektriği depolayıp, üretimin yetersiz kalacağı zamanlarda kullanabilmeyi amaçlıyor. Bu yöntemde; büyük miktarlarda enerji taşıyan yüksek gerilimli akımlar, süperiletken bir bobine gönderiliyor. Akım, teorik olarak sıfır dirence sahip bulunan sarımların içerisinde dolaşıp dururken, hiç enerji kaybetmiyor. Akımın taşıdığı enerji bu sırada, bobinin içinde oluşturduğu büyük ölçekli manyetik alanlarda depolanmış oluyor. Gerektiğinde gerilimi düşürülerek, tekrar kullanılabiliyor. Geliştirilme aşamasında...