Arama

Atatürk'ün Türk dili, tiyatrosu, milli kültür ve sanatla ilgili anıları nelerdir?

Güncelleme: 2 Ocak 2012 Gösterim: 13.654 Cevap: 3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Kasım 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
arkadaslar lutfen atatürkün türk diliyle, türk tiyatrosuyla, milli kültürle ve sanatla ilgili anılarını acilen gonderirmisinz ? Msn Sad
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Ekim 2011       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Atatürk’ün müzikle ilgili bir soruya verdiği cevap

Sponsorlu Bağlantılar


14 Ekim 1925’te İzmir Kız Öğretmen Okulu’nda öğrencilerin “Hayatta müzik gerekli midir?” sorusuna verdiği yanıt, sanatla ilişkisi bağlamında çok iyi bir örnek teşkil eder: “Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzikle ilgisi olmayan mahlukat insan değildir. Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise, müzik behemehal vardır. Müziksiz hayat zaten mevcut olamaz.”



***



Atatürk’ün opera ile ilgili bir anısı



Osmanlı İmparatorluğu döneminde Sofya Ataşemiliteri olarak görevli olan Mustafa Kemal, davetli olduğu Carmen’in galasında, zaman zaman durgunlaşarak yapıtı izlemiş ve operanın bitiminde, perdenin en az yirmi kez açılıp kapanmasını, sahneye çiçekler taşınmasını, izleyicinin coşkun alkışlarını, artistlerin sevincini hayranlıkla gözlemlemiştir.

Bu arada yüzündeki burukluğun farkına varan Varna Türk Milletvekili Şakir Zümre’ye eğilip şunları söylemekten de geri durmamıştır: “Balkan Savaşı’nda yenik düşmemizin nedenini şimdi daha iyi anlıyorum. Ben Bulgarları çiftçi halk olarak biliyordum. Oysa adamların operaları bile var… Sanatçıları, müzisyenleri, dekoratörleri, hepsi var. Hepsi de eğitimli… Şu opera binalarına bak!”



Kokteyl sonrası Mustafa Kemal ve Şakir Zümre Splendid Palas’a gidiyorlar. Yol boyunca hiç konuşmuyor Mustafa Kemal… Durgunluğu sürüyor… Ve odalarına çekiliyorlar…

Aradan birkaç dakika geçiyor geçmiyor, Şakir Zümre odasının kapısında Mustafa Kemal’i görüyor…
“Uyku tutmadı, biraz konuşalım diye geldim” diyor Gazi heyecanlı bir görünümle…
“Ne kadar müthiş bir olaydı” diye ekliyor… “Çok sesli müzik, çağın gereğidir… Bulgarlar bunu başarmış… Bizim ülkemizde de operaya kavuşacağımız günleri görebilecek miyiz acaba?”
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Aralık 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hepsi yok ancak bazıları var gönderiyorum.


VATAN
Gelip Hatayı alabilirler
Günlerden birgün İtalyan Büyükelçisi, Atatürk ile görüsmek ister ve
huzura kabul edilir.
O zamanin muhtelif ekonomik-siyasi konulari hakkinda konusulduktan
sonra, Büyükelçi :
-Ekselans, dün Roma ile yapmis oldugum bir görüsmede hükümetimizin
Hatay'i almak istedigi kararini size iletmem söylendi" der.
Odada buz gibi bir hava eser. Ata, büyükelçiye birşeyler daha ikram
eder ve iki dakikaliginina odadan ayrilir.
Döndügünde ayaginda çizmeleri, üzerinde maresal üniformasi, belinde
tabancasi vardir. Dogruca masasina gider, manyetolu telefondan Maresal
Fevzi Çakmak'ın baglanmasini ister ve Çakmak' a:
- Pasa, İtalyan dostlarimiz Hatay'a gelmek istiyorlarmis. Hazir
miyiz?
Fevzi Çakmak durumu anlar ve "biz haziriz Pasam" diye yanitlar...
Ata, Büyükelçiye döner ve: "Biz hazirmisiz. Hükümetinize söyleyin, ne zaman
isterlerse gelip Hatay'i alabilirler" der.......


TÜRK ORDULARI BAŞKUMANDANIYIM

Afyonkarahisar'ın hatlarının çözülmesi sonunda birkaç Yunanlı tutsak, geceleyin Mustafa Kemal'in çadırına getirilmişti. Bunlardan birisi, Muzaffer Generalin doğup büyümüş olduğu Selanik'ten gelmişti. Yüz, kendisine yabancı gelmediğinden ve üniformasında da hiçbir bellilik görmediğinden kim olduklarını ve rütbelerini sormaya başlamıştı.
- Binbaşı mısınız?
- Hayır.
- Albay mı?
- Hayır.
- Korgeneral mi?
- Hayır.
- Peki nesiniz?
- Ben Mareşal ve Türk Orduları Başkomutanıyım! Şaşkınlıktan ağzı açık kalan Yunanlı kekeledi:
- Bir başkomutanın savaş hattına bu kadar yakın yerlerde dolaşması işitilmiş değil de!..
msn ifadeleri msn avatarlar msn eklentileri avatar
Vatanımın Toprağı Temizdir
Kral Edward İstanbul'a geldiği zaman, yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayı'na yanaştı. Atatürk de rıhtımda onu bekliyordu. Deniz dalgalı idi ve Kral'ın bindiği motor inip çıkıyordu. Kral rıhtıma çıkmak istediği bir sırada eli yere değdi ve tozlandı. O sırada Atatürk de Kral'ı rıhtıma almak üzere elini uzatmış bulunuyordu. Bunu gören Kral bir mendille elini silmek istediği bir anda Atatürk:
"Vatanımın toprağı temizdir, o, elinizi kirletmez!" diyerek, Kral'ı elinden tutup rıhtıma çıkarıverdi.














MİLLİ KÜLTÜR
İzmir gezisinde, Kolordu binasının kapısında aslan yapılı bir Mehmetçik gördü. Çağırdı ve güler yüzle sordu:
- Sen güreş bilir misin?

Yanındakilerden en kuvvetli görünenlerle Mehmetçiği güreştirdi. Genç asker her zaman üstün geliyordu. Çok neşelendi, ayağa fırladı.

Ceketini çıkarıp Mehmet'e ense tuttu:
- Haydi, bir de benimle güreş!

Katıksız ve temiz Anadolu çocuğu Ata'sının yüzüne hayranlıkla baktı:
- "Atam," dedi. "Senin sırtını yedi düvel yere getiremedi. Bir Mehmet mi bu işi başarır?"

Gözleri doldu ve ağlamamak için gülmeye çalıştı.




MsXLabs® Organization - Mavi Karanlık®











COCUK
BENİM BİRER PARÇAMSINIZ
Atatürk bir okula gitmişti.her zaman olduğu gibi bütün çocuklar etrafını sardı. hepsi sevinç içinde onu alkışlıyordu. Yalnız küçük bir çocuk;bir kenara çekilmiş,ilgisiz gibi duruyordu bu durum Atatürk'ün gözünden kaçmadı. Onu yanına çağırdı:
- ''Çocuğum,neden durgunsun? Bir derdin mi var? Hasta mısın?'' dedi.
Çocuk:
- ''Bir şeyim yok efendim'' dedi.Arkasını döndü, gözlerinden akan yaşları gizlice sildi.
Atatürk:
- ''Niçin ağlıyorsun yavrum? Sen ağlayınca ben çok üzülüyorum'' dedi.
Küçük çocuk,o vakit yaşlı gözlerini Atatürk'e çevirdi:
- ''Atam,seni böyle yakından görmek isterdik. Geldin,gördük,sevindik. Ama artık sıramızı savdık.Bir daha seni ne zaman göreceğiz? Ona ağlıyorum.''
Atatürk oradaki çocuklara baktı:
- ''Beni ne zaman görmek isterseniz,aynaya bakın.Siz Türk çocukları benim birer parçamsınız.Bende sizin'' dedi.

ATATÜRK VE ÇOBAN ÇOCUK
ATATÜRK, Antalya’ya giderken yolda verdiği bir mola esnasında bir çocuğun söylediği türkü sesi duyar.Türkü ilgisini çekince türküyü söyleyen kişinin yanına getirilmesini emreder.Atatürk’ün yanındakiler türküyü söyleyen kişiyi bulurlar.Genç bir çoban çocuk türküyü söylemektedir.
ATATÜRK
- Türküyü sen mi söylüyorsun? diye sorduktan sonra
- Burada da söyle de dinleyelim der.
Genç çoban türküyü bitirince Atatürk çocuğu alkışlar ve
- Biis… biis, diye bağırır.
Genç çoban ve yanındakiler anlamayınca ATATÜRK biis’ in ne olduğunu izah eder.
- Biis demek, beğendim, tekrar söyle demektir.
Çoban bunun üzerine türküyü tekrarlar. ATATÜRK’te, cebinden elli lira çıkararak çobana verir. Çoban paraya bakar ve
- Biis… biis diye bağırır.
ATATÜRK, bu zeki cevaptan o kadar memnun olur ki, bir elli liralık daha çıkarıp verir ve yanındakilere dönerek o dönemde sürekli Türkiye’ye sataşan İtalyan diktatörü Mussoloni için
- İmkân olsaydı da, Musolini şu sahneyi görseydi ve cevabı işitseydi, hangi millete nutuk
söylediğini anlardı der.


TİYATRO


Atatürk, Galip Arcan’ın yazdığı “Sırat Köprüsü” adlı piyese davetlidir Atatürk piyesin başında mutludur biraz sonra sinirlenmeye başlar ve bir müddet sonra oyun bitince; “Bana Galip Arcan’ı çağırın!” der Galip Arcan gelince; “Bu piyesi siz mi yazdınız? “der “Evet paşam ben yazdım” Ve Atatürk; “Hayır, bu Flor Doranj adlı boldvilin’in aynen çevirisi, neden bunu belirtmediniz? Hakkınızda soruşturma açtırıyorum”
MetehanK - avatarı
MetehanK
Ziyaretçi
2 Ocak 2012       Mesaj #4
MetehanK - avatarı
Ziyaretçi
Arkadaşlar Atatürk'ün sanat ile ilgili anılarını bulursanız lütfen yazın.Çok ihtiyacım varrrr!!!!!!

Benzer Konular

23 Ekim 2017 / Misafir Cevaplanmış
30 Ekim 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
25 Aralık 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
29 Aralık 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
6 Mayıs 2012 / Misafir Soru-Cevap