Arama

Şiirdeki redif, uyak ve kafiye düzeni hakkında bilgi verir misiniz?

Güncelleme: 25 Nisan 2017 Gösterim: 24.566 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Mart 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Şiirdeki redif, uyak ve kafiye düzeni hakkında bilgi verir misiniz?
Sponsorlu Bağlantılar
Son düzenleyen perlina; 25 Nisan 2017 11:12
SaKLI - avatarı
SaKLI
VIP VIP Üye
21 Ekim 2011       Mesaj #2
SaKLI - avatarı
VIP VIP Üye

Kafiye ve ve redif nedir nasıl bulunur



Sponsorlu Bağlantılar
Uyak (kafiye) nedir?

Uyak (Kafiye), mısra sonlarındaki yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları ve görevleri farklı kelimelerin, eklerin benzerliğine denir. Kafiye, en az iki mısra sonunda. anlamı ayrı, yazılışı aynı iki sözcük arasındaki ses benzerliğidir.

Kafiyenin sağladığı hususlar şunlardır:

a) her mısranın ahenkli bir durgu ile kesilmesini sağlar.
b) kafiye şiirin akılda kolayca kalmasını temin eder.
c) anlamca ilgisiz görünen mısraları kaynaştırır.
d) yeni fikirlerin bulunmasına katkıda bulunur.
e) şiire söyleyiş güzelliği kazandırır.

1- Yarım Kafiye:
- Tek ses benzeşmesine dayanan kafiyeye yarım kafiye denir.
- Genellikle Halk Edebiyatında kullanılır.

Örnek:
Benim çektiğimi kim çeker
Gözlerinden kanlı yaş döker
Bulanık bulanık akar
Dağların seliyim şimdi
(”-er“: Redif | “-k“: Yarım Kafiye)

2- Tam Kafiye:
- İki ses benzeşmesine dayanan kafiyeye tam kafiye denilir.

Örnek:
Orhan zamanından kalma bir duvar
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
(”-ar“: Tam Kafiye)
Zamanla nasıl değişiyor insan
Hangi resmime baksam ben değilim
Nerde o günler, o şevk, o heyecan
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum, yalan
(”-an“: Tam Kafiye | “-ben değilim“: Redif | “-am“: Tam Kafiye)
Not: Dilimize yabancı dillerden geçmiş “â, î, û” gibi uzun sesler iki ses değerine sahiptirler. Dizeler arasında sadece bu seslerden oluşan bir benzeşme varsa bu tam kafiyedir.

3- Zengin Kafiye:
- İkiden fazla sesin benzeşmesiyle oluşan kafiyeye denir.
- Daha çok Divan şiirinde kullanılır.

Örnek:
Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene
Biz sende olamazsak bile sen bizdesin gene (”-ene“: Zengin Kafiye)
Bin bahçeli beldemizi yâd ellere bıraktık
Gölgesinde barınacak tek ağacım yok artık (”-tık“: Zengin Kafiye)

4- Tunç Kafiye
- Kafiyedeki kelimelerden birinin, diğerini içinde aynen bulunması yani tekrar edilmesiyle oluşan kafiyeler tunç kafiye denir.

Örnek:
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım
(”-aşarım“: Tunç Kafiye)
Bursa’da bir eski cami avlusu
Mermer şadırvanda şakırdayan su
(”-su“: Tunç Kafiye)
Bir eşek var idi zâif u nizâr
Yük elinden katı şikeste vü zâr
(”-zâr“: Tunç Kafiye)

5- Cinaslı Kafiye
- Yazılışları ve okunuşları aynı anlamı farklı olan kelimelerle yapılan kafiyeye cinaslı kafiye denir.
- Cinaslı kelimeler daha çok manilerde kafiye olarak kullanılır.

Örnek:
Niçin kondun a bülbül
Kapımdaki asmaya
Ben yârimden vazgeçmem
Götürseler asmaya
(”-asmaya“: Cinaslı Kafiye)
Kararmış kara gözler
Dermanım kara gözler
Gemim deryada kaldı
Yelkenim kara gözler
(”-kara gözler“: Cinaslı Kafiye
Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç
(”-geç“: Cinaslı Kafiye)

Redif nedir?
Mısra sonlarında yazılışları, okunuşları, anlamları ve görevleri aynı olan eklerin, kelime ve kelime gruplarının tekrar edilmesine "redif" denir

Örnek-1
Bizim elde bahar olur, yaz olur.
Göller dolu ördek olur, kaz olur.
Sevgi arasında yüz bin naz olur.
Suçumu bağışla, ben sana kurban.


Son düzenleyen perlina; 25 Nisan 2017 11:15
..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Şubat 2012       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yine oldum esîri âh bir şûh-ı sitemkârın
Ki dilber sevmemiş, bilmez belâsın âşık-ı zârın
Ne kâfirliklerin gördüm ben ol zülf-i siyehkârın,
O ebrûnun, o zâlim gamzenin, ol çeşm-i mekkârın

O tıfl-ı nâzı gördüm rûyine hurşîd eser etmiş
Haberdâr olmamıştım, sonra bildim neylemiş n'etmiş
Meğer, zâlim kaçıp tenhâca sa'dâbâd'a dek gitmiş
Temâşâ eylemiş âlâyını şevketlü hünkârın

Gezermiş kasrın etrâfında yer yer tâze meh-rûlar
Mükehhal gözlü, şîrîn sözlü, leylî yüzlü âhûlar
Hemân alkış sadâsın andırırmış çağlayan sular,
Ederlermiş duâsın pâdişâh-ı ma'delet-kârın

Güzelsin, bî-bedelsin, şûhsun, âlüftesin cânâ!
Söz olmaz hüsnüne, gelmez nazîrin âleme hakkâ!
Senin her cevrine bin cân ile sabreylerim ammâ,
Beni pek öldürür ey bî-vefâ ellerle bâzârın

Bugün, bir mahrem-i esrâr, yâr-i nükte-pîrâdan
İşittim kim, sayıp uşşâkını ey şûh-ı sîmîn-ten
Nedîm-i zâra benzer âşıkım yoktur demişsin sen
Efendim, işte vardır: ben esirin, ben giriftârın
Nedim
Kalıp: me fâ î lün / me fâ i lün / me fâ i lün / me fâ î lün


Günümüz Türkçesiyle
1. Ah yine tutsağı oldum zulmeden bir şuhun,
Ki dilber sevmeyen bilmez acısını inleyen âşıkın,
Ne kâfirliklerini gördüm ben o günah işleyen siyah saçın,
O kaşın, o zâlim gamzenin, o hileci gözün.

2. O nazlı yavruyu gördüm; yüzünü güneş yakmış
Daha önce duymamıştım, ne yapıp ne etmiş.
Meğer zalim, kaçıp tek başına Sâ'dabâd'a kadar gitmiş.
Şanlı sultanın alayını seyretmiş.

3. Gezermiş köşkün çevresinde yer yer, taze ay yüzlüler,
Sürmeli gözlü, Şirin sözlü, Leyâ yüzlü meraller...
Hemen alkış sesini andırırmış çağlayan seller,
Ederlermiş duasını adaletsever padişahın.

4. Güzelsin, benzerin yok, nazlısın, aşk çılgınısın sevgili!
Söz olmaz güzelliğine, benzerin gelmez dünyaya belli.
Senin her sıkıntına bir can ile sabrederim amma,
Ey vefasız! Beni pek öldürür, ellerle sohbetin.

5. Bugün nükteler söyleyen sevgilinin bir sıradaşından
İşittim ki sayıp âşıklarını ey gümüş tenli güzel.
İnleyen Nedim'e benzer âşıkım yoktur, demişsin sen
Efendim işte vardır, ben esirin, ben tutkunun.

Benzer Konular

21 Aralık 2015 / batuhann1 Cevaplanmış
25 Ocak 2010 / Misafir Cevaplanmış
31 Mart 2014 / horrorviper Cevaplanmış
6 Mart 2013 / Misafir Soru-Cevap
7 Haziran 2010 / Misafir Soru-Cevap