Arama

Muhsin Ertuğrul'un Türk tiyatrosu ile ilgili çalışmaları nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 24 Aralık 2013 Gösterim: 22.012 Cevap: 13
Misafiriş - avatarı
Misafiriş
Ziyaretçi
23 Aralık 2009       Mesaj #1
Misafiriş - avatarı
Ziyaretçi
Muhsin Ertuğrul`un Türk tiyatrosu ile ilgili çalışmaları nelerdir?
EN İYİ CEVABI _cesminaz_ verdi
Hem tiyatro hem de sinema alanında Türkiye'de ilk önemli katkıları gerçekleştiren Muhsin Ertuğrul,Tefeyyüz Mektebi’nde, Topbaşı Rüştiyesi’nde, Mercan İdadisi’nde okudu. 1909'da Erenköy'deki Burhanettin Tiyatrosu’nda Arthur Conan Doyle'ın Sherlock Holmes oyununda 'Bob' rolüyle ilk kez sahneye çıktı. Bu toplulukla birçok oyunda rol aldı. 1911'de tiyatro eğitimi için Paris'e gitti. Orada Comedie Française ve birçok Rus tiyatro topluluklarının oyunlarını izledi. 1913'te Bursa'da Millet Tiyatrosu adıyla İsmail Galip Arcan, Behzad Butak ve Kemal Emin Bara ile kurduğu toplulukla çok sayıda yabancı oyunu sahneledi ve bu oyunlarda oynadı. Aynı yıl Şehzadebaşı'nda Ertuğrul Sineması'nı açtı. Burada film gösterileri yanısıra Karanlık İçinde Buse, Fener Bekçileri gibi oyunlar da sunuldu. Tekrar Paris'e giderek Jacques Copeau ve Andre Antoine'ın Odeon Tiyatrosu’ndaki çalışmalarını izledi. 1914'te Darülbedayi Osmani adıyla kurulan (daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları adını alacak olan kurum) Müzik ve Tiyatro Okulu'nun kuruluş çalışmalarında Reşat Rıdvan Bey ile Andre Antoine'a yardımcı oldu. Aynı yıl açılan sınavla Darülbedayi'ye yardımcı öğretmen olarak atandı. 1918'de Berlin'e giderek sinemayla tanıştı. 1919 - 1920'de kendi adına Berlin'de bir film şirketi kurdu ve Samson adlı filmi çekti. Diğer film şirketleri için de yönetmenlik yaptı. 1921'de İstanbul'a dönüp Darülbedayi'ye yönetmen olarak katıldı. Uzun yıllar hem sinema hem de tiyatro oyunları yönetti. 1947'de kurulmakta olan Devlet Tiyatrosu'nu yönetmek üzere Ankara Devlet Konservatuvarı Tatbikat Sahnesi'nin başına getirildi.
Türkiye'de ilk kez Brecht’in bir oyununu ve Shakespeare’in 400. doğum yıldönümü nedeniyle beş sahnede beş Shakespeare oyunu sahneletti. Bu çalışmaları nedeniyle bazı eleştirilere hedef oldu. 1966’da İstanbul Belediye Meclisi’nin kararıyla baş rejisörlük kadrosu kaldırıldı. Kamuoyunda, mecliste ve medyada büyük tepkilere yol açan "Muhsin Ertuğrul olayı", Türk tiyatrosuna indirilen bir darbe olarak yorumlandı. Muhsin Ertuğrul, yeniden çağrılmasına karşın Şehir Tiyatrosu’nda görev almadı. 23 Ekim 1971’de Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya verilen Devlet Kültür Armağanı’na layık görülen Ertuğrul, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nde “tiyatro eleştirisi” dersleri, LCC Tiyatro Okulu'nda sahne dersleri vermekteydi.
Sponsorlu Bağlantılar
Türkiye'nin ilk özel film yapım şirketi olan Kemal Film’in yerli film yapımına başlaması için yardımcı oldu. 1923 yılında çektiği Ateşten Gömlek filminde baş rolde oynayan Neyyire Neyir ile evlendi. Ertuğrul, 1931 yılında ilk sesli Türk filmi olan "İstanbul Sokaklarında"yı çekti.
1941 yılında eşiyle birlikte Perde ve Sinema adlı bir dergi çıkarmaya başladı. 1947'de Ankara'da Küçük Tiyatro, 1948'de Büyük Tiyatro'yu, 1955'te Oda Tiyatrosu'nu açtı. Daha bir çok tiyatro salonunun açılmasına öncülük etti. Tiyatro tarihine ve Türk tiyatrosunun gelişmesine çok önemli ölçülerde katkıda bulundu.
Çeşitli aralıklarla Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Şehir Tiyatroları Baş rejisörlüğü görevini sürdürdü. Türk Tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilen Muhsin Ertuğrul 1979'da İstanbul'da vefat etti.
Ölümünden bir ay önce Ege Üniversitesi Senatosu, Türk tiyatro ve sinemasına yaptığı hizmetler nedeniyle Muhsin Ertuğrul’u “fahri doktor” unvanına layık görmüştü. Ölümünden sonra İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Harbiye Sahnesi, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu adını aldı.
Son düzenleyen _cesminaz_; 3 Ocak 2010 22:43
_cesminaz_ - avatarı
_cesminaz_
Ziyaretçi
3 Ocak 2010       Mesaj #2
_cesminaz_ - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Hem tiyatro hem de sinema alanında Türkiye'de ilk önemli katkıları gerçekleştiren Muhsin Ertuğrul,Tefeyyüz Mektebi’nde, Topbaşı Rüştiyesi’nde, Mercan İdadisi’nde okudu. 1909'da Erenköy'deki Burhanettin Tiyatrosu’nda Arthur Conan Doyle'ın Sherlock Holmes oyununda 'Bob' rolüyle ilk kez sahneye çıktı. Bu toplulukla birçok oyunda rol aldı. 1911'de tiyatro eğitimi için Paris'e gitti. Orada Comedie Française ve birçok Rus tiyatro topluluklarının oyunlarını izledi. 1913'te Bursa'da Millet Tiyatrosu adıyla İsmail Galip Arcan, Behzad Butak ve Kemal Emin Bara ile kurduğu toplulukla çok sayıda yabancı oyunu sahneledi ve bu oyunlarda oynadı. Aynı yıl Şehzadebaşı'nda Ertuğrul Sineması'nı açtı. Burada film gösterileri yanısıra Karanlık İçinde Buse, Fener Bekçileri gibi oyunlar da sunuldu. Tekrar Paris'e giderek Jacques Copeau ve Andre Antoine'ın Odeon Tiyatrosu’ndaki çalışmalarını izledi. 1914'te Darülbedayi Osmani adıyla kurulan (daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları adını alacak olan kurum) Müzik ve Tiyatro Okulu'nun kuruluş çalışmalarında Reşat Rıdvan Bey ile Andre Antoine'a yardımcı oldu. Aynı yıl açılan sınavla Darülbedayi'ye yardımcı öğretmen olarak atandı. 1918'de Berlin'e giderek sinemayla tanıştı. 1919 - 1920'de kendi adına Berlin'de bir film şirketi kurdu ve Samson adlı filmi çekti. Diğer film şirketleri için de yönetmenlik yaptı. 1921'de İstanbul'a dönüp Darülbedayi'ye yönetmen olarak katıldı. Uzun yıllar hem sinema hem de tiyatro oyunları yönetti. 1947'de kurulmakta olan Devlet Tiyatrosu'nu yönetmek üzere Ankara Devlet Konservatuvarı Tatbikat Sahnesi'nin başına getirildi.
Türkiye'de ilk kez Brecht’in bir oyununu ve Shakespeare’in 400. doğum yıldönümü nedeniyle beş sahnede beş Shakespeare oyunu sahneletti. Bu çalışmaları nedeniyle bazı eleştirilere hedef oldu. 1966’da İstanbul Belediye Meclisi’nin kararıyla baş rejisörlük kadrosu kaldırıldı. Kamuoyunda, mecliste ve medyada büyük tepkilere yol açan "Muhsin Ertuğrul olayı", Türk tiyatrosuna indirilen bir darbe olarak yorumlandı. Muhsin Ertuğrul, yeniden çağrılmasına karşın Şehir Tiyatrosu’nda görev almadı. 23 Ekim 1971’de Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya verilen Devlet Kültür Armağanı’na layık görülen Ertuğrul, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nde “tiyatro eleştirisi” dersleri, LCC Tiyatro Okulu'nda sahne dersleri vermekteydi.
Sponsorlu Bağlantılar
Türkiye'nin ilk özel film yapım şirketi olan Kemal Film’in yerli film yapımına başlaması için yardımcı oldu. 1923 yılında çektiği Ateşten Gömlek filminde baş rolde oynayan Neyyire Neyir ile evlendi. Ertuğrul, 1931 yılında ilk sesli Türk filmi olan "İstanbul Sokaklarında"yı çekti.
1941 yılında eşiyle birlikte Perde ve Sinema adlı bir dergi çıkarmaya başladı. 1947'de Ankara'da Küçük Tiyatro, 1948'de Büyük Tiyatro'yu, 1955'te Oda Tiyatrosu'nu açtı. Daha bir çok tiyatro salonunun açılmasına öncülük etti. Tiyatro tarihine ve Türk tiyatrosunun gelişmesine çok önemli ölçülerde katkıda bulundu.
Çeşitli aralıklarla Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Şehir Tiyatroları Baş rejisörlüğü görevini sürdürdü. Türk Tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilen Muhsin Ertuğrul 1979'da İstanbul'da vefat etti.
Ölümünden bir ay önce Ege Üniversitesi Senatosu, Türk tiyatro ve sinemasına yaptığı hizmetler nedeniyle Muhsin Ertuğrul’u “fahri doktor” unvanına layık görmüştü. Ölümünden sonra İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Harbiye Sahnesi, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu adını aldı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Mayıs 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hem tiyatro hem de sinema alanında Türkiye'de ilk önemli katkıları gerçekleştiren Muhsin Ertuğrul,Tefeyyüz Mektebi’nde, Topbaşı Rüştiyesi’nde, Mercan İdadisi’nde okudu. 1909'da Erenköy'deki Burhanettin Tiyatrosu’nda Arthur Conan Doyle'ın Sherlock Holmes oyununda 'Bob' rolüyle ilk kez sahneye çıktı. Bu toplulukla birçok oyunda rol aldı. 1911'de tiyatro eğitimi için Paris'e gitti. Orada Comedie Française ve birçok Rus tiyatro topluluklarının oyunlarını izledi. 1913'te Bursa'da Millet Tiyatrosu adıyla İsmail Galip Arcan, Behzad Butak ve Kemal Emin Bara ile kurduğu toplulukla çok sayıda yabancı oyunu sahneledi ve bu oyunlarda oynadı. Aynı yıl Şehzadebaşı'nda Ertuğrul Sineması'nı açtı. Burada film gösterileri yanısıra Karanlık İçinde Buse, Fener Bekçileri gibi oyunlar da sunuldu. Tekrar Paris'e giderek Jacques Copeau ve Andre Antoine'ın Odeon Tiyatrosu’ndaki çalışmalarını izledi. 1914'te Darülbedayi Osmani adıyla kurulan (daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları adını alacak olan kurum) Müzik ve Tiyatro Okulu'nun kuruluş çalışmalarında Reşat Rıdvan Bey ile Andre Antoine'a yardımcı oldu. Aynı yıl açılan sınavla Darülbedayi'ye yardımcı öğretmen olarak atandı. 1918'de Berlin'e giderek sinemayla tanıştı. 1919 - 1920'de kendi adına Berlin'de bir film şirketi kurdu ve Samson adlı filmi çekti. Diğer film şirketleri için de yönetmenlik yaptı. 1921'de İstanbul'a dönüp Darülbedayi'ye yönetmen olarak katıldı. Uzun yıllar hem sinema hem de tiyatro oyunları yönetti. 1947'de kurulmakta olan Devlet Tiyatrosu'nu yönetmek üzere Ankara Devlet Konservatuvarı Tatbikat Sahnesi'nin başına getirildi.


Kaynak: Muhsin Ertuğrul'un Türk tiyatrosu ile ilgili çalışmaları nelerdir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Mayıs 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hem tiyatro hem de sinema alanında Türkiye'de ilk önemli katkıları gerçekleştiren Muhsin Ertuğrul,Tefeyyüz Mektebi’nde, Topbaşı Rüştiyesi’nde, Mercan İdadisi’nde okudu. 1909'da Erenköy'deki Burhanettin Tiyatrosu’nda Arthur Conan Doyle'ın Sherlock Holmes oyununda 'Bob' rolüyle ilk kez sahneye çıktı. Bu toplulukla birçok oyunda rol aldı. 1911'de tiyatro eğitimi için Paris'e gitti. Orada Comedie Française ve birçok Rus tiyatro topluluklarının oyunlarını izledi. 1913'te Bursa'da Millet Tiyatrosu adıyla İsmail Galip Arcan, Behzad Butak ve Kemal Emin Bara ile kurduğu toplulukla çok sayıda yabancı oyunu sahneledi ve bu oyunlarda oynadı. Aynı yıl Şehzadebaşı'nda Ertuğrul Sineması'nı açtı. Burada film gösterileri yanısıra Karanlık İçinde Buse, Fener Bekçileri gibi oyunlar da sunuldu. Tekrar Paris'e giderek Jacques Copeau ve Andre Antoine'ın Odeon Tiyatrosu’ndaki çalışmalarını izledi. 1914'te Darülbedayi Osmani adıyla kurulan (daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları adını alacak olan kurum) Müzik ve Tiyatro Okulu'nun kuruluş çalışmalarında Reşat Rıdvan Bey ile Andre Antoine'a yardımcı oldu. Aynı yıl açılan sınavla Darülbedayi'ye yardımcı öğretmen olarak atandı. 1918'de Berlin'e giderek sinemayla tanıştı. 1919 - 1920'de kendi adına Berlin'de bir film şirketi kurdu ve Samson adlı filmi çekti. Diğer film şirketleri için de yönetmenlik yaptı. 1921'de İstanbul'a dönüp Darülbedayi'ye yönetmen olarak katıldı. Uzun yıllar hem sinema hem de tiyatro oyunları yönetti. 1947'de kurulmakta olan Devlet Tiyatrosu'nu yönetmek üzere Ankara Devlet Konservatuvarı Tatbikat Sahnesi'nin başına getirildi.


Kaynak: Muhsin Ertuğrul'un Türk tiyatrosu ile ilgili çalışmaları nelerdir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Ocak 2012       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
rönesans döneminde tek merkezli tiyatro anlayışı geliştirildi. önceden çok merkezli bir sistem vardı. peki bu gelişim olmasaydı günümüzde tiyatro nerede nasıl ve ne durunda oynanırdı?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Şubat 2012       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hem tiyatro hem de sinema alanındaTürkiye'de ilk önemlikatkıları gerçekleştirenMuhsin Ertuğrul,Tefeyyüz Mektebi’nde,Topbaşı Rüştiyesi’nde, Mercan İdadisi’nde okudu. 1909'da Erenköy'deki Burhanettin Tiyatrosu’nda Arthur Conan Doyle'ın Sherlock Holmes oyununda 'Bob' rolüyle ilk kez sahneye çıktı. Bu toplulukla birçok oyunda rol aldı. 1911'de tiyatro eğitimi için Paris'e gitti. Orada Comedie Française ve birçok Rus tiyatro topluluklarının oyunlarını izledi. 1913'te Bursa'da Millet Tiyatrosu adıyla İsmail Galip Arcan, Behzad Butak ve Kemal Emin Bara ile kurduğu toplulukla çok sayıda yabancı oyunu sahneledi ve bu oyunlarda oynadı. Aynı yıl Şehzadebaşı'ndaErtuğrul Sineması'nı açtı. Burada film gösterileri yanısıra Karanlık İçinde Buse, Fener Bekçileri gibi oyunlar da sunuldu. Tekrar Paris'e giderek Jacques Copeau ve Andre Antoine'ın Odeon Tiyatrosu’ndaki çalışmalarını izledi. 1914'te Darülbedayi Osmani adıyla kurulan (daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları adını alacak olan kurum) Müzik ve Tiyatro Okulu'nun kuruluş çalışmalarında Reşat Rıdvan Bey ile Andre Antoine'a yardımcı oldu. Aynı yıl açılan sınavla Darülbedayi'ye yardımcı öğretmen olarak atandı. 1918'de Berlin'e giderek sinemayla tanıştı. 1919 - 1920'de kendi adına Berlin'de bir film şirketi kurdu ve Samson adlı filmi çekti. Diğer film şirketleri için de yönetmenlik yaptı. 1921'de İstanbul'a dönüp Darülbedayi'ye yönetmen olarak katıldı. Uzun yıllar hem sinema hem de tiyatro oyunları yönetti. 1947'de kurulmakta olan Devlet Tiyatrosu'nu yönetmek üzere Ankara Devlet Konservatuvarı Tatbikat Sahnesi'nin başına getirildi.
Türkiye'de ilk kez Brecht’in bir oyununu ve Shakespeare’in 400. doğum yıldönümü nedeniyle beş sahnede beş Shakespeare oyunu sahneletti. Bu çalışmaları nedeniyle bazı eleştirilere hedef oldu. 1966’da İstanbul Belediye Meclisi’nin kararıyla baş rejisörlük kadrosu kaldırıldı. Kamuoyunda, mecliste ve medyada büyük tepkilere yol açan "Muhsin Ertuğrul olayı",Türk tiyatrosuna indirilen bir darbe olarak yorumlandı.Muhsin Ertuğrul, yeniden çağrılmasına karşın Şehir Tiyatrosu’nda görev almadı. 23 Ekim 1971’de Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya verilen Devlet Kültür Armağanı’na layık görülenErtuğrul, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nde “tiyatro eleştirisi” dersleri, LCC Tiyatro Okulu'nda sahne dersleri vermekteydi.
Türkiye'nin ilk özel film yapım şirketi olan Kemal Film’in yerli film yapımına başlaması için yardımcı oldu. 1923 yılında çektiği Ateşten Gömlek filminde baş rolde oynayan Neyyire Neyir ile evlendi.Ertuğrul, 1931 yılında ilk sesliTürk filmi olan "İstanbul Sokaklarında"yı çekti.
1941 yılında eşiyle birlikte Perde ve Sinema adlı bir dergi çıkarmaya başladı. 1947'de Ankara'da Küçük Tiyatro, 1948'de Büyük Tiyatro'yu, 1955'te Oda Tiyatrosu'nu açtı. Daha bir çok tiyatro salonunun açılmasına öncülük etti. Tiyatro tarihine veTürk tiyatrosunun gelişmesine çok önemli ölçülerde katkıda bulundu.
Çeşitli aralıklarla Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Şehir Tiyatroları Baş rejisörlüğü görevini sürdürdü.Türk Tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilenMuhsin Ertuğrul 1979'da İstanbul'da vefat etti.
Ölümünden bir ay önce Ege Üniversitesi Senatosu,Türk tiyatro ve sinemasına yaptığı hizmetler nedeniyleMuhsin Ertuğrul’u “fahri doktor”unvanına layık görmüştü. Ölümünden sonra İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Harbiye Sahnesi,Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu adını aldı.

Kaynak: Muhsin Ertuğrul'un Türk tiyatrosu ile ilgili çalışmaları nelerdir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Şubat 2012       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ben muhsin ertuğrul un hayatını değil , muhsin ertuğrul un türk tiyatrosuna katkılarını arıyorum
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Şubat 2012       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen bana muhsin ertuğrul un türk sinemasına katkılarını verir misiniz?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Şubat 2012       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Muhsin Ertuğrul'un Türk Tiyatrosuna KatkılarıMuhsin Ertuğrul

Çağdaş Türk tiyatrosunun temelini atan ve geliştiren Muhsin Ertuğrul 29 Nisan 1979'da İzmir’de öldü. Ölümünden bir ay önce Ege Üniversitesi Senatosu, Türk tiyatro ve sinemasına yaptığı hizmetler nedeniyle Ertuğrul’a “fahri doktor” unvanı vermişti. 7 Mart 1892’de İstanbul’da doğan Muhsin Ertuğrul, özel Tefeyyüz Mektebi’nde okurken tiyatroya ilgi duydu ve aktör olmaya karar verdi. 30 Temmuz 1910’da Burhanettin Kumpanyası’nda sahneye çıktı ve Othello, Hamlet piyeslerini oynadı. Bir süre sonra İsmail Galip Arcan, Behzat Budak gibi oyuncu arkadaşlarıyla kurduğu “Yeni Turan Temsil Heyeti”nde yönetmenlik ve oyunculuk yaptı, Şehzadebaşı’nda açtığı Ertuğrul Sineması’nda ise film önesi kısa gösteriler sundu. Muhsin Ertuğrul, 1913 sonunda karıştığı bir siyasi olay nedeniyle sınırdışı edilince Fransa’ya gitti. Paris konservatuvarına tüm uğraşmalarına karşın giremedi, ancak oradaki tiyatrolar ve sinema stüdyolarında gözlemler yaptı. İstanbul’a döndüğünde “Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşları” topluluğunu kuran sanatçı, kuruluş çalışmalarına katıldığı Darülbedayi’de öğretmenliğe atandı. Ancak, I. Dünya Savaşı başlayınca Darülbedayi, tiyatro okulu olmaktan çıkıp bir tiyatro topluluğuna dönüştü. Bunun üzerine sanatçı Berlin’e giderek sinema ve tiyatro incelemerinde bulundu, Karanlıkta Işık filminde uzun bir rol oynadıktan sonra İstanbul’a döndü. 1917’de Halit Fahri Ozansoy’un Baykuş piyesini sahneleyen Ertuğrul, başrolde ihtiyar bir köylüyü oynadığında 25 yaşındaydı. Kısa bir süre yeniden Berlin’e giderek Beranien Düşesi filminde ihtilalci bir subay rolünü oynadı ve yurda döndükten birkaç ay sonra Temaşa dergisinde sinema eleştirileri yazdı. Robert Kolej’de, Halide Edip’in librettosunu yazdığı, Vedi Sabar’nın bestelediği Kenan Çobanları operasını hazırladı. İstanbul Film Şirketi adınai başrolünü de oynadığı Samson filmini çekti, yanı sıra Üstat Film Şirketi’nde yönetmenlik yaptı. 1921’de Darülbedayi’de yönetmen olarak göreve başlayan Ertuğrul, yönetin kurulunun ve diğer birimlerin sanatçılardan oluşması için girişimlerde bulununca, arkadaşlarıyla birlikte Darülbedayi’den çıkarıldı. Bunu üzerine çeşitli filmler çekmeye başladı ve Kurtuluş Savaşı üzerine ilk belgesel sayılan Zafer Yolları adlı filmini gerçekleştirdi. Türk tiyatro tarihinde “Ferah dönemi” olarak bilinen çalışmalarını Ferah Sineması’nda sürdürürken 1925’te gittiği Sovyetler Birliği’nde Meyerhold, Stanislavski, Ayzenştayn gibi sanatçılarla tanıştı; Tamilla ile Spartaküs filmlerini çekti. İstanbul’a döndüğünde Belediye Başkanı Muhittin Üstündağ’ın önerisiyle Darülbedayi’de sanat yönetmeni oldu. İlk sesli Türk filmi olan İstanbul Sokaklarında ve Bir Millet Uyanıyor filmlerinin çeken Ertuğrul, bu dönemde operetlerle revülere ağırlık verdi ve 15 Aralık 1932’de “Goethe Madalyası” ile onurlandırıldı. Karım Beni Aldatırsa, Söz Bir Allah Bir, Leblebici Horhor Ağa, Aysel Bataklı Damın Kızı filmlerinde senarist olarak Mümtaz Osman takma adını kullanan Nâzım Hikmet’le çalıştı. Eşi Neyyire Neyir ile bir süre Perde ve Sahne dergisini çıkaran Ertuğrul, açılması için uğraş verdiği İstanbul Açık Hava Tiyatrosu’nda Kral Oidipus’u sahneledi. 1949 Temmuz’unda Devlet Tiyatrsosu ve Operası genel müdürlüğüne atandı ve Büyük Tiyatro’yu gösterilere açtı. Bir Komiser Geldi oyunundaki müfettiş rolüyle oyuncu olarak son kez sahnede görünen sanatçı, 1950’de Büyük Tiyatro’da balo yapılmasına karşı çıkınca Demokrat Parti iktidarının tepkisini çekti ve görevinden istifa etti. Türkiye’de Batılı anlamda ilk özel tiyatro “Küçük Sahne”yi, Yapı Kredi Bankası’nın desteğiyle kuran Ertuğrul, Devlet Tiyatroları genel müdürlüğüne ikinci kez atandığında, tiyatronun Adana, İzmir ve Bursa sahnelerini açtı. 1958’de görevden alınan sanatçı, bir yıl sonra İstanbul Şehir Tiyatrosu başrejisörü oldu; Kadıköy, Fatih, Üsküdar, Zeytinburnu sahnelerini açtı. 1964’te Türkiye’de ilk kez Brecht’in bir oyununu Sezuan’ın İyi İnsanı’nı ve Shakespeare’in 400. doğum yıldönümü nedeniyle beş sahnede beş Shakespeare oyunu sahneletti. Bu çalışmaları eleştiriler aldı ve 1966’da İstanbul Belediye Meclisi’nin kararıyla başrejisörlük kadrosu kaldırıldı. Basında ve TBMM’de sürekli tartışılan “Muhsin Ertuğrul Olayı” tiyatroya indirilen tiyatroya indirilen bir darbe olarak yorumlandı. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nde “tiyatro eleştirisi” dersleri veren Erturğrul, yeniden çağrılmasına karşın Şehir Tiyatrosu’nda görev almadı. Kültür Bakanı Talât Halman’ın çabasıyla 23 Ekim 1971’de Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya, Muhsin Ertuğrul’a Devlet Kültür Armağanı verildi. Şehir Tiyatroları genel sanat yönetmenliğine atandığında 82 yaşında olan Ertuğrul, semt tiyatrosu, öğle tiyatrosu, gezici tiyatro gibi çeşitli uygulamalarla yeni bir tiyatro seferberliği başlattı ancak iç çekişmeler üzerine 1976’da görevi bıraktı. Çeşitli gazete ve dergilerde yazılarını sürdüren Muhsin Ertuğrul’un İnsan ve Tiyatro Üzerine Gördüklerim (1975) adlı bir kitabı vardır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Kasım 2012       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hem tiyatro hem de sinema alanında Türkiye'de ilk önemli katkıları gerçekleştiren Muhsin Ertuğrul,Tefeyyüz Mektebi’nde, Topbaşı Rüştiyesi’nde, Mercan İdadisi’nde okudu. 1909'da Erenköy'deki Burhanettin Tiyatrosu’nda Arthur Conan Doyle'ın Sherlock Holmes oyununda 'Bob' rolüyle ilk kez sahneye çıktı. Bu toplulukla birçok oyunda rol aldı. 1911'de tiyatro eğitimi için Paris'e gitti. Orada Comedie Française ve birçok Rus tiyatro topluluklarının oyunlarını izledi. 1913'te Bursa'da Millet Tiyatrosu adıyla İsmail Galip Arcan, Behzad Butak ve Kemal Emin Bara ile kurduğu toplulukla çok sayıda yabancı oyunu sahneledi ve bu oyunlarda oynadı. Aynı yıl Şehzadebaşı'nda Ertuğrul Sineması'nı açtı. Burada film gösterileri yanısıra Karanlık İçinde Buse, Fener Bekçileri gibi oyunlar da sunuldu. Tekrar Paris'e giderek Jacques Copeau ve Andre Antoine'ın Odeon Tiyatrosu’ndaki çalışmalarını izledi. 1914'te Darülbedayi Osmani adıyla kurulan (daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları adını alacak olan kurum) Müzik ve Tiyatro Okulu'nun kuruluş çalışmalarında Reşat Rıdvan Bey ile Andre Antoine'a yardımcı oldu. Aynı yıl açılan sınavla Darülbedayi'ye yardımcı öğretmen olarak atandı. 1918'de Berlin'e giderek sinemayla tanıştı. 1919 - 1920'de kendi adına Berlin'de bir film şirketi kurdu ve Samson adlı filmi çekti. Diğer film şirketleri için de yönetmenlik yaptı. 1921'de İstanbul'a dönüp Darülbedayi'ye yönetmen olarak katıldı. Uzun yıllar hem sinema hem de tiyatro oyunları yönetti. 1947'de kurulmakta olan Devlet Tiyatrosu'nu yönetmek üzere Ankara Devlet Konservatuvarı Tatbikat Sahnesi'nin başına getirildi.
Türkiye'de ilk kez Brecht’in bir oyununu ve Shakespeare’in 400. doğum yıldönümü nedeniyle beş sahnede beş Shakespeare oyunu sahneletti. Bu çalışmaları nedeniyle bazı eleştirilere hedef oldu. 1966’da İstanbul Belediye Meclisi’nin kararıyla baş rejisörlük kadrosu kaldırıldı. Kamuoyunda, mecliste ve medyada büyük tepkilere yol açan "Muhsin Ertuğrul olayı", Türk tiyatrosuna indirilen bir darbe olarak yorumlandı. Muhsin Ertuğrul, yeniden çağrılmasına karşın Şehir Tiyatrosu’nda görev almadı. 23 Ekim 1971’de Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya verilen Devlet Kültür Armağanı’na layık görülen Ertuğrul, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nde “tiyatro eleştirisi” dersleri, LCC Tiyatro Okulu'nda sahne dersleri vermekteydi.
Türkiye'nin ilk özel film yapım şirketi olan Kemal Film’in yerli film yapımına başlaması için yardımcı oldu. 1923 yılında çektiği Ateşten Gömlek filminde baş rolde oynayan Neyyire Neyir ile evlendi. Ertuğrul, 1931 yılında ilk sesli Türk filmi olan "İstanbul Sokaklarında"yı çekti.
1941 yılında eşiyle birlikte Perde ve Sinema adlı bir dergi çıkarmaya başladı. 1947'de Ankara'da Küçük Tiyatro, 1948'de Büyük Tiyatro'yu, 1955'te Oda Tiyatrosu'nu açtı. Daha bir çok tiyatro salonunun açılmasına öncülük etti. Tiyatro tarihine ve Türk tiyatrosunun gelişmesine çok önemli ölçülerde katkıda bulundu.
Çeşitli aralıklarla Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Şehir Tiyatroları Baş rejisörlüğü görevini sürdürdü. Türk Tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilen Muhsin Ertuğrul 1979'da İstanbul'da vefat etti.
Ölümünden bir ay önce Ege Üniversitesi Senatosu, Türk tiyatro ve sinemasına yaptığı hizmetler nedeniyle Muhsin Ertuğrul’u “fahri doktor” unvanına layık görmüştü. Ölümünden sonra İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Harbiye Sahnesi, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu adını aldı.

Kaynak: Muhsin Ertuğrul'un Türk tiyatrosu ile ilgili çalışmaları nelerdir?

Benzer Konular

6 Eylül 2011 / virtuecat Sinema tr
12 Aralık 2013 / horon Soru-Cevap
2 Ocak 2012 / Misafir Soru-Cevap
18 Şubat 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap