Arama

Hz. Muhammed'in arkadaşları hakkında bilgi veren siteler söyler misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 3 Mart 2011 Gösterim: 2.824 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Mart 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ARKADAŞLAR HZ MUHAMMED İN ARKADAŞLARI İLE İLGİLİ SİTE BİLEN VARMI
EN İYİ CEVABI Theni's verdi
http://www.turklerinforumu.com/hz-muhammed-ve-hayat/

Sponsorlu Bağlantılar

PEYGAMBERİN ARKADAŞI OLAN TÜRKLER ÜZERİNE ve İlk İslam Şehidi Türk Kadını

Bugün İslam ümmetinin yüzde yirmisi Türk’tür. Fakat yeryüzünde bugüne kadar Peygambere yazılmış şiirlerin yüzde sekseni Türkçedir. Peygamber adını çocuklarına en çok koyanlar yine Türklerdir. Üstelik Türkler askerlerini bile onun adıyla anarlar: ‘Mehmet’çik derler. Türkler Peygamberlerini çok sevdiler, yaşadılar, yaşattılar. Pekiyi, sevgili Peygamberimiz pek çok millet hakkında bilgi verirken acaba biz Türkleri de tanımış ve tanıtmış mıydı?

Etrafında Süheyb-i Rumi gibi Rum, Selman-ı Farisi gibi İranlı, Şuayip gibi İtalyan, Bilal gibi Habeşli... olduğuna göre, arkadaşları arasında Türk de bulunmuş mudur? Elbette bulunmamasının bir kaybı, ya da bulunmasının bir kazancı olduğundan sormuyoruz bu soruyu. Çünkü O, “ameli geri bırakanı soyu sopu bir yere götüremez” diyen ve soy övünmeciliğinin anlamsızlığını insanlığa öğreten bir rehberdi. Kendi öz kızı dahi soyundan dolayı bir imtiyaz görmemişti.

Fakat peygamber sevgisi iliklerine bu denli sinmiş bir milletin onun yakınında akrabalarının bulunduğunu bilmesi de bir sevinç nedeni olabilir. Bugüne kadar üzerinde pek durulmamış bu konuya biraz değinmekte fayda olduğunu düşünüyor, asıl çabayı konunun uzmanlarından bekliyoruz.

Doğrusu hadis alimlerimizin bu konu üzerinde yoğunlaşmış detaylı çalışmaları yoktur. Yüzeysel ve tartışmalı bir takım bilgiler vardır elimizde. Bunları delilleri ile görmekte herhalde yarar olacaktır.

Türkler Şaman Dini'nden Değildi

Hz. Peygamber döneminde Göktürk devleti vardır. İpek yolu denilen ticaret yolunun çoğuna da hakimdirler. İran şahı Nuşirevan’da Göktürk Hakanı’nın kızı vardır. İnanışları tek Tanrıyaydı. Ulu Tanrı veya Gök Tanrı diye anarlardı O’nu. Sanıldığı gibi şamanist değillerdi. Şamanizm Moğolların diniydi. Din adamları şaman’lardı. Türklerin din adamları ise ‘Kam’ adını taşırdı. Konfüçyanizm, Budizm,Taoizm gibi akımlara ‘mızmız dinler’ adını takmışlardı. Bütün tarihçiler Türklerin tek Tanrı’ya, ahirete, hesaba, cennet ve cehenneme inandıklarını zikrederler(1). Peki,Budizm, Konfüçyanizm, Mecusilik, Şamanizm, Taoizm, Manihaizm, Zerdüştilik... gibi yüzlerce inanış arasında Türkler nasıl tek Tanrı inanışıyla İslam’a bu kadar hazır kalabilmişlerdir?

Tevrat kaynaklı bir görüşe göre Hz. Nuh’un oğullarından Yafes’in bir oğlunun adı Türk’tür. Özellikle İbn-i Haldun ve başka bazı müelliflerce ciddiye alınan bu görüşe göre Türklerin atası da bu kişidir.(2). “Türklerin Soy kütüğü” kitabı da bu görüştedir. Ve ilave eder: Hz. Nuh’tan Kara Han’a kadar Türkler İslam itikadı üzeredir. Karahan’dan sonra bozulmuşlardır. Oğuz Han, Kara Han’ın oğludur ve efsanesindeki hikayesi ilginçtir: Doğduktan sonra üç gün annesini emmez. Üzülen annesinin rüyasına girerek “Bir olan yaratıcıya inanmadığın sürece seni emmeyeceğim" der. Evladına şefkatinden iman eden annesini emmeye başlar Oğuz. Ergenliğinde çevresindeki kızlara hiç ilgi göstermediği ve onları “putperest oldukları için” sevmediği anlatılır. Amcasının putperest olmayan ve çirkin kızıyla evlenmeyi tercih eder. Bu uğurda babasıyla da ters düşer ve onunla savaşır. Babası bu savaşlardan birinde hayatını kaybedince tahta geçer. Adaletle yönetir ülkeyi. Öylesine faziletleri rivayet edilir ki bir peygamberden terbiye almış olabileceği üzerinde durulmakta ve bazı kaynaklarda ‘rahmetullahi Aleyh’ diye anılmaktadır.

Bilge Cihangir Oğuz Han

İktidarında Türkleri zaferden zafere koşturur. Dünyanın Büyük Okyanus’tan Akdeniz’e kadar tek büyük gücü olur. Bütün bu özelliklerine ‘dünya egemenliği’ de eklenince Kur’an’da zikredilen Zülkarneyn’in Oğuz Han olduğu ileri sürülmüştür(3). Kur’an’da Zülkarneyn’in dünyaya hakim olmuş bir kaç kişiden biri olduğu belirtilir. Yaptığı bir seferde Uzakdoğu’da mayası temiz bir kavimle tanışır ve onları Yecüc ve Mecüc denilen bir kavmin zulmünden kurtarmak için bir set yapar. Çin Seddi -ki uzaydan görülecek kadar büyük tek insan yapısıdır- Oğuz Han zamanında yapılmıştır. Hz. Zülkarneyn’in, yaptığı bir seferde artık iyice ilerlemiş bir yaşındayken Hz. İbrahim’le görüşerek onun hayır duasını aldığı anlatılır. Peygamberimizin iki zevcesinden gelen bir rivayette peygamber efendimiz hane-i saadette iken sıkıntılı bir şekilde doğrulur ve üzüntüyle “şu anda Zülkarneyn’in seddinden yüzük genişliğinde bir delik açıldı” der. Acaba peygamber efendimizi üzen neydi? Bilinen sadece bir olay vardır o tarihte: Doğu Göktürklerin Çin ordusu tarafından imha edilmesi olayı. Bu tarihten sonra doğu’nun büyük gücü haline gelecek olan Çin’in önü ancak Türk ve İslam ordularının işbirliği ile Talas’ta kesilebilecektir.

Bilgiler alıntıdır..

Sevgili Peygamberimiz(sav)’den rivayet edilen bazı hadisler, ‘kanturaoğulları’nın bu ümmeti uzun süre idare edeceğini belirtir. Bilindiği gibi Hz. İbrahim’in üç hanımı bilinmektedir: Sare, Hacer ve Kantura. Hacer’den olan oğlu İsmail’i Arabistan’a bırakmış İsmailoğulları burada zamanla Nabtiler ve Palmirana denilen güçlü devletler kurmuşlardı. Sare’den olan oğlu İshak’ın torunu olan Yakup’un 12 oğlundan İsrailoğullarının oniki kolunun türediği ve Hz. Musa ile Mısır’dan çıkmalarından sonra Filistin’de İsrail ve Yehuda denilen iki devlet kurdukları ve Hz. Süleyman devrinde Yemen’de Sebe devletini ihya ettikleri bilinmektedir. Kantura’dan olan oğullarını da Hz. İbrahim’in tevhidi tebliğ için Horasan’a gönderdiği rivayet edilir. Bu çocuklarının; “diğer çocuklarını yakınında tutuyorsun da niçin bizi uzaklara gönderiyorsun?” diye ağlaştıkları anlatılır.
Kantura'nın Çocukları...

Theni's - avatarı
Theni's
Ziyaretçi
3 Mart 2011       Mesaj #2
Theni's - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
http://www.turklerinforumu.com/hz-muhammed-ve-hayat/

Sponsorlu Bağlantılar

PEYGAMBERİN ARKADAŞI OLAN TÜRKLER ÜZERİNE ve İlk İslam Şehidi Türk Kadını

Bugün İslam ümmetinin yüzde yirmisi Türk’tür. Fakat yeryüzünde bugüne kadar Peygambere yazılmış şiirlerin yüzde sekseni Türkçedir. Peygamber adını çocuklarına en çok koyanlar yine Türklerdir. Üstelik Türkler askerlerini bile onun adıyla anarlar: ‘Mehmet’çik derler. Türkler Peygamberlerini çok sevdiler, yaşadılar, yaşattılar. Pekiyi, sevgili Peygamberimiz pek çok millet hakkında bilgi verirken acaba biz Türkleri de tanımış ve tanıtmış mıydı?

Etrafında Süheyb-i Rumi gibi Rum, Selman-ı Farisi gibi İranlı, Şuayip gibi İtalyan, Bilal gibi Habeşli... olduğuna göre, arkadaşları arasında Türk de bulunmuş mudur? Elbette bulunmamasının bir kaybı, ya da bulunmasının bir kazancı olduğundan sormuyoruz bu soruyu. Çünkü O, “ameli geri bırakanı soyu sopu bir yere götüremez” diyen ve soy övünmeciliğinin anlamsızlığını insanlığa öğreten bir rehberdi. Kendi öz kızı dahi soyundan dolayı bir imtiyaz görmemişti.

Fakat peygamber sevgisi iliklerine bu denli sinmiş bir milletin onun yakınında akrabalarının bulunduğunu bilmesi de bir sevinç nedeni olabilir. Bugüne kadar üzerinde pek durulmamış bu konuya biraz değinmekte fayda olduğunu düşünüyor, asıl çabayı konunun uzmanlarından bekliyoruz.

Doğrusu hadis alimlerimizin bu konu üzerinde yoğunlaşmış detaylı çalışmaları yoktur. Yüzeysel ve tartışmalı bir takım bilgiler vardır elimizde. Bunları delilleri ile görmekte herhalde yarar olacaktır.

Türkler Şaman Dini'nden Değildi

Hz. Peygamber döneminde Göktürk devleti vardır. İpek yolu denilen ticaret yolunun çoğuna da hakimdirler. İran şahı Nuşirevan’da Göktürk Hakanı’nın kızı vardır. İnanışları tek Tanrıyaydı. Ulu Tanrı veya Gök Tanrı diye anarlardı O’nu. Sanıldığı gibi şamanist değillerdi. Şamanizm Moğolların diniydi. Din adamları şaman’lardı. Türklerin din adamları ise ‘Kam’ adını taşırdı. Konfüçyanizm, Budizm,Taoizm gibi akımlara ‘mızmız dinler’ adını takmışlardı. Bütün tarihçiler Türklerin tek Tanrı’ya, ahirete, hesaba, cennet ve cehenneme inandıklarını zikrederler(1). Peki,Budizm, Konfüçyanizm, Mecusilik, Şamanizm, Taoizm, Manihaizm, Zerdüştilik... gibi yüzlerce inanış arasında Türkler nasıl tek Tanrı inanışıyla İslam’a bu kadar hazır kalabilmişlerdir?

Tevrat kaynaklı bir görüşe göre Hz. Nuh’un oğullarından Yafes’in bir oğlunun adı Türk’tür. Özellikle İbn-i Haldun ve başka bazı müelliflerce ciddiye alınan bu görüşe göre Türklerin atası da bu kişidir.(2). “Türklerin Soy kütüğü” kitabı da bu görüştedir. Ve ilave eder: Hz. Nuh’tan Kara Han’a kadar Türkler İslam itikadı üzeredir. Karahan’dan sonra bozulmuşlardır. Oğuz Han, Kara Han’ın oğludur ve efsanesindeki hikayesi ilginçtir: Doğduktan sonra üç gün annesini emmez. Üzülen annesinin rüyasına girerek “Bir olan yaratıcıya inanmadığın sürece seni emmeyeceğim" der. Evladına şefkatinden iman eden annesini emmeye başlar Oğuz. Ergenliğinde çevresindeki kızlara hiç ilgi göstermediği ve onları “putperest oldukları için” sevmediği anlatılır. Amcasının putperest olmayan ve çirkin kızıyla evlenmeyi tercih eder. Bu uğurda babasıyla da ters düşer ve onunla savaşır. Babası bu savaşlardan birinde hayatını kaybedince tahta geçer. Adaletle yönetir ülkeyi. Öylesine faziletleri rivayet edilir ki bir peygamberden terbiye almış olabileceği üzerinde durulmakta ve bazı kaynaklarda ‘rahmetullahi Aleyh’ diye anılmaktadır.

Bilge Cihangir Oğuz Han

İktidarında Türkleri zaferden zafere koşturur. Dünyanın Büyük Okyanus’tan Akdeniz’e kadar tek büyük gücü olur. Bütün bu özelliklerine ‘dünya egemenliği’ de eklenince Kur’an’da zikredilen Zülkarneyn’in Oğuz Han olduğu ileri sürülmüştür(3). Kur’an’da Zülkarneyn’in dünyaya hakim olmuş bir kaç kişiden biri olduğu belirtilir. Yaptığı bir seferde Uzakdoğu’da mayası temiz bir kavimle tanışır ve onları Yecüc ve Mecüc denilen bir kavmin zulmünden kurtarmak için bir set yapar. Çin Seddi -ki uzaydan görülecek kadar büyük tek insan yapısıdır- Oğuz Han zamanında yapılmıştır. Hz. Zülkarneyn’in, yaptığı bir seferde artık iyice ilerlemiş bir yaşındayken Hz. İbrahim’le görüşerek onun hayır duasını aldığı anlatılır. Peygamberimizin iki zevcesinden gelen bir rivayette peygamber efendimiz hane-i saadette iken sıkıntılı bir şekilde doğrulur ve üzüntüyle “şu anda Zülkarneyn’in seddinden yüzük genişliğinde bir delik açıldı” der. Acaba peygamber efendimizi üzen neydi? Bilinen sadece bir olay vardır o tarihte: Doğu Göktürklerin Çin ordusu tarafından imha edilmesi olayı. Bu tarihten sonra doğu’nun büyük gücü haline gelecek olan Çin’in önü ancak Türk ve İslam ordularının işbirliği ile Talas’ta kesilebilecektir.

Bilgiler alıntıdır..

Sevgili Peygamberimiz(sav)’den rivayet edilen bazı hadisler, ‘kanturaoğulları’nın bu ümmeti uzun süre idare edeceğini belirtir. Bilindiği gibi Hz. İbrahim’in üç hanımı bilinmektedir: Sare, Hacer ve Kantura. Hacer’den olan oğlu İsmail’i Arabistan’a bırakmış İsmailoğulları burada zamanla Nabtiler ve Palmirana denilen güçlü devletler kurmuşlardı. Sare’den olan oğlu İshak’ın torunu olan Yakup’un 12 oğlundan İsrailoğullarının oniki kolunun türediği ve Hz. Musa ile Mısır’dan çıkmalarından sonra Filistin’de İsrail ve Yehuda denilen iki devlet kurdukları ve Hz. Süleyman devrinde Yemen’de Sebe devletini ihya ettikleri bilinmektedir. Kantura’dan olan oğullarını da Hz. İbrahim’in tevhidi tebliğ için Horasan’a gönderdiği rivayet edilir. Bu çocuklarının; “diğer çocuklarını yakınında tutuyorsun da niçin bizi uzaklara gönderiyorsun?” diye ağlaştıkları anlatılır.
Kantura'nın Çocukları...


Benzer Konular

18 Ocak 2014 / gencebay Bilgisayar
3 Ağustos 2018 / Misafir Cevaplanmış
27 Ocak 2013 / Misafir Soru-Cevap