Arama

Bu şiirin zihniyeti, kafiye düzeni, kafiye örgüsü ve nazım biçimi nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 21 Aralık 2015 Gösterim: 47.120 Cevap: 8
batuhann1 - avatarı
batuhann1
Ziyaretçi
8 Ocak 2012       Mesaj #1
batuhann1 - avatarı
Ziyaretçi
Bu şiirin zihniyeti, kafiye düzeni, kafiye örgüsü ve nazım biçimi nedir?

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

Haykırdı ak tolgalı beylerbeyi "ilerle"
Bir yaz günü geçtik tunadan kafilelerle

Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan

Bir gün yine doludizgin atlarımızla
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla

Cennette bu gün gülleri açmış görürüzde
Hala o kızıl hatıra gitmez gözümüzde

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

Arkadaşlar bu şiirin zihniyetini kafiye düzeninş kafiye örgüsünü nazım biçimini nazım birimini yapısını temasını konusu kısacası her şeyini bulabilecek varmı
EN İYİ CEVABI Mira verdi
Kafiye Düzeni
  • Düz Kafiye
Kafiye Örgüsü
  • aa
  • bb
  • cc
  • dd
  • ee
  • ff
Nazım Biçimi
Sponsorlu Bağlantılar
  • Bu nazım şeklinin kafiyelenişi Klâsik (Divan) Türk Şiirindeki mesnevi ile aynı olduğu için bu nazım şekline Yeni Mesnevi de denir.
Ölçüsü
  • Aruzun kısa kalıplarından biri olan *mefulü mefailü mefailü feilün ile yazılmıştır.
Nazım Birimi
  • Beyit
Konusu
  • Türk Kurtuluş Savaşı, İstiklâl Harbi, Türk İstiklâl Harbi ya da Millî Mücadele
Teması
  • Osmanlı İmparatorluğu tarafından görevlendirilen Akıncı atlı birlikleri ve onların başarılarıdır.
Şiirin Türü
  • Epik Şiir
Yahya Kemal Beyatlı'nın Edebi Kişiliği
Osmanlı tarih ve şiiri olduğunu gösterdiği gibi, sonradan yeni şekiller ve sade dille yazdıklarında da şairin genel olarak Osmanlı medeniyet ve kültürüne bağlı kaldığı görülür.

Onda tarih, vatan, millet ve İstanbul sevgisi, hep bu açıdan işlenir. Osmanlı medeniyeti yüzyıllar boyu en yüce eserlerini İstanbul’da yarattığı için, Yahya Kemal’deki İstanbul, Boğaziçi ve Türk musikisi hayranlığına, tabiat güzellikleri yanı sıra, tarih değerleri de girer. Duygu, düşünce ve hayali ustalıkla kaynaştıran şair, pek çoğuna hikaye karakteri verdiği lirik-epik şiirlerinin konularını aşk, tabiat, deniz, ölüm ve sonsuzluktan da alır.

*Yukarıda şiir hakkında yapmış olduğum tüm incelemeler yapıyı oluşturmaktadır. Eksikleri konu altına mesaj olarak belirtebilirsin.

Son düzenleyen Mira; 20 Ocak 2014 16:10 Sebep: Soru düzenlendi.
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
8 Ocak 2012       Mesaj #2
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Kafiye Düzeni
  • Düz Kafiye
Kafiye Örgüsü
  • aa
  • bb
  • cc
  • dd
  • ee
  • ff
Nazım Biçimi
Sponsorlu Bağlantılar
  • Bu nazım şeklinin kafiyelenişi Klâsik (Divan) Türk Şiirindeki mesnevi ile aynı olduğu için bu nazım şekline Yeni Mesnevi de denir.
Ölçüsü
  • Aruzun kısa kalıplarından biri olan *mefulü mefailü mefailü feilün ile yazılmıştır.
Nazım Birimi
  • Beyit
Konusu
  • Türk Kurtuluş Savaşı, İstiklâl Harbi, Türk İstiklâl Harbi ya da Millî Mücadele
Teması
  • Osmanlı İmparatorluğu tarafından görevlendirilen Akıncı atlı birlikleri ve onların başarılarıdır.
Şiirin Türü
  • Epik Şiir
Yahya Kemal Beyatlı'nın Edebi Kişiliği
Osmanlı tarih ve şiiri olduğunu gösterdiği gibi, sonradan yeni şekiller ve sade dille yazdıklarında da şairin genel olarak Osmanlı medeniyet ve kültürüne bağlı kaldığı görülür.

Onda tarih, vatan, millet ve İstanbul sevgisi, hep bu açıdan işlenir. Osmanlı medeniyeti yüzyıllar boyu en yüce eserlerini İstanbul’da yarattığı için, Yahya Kemal’deki İstanbul, Boğaziçi ve Türk musikisi hayranlığına, tabiat güzellikleri yanı sıra, tarih değerleri de girer. Duygu, düşünce ve hayali ustalıkla kaynaştıran şair, pek çoğuna hikaye karakteri verdiği lirik-epik şiirlerinin konularını aşk, tabiat, deniz, ölüm ve sonsuzluktan da alır.

*Yukarıda şiir hakkında yapmış olduğum tüm incelemeler yapıyı oluşturmaktadır. Eksikleri konu altına mesaj olarak belirtebilirsin.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Nisan 2012       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
» Açık Deniz

Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum;
Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum.
Kalbimde vardı 'Byron'u bedbaht eden melâl
Gezdim o yaşta dağları, hulyâm içinde lâl...
Aldım Rakofça kırlarının hür havâsını,
Duydum, akıncı cedlerimin ihtirâsını,
Her yaz, şimâle doğru asırlarca bir koşu...
Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu...
Mağlûpken ordu, yaslı dururken bütün vatan,
Rü'yâma girdi her gece bir fâtihâne zan.
Hicretlerin bakıyyesi hicranlı duygular...
Mahzun hudutların ötesinden akan sular,
Gönlümde hep o zanla berâber çağıldadı,
Bildim nedir ufuktaki sonsuzluğun tadı!
Bir gün dedim ki 'istemem artık ne yer ne yâr!'
Çıktım sürekli gurbete, gezdim diyar diyar;
Gittim son diyâra ki serhaddidir yerin,
Hâlâ dilimdedir tuzu engin denizlerin!

Garbin ucunda, son kıyıdan en gürültülü
Bir med zamânı, gökyüzü kurşunla örtülü,
Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi;
Gördüm güzel vücûdunu zümrütliyen deri
Keskin bir ürperişle kımıldadı anbean;
Baktım ve anladım ki o ejderdi canlanan.
Sonsuz ufuktan âh o ne coşkun gelişti o!
Birden nasıl toparlanarak kükremişti o!
Yelken, vapur ne varsa kaçışmış limanlara,
Yalnız onundu koskoca meydan ve manzara!
Yalnız o kalmış ortada, âsi ve bağrı hûn,
Bin mağra ağzı açmış, ulurken uzun uzun...
Sezdim bir âşina gibi, heybetli hüznünü!

Rûhunla karşı karşıya kaldım o med günü,
Şekvânı dinledim, ezelî muztarip deniz!
Duydum ki rûhumuzla bu gurbette sendeniz,
Dindirmez anladım bunu hiç bir güzel kıyı;
Bir bitmeyen susuzluğa be» Açık Deniz

Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum;
Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum.
Kalbimde vardı 'Byron'u bedbaht eden melâl
Gezdim o yaşta dağları, hulyâm içinde lâl...
Aldım Rakofça kırlarının hür havâsını,
Duydum, akıncı cedlerimin ihtirâsını,
Her yaz, şimâle doğru asırlarca bir koşu...
Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu...
Mağlûpken ordu, yaslı dururken bütün vatan,
Rü'yâma girdi her gece bir fâtihâne zan.
Hicretlerin bakıyyesi hicranlı duygular...
Mahzun hudutların ötesinden akan sular,
Gönlümde hep o zanla berâber çağıldadı,
Bildim nedir ufuktaki sonsuzluğun tadı!
Bir gün dedim ki 'istemem artık ne yer ne yâr!'
Çıktım sürekli gurbete, gezdim diyar diyar;
Gittim son diyâra ki serhaddidir yerin,
Hâlâ dilimdedir tuzu engin denizlerin!

Garbin ucunda, son kıyıdan en gürültülü
Bir med zamânı, gökyüzü kurşunla örtülü,
Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi;
Gördüm güzel vücûdunu zümrütliyen deri
Keskin bir ürperişle kımıldadı anbean;
Baktım ve anladım ki o ejderdi canlanan.
Sonsuz ufuktan âh o ne coşkun gelişti o!
Birden nasıl toparlanarak kükremişti o!
Yelken, vapur ne varsa kaçışmış limanlara,
Yalnız onundu koskoca meydan ve manzara!
Yalnız o kalmış ortada, âsi ve bağrı hûn,
Bin mağra ağzı açmış, ulurken uzun uzun...
Sezdim bir âşina gibi, heybetli hüznünü!

Rûhunla karşı karşıya kaldım o med günü,
Şekvânı dinledim, ezelî muztarip deniz!
Duydum ki rûhumuzla bu gurbette sendeniz,
Dindirmez anladım bunu hiç bir güzel kıyı;
Bir bitmeyen susuzluğa benzer bu ağrıyı.
bu siiri zihniyeti ne...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2013       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
batuhann1 adlı kullanıcıdan alıntı

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

Haykırdı ak tolgalı beylerbeyi "ilerle"
Bir yaz günü geçtik tunadan kafilelerle

Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan

Bir gün yine doludizgin atlarımızla
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla

Cennette bu gün gülleri açmış görürüzde
Hala o kızıl hatıra gitmez gözümüzde

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

Arkadaşlar bu şiirin zihniyetini kafiye düzeninş kafiye örgüsünü nazım biçimini nazım birimini yapısını temasını konusu kısacası her şeyini bulabilecek varmı

Bu şiirin başlığı ne abi ya
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Ocak 2014       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ÇOCUKLUĞUM

Çocukluğum, çocukluğum...
Uzakta kalan bahçeler
O sabahlar, o geceler,
Gelmez günler çocukluğum.

Çocukluğum, çocukluğum...
Gözümde tüten memleket.
Artık bana sonsuz hasret,
Sonsuz keder çocukluğum.

Çocukluğum, çocukluğum...
Habersiz ölen kardeşim,
Mezarı bilinmez eşim,
Her bir şeyim çocukluğum.

Çocukluğum, çocukluğum...
Bir çekmecede unutulmuş,
Senelerle rengi solmuş,
Bir tek resim çocukluğum...

Yazar : ZİYA OSMAN SABA

Bu şiirin zihniyet özellikleri nelerdir ?lütfen yardım edin
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ocak 2015       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Bu şiirin başlığı ne abi ya

şiirin baslıgı akıncılar şair ise yahya kemal beyatlı
sınavmağduru - avatarı
sınavmağduru
Ziyaretçi
18 Aralık 2015       Mesaj #7
sınavmağduru - avatarı
Ziyaretçi
Yuvası saçakta kalan kırlangıç,
Yavrusu dallara emanet serçe,
Derken camiler üstünde güvercin
Minareler katından geçiyorum
Gökyüzü mahallesi İstanbul’un

Süt beyaz bir martıyım açıklarda
Gemilere ben yol gösteriyorum,
Buğday ve ilaç yüklü gemilere
Bir kanat vuruşta bulutlardayım;
Bir süzülüşte vatanım dalgalar!
sınavmağduru - avatarı
sınavmağduru
Ziyaretçi
18 Aralık 2015       Mesaj #8
sınavmağduru - avatarı
Ziyaretçi
İstanbul'u Dinliyorum
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda
Sucuların hiç durmayan çıngırakları;
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor derken
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık;
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı,
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular,
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Başında eski alemlerin sarhoşluğu,
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı
Dinmiş lodosların uğultusu içinde.
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan.
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde.
Alnın sıcak mı, değil mi bilmiyorum;
Dudakların ıslak mı değil mi, bilmiyorum
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.
Arkadaşlar bu şiirin zihniyetini kafiye düzeninş kafiye örgüsünü nazım biçimini nazım birimini yapısını temasını konusu kısacası her şeyini bulabilecek varmı
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Aralık 2015       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İncecikten bir kar yağar,
Tozar Elif, Elif deyi...
Deli gönül abdal olmuş,
Gezer Elif, Elif deyi...

Elif’in uğru nakışlı,
Yavrı balaban bakışlı,
Yayla çiçeği kokuşlu,
Kokar Elif, Elif deyi...

Elif kaşlarını çatar,
Gamzesi sineme batar.
Ak elleri kalem tutar,
Yazar Elif, Elif deyi...

Evlerinin önü çardak,
Elif'in elinde bardak,
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif, Elif deyi...

Karac'oğlan eğmelerin,
Gönül sevmez değmelerin,
İliklemiş düğmelerin,
Çözer Elif, Elif deyi...

Karacaoğlan

Arkadaşlar Bu Şiirin Kafiye Düzeni , Kafiye Örgüsü , Nazım Biçimi , Ölçüsü , Nazım Birimi , Konusu , Şiirin Türü Arkadaşlar Lütfen Dogru Ve Eksiksiz Tamamlıyacak Birini Arıyorum Acil.

Benzer Konular

25 Ocak 2010 / Misafir Cevaplanmış
4 Ekim 2011 / B.L.A.C.K Edebiyat
2 Şubat 2012 / Misafir Soru-Cevap
10 Ekim 2015 / Misafir Taslak Konular