Arama

Hz. Muhammed'in tutumlu olma konusunda örnek olan davranışları nelerdir? - Sayfa 3

En İyi Cevap Var Güncelleme: 24 Mart 2012 Gösterim: 20.189 Cevap: 27
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Nisan 2011       Mesaj #21
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
banada lazım
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Nisan 2011       Mesaj #22
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Adem aleyhisselâmdan beri, her dinde bir vakit namaz vardı. Hepsinin kıldığı bir araya toplanarak, Muhammed aleyhisselâma inananlara farz edildi. Namaz kılmak, îmânın şartı değildir. Fakat namazın farz olduğuna inanmak, îmânın şartıdır.

Sponsorlu Bağlantılar
Namaz, dînin direğidir. Namazını devâmlı, doğru ve tam olarak kılan kimse dînini kurmuş, İslâm binâsını ayakta durdurmuş olur. Namazı kılmayan, dînini ve İslâm binâsını yıkmış olur. Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki; (Dînimizin başı, namazdır). Başsız insan olmadığı gibi, namazsız da, din olmaz.

Peygamber (s.a.s.), cemâati terkedenleri şöyle yermektedir:

"Vallahi içimden öyle arzu ediyorum ki, namaza durulmasını emredeyim de ikâme edilsin, sonra bir adama emredeyim halka namaz kıldırsın. Bu emirden sonra beraberinde odun demetleri olan bir kaç' adamı, cemâate gelmeyen gurüha götürüp de üzerlerine evlerini cayır cayır yakayım. " (el-Muvattâ', Cemâa 3; İbn Mâce, Mesâcid, 17).

Namazı Terketmenin Hükmü

Namazın akıllı, büluğ çağına girmiş, hayız ve nifastan temizlenmiş her müslümana farz olduğu konusunda görüş birliği vardır. Namaz ve oruç gibi bedenî ibadetlerde vekâlet ve niyabet geçerli değildir. Namazın farz olduğunu inkâr eden dinden çıkar. Çünkü namaz kesin ayet, hadis ve icma delilleriyle sabittir. Tembellik veya umursamazlık sebebiyle namazı terkeden âsî ve fasık olur.

Namazı kılmamak dünya ve âhirette azaba sebep olur. Âhiretteki azapla ilgili olarak Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Onlar suçlulara sorarlar: Sizi Sakar cehennemine sürükleyen nedir? Suçlular şöyle cevap verirler: "Biz namaz kılanlardan değildik" (el-Müddessir, 74/40-43). "Onlardan sonra öyle bir nesil geldi ki, namazı terkettiler, heva ve heveslerine uydular. Onlar bu taşkınlıklarının cezasını yakında göreceklerdir. Fakat tövbe edip, iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır" (Meryem, 19/59, 60). "Vay o namaz kılanların haline ki, onlar kıldıkları namazdan habersizdirler" (el-Mâûn, 107/4-5). Hz. Peygamber (s.a.s)'de şöyle buyurmuştur: Bilerek namazı terkeden kimseden Allah ve Resulunün zimmeti kalkar" (Ahmed b. Hanbel, IV, 238, VI, 461). Kim ikindi namazını terkederse ameli boşa gitmiş olur" (Buhârî, Mevâkît,13, 34; Nesâî, Salât,15). Kim, önemsemeyerek üç cuma namazını terkederse, Allah Teâlâ onun kalbine mühür vurur" (Nesâî, Cumâ, 2; Tirmizî, Cuma 7; İbn Mâce, İkâme, 93).

Hanefilere göre, tembellik yüzünden namazını terkeden kimse, namazı inkâr etmediği sürece dinden çıkmaz, ancak günahkâr, fasık olur. Kendisi bu konuda uyarılarak tevbeye , kötü örnek olmaması için toplumdan tecrid edilir ve te'dib amacıyla dövülebilir. Ramazan orucunu terkeden kimse de bunun gibidir (İbn Abidîn, Reddül-Muhtâr, Mısır, t.y., I, 326; eş-Şürünbülâlî, Merâkıl-Felâh, Mısır 1315, s. 60; ez-Zühaylî, el-Fıkhul-İslâmî ve Edilletuh, Dimaşk 1985, I, 503).

Hanefiler dışındaki mezhep imamlarına göre ise, namazını özürsüz olarak terkeden kimse, mürted'de olduğu gibi İslâm toplumuna karşı gelmiş sayılır ve tövbe etmezse en ağır şekilde cezalandırılır (İbn Rüşd, Bidâyetül-Müctehid, Mısır t.y., I, 87; eş-Şirâzî, el-Muhezzeb, el-Nalebî tab'ı, I, 51; İbn Kudâme, el-Muğnî, 3. baskı, Kahire t.y., II, 442-447; ez-Zühaylî, a.g.e., I.503, 504; Krş. et-Tevbe, 9/5; Buhârî, Diyât, 6; Müslim, Kasâme, 25, 26).


--------------------------------------------------------------------------------
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Nisan 2011       Mesaj #23
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
banada lazım
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Nisan 2011       Mesaj #24
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Arkadaşlar bana da lazım lütfen söyleyin çok ihtiyacım var!!!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Mayıs 2011       Mesaj #25
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
nolr banada lazm hzmuhammed in tutululuğu hakkında bilgi wern pazartesine kadar lazım
resul - avatarı
resul
Ziyaretçi
26 Şubat 2012       Mesaj #26
resul - avatarı
Ziyaretçi
peygamberimizin tutumluluğu bana lazım lütfen ACİLL
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Mart 2012       Mesaj #27
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Adem aleyhisselâmdan beri her dinde bir vakit namaz vardı. Hepsinin kıldığı bir araya toplanarak Muhammed aleyhisselâma inananlara farz edildi. Namaz kılmak îmânın şartı değildir. Fakat namazın farz olduğuna inanmak îmânın şartıdır.

Namaz dînin direğidir. Namazını devâmlı doğru ve tam olarak kılan kimse dînini kurmuş İslâm binâsını ayakta durdurmuş olur. Namazı kılmayan dînini ve İslâm binâsını yıkmış olur. Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki; (Dînimizin başı namazdır). Başsız insan olmadığı gibi namazsız da din olmaz.

Peygamber (s.a.s.) cemâati terkedenleri şöyle yermektedir:

"Vallahi içimden öyle arzu ediyorum ki namaza durulmasını emredeyim de ikâme edilsin sonra bir adama emredeyim halka namaz kıldırsın. Bu emirden sonra beraberinde odun demetleri olan bir kaç' adamı cemâate gelmeyen gurüha götürüp de üzerlerine evlerini cayır cayır yakayım. " (el-Muvattâ' Cemâa 3; İbn Mâce Mesâcid 17).

Namazı Terketmenin Hükmü

Namazın akıllı büluğ çağına girmiş hayız ve nifastan temizlenmiş her müslümana farz olduğu konusunda görüş birliği vardır. Namaz ve oruç gibi bedenî ibadetlerde vekâlet ve niyabet geçerli değildir. Namazın farz olduğunu inkâr eden dinden çıkar. Çünkü namaz kesin ayet hadis ve icma delilleriyle sabittir. Tembellik veya umursamazlık sebebiyle namazı terkeden âsî ve fasık olur.

Namazı kılmamak dünya ve âhirette azaba sebep olur. Âhiretteki azapla ilgili olarak Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Onlar suçlulara sorarlar: Sizi Sakar cehennemine sürükleyen nedir? Suçlular şöyle cevap verirler: "Biz namaz kılanlardan değildik" (el-Müddessir 74/40-43). "Onlardan sonra öyle bir nesil geldi ki namazı terkettiler heva ve heveslerine uydular. Onlar bu taşkınlıklarının cezasını yakında göreceklerdir. Fakat tövbe edip iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır" (Meryem 19/59 60). "Vay o namaz kılanların haline ki onlar kıldıkları namazdan habersizdirler" (el-Mâûn 107/4-5). Hz. Peygamber (s.a.s)'de şöyle buyurmuştur: Bilerek namazı terkeden kimseden Allah ve Resulunün zimmeti kalkar" (Ahmed b. Hanbel IV 238 VI 461). Kim ikindi namazını terkederse ameli boşa gitmiş olur" (Buhârî Mevâkît13 34; Nesâî Salât15). Kim önemsemeyerek üç cuma namazını terkederse Allah Teâlâ onun kalbine mühür vurur" (Nesâî Cumâ 2; Tirmizî Cuma 7; İbn Mâce İkâme 93).

Hanefilere göre tembellik yüzünden namazını terkeden kimse namazı inkâr etmediği sürece dinden çıkmaz ancak günahkâr fasık olur. Kendisi bu konuda uyarılarak tevbeye kötü örnek olmaması için toplumdan tecrid edilir ve te'dib amacıyla dövülebilir. Ramazan orucunu terkeden kimse de bunun gibidir (İbn Abidîn Reddül-Muhtâr Mısır t.y. I 326; eş-Şürünbülâlî Merâkıl-Felâh Mısır 1315 s. 60; ez-Zühaylî el-Fıkhul-İslâmî ve Edilletuh Dimaşk 1985 I 503).


Hanefiler dışındaki mezhep imamlarına göre ise namazını özürsüz olarak terkeden kimse mürted'de olduğu gibi İslâm toplumuna karşı gelmiş sayılır ve tövbe etmezse en ağır şekilde cezalandırılır (İbn Rüşd Bidâyetül-Müctehid Mısır t.y. I 87; eş-Şirâzî el-Muhezzeb el-Nalebî tab'ı I 51; İbn Kudâme el-Muğnî 3. baskı Kahire t.y. II 442-447; ez-Zühaylî a.g.e.I.503 504; Krş. et-Tevbe 9/5; Buhârî Diyât 6; Müslim Kasâme 25 26).
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Mart 2012       Mesaj #28
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
TUTUMLU OLMAK – İSLAMDA TASARRUF VE İKTİSATLI DAVRANMAK VE ÖNEMİ –B ÜTÜN İŞLERDE ÖLÇÜLÜ OLMAKTIR
Yüce dinimiz İslam`ın, huzurlu bir hayat için benimsediği prensiplerden biriside iktisat ve itidaldir. İktisat ve itidal, yeme-içme, harcama, konuşma ve benzeri bütün işlerde ölçülü olmaktır. Müslüman, haya¬tının her alanında olduğu gibi sosyal ve ekonomik alanlarda da dengeli, ölçülü ve tutarlı olmak durumundadır. Yüce Allah Kur`an`ı Kerimde mü`minlerin özelliklerini sayarken, onların daima ölçülü olduklarını vurgulamakta ve şöyle buyurmaktadır: "Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır.? (1)

Peygamber Efendimiz de bu konuda:"Tutumlu kimse muhtaç olmaz"(2)
"Tutumlu olmak, harcamada orta yolu takip etmek geçimin yarısıdır."(3) buyurmuştur.

Bir defasında Hz. Peygamber (s.a.v) Sa`d`a uğradı. Sa`d abdest alıyordu. Resulullah (s.a.v) onun aşırı su kullandığını görünce: ?Bu israf nedir ey Sa`d? diye sordu. Sa`d: Ya Rasulallah abdeste de israf olur mu? Dedi. Hz. Peygamber: Evet olur. Hatta akmakta olan bir nehirde abdest alsan bile?(4) cevabını verdi.
Bu Ayet ve Hadis-i Şerifler, İslam dininin tasarruf konusunda ne denli titiz olduğunun bir göstergesidir.
Bazen hava, su, toprak, zaman, para ve sağlık gibi hayatımız için önemli olan şeyler ölçüsüz ve insafsızca harcanabilmektedir. Oysa iyi düşünüldüğünde, küresel ısınmanın yaşandığı çağımızda israfın ne kadar kötü bir davranış, tasar¬rufun da ne kadar önemli olduğu çok daha iyi anlaşılmaktadır. Dünyanın bir tarafında açlık ve susuzluk¬tan insanlar ölürken; diğer taraftan çöpe atılan ekmek ve boşa akıtılan suların izahı mümkün değildir. Bu itibarla yüce dinimiz İslâm, dogada var olan degerlerin ölçülü ve yerinde kullanilmasini bir insani görev bilir.her zaman ölçülü davranmayı, tutumlu olmayı emretmiş, ihtiyaç sınırını aşmayı, aşırı harcamalarda ve ölçüsüz davranışlarda bulunmayı, yani israf etmeyi yasaklamıştır.

Tasarruf konusunda en önemli görev; Ebeveynlere ve geleceği¬mizin teminatı olacak bilinçli nesilleri yetiştirecek olan öğretmenlerimize düş¬mektedir. Yüce Allah`ın bizlere bahşet¬tiği hayat, sağlık, mal, mülk, makam ve mevki gibi nimetler bizlere emanet olarak verilmiştir. O nedenle bizler bu nimetleri kullanma şeklimize göre bu nimetleri israf edip etmediğimizden ve bunları nerede harcadığımızdan ahiret âleminde hesaba çekileceğiz. Yüce Allah Kuran`ı Kerim?de: ?Sonra o gün, nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz? (5) buyuruyor.
Yarınlarımızın huzur ve rahatı için savurganlıktan sakınıp, fert ve millet olarak, iktisatlı davranmak ve israfa sapmamak zorundayız.
Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük etmiştir.? Msn Demon
Recep ÖNDARÖ Hutbebesinden ÜNVANI : Taşkaracaören Köyü Camii İmam-Hatibi/ HAVZA
DİYANET KARDİMDER KARADENİZ DİYANET MENSUPLARI EĞİTİM KÜLTÜR DAYANIŞMA VE YARDIMLAŞMA ve25.1.2012 Diyanet Takviminden derleme Abdullah Baris, 24.3.2012 13.45 Uhr (Günün Sözü)

Benzer Konular

16 Şubat 2014 / mcdonald Soru-Cevap
30 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
25 Nisan 2014 / Misafir Cevaplanmış
2 Ekim 2015 / rengarenk2 Soru-Cevap