Doğunun kraliçesi olarak anılan, medeniyetlerin beşiği Antakya, tarihten gelen zengin kültür yapısı ile herkesi kendisine hayran bırakıyor. Antik kentlerinden Mozaik Müzesi'ne işte size canlı bir tarih. Sayfaları çevirdikçe adeta büyüleneceksiniz.
Dünyada hiçbir kent, ne topraklarının bereketi, ne de ticaretteki zenginliği bakımından bu kenti geçemezdi.' Bu sözler, IV. yüzyıl Roma döneminde yaşayan ünlü tarihçi Ammianus Marcelleinus'e ait.
Antakya şehri antikçağda doğunun kraliçesi olarak tanımlanmaktaydı. Antakya pek çok uygarlığı yaşamış ve bu uygarlıkların kültür karışımlarından yoğrulmuş çok eski ve tarihi bir kenttir. Asi nehrinin kuzeybatıdaki düzlüklerde kurulan mahalleler büyüyerek yeni Antakya'yı oluşturmuş. Amik ovasının başlangıcında, Amanos dağları ile Habib Neccar dağlarının ortasındaki vadide kurulmuş Antakya, bugünkü
konumuna göre inanılmaz bir tarihi zenginliğe sahip.
Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin birlikte ve barış içinde yaşadığı bu topraklar, tarihten bugüne uzanan bir köprü adeta. Yakın çağımızın en küçük ve en "kısa süreli" devletinin merkezi. İnanç turizmi merkezleri, antik kentleri ve
yaylalarıyla da önemli bir turizm potansiyeli var. Bir doku kenti olması, şehrin
belirgin özelliği. 2300 yıllık geçmişinin geldiği son noktada Antakya, insanı büyülüyen, maddi ve manevi zenginlikleriyle hayran bırakan bir abide olma özelliğini taşıyor.
Antakya'da yaşanan zenginlik ve ihtişam
m2.jpg picture by giresun_2010
dönemini simgeleyen en güzel eserler, eşi bulunmaz Antakya mozaikleridir. Yörede 1932 yılında başlayan kazılarda bulunan mozaikler, Antakya Mozaik Müzesi'nde sergileniyor.
Antakya Mozaik Müzesi, sergilenen mozaiklerin büyüklüğü, sayısı ve kalitesi açısından dünyanın en zengin ikinci mozaik müzesi sayılıyor. Mozaikler Greek, Roma ve Bizans dönemine ait. Samandağı, Harbiye ve Antakya'da bulunan hamam, kilise ve evlerin tabanlarını süslemiş mozaiklerin çoğunda mitolojik konular işlenmiş. Bu mozaikler paneller halinde sergileniyor.
M.Ö. 4 binden itibaren zamanımıza kadar her devrim çeşitli kültür ve tarihi vesikalarını bünyesinde toplayan Hatay'da ilk kez 1932 yıllarında ilmi kazılara başlanmıştır. Çalışmaların henüz ilk dönemlerinde çok önemli tarihi eserlere rastlanılmış. Fransız idaresi döneminde bütün tarihi eserlerin Antakya'da toplanarak bir müze kurulmasına karar verilmiştir. Ogünün modern müzecilik
anlayışına uygun olarak hazarlanan bir plan doğrultusunda 1934 yılında yapımına başlanmıştır. Binanın en büyük özelliği çıkan esere göre planın hazırlanmış olmasıdır. Müzenin inşaatı 1939 yılında tamamlanmıştır. Müzede bulunan eserler üç ayrı ilmi heyetin çalışmaları sonucunda oluşturulmuştur.
m3.jpg picture by giresun_2010
Hatay'ın anavatana katılmasıyla müze binası tamamlanmış, elde edilen eserlerde depo edilmiş bulunuyordu. Eserlerin düzenlenmesi sonrasında 1948'de Hatay'ın kurtuluş bayramında ziyarete açılmıştır. O dönemde eserlerin çokluğu nedeniyle müzenin genişletilmesi düşünüldü.
Antakya'da yaşanan
zenginlik ve ihtişamın dönemini simgeleyen
en güzel eserler
eşi bulunmaz
Antakya mozaikleridir
MOZAİKLERİN SIRRI
Antakya, Büyük İskender'in generallerinden Babil Satrabı Selevcos tarafından kurulmuştur. Kısa zamanda gelişen Antakya Roma'nın bir eyaleti olarak imparatorluğa katıldı. Eski adıyla Antioch kenti, M.Ö. 42'de Roma ile İskenderiye'den sonra dünyanın üçüncü büyük kenti oldu. Tamamen surlar içine alınan kent, idari bir merkezden ziyade bölgenin ilim, din ve ticari merkezi haline geldi.
Ünlülerin kaldığı Dafne (Harbiye) Diana mabedi ve tabii güzelliğiyle ün yapmış, tüm güzellikleri yanında devrin en güzel mimari özelliklerini veren saray ve özel malikanelerle süslenmiştir. Dünyanın dört bir yanından gelen zengin kişiler en güzel günlerini burada geçirirlerdi. İşte bu dönemde yapılan binaların tabanlarını mozaik
ile süsleme bir adet haline geldi. Böylece dünyanın en ünlü sanatkarları burada toplandı ve birbirinden güzel şaheserler verdi. O devirlerde olduğu gibi Hatay mozaikleri dünyada haklı bir üne kavuşmuştur.
m4.jpg picture by giresun_2010
Bir yandan şehir birbirinden güzel sanat eserleriyle süslenirken, diğer yandan kozmopolit halk gelerek dini ayrım ve siyasi ayrımlar yüzünden çeşitli kanlı olaylara sahne oluyordu. Bunların yanında 2 büyük yangın ve altı deprem şehri sekiz defa büyük felaketlere sürükledi. Bu arada çıkan veba hastalığı halkın büyük bir kısmının ölümüne neden oldu. Bu devirde Hatay'da 750 bin kişinin yaşadığı söylenmektedir. 71 yılındaki yangında şehirdeki kütüphane, dini yapılar ve birçok ev tamamen yandı. İmparator Trajan şehri yeninden imar etti. Halen onun ismiyle anılan Harbiye Antakya arası su yolu onun zamanında yapılmıştır.
TETHYS OKEANOS MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılın sonunda yapılmış olup Aktakya'da bulunmuştur. Eser iki kısımdan meydana gelmiştir.
İlk örnekleri Mezopotamya'da Uruh tapınağında görülen mozaikler, başları renkli kil çivilerin duvarlara yarı gömülmüş sütunlarda meydana getirdiği siyah, beyaz ve kırmızı geometrik desenlerden oluşuyordu. Mozaikler uygulama alanlarına göre yer ve duvar mozaikleri olarak ikiye ayrılıyordu. Yer mozaikleri duvar mozaiklerinden daha yaygındı. Önceleri 'Opis Signinum' adı verilen ve kireçle dövülmüş tuğladan meydana gelen harç içine serpiştirilmiş çakıl veya mermer yahut taş parçaları kullanıldı. Bu mozaiklerde desenin temel unsurunu düz çizgiler meydana getiriyordu. Sonraları bütün yüzler küp biçiminde yontulmuş mermer ile kaplanmaya başlandı. Renkler başlangıçta basitti. Beyaz zemin üzerindeki siyah renge kırmızı, yeşil ve sarı da eklendi. Geometrik şekillerden sonra, eşyaların hayvanların ve insanların resimleri yapılmaya başlandı. Mısır kaynaklı 'Opus Vermicalatum' önceleri yalnız mücevher ve kakmalarda uygulandı. Çok küçük, değişik biçimli, genellikle yuvarlatılmış mermer, sır veya cam parçalarından meydana geliyordu. Taşrada da mozaik yapımı yaygınlaşırken Afrika, Galya, Germania'nın yanısıra Suriye'de de mozaik okulları gelişmekteydi.
Türkiye'deki mozaikler Roma ve Bizans dönemlerinden kalmadır. Roma döneminden kalma mozaikler daha çok Antakya yöresindedir. Roma mozaikleri renkli taşlardan yapılır. İnsan ve hayvan figürlerini konu edinen mitolojik sahnelerden oluşan mozaikler, geometrik bordürlerle çevrelenmiştir.
NARKİSOS MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılan bu mozaik Harbiye'de bulunmuştur
m5.jpg picture by giresun_2010
Burada sudaki yansımasına aşık olması konu edilmiştir. Renk ahengi bakımından bilhassa güzel bir bordürle çevrilmiş, esas sahnenin solunda Ekho bir kaya üzerinde, ayakta durmakta, sol elindeki mızrağına dayanarak Narkisos'a bakmaktadır.
BİOS (Hayat) MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Antakya'da bulunmuştur. Burada Hayat yani Bios, istirahat halinde bir erkek olarak tasvir edilmiştir. Bios yumuşak yastıklara dayanmış ve bir elinde içki kadehi tutmaktadır.
SOTERIA MOZAİĞİ:
M.S. V. yüzyılda yapılmış olup Antakya'nın Narlıca köyü çevresinde bir banyonun döşemesi olarak bulunmuştur. Soteria dolgun vücutlu bir kadın olarak canlandırılmıştır. Başında bir yapraktan çelenk taşımaktadır. Göğsünü Bizans üsluplu bir kolye süslemektedir.
SARHOŞ DIONYSOS MOZAİĞİ:
M.S. IV. yüzyılda Antakya'da inşa edilmiş bir evin oda döşemesi olarak bulunmuştur. Dionysos, Romalıların Baküs dedikleri şarap tanrısıdır. Mitolojide, güzel renkli şarabın mucidi olarak bilinir. Burada başında yapraklardan yapılmış bir çelenk taşıyan şarap ilahı Dionysos ayakta duramıyacak kadar sarhoş olduğundan, yanındaki küçük Satyros'a dayanmaktadır. Elindeki kadehten dökülen içkiyi mukaddes hayvanı panter içmektedir.
m6.jpg picture by giresun_2010
LADON-PSALİS MOZAİĞİ:
M.S. IV. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Ladon ve Psalis Yunanistan'da iki nehir ismidir. Sağ eline dayanarak oturmuş sakallı bir erkek olarak şahıslandırılan Ladon, sol elinde içinde sular fışkıran, bir bereket boynuzu tutmaktadır. Karşısında Psalis, yastıklara dayanmış, sağ elinde dal tutan genç bir kadın olarak tasvir edilmiştir.
m7.jpg picture by giresun_2010
TARSUS MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılın sonunda yapılmıştır. Bu eserde Ganymedes'in Zeus tarafından kaçırılmasını tasvir edilmektedir. Zeus mukaddes kuşu, kartal şekline girmiş güzel Ganymedes'i ilahlar diyarına götürmek üzeredir.
Annesi ve babası bu mucize karşısında dehşete düşmüşler, efendisinin havalandığını gören köpek de ulumaya başlamıştır.
m8.jpg picture by giresun_2010
APOLLON DAFNE MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Elbisesi dizlerine kadar kaymış çıplak Dafne sola doğru geniş adımlarla kaçmaktadır. Başındaki ışın çelengi ile kendisini takip eden Apollo tarafından hemen yakalanmak üzere. Burada güzel peri kızı Dafne'nin Apollo tarafından kovalanması ve Dafne'nin kendini kurtarmak için Dafne ağacı olması konu alınmıştır
PYSKHELER KAYIĞI MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Arka planda mavi bulutlu bir sema tasvir edilmiştir. İki Psykhe vücutlarının yarısı buluttan dışarı çıkmış sola doğru uçmakta; kanatları üzerinde ayakta duran Eros elindeki kırbaçla onlara istikamet vermektedir.
m10.jpg picture by giresun_2010
HAVUZ BAŞINDA TAVUS KUŞU MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup Dafne (Harbiye'de) bulunmuştur.
m11.jpg picture by giresun_2010
TALASSA DENİZ MOZAİĞİ:
M.S. V. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Sağ elinde bir kürek ve sol elinde bir yunus balığı taşıyan çıplak Talassa dalgalar arasından çıkmaktadır. Göğsüne sarılan yılan sol omuzuna doğru uzanmıştır. Gür saçları üzerinde istakoz kıskaçları taşımaktadır.
m12.jpg picture by giresun_2010
MEVSİMLER MOZAİĞİ BORDÜRÜ:
M.S. II. yüzyılda Roma dönemindeki mitolojiden alınmış sahneleri ayıran spiral şerit bordür.
m13.jpg picture by giresun_2010
BÜFE MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılan mozaik Harbiye'de bulunmuştur. Eser yarı daire ve dikdörtgen olmak üzere iki kısımdan meydana gelmiştir. Yarı dairenin ortasında madalyon içinde elinde tuttuğu bir kaptan kartala su içiren Ganymedes görülmektedir. (Büfe Mozaiği Parçası)
m14.jpg picture by giresun_2010
TRYPHE İŞARET MOZAİĞİ:
M.S. IV. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Burada Tryphe, şişman dekolte elbiseli bir kadın olarak tasvir edilmiştir.
m15.jpg picture by giresun_2010
TRYPHE İŞARET MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Antakya'da bulunmuştur. Bios'un simetriği olarak yastıklara uzanmış bir kadın olarak tasvir edilmiştir. Sağ elinde içki kadehi tutmaktadır.
m16.jpg picture by giresun_2010
Doğunun kraliçesi olarak anılan, medeniyetlerin beşiği Antakya, tarihten gelen zengin kültür yapısı ile herkesi kendisine hayran bırakıyor. Antik kentlerinden Mozaik Müzesi'ne işte size canlı bir tarih. Sayfaları çevirdikçe adeta büyüleneceksiniz.
Dünyada hiçbir kent, ne topraklarının bereketi, ne de ticaretteki zenginliği bakımından bu kenti geçemezdi.' Bu sözler, IV. yüzyıl Roma döneminde yaşayan ünlü tarihçi Ammianus Marcelleinus'e ait.
Antakya şehri antikçağda doğunun kraliçesi olarak tanımlanmaktaydı. Antakya pek çok uygarlığı yaşamış ve bu uygarlıkların kültür karışımlarından yoğrulmuş çok eski ve tarihi bir kenttir. Asi nehrinin kuzeybatıdaki düzlüklerde kurulan mahalleler büyüyerek yeni Antakya'yı oluşturmuş. Amik ovasının başlangıcında, Amanos dağları ile Habib Neccar dağlarının ortasındaki vadide kurulmuş Antakya, bugünkü
konumuna göre inanılmaz bir tarihi zenginliğe sahip.
Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin birlikte ve barış içinde yaşadığı bu topraklar, tarihten bugüne uzanan bir köprü adeta. Yakın çağımızın en küçük ve en "kısa süreli" devletinin merkezi. İnanç turizmi merkezleri, antik kentleri ve
yaylalarıyla da önemli bir turizm potansiyeli var. Bir doku kenti olması, şehrin
belirgin özelliği. 2300 yıllık geçmişinin geldiği son noktada Antakya, insanı büyülüyen, maddi ve manevi zenginlikleriyle hayran bırakan bir abide olma özelliğini taşıyor.
Antakya'da yaşanan zenginlik ve ihtişam
m2.jpg picture by giresun_2010
dönemini simgeleyen en güzel eserler, eşi bulunmaz Antakya mozaikleridir. Yörede 1932 yılında başlayan kazılarda bulunan mozaikler, Antakya Mozaik Müzesi'nde sergileniyor.
Antakya Mozaik Müzesi, sergilenen mozaiklerin büyüklüğü, sayısı ve kalitesi açısından dünyanın en zengin ikinci mozaik müzesi sayılıyor. Mozaikler Greek, Roma ve Bizans dönemine ait. Samandağı, Harbiye ve Antakya'da bulunan hamam, kilise ve evlerin tabanlarını süslemiş mozaiklerin çoğunda mitolojik konular işlenmiş. Bu mozaikler paneller halinde sergileniyor.
M.Ö. 4 binden itibaren zamanımıza kadar her devrim çeşitli kültür ve tarihi vesikalarını bünyesinde toplayan Hatay'da ilk kez 1932 yıllarında ilmi kazılara başlanmıştır. Çalışmaların henüz ilk dönemlerinde çok önemli tarihi eserlere rastlanılmış. Fransız idaresi döneminde bütün tarihi eserlerin Antakya'da toplanarak bir müze kurulmasına karar verilmiştir. Ogünün modern müzecilik
anlayışına uygun olarak hazarlanan bir plan doğrultusunda 1934 yılında yapımına başlanmıştır. Binanın en büyük özelliği çıkan esere göre planın hazırlanmış olmasıdır. Müzenin inşaatı 1939 yılında tamamlanmıştır. Müzede bulunan eserler üç ayrı ilmi heyetin çalışmaları sonucunda oluşturulmuştur.
m3.jpg picture by giresun_2010
Hatay'ın anavatana katılmasıyla müze binası tamamlanmış, elde edilen eserlerde depo edilmiş bulunuyordu. Eserlerin düzenlenmesi sonrasında 1948'de Hatay'ın kurtuluş bayramında ziyarete açılmıştır. O dönemde eserlerin çokluğu nedeniyle müzenin genişletilmesi düşünüldü.
Antakya'da yaşanan
zenginlik ve ihtişamın dönemini simgeleyen
en güzel eserler
eşi bulunmaz
Antakya mozaikleridir
MOZAİKLERİN SIRRI
Antakya, Büyük İskender'in generallerinden Babil Satrabı Selevcos tarafından kurulmuştur. Kısa zamanda gelişen Antakya Roma'nın bir eyaleti olarak imparatorluğa katıldı. Eski adıyla Antioch kenti, M.Ö. 42'de Roma ile İskenderiye'den sonra dünyanın üçüncü büyük kenti oldu. Tamamen surlar içine alınan kent, idari bir merkezden ziyade bölgenin ilim, din ve ticari merkezi haline geldi.
Ünlülerin kaldığı Dafne (Harbiye) Diana mabedi ve tabii güzelliğiyle ün yapmış, tüm güzellikleri yanında devrin en güzel mimari özelliklerini veren saray ve özel malikanelerle süslenmiştir. Dünyanın dört bir yanından gelen zengin kişiler en güzel günlerini burada geçirirlerdi. İşte bu dönemde yapılan binaların tabanlarını mozaik
ile süsleme bir adet haline geldi. Böylece dünyanın en ünlü sanatkarları burada toplandı ve birbirinden güzel şaheserler verdi. O devirlerde olduğu gibi Hatay mozaikleri dünyada haklı bir üne kavuşmuştur.
m4.jpg picture by giresun_2010
Bir yandan şehir birbirinden güzel sanat eserleriyle süslenirken, diğer yandan kozmopolit halk gelerek dini ayrım ve siyasi ayrımlar yüzünden çeşitli kanlı olaylara sahne oluyordu. Bunların yanında 2 büyük yangın ve altı deprem şehri sekiz defa büyük felaketlere sürükledi. Bu arada çıkan veba hastalığı halkın büyük bir kısmının ölümüne neden oldu. Bu devirde Hatay'da 750 bin kişinin yaşadığı söylenmektedir. 71 yılındaki yangında şehirdeki kütüphane, dini yapılar ve birçok ev tamamen yandı. İmparator Trajan şehri yeninden imar etti. Halen onun ismiyle anılan Harbiye Antakya arası su yolu onun zamanında yapılmıştır.
TETHYS OKEANOS MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılın sonunda yapılmış olup Aktakya'da bulunmuştur. Eser iki kısımdan meydana gelmiştir.
İlk örnekleri Mezopotamya'da Uruh tapınağında görülen mozaikler, başları renkli kil çivilerin duvarlara yarı gömülmüş sütunlarda meydana getirdiği siyah, beyaz ve kırmızı geometrik desenlerden oluşuyordu. Mozaikler uygulama alanlarına göre yer ve duvar mozaikleri olarak ikiye ayrılıyordu. Yer mozaikleri duvar mozaiklerinden daha yaygındı. Önceleri 'Opis Signinum' adı verilen ve kireçle dövülmüş tuğladan meydana gelen harç içine serpiştirilmiş çakıl veya mermer yahut taş parçaları kullanıldı. Bu mozaiklerde desenin temel unsurunu düz çizgiler meydana getiriyordu. Sonraları bütün yüzler küp biçiminde yontulmuş mermer ile kaplanmaya başlandı. Renkler başlangıçta basitti. Beyaz zemin üzerindeki siyah renge kırmızı, yeşil ve sarı da eklendi. Geometrik şekillerden sonra, eşyaların hayvanların ve insanların resimleri yapılmaya başlandı. Mısır kaynaklı 'Opus Vermicalatum' önceleri yalnız mücevher ve kakmalarda uygulandı. Çok küçük, değişik biçimli, genellikle yuvarlatılmış mermer, sır veya cam parçalarından meydana geliyordu. Taşrada da mozaik yapımı yaygınlaşırken Afrika, Galya, Germania'nın yanısıra Suriye'de de mozaik okulları gelişmekteydi.
Türkiye'deki mozaikler Roma ve Bizans dönemlerinden kalmadır. Roma döneminden kalma mozaikler daha çok Antakya yöresindedir. Roma mozaikleri renkli taşlardan yapılır. İnsan ve hayvan figürlerini konu edinen mitolojik sahnelerden oluşan mozaikler, geometrik bordürlerle çevrelenmiştir.
NARKİSOS MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılan bu mozaik Harbiye'de bulunmuştur
m5.jpg picture by giresun_2010
Burada sudaki yansımasına aşık olması konu edilmiştir. Renk ahengi bakımından bilhassa güzel bir bordürle çevrilmiş, esas sahnenin solunda Ekho bir kaya üzerinde, ayakta durmakta, sol elindeki mızrağına dayanarak Narkisos'a bakmaktadır.
BİOS (Hayat) MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Antakya'da bulunmuştur. Burada Hayat yani Bios, istirahat halinde bir erkek olarak tasvir edilmiştir. Bios yumuşak yastıklara dayanmış ve bir elinde içki kadehi tutmaktadır.
SOTERIA MOZAİĞİ:
M.S. V. yüzyılda yapılmış olup Antakya'nın Narlıca köyü çevresinde bir banyonun döşemesi olarak bulunmuştur. Soteria dolgun vücutlu bir kadın olarak canlandırılmıştır. Başında bir yapraktan çelenk taşımaktadır. Göğsünü Bizans üsluplu bir kolye süslemektedir.
SARHOŞ DIONYSOS MOZAİĞİ:
M.S. IV. yüzyılda Antakya'da inşa edilmiş bir evin oda döşemesi olarak bulunmuştur. Dionysos, Romalıların Baküs dedikleri şarap tanrısıdır. Mitolojide, güzel renkli şarabın mucidi olarak bilinir. Burada başında yapraklardan yapılmış bir çelenk taşıyan şarap ilahı Dionysos ayakta duramıyacak kadar sarhoş olduğundan, yanındaki küçük Satyros'a dayanmaktadır. Elindeki kadehten dökülen içkiyi mukaddes hayvanı panter içmektedir.
m6.jpg picture by giresun_2010
LADON-PSALİS MOZAİĞİ:
M.S. IV. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Ladon ve Psalis Yunanistan'da iki nehir ismidir. Sağ eline dayanarak oturmuş sakallı bir erkek olarak şahıslandırılan Ladon, sol elinde içinde sular fışkıran, bir bereket boynuzu tutmaktadır. Karşısında Psalis, yastıklara dayanmış, sağ elinde dal tutan genç bir kadın olarak tasvir edilmiştir.
m7.jpg picture by giresun_2010
TARSUS MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılın sonunda yapılmıştır. Bu eserde Ganymedes'in Zeus tarafından kaçırılmasını tasvir edilmektedir. Zeus mukaddes kuşu, kartal şekline girmiş güzel Ganymedes'i ilahlar diyarına götürmek üzeredir.
Annesi ve babası bu mucize karşısında dehşete düşmüşler, efendisinin havalandığını gören köpek de ulumaya başlamıştır.
m8.jpg picture by giresun_2010
APOLLON DAFNE MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Elbisesi dizlerine kadar kaymış çıplak Dafne sola doğru geniş adımlarla kaçmaktadır. Başındaki ışın çelengi ile kendisini takip eden Apollo tarafından hemen yakalanmak üzere. Burada güzel peri kızı Dafne'nin Apollo tarafından kovalanması ve Dafne'nin kendini kurtarmak için Dafne ağacı olması konu alınmıştır
PYSKHELER KAYIĞI MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Arka planda mavi bulutlu bir sema tasvir edilmiştir. İki Psykhe vücutlarının yarısı buluttan dışarı çıkmış sola doğru uçmakta; kanatları üzerinde ayakta duran Eros elindeki kırbaçla onlara istikamet vermektedir.
m10.jpg picture by giresun_2010
HAVUZ BAŞINDA TAVUS KUŞU MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup Dafne (Harbiye'de) bulunmuştur.
m11.jpg picture by giresun_2010
TALASSA DENİZ MOZAİĞİ:
M.S. V. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Sağ elinde bir kürek ve sol elinde bir yunus balığı taşıyan çıplak Talassa dalgalar arasından çıkmaktadır. Göğsüne sarılan yılan sol omuzuna doğru uzanmıştır. Gür saçları üzerinde istakoz kıskaçları taşımaktadır.
m12.jpg picture by giresun_2010
MEVSİMLER MOZAİĞİ BORDÜRÜ:
M.S. II. yüzyılda Roma dönemindeki mitolojiden alınmış sahneleri ayıran spiral şerit bordür.
m13.jpg picture by giresun_2010
BÜFE MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılan mozaik Harbiye'de bulunmuştur. Eser yarı daire ve dikdörtgen olmak üzere iki kısımdan meydana gelmiştir. Yarı dairenin ortasında madalyon içinde elinde tuttuğu bir kaptan kartala su içiren Ganymedes görülmektedir. (Büfe Mozaiği Parçası)
m14.jpg picture by giresun_2010
TRYPHE İŞARET MOZAİĞİ:
M.S. IV. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Burada Tryphe, şişman dekolte elbiseli bir kadın olarak tasvir edilmiştir.
m15.jpg picture by giresun_2010
TRYPHE İŞARET MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Antakya'da bulunmuştur. Bios'un simetriği olarak yastıklara uzanmış bir kadın olarak tasvir edilmiştir. Sağ elinde içki kadehi tutmaktadır.
m16.jpg picture by giresun_2010
Doğunun kraliçesi olarak anılan, medeniyetlerin beşiği Antakya, tarihten gelen zengin kültür yapısı ile herkesi kendisine hayran bırakıyor. Antik kentlerinden Mozaik Müzesi'ne işte size canlı bir tarih. Sayfaları çevirdikçe adeta büyüleneceksiniz.
Dünyada hiçbir kent, ne topraklarının bereketi, ne de ticaretteki zenginliği bakımından bu kenti geçemezdi.' Bu sözler, IV. yüzyıl Roma döneminde yaşayan ünlü tarihçi Ammianus Marcelleinus'e ait.
Antakya şehri antikçağda doğunun kraliçesi olarak tanımlanmaktaydı. Antakya pek çok uygarlığı yaşamış ve bu uygarlıkların kültür karışımlarından yoğrulmuş çok eski ve tarihi bir kenttir. Asi nehrinin kuzeybatıdaki düzlüklerde kurulan mahalleler büyüyerek yeni Antakya'yı oluşturmuş. Amik ovasının başlangıcında, Amanos dağları ile Habib Neccar dağlarının ortasındaki vadide kurulmuş Antakya, bugünkü
konumuna göre inanılmaz bir tarihi zenginliğe sahip.
Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin birlikte ve barış içinde yaşadığı bu topraklar, tarihten bugüne uzanan bir köprü adeta. Yakın çağımızın en küçük ve en "kısa süreli" devletinin merkezi. İnanç turizmi merkezleri, antik kentleri ve
yaylalarıyla da önemli bir turizm potansiyeli var. Bir doku kenti olması, şehrin
belirgin özelliği. 2300 yıllık geçmişinin geldiği son noktada Antakya, insanı büyülüyen, maddi ve manevi zenginlikleriyle hayran bırakan bir abide olma özelliğini taşıyor.
Antakya'da yaşanan zenginlik ve ihtişam
m2.jpg picture by giresun_2010
dönemini simgeleyen en güzel eserler, eşi bulunmaz Antakya mozaikleridir. Yörede 1932 yılında başlayan kazılarda bulunan mozaikler, Antakya Mozaik Müzesi'nde sergileniyor.
Antakya Mozaik Müzesi, sergilenen mozaiklerin büyüklüğü, sayısı ve kalitesi açısından dünyanın en zengin ikinci mozaik müzesi sayılıyor. Mozaikler Greek, Roma ve Bizans dönemine ait. Samandağı, Harbiye ve Antakya'da bulunan hamam, kilise ve evlerin tabanlarını süslemiş mozaiklerin çoğunda mitolojik konular işlenmiş. Bu mozaikler paneller halinde sergileniyor.
M.Ö. 4 binden itibaren zamanımıza kadar her devrim çeşitli kültür ve tarihi vesikalarını bünyesinde toplayan Hatay'da ilk kez 1932 yıllarında ilmi kazılara başlanmıştır. Çalışmaların henüz ilk dönemlerinde çok önemli tarihi eserlere rastlanılmış. Fransız idaresi döneminde bütün tarihi eserlerin Antakya'da toplanarak bir müze kurulmasına karar verilmiştir. Ogünün modern müzecilik
anlayışına uygun olarak hazarlanan bir plan doğrultusunda 1934 yılında yapımına başlanmıştır. Binanın en büyük özelliği çıkan esere göre planın hazırlanmış olmasıdır. Müzenin inşaatı 1939 yılında tamamlanmıştır. Müzede bulunan eserler üç ayrı ilmi heyetin çalışmaları sonucunda oluşturulmuştur.
m3.jpg picture by giresun_2010
Hatay'ın anavatana katılmasıyla müze binası tamamlanmış, elde edilen eserlerde depo edilmiş bulunuyordu. Eserlerin düzenlenmesi sonrasında 1948'de Hatay'ın kurtuluş bayramında ziyarete açılmıştır. O dönemde eserlerin çokluğu nedeniyle müzenin genişletilmesi düşünüldü.
Antakya'da yaşanan
zenginlik ve ihtişamın dönemini simgeleyen
en güzel eserler
eşi bulunmaz
Antakya mozaikleridir
MOZAİKLERİN SIRRI
Antakya, Büyük İskender'in generallerinden Babil Satrabı Selevcos tarafından kurulmuştur. Kısa zamanda gelişen Antakya Roma'nın bir eyaleti olarak imparatorluğa katıldı. Eski adıyla Antioch kenti, M.Ö. 42'de Roma ile İskenderiye'den sonra dünyanın üçüncü büyük kenti oldu. Tamamen surlar içine alınan kent, idari bir merkezden ziyade bölgenin ilim, din ve ticari merkezi haline geldi.
Ünlülerin kaldığı Dafne (Harbiye) Diana mabedi ve tabii güzelliğiyle ün yapmış, tüm güzellikleri yanında devrin en güzel mimari özelliklerini veren saray ve özel malikanelerle süslenmiştir. Dünyanın dört bir yanından gelen zengin kişiler en güzel günlerini burada geçirirlerdi. İşte bu dönemde yapılan binaların tabanlarını mozaik
ile süsleme bir adet haline geldi. Böylece dünyanın en ünlü sanatkarları burada toplandı ve birbirinden güzel şaheserler verdi. O devirlerde olduğu gibi Hatay mozaikleri dünyada haklı bir üne kavuşmuştur.
m4.jpg picture by giresun_2010
Bir yandan şehir birbirinden güzel sanat eserleriyle süslenirken, diğer yandan kozmopolit halk gelerek dini ayrım ve siyasi ayrımlar yüzünden çeşitli kanlı olaylara sahne oluyordu. Bunların yanında 2 büyük yangın ve altı deprem şehri sekiz defa büyük felaketlere sürükledi. Bu arada çıkan veba hastalığı halkın büyük bir kısmının ölümüne neden oldu. Bu devirde Hatay'da 750 bin kişinin yaşadığı söylenmektedir. 71 yılındaki yangında şehirdeki kütüphane, dini yapılar ve birçok ev tamamen yandı. İmparator Trajan şehri yeninden imar etti. Halen onun ismiyle anılan Harbiye Antakya arası su yolu onun zamanında yapılmıştır.
TETHYS OKEANOS MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılın sonunda yapılmış olup Aktakya'da bulunmuştur. Eser iki kısımdan meydana gelmiştir.
İlk örnekleri Mezopotamya'da Uruh tapınağında görülen mozaikler, başları renkli kil çivilerin duvarlara yarı gömülmüş sütunlarda meydana getirdiği siyah, beyaz ve kırmızı geometrik desenlerden oluşuyordu. Mozaikler uygulama alanlarına göre yer ve duvar mozaikleri olarak ikiye ayrılıyordu. Yer mozaikleri duvar mozaiklerinden daha yaygındı. Önceleri 'Opis Signinum' adı verilen ve kireçle dövülmüş tuğladan meydana gelen harç içine serpiştirilmiş çakıl veya mermer yahut taş parçaları kullanıldı. Bu mozaiklerde desenin temel unsurunu düz çizgiler meydana getiriyordu. Sonraları bütün yüzler küp biçiminde yontulmuş mermer ile kaplanmaya başlandı. Renkler başlangıçta basitti. Beyaz zemin üzerindeki siyah renge kırmızı, yeşil ve sarı da eklendi. Geometrik şekillerden sonra, eşyaların hayvanların ve insanların resimleri yapılmaya başlandı. Mısır kaynaklı 'Opus Vermicalatum' önceleri yalnız mücevher ve kakmalarda uygulandı. Çok küçük, değişik biçimli, genellikle yuvarlatılmış mermer, sır veya cam parçalarından meydana geliyordu. Taşrada da mozaik yapımı yaygınlaşırken Afrika, Galya, Germania'nın yanısıra Suriye'de de mozaik okulları gelişmekteydi.
Türkiye'deki mozaikler Roma ve Bizans dönemlerinden kalmadır. Roma döneminden kalma mozaikler daha çok Antakya yöresindedir. Roma mozaikleri renkli taşlardan yapılır. İnsan ve hayvan figürlerini konu edinen mitolojik sahnelerden oluşan mozaikler, geometrik bordürlerle çevrelenmiştir.
NARKİSOS MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılan bu mozaik Harbiye'de bulunmuştur
m5.jpg picture by giresun_2010
Burada sudaki yansımasına aşık olması konu edilmiştir. Renk ahengi bakımından bilhassa güzel bir bordürle çevrilmiş, esas sahnenin solunda Ekho bir kaya üzerinde, ayakta durmakta, sol elindeki mızrağına dayanarak Narkisos'a bakmaktadır.
BİOS (Hayat) MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Antakya'da bulunmuştur. Burada Hayat yani Bios, istirahat halinde bir erkek olarak tasvir edilmiştir. Bios yumuşak yastıklara dayanmış ve bir elinde içki kadehi tutmaktadır.
SOTERIA MOZAİĞİ:
M.S. V. yüzyılda yapılmış olup Antakya'nın Narlıca köyü çevresinde bir banyonun döşemesi olarak bulunmuştur. Soteria dolgun vücutlu bir kadın olarak canlandırılmıştır. Başında bir yapraktan çelenk taşımaktadır. Göğsünü Bizans üsluplu bir kolye süslemektedir.
SARHOŞ DIONYSOS MOZAİĞİ:
M.S. IV. yüzyılda Antakya'da inşa edilmiş bir evin oda döşemesi olarak bulunmuştur. Dionysos, Romalıların Baküs dedikleri şarap tanrısıdır. Mitolojide, güzel renkli şarabın mucidi olarak bilinir. Burada başında yapraklardan yapılmış bir çelenk taşıyan şarap ilahı Dionysos ayakta duramıyacak kadar sarhoş olduğundan, yanındaki küçük Satyros'a dayanmaktadır. Elindeki kadehten dökülen içkiyi mukaddes hayvanı panter içmektedir.
m6.jpg picture by giresun_2010
LADON-PSALİS MOZAİĞİ:
M.S. IV. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Ladon ve Psalis Yunanistan'da iki nehir ismidir. Sağ eline dayanarak oturmuş sakallı bir erkek olarak şahıslandırılan Ladon, sol elinde içinde sular fışkıran, bir bereket boynuzu tutmaktadır. Karşısında Psalis, yastıklara dayanmış, sağ elinde dal tutan genç bir kadın olarak tasvir edilmiştir.
m7.jpg picture by giresun_2010
TARSUS MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılın sonunda yapılmıştır. Bu eserde Ganymedes'in Zeus tarafından kaçırılmasını tasvir edilmektedir. Zeus mukaddes kuşu, kartal şekline girmiş güzel Ganymedes'i ilahlar diyarına götürmek üzeredir.
Annesi ve babası bu mucize karşısında dehşete düşmüşler, efendisinin havalandığını gören köpek de ulumaya başlamıştır.
m8.jpg picture by giresun_2010
APOLLON DAFNE MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Elbisesi dizlerine kadar kaymış çıplak Dafne sola doğru geniş adımlarla kaçmaktadır. Başındaki ışın çelengi ile kendisini takip eden Apollo tarafından hemen yakalanmak üzere. Burada güzel peri kızı Dafne'nin Apollo tarafından kovalanması ve Dafne'nin kendini kurtarmak için Dafne ağacı olması konu alınmıştır
PYSKHELER KAYIĞI MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Arka planda mavi bulutlu bir sema tasvir edilmiştir. İki Psykhe vücutlarının yarısı buluttan dışarı çıkmış sola doğru uçmakta; kanatları üzerinde ayakta duran Eros elindeki kırbaçla onlara istikamet vermektedir.
m10.jpg picture by giresun_2010
HAVUZ BAŞINDA TAVUS KUŞU MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup Dafne (Harbiye'de) bulunmuştur.
m11.jpg picture by giresun_2010
TALASSA DENİZ MOZAİĞİ:
M.S. V. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Sağ elinde bir kürek ve sol elinde bir yunus balığı taşıyan çıplak Talassa dalgalar arasından çıkmaktadır. Göğsüne sarılan yılan sol omuzuna doğru uzanmıştır. Gür saçları üzerinde istakoz kıskaçları taşımaktadır.
m12.jpg picture by giresun_2010
MEVSİMLER MOZAİĞİ BORDÜRÜ:
M.S. II. yüzyılda Roma dönemindeki mitolojiden alınmış sahneleri ayıran spiral şerit bordür.
m13.jpg picture by giresun_2010
BÜFE MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılan mozaik Harbiye'de bulunmuştur. Eser yarı daire ve dikdörtgen olmak üzere iki kısımdan meydana gelmiştir. Yarı dairenin ortasında madalyon içinde elinde tuttuğu bir kaptan kartala su içiren Ganymedes görülmektedir. (Büfe Mozaiği Parçası)
m14.jpg picture by giresun_2010
TRYPHE İŞARET MOZAİĞİ:
M.S. IV. yüzyılda yapılmış olup, Dafne (Harbiye)'de bulunmuştur. Burada Tryphe, şişman dekolte elbiseli bir kadın olarak tasvir edilmiştir.
m15.jpg picture by giresun_2010
TRYPHE İŞARET MOZAİĞİ:
M.S. III. yüzyılda yapılmış olup, Antakya'da bulunmuştur. Bios'un simetriği olarak yastıklara uzanmış bir kadın olarak tasvir edilmiştir. Sağ elinde içki kadehi tutmaktadır.
m16.jpg picture by giresun_2010
Etiketler: gezi | gezi tatil | tatil