Arama

Türk demokrasi tarihi boyunca meydana gelen değişimler nelerdir? - Sayfa 7

En İyi Cevap Var Güncelleme: 20 Nisan 2014 Gösterim: 55.759 Cevap: 79
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Nisan 2012       Mesaj #61
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Türkiye'de demokrasi tartismalari özel1ikle darbe dönemlerinde yogunlasir. Zaten darbeler de demokrasi için yapilir, demokrasiye demokrasi için ara verilir. Darbeler arasinda sikisan demokrasinin de ne kadar demokrasi oldugu tartisi1irl/tartisacagiz. 28 subat süreci ve 18 Nisan seçimleri nedeniyle demokrasi tartismalari yine gündemde.

Sponsorlu Bağlantılar
Türk demokrasisini, Türk siyaset geleneginden bagimsiz düsünemeyiz. Türk siyaset geleneginin en belirgin özelligi ise militarist, seçkinci bir karakter tasimasi ve sivillesememis olmasidir. Kadim Türk devletlerin (Orta Asya'da kurulanlar) ordu devletleridir. Anadolu'da kurulan Selçuklu Devleti'nde ikta, Osmanli Deviltinde de timar sistemleriyle siyasal, ekonomik ve sosyal yapi orduya göre düzenlenmisir. Devletin basi olan hükümdarlar da ayni zamanda ordunun komutanidirlar. Osmanli'da timar sisteminin bozulmasiyla birlikte ordu, ekonomik, siyasal ve sosyal yapi da bozulmustur. Yeniliklere, islahatlara ordudan bas1ani1mistir. Bununla birlikte Yeniçeri isyanlarini görmekteyiz. Ordunun siyasete bu açik müdahalelerinde önce devlet adamlari degistirilir, idam edilirken, sonralari hükümdar degisiklikleri hatta idamlari (II. Osman) da o1mustur.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Nisan 2012       Mesaj #62
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1808 tarihinde ilan edilen Sened-i İttifak ile başlayıp günümüze kadar devam etmektedir. II. Mahmut döneminde, Alemdar Mustafa Paşa tarafından hazırlanan Sened-i İttifak, merkezî otoriteyi taşrada hâkim kılmak için Rumeli ve Anadolu âyanları ile Osmanlı Devleti arasında 29 Eylül 1808 ?de imzalandı. Osmanlı’da Sened-i İttifak ile Türk tarihinde ilk defa devlet iktidarı sınırlandırıldığından , bu belge Türk tarihinde ilk “anayasal belge” kabul edilmektedir.
Abdülmecit döneminde 3 Kasım 1839 tarihinde Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanan Tanzimat Fermanı ilan edildi. Bu ferman ile padişah, fermanda ilân edilen ilkelere ve konulacak kanunlara uyacağına yemin etti.
Sponsorlu Bağlantılar

Tanzimat Fermanı’nın tamamlayıcısı ve pekiştiricisi olan Islahat Fermanı, Abdülmecit tarafından 1856 yılında “ferman” olarak ilan edildi. Tanzimat döneminde yetişen ve Genç Osmanlılar olarak bilinen aydın ve yazarlar, Avrupa’dan etkilenerek meşrutiyet yönetimini savunmaya başladılar ve meşrutiyeti ilan ettirmek için Abdülaziz?i tahttan indirerek, yerine II. Abdülhamit?i getirdiler.
23 Aralık 1876′da Mithat Paşa?nın hazırladığı Kanun-i Esasi ilan edilerek meşrutiyete geçildi. Kanun-i Esasî, şekli kritere göre bir anayasa olarak kabul edilmektedir. Türk tarihinin ilk anayasası olan ve 12 bölüm ile 119 maddeden oluşan Kanun-i Esasî’nin 113. maddesi gereğince, padişah olağanüstü durumlarda anayasayı askıya alabilirdi. II. Abdülhamit, 1877 yılında Rus savaşlarını (93 Harbi) neden göstererek anayasayı askıya aldı.
1908 yılındaki askeri ayaklanma sonucu II. Abdülhamit, 1876 Anayasası’nı tekrar yürürlüğe koydu ve böylece II. Meşrutiyet dönemi başladı.
1909 yılında 31 Mart Vakası’nın meydana gelmesinden sonra tahttan indirilen II. Abdülhamit’ten sonra 1909 yılında anayasada önemli değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerle 1876 Anayasası, meşruti bir parlamenter monarşi anayasası haline geldi.
Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nda yenilmesinden sonra 16 Mart 1920?de İstanbul’un işgal edilmesiyle, Osmanlı Meclis-i Mebusan’ı 18 Mart 1920 son kez toplandı ve çalışmalarına ara verdi. Damat Ferit Paşa 11 Nisan 1920?de Meclis-i Mebusan’ı feshettirdikten sonra,
23 Nisan 1920?de ilk Büyük Millet Meclisi, Ankara’da toplandı. Meclis, 20 Ocak 1921 tarihinde Teşkilât-ı Esasîye Kanunu kabul etti. Türkiye Cumhuriyeti’nin tek yumuşak anayasası olan Teşkilât-ı Esasîye Kanunu’nda yapılan değişikliklerle devletin rejimi, dini, dili, başkenti, başkanı gibi unsurlar belirlendi. 1876 Kanun-i Esasîsi resmen ilga edilmeyişi,
1921 Teşkilât-ı Esasîye Kanunu’nun da yeni bir devletin ihtiyaçlarını karşılayacak derecede ayrıntılı olmayışından dolayı, ikinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi, yeni bir anayasa yapma sorunuyla karşı karşıya kaldı. Yeni Teşkilât-ı Esasîye Kanunu (1924 Anayasası), 20 Nisan 1924 günü kabul edildi.
1924 Anayasası, güçler birliği (yasama, yürütme, yargı) bakımından 1921 Anayasası’na göre daha esnek ve parlamenter rejime yönelik atılmış önemli bir adımdır. 1924 Anayasası, 1961 yılına kadar yürürlükte kaldı.
27 Mayıs 1960 tarihinde, Millî Birlik Komitesi adında bir grup subay yönetime el koydu. Yeni bir anayasa yapılması için Kurucu Meclis kurularak, yeni anayasa bu meclise hazırlatıldı.


9 Temmuz 1961 tarihinde halkoylaması yapıldı ve oylama sonucunda % 61.5 ile 1961 Anayasası kabul edildi. Türkiye’de 1960?ların sonlarına doğru siyasal şiddet olaylarının artması ve bunların engellenememesi sonucu 12 Mart 1971 tarihinde Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları, dönemin başbakanı Demirel?i istifaya zorladılar. Demirel’in istifa etmesiyle ordu desteğinde bir ?partiler üstü? hükûmet kuruldu ve anayasada değişiklik yapıldı.

12 Mart muhtırasının beklenen sonuçları vermemesinden dolayı 12 Eylül 1980 yılında ordu yönetime el koydu. 29 Haziran 1981′de çıkarılan kanunla bir anayasa yapmak için “Kurucu Meclis” oluşturuldu. Millî Güvenlik Konseyi ve Danışma Meclisi’nden oluşan bu meclis, hazırladığı anayasayı 7 Kasım 1982 yılında halkoyuna sundu. % 91.37 ile anayasa kabul edildi ve yayımlandı
kelime oyunu - avatarı
kelime oyunu
Ziyaretçi
21 Nisan 2012       Mesaj #63
kelime oyunu - avatarı
Ziyaretçi
Turk Tarihi Boyunca Yasanan Demokratik Gelismelerin Kronolojik Sirasi
1808 tarihinde ilan edilen Sened-i İttifak ile başlayıp günümüze kadar devam etmektedir. II. Mahmut döneminde, Alemdar Mustafa Paşa tarafından hazırlanan Sened-i İttifak, merkezî otoriteyi taşrada hâkim kılmak için Rumeli ve Anadolu âyanları ile Osmanlı Devleti arasında 29 Eylül 1808 ?de imzalandı. Osmanlı'da Sened-i İttifak ile Türk tarihinde ilk defa devlet iktidarı sınırlandırıldığından , bu belge Türk tarihinde ilk "anayasal belge" kabul edilmektedir.

Abdülmecit döneminde 3 Kasım 1839 tarihinde Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanan Tanzimat Fermanı ilan edildi. Bu ferman ile padişah, fermanda ilân edilen ilkelere ve konulacak kanunlara uyacağına yemin etti.

Tanzimat Fermanı'nın tamamlayıcısı ve pekiştiricisi olan Islahat Fermanı, Abdülmecit tarafından 1856 yılında "ferman" olarak ilan edildi. Tanzimat döneminde yetişen ve Genç Osmanlılar olarak bilinen aydın ve yazarlar, Avrupa'dan etkilenerek meşrutiyet yönetimini savunmaya başladılar ve meşrutiyeti ilan ettirmek için Abdülaziz?i tahttan indirerek, yerine II. Abdülhamit?i getirdiler.

23 Aralık 1876'da Mithat Paşa?nın hazırladığı Kanun-i Esasi ilan edilerek meşrutiyete geçildi. Kanun-i Esasî, şekli kritere göre bir anayasa olarak kabul edilmektedir. Türk tarihinin ilk anayasası olan ve 12 bölüm ile 119 maddeden oluşan Kanun-i Esasî'nin 113. maddesi gereğince, padişah olağanüstü durumlarda anayasayı askıya alabilirdi. II. Abdülhamit, 1877 yılında Rus savaşlarını (93 Harbi) neden göstererek anayasayı askıya aldı.

1908 yılındaki askeri ayaklanma sonucu II. Abdülhamit, 1876 Anayasası'nı tekrar yürürlüğe koydu ve böylece II. Meşrutiyet dönemi başladı.

1909 yılında 31 Mart Vakası'nın meydana gelmesinden sonra tahttan indirilen II. Abdülhamit'ten sonra 1909 yılında anayasada önemli değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerle 1876 Anayasası, meşruti bir parlamenter monarşi anayasası haline geldi.

Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'nda yenilmesinden sonra 16 Mart 1920?de İstanbul'un işgal edilmesiyle, Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı 18 Mart 1920 son kez toplandı ve çalışmalarına ara verdi. Damat Ferit Paşa 11 Nisan 1920?de Meclis-i Mebusan'ı feshettirdikten sonra,

23 Nisan 1920?de ilk Büyük Millet Meclisi, Ankara'da toplandı. Meclis, 20 Ocak 1921 tarihinde Teşkilât-ı Esasîye Kanunu kabul etti. Türkiye Cumhuriyeti'nin tek yumuşak anayasası olan Teşkilât-ı Esasîye Kanunu'nda yapılan değişikliklerle devletin rejimi, dini, dili, başkenti, başkanı gibi unsurlar belirlendi. 1876 Kanun-i Esasîsi resmen ilga edilmeyişi,

1921 Teşkilât-ı Esasîye Kanunu'nun da yeni bir devletin ihtiyaçlarını karşılayacak derecede ayrıntılı olmayışından dolayı, ikinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi, yeni bir anayasa yapma sorunuyla karşı karşıya kaldı. Yeni Teşkilât-ı Esasîye Kanunu (1924 Anayasası), 20 Nisan 1924 günü kabul edildi.

1924 Anayasası, güçler birliği (yasama, yürütme, yargı) bakımından 1921 Anayasası'na göre daha esnek ve parlamenter rejime yönelik atılmış önemli bir adımdır. 1924 Anayasası, 1961 yılına kadar yürürlükte kaldı.

27 Mayıs 1960 tarihinde, Millî Birlik Komitesi adında bir grup subay yönetime el koydu. Yeni bir anayasa yapılması için Kurucu Meclis kurularak, yeni anayasa bu meclise hazırlatıldı.

9 Temmuz 1961 tarihinde halkoylaması yapıldı ve oylama sonucunda % 61.5 ile 1961 Anayasası kabul edildi. Türkiye'de 1960?ların sonlarına doğru siyasal şiddet olaylarının artması ve bunların engellenememesi sonucu 12 Mart 1971 tarihinde Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları, dönemin başbakanı Demirel?i istifaya zorladılar. Demirel'in istifa etmesiyle ordu desteğinde bir ?partiler üstü? hükûmet kuruldu ve anayasada değişiklik yapıldı.

12 Mart muhtırasının beklenen sonuçları vermemesinden dolayı 12 Eylül 1980 yılında ordu yönetime el koydu. 29 Haziran 1981'de çıkarılan kanunla bir anayasa yapmak için "Kurucu Meclis" oluşturuldu. Millî Güvenlik Konseyi ve Danışma Meclisi'nden oluşan bu meclis, hazırladığı anayasayı 7 Kasım 1982 yılında halkoyuna sundu. % 91.37 ile anayasa kabul edildi ve yayımlandı
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Nisan 2012       Mesaj #64
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yanolur bana şimdi türk tarihi boyunca olan demokratik gelişimlerin kronolojik sırası lazım
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Nisan 2012       Mesaj #65
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Demokrasi kleim anlamı olarak halkın kendi kendini yönetmesidir. Eski Yunancada “demos” halk ve “kratos” otorite demektir. İkisinin birleşmesinden “demokratia” sözü meydana gelir. Buna göre, demokrasi, “halk idaresi”anlamındadır. Ancak, bu söz, çok çeşitli anlamlarda kullanılmaktadır. Bunlardan başlıcaları şunlardır:
Doğrudan doğruya demokrasi: Siyasi kararların, çoğunluk esasına göre, yurttaşların oy çokluğu ile, doğrudan doğruya şehir halkı tarafından alındığı yönetim şekline, doğrudan doğruya demokrasi denir.
Temsili demokrasi: Yurttaşların siyasi haklarını doğrudan doğruya değil de, kendi seçtikleri ve kendilerine karşı sorumlu olan temsilciler yoluyla kullandıkları yönetim şekline temsili demokrasi denir.
Yarı doğrudan demokrasi: Temsili demokrasinin bazı mahzurlarından kurtulmak ve doğrudan demokrasiye yaklaşmak için yarı doğrudan demokrasi sistemine gidilmiştir. Bu demokrasi türü Yunan dili. 3000 yıllık bir geçmişi olan Hint-Avrupa dil ailesine ait bir dildir. Antik Yunanca Klasik Yunan uygarlığının dili olarak kullanılmıştır. Modern Yunanca Antik Yunancadan oldukça farklı olmakla beraber köken olarak ona dayanır. Yunanca, Yunan alfabesi kullanılarak yazılır. Modern Yunanca dünyada, çoğu Yunanistan’da yaşayan yaklaşık 12 milyon kişinin anadilidir.referandum, halkın kanun teklifi ve halkın vetosu gibi yollarla sağlanmaktadır.
Liberal demokrasi: Çoğunluğun meydana getirdiği iktidarın, azınlığın da haklarını (kişisel ve kamu haklarını-söz hürriyeti, din hürriyeti vs.) güvence altına alan ve anayasa hükümleriyle sınırlanmış demokrasi çeşidine “liberal demokrasi” denir. Bunun bir diğer adı da “anayasal demokrasi”dir.
Sosyal veya ekonomik demokrasi: Doğrudan doğruya, temsili liberal demokrasiyi ve bunların öne sürdüğü ilkeleri dikkate almaksızın, toplumsal ve ekonomik farkları azaltma, servet dağılımındaki eşitsizliklerden doğan farkları en azına indirmek gayesini güden demokrasiye, sosyal veya ekonomik demokrasi denir.
Demokrasinin esasları: Demokrasi günümüz anlamıyla bir hükümet şekli olduğu gibi, toplum hayatını düzenleme bakımından bir kurallar bütünüdür. Demokraside soy, sop, servet, ırk ve benzeri özellikler hiçbir şahsa, başkalarına karşı üstünlük sağlamaz. Gerçek bir demokratik yönetimlerde, fertler arasında büyük çapta ekonomik farklılıklar olmaz.
Demokrasi, diğer taraftan, fertlerin hükümet baskısı altında kalıp ezilmelerini de önler. Demokrasi yönetiminde, herkesin konuşma, basın-yayın ve din hürriyeti vardır. Ayrıca, kanunlara aykırı olmamak kaydıyla yürürlükteki hükümete muhalefet etme, icraatlarını serbestlikte tenkit ve tasvib etme hakkı da vardır. Tek partili sistemde, doğu bloku halk demokrasilerinde
komünizmde) ve totaliter demokrasilerde bu haklar yoktur. Demokratik yönetimde, kanun karşısında herkes eşit sayılır. Kanunlara aykırı olmamak şartıyla, herkes görüşlerini serbestçe açıklayabilir.
Demokrasinin Gelişimi Tarih Şeridi Örnek 2
M.Ö. 450 = Atina’da Aristo, Eflatun ve Sokrates’in geliştirdiği bir çeşit yönetim sistemidir. “Site” denilen şehir devletlerinde kadınlar ve köleler, site halkının dışında kabul ediliyordu. Halk meclisinde yalnızca erkeklerin konuşma ve oy kullanma hakkı vardır.
M.S.375 = Roma’da insan hakları ile ilgili önemli gelişmeler oldu.
M.S.1215 = Magna Carta Libertatum (Büyük Şart) İngiltere kralı I. John (Yurtsuz John) ile halk arasında imzalanmıştır. Bu antlaşma ile kralın yetkileri sınırlanmış, halka geniş hak ve özgürlükler tanınmış. Kimsenin yargılanmadan cezalandırılamayacağı ilkesi getirildi, vergi sisteminde düzenlemeler yapıldı.
M.S.1450 = Johann Gutenberg modern matbaayı buldu. Matbaanın bulunması ile hak ve özgürlükler tüm dünyaya yayıldı.
M.S.1750 = Avrupa’da aydınlanma felsefesiyle anayasal demokrasinin düşünce temelleri atılmıştır. Montesqiue (Monteskiyö), Rousseau (Russo), J.Locke (Luk) gibi düşünürler özgür düşünceyi savundular.
M.S.1789 = Fransa’da çıkan Fransız İhtilali sonrasında İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi yayınlandı. Bildiride temel hak ve özgürlükler (adalet, özgürlük, mülk edinme, yaşama hakkı gibi) ve anayasal düzenlemeler yer almıştır.
M.S. 1877= İlk Türk meclisi “Meclis-i Umumi” (Genel Meclis) açıldı.
M.S. 1920= 23 Nisan 1920’de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk meclisi açıldı. Bu mecliste egemenlik millete aittir.
İNSAN HAKLARI İLE İLGİLİ BELGELER
Hammurabi Yasaları (M.Ö.1795–1750)
Veda Hutbesi (632)
Magna Carta Libertatum (1215)
Kanuni Sultan Süleyman’ın Kanunları (1520–1566)
İnsan Hakları Bildirgesi (1789)
Kanun-i Esasi (1876)
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (1948)
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (1950)


Kaynak: Demokrasinin Gelişimi Tarih Şeridi | İsimsizSevda.Net
İsimsiz Sevda- İsimsiz Sevda
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Nisan 2012       Mesaj #66
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bana demokrasi tarih şeridi lazımm Msn Happy Msn Sad ??
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2012       Mesaj #67
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Senedi İttifak hakkında da bilgi alabilir miyim?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2012       Mesaj #68
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
güzelce tarih şerdini yazsana admin..
ebrutgrl - avatarı
ebrutgrl
Ziyaretçi
1 Mayıs 2012       Mesaj #69
ebrutgrl - avatarı
Ziyaretçi
KURULTAY:I. Türk Dili Kurultayı, 26 Eylül 1932 - 5 Ekim 1932 tarihleri arasında Türk Dil Kurumu tarafından düzenlenen dil kurultayı.

SENED-İ İTTİFAKened-i İttifak (29 Eylül 1808) Osmanlı Sadrazamı Alemdar Mustafa Paşa'nın Rumeli ve Anadolu ayanlarını İstanbul'da toplayarak yapmış olduğu anayasal bazı nitelikler içeren bir anlaşmadır.

TAZMİNAT FERMANI:3 Kasım 1839'da okunan Tanzimat Fermanı, Türk tarihinde demokratikleşmenin ilk somut adımıdır.

l. MEŞRUTİYET:Birinci Meşrutiyet, Osmanlı Devleti'nde 1876 yılında ilan edilen anayasal yönetime denir.

KANUN-İ ESASİ:Kânûn-i Esâsî (Osmanlı Türkçesi: قانون اساسى) Fransızca Loi constitutionelle çevirisi olarak kullanılan Osmanlıca terkiptir. "Temel Kanun" ya da Anayasa anlamındadır. Osmanlı Devleti'nin ilk ve son anayasası 23 Aralık 1876'da ilan edilmiş, 1878'de II. Abdülhamit tarafından askıya alınmış, 24 Temmuz 1908 ihtilali sonucunda yeniden yürürlüğe girmiş ve kısmen 20 Nisan 1924 tarihine kadar yürürlükte kalmıştır.

II.MEŞRUTİYET:İkinci Meşrutiyet Devri (Osmanlı Türkçesi ايکنجى مشروطيت) Osmanlı Anayasasının, 29 yıl askıda kaldıktan sonra, 24 Temmuz 1908'de yeniden ilân edilmesiyle başlayan ve 5 Kasım 1922'de Osmanlı Devleti'nin tasfiyesiyle başlayan dönem
TBMM'nin açılması:T.B.M.M’NİN AÇILMASI (23 NİSAN 1920)
• M. Kemal 19 Mart 1920’de bir genelge yayınlayarak Ankara’da olağan üstü yetkilere sahip bir meclisin açılması gerektiğini ve bunun için hemen seçimlerin yapılmasını, her sancaktan 5 kişinin seçilmesini ve bu seçilenlerin 15 gün içinde Ankara’ya gelmelerini istedi. Ayrıca İtilaf Devletleri tarafından dağıtılan Osmanlı Mebuslar Meclisi üyelerini de kaçabilirlerse gelmelerini istedi.
• Nihayet bütün hazırlıklar tamamlandıktan sonra 23 Nisan 1920’de T.B.M.M açıldı.

Evet arkadaşlar.Benim de bu ödevim vardı.Bende internetten araştırdım.Paylaşım yapıyorum alın bakın.İlçe Kütüphane'sinden buldum.Hepsi %100 doğrudur.Alın size 100 puan... İMZAMcByqaRizMa)
Cop
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mayıs 2012       Mesaj #70
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1921 Anayasası


TEŞKİLÂTI ESASİYE KANUNU

Kanun Numarası : 85

Kabul Tarihi : 20/1/1337 (1921)

Madde 1.- (Özgün hali) Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir.

Madde 1.- (Değişik : 29.10.1339 (1923) - 364 S. Kanun) Hâkimiyet, bilâ kaydü şart Milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir. Türkiye Devletinin şekli Hükümeti, Cumhuriyettir.

Madde 2.- (Özgün hali) İcra kudreti ve teşri salâhiyeti milletin yegâne ve hakikî mümessili olan Büyük Millet Meclisinde tecelli ve temerküz eder.

Madde 2.- (Değişik : 29.10.1339 (1923) - 364 S. Kanun) Türkiye Devletinin dini, Dini İslâmdır. Resmi lisanı Türkçedir.

Madde 3.- Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur ve hükümeti << Büyük Millet Meclisi Hükümeti >> unvanını taşır.

Madde 4.- (Özgün hali) Büyük Millet Meclisi vilâyetler halkınca müntahap âzadan mürekkeptir.

Madde 4.- (Değişik : 29.10.1339 (1923) - 364 S. Kanun) Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur. Meclis, Hükümetin inkısam ettiği şuabatı idareyi İcra Vekilleri vasıtasiyle idare eder.

Madde 5.- Büyük Millet Meclisinin intihabı iki senede bir kere icra olunur. İntihap olunan âzanın âzalık müddeti iki seneden ibaret olup fakat tekrar intihap olunmak caizdir. Sabık heyet lâhik heyetin içtimaına kadar vazifeye devam eder. Yeni intihabat icrasına imkân görülmediği takdirde içtima devresinin yalnız bir sene temdidi caizdir. Büyük Millet Meclisi âzasının her biri kendini intihap eden vilâyetin ayrıca vekili olmayıp umum milletin vekilidir.

Madde 6.- Büyük Millet Meclisinin heyeti umumiyesi Teşrinisani iptidasında davetsiz içtima eder.

Madde 7.- Ahkâmı şer'iyenin tenfizi, umum kavaninin vâz'ı, tadili, feshi ve muahede ve sulh akti ve vatan müdafaası ilânı gibi hukuku esasiye Büyük Millet Meclisine aittir. Kavanin ve nizamat tanziminde muamelâtı nâsa erfak ve ihtiyacatı zamana evfak ahkâmı Fıkhiye ve hukukiye ile âdap ve muamelât esas ittihaz kılınır. Heyeti Vekilenin vazife ve mesuliyeti kanunu mahsus ile tâyin edilir.

Madde 8.- Büyük Millet Meclisi hükümetinin inkısam eylediği devairi kanunu mahsus mucibince intihap kerdesi olan vekiller vasıtasiyle idare eder. Meclisi icraî hususat için vekillere veche tâyin ve ledelhace bunları tebdil eyler.

Madde 9.- Büyük Millet Meclisi Heyeti Umumiyesi tarafından intihap olunan reis bir intihap devresi zarfında Büyük Millet Meclisi Reisidir. Bu sıfatla Meclis namına imza vaz'ına ve Heyeti Vekile mukarreratını tasdika salâhiyettardır. İcra Vekilleri Heyeti içlerinden birini kendilerine reis intihap ederler. Ancak Büyük Millet Meclisi Reisi Vekiller Heyetinin de reisi tabiisidir.

İDARE

Madde 10.- (Özgün hali) Türkiye coğrafi vaziyet ve iktisadi münasebet noktai nazaran vilâyetlere; vilâyetler kazalara münkasem olup kazalar da nahiyelerden terekküp eder.

Madde 10.- (Değişik : 29.10.1339 (1923) - 364 S. Kanun) Türkiye Reisicumhuru, Türkiye Büyük Millet Meclisi Heyeti Umumiyesi tarafından ve kendi âzası meyanından bir intihap devresi için intihap olunur. Vazifei Riyaset yeni Reisicumhurun intihabına kadar devam eder. Tekrar intihap olunmak caizdir.

VİLÂYET

Madde 11.- (Özgün hali) Vilâyet, mahallî umurda mânevi şahsiyeti ve muhtariyeti haizdir. Harici ve dahili siyaset, şer'i, adlî ve askerî umur, beynelmilel iktisadî münasebat ve hükümetin umumi tekâlifi ve menafii birden ziyade vilâyata şâmil hususat müstesna olmak üzere Büyük Millet Meclisince vazedilecek kavanin mucibınce Evkaf, Medaris, Maarif, Sıhhiye, İktisat, Ziraat, Nafıa ve Muaveneti İçtimaiye işlerinin tanzim ve idaresi vilâyet şûralarının salâhiyeti dâhilindedir.

Madde 11.- (Değişik : 29.10.1339 (1923) - 364 S. Kanun) Türkiye Reisicumhuru Devletin Reisidir. Bu sıfatla lüzum gördükçe Meclise ve Heyeti Vekileye riyaset eder.

Madde 12.- (Özgün hali) Vilâyet şûraları vilâyetler halkınca müntahap âzadan mürekkeptir. Vilâyet şûralarının içtima devresi iki senedir. İçtima müddeti senede iki aydır.

Madde 12.- (Değişik : 29.10.1339 (1923) - 364 S. Kanun) Başvekil Reisicumhur tarafından ve Meclis âzası meyanından intihap olunur. Diğer vekiller Başvekil tarafından gene Meclis âzası arasından intihap olunduktan sonra heyeti umumiyesi Reisicumhur tarafından Meclisin tasvibine arzolunur. Meclis hali içtimada değil ise keyfiyeti tasvip Meclisin içtimaına talik olunur.

Madde 13.- Vilâyet şûrası, azâsı meyanında icrâ âmiri olacak bir reis ile muhtelif şuabatı idareye memur azadan teşekkül etmek üzere bir idare heyeti intihap eder. İcra selâhiyeti daimi olan bu heyete aittir.

Madde 14.- Vilâyete Büyük Millet Meclisinin vekili ve mümessili olmak üzere vali bulunur. Vali, Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından tâyin olunup vazifesi devletin umumi ve müşterek vazaifini rüyet etmektir. Vali yalnız devletin umumi vazaifiyle mahallî vazaif arasında tearuz vukuunda müdahale eder.

KAZA

Madde 15.- Kaza, yalnız idari ve inzıbati cüz'ü olup mânevi şahsiyeti haiz değildir. İdaresi Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından mansup ve valinin emri altında bir kaymakama mevdudur.

NAHİYE

Madde 16.- Nahiye, hususi hayatında muhtariyeti haiz bir mânevi şahsiyettir.

Madde 17.- Nahiyenin bir şûrası, bir idare heyeti ve bir de müdürü vardır.

Madde 18.- Nahiye şûrası, nahiye halkınca doğrudan doğruya müntahap âzadan terekküp eder.

Madde 19.- İdare heyeti ve nahiye müdürü, nahiye şûrası tarafından intihap olunur.

Madde 20.- Nahiye şûrası ve idare heyeti kazaî, iktisadi ve malî salâhiyeti haiz olup bunların derecatı kavanini mahsusa ile tâyin olunur.

Madde 21.- Nahiye bir veya birkaç köyden mürekkep olduğu gibi bir kasaba da bir nahiyedir.

UMUMİ MÜFETTİŞLİK

Madde 22.- Vilâyetler, iktisadi ve içtimai münasebetleri itibariyle birleştirilerek, umumi müfettişlik kıtaları vücuda getirilir.

Madde 23.- Umumi Müfettişlik mıntakalarının umumi surette asayişinin temini ve umum devair muamelâtının teftişi, Umumi Müfettişlik mıntakasındaki vilâyetlerin müşterek işlerinde ahengin tanzimi vazifesi umumi müfettişlere mevdudur. Umumi müfettişler Devletin umumi vazaifiyle mahallî idarelere ait vazaif ve mukarreratı daimî surette murakaba ederler.

MADDEİ MÜNFERİDE

İşbu kanun tarihi neşrinden itibaren mer'i olur. Ancak elyevm münakit Büyük Millet Meclisi 5 Eylül 1336 tarihli Nisabı Müzakere Kanununun birinci maddesinde gösterildiği üzere gayesinin husulüne kadar müstemirren müçtemi bulunacağı cihetle işbu Teşkilâtı Esasiye Kanunundaki; 4 üncü, 5 inci, 6 ncı maddeler gayenin husulüne elyevm mevcut Büyük Millet Meclisi adedi mürettebinin sülüsanı ekseriyetle karar verildiği takdirde ancak yeni intihaptan itibaren mer'iyülicra olacaktır.






TEŞEKKÜRLER Msn Happy

Benzer Konular

20 Aralık 2015 / ThinkerBeLL Türkiye Cumhuriyeti
13 Ocak 2011 / plntmm Soru-Cevap
3 Ekim 2013 / Lloyd Soru-Cevap