Arama

Fransız ihtilalinin sebepleri ve Osmanlı Devleti üzerindeki etkileri nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 18 Mart 2012 Gösterim: 4.819 Cevap: 7
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Mart 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya bana kaynak yani ansiklopedinin sayfası faalan da gerekiyor konum ' fransız ihtilalinin sebepleri ve osmanlı devletine etkileri '
ansiklopediden olacak sayfası belirtilcek ben bulamadımm lütfen yardımcıı oluunn Msn Sad !
EN İYİ CEVABI ener verdi
Alıntı
Ehlikeyf adlı kullanıcıdan alıntı

yardımm ya hadii lütfeen ben araştırdım bulamadım :*(:*(:*(

Fransız İhtilalinin Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri
Fransız İhtilalinin Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri Fransız İhtilali, meydana geldiği tarihe damgasını vurmuş ve bütün toplumları etkilemiş bir olaydır. İhtilal öncesi Avrupasına bir göz attığımızda, halk kilisenin taassubu altında inliyordu. Ülkeler küçük derebeyliklere bölünmüştü ve ağır vergiler halkı iyice fakirleştirmişti. İhtilalin öncesinde, halk isyan derecesine ulaşmıştı.
Sponsorlu Bağlantılar
1. Tarihte her olayın mutlaka bir sebebi vardır. Fransız İhtilalinin de sebebi vardır. İhtilal öncesi, İhtilali hazırlayan şartlar mevcuttur. 5 mayıs 1789 tarihi başlangıç olarak kabul edilen Fransız İnkılâbı, meydana getirdiği gelişme ve olaylarla çeyrek yüzyıl Avrupa’nın siyasi, ekonomik ve sosyal hayatını değiştirdi.
2. Fransa’nın toplum yapısında çok büyük eşitsizlikler vardı. Soylular ve papazlar sınıfı imtiyazlara sahipti. Ticaretle meşgul olan ve şehir merkezlerinde oturan burjuvalar ise zengin olmuşlardı. Hiçbir hakkı olmayan köylüler ise çalışmak ve vergi vermekten başka hiçbir hakka sahip değillerdi. Fransa Kralı XVI. Louis yaptırmış olduğu Versailles sarayında lüks içerisinde yaşıyor ve her türlü israfı yapmaktan geri kalmıyordu. Kilise, halkı sürekli taassup içinde tutuyor ve krala ihaneti en büyük suç sayıyordu. İhtilalinin fikir alanındaki sebepleri ise Diderof ve d’Albert’in öncülük ettiği ansiklopedistler vasıtasıyla toplumun alt tabakasına yeni fikirler yayılıyordu. Cumhuriyet ve demokrasi anlayışı yavaş yavaş yayılıyordu. J. J. Rousseau, Voltair, Montesguieu halkı bilinçlendiriyordu.

3. Kralın’da beklenen reformu yapmaması üzerine, soylular ve papazlar ve halk temsilcileri arasında oy kullanımı yüzünden çıkan anlaşmazlık büyüdü. Çünkü sınıf esası üzerine oy kullanılmasında halk temsilcileri halkın % 96’sını temsil etmesine rağmen her zaman soylular ve papazların dediği oluyordu. Böylece devam eden olaylar ihtilâli meydana getirdi. Ulusal meclis, Kurucu meclis, Yasama meclisi, Konvention, Directoire, Konsüllük dönemi sırasıyla Fransa’da Cumhuriyet ve demokrasi gelişti. Kral ve eşi idam edildi. Halkın hareketi başarıya ulaşmış oldu. Siyasi, dinî, ekonomik nedenlerle meydana gelen ihtilal, Fransa’yı çok farklı yerlere taşıdı ve o tarihten sonra meydana gelen tüm milliyetçilik ayaklanmalarına temel teşkil etti.
Fransız inkılâbı sonucunda, bazı yeni devletler kurulurken, bazı büyük devletler parçalandı. Dünyada yeni olaylar ve oluşumlar meydana geldi. Fransa’da 1789 yılında halik ve burjuva sınıflarının krala ve zadegana karşı meydana getirdiği ve başarıya ulaşan bu inkılâb aynı zamanda Osmanlı Devleti, Avusturya-Macaristan, İngiltere, Rusya gibi devletler için pek de olumlu bir olay olmadı.

4. 1789 Fransız İhtilalinin mahiyeti, o sırada Avusturya ve Rusya ile savaş halinde olan Osmanlı Devleti’ni uzun süre ilgilendirmedi. 1791-92 Ziştovi ve Yaş antlaşmasından sonra biraz ilgilendiyse de 1791’de kralın yetkilerinin sınırlandırılması, hatta azli ve idamı Osmanlıyı endişelendirmedi.

Devamı için >>
Fransız İhtilali'nin Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri


Fransız ihtilali için bakınız >> Fransız İhtilali
Ehlikeyf - avatarı
Ehlikeyf
Ziyaretçi
28 Mart 2011       Mesaj #2
Ehlikeyf - avatarı
Ziyaretçi
yardımm ya hadii lütfeen ben araştırdım bulamadım Msn CryMsn CryMsn Cry
Sponsorlu Bağlantılar
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
28 Mart 2011       Mesaj #3
ener - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Alıntı
Ehlikeyf adlı kullanıcıdan alıntı

yardımm ya hadii lütfeen ben araştırdım bulamadım Msn CryMsn CryMsn Cry

Fransız İhtilalinin Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri
Fransız İhtilalinin Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri Fransız İhtilali, meydana geldiği tarihe damgasını vurmuş ve bütün toplumları etkilemiş bir olaydır. İhtilal öncesi Avrupasına bir göz attığımızda, halk kilisenin taassubu altında inliyordu. Ülkeler küçük derebeyliklere bölünmüştü ve ağır vergiler halkı iyice fakirleştirmişti. İhtilalin öncesinde, halk isyan derecesine ulaşmıştı.
1. Tarihte her olayın mutlaka bir sebebi vardır. Fransız İhtilalinin de sebebi vardır. İhtilal öncesi, İhtilali hazırlayan şartlar mevcuttur. 5 mayıs 1789 tarihi başlangıç olarak kabul edilen Fransız İnkılâbı, meydana getirdiği gelişme ve olaylarla çeyrek yüzyıl Avrupa’nın siyasi, ekonomik ve sosyal hayatını değiştirdi.
2. Fransa’nın toplum yapısında çok büyük eşitsizlikler vardı. Soylular ve papazlar sınıfı imtiyazlara sahipti. Ticaretle meşgul olan ve şehir merkezlerinde oturan burjuvalar ise zengin olmuşlardı. Hiçbir hakkı olmayan köylüler ise çalışmak ve vergi vermekten başka hiçbir hakka sahip değillerdi. Fransa Kralı XVI. Louis yaptırmış olduğu Versailles sarayında lüks içerisinde yaşıyor ve her türlü israfı yapmaktan geri kalmıyordu. Kilise, halkı sürekli taassup içinde tutuyor ve krala ihaneti en büyük suç sayıyordu. İhtilalinin fikir alanındaki sebepleri ise Diderof ve d’Albert’in öncülük ettiği ansiklopedistler vasıtasıyla toplumun alt tabakasına yeni fikirler yayılıyordu. Cumhuriyet ve demokrasi anlayışı yavaş yavaş yayılıyordu. J. J. Rousseau, Voltair, Montesguieu halkı bilinçlendiriyordu.

3. Kralın’da beklenen reformu yapmaması üzerine, soylular ve papazlar ve halk temsilcileri arasında oy kullanımı yüzünden çıkan anlaşmazlık büyüdü. Çünkü sınıf esası üzerine oy kullanılmasında halk temsilcileri halkın % 96’sını temsil etmesine rağmen her zaman soylular ve papazların dediği oluyordu. Böylece devam eden olaylar ihtilâli meydana getirdi. Ulusal meclis, Kurucu meclis, Yasama meclisi, Konvention, Directoire, Konsüllük dönemi sırasıyla Fransa’da Cumhuriyet ve demokrasi gelişti. Kral ve eşi idam edildi. Halkın hareketi başarıya ulaşmış oldu. Siyasi, dinî, ekonomik nedenlerle meydana gelen ihtilal, Fransa’yı çok farklı yerlere taşıdı ve o tarihten sonra meydana gelen tüm milliyetçilik ayaklanmalarına temel teşkil etti.
Fransız inkılâbı sonucunda, bazı yeni devletler kurulurken, bazı büyük devletler parçalandı. Dünyada yeni olaylar ve oluşumlar meydana geldi. Fransa’da 1789 yılında halik ve burjuva sınıflarının krala ve zadegana karşı meydana getirdiği ve başarıya ulaşan bu inkılâb aynı zamanda Osmanlı Devleti, Avusturya-Macaristan, İngiltere, Rusya gibi devletler için pek de olumlu bir olay olmadı.

4. 1789 Fransız İhtilalinin mahiyeti, o sırada Avusturya ve Rusya ile savaş halinde olan Osmanlı Devleti’ni uzun süre ilgilendirmedi. 1791-92 Ziştovi ve Yaş antlaşmasından sonra biraz ilgilendiyse de 1791’de kralın yetkilerinin sınırlandırılması, hatta azli ve idamı Osmanlıyı endişelendirmedi.

Devamı için >>
Fransız İhtilali'nin Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri


Fransız ihtilali için bakınız >> Fransız İhtilali
Ehlikeyf - avatarı
Ehlikeyf
Ziyaretçi
28 Mart 2011       Mesaj #4
Ehlikeyf - avatarı
Ziyaretçi
ansiklopediden mi bu isim ve sayfası falan gerekiyor ? Msn Sad
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
28 Mart 2011       Mesaj #5
ener - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Ehlikeyf adlı kullanıcıdan alıntı

ansiklopediden mi bu isim ve sayfası falan gerekiyor ? Msn Sad

Fransız İhtilali >> Vikipedi özgür ansiklopediden alınma fakat internet sayfasından kaynak yazan yerlere tıklarsanız göreceksiniz, diğeride gök bilimden alınma Msn Happy
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Mart 2012       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
fransiz ihtilalinin fikri nedenleri ile ilgili daha fazla bilgi istiyorum
gökhan416 - avatarı
gökhan416
Ziyaretçi
18 Mart 2012       Mesaj #7
gökhan416 - avatarı
Ziyaretçi
Fransız İhtilali nedenleri

Siyasal Nedenler

Fransa,
Fransa Cumhuriyeti (Fransızca:République Française) ya da kısaca Fransa, Belçika, Lüksemburg, Almanya, İsviçre, İtalya, Monako, Andorra ve İspanya ile komşu olan, Batı Avrupa'da ülke. Avrupa Birliği'nin kurucu üyesidir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
16. yüzyıldan beri, katı bir mutlakiyetle yönetiliyordu. Kral, Tanrı'dan başka kimseye hesap vermek zorunda değildi. Adaletsiz ve güç kullanılarak toplanan vergiler, kralın zevk ve eğlencesine ayrılıyordu. 18. yüzyıl sonlarında halk, bu duruma isyan etmiştir.


Sosyal Nedenler

Fransa'da halk, birbirine eşit olmayan, ayrı hak ve imtiyazlara sahip soylular, rahipler,
16. yüzyıl, miladi takvime göre 1 Ocak 1501 ile 31 Aralık 1600 günleri arasındaki zaman dilimi olarak kabul edilir. 16. yüzyıl olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
burjuvalar ve köylüler olmak üzere sınıflara ayrılmıştı. Toplumda eşitliğin olmaması, soyluların ve rahiplerin geniş imtiyazlara sahip olması, zenginleşerek devlete vergi ödeyen burjuvaların siyasal haklar istemesi, hiçbir hakkı olmayan ve en ağır işlerde çalışan köylülerin burjuva sınıfını desteklemeleri, Fransız İhtilâli'nin çıkmasında etkili olmuştur.


Fransız Aydınlarının Etkisi

18. yüzyılda Fransa'da birçok aydın yetişti. Aydınlar, Fransız İhtilâli'nin fikir yapısını hazırladılar. Monteskiyö (İran Mektupları ve Kanunların Ruhu Üzerine), Volter, Dalamber, Didero ve
Kelime anlamı olarak şehirli, kentli kişi demektir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Jan Jak Russo (Sosyal Mukavele), yazdıkları eserlerde Fransa'nın rejimini eleştirdiler, yeni çözüm yolları ileri sürdüler. Aydınların bu çalışmaları, Fransa'da halkın krallık rejimine karşı kışkırtılmasını ve ihtilalin hazırlanmasını sağlamıştır.


Dış Nedenler


1215'ten beri İngiltere'de halkın istekleri, kral tarafından dikkate alınıyordu. 17. yüzyıldan itibaren de İngiltere'de Meşruti Krallık kesin olarak yerleşmişti. Böylece kral, anayasada belirlenen yetkilerin dışına çıkamıyor ve halkın temsilcilerinden oluşan bir meclis, ülke yönetimine katılıyordu. Ayrıca Amerika'da yayınlanan İnsan Hakları Bildirisi, Fransızları derinden etkilemiştir. Fransızlar, İngiltere ve Amerika'daki hakların kendilerine de tanınmasını istemişler, bu da Fransız İhtilâli'nin ortaya çıkmasında etkili olmuştur.

Ekonomik Nedenler

Fransız İhtilâli'nin en önemli ve yakın nedeni, ekonomik durumun bozulmasıdır. Bunun başlıca nedeni, Fransa'nın özellikle 18. yüzyılda katıldığı savaşlar ve devletin gereksiz harcamalarıydı. Bu nedenle vergiler ağırlaştırılmış, halk geçim sıkıntısı çekmeye başlamıştır. Maliyeyi düzeltmek amacıyla alınan tedbirler sonuç vermeyince Fransa Kralı 16. Lui, Fransa'nın bir çeşit milli meclisi olan Etejenero'yu toplantıya çağırarak gerekli tedbirlerin alınmasını istedi (

...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
1789).

Bu toplantıda soylular ve rahipler ile halkın temsilcileri arasında anlaşmazlık çıkınca, halkın temsilcileri Etejenero'yu, Milli Meclis ilan ettiler. Milli Meclis, kendi onayları olmadan vergi toplanmaması kararı aldı. Kral, bu kararı kabul etmediği gibi kuvvet kullanarak Milli Meclis'i dağıtmak istedi. Bu gelişme karşısında halkın temsilcileri, anayasa hazırlamadan dağılmamaya karar verdiler.

Milli Meclis, anayasa hazırlıklarına başladıktan sonra kendisini Kurucu Meclisilan etti. Kral, yabancı askerlerle Meclis'i dağıtmak isteyince, ayaklanan halk, Bastil Hapishanesi'ni basarak siyasi tutukluları serbest bıraktı (14 Temmuz 1789). Böylece bütün dünyayı derinden etkileyecek sonuçları ortaya çıkaran Fransız ihtilali başlamış oldu.


Fransız İhtilali'nin Sonuçları


• Yıkılmaz diye düşünülen, hatta egemenlik hakkını Tanrı'dan aldığı iddia edilen mutlak krallıkların yıkılabileceği ortaya çıktı.

• İlkel şekli Yunan şehir devletlerinde, gelişmiş şekli İngiltere ve ABD'de görülen demokrasi, Kıta Avrupası'nda da gelişmeye başladı ve Batı medeniyetinin vazgeçilmez unsurlarından biri haline geldi.

• Egemenliğin halka ait olduğu kabul edildi.

• 1789 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Milliyetçilik ilkesi, siyasi bir karakter kazanarak, çok uluslu devletlerin parçalanmasında etkili oldu.

• Eşitlik, özgürlük ve adalet ilkeleri yaygınlaşmaya başladı.

• Şahsi güçlere, zekâya ve girişim yeteneğine ortam hazırladı.

• Fransız İhtilâli, sonuçları bakımından evrensel olduğundan Milliyetçilik dil, tarih ve kültür birliğine dayalı ulusun ve devletin mutlak ve temel bir değer olduğunu kabul eden anlayış. Bireylerin devletin büyüklüğünü sağlayacak ve koruyacak şekilde, devletin ihtiyaçlarına uygun olarak davranmaları gerektiğini, davranışlarını bu amaca göre ayarlaması gerektiğini öne süren akım olarak milliyetçilik, ulus olgusunu, o ulusu meydana getiren bireylere, hukuki bir yapı olan devlete dönüştürme imkanı sağlamıştır.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Yeniçağ'ın sonu,
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Yakınçağ'ın başlangıcı kabul edildi.

• Dağınık halde bulunan milletler, siyasi birliklerini kurmaya başladılar.

• İnsan Hakları Bildirisi, Fransızlar tarafından dünya çapında bir bildiriye dönüştürüldü.

• Fransız İhtilâli'nin yaydığı fikirlere karşı İhtilâl Savaşları (1792-1815) başladı. Önce Fransa ile Avusturya ve Prusya arasında başlayan bu savaşlara İngiltere ve Rusya'da katıldılar. Savaşlar Napolyon'un yenilgisiyle sonuçlandı.
gökhan416 - avatarı
gökhan416
Ziyaretçi
18 Mart 2012       Mesaj #8
gökhan416 - avatarı
Ziyaretçi
Fransız ihtilalinin Osmanlıya Etkileri
Fransız ihtilalinin Osmanlı imparatorluğuna Etkileri
Fransız İhtilali, meydana geldiği tarihe damgasını vurmuş ve bütün toplumları etkilemiş bir olaydır. İhtilal öncesi Avrupasına bir göz attığımızda, halk kilisenin taassubu altında inliyordu. Ülkeler küçük derebeyliklere bölünmüştü ve ağır vergiler halkı iyece fakirleştirmişti. İhtilalin öncesinde, halk isyan derecesine ulaşmıştı.1
Tarihte her olayın mutlaka bir sebebi vardır. Fransız İhtilalinin de sebebi vardır. İhtilal öncesi, İhtilali hazırlayan şartlar mevcuttur. 5 mayıs 1789 tarihi başlangıç olarak kabul edilen Fransız İnkılâbı, meydana getirdiği gelişme ve olaylarla çeyrek yüzyıl Avrupa’nın siyasi, ekonomik ve sosyal hayatını değiştirdi.2 Fransa’nın toplum yapısında çok büyük eşitsizlikler vardı. Soylular ve papazlar sınıfı imtiyazlara sahipti. Ticaretle meşgul olan ve şehir merkezlerinde oturan burjuvalar ise zengin olmuşlardı. Hiçbir hakkı olmayan köylüler ise çalışmak ve vergi vermekten başka hiçbir hakka sahip değillerdi. Fransa Kralı XVI. Louis yaptırmış olduğu Versailles sarayında lüks içerisinde yaşıyor ve her türlü israfı yapmaktan geri kalmıyordu. Kilise, halkı sürekli taassup içinde tutuyor ve krala ihaneti en büyük suç sayıyordu. İhtilalinin fikir alanındaki sebepleri ise Diderof ve d’Albert’in öncülük ettiği ansiklopedistler vasıtasıyla toplumun alt tabakasına yeni fikirler yayılıyordu. Cumhuriyet ve demokrasi anlayışı yavaş yavaş yayılıyordu. J. J. Rousseau, Voltair, Montesguieu halkı bilinçlendiriyordu.3
Kralın’da beklenen reformu yapmaması üzerine, soylular ve papazlar ve halk temsilcileri arasında oy kullanımı yüzünden çıkan anlaşmazlık büyüdü. Çünkü sınıf esası üzerine oy kullanılmasında halk temsilcileri halkın % 96’sını temsil etmesine rağmen her zaman soylular ve papazların dediği oluyordu. Böylece devam eden olaylar ihtilâli meydana getirdi. Ulusal meclis, Kurucu meclis, Yasama meclisi, Konvention, Directoire, Konsüllük dönemi sırasıyla Fransa’da Cumhuriyet ve demokrasi gelişti. Kral ve eşi idam edildi. Halkın hareketi başarıya ulaşmış oldu. Siyasi, dinî, ekonomik nedenlerle meydana gelen ihtilal, Fransa’yı çok farklı yerlere taşıdı ve o tarihten sonra meydana gelen tüm milliyetçilik ayaklanmalarına temel teşkil etti.
Fransız inkılâbı sonucunda, bazı yeni devletler kurulurken, bazı büyük devletler parçalandı. Dünyada yeni olaylar ve oluşumlar meydana geldi. Fransa’da 1789 yılında halik ve burjuva sınıflarının krala ve zadegana karşı meydana getirdiği ve başarıya ulaşan bu inkılâb aynı zamanda Osmanlı Devleti, Avusturya-Macaristan, İngiltere, Rusya gibi devletler için pek de olumlu bir olay olmadı.4
1789 Fransız İhtilalinin mahiyeti, o sırada Avusturya ve Rusya ile savaş halinde olan Osmanlı Devleti’ni uzun süre ilgilendirmedi. 1791-92 Ziştovi ve Yaş antlaşmasından sonra biraz ilgilendiyse de 1791’de kralın yetkilerinin sınırlandırılması, hatta azli ve idamı Osmanlıyı endişelendirmedi.5
İhtilalin en önemli mesajı “milletlerin kendi kaderini kendisinin belirlemesi” prensibi milletlerarası camiaya yerleşti. Osmanlı Devleti, Fransız İhtilalini Avrupa’nın iç meselesi olarak görüyor, hiç ilgilenmiyordu. Ancak Fransa’nın 1797’de, Yedi adalara el koyup Yunanlıları bağımsızlık için kışkırtmasıyla milliyetçilik prensibinin ve ihtilalin önemi ancak anlaşılabildi.6
Bu dönemde Fransız İhtilaline karşı tarafsız kalan pek az ülkeden biriydi. Osmanlı ülkesinde İhtilal yanlıları, kahvehanelerde broşür dağıtıyorlardı. Hak, özgürlük ve eşitlikten bahsediyorlardı. Bu dönemde, ortaya çıkan yeni düşüncelerin Osmanlılar tarafından ne ölçüde anlaşıldığını kestirmek olanaksızdır.7
III. Selim ihtilalci Fransa’yı desteklemiştir. Bu da Osmanlı’nın kendisi için çok yakın gelecekte tehlike oluşturacak olan bu olayı tam olarak anlayamadığını gösterir.8 Fransa, ihtilalden çok kısa bir süre sonra yayılmacı politikalar içerisine girmiştir. Amerika bağımsızlığa destek vererek el altından Amerika’daki İngiliz kolonilere silah satıyordu. Aynı zamanda Osmanlı ülkesi olan Mısır’a çok geçmeden saldırmıştı.9
Fransa’nın Osmanlı Devleti üzerindeki bu gizi hesaplarına rağmen, Osmanlıyla, Fransa arasında Kanuni döneminden bu yana devam eden ve sürekli gelişen bir dostluk vardı. İki devlet arasındaki ticari ve diplomatik faaliyetler çok eskiye dayanıyordu. Fransız İhtilali başladığında bu olayı Fransa’nın iç sorunu olarak gören Osmanlı Devleti, bir İslâm devleti olması hasebiyle kendi ülkesinde Avrupa ölçülerine göre bir adaletsizlik, eşitsizlik, siyasi ve sosyal bozukluklar mevcut değildi.10 Üstelik Fransa dostu olan bir ülke olmasına rağmen çok uzaktaydı. Buradaki gelişmeleri ancak dolaylı yollardan öğrenebiliyordu. Osmanlı Devleti bir çok problemle uğraşması, çöküş sürecine girmesi dolayısıyla böyle bir işle uğraşmaya vakitte bulamıyordu.11
1792 yılında Fransa, yeni rejimini korumak ve rejimini ülkelere tanıtmak üzere doğal sınırlarının dışında savaşlara girişti. Bunun karşısında Osmanlı Devleti tarafsızlığını ilan etti. Fransa’nın Osmanlı’yı parçalamak isteyen Rusya ve Avusturya’yı yenmesi İstanbul’da sevinçle karşılandı. Fransa’nın isteğine rağmen Osmanlı Devleti bu yeni rejimi hemen tanımak istemedi. Osmanlı yöneticilerine göre Fransa’nın yeni rejimi Avrupa’nın sorunu idi. Osmanlı’nın Avrupa hukukuna dahil olmadığını öne sürüyorlardı. Osmanlı hükümeti ihtilal karşısında gerçekten tarafsız davranıyordu.12
1793’te Fransa İstanbul’a olağanüstü elçiler göndererek, Fransa Cumhuriyet hükümetinin tanınmasını Türkiye ile Fransa arasında anlaşma yapılmasını ve Türkiye’nin savaşa girmesini istedi ama Türk hükümeti bunu reddetti. Çünkü Fransa’nın Cumhuriyetini tanımakla Avrupa’ya karşı cephe almak istemiyordu. Prusya Fransa’yı tanıdıktan sonra Osmanlı Devleti Fransa Cumhuriyetini tanıdı.13
Bu tarihten sonra Fransa, Osmanlıyı Rusya ve Avusturya aleyhinde savaşa sokmak istiyordu. Osmanlı buna yanaşmadı. Napolyon orduları ile Avrupa’da bir çok orduları yenerek Compo Formio anlaşmasıyla üstünlüğünü kabul ettirdi.14
1798’de Mısırı işgal eden Fransızlarla Osmanlılar arasındaki münasebetler bitmişti. 1798’de Pramidler savaşını kazanan Mısır’dan İngilizler ve Ruslar sayesinde onların desteğiyle çıkarabildi. Ama bu seferde Mısır’a İngilizler yerleşti. Fransızlar gittikleri bütün yerlerde milliyetçilik akımlarını yayıyorlardı. Mısır’a girip çıkan Fransızlar Kölemenleri Osmanlı aleyhine kışkırttılar. Daha sonra da işgal ettiği yedi adadan çekilmesi üzerine bölgeye Ruslar geldi. Tıpkı Fransızlar gibi Ruslar da Rumları Osmanlı aleyhine kışkırtmaya başladılar. Diğer taraftan Ruslar Balkanlarda ulusçuluk faaliyetlerini yaymaya devam ettiler.
Fransızlar, propagandalarını çekilmiş oldukları bölgelerde, sürdürdüler. Türkçe, Rumca, Ermenice’ye tercüme ettikleri milliyetçiliğe ve Cumhuriyete dair eserleri özel adamları Akdeniz adalarına gönderdiler.15 16 Yunan isyanları 6 Mart 1821’de Eflak Buğdan’da başladı. Etnik-i Eterya bu faaliyeti yürütüyordu.
Fransa’nın çabaları ve zararlı faaliyetleri sonucunda, Osmanlı milleti olan gayr-i müslim Hıristiyan teb’a başta olmak üzere bir süre sonra müsüman teb’a devlete karşı isyan etmiştir.
1804 tarihinde Sırplar isyan etmişlerdir. 1821’de Morada isyan meydana gelecektir. 1830 yılında Yunanistan bağımsız olarak bir devlet kuracaktır.17
Daha sonraları Fransızlar, Cezayir’i işgal edecekler ve bunun yanı sıra M. Ali Paşa’ya destek vererek Vali’nin devletine karşı cephe almasına sağlayacaklardır.
Rusya ise Balkanlarda Osmanlı aleyhine propaganda yaptığı gibi, Kırım’a girerek, Kırım’da yaşayan Türkleri bağımsızlık vaadetmek, girişmiş olduğu türlü entrikalarla Kırım’ı Osmanlı’dan ayırarak ilhak etmiştir. Artık büyük devletler Osmanlı’nın içişlerine müdahale ediyorlar ve her taraftan Osmanlıyı çökertmeye çalışıyorlardı. 1839 Tanzimat Fermanı ve daha sonra Avrupalı devletlerin baskıları sonucunda, 1856 yılında ilan edilen Islahat Fermanıyla gayrimüslim tebaya çok geniş haklar veriliyordu. Bu ıslahat Fermanını, Osmanlı kabul etmek zorunda kalmıştır.18
Fransa’nın tarihteki Osmanlı Politikası daha önce anlattığımız örneklerde görüldüğü üzere, müspet bir yön yoktur. Fransa pek çok olayda Osmanlı Devleti’ni kendi menfaatleri için kullanacağı paravan veya Alet olarak görmüştür.19
Çeşitli ırkları, farklı dinlere mensup milletleri bünyesinde barındıran Osmanlı Devleti için milliyetçilik akımı Osmanlı için gerçek bir felaket olmuştur. Avrupalı devletlerin kültürel, ekonomik, siyasi ve askeri baskıları sonucunda Osmanlı Devleti her tarafında isyanların başladığı her devletin müdahalesinin olduğu bir devlet haline gelmişti. Tüm planlar Osmanlı’yı parçalamak için yapılıyordu. 1856 Islahat Fermayıla gayrimüslim teb’aya bir takım haklar verdiyse de Avrupalı devletlerin isteklerinin ardı arkası kesilmek bilmedi. Rusya Balkanları, Fransa Cezayir’i, İngiltere, Kıbrıs ve Mısır, Avusturya-Macaristan, Bosna Hersek’i, ilhak etmek için zikrolunan yerlere girmişlerdi.20 Osmanlı Devleti’nin ortaya attı ve ne Osmanlıcılık ne de İslamcılık gibi projeler Osmanlıyı çöküşten kurtaramamıştır. Meşrutiyet’in ikinci kez ilan edildiği 1908 tarihinde Avusturya-Macaristan, Bosna Hersek’i topraklarına katmasının yanı sıra Bulgaristan’da bağımsızlığını ilan etmiştir. Osmanlılar bu durumu kabullenmek zorunda kaldılar.21 Tunus, Fas, Karada gibi bir çok ulus Osmanlı’yı karşı önceden isyan etmişlerdi.
İtalyanlar, Trablusgarb’ı işgal ederek Kuzey Afrika’daki son Osmanlı toprağını da aldılar. I. ve II.Balkan Savaşları sonucunda Osmanlı Devleti bir çok toprağını kaybetti. Arnavutluk devleti bu savaş sonucunda imzalanan anlaşmalarla ortaya çıkmıştı.22 Milliyetçilik hareketlerinin artık önü alınamıyordu. 1870 ve 1871’de siyasi birliklerini tamamlayan İtalya ve Almanya tüm projeleri Osmanlı üzerine endekslemişlerdir. İtalya, Kuzey Afrika’yı egemenliğine aldı. Almanya ise Osmanlı Devletini bir Pazar olarak görüyordu.
I. Dünya Savaşına Almanya’nın yanında giren Osmanlı, savaştan yenilgiyle çıkınca bir çok toprağını kaybettiği gibi savaş sonunda da imzalanan Mondros Ateşkes anlaşmasıyla adeta itilaf devletlerine teslim olmuştu.
Osmanlı müslüman teb’ası olan Araplar, İngilizlerin ve Fransızların propagandası sonucunda I. Dünya Savaşında Osmanlı’yı arkadan vurdular. Osmanlı artık ata yurdu olan Anadolu’yu kurtarmak için çalışıyordu.
Sonuç olarak şunu ifade etmekte çok büyük yararlar vardır. 1789’da ortaya çıkan milliyetçilik akımlarıyla ilgilenmeyen Osmanlı 1918’lere ve Lozan Anlaşmasının yapıldığı 24 Temmuz 1923 tarihine gelindiğinde bu akımdan en çok zarar gören devletti.
Osmanlı Devleti artık parçalanmış ve yeni milletler, yeni devletler ortaya çıkmıştır.
Türk milleti ancak nefsi müdafaa yaparak milliyetçilik akımının ancak nefsi müdafaa yaparak milliyetçilik akımının pençesinden kurtulabilmiştir. Ruslar Ermenileri bir maşa olarak kullanıp Türk ordusunu ve Türk milletini uzun süre uğraştırmıştır. 1915’te Suriye’ye tebcir edilmişler ama bu beladan bir türlü kurtulamamıştır.
Türk Milleti M. Kemal Atatürk önderliğinde yapılan Millî mücadeleyi olağanüstü gayret ve mücadeleyle, nefs-i müdafaa yaparak binbir güçlükle kazanabilmiştir.

Benzer Konular

24 Temmuz 2016 / Misafir Cevaplanmış
14 Aralık 2008 / Ziyaretçi Soru-Cevap
17 Kasım 2009 / ThinkerBeLL Osmanlı İmparatorluğu
24 Şubat 2017 / Misafir Cevaplanmış
27 Kasım 2008 / witch_will Taslak Konular