Arama

Orman nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 21 Aralık 2015 Gösterim: 9.376 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Aralık 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ORMAN NEDİR
EN İYİ CEVABI Electrify verdi
Orman,Orman Ne Demek,ormanın tanımı,ormanın anlamı

Sponsorlu Bağlantılar

Orman; belirli yükseklikteki ve büyüklükteki ağaçlar, çalı, otsu bitkiler, mantarlar, mikroorganizmalar ve çeşitli hayvanlarla, toprağın birlikte meydana getirdiği, aynı zamanda topluma çeşitli faydalar sağlayan bir ekosistem.

Kendisini meydana getiren bireylerin uzun yıllar karşılıklı etkileri sonucu yerleşmiş, biyolojik bir dengeye sahiptir. Bu denge ormanların sağlığı ve varlığı için şarttır. Bu denge olmadıkça, ormanların sağlığı ve varlığını korumak çok güç, hatta imkansızdır.

TDK Sözlük Anlamı:
1) Ağaçlarla örtülü geniş alan
2) Bu ağaçların bütünü.

AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
Ziyaretçi
19 Aralık 2010       Mesaj #2
AndThe_BlackSky - avatarı
Ziyaretçi
Orman Nedir ? Orman Ağaçları Kaça Ayrılır ? Ormanların Faydaları Yararları Nelerdir?
Doğal olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleri ile birlikte orman olarak tanımlanır. Bununla birlikte orman yalnızca ağaç ve ağaççıklardan ibaret değildir. Ormanlar, sadece ağaç ve ağaçcık topluluklarından ibaret değildir. Orman, ağaçlar, hava, su, toprak ve diğer otsu ve odunsu bitkiler, mikroorganizma ve hayvanlarıyla kendine özgü kapalı bir dünya, bir ekolojik sistemdir.
Sponsorlu Bağlantılar

Ormanlarımız genellikle deniz kıyılarımızda yada kıyılarımıza yakın yerlerde yoğunlaşmıştır. Orman ağaçları yapraklarının şekline göre geniş yapraklı ağaçlar ve iğne yapraklı (İbreli) ağaçlar olmak üzere iki gruba ayrılır.

Geniş yapraklı ağaçlar genel olarak yapraklarını sonbaharda dökerler, kışın çıplak kalırlar ve İlkbaharda tekrar yaprak açarak yaşamlarına devam ederler. Bu türlere örnek olarak Meşe Kayın, Gürgen, Kestane, Kızılağaç, Kavak, Karaağaç, Dişbudak, Ihlamur, Ceviz, Çınar verilebilir.

İğne yapraklı ağaçlar ise her zaman yeşil dediğimiz yaz-kış yeşil görünen ağaçlardır. Yaprakları iğne gibi ince, sert ve batıcıdır. Bu ağaçlarda yapraklarını dökerler fakat belirli bir mevsimde hep birden yapraklarını dökmezler. Bu nedenle daima yeşil kalırlar. Bunlara örnek olarak Çam, Göknar, Ladin, Sedir, Ardıç, Servi gösterilebilir.



Ormanlar sağladıkları pek çok maddi ve sosyal faydaları ile ülkemizin en önemli doğal kaynaklarındandır. Bu faydalarının sürekli olabilmesi için planlı ve düzenli bir şekilde işletilmeleri gereklidir. Kesilen ağaçların, yanan ormanların yada çeşitli şekillerle zarar gören ve yok olan ağaçların yerine yenileri dikilmeli ve böylece ormanların devamlılığı sağlanmalıdır.

Avrupa’da bulunan 12.000 bitki çeşidinin 10.000 türü ülkemizde bulunmaktadır. 3.500 tür ise sadece ülkemizde yetişmektedir. Ormanlarımız, yapraklı ve iğne yapraklı ağaçlardan oluşur.






Ormanların Önemi , Faydaları, Yararları Nelerdir?

Ormanlardan sağlanan ana ürün, yaşantımızın her alanında ihtiyaç duyduğumuz yapacak ve yakacak olarak kullanılan odun hammaddesidir. Ayrıca ormanlardan bitkisel nitelikli tohum, çiçek, kozalak, reçine, sığla, palamut, fıstık, meyve ile mineral nitelikli kum, çakıl, humus hammadde kaynakları elde edilmektedir.
Ormanlar, kar ve yağmur biçimindeki yağışı yaprakları, dalları, gövdesi ve kökleri ile tutarak sellerin ve taşkınların oluşmasını önler. Ayrıca yer altı sularının oluşmasına yardım eder. Başta içme suyu olmak üzere tarım ve endüstrinin ihtiyacı olan suyu sağlar.


Orman, erozyonu önler, rüzgarın hızını azaltır. Toprağı kökleri ile tutarak yağışların ve akarsuların toprağı taşımasını önler.
Ormanlar, yaban hayatı ve av kaynaklarını korur.
Sıcağı ve soğuğu dengeler. Yazın sıcaklığı azaltırken, kışın ise sıcaklığı arttırır. Radyasyonu önler.
Su buharını yoğunlaştırarak yağmur haline gelmesini sağlar.
Ormanlar, eğlenme, dinlenme ve boş zamanları değerlendirme imkanı sağlar. Havası,Suyu,Doğal Güzellikleri ve Sakin Ortamı ile özellikle şehirlerde yaşayan insanların yoğun ilgisini çeker. İnsanların beden ve ruh sağlığı üzerinde olumlu etkiler yapar.
Ormanlar, orman içerisinde ve çevresinde yaşayan insanlara çeşitli iş imkanları sağlar, işsizliği önlemede etkili rol oynar. Böylece köylerden kente göçü azaltır.
Ormanlar, ulusal savunma ve güvenlik bakımından da çok önemlidir. Askeri birliklerin, savaş tesisleri ile araç ve gereçlerinin gizlenmesinde kullanılır.


Ormanlar, ayrıca barajların ekonomik ömrünü uzatır, doğal afetleri önler. Doğal güzellikleri ile ülke turizmine katkıda bulunur.
yapacak ve yakacak hammadde kaynağıdır,
*su kaynağıdır ve yeraltı sularının oluşmasını sağlar,
*erozyonu önler,su taşkınlarını önler,
*yaban hayatını ve av kaynaklarını korur,
*iklim üzerindeki olumlu etkileriyle sıcağı ve soğuğu dengeler
*su buharını yoğunlaştırarak yağmura dönüşmesini sağlar,
*ulusal savunma ve güvenlik bakımından stratejik öneme sahiptir,
*insanların eğlenme ve dinlenme amaçlarına hizmet ederken, beden ve ruh sağlığı üzerine olumlu etkiler yapar,
*hava kirliliği ve gürültüyü önler,
*insanlara çeşitli iş alanları sağlar,
*ülke turizmine katkıda bulunur.


Ormanlarla İlgili Faydalı Bilgiler
Bir hektar Ladin ormanı yılda 32 ton, Kayın ormanı 68 ton, Çam ormanı 30 ton toz emer,
Ormanlar biyolojik dengeyi korur.Yapraklı ağaçlardan oluşan bir bölgede 50 kuş cinsi yaşayabilir,
Topraklarımız akarsularımızla denizlere, göllere veya barajlara taşınmaktadır,
50 m genişliğindeki bir otobanın gürültüsünü 20-30 desibel azaltır.
Ağaçsız bir alana göre 8 kat fazla humus oluşturur ve toprak canlılarının yaşamasına olanak sağlar.
25 m boyunda ve 15 m tepe çatısına sahip bir kayın ağacı saatte 1,5 kg oksijen üretir.
Günümüzde hava kirliliğinin yaklaşık %50’si ormanlar tarafından temizlenip dezenfekte edilir.
Egzoz gibi zehirli gazları, kirli suları dezenfekte ederek temizlerler.
100 yaşındaki bir kayın ağacı saatte yaklaşık 40 kişinin çıkardığı 2.35 kg karbondioksiti tüketir.
10x10m’lik bir alanda yer alan 25m’lik boyunda ve 100 yaş civarında bir kayın ağacı kökleri ve kılcal damarları arcılığıyla yılda 30.000 lt. su çeker ve verimli toprağın akmasını önler.
Kayın ağacı bir yıl içinde 7 kg toz ve 300 kg zehiri emip dışarı süzer
Bizlere yön bulma konusunda yardımcı olur.

1-ORMAN NEDİR?

Orman denilince akla sadece ağaç ve ağaçcık toplulukları gelmemelidir. Orman canlı ve büyük bir sistemdir. Bu sistem içerisindeki ağaçlar, hava, su, toprak ve diğer otsu ve odunsu bitkilerle, mikroorganizma ve hayvanlarıyla kendine özgü kapalı bir dünya, bir ekolojik sistem oluşturmaktadır. Orman ekosistemi ağaçlarla birlikte diğer bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar gibi canlı varlıklarla toprak, hava, su ve sıcaklık gibi fiziksel çevre faktörlerinin oluşturdukları karşılıklı ilişkiler dokusunu simgeleyen bir doğa parçasıdır.

2-DÜNYANIN ORMAN VARLIĞI

Dünya orman varlığı 3.8 milyon ha. dır. Bazı ülkelerin ormanlarının ülke alanına oranı şöyle sıralanabilir: Brezilya- %80 , Endonezya-%80, İsveç-%68.6, Meksika-%67, Kanada-%50.

Ülkemizde kişi başına düşen orman alanı 0.33 ha. iken bu değer Kanada’da 17.3 ha. , ABD’de 1.18 ha. dır.

3-TÜRKİYE’NİN ORMAN VARLIĞI

Yaşantımızda önemli bir yeri olan, doğal güzellik kaynağı ormanlar, genellikle Türkiye kıyıları ve kıyılara yakın yerlerde yoğunlaşmıştır. Ülkemizin orman alanı 20,763,247 hektar olup yurdumuzun genel alanının &.7’sini kapsamaktadır. Ormanlarımızın %48’i verimli, geriye kalan %52’si ise verimsizdir.

Ülke ormanlarımızın tamamına yakını (%99.9) devlet ormanı olup mülkiyeti devlete ait olmayan özel ve tüzel kişilere ait ancak 18,492 ha.’lık özel orman alanı mevcuttur.

Ormanlarımızın 5.4 milyon hektarı (%24) Karadeniz bölgesinde, 4.5 milyon hektarı (%20) Akdeniz bölgesinde, 3.4 milyon hektarı (%18) Ege bölgesinde, 3 milyon hektarı (%15) Marmara bölgesinde, 1.9 milyon hektarı (%11) İç Anadolu bölgesinde, 2.1 milyon hektarı (%8) G.Anadolu bölgesinde, 0.4 milyon hektarı (%4) D.Anadolu bölgesinde bulunmaktadır.



a-Orman Varlığımız
Ormanlarımızın yönetim planı 1963-1972 dönemi arasında tamamlanmış olup bu planlardan elde edilene verilere göre toplam ormanlık alanımız 20.2 milyon hektar olarak belirlenmiştir. 1973 yılından günümüze kadar her yıl ormanlarımızın yönetim planları yenilenmekte ve buna bağlı olarak yılda ormanlarımızın yaklaşık 1/10’una ait veriler güncelleştirilmektedir. 1999 yılı sonu itibarıyla ormanlık alanlarımızın 20.7 milyon hektar olduğu hesaplanmıştır. Ormanlarımızda ellinin üzerinde yaygın ağaç türü bulunmaktadır. Bu türlerden en yaygınları alanları ile birlikte aşağıda verilmiştir:

Ağaç Türü Alan, ha.
Meşe 6.1
Kızılçam 4.2
Karaçam 3.3
Kayın 1.3
Ardıç 1.2
Sarıçam 1
Göknar 0.6
Sedir 0.3
Ladin 0.3
Kızılağaç 0.1
Kestane 0.09
Gürgen 0.09

Ormancılık sistematiğine göre ormanlar koru ve baltalık olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Pratik olarak ormanlar tohumdan veya dikim yoluyla oluşan ormanlar, baltalık ormanlar ise sürgünden gelişen ormanlardır. Baltalık ormanlarda genel olarak yakacak odun ve nadiren sanayi odunu üretilir. Bu ormanlar yoğun olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunurlar, ana ağaç türü ise meşedir. Ekolojik olarak çok hassas bir konumda bulunan ormanlarımız iklim ve toprak yapısındaki çeşitlilikten kaynaklanan bir biyolojik zenginliğe sahiptir. Ormanlarımızda toplam 9000 bitki türü olup bunların yaklaşık 3000 tanesi endemiktir. Bu türlerden 1700 kadarı nadir görülmekte, 200 kadarı ise yol olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktadır. Ayrıca, 120 bin omurgasız, 426 kuş, 8 kaplumbağa, 49 kertenkele, 36 yılan, 20 kurbağa ve 120 memeli hayvan türü de ormanlarımızda yaşamaktadır.

b-Orman Ağaç Türlerimiz
Ormanlar geniş yapraklı ve iğne yapraklı (ibreli) ağaçlardan oluşur. Geniş yapraklı ağaçların yaprakları yassı olup genel olarak yapraklarını sonbaharda dökerler, kışın çıplak kalırlar ve ilkbaharda tekrar yaprak açarak yaşamlarına devam ederler. İğne yapraklı ağaçlar ise yaz-kış yeşil görünen ağaçlardır. Yaprakları iğne gibi ince ve serttir. Bu ağaçlar da yapraklarını dökerlerse de belli mevsimlerde yapraklarının tamamını kaybetmezler.

i-Geniş Yapraklı Asli Ağaç Türlerimiz

MEŞE:Ülkemizin hemen her bölgesinde türlerine bağlı olarak yayılış gösterir. Ülkemizde 5.5 milyon ha. meşe ormanı bulunmaktadır. 25 m. boya ve 2 m. çapa erişebilen geniş tepeli ağaçlardan 3-5 m. boya sahip çalılara kadar değişen türleri vardır.

KAYINoğal olarak daha çok kuzey bölgelerimizde ve Amanos’larda yayılış gösterir. Ülkemizde 0.7 milyon ha. kayın ormanı bulunmaktadır. 40 m. boya ulaşabilmektedir.

KAVAK:Türkiye’nin hemen her bölgesinde yayılış gösterir. Ülkemizde 0.2 milyon ha. kavak ormanı bulunmaktadır.

ÇINARMsn Surprisedrman bölgesindeki dere içlerinde ve akarsu yataklarında doğal olarak yetişir. Ülkemizde 0.01 milyon ha. çınar ormanı bulunmaktadır. Boyu 30m. ye ulaşabilir.

Ayrıca, gürgen, kestane, ıhlamur, huş, akçaağaç-sığla da ormanlarımızda bulunan ağaç türlerindendir.

ii-İğne Yapraklı Asli Ağaç Türlerimiz

SARIÇAM:Kuzey Anadolu’nun yüksek dağlık kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar kurmakla birlikte küçük adacıklar halinde iç ve güney bölgelerimize kadar ulaşır. Ülkemizde bulunan saf sarıçam ormanı 0.7 milyon ha. dır.
KARAÇAM:Bütün kıyı bölgelerimizin dağlık kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar kurar, hatta stebe kadar sokulur. Ülkemizde 2.4 milyon ha. alan kaplamaktadır. Boyları 30-35 m. ye kadar ulaşabilir.

KIZILÇAMünyadaki en geniş yayılışı Türkiye’dedir. Ülkemizde 3.5 milyon ha. saf kızılçam ormanı bulunmaktadır.

SEDİR:Ülkemizde 0.13 milyon ha. sedir ormanı bulunmaktadır. Boyu 40 m. ye ulaşabilir. Batı, orta ve doğu Toras’larda doğal olarak bulunur.

ARDIÇ:Bütün bölgelerin en yüksek dağlık kesimlerinde doğal yayılış gösterir. Ülkemizde1 milyon ha. saf ardıç ormanı bulunmaktadır.

Ayrıca, fıstıkçamı, ladin, servi, porsuk gibi ağaçlar da bu türe dahildir.

4-ORMANLARIMIZ

a-Karadeniz Ormanları
Karadeniz bölgesinde iki farklı orman kuşağı yer alır.Kuzey Anadolu dağlarının eteklerinde Karadeniz kıyısı boyunca nemli ve ılıman iklim şartlarında yetişen geniş yapraklı ormanlar bulunur.

Karadeniz bölgesinde bulunan ormanların en önemli özelliği ağaç türlerinin çok fazla olmasıdır. Geniş yapraklı ormanlar Yıldız dağlarından başlayarak doğuda Gürcistan sınırına kadar uzanan Kuzey Anadolu dağlarının kuzeye bakan yamaçları boyunca yaygındır. Bu ormanlar, kıyıdan başlayarak dağların yamaçları boyunca 1000 m. nin üzerine kadar yükselir. Ormanlardaki ağaçlar geniş yapraklı olup kışın yapraklarını dökerler.

Karadeniz bölgesindeki dağların yüksek kesimlerinde genellikle 1000-2000 m. arasında sıcaklığın düşmesine bağlı olarak iğne yapraklı ormanlar hakim duruma geçer. Ordu’nun batısında sarıçam, karaçam ve köknarlardan oluşan ormanlar yer alırken Doğu Karadeniz bölümünde ladinlerin hakim olduğu ormanlar bulunur. Ladin ormanlarında köknar ve sarıçamlar da görülür.

Karadeniz bölgesinin bitki örtüsü açısından en önemli özelliklerinden biri de ot toplulukları yönünden zengin olmasıdır. Özellikle dere kenarlarında ve seyrek ormanların altında çoğunlukla geniş yapraklı ve su isteği fazla olan çeşitli ot türleri yetişmektedir.
b-Batı Anadolu Ormanları
Batı Anadolu’da yükselti ve bakının etkisine bağlı olarak ekolojik özellikleri farklı üç orman topluluğu görülür:
i-Kıyı ile 600-800 m. ye kadar olan sahada iğne yapraklı kızılçam ormanları,
ii-Bu ormanların üzerinden başlayıp 2000 m. ye kadar yükselen sahada yine iğne yapraklı karaçam ormanları,
iii-Güney Marmara bölününde, dağların kuzeye bakan yüksek yamaçlarında Karadeniz bölgesinde olduğu gibi geniş yapraklı kayın ormanları yer alır.

Kızılçam ormanları, güneşli ortamlarda yetişen, sıcaklık isteği fazla olan kızılçam ağaçlarından oluşur.Bu nedenle en iyi Akdeniz bölgesinde yetişir. Kızılçam ormanları Ege bölgesinde kıyıdan başlar, dağların güneye bakan yamaçlarında 800 m.ye, kuzeye bakan yamaçlarında 600 m. ye kadar yükselir. Bu ormanlarımız özellikle Ege bölümünde çok yaygındır.Kızılçam ormanlarının yetiştiği sahalarda makiler yaygındır. Maki, akdeniz iklim bölgesinde doğal olarak kızılçam ormanları altında yetişen çalıların orman tahribi sonunda hızla yayılmasıyla oluşan ve geniş sahaları kaplayan bitki topluluğuna denir.

Karaçam ormanları, yazın serin ve güneşli geçen, kışları karlı olan ortamlarda yetişir. Kızılçam kadar kuraklığa dayanıklı değildir. Bu nedenle, Batı Anadolu’nun yüksek dağlık kesimlerinde geniş alanlar kaplar. İç Batı Anadolu’nun plato ve dağlarında gür karaçam ormanları görülür. Bozdağlar, Aydın ve Menteşe dağlarında karaçam ormanları yer yer 2000 m. ye kadar çıkar.

c-Akdeniz Ormanları
Bu bölgenin ormanları yükseltiye bağlı olarak iki kuşağa ayrılır:
i-Akdeniz- Kıyı Kuşağı Ormanları
ii-Akdeniz-Dağ Kuşağı Ormanları

Akdeniz- Kıyı Kuşağı Ormanları, deniz kenarından başlayarak, Toros dağları boyunca 1000 m. ye kadar çıkan ışık ve sıcaklık isteği fazla, kuraklığa dayanıklı olan kızılçam ormanları yaygındır. Torosların güneye bakan yamaçlarında yer yer 1500 m. ye kadar çıkar. Kızılçam fazla yağış alan sahalarda ve taban suyundan faydalandığı ortamlarda hızlı bir büyüme gösterir. Bu nedenle kızılçam ülkemizde en hızlı büyüyen orman ağaçlarının başında gelir.

Akdeniz- Dağ Kuşağı Ormanları, Akdeniz bölgesinde kızılçam orman kuşağının üzerinden başlar ve dağların yamaçları boyunca 2000 m. ye, biraz iç kısımlarda ise 2200 m. ye kadar çıkar. Bu sahada karaçam, sedir ve köknardan oluşan iğne yapraklı ormanlar hakim durumdadır. Bu ormanlar soğuğa karşı dayanıklı olup Toros’ların yüksek kesimlerinde kışın bol miktarda kar yağışı alan ve yazı serin geçen ortamlarda yetişir. Akdeniz dağ kuşağında sedir ormanları geniş yer kaplar. Bu ormanlar Toros dağları boyunca doğuda Ahır dağından başlar, batıda Çal dağına kadar yayılır.
Ayrıca karaçam ormanları Toros dağlarının yüksek kesimlerinde yaygın durumdadır. Ancak, sedir ormanlarıkadar yüksek sahalarda yetişmemektedir. Adana’nın kuzeybatısında, Beyşehir Gölü çevresi ve Teke yarımadasında gür karaçam ormanları görülür. Meşe ormanları da Beyşehir ve Eğirdir Gölleri çevresi ile Nur Dağları’nda ve Kahramanmaraş-Pazarcık arasında çok yaygındır. Dünyada sadece ülkemizde bulunan kasnak meşesi topluluğuna ise Eğirdir Gölü’nün güneybatısında Davros dağında rastlanır.

d-Doğu ve İç Anadolu Ormanları
Doğu ve İç Anadolu’da nispeten kuraklığa ve soğuğa dayanıklı ağaçlardan oluşan ormanlar yetişir. Bu bölgelerimizdeki ormanlar, Karaddeniz ve Akdeniz Bölgeleri’ndeki ormanlar gibi gür değildir. Bu bölgelerdeki ormanlar meşe, karaçam ve ardıç ağaçlarından oluşur. İç ve Doğu Anadolu’da meşe ormanları hakimdir. Doğu Anadolu’daki meşe ormanlarında çok sayıda meşe türü bulunur. Gür meşe ormanları Tunceli, Pütürge, Bingöl dolaylarında ve Güneydoğu Toros dağlarında çok yaygındır.

İç Anadolu’daki ormanlar dağların yamaçlarında genel olarak 1000 m. den sonra başlar ve kümeler halinde 2000 m.ye kadar yükselir. Ormanlar çoğunlukla Toros Dağlarının kuzeye ve Kuzey Anadolu Dağları’nın güneye bakan yüksek yamaçlarında yaygındır.

5-ORMANLARIN FAYDALARI

 Ormanlar yaşantımızın her safhasında ihtiyaç duyduğumuz yapacak ve yakacak hammadde kaynağıdır. Bunun yanısıra bitkisel nitelikli tohum, çiçek, kozalak vb. İle mineral nitelikli çakıl, kum vb. Hammadde kaynaklarının bir kısmı da ormanlardan elde edilmektedir.

 Ormanlar, bitkiler ve hayvanlar için doğal bir su kaynağıdır. Kar ve yağmur biçimindeki yağışı yaprakları, dalları, gövdesi ve kökleri tutarak sellerin ve taşkınların oluşmasını önler. Ayrıca yeraltı sularının oluşmasına yardım eder.

 Ormanlar erozyonu önler. Ormanlar rüzgarın hızını azaltır, toprağı kökleri ile tutarak yağışların ve akarsuların toprağı taşımasını önler.

 Ormanlar yaban hayatını ve av kaynaklarını korur. Nesli tükenmekte olan hayvanların üretimi, korunması ve barınmasında koruma alanları oluşturur. Bu sahalar milyonlarca canlının yuvasıdır.

 Ormanlar, bitki örtüsü ve toprak içerisinde büyük miktarda karbon depolandıklarından iklim üzerinde olumlu etkiler yapar. Aşırı sıcaklıkları düzenler, bir ısı tamponu gibi görev yapar. Sıcağı, soğuğu dengeler, yaz sıcaklığını azaltırken kış sıcaklığını artırır, radyasyonu önler.

 Su buharını yoğunlaştırarak yağmur haline gelmesini sağlar. Rüzgar hızını azaltarak toprak ve kar savurmalarını ve rüzgarın kurutucu etkisini yok eder. Bu nedenle açık alanlara oranla ormanlarda gündüzler serin geceler ise sıcaktır.

 Ormanlar eğlenme, dinlenme ve boş zaman değerlendirme imkanı sağlar. Havası, suyu, doğal görünümleri ve sakin ortamı ile özellikle şehirlerde yaşayan insanları kendine çeker. Bu yönüyle beden ve ruh sağlığı üzerinde olumlu etki yapar.

 Yerleşim alanları çevresindeki hava kirliliğini ve gürültüyü önlemesi bakımından büyük önem taşır. Ormanların insan sağlığı üzerindeki bütün olumlu etkileri nedeniyle büyük kentlerin çevresinde ormanlar yetiştirilmekte, binlenme yerleri kurulmaktadır.

 Ormanlar orman içinde ve dışında yaşayan insanlara çeşitli iş alanları sağlar, işsizliği önlemede etkin rol oynar, böylece köyden kente göçü azaltır.

 Ormanlar ulusal savunma ve güvenlik bakımından da çok önemlidir. Askeri birliklerin savaş tesisleri ile araç ve gereçlerinin gizlenmesinde, savaş ekonomisi bakımından değer taşıyan reçine, katran ve tanenli maddelerin elde edilmesinde önem kazanır.

 Ayrıca ormanlar barajların ekonomik ömrünü uzatır, doğal afetleri önler, ülke turizmine katkıda bulunur.

 Ormanlar doğalgüzellikleri ve sayılmayacak kadar çok faydalarıyla iyi baktığımız taktirde tükenmez bir doğal kaynaktır.

6-ORMANLARIN FONKSİYONEL DEĞERLERİNE AİT BAZI ÖRNEKLER

 Fotosentez yapan yeşil bitkilerin yerkürenin tarihi boyunca atmosfere 1.2x1012-1.118x1015 ton olduğu tahmin edilen bir oksijen rezervi sağladığı bildirilmektedir.

 Bir ormanda 1 m2 yaprak yüzeyiyle yılda 20,180kcal enerji, 1 saatte 2 gram şeker üretilmektedir.

 Bir hektarlık bir orman rüzgar hızını %50’ye kadar azaltabilmektedir.

 Genel olarak tüm ilaç hammaddesinin %25’i tropik ormanlardan gelmektedir.

 Karada yaşayan bitkiler tarafından her yıl atmosfere kazandırılan oksijen miktarının 140.9 milyar ton olduğu tahmin edilmektedir.
7-ORMANLARIN ÜLKEMİZ EKONOMİSİNDEKİ YERİ

Ormancılık sektörünün ülke ekonomisine olan katkılarını para ile ölçülebilen ve para ile ölçülemeyen olarak ikiye ayırmak gerekir. Odun kökenli orman ürünleri üretimi, orman tali ürünleri üretimi, işlendirmeye katkısı, bölgeler arası gelişmişlik farkını azaltıcı etkisi, ödemeler dengesini olumlu yönde etkilemesi, mineral nitelikli katkıları, tarım, hayvancılık ve turizme olan katkıları para ile ölçülebilen katkılardır.

İklim, toprak, su gibi doğal kaynakların korunması ve dengede tutulması, rüzgar ve kumul hareketlerine karşı önleyici perde görevi görmesi, su akışı düzenlemesi, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının sürekliliğini sağlayarak çoraklaşmayı önlemesi, erozyonu önlemesi dolayısıyla tarım alanları ile barajların ekonomik ömrünü uzatması, çığ ve sel baskınlarını önlemesi, halkın rekreasyon ihtiyacını karşılaması, insan sağlığını olumlu yönde etkilemesi ve iş verimliliğini artırmasıise para ile ölçülemeyen katkılardır.

Ülkemizde çok önemli bir sektör olan ormancılık ülke kalkınmasında “itici ve teşvik edici” stratejik bir rol oynar.

8-ORMANLARDAN ELDE EDİLEN ÜRÜN VE HİZMET ÇEŞİTLERİ

Ormanlardan elde edilen ürün çeşitleri; odun, yaprak, çiçek, tohum, reçine, kabuk, kök, çalı, ot, av hayvanı, su, toprak, kil, taş, kömür, ve madenler gibi çok sayıda ve değişik nitelikte hammaddelerdir. Bu maddeler niteliklerine ve Pazar isteklerine göre çok değişik kullanım yerleri bulabilmektedir. Bu ürünler içerisinde en bol elde edilen ve geniş bir pazarlama olanağı bulan ürün ise odundur.

Ormanların ayrıca suyu düzenleme, toprağı koruma, iklimi etkileme, doğayı koruma ve güzelleştirme gibi önemli hizmetleri vardır.

ÖNDE GELEN ORMAN ÜRÜNLERİ NELERDİR?

Günümüzde modern orman işletmeciliği faaliyetleri sonucunda elde edilen orman ürünleri, Asli Orman Ürünleri ve Tali Orman Ürünleri olarak iki kategori altında toplanmaktadır.

a-ASLİ ORMAN ÜRÜNLERİ
 Tomruk
 Tel Direği
 Maden Direği
 Sanayi Odunu
 Kağıtlık Odun
 Lif Yonga Odunu
 Sırık
 Çubuk
 Yakacak Odun

b-TALİ ORMAN ÜRÜNLERİ
 Reçine
 Çıra
 Sığla Yağı
 Defne
 Şimşir
 Kök Odunu
 Kekik
 Ada Çayı
 Çam Fıstığı
 Her Çeşit Bitki Soğanı
 Mantarlar
 Kozalak

9-ORMANSIZLAŞMA VE NEDENLERİ

Özellikle günümüzde ormanlar ve ormanlık araziler bazı nedenlerden tahrip edilmekte ve ormansızlaşmaya doğru gidiş gözlemlenmektedir. Bu nedenlerden bazıları şunlardır:

a-Tarla Açma-Yerleşme
Bugün ülkemizde köy, il, ilçe hatta büyük metropollerin çevresinde yer alan orman rejimine tabi veya hazineye ait ormanlık, çalılık, fundalık araziler maalesef bir taraftan tarla açma diğer taraftan da yerleşim alanı açma amacı ile “talan” edilmektedir. Dolayısıyla da bugün ülkemizde tarıma uygun olmayan, arazi yetenek sınıflarına göre 6. ve 7. sınıf orman (veya otlak/mera) olması ve böylece sürekli bir bitki örtüsü altında bulunması gereken 6.1 milyon ha. genişliğinde arazi usulsüz ve teknikle bağdaşmaz bir şekilde işlemeli tarım altındadır. Bu tarım alanları aslında orman yada meradan “açma” yolu ile kazanılmış alanlardır.

Diğer taraftan, yeşil örtülerle kaplı alanlar yerleşim amacı ile de açmalara konu olmaktadır. Ormanlar yok edilerek dik hatta çok sarp arazilere bile yerleşilmekte ve hem de bu yerleşim birimlerine götürülmeye çalışılan yol, su, elektrik vs. altyapı hareketlerine bağlı olarak araziler parçalanmakta, mevcut doğal dengeler bozulmaktadır.

b-Aşırı Faydalanmalar
Ormanların belirli bir üretim gücü vardır. Bu üretim gücünün üzerinde ve bilinçsiz bir şekilde faydalanma, ormanın “devamlılık prensibi” nin zedelenmesine ve bir süre sonra arazinin çıplaklaşmasına neden olmaktadır.
c-Ormanda Hayvan Otlatılması
Ormanlarımızın gerilemesinde önemli nedenlerden biri de otlatmadır.Aslında ormanlar otlak alanı değildir ve otlatma ile de asla bağdaşmaz. Diğer taraftan belli ve çok zorunlu haller dışında (kuraklık, meralarda ot bulunmaması, hayvanalrın açlıkla karşı karşıya kalması) hayvan otlatılması yasaktır. Ancak uygulamada bu kurallara uyulmamakta, ormanlarımıza doğal otlak gözüyle bakılarak kıl keçisi başta olmak üzere hemen tüm hayvanlar otlatılabilmektedir. Orman içinde otlatma bozuk orman alanlarının daha da bozulmasına, verimli orman alanlarının adım adım bozuk orman yapısına doğru gerilemesine neden olmaktadır.

d-Orman Yangınları
Orman yangınları da ülkemizde geçmişten bu yana ormanlara büyük zarar vermiş ve birçok alanın çıplaklaşmasına neden olmuştur. 1996 sonu itibariyla ülkemizde toplam 1.5 milyon ha. genişliğinde orman yanmıştır.

e-Endüstrinin Neden Olduğu Ormansızlaşma
Buna, Karabük Demir Çelik fabrikasının neden olduğu çıplaklaşmaları ve ülke genelinde daha nice endüstriyel kuruluşun ve özellikle çeşitli madencilik faaliyetlerinin çevreye ve ormanlara verdiği zararları örnek verebiliriz.

10-EROZYON

a-Erozyon Nedir?
Toprağın yağmur suları ile veya rüzgarla aşınması veya taşınmasıdır. Daha açık ifade ile yağmur tanelerinin çıplak toprağa çarptığında kopardığı parçaları beraberinde aşağılara taşıması veya şiddetli esen rüzgarlarla çıplak arazilerdeki ince toprak tanelerinin sürüklenmesi olayıdır.

Erozyon, toprak-su-bitki arasındaki doğal dengenin bozulması sonucu ortaya çıkar.

b-Türkiye’de Erozyon
Yurdumuzun %49’u 1000 m. nin üzerinde dağlık, dolayısıyla %62.5 i , %15’ten daha fazla eğimli, engebeli bir yapıya sahiptir. Bu durum üklemizin %62.5’lik kısmının erozyona elverişli olduğunu göstermektedir.

Ülkemiz çok değişik iklim özellikleri göstermesi, kolay ayrışabilen ana kayası ile dünyanın erozyona karşı en hassas bölgeleri arasında yer almaktadır. Bugüne kadar süregelen yanlış arazi kullanımı, aşırı ve bilinçsiz hayvan otlatılması ve ormanların tahrip edilmesi sonucu binlerce yıldır çeşitli uygarlıkları barındırmış olan Anadolu’nun %72’leri aşan kısmı erozyon etkisi altındadır.


c-Erozyonun Sonuçları

 Binlerce yılda oluşan topraklar denizlere, göllere ve barajlara taşınmaktadır.

 Toprağın verimli olan üst tabakası ile birlikte bitkilerin beslenmesi için önem taşıyan mineraller kaybolmakta ve bitki-su dengesi bozulmaktadır.

 Toprağına aşınması ve taşınmasıyla üzerindeki bitki örtüsüya ya yozlaşmakta ya da tamamen ortadan kalmakta ve dolayısıyla çölleşme olmaktadır.

11-ÇÖLLEŞME

Çölleşme, çöl şartlarının doğal bir şekilde veya olumsuz insan giirişimleri sonucu yayılmasıolayıdır.

Bugün dünyamızın 1/3’ü kurak bölgelerden oluşmaktadır. Bu kurak bölgelerin büyük kısmını coğrafi olarak çöller oluşturmakta, olumsuz insan girişimleri sonucu pek çok çölleşmeye duyarlı bölge de her geçen gün biraz daha çöle dönüşmektedir.

Bu bilgilerin ışığında ormansızlaşma ve erozyon olaylarının da sonuçta bir çölleşme olduğu kolayca anlaşılır. Ülkemiz de coğrafi konum olarak bir çöl kuşağının hemen üzerinde bir “geçiş” noktasında bulunduğu için bu yönden gayet duyarlı bir kkonumda bulunmakta, doğaya yaklaşımlarımızda bu hassas konumun daima dikkate alınması gerekmektedir.

12-AĞAÇLANDIRMA

Bozuk ve verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, yeni orman alanlarının tesis edilmesi, özel ve tüzel kişilerin orman kurma ve yetiştirmeye teşvik edilmesi en başta gelen görevlerimizdendir.

Ağaçladırmanın çok çeşitli tanımları vardır. Ağaçlandırma kısaca insan eliyle orman oluşturmaktır, diyebiliriz. Daha geniş tanımı ile, insan hayvan veya makina gücü ve bunlara monte edilmiş ekipmanlar ve toprağın işlenerek kırıntılı bir yapıya kavuşturulması ve dikim mevsiminde yetiştirilen fidanların buraya dikilmesi işlemidir. Dikim işlerini takiben 5-7 yıl süre ile yapılacak bakım ve koruma işlemleri ağaçlandırma işlerinin devamı olaraka kabul edilmektedir.



13-ORMAN BAKANLIĞININ GÖREVLERİ

“Ormanları korumak, bakım, imar ve ıslahını yapmak ve yaptırmak, erozyonu önleyici tedbirler almak, orman içi meralarda mera ıslahı yapmak, fidanlıklar kurmak ve teşvik etmek, ormanların amenajmanını yapmak ve yaptırmak, arman köylülerinin kalkınmasına katkıda bulunmak ve orman-halk ilişkilerini geliştirmek, odun hammaddesi üretmek, ihracat ve ithalat yapmak, milli park, tabiatı koruma alanları ve orman içi dinlenme yerleri tesis etmek ve yönetmek, av ve yaban hayatının korunması, geliştirilmesi ve idaresini sağlamak, hizmet alanlarına giren konularda araştırma, eğitim ve yayın hizmetlerini sağlamaktır.

14- 21 MART DÜNYA ORMANCILIK GÜNÜ

Dünya ormanlarına gerekli önem verilmediğini gören Avrupa Tarım Federasyonu (CEA), kuzey yarımkürede ilkbaharın, güney yarımkürede ise sonbaharın başlangıç günü olan 21 Mart’ın Gıda Tarım Organizasyonu (FAO)kanalı ile dünya milletlerine “Dünya Ormancılık Günü” olarak kutlanmasını tavsiye etmiş ve kabul edilmiştir. 21 Mart 1971 yılından itibaren Dünya Ormancılık Günü olarak kutlanmaktadır. Ülkemizde ise 1975 yılından itibaren kutlanmaktadır.





Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Şubat 2013       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Orman; ağaçlarla birlikte diğer bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar gibi canlı varlıklarla toprak hava, su , ışık ve sıcaklık gibi fiziksel çevre faktörlerinin birlikte oluşturdukları karşılıklı ilişkiler dokusunu simgeleyen bir ekosistemdir.
Electrify - avatarı
Electrify
Ziyaretçi
20 Şubat 2013       Mesaj #4
Electrify - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Orman,Orman Ne Demek,ormanın tanımı,ormanın anlamı


Orman; belirli yükseklikteki ve büyüklükteki ağaçlar, çalı, otsu bitkiler, mantarlar, mikroorganizmalar ve çeşitli hayvanlarla, toprağın birlikte meydana getirdiği, aynı zamanda topluma çeşitli faydalar sağlayan bir ekosistem.

Kendisini meydana getiren bireylerin uzun yıllar karşılıklı etkileri sonucu yerleşmiş, biyolojik bir dengeye sahiptir. Bu denge ormanların sağlığı ve varlığı için şarttır. Bu denge olmadıkça, ormanların sağlığı ve varlığını korumak çok güç, hatta imkansızdır.

TDK Sözlük Anlamı:
1) Ağaçlarla örtülü geniş alan
2) Bu ağaçların bütünü.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Ocak 2014       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
orman ağaçların olduğu doğal afetlere yardım edenlerdir orman olmasa oksijen olman<3
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Aralık 2015       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ORMAN a.
1. Ağaçlarla örtülü geniş alan; bu alanı kaplayan büyük ağaçların tümü. (Bk. ansikl. böl.)
2. Bir tamlayanla, ormanla ilgili olanı belirtir: Orman bekçisi. Orman memuru.
3. Orman gibi, saç, sakal, kaş vb'nin çok gür olduğunu belirtmek için kullanılır. || Orman kanunu, yasal olmayan kaba güç. || Orman kibarı, "ayı" anlamında alay yollu söylenir. || Orman taşlamak, bir kimsenin bir konuyla ilgili düşüncesini öğrenmek için dolaylı yollara başvurmak.

—Antik. Kutsal orman, Yunanlılarda ve Romalılarda kurban törenlerinin yapıldığı, herkesin girmesine izin verilmeyen, genellikle bir tanrıya adanmış orman (Kutsal orman [lat. lucus] bir anlamda, hemen hemen her yerde rastlanan ağaç kültünün bir uzantısıdır. Klasik çağda, bir tapınakla eşdeğerde tutulan bu ormanlarda tannsal gücün maddesel olmayan varlığının yer aldığına inanılırdı.)

—Mutf. Orman kebabı, koyun etiyle yapılan sebzeli bir tencere kebabı. (Etler soğanla birlikte yağda kavrulduktan sonra içine bezelye, küçük doğranmış patates, havuç, domates salça, kekik, su ve tuz ilave edilerek pişirilir)

—Ormanc. Omnan evi, orman koruma memurunun konutu. || Orman mühendisi, meslek edinmek üzere ormancılık eğiitimi gönmüş mühendis (Türkiye'de orman mühendisleri ormancılık fakültelerinde dört yıl eğitim görerek yetişir) || Orman rejimi, devlet ve kamu ormanlarının yönetim kurallarının tümü. (Bu kurallar orman yasası ile düzenlenir ve orman memurları tarafından uygulanır) || Orman varlığı, bir orman kütlesinin gelir yaratmasını sağlayan öğelerin tümü. (Şunlardan oluşur: 1. temel değerler, yani arazi, humus, çotuklar, toprağa gömülü tohumlar ve ormanın işletilmesini kolaylaştırmak için yapılan işlerin [yollar, vb.] değeri; 2. yüzeyden, yani topraktan çıkan bütün ağaçların değeri.) || Orman yasası, ormancılık konusunda hakları ve yükümlülükleri saptanan yasa. || Bakir orman ya da balta girmemiş orman, çoğunlukla ağaçlardan oluşan insan eli değmemiş orman. || ikincil orman, insan eli değmiş orman. (Bu terim daha çok tropikal ormanlar için kullanılır. Buralarda yeni ağaç topluluğu çoğu zaman tür bakımından eski ağaçlardan farklıdır. Günümüzde bakir orman yok gibidir Buna karşılık erişilemediği ya da içine zor girildiği için henüz işlenmemiş ormanlar vardır) || Sık orman, nemli tropikal bölgelerde görülen ve pek çok bitki türünden, birçok bitki örtüsü katından oluşan orman.

—Tar Orman kentleri, Kara Orman çevresinde, Schvvaben’in alman sınırı içindeki dört Ren kentine (Laufenburg, Rheinfelden, Sâckingen ve VValdshut) eskiden verilen ad. (Bu kentlerin ilk ikisi İsviçre, ötekiler Baden kenti durumuna geldiler.)

—ANSİKL. Ormanı oluşturan ağaç türleri son derece çeşitlidir, çünkü karşılıklı olarak etkileşen birtakım etmenlerin ürünüdür: enlem, iklim, toprak, toprak altı, fauna, insanların eylemi.
Ağaç toprakta ancak bol miktarda su bulunursa gelişebilir ama orman, nem bulunduğu halde çok soğuk, çok rüzgârlı ya da tuzlu olan bölgelerde yetişmez.
Toprağın (ve yağışlar dışında göze görünmeyen su yoğuşma mekanizması sayesinde önemli ölçüde kaynak sağlayabilen atmosferin) su bakımından zenginliği, az ya da çok sürekli bölgeler oluşturarak, yeryüzünü bazı enlemlerde kuşatan büyük orman örtülerinin yerleşmesini sağlar; bu bölgeler insan müdahelesi olmasaydı daha da yaygın olabilirdi.
"Yağmur” ya da “gölge” ormanı da denen sık ekvatoral omnan (pluviisilve ya da "rainforest") ağaçların çeşitliliği ile belirgindir; ayrıca ağaçlar dağınıktır ve hiçbir zaman homojen bir topluluk meydana getirmez. Bitki örtüsünün güçlülüğü de dikkate değer ölçüdedir; bu ormanın başlıca özelliği bir kısım ağaçlann tepelerinin 50 m yüksekliğe ulaşması ve bunun alt katındaki ağaçların (20-25 m) sürekli yapraklı olmasıdır; aynı zamanda sarmaşık ağının sıklığı da belirgindir. Işık yokluğu büyümeyi engellediğinden bodur ağaçlar az gelişmiştir. Ekvatoral orman her zaman yeşildir; çeşitli türlerin bitkisel hayatı, orta enlemlerde olduğu gibi mevsimlik bir ritmi izlemez: iki komşu ağaç yapraklarını birlikte dökmez. Ekvatoral ormanlar yılda en az 1 500 mm yağış ister ve kurak dönem yılda üç ayı geçmemelidir. Kuraklığın daha uzun sürdüğü bölgelerde orman ağaçlarının doğası değişmeye başlar: bitki bolluğu azalır ve bütün ağaçlar kurak mevsimde yapraklarını döker (bölgenin az ya da çok nemliliğine göre yaprak döken kurak ormanlar). Mangrov daha çok kıyılarda, tuzlu denizkulaklarında ve bataklarda yetişen tropikal bir ormandır.
Akdeniz ormanı (durisilve), kış soğuğuna ve yaz kuraklığına dayanabilen küçük cılız ağaçlardan oluşur; orman altında yetişen ödüyse genellikle kurakçıl odunsu bitkilerdir. Bu bölgenin en nemli kısımlarında orman, yaprakları dökülen meşe (tüylü meşe) ile daimi yapraklı meşe (pırnal, mantar meşesi) karışımından oluşur; daha az nemli kısımlardaysa pırnalın yanı sıra halep çamı ve mazı görülür.
Ilıman orman (estisilve) öriüsü kesintisizdir, ama ışığın girmesine izin verir; bu nedenle orman altı bitkileri büyük bir gelişme gösterir (ağaççıklar, çalılar, otsu bitkiler). Bazı ağaç türleri çok geniş alanları kaplar ve tek başına bitki topluluğunun çoğunluğunu oluşturur. Bu flora bileşiminin türdeşliği ılıman orman işletmeciliğinin ekonomik koşullarını büyük ölçüde kolaylaştırır. Gürgen kışları hafif yazları nemli geçen ve sıcaklığı çok yüksek olmayan bölgelerde egemendir; ılıman bölgenin geri kalan bölümü, çeşitli türlerin değişik ölçülerde uyum sağladığı meşe ağacıyla kaplıdır.
Ilıman bölgelerin dağlannda yaprak döken ormanların yerini yavaş yavaş kozalaklı hepyeşil ormanlar (conisilve) alır.
Daha yüksek enlemlerde conisilverıin alt sınırının düştüğü görülür ve bu ormanlar Avrupa’nın ve Amerika'nın kuzeyinde uçsuz bucaksız düzlükleri kaplayarak son bulur.
Enlem yükseldikçe bu orman gittikçe seyrekleşir: ağaçların sıklığı azalır, boyları küçülür (tayga).
Ormanlar kendilerinden beklenen temel işleve göre çeşitlere ayrılır: amacı odun ve ikincil ürünler (mantar, reçine, la- teks, zamk, tanen) ya da yardımcı işler (otlatma, av) sağlamak olan üretim orman- lan; amacı özellikle dağlık bölgelerde toprağı erozyondan korumak ve su rejimini düzenlemek olan koruma ormanlan; kent halkına dinlenme ve eğlenme yerleri sağlamak olan (kent çevresi ormanları) dinlenme ormanları. Üretim ormanlan baltalık orman ya da koru ormanı olarak işletilir. Bazı ormanlar milli park ya da doğal, turistik ya da artistik rezerv olarak ayrılır.
Türkiye'de ormanlar ülkenin % 25'ini kaplar. Bunun üçte ikisini yayvan yapraklı ağaçlar, üçte birini reçineli ağaçlar oluşturur. Türkiye’de ormanların hemen hemen tamamı kamuya aittir ve Tarım orman ve köyişleri bakanlığı'na bağlı Orman genel müdürlüğü’nce işletilir.

—Çevrebil. Bir ormanın net verimi, yani biyokütlece büyümesi, brüt verimine göre (fotosentez toplamı) nispeten düşüktür, çünkü önemli ölçüde solunum giderleri sözkonusudur. Bu olgu, özellikle ekvator ormanları için çarpıcıdır; çünkü buralarda 2,5 t/ha’lık bir odun artışı için (net verim) yıllık 120 t/ha'lık brüt verim yaratıldığı hesaplanmıştır.
Ormanlar aynı zamanda, besin zincirlerinin karmaşıklığı sayesinde çok farklılaşmış büyük ölçüde bir hayvansal yaşamın dayanağıdır. Önemli ölçüde buharlaşma kaynağı olduğundan dünyanın birçok bölgesinde yağışları düzenler; üstelik, atmosferimizdeki oksijen-karbondioksit dengesinin korunmasında (KARBON çevrimi) onsuz olmaz bir öğedir. Toprakların erozyona karşı esas koruyucu örtüsü olan ormanlar, önemli miktarda su tutma kapasitesinden dolayı bazı arazilerin su baskınına uğramasını önler. Hava kirlenmesine karşı da esaslı süzgeç işlevi görür ve atmosferi temizler.
Bu doğal koruma işlevlerinin yanı sıra, ormanın önemli bir ekonomik işlevi olduğu gibi (odun üretimi) gelişmiş ülkelerde dinlendirici ve eğlendirici bir işlevi de vardır denebilir.
Biyosfer dengesinin korunması için gerekli işlevine ve çok büyük yüzölçümüne rağmen ormanlar günümüzde, tarım alanlarını artırmak ya da konutlara arsa sağlamak için düşüncesizce tarla açmak, kâğıt hamuru üretmek, yapacak ve yakacak odun elde etmek amacıyla durmadan tahrip edildiği gibi yangınlarla ve örneğin flüordan kaynaklanan bazı sınai kirlenmelerle de tehdit edilmektedir.

—Huk. Orman ve ormancılık, bir ülkenin iktisadi yaşımında önemli bir yer tutar. Bu nedenle orman alanları her zaman özel bir statüye sahip olmuştur. Türkiye’de orman hukuku alanındaki ilk düzenleme, 1870 tarihinde yürürlüğe giren “Orman ni- zamnamesi”dir. Günümüze kadar bu alanda çeşitli yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bugün orman hukukunu düzenleyen temel yasa 31 ağustos 1956 tarih ve 6831 sayılı Orman kanunu'dur. Anayasa' nın 169. ve 170. maddelerinde de orman ve ormancılıkla ilgili ilkeler yer alır.
Anaya- sa'nın orman ve ormancılık konusunda benimsediği başlıca ilkeler şunlardır:
1. devlet ormanlarının mülkiyeti devroluna- maz, bu ormanlar devletçe işletilir ve yönetilir;
2. ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme izin verilemez;
3.devlet orman köylüsünün korunması ve kalkınması için önlemler alır;
4. kural olarak orman alanlarının sınırlarında daraltma yapılamaz, ancak orman niteliğini kaybetmiş yerlerle şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler bu yasağın dışında kalır. 6831 sayılı Orman k.'na göre, doğal olarak yetişen ya da emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları, yerleriyle birlikte, orman sayılır (md. 1). Yasa orman sayılmayacak yerleri de ayrıntılı olarak sıralamıştır (md. 1).

Yine aynı yasaya göre ormanlar mülkiyet ve yönetim bakımından üç gruba ayrılır:
1. devlet ormanları;
2. kamu kurumlarına ait ormanlar;
3. özel ormanlar.

Orman yasası, nitelikleri bakımından da ormanları üç gruba ayırmıştır:
1. koruma ormanları;
2. ulusal parklar;
3. üretim ormanları (md. 4). Devlet ormanlarına ve devlet ormanı sayılan yerlere ait her çeşit işler Orman genel müdürlüğü’nce yapılır. Devletten başkasına ait olan bütün ormanlar da Orman genel müdürlüğü’nün denetimine bağlıdır (md. 5). Tüm orman alanlarının sınırlarının belirlenmesi orman kadastro komisyonlarınca yapılır. Ormanlann içinde ya da yakınında ateş ve yangın belirtisi görenler buna orman idaresine, en yakın muhtarlığa, jandarmaya ya da mülkiye amirlerine bildirmek zorundadırlar. Orman içindeki yollarda orman idaresince belirlenmiş konaklama yerlerinden başka yerlerde gecelemek ve konak yerlerinde yaylak, kışlak ve otlaklarda orman idaresince hazırlanmış ocak yerlerinden başka yerlerde ateş yakmak yasaktır (md. 76). Orman memurları, orman suçlarına ilişkin kanıtları bir tutanakla saptamak ve gerektiğinde suç işleyenleri yakalamak yetkisine sahiptirler. Orman suçlarına ait davalar mahkemelerce acele işlerden sayılır. Bu davalar, sulh ceza mahkemelerinde görülür.

—ikonogr. Ortaçağ sonlarında yapılan tezhiplerde orman manzaralarına rastlanır (TrĞs Riches Heures du duc de Berry, Chantilly; Gaston Phöbus'ün Livre de chasse'ı, Bibliothöque nationale, Paris). Orman manzaraları XVII. yy. flaman resim sanatında özellikle boldur: L. Van Uden (Budapeşte), J. d’Arthois (Brüksel, Viyana), C. Huysmans (Louvre), Lucas Achtschellinck (Dresden), Vadder (Münih, Brüksel), Van Coninxloo (Viyana, Strasbourg). Bu konuyu işleyenler arasında, Poussin (ilkbahar, Louvre), Hobbema (Berlin, Edinburgh, Londra), Ruysdael (Louvre, Brüksel), daha sonra Gainsborough (Londra) da sayılabilir. XIX. yy. re- samları arasında orman daha çok alman romantikleri (G. D. Friedrich), Courbet (Londra, Louvre), P Huet (Louvre), Barbizon ressamları (Rousseau, Duprö vb.), Chintreuil, Harpignies (Lille) ve gravürcü Bresdin’i esinlemiştir. XX. yy.’da Max Ernst'in düşsel orman tasvirleri özellikle kayda değer (Büyük orman, 1927, Basel müzesi; la Foresta inbalsamata, 1933, Ho- uston; Son orman, 1960-1969, Art moderne ulusal müzesi, Paris vb.).

Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

9 Nisan 2013 / Misafir Taslak Konular
21 Eylül 2018 / asla_asla_deme Coğrafya
16 Temmuz 2014 / Misafir Cevaplanmış
23 Mayıs 2007 / Misafir Meslekler