Arama

Antakya mozaikleri ne amaçla yapılmıştır?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 13 Kasım 2013 Gösterim: 27.660 Cevap: 8
kellekesen - avatarı
kellekesen
Ziyaretçi
10 Şubat 2010       Mesaj #1
kellekesen - avatarı
Ziyaretçi
arkadaşlar antakya mozaikleri ne amaçla yapılmıştır
EN İYİ CEVABI Live_ki verdi
MOZAİKLERİN SIRRI

Sponsorlu Bağlantılar
Antakya, Büyük İskender'in generallerinden Babil Satrabı Selevcos tarafından kurulmuştur. Kısa zamanda gelişen Antakya Roma'nın bir eyaleti olarak imparatorluğa katıldı. Eski adıyla Antioch kenti, M.Ö. 42'de Roma ile İskenderiye'den sonra dünyanın üçüncü büyük kenti oldu. Tamamen surlar içine alınan kent, idari bir merkezden ziyade bölgenin ilim, din ve ticari merkezi haline geldi.

Ünlülerin kaldığı Dafne (Harbiye) Diana mabedi ve tabii güzelliğiyle ün yapmış, tüm güzellikleri yanında devrin en güzel mimari özelliklerini veren saray ve özel malikanelerle süslenmiştir. Dünyanın dört bir yanından gelen zengin kişiler en güzel günlerini burada geçirirlerdi. İşte bu dönemde yapılan binaların tabanlarını mozaik ile süsleme bir adet haline geldi. m4Böylece dünyanın en ünlü sanatkarları burada toplandı ve birbirinden güzel şaheserler verdi. O devirlerde olduğu gibi Hatay mozaikleri dünyada haklı bir üne kavuşmuştur.

Bir yandan şehir birbirinden güzel sanat eserleriyle süslenirken, diğer yandan kozmopolit halk gelerek dini ayrım ve siyasi ayrımlar yüzünden çeşitli kanlı olaylara sahne oluyordu. Bunların yanında 2 büyük yangın ve altı deprem şehri sekiz defa büyük felaketlere sürükledi. Bu arada çıkan veba hastalığı halkın büyük bir kısmının ölümüne neden oldu. Bu devirde Hatay'da 750 bin kişinin yaşadığı söylenmektedir. 71 yılındaki yangında şehirdeki kütüphane, dini yapılar ve birçok ev tamamen yandı. İmparator Trajan şehri yeninden imar etti. Halen onun ismiyle anılan Harbiye Antakya arası su yolu onun zamanında yapılmıştır.

_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
10 Şubat 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
kellekesen adlı kullanıcıdan alıntı

arkadaşlar antakya mozaikleri ne amaçla yapılmıştır

IV yüzyılda Roma döneminde yaşamış olan ünlü tarihçi Ammianus Marcellinus “Dünyada hiçbir kent, ne topraklarının bereketi, ne de ticaretteki zenginliği bakımından bu kenti geçemezdi” sözleriyle tanımlar Antakya'yı Tunus'un Bardo kentinden sonra dünyanın en büyük ikinci mozaik müzesine sahip olan Antakya, insanı büyüleyen bir abide gibidir

Sponsorlu Bağlantılar
44 1030ukacarmozaik


Kente hayranlık duyan imparatorların, gezginlerin dilinde “Doğunun Kraliçesi” diye bilinen Antakya, tarihte bütün uygarlıklar için önemli bir yerleşim yeri olmuştur Asi Irmağı kenarında, Amanos ve Habibi Neccar Dağları'nın ortasında yer alan kentte, Anadolu'da kurulmuş bütün medeniyetlerin izlerine rastlanır MÖ 4 binden günümüze kadar sayısız uygarlıkların, kültürlerin, inançların izlerini taşıyan Antakya, tarihi zenginliğiyle görenlerin hayran kalacağı önemli kentlerin başında gelir Kentte bulunan tarihi eserler, bu uygarlıkların izlerini gözler önüne serer Geçtiğimiz yüzyılda yapılan araştırmalar ve çalışmalar sonucunda gün yüzüne çıkarılan sayısız eser, tarihin bir özeti niteliğindedir


Antakya mozaikleri ne amaçla yapılmıştır?


Tarih boyunca kentte yaşanmış zenginliklerin, ihtişamlı dönemlerin izlerini taşıyan mozaikler, özellikle 1932 yılında başlayan bilimsel kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır O yıllarda Fransız idaresi altında bulunan Hatay'daki çalışmalar, dönemin Antikiteler Müfettişi MClaude Prost tarafından yapılmaktaydı Bu dönemde, tanınmış batı üniversitelerinin arkeoloji kürsülerinin dikkatini çeken Antakya'nın çeşitli yerlerinde kazı çalışmalarına başlanıldı Chicago Oriental Institute tarafından Amik Ovası'nda Cüdeyde, Dehep, Çatalhöyük ve Tainat'ta; British Museum adına Samandağı'nın El-Mina Mevkii'nde, Açana Höyüğü'nde; Princeton Üniversitesi aracılığıyla Antakya'nın çevresinde yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkan göz kamaştırıcı mozaik ve eserlerin sergilenmesi ve korunması için müze yapılmasına karar verildi Müze binasının yapımına mimar M Michel Ecocherde tarafından 1934 yılında başlanmıştır Daha sonra tek başına küçük bir devlet olan Hatay'da bu çalışmalar devam etmiş, Hatay'ın 1939 yılında Türkiye Cumhuriyeti topraklarına katılmasından sonra da kazılar sonucunda ortaya çıkarılan eserlerin teşhiri ve düzenlenmesi için çalışmalar sürdürülmüştür Müze binasının tamamlanması, eserlerin teşhir edilmesi için yapılan salonların düzenlenmesi sona erince müze, Hatay'ın Türkiye topraklarına katılışının yıldönümü olan 23 Temmuz 1948'de ziyarete açılmıştır

Antakya mozaikleri ne amaçla yapılmıştır?


MOZAİK KENT ANTAKYA

Hatay Arkeoloji Müzesi'nde daha çok MS 2 ve 5 yüzyıllar arasında yapılmış Roma ve Bizans yapılarından çıkarılan mozaikler sergileniyor Müzenin geniş salonlarında sergilen mozaikler daha çok Roma sanatının klasik dönemi olarak bilinen 2 ve 3 yüzyıllar arasında, Antoninus ve Severius dönemlerinde yapılmış figürlü mozaiklerdir




Antakya mozaikleri ne amaçla yapılmıştır?

Tanınan kişilerin, prenslerin, prenseslerin, imparatorların ve varlıklı kimselerin hayalini süsleyen, efsanevi güzelliğiyle dillere destan olan, dönemin ihtişamlı villalarının, sarayların bulunduğu Daphne (Harbiye) mozaiklerin bulunduğu gözde yerlerden biriydi Peri kızı Daphne Diana Mabedi'nin de bulunduğu bu yerde, dört bir taraftan gelen ünlü kişiler ağırlanırdı Bu dönemde yapılan binalar eşsiz mozaiklerle süslenirdi Zamanla sanat merkezi haline gelen Antakya, mozaikleriyle dünyada haklı bir üne kavuşmuştu İlk örneklerine Mezopotamya'daki Uruh Tapınağı'nda rastlanan mozaikler, başları renkli kil çivilerle duvarlara yarı gömülmüş sütunlarda yer alarak siyah, beyaz ve kırmızı geometrik desenlerden oluşuyordu Başlangıçta basit renklerden oluşan mozaiklere zamanla yeni renkler, geometrik şekillere de insan ve hayvan figürleri eklendi Daha çok Antakya çevresinde bulunan Roma dönemi mozaikleri ise renkli taşlardan yapılmış, insan ve hayvan figürlerinden ve mitolojik sahnelerden oluşan geometrik bordürlerle çevrelenmiştir


Antakya mozaikleri ne amaçla yapılmıştır?

Antakya mozaikleri ne amaçla yapılmıştır?

MOZAİKLERDE YAŞAYAN KAHRAMANLAR

Roma ve Bizans dönemlerinde evlerin, hamamların saray odalarının tabanlarını ve duvarlarını süsleyen mozaiklerde çeşitli konular işlenmiştir Hristiyanlığın kabul edildiği döneme kadar yapılan mozaiklerde mitolojik kahramanlar, efsaneler, tanrılar, tanrıçalar ve kahramanların başlarından geçen olaylar sahnelenmiştir Bu mozaiklerin çoğunda Zeus, Tethys Okeanos, Apollon, Psykhe, Eros, Satyros, Aphrodite, Baccus gibi bilinen mitolojik kahramanların başlarından geçen olayların konu edildiği görülüyor Sudaki yansımasına âşık olan Narkisos'un, kendisine âşık Apollon'dan kaçan peri kızı Daphne'nin, güçlü ve gözü pek Herkül gibi birçok mitolojik kahramanın başından geçen olaylar mozaiklerde sahnelenmiştir

Hristiyanlığın kabul edilmesiyle birlikte mozaiklerde mitolojik öğeler azalmış, daha çok mevsimleri ve dini konuları içeren mozaikler yapılmaya başlanmıştır

Antakya mozaikleri ne amaçla yapılmıştır?

Antakya mozaikleri ne amaçla yapılmıştır?


HATAY ARKEOLOJİ MÜZESİ

Müzede sergilenen mozaikler; sayılarının çokluğu, kalitesi ve büyüklüğü açısından dünyadaki tarihi eserler arasında çok önemli ve değerli bir yerde duruyor Kentin tarihte önemli bir yerleşim yeri olması, çeşitli yolların ve kültürlerin kesiştiği bir konumda bulunması, beraberinde tüm bu zenginliğin sanat eserlerine de yansımasını sağlamıştır Antakya'nın - eski adıyla Antioch kentinin - Büyük İskender'in generallerinden Babil Satrabı Selevcos tarafından kurulduğu söylenir Daha sonra Roma İmparatorluğu'nun bir eyaleti olan Antakya, o dönemlerde Roma ve İskenderiye'den sonra dünyanın üçüncü büyük kenti olmuştur Müzede 120'ye yakın mozaik, panolar halinde geniş salonlarda ve duvarlarda sergileniyor 70'e yakın mozaik ise mekân sıkıntısından dolayı depolarda bekletiliyor Prehistorik, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerini yansıtan diğer birçok tarihi eserin de yer aldığı müzede, dünyanın üçüncü büyük sikke koleksiyonu bulunuyor Müzede 19 bine yakın arkeolojik eser, binden fazla etnografik bulgu, 14 bine yakın sikke ve binden fazla mühür mevcut 35 binden fazla tarihi esere sahip müzeyi her yıl yerli yabancı yüz binden fazla turist ziyaret ediyor Yaklaşık iki metrekarelik alanı kaplayacak mozaik panolar, lahitler, seramikler, camdan yapılmış süs eşyaları, paralar ve irili ufaklı heykellerle Antakya, bir medeniyetler beşiği adeta

Mittaniler'den Hititler'e, Asurlar'dan Urartular'a, Roma İmparatorluğu'ndan Bizans'a kadar tüm bu uygarlıkların sanat anlayışlarını yansıtan tarihi eserleri Antakya'da görmek mümkün Yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkarılan mozaiklerin sergilendiği Arkeoloji Müzesi'nde nerdeyse boş bir alan kalmamış durumda




Live_ki - avatarı
Live_ki
Ziyaretçi
10 Şubat 2010       Mesaj #3
Live_ki - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
MOZAİKLERİN SIRRI

Antakya, Büyük İskender'in generallerinden Babil Satrabı Selevcos tarafından kurulmuştur. Kısa zamanda gelişen Antakya Roma'nın bir eyaleti olarak imparatorluğa katıldı. Eski adıyla Antioch kenti, M.Ö. 42'de Roma ile İskenderiye'den sonra dünyanın üçüncü büyük kenti oldu. Tamamen surlar içine alınan kent, idari bir merkezden ziyade bölgenin ilim, din ve ticari merkezi haline geldi.

Ünlülerin kaldığı Dafne (Harbiye) Diana mabedi ve tabii güzelliğiyle ün yapmış, tüm güzellikleri yanında devrin en güzel mimari özelliklerini veren saray ve özel malikanelerle süslenmiştir. Dünyanın dört bir yanından gelen zengin kişiler en güzel günlerini burada geçirirlerdi. İşte bu dönemde yapılan binaların tabanlarını mozaik ile süsleme bir adet haline geldi. m4Böylece dünyanın en ünlü sanatkarları burada toplandı ve birbirinden güzel şaheserler verdi. O devirlerde olduğu gibi Hatay mozaikleri dünyada haklı bir üne kavuşmuştur.

Bir yandan şehir birbirinden güzel sanat eserleriyle süslenirken, diğer yandan kozmopolit halk gelerek dini ayrım ve siyasi ayrımlar yüzünden çeşitli kanlı olaylara sahne oluyordu. Bunların yanında 2 büyük yangın ve altı deprem şehri sekiz defa büyük felaketlere sürükledi. Bu arada çıkan veba hastalığı halkın büyük bir kısmının ölümüne neden oldu. Bu devirde Hatay'da 750 bin kişinin yaşadığı söylenmektedir. 71 yılındaki yangında şehirdeki kütüphane, dini yapılar ve birçok ev tamamen yandı. İmparator Trajan şehri yeninden imar etti. Halen onun ismiyle anılan Harbiye Antakya arası su yolu onun zamanında yapılmıştır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Mart 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yanlış olmuş hatay müzesiii dünYADA 3. SIRADA
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Nisan 2011       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
antakya mozaiklreri nedir
irie25 - avatarı
irie25
Ziyaretçi
21 Nisan 2011       Mesaj #6
irie25 - avatarı
Ziyaretçi
Doğunun kraliçesi olarak anılan, medeniyetlerin beşiği Antakya, tarihten gelen zengin kültür yapısı ile herkesi kendisine hayran bırakıyor. Antik kentlerinden Mozaik Müzesi’ne işte size canlı bir tarih. Sayfaları çevirdikçe adeta büyüleneceksiniz.



Dünyada hiçbir kent, ne topraklarının bereketi, ne de ticaretteki zenginliği bakımından bu kenti geçemezdi.” Bu sözler, IV. yüzyıl Roma döneminde yaşayan ünlü tarihçi Ammianus Marcelleinus’e ait.
Antakya şehri antikçağda doğunun kraliçesi olarak tanımlanmaktaydı. Antakya pek çok uygarlığı yaşamış ve bu uygarlıkların kültür karışımlarından yoğrulmuş çok eski ve tarihi bir kenttir. Asi nehrinin kuzeybatıdaki düzlüklerde kurulan mahalleler büyüyerek yeni Antakya'yı oluşturmuş. Amik ovasının başlangıcında, Amanos dağları ile Habib Neccar dağlarının ortasındaki vadide kurulmuş Antakya, bugünkü konumuna göre inanılmaz bir tarihi zenginliğe sahip.
Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin birlikte ve barış içinde yaşadığı bu topraklar, tarihten bugüne uzanan bir köprü adeta. Yakın çağımızın en küçük ve en "kısa süreli" devletinin merkezi. İnanç turizmi merkezleri, antik kentleri ve yaylalarıyla da önemli bir turizm potansiyeli var. Bir doku kenti olması, şehrin belirgin özelliği. 2300 yıllık geçmişinin geldiği son noktada Antakya, insanı büyülüyen, maddi ve manevi zenginlikleriyle hayran bırakan bir abide olma özelliğini taşıyor.
Antakya’da yaşanan zenginlik ve ihtişam dönemini simgeleyen en güzel eserler, eşi bulunmaz Antakya mozaikleridir. Yörede 1932 yılında başlayan kazılarda bulunan mozaikler, Antakya Mozaik Müzesi’nde sergileniyor.

Antakya Mozaik Müzesi, sergilenen mozaiklerin büyüklüğü, sayısı ve kalitesi açısından dünyanın en zengin ikinci mozaik müzesi sayılıyor. Mozaikler Greek, Roma ve Bizans dönemine ait. Samandağı, Harbiye ve Antakya’da bulunan hamam, kilise ve evlerin tabanlarını süslemiş mozaiklerin çoğunda mitolojik konular işlenmiş. Bu mozaikler paneller halinde sergileniyor.

M.Ö. 4 binden itibaren zamanımıza kadar her devrim çeşitli kültür ve tarihi vesikalarını bünyesinde toplayan Hatay’da ilk kez 1932 yıllarında ilmi kazılara başlanmıştır. Çalışmaların henüz ilk dönemlerinde çok önemli tarihi eserlere rastlanılmış. Fransız idaresi döneminde bütün tarihi eserlerin Antakya’da toplanarak bir müze kurulmasına karar verilmiştir. Ogünün modern müzecilik anlayışına uygun olarak hazarlanan bir plan doğrultusunda 1934 yılında yapımına başlanmıştır. Binanın en büyük özelliği çıkan esere göre planın hazırlanmış olmasıdır. Müzenin inşaatı 1939 yılında tamamlanmıştır. Müzede bulunan eserler üç ayrı ilmi heyetin çalışmaları sonucunda oluşturulmuştur.

Hatay’ın anavatana katılmasıyla müze binası tamamlanmış, elde edilen eserlerde depo edilmiş bulunuyordu. Eserlerin düzenlenmesi sonrasında 1948’de Hatay’ın kurtuluş bayramında ziyarete açılmıştır. O dönemde eserlerin çokluğu nedeniyle müzenin genişletilmesi düşünüldü.

Antakya’da yaşanan
zenginlik ve ihtişamın dönemini simgeleyen
en güzel eserler
eşi bulunmaz
Antakya mozaikleridir

MOZAİKLERİN SIRRI

Antakya, Büyük İskender’in generallerinden Babil Satrabı Selevcos tarafından kurulmuştur. Kısa zamanda gelişen Antakya Roma’nın bir eyaleti olarak imparatorluğa katıldı. Eski adıyla Antioch kenti, M.Ö. 42’de Roma ile İskenderiye’den sonra dünyanın üçüncü büyük kenti oldu. Tamamen surlar içine alınan kent, idari bir merkezden ziyade bölgenin ilim, din ve ticari merkezi haline geldi.

Ünlülerin kaldığı Dafne (Harbiye) Diana mabedi ve tabii güzelliğiyle ün yapmış, tüm güzellikleri yanında devrin en güzel mimari özelliklerini veren saray ve özel malikanelerle süslenmiştir. Dünyanın dört bir yanından gelen zengin kişiler en güzel günlerini burada geçirirlerdi. İşte bu dönemde yapılan binaların tabanlarını mozaik ile süsleme bir adet haline geldi. Böylece dünyanın en ünlü sanatkarları burada toplandı ve birbirinden güzel şaheserler verdi. O devirlerde olduğu gibi Hatay mozaikleri dünyada haklı bir üne kavuşmuştur.

Bir yandan şehir birbirinden güzel sanat eserleriyle süslenirken, diğer yandan kozmopolit halk gelerek dini ayrım ve siyasi ayrımlar yüzünden çeşitli kanlı olaylara sahne oluyordu. Bunların yanında 2 büyük yangın ve altı deprem şehri sekiz defa büyük felaketlere sürükledi. Bu arada çıkan veba hastalığı halkın büyük bir kısmının ölümüne neden oldu. Bu devirde Hatay’da 750 bin kişinin yaşadığı söylenmektedir. 71 yılındaki yangında şehirdeki kütüphane, dini yapılar ve birçok ev tamamen yandı. İmparator Trajan şehri yeninden imar etti. Halen onun ismiyle anılan Harbiye Antakya arası su yolu onun zamanında yapılmıştır.


TETHYS OKEANOS MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılın sonunda yapılmış olup Aktakya’da bulunmuştur. Eser iki kısımdan meydana gelmiştir.

İlk örnekleri Mezopotamya’da Uruh tapınağında görülen mozaikler, başları renkli kil çivilerin duvarlara yarı gömülmüş sütunlarda meydana getirdiği siyah, beyaz ve kırmızı geometrik desenlerden oluşuyordu. Mozaikler uygulama alanlarına göre yer ve duvar mozaikleri olarak ikiye ayrılıyordu. Yer mozaikleri duvar mozaiklerinden daha yaygındı. Önceleri “Opis Signinum“ adı verilen ve kireçle dövülmüş tuğladan meydana gelen harç içine serpiştirilmiş çakıl veya mermer yahut taş parçaları kullanıldı. Bu mozaiklerde desenin temel unsurunu düz çizgiler meydana getiriyordu. Sonraları bütün yüzler küp biçiminde yontulmuş mermer ile kaplanmaya başlandı. Renkler başlangıçta basitti. Beyaz zemin üzerindeki siyah renge kırmızı, yeşil ve sarı da eklendi. Geometrik şekillerden sonra, eşyaların hayvanların ve insanların resimleri yapılmaya başlandı. Mısır kaynaklı “Opus Vermicalatum“ önceleri yalnız mücevher ve kakmalarda uygulandı. Çok küçük, değişik biçimli, genellikle yuvarlatılmış mermer, sır veya cam parçalarından meydana geliyordu. Taşrada da mozaik yapımı yaygınlaşırken Afrika, Galya, Germania’nın yanısıra Suriye’de de mozaik okulları gelişmekteydi.

Türkiye’deki mozaikler Roma ve Bizans dönemlerinden kalmadır. Roma döneminden kalma mozaikler daha çok Antakya yöresindedir. Roma mozaikleri renkli taşlardan yapılır. İnsan ve hayvan figürlerini konu edinen mitolojik sahnelerden oluşan mozaikler, geometrik bordürlerle çevrelenmiştir.


NARKİSOS MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılan bu mozaik Harbiye’de bulunmuştur. Burada sudaki yansımasına aşık olması konu edilmiştir. Renk ahengi bakımından bilhassa güzel bir bordürle çevrilmiş, esas sahnenin solunda Ekho bir kaya üzerinde, ayakta durmakta, sol elindeki mızrağına dayanarak Narkisos’a bakmaktadır.

BİOS (Hayat) MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Antakya’da bulunmuştur. Burada Hayat yani Bios, istirahat halinde bir erkek olarak tasvir edilmiştir. Bios yumuşak yastıklara dayanmış ve bir elinde içki kadehi tutmaktadır.

SOTERIA MOZAİĞİ:

M.S. V. yüzyılda yapılmış olup Antakya’nın Narlıca köyü çevresinde bir banyonun döşemesi olarak bulunmuştur. Soteria dolgun vücutlu bir kadın olarak canlandırılmıştır. Başında bir yapraktan çelenk taşımaktadır. Göğsünü Bizans üsluplu bir kolye süslemektedir.

SARHOŞ DIONYSOS MOZAİĞİ:

M.S. IV. yüzyılda Antakya’da inşa edilmiş bir evin oda döşemesi olarak bulunmuştur. Dionysos, Romalıların Baküs dedikleri şarap tanrısıdır. Mitolojide, güzel renkli şarabın mucidi olarak bilinir. Burada başında yapraklardan yapılmış bir çelenk taşıyan şarap ilahı Dionysos ayakta duramıyacak kadar sarhoş olduğundan, yanındaki küçük Satyros’a dayanmaktadır. Elindeki kadehten dökülen içkiyi mukaddes hayvanı panter içmektedir.




LADON-PSALİS MOZAİĞİ:

M.S. IV. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)’de bulunmuştur. Ladon ve Psalis Yunanistan’da iki nehir ismidir. Sağ eline dayanarak oturmuş sakallı bir erkek olarak şahıslandırılan Ladon, sol elinde içinde sular fışkıran, bir bereket boynuzu tutmaktadır. Karşısında Psalis, yastıklara dayanmış, sağ elinde dal tutan genç bir kadın olarak tasvir edilmiştir.


TARSUS MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılın sonunda yapılmıştır. Bu eserde Ganymedes’in Zeus tarafından kaçırılmasını tasvir edilmektedir. Zeus mukaddes kuşu, kartal şekline girmiş güzel Ganymedes’i ilahlar diyarına götürmek üzeredir.

Annesi ve babası bu mucize karşısında dehşete düşmüşler, efendisinin havalandığını gören köpek de ulumaya başlamıştır.



APOLLON DAFNE MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)’de bulunmuştur. Elbisesi dizlerine kadar kaymış çıplak Dafne sola doğru geniş adımlarla kaçmaktadır. Başındaki ışın çelengi ile kendisini takip eden Apollo tarafından hemen yakalanmak üzere. Burada güzel peri kızı Dafne’nin Apollo tarafından kovalanması ve Dafne’nin kendini kurtarmak için Dafne ağacı olması konu alınmıştır.




PYSKHELER KAYIĞI MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)’de bulunmuştur. Arka planda mavi bulutlu bir sema tasvir edilmiştir. İki Psykhe vücutlarının yarısı buluttan dışarı çıkmış sola doğru uçmakta; kanatları üzerinde ayakta duran Eros elindeki kırbaçla onlara istikamet vermektedir.






HAVUZ BAŞINDA TAVUS KUŞU MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup Dafne (Harbiye’de) bulunmuştur.








TALASSA DENİZ MOZAİĞİ:

M.S. V. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)’de bulunmuştur. Sağ elinde bir kürek ve sol elinde bir yunus balığı taşıyan çıplak Talassa dalgalar arasından çıkmaktadır. Göğsüne sarılan yılan sol omuzuna doğru uzanmıştır. Gür saçları üzerinde istakoz kıskaçları taşımaktadır.






MEVSİMLER MOZAİĞİ BORDÜRÜ:

M.S. II. yüzyılda Roma dönemindeki mitolojiden alınmış sahneleri ayıran spiral şerit bordür.




BÜFE MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılan mozaik Harbiye’de bulunmuştur. Eser yarı daire ve dikdörtgen olmak üzere iki kısımdan meydana gelmiştir. Yarı dairenin ortasında madalyon içinde elinde tuttuğu bir kaptan kartala su içiren Ganymedes görülmektedir. (Büfe Mozaiği Parçası)






TRYPHE İŞARET MOZAİĞİ:

M.S. IV. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)’de bulunmuştur. Burada Tryphe, şişman dekolte elbiseli bir kadın olarak tasvir edilmiştir.





TRYPHE İŞARET MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Antakya’da bulunmuştur. Bios’un simetriği olarak yastıklara uzanmış bir kadın olarak tasvir edilmiştir. Sağ elinde içki kadehi tutmaktadır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Nisan 2011       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Antakya mozaikleri nedir diye soruyorum ama başka cevaplar çıkıyor ne olur Antakya mozaiklerinin ne olduğunu yazın sadece bunu yazın.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mayıs 2011       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Doğunun kraliçesi olarak anılan, medeniyetlerin beşiği Antakya, tarihten gelen zengin kültür yapısı ile herkesi kendisine hayran bırakıyor. Antik kentlerinden Mozaik Müzesi'ne işte size canlı bir tarih. Sayfaları çevirdikçe adeta büyüleneceksiniz.

Dünyada hiçbir kent, ne topraklarının bereketi, ne de ticaretteki zenginliği bakımından bu kenti geçemezdi.' Bu sözler, IV. yüzyıl Roma döneminde yaşayan ünlü tarihçi Ammianus Marcelleinus'e ait.
Antakya şehri antikçağda doğunun kraliçesi olarak tanımlanmaktaydı. Antakya pek çok uygarlığı yaşamış ve bu uygarlıkların kültür karışımlarından yoğrulmuş çok eski ve tarihi bir kenttir. Asi nehrinin kuzeybatıdaki düzlüklerde kurulan mahalleler büyüyerek yeni Antakya'yı oluşturmuş. Amik ovasının başlangıcında, Amanos dağları ile Habib Neccar dağlarının ortasındaki vadide kurulmuş Antakya, bugünkü

konumuna göre inanılmaz bir tarihi zenginliğe sahip.
Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin birlikte ve barış içinde yaşadığı bu topraklar, tarihten bugüne uzanan bir köprü adeta. Yakın çağımızın en küçük ve en "kısa süreli" devletinin merkezi. İnanç turizmi merkezleri, antik kentleri ve

yaylalarıyla da önemli bir turizm potansiyeli var. Bir doku kenti olması, şehrin

belirgin özelliği. 2300 yıllık geçmişinin geldiği son noktada Antakya, insanı büyülüyen, maddi ve manevi zenginlikleriyle hayran bırakan bir abide olma özelliğini taşıyor.
Antakya'da yaşanan zenginlik ve ihtişam

m2.jpg picture by giresun_2010

dönemini simgeleyen en güzel eserler, eşi bulunmaz Antakya mozaikleridir. Yörede 1932 yılında başlayan kazılarda bulunan mozaikler, Antakya Mozaik Müzesi'nde sergileniyor.

Antakya Mozaik Müzesi, sergilenen mozaiklerin büyüklüğü, sayısı ve kalitesi açısından dünyanın en zengin ikinci mozaik müzesi sayılıyor. Mozaikler Greek, Roma ve Bizans dönemine ait. Samandağı, Harbiye ve Antakya'da bulunan hamam, kilise ve evlerin tabanlarını süslemiş mozaiklerin çoğunda mitolojik konular işlenmiş. Bu mozaikler paneller halinde sergileniyor.

M.Ö. 4 binden itibaren zamanımıza kadar her devrim çeşitli kültür ve tarihi vesikalarını bünyesinde toplayan Hatay'da ilk kez 1932 yıllarında ilmi kazılara başlanmıştır. Çalışmaların henüz ilk dönemlerinde çok önemli tarihi eserlere rastlanılmış. Fransız idaresi döneminde bütün tarihi eserlerin Antakya'da toplanarak bir müze kurulmasına karar verilmiştir. Ogünün modern müzecilik

anlayışına uygun olarak hazarlanan bir plan doğrultusunda 1934 yılında yapımına başlanmıştır. Binanın en büyük özelliği çıkan esere göre planın hazırlanmış olmasıdır. Müzenin inşaatı 1939 yılında tamamlanmıştır. Müzede bulunan eserler üç ayrı ilmi heyetin çalışmaları sonucunda oluşturulmuştur.

m3.jpg picture by giresun_2010

Hatay'ın anavatana katılmasıyla müze binası tamamlanmış, elde edilen eserlerde depo edilmiş bulunuyordu. Eserlerin düzenlenmesi sonrasında 1948'de Hatay'ın kurtuluş bayramında ziyarete açılmıştır. O dönemde eserlerin çokluğu nedeniyle müzenin genişletilmesi düşünüldü.

Antakya'da yaşanan
zenginlik ve ihtişamın dönemini simgeleyen
en güzel eserler
eşi bulunmaz
Antakya mozaikleridir

MOZAİKLERİN SIRRI

Antakya, Büyük İskender'in generallerinden Babil Satrabı Selevcos tarafından kurulmuştur. Kısa zamanda gelişen Antakya Roma'nın bir eyaleti olarak imparatorluğa katıldı. Eski adıyla Antioch kenti, M.Ö. 42'de Roma ile İskenderiye'den sonra dünyanın üçüncü büyük kenti oldu. Tamamen surlar içine alınan kent, idari bir merkezden ziyade bölgenin ilim, din ve ticari merkezi haline geldi.

Ünlülerin kaldığı Dafne (Harbiye) Diana mabedi ve tabii güzelliğiyle ün yapmış, tüm güzellikleri yanında devrin en güzel mimari özelliklerini veren saray ve özel malikanelerle süslenmiştir. Dünyanın dört bir yanından gelen zengin kişiler en güzel günlerini burada geçirirlerdi. İşte bu dönemde yapılan binaların tabanlarını mozaik

ile süsleme bir adet haline geldi. Böylece dünyanın en ünlü sanatkarları burada toplandı ve birbirinden güzel şaheserler verdi. O devirlerde olduğu gibi Hatay mozaikleri dünyada haklı bir üne kavuşmuştur.

m4.jpg picture by giresun_2010

Bir yandan şehir birbirinden güzel sanat eserleriyle süslenirken, diğer yandan kozmopolit halk gelerek dini ayrım ve siyasi ayrımlar yüzünden çeşitli kanlı olaylara sahne oluyordu. Bunların yanında 2 büyük yangın ve altı deprem şehri sekiz defa büyük felaketlere sürükledi. Bu arada çıkan veba hastalığı halkın büyük bir kısmının ölümüne neden oldu. Bu devirde Hatay'da 750 bin kişinin yaşadığı söylenmektedir. 71 yılındaki yangında şehirdeki kütüphane, dini yapılar ve birçok ev tamamen yandı. İmparator Trajan şehri yeninden imar etti. Halen onun ismiyle anılan Harbiye Antakya arası su yolu onun zamanında yapılmıştır.

TETHYS OKEANOS MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılın sonunda yapılmış olup Aktakya'da bulunmuştur. Eser iki kısımdan meydana gelmiştir.

İlk örnekleri Mezopotamya'da Uruh tapınağında görülen mozaikler, başları renkli kil çivilerin duvarlara yarı gömülmüş sütunlarda meydana getirdiği siyah, beyaz ve kırmızı geometrik desenlerden oluşuyordu. Mozaikler uygulama alanlarına göre yer ve duvar mozaikleri olarak ikiye ayrılıyordu. Yer mozaikleri duvar mozaiklerinden daha yaygındı. Önceleri 'Opis Signinum' adı verilen ve kireçle dövülmüş tuğladan meydana gelen harç içine serpiştirilmiş çakıl veya mermer yahut taş parçaları kullanıldı. Bu mozaiklerde desenin temel unsurunu düz çizgiler meydana getiriyordu. Sonraları bütün yüzler küp biçiminde yontulmuş mermer ile kaplanmaya başlandı. Renkler başlangıçta basitti. Beyaz zemin üzerindeki siyah renge kırmızı, yeşil ve sarı da eklendi. Geometrik şekillerden sonra, eşyaların hayvanların ve insanların resimleri yapılmaya başlandı. Mısır kaynaklı 'Opus Vermicalatum' önceleri yalnız mücevher ve kakmalarda uygulandı. Çok küçük, değişik biçimli, genellikle yuvarlatılmış mermer, sır veya cam parçalarından meydana geliyordu. Taşrada da mozaik yapımı yaygınlaşırken Afrika, Galya, Germania'nın yanısıra Suriye'de de mozaik okulları gelişmekteydi.

Türkiye'deki mozaikler Roma ve Bizans dönemlerinden kalmadır. Roma döneminden kalma mozaikler daha çok Antakya yöresindedir. Roma mozaikleri renkli taşlardan yapılır. İnsan ve hayvan figürlerini konu edinen mitolojik sahnelerden oluşan mozaikler, geometrik bordürlerle çevrelenmiştir.

NARKİSOS MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılan bu mozaik Harbiye'de bulunmuştur

m5.jpg picture by giresun_2010

Burada sudaki yansımasına aşık olması konu edilmiştir. Renk ahengi bakımından bilhassa güzel bir bordürle çevrilmiş, esas sahnenin solunda Ekho bir kaya üzerinde, ayakta durmakta, sol elindeki mızrağına dayanarak Narkisos'a bakmaktadır.

BİOS (Hayat) MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Antakya'da bulunmuştur. Burada Hayat yani Bios, istirahat halinde bir erkek olarak tasvir edilmiştir. Bios yumuşak yastıklara dayanmış ve bir elinde içki kadehi tutmaktadır.

SOTERIA MOZAİĞİ:

M.S. V. yüzyılda yapılmış olup Antakya'nın Narlıca köyü çevresinde bir banyonun döşemesi olarak bulunmuştur. Soteria dolgun vücutlu bir kadın olarak canlandırılmıştır. Başında bir yapraktan çelenk taşımaktadır. Göğsünü Bizans üsluplu bir kolye süslemektedir.

SARHOŞ DIONYSOS MOZAİĞİ:

M.S. IV. yüzyılda Antakya'da inşa edilmiş bir evin oda döşemesi olarak bulunmuştur. Dionysos, Romalıların Baküs dedikleri şarap tanrısıdır. Mitolojide, güzel renkli şarabın mucidi olarak bilinir. Burada başında yapraklardan yapılmış bir çelenk taşıyan şarap ilahı Dionysos ayakta duramıyacak kadar sarhoş olduğundan, yanındaki küçük Satyros'a dayanmaktadır. Elindeki kadehten dökülen içkiyi mukaddes hayvanı panter içmektedir.

m6.jpg picture by giresun_2010


LADON-PSALİS MOZAİĞİ:

M.S. IV. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Ladon ve Psalis Yunanistan'da iki nehir ismidir. Sağ eline dayanarak oturmuş sakallı bir erkek olarak şahıslandırılan Ladon, sol elinde içinde sular fışkıran, bir bereket boynuzu tutmaktadır. Karşısında Psalis, yastıklara dayanmış, sağ elinde dal tutan genç bir kadın olarak tasvir edilmiştir.


m7.jpg picture by giresun_2010

TARSUS MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılın sonunda yapılmıştır. Bu eserde Ganymedes'in Zeus tarafından kaçırılmasını tasvir edilmektedir. Zeus mukaddes kuşu, kartal şekline girmiş güzel Ganymedes'i ilahlar diyarına götürmek üzeredir.

Annesi ve babası bu mucize karşısında dehşete düşmüşler, efendisinin havalandığını gören köpek de ulumaya başlamıştır.

m8.jpg picture by giresun_2010

APOLLON DAFNE MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Elbisesi dizlerine kadar kaymış çıplak Dafne sola doğru geniş adımlarla kaçmaktadır. Başındaki ışın çelengi ile kendisini takip eden Apollo tarafından hemen yakalanmak üzere. Burada güzel peri kızı Dafne'nin Apollo tarafından kovalanması ve Dafne'nin kendini kurtarmak için Dafne ağacı olması konu alınmıştır


PYSKHELER KAYIĞI MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Arka planda mavi bulutlu bir sema tasvir edilmiştir. İki Psykhe vücutlarının yarısı buluttan dışarı çıkmış sola doğru uçmakta; kanatları üzerinde ayakta duran Eros elindeki kırbaçla onlara istikamet vermektedir.

m10.jpg picture by giresun_2010

HAVUZ BAŞINDA TAVUS KUŞU MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup Dafne (Harbiye'de) bulunmuştur.

m11.jpg picture by giresun_2010

TALASSA DENİZ MOZAİĞİ:

M.S. V. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Sağ elinde bir kürek ve sol elinde bir yunus balığı taşıyan çıplak Talassa dalgalar arasından çıkmaktadır. Göğsüne sarılan yılan sol omuzuna doğru uzanmıştır. Gür saçları üzerinde istakoz kıskaçları taşımaktadır.

m12.jpg picture by giresun_2010

MEVSİMLER MOZAİĞİ BORDÜRÜ:

M.S. II. yüzyılda Roma dönemindeki mitolojiden alınmış sahneleri ayıran spiral şerit bordür.

m13.jpg picture by giresun_2010

BÜFE MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılan mozaik Harbiye'de bulunmuştur. Eser yarı daire ve dikdörtgen olmak üzere iki kısımdan meydana gelmiştir. Yarı dairenin ortasında madalyon içinde elinde tuttuğu bir kaptan kartala su içiren Ganymedes görülmektedir. (Büfe Mozaiği Parçası)

m14.jpg picture by giresun_2010

TRYPHE İŞARET MOZAİĞİ:

M.S. IV. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Burada Tryphe, şişman dekolte elbiseli bir kadın olarak tasvir edilmiştir.

m15.jpg picture by giresun_2010

TRYPHE İŞARET MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Antakya'da bulunmuştur. Bios'un simetriği olarak yastıklara uzanmış bir kadın olarak tasvir edilmiştir. Sağ elinde içki kadehi tutmaktadır.

m16.jpg picture by giresun_2010














Doğunun kraliçesi olarak anılan, medeniyetlerin beşiği Antakya, tarihten gelen zengin kültür yapısı ile herkesi kendisine hayran bırakıyor. Antik kentlerinden Mozaik Müzesi'ne işte size canlı bir tarih. Sayfaları çevirdikçe adeta büyüleneceksiniz.

Dünyada hiçbir kent, ne topraklarının bereketi, ne de ticaretteki zenginliği bakımından bu kenti geçemezdi.' Bu sözler, IV. yüzyıl Roma döneminde yaşayan ünlü tarihçi Ammianus Marcelleinus'e ait.
Antakya şehri antikçağda doğunun kraliçesi olarak tanımlanmaktaydı. Antakya pek çok uygarlığı yaşamış ve bu uygarlıkların kültür karışımlarından yoğrulmuş çok eski ve tarihi bir kenttir. Asi nehrinin kuzeybatıdaki düzlüklerde kurulan mahalleler büyüyerek yeni Antakya'yı oluşturmuş. Amik ovasının başlangıcında, Amanos dağları ile Habib Neccar dağlarının ortasındaki vadide kurulmuş Antakya, bugünkü

konumuna göre inanılmaz bir tarihi zenginliğe sahip.
Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin birlikte ve barış içinde yaşadığı bu topraklar, tarihten bugüne uzanan bir köprü adeta. Yakın çağımızın en küçük ve en "kısa süreli" devletinin merkezi. İnanç turizmi merkezleri, antik kentleri ve

yaylalarıyla da önemli bir turizm potansiyeli var. Bir doku kenti olması, şehrin

belirgin özelliği. 2300 yıllık geçmişinin geldiği son noktada Antakya, insanı büyülüyen, maddi ve manevi zenginlikleriyle hayran bırakan bir abide olma özelliğini taşıyor.
Antakya'da yaşanan zenginlik ve ihtişam

m2.jpg picture by giresun_2010

dönemini simgeleyen en güzel eserler, eşi bulunmaz Antakya mozaikleridir. Yörede 1932 yılında başlayan kazılarda bulunan mozaikler, Antakya Mozaik Müzesi'nde sergileniyor.

Antakya Mozaik Müzesi, sergilenen mozaiklerin büyüklüğü, sayısı ve kalitesi açısından dünyanın en zengin ikinci mozaik müzesi sayılıyor. Mozaikler Greek, Roma ve Bizans dönemine ait. Samandağı, Harbiye ve Antakya'da bulunan hamam, kilise ve evlerin tabanlarını süslemiş mozaiklerin çoğunda mitolojik konular işlenmiş. Bu mozaikler paneller halinde sergileniyor.

M.Ö. 4 binden itibaren zamanımıza kadar her devrim çeşitli kültür ve tarihi vesikalarını bünyesinde toplayan Hatay'da ilk kez 1932 yıllarında ilmi kazılara başlanmıştır. Çalışmaların henüz ilk dönemlerinde çok önemli tarihi eserlere rastlanılmış. Fransız idaresi döneminde bütün tarihi eserlerin Antakya'da toplanarak bir müze kurulmasına karar verilmiştir. Ogünün modern müzecilik

anlayışına uygun olarak hazarlanan bir plan doğrultusunda 1934 yılında yapımına başlanmıştır. Binanın en büyük özelliği çıkan esere göre planın hazırlanmış olmasıdır. Müzenin inşaatı 1939 yılında tamamlanmıştır. Müzede bulunan eserler üç ayrı ilmi heyetin çalışmaları sonucunda oluşturulmuştur.

m3.jpg picture by giresun_2010

Hatay'ın anavatana katılmasıyla müze binası tamamlanmış, elde edilen eserlerde depo edilmiş bulunuyordu. Eserlerin düzenlenmesi sonrasında 1948'de Hatay'ın kurtuluş bayramında ziyarete açılmıştır. O dönemde eserlerin çokluğu nedeniyle müzenin genişletilmesi düşünüldü.

Antakya'da yaşanan
zenginlik ve ihtişamın dönemini simgeleyen
en güzel eserler
eşi bulunmaz
Antakya mozaikleridir

MOZAİKLERİN SIRRI

Antakya, Büyük İskender'in generallerinden Babil Satrabı Selevcos tarafından kurulmuştur. Kısa zamanda gelişen Antakya Roma'nın bir eyaleti olarak imparatorluğa katıldı. Eski adıyla Antioch kenti, M.Ö. 42'de Roma ile İskenderiye'den sonra dünyanın üçüncü büyük kenti oldu. Tamamen surlar içine alınan kent, idari bir merkezden ziyade bölgenin ilim, din ve ticari merkezi haline geldi.

Ünlülerin kaldığı Dafne (Harbiye) Diana mabedi ve tabii güzelliğiyle ün yapmış, tüm güzellikleri yanında devrin en güzel mimari özelliklerini veren saray ve özel malikanelerle süslenmiştir. Dünyanın dört bir yanından gelen zengin kişiler en güzel günlerini burada geçirirlerdi. İşte bu dönemde yapılan binaların tabanlarını mozaik

ile süsleme bir adet haline geldi. Böylece dünyanın en ünlü sanatkarları burada toplandı ve birbirinden güzel şaheserler verdi. O devirlerde olduğu gibi Hatay mozaikleri dünyada haklı bir üne kavuşmuştur.

m4.jpg picture by giresun_2010

Bir yandan şehir birbirinden güzel sanat eserleriyle süslenirken, diğer yandan kozmopolit halk gelerek dini ayrım ve siyasi ayrımlar yüzünden çeşitli kanlı olaylara sahne oluyordu. Bunların yanında 2 büyük yangın ve altı deprem şehri sekiz defa büyük felaketlere sürükledi. Bu arada çıkan veba hastalığı halkın büyük bir kısmının ölümüne neden oldu. Bu devirde Hatay'da 750 bin kişinin yaşadığı söylenmektedir. 71 yılındaki yangında şehirdeki kütüphane, dini yapılar ve birçok ev tamamen yandı. İmparator Trajan şehri yeninden imar etti. Halen onun ismiyle anılan Harbiye Antakya arası su yolu onun zamanında yapılmıştır.

TETHYS OKEANOS MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılın sonunda yapılmış olup Aktakya'da bulunmuştur. Eser iki kısımdan meydana gelmiştir.

İlk örnekleri Mezopotamya'da Uruh tapınağında görülen mozaikler, başları renkli kil çivilerin duvarlara yarı gömülmüş sütunlarda meydana getirdiği siyah, beyaz ve kırmızı geometrik desenlerden oluşuyordu. Mozaikler uygulama alanlarına göre yer ve duvar mozaikleri olarak ikiye ayrılıyordu. Yer mozaikleri duvar mozaiklerinden daha yaygındı. Önceleri 'Opis Signinum' adı verilen ve kireçle dövülmüş tuğladan meydana gelen harç içine serpiştirilmiş çakıl veya mermer yahut taş parçaları kullanıldı. Bu mozaiklerde desenin temel unsurunu düz çizgiler meydana getiriyordu. Sonraları bütün yüzler küp biçiminde yontulmuş mermer ile kaplanmaya başlandı. Renkler başlangıçta basitti. Beyaz zemin üzerindeki siyah renge kırmızı, yeşil ve sarı da eklendi. Geometrik şekillerden sonra, eşyaların hayvanların ve insanların resimleri yapılmaya başlandı. Mısır kaynaklı 'Opus Vermicalatum' önceleri yalnız mücevher ve kakmalarda uygulandı. Çok küçük, değişik biçimli, genellikle yuvarlatılmış mermer, sır veya cam parçalarından meydana geliyordu. Taşrada da mozaik yapımı yaygınlaşırken Afrika, Galya, Germania'nın yanısıra Suriye'de de mozaik okulları gelişmekteydi.

Türkiye'deki mozaikler Roma ve Bizans dönemlerinden kalmadır. Roma döneminden kalma mozaikler daha çok Antakya yöresindedir. Roma mozaikleri renkli taşlardan yapılır. İnsan ve hayvan figürlerini konu edinen mitolojik sahnelerden oluşan mozaikler, geometrik bordürlerle çevrelenmiştir.

NARKİSOS MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılan bu mozaik Harbiye'de bulunmuştur

m5.jpg picture by giresun_2010

Burada sudaki yansımasına aşık olması konu edilmiştir. Renk ahengi bakımından bilhassa güzel bir bordürle çevrilmiş, esas sahnenin solunda Ekho bir kaya üzerinde, ayakta durmakta, sol elindeki mızrağına dayanarak Narkisos'a bakmaktadır.

BİOS (Hayat) MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Antakya'da bulunmuştur. Burada Hayat yani Bios, istirahat halinde bir erkek olarak tasvir edilmiştir. Bios yumuşak yastıklara dayanmış ve bir elinde içki kadehi tutmaktadır.

SOTERIA MOZAİĞİ:

M.S. V. yüzyılda yapılmış olup Antakya'nın Narlıca köyü çevresinde bir banyonun döşemesi olarak bulunmuştur. Soteria dolgun vücutlu bir kadın olarak canlandırılmıştır. Başında bir yapraktan çelenk taşımaktadır. Göğsünü Bizans üsluplu bir kolye süslemektedir.

SARHOŞ DIONYSOS MOZAİĞİ:

M.S. IV. yüzyılda Antakya'da inşa edilmiş bir evin oda döşemesi olarak bulunmuştur. Dionysos, Romalıların Baküs dedikleri şarap tanrısıdır. Mitolojide, güzel renkli şarabın mucidi olarak bilinir. Burada başında yapraklardan yapılmış bir çelenk taşıyan şarap ilahı Dionysos ayakta duramıyacak kadar sarhoş olduğundan, yanındaki küçük Satyros'a dayanmaktadır. Elindeki kadehten dökülen içkiyi mukaddes hayvanı panter içmektedir.

m6.jpg picture by giresun_2010


LADON-PSALİS MOZAİĞİ:

M.S. IV. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Ladon ve Psalis Yunanistan'da iki nehir ismidir. Sağ eline dayanarak oturmuş sakallı bir erkek olarak şahıslandırılan Ladon, sol elinde içinde sular fışkıran, bir bereket boynuzu tutmaktadır. Karşısında Psalis, yastıklara dayanmış, sağ elinde dal tutan genç bir kadın olarak tasvir edilmiştir.


m7.jpg picture by giresun_2010

TARSUS MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılın sonunda yapılmıştır. Bu eserde Ganymedes'in Zeus tarafından kaçırılmasını tasvir edilmektedir. Zeus mukaddes kuşu, kartal şekline girmiş güzel Ganymedes'i ilahlar diyarına götürmek üzeredir.

Annesi ve babası bu mucize karşısında dehşete düşmüşler, efendisinin havalandığını gören köpek de ulumaya başlamıştır.

m8.jpg picture by giresun_2010

APOLLON DAFNE MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Elbisesi dizlerine kadar kaymış çıplak Dafne sola doğru geniş adımlarla kaçmaktadır. Başındaki ışın çelengi ile kendisini takip eden Apollo tarafından hemen yakalanmak üzere. Burada güzel peri kızı Dafne'nin Apollo tarafından kovalanması ve Dafne'nin kendini kurtarmak için Dafne ağacı olması konu alınmıştır


PYSKHELER KAYIĞI MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Arka planda mavi bulutlu bir sema tasvir edilmiştir. İki Psykhe vücutlarının yarısı buluttan dışarı çıkmış sola doğru uçmakta; kanatları üzerinde ayakta duran Eros elindeki kırbaçla onlara istikamet vermektedir.

m10.jpg picture by giresun_2010

HAVUZ BAŞINDA TAVUS KUŞU MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup Dafne (Harbiye'de) bulunmuştur.

m11.jpg picture by giresun_2010

TALASSA DENİZ MOZAİĞİ:

M.S. V. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Sağ elinde bir kürek ve sol elinde bir yunus balığı taşıyan çıplak Talassa dalgalar arasından çıkmaktadır. Göğsüne sarılan yılan sol omuzuna doğru uzanmıştır. Gür saçları üzerinde istakoz kıskaçları taşımaktadır.

m12.jpg picture by giresun_2010

MEVSİMLER MOZAİĞİ BORDÜRÜ:

M.S. II. yüzyılda Roma dönemindeki mitolojiden alınmış sahneleri ayıran spiral şerit bordür.

m13.jpg picture by giresun_2010

BÜFE MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılan mozaik Harbiye'de bulunmuştur. Eser yarı daire ve dikdörtgen olmak üzere iki kısımdan meydana gelmiştir. Yarı dairenin ortasında madalyon içinde elinde tuttuğu bir kaptan kartala su içiren Ganymedes görülmektedir. (Büfe Mozaiği Parçası)

m14.jpg picture by giresun_2010

TRYPHE İŞARET MOZAİĞİ:

M.S. IV. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Burada Tryphe, şişman dekolte elbiseli bir kadın olarak tasvir edilmiştir.

m15.jpg picture by giresun_2010

TRYPHE İŞARET MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Antakya'da bulunmuştur. Bios'un simetriği olarak yastıklara uzanmış bir kadın olarak tasvir edilmiştir. Sağ elinde içki kadehi tutmaktadır.

m16.jpg picture by giresun_2010















Doğunun kraliçesi olarak anılan, medeniyetlerin beşiği Antakya, tarihten gelen zengin kültür yapısı ile herkesi kendisine hayran bırakıyor. Antik kentlerinden Mozaik Müzesi'ne işte size canlı bir tarih. Sayfaları çevirdikçe adeta büyüleneceksiniz.

Dünyada hiçbir kent, ne topraklarının bereketi, ne de ticaretteki zenginliği bakımından bu kenti geçemezdi.' Bu sözler, IV. yüzyıl Roma döneminde yaşayan ünlü tarihçi Ammianus Marcelleinus'e ait.
Antakya şehri antikçağda doğunun kraliçesi olarak tanımlanmaktaydı. Antakya pek çok uygarlığı yaşamış ve bu uygarlıkların kültür karışımlarından yoğrulmuş çok eski ve tarihi bir kenttir. Asi nehrinin kuzeybatıdaki düzlüklerde kurulan mahalleler büyüyerek yeni Antakya'yı oluşturmuş. Amik ovasının başlangıcında, Amanos dağları ile Habib Neccar dağlarının ortasındaki vadide kurulmuş Antakya, bugünkü

konumuna göre inanılmaz bir tarihi zenginliğe sahip.
Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin birlikte ve barış içinde yaşadığı bu topraklar, tarihten bugüne uzanan bir köprü adeta. Yakın çağımızın en küçük ve en "kısa süreli" devletinin merkezi. İnanç turizmi merkezleri, antik kentleri ve

yaylalarıyla da önemli bir turizm potansiyeli var. Bir doku kenti olması, şehrin

belirgin özelliği. 2300 yıllık geçmişinin geldiği son noktada Antakya, insanı büyülüyen, maddi ve manevi zenginlikleriyle hayran bırakan bir abide olma özelliğini taşıyor.
Antakya'da yaşanan zenginlik ve ihtişam

m2.jpg picture by giresun_2010

dönemini simgeleyen en güzel eserler, eşi bulunmaz Antakya mozaikleridir. Yörede 1932 yılında başlayan kazılarda bulunan mozaikler, Antakya Mozaik Müzesi'nde sergileniyor.

Antakya Mozaik Müzesi, sergilenen mozaiklerin büyüklüğü, sayısı ve kalitesi açısından dünyanın en zengin ikinci mozaik müzesi sayılıyor. Mozaikler Greek, Roma ve Bizans dönemine ait. Samandağı, Harbiye ve Antakya'da bulunan hamam, kilise ve evlerin tabanlarını süslemiş mozaiklerin çoğunda mitolojik konular işlenmiş. Bu mozaikler paneller halinde sergileniyor.

M.Ö. 4 binden itibaren zamanımıza kadar her devrim çeşitli kültür ve tarihi vesikalarını bünyesinde toplayan Hatay'da ilk kez 1932 yıllarında ilmi kazılara başlanmıştır. Çalışmaların henüz ilk dönemlerinde çok önemli tarihi eserlere rastlanılmış. Fransız idaresi döneminde bütün tarihi eserlerin Antakya'da toplanarak bir müze kurulmasına karar verilmiştir. Ogünün modern müzecilik

anlayışına uygun olarak hazarlanan bir plan doğrultusunda 1934 yılında yapımına başlanmıştır. Binanın en büyük özelliği çıkan esere göre planın hazırlanmış olmasıdır. Müzenin inşaatı 1939 yılında tamamlanmıştır. Müzede bulunan eserler üç ayrı ilmi heyetin çalışmaları sonucunda oluşturulmuştur.

m3.jpg picture by giresun_2010

Hatay'ın anavatana katılmasıyla müze binası tamamlanmış, elde edilen eserlerde depo edilmiş bulunuyordu. Eserlerin düzenlenmesi sonrasında 1948'de Hatay'ın kurtuluş bayramında ziyarete açılmıştır. O dönemde eserlerin çokluğu nedeniyle müzenin genişletilmesi düşünüldü.

Antakya'da yaşanan
zenginlik ve ihtişamın dönemini simgeleyen
en güzel eserler
eşi bulunmaz
Antakya mozaikleridir

MOZAİKLERİN SIRRI

Antakya, Büyük İskender'in generallerinden Babil Satrabı Selevcos tarafından kurulmuştur. Kısa zamanda gelişen Antakya Roma'nın bir eyaleti olarak imparatorluğa katıldı. Eski adıyla Antioch kenti, M.Ö. 42'de Roma ile İskenderiye'den sonra dünyanın üçüncü büyük kenti oldu. Tamamen surlar içine alınan kent, idari bir merkezden ziyade bölgenin ilim, din ve ticari merkezi haline geldi.

Ünlülerin kaldığı Dafne (Harbiye) Diana mabedi ve tabii güzelliğiyle ün yapmış, tüm güzellikleri yanında devrin en güzel mimari özelliklerini veren saray ve özel malikanelerle süslenmiştir. Dünyanın dört bir yanından gelen zengin kişiler en güzel günlerini burada geçirirlerdi. İşte bu dönemde yapılan binaların tabanlarını mozaik

ile süsleme bir adet haline geldi. Böylece dünyanın en ünlü sanatkarları burada toplandı ve birbirinden güzel şaheserler verdi. O devirlerde olduğu gibi Hatay mozaikleri dünyada haklı bir üne kavuşmuştur.

m4.jpg picture by giresun_2010

Bir yandan şehir birbirinden güzel sanat eserleriyle süslenirken, diğer yandan kozmopolit halk gelerek dini ayrım ve siyasi ayrımlar yüzünden çeşitli kanlı olaylara sahne oluyordu. Bunların yanında 2 büyük yangın ve altı deprem şehri sekiz defa büyük felaketlere sürükledi. Bu arada çıkan veba hastalığı halkın büyük bir kısmının ölümüne neden oldu. Bu devirde Hatay'da 750 bin kişinin yaşadığı söylenmektedir. 71 yılındaki yangında şehirdeki kütüphane, dini yapılar ve birçok ev tamamen yandı. İmparator Trajan şehri yeninden imar etti. Halen onun ismiyle anılan Harbiye Antakya arası su yolu onun zamanında yapılmıştır.

TETHYS OKEANOS MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılın sonunda yapılmış olup Aktakya'da bulunmuştur. Eser iki kısımdan meydana gelmiştir.

İlk örnekleri Mezopotamya'da Uruh tapınağında görülen mozaikler, başları renkli kil çivilerin duvarlara yarı gömülmüş sütunlarda meydana getirdiği siyah, beyaz ve kırmızı geometrik desenlerden oluşuyordu. Mozaikler uygulama alanlarına göre yer ve duvar mozaikleri olarak ikiye ayrılıyordu. Yer mozaikleri duvar mozaiklerinden daha yaygındı. Önceleri 'Opis Signinum' adı verilen ve kireçle dövülmüş tuğladan meydana gelen harç içine serpiştirilmiş çakıl veya mermer yahut taş parçaları kullanıldı. Bu mozaiklerde desenin temel unsurunu düz çizgiler meydana getiriyordu. Sonraları bütün yüzler küp biçiminde yontulmuş mermer ile kaplanmaya başlandı. Renkler başlangıçta basitti. Beyaz zemin üzerindeki siyah renge kırmızı, yeşil ve sarı da eklendi. Geometrik şekillerden sonra, eşyaların hayvanların ve insanların resimleri yapılmaya başlandı. Mısır kaynaklı 'Opus Vermicalatum' önceleri yalnız mücevher ve kakmalarda uygulandı. Çok küçük, değişik biçimli, genellikle yuvarlatılmış mermer, sır veya cam parçalarından meydana geliyordu. Taşrada da mozaik yapımı yaygınlaşırken Afrika, Galya, Germania'nın yanısıra Suriye'de de mozaik okulları gelişmekteydi.

Türkiye'deki mozaikler Roma ve Bizans dönemlerinden kalmadır. Roma döneminden kalma mozaikler daha çok Antakya yöresindedir. Roma mozaikleri renkli taşlardan yapılır. İnsan ve hayvan figürlerini konu edinen mitolojik sahnelerden oluşan mozaikler, geometrik bordürlerle çevrelenmiştir.

NARKİSOS MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılan bu mozaik Harbiye'de bulunmuştur

m5.jpg picture by giresun_2010

Burada sudaki yansımasına aşık olması konu edilmiştir. Renk ahengi bakımından bilhassa güzel bir bordürle çevrilmiş, esas sahnenin solunda Ekho bir kaya üzerinde, ayakta durmakta, sol elindeki mızrağına dayanarak Narkisos'a bakmaktadır.

BİOS (Hayat) MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Antakya'da bulunmuştur. Burada Hayat yani Bios, istirahat halinde bir erkek olarak tasvir edilmiştir. Bios yumuşak yastıklara dayanmış ve bir elinde içki kadehi tutmaktadır.

SOTERIA MOZAİĞİ:

M.S. V. yüzyılda yapılmış olup Antakya'nın Narlıca köyü çevresinde bir banyonun döşemesi olarak bulunmuştur. Soteria dolgun vücutlu bir kadın olarak canlandırılmıştır. Başında bir yapraktan çelenk taşımaktadır. Göğsünü Bizans üsluplu bir kolye süslemektedir.

SARHOŞ DIONYSOS MOZAİĞİ:

M.S. IV. yüzyılda Antakya'da inşa edilmiş bir evin oda döşemesi olarak bulunmuştur. Dionysos, Romalıların Baküs dedikleri şarap tanrısıdır. Mitolojide, güzel renkli şarabın mucidi olarak bilinir. Burada başında yapraklardan yapılmış bir çelenk taşıyan şarap ilahı Dionysos ayakta duramıyacak kadar sarhoş olduğundan, yanındaki küçük Satyros'a dayanmaktadır. Elindeki kadehten dökülen içkiyi mukaddes hayvanı panter içmektedir.

m6.jpg picture by giresun_2010


LADON-PSALİS MOZAİĞİ:

M.S. IV. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Ladon ve Psalis Yunanistan'da iki nehir ismidir. Sağ eline dayanarak oturmuş sakallı bir erkek olarak şahıslandırılan Ladon, sol elinde içinde sular fışkıran, bir bereket boynuzu tutmaktadır. Karşısında Psalis, yastıklara dayanmış, sağ elinde dal tutan genç bir kadın olarak tasvir edilmiştir.


m7.jpg picture by giresun_2010

TARSUS MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılın sonunda yapılmıştır. Bu eserde Ganymedes'in Zeus tarafından kaçırılmasını tasvir edilmektedir. Zeus mukaddes kuşu, kartal şekline girmiş güzel Ganymedes'i ilahlar diyarına götürmek üzeredir.

Annesi ve babası bu mucize karşısında dehşete düşmüşler, efendisinin havalandığını gören köpek de ulumaya başlamıştır.

m8.jpg picture by giresun_2010

APOLLON DAFNE MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Elbisesi dizlerine kadar kaymış çıplak Dafne sola doğru geniş adımlarla kaçmaktadır. Başındaki ışın çelengi ile kendisini takip eden Apollo tarafından hemen yakalanmak üzere. Burada güzel peri kızı Dafne'nin Apollo tarafından kovalanması ve Dafne'nin kendini kurtarmak için Dafne ağacı olması konu alınmıştır


PYSKHELER KAYIĞI MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Arka planda mavi bulutlu bir sema tasvir edilmiştir. İki Psykhe vücutlarının yarısı buluttan dışarı çıkmış sola doğru uçmakta; kanatları üzerinde ayakta duran Eros elindeki kırbaçla onlara istikamet vermektedir.

m10.jpg picture by giresun_2010

HAVUZ BAŞINDA TAVUS KUŞU MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup Dafne (Harbiye'de) bulunmuştur.

m11.jpg picture by giresun_2010

TALASSA DENİZ MOZAİĞİ:

M.S. V. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Sağ elinde bir kürek ve sol elinde bir yunus balığı taşıyan çıplak Talassa dalgalar arasından çıkmaktadır. Göğsüne sarılan yılan sol omuzuna doğru uzanmıştır. Gür saçları üzerinde istakoz kıskaçları taşımaktadır.

m12.jpg picture by giresun_2010

MEVSİMLER MOZAİĞİ BORDÜRÜ:

M.S. II. yüzyılda Roma dönemindeki mitolojiden alınmış sahneleri ayıran spiral şerit bordür.

m13.jpg picture by giresun_2010

BÜFE MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılan mozaik Harbiye'de bulunmuştur. Eser yarı daire ve dikdörtgen olmak üzere iki kısımdan meydana gelmiştir. Yarı dairenin ortasında madalyon içinde elinde tuttuğu bir kaptan kartala su içiren Ganymedes görülmektedir. (Büfe Mozaiği Parçası)

m14.jpg picture by giresun_2010

TRYPHE İŞARET MOZAİĞİ:

M.S. IV. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Burada Tryphe, şişman dekolte elbiseli bir kadın olarak tasvir edilmiştir.

m15.jpg picture by giresun_2010

TRYPHE İŞARET MOZAİĞİ:

M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Antakya'da bulunmuştur. Bios'un simetriği olarak yastıklara uzanmış bir kadın olarak tasvir edilmiştir. Sağ elinde içki kadehi tutmaktadır.

m16.jpg picture by giresun_2010















Etiketler: gezi | gezi tatil | tatil
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Kasım 2013       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
mozaikleri anlatın sadece

Benzer Konular

12 Mart 2010 / Misafir Cevaplanmış
3 Kasım 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
2 Mayıs 2011 / Misafir Soru-Cevap
10 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap