Arama

Demokrasinin gelişimi için neler yapılabilir?

Güncelleme: 17 Nisan 2013 Gösterim: 9.231 Cevap: 9
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Nisan 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen demokrasinin gelişmesi için neler yapılabilir cvp verin çarşambaya kadar ihtiyacım var yoksa bittim ! Msn Sad Msn Sad Msn Sad
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Nisan 2011       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ewett çookk acilll sorunun cewabı lazımmmm Msn Sad Msn Sad Msn Sad
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Nisan 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
sorunun cevabını bilenler yazsın lütfen çok acil pazartesiye bu ödev bulamazsam eksiyi alırım biri yardım etsin lütfen
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mayıs 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen cevap lazım
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Mayıs 2011       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
evet benimde ihtiyacım var acilll
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Mayıs 2011       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Demokrasinin gelişmesi için gereken temel kurallar şunlardır:
I. Aşırı denetim kendi amacını yok eder: Hangi hususta olursa olsun aşırı denetim insanları denetimden kaçmak veya denetçiye ve idareye hoş görünmek için insanları hileye ve gösterişe yöneltir. Bu da denetimin amacı olan işi daha güzel, kaliteli ve istenen biçimde yapılmasına mani olur. işler gereği gibi değil, uluorta ve göstermelik yapılır. En iyi yönetim, insanları yönetmeyen yönetimdir.

II. Otoriter rejim “”eksilen verim” yasasını tektiler: Otoriter sistemlerde insanlar verimli çalışma yerine denetimi ve yönetimi savsaklama eğilimindedir. Bu nedenle her konuda verim düşüktür. İnsanlar kapasitelerinin altında zorla çalışırlar. Kabiliyetler esas alınmadığı ve otoriteye bağlılık esas olduğu için yağcılık ve idarecinin gözüne girme girişimleri beceriksiz insanları makam ve mevki sahibi yapar. Bu da düşük verim demektir.

III. Aşırı bürokrasi ve pek çok belgeler denetimi güçleştirir: Bir işin yapılması için istenen aşırı belgeler ve işin esasından olmayan bürokratik işlemler hem denetimi güçleştirir, hem verimi düşürür, hem de iş yapacak olanları usandırır. Bu nedenle devlet bürokrasiyi ne kadar azaltırsa verim o derece artar. Bu nedenle en iyi devlet var olan ama görünmeyen devlettir. Devlet ancak insanlar mağdur oldukları ve haksızlığa uğradıkları zaman hakkı hak sahibine vermek ve haksızı cezalandırmak için var olmalıdır.

IV. Yasakların çokluğu onların önemsenmemesini netice verir: Bir ülkeden yasalar ne kadar fazla olur ve insanlar onlara uymadığı için devlet tarafından cezalandırılırsa artık yasaları önemsememeye ve ihlal etmeye başlar. Yasalar ise insanlar uyduğu ölçüde etkin olurlar. İnsanların çoğunu mağdur eden yasalar artık önemsenmez olurlar.

V. Totaliter rejim etkinliğini ihanetlerle kaybeder: Baskıcı rejimler insan onuruna önem vermediği için zamanla ihanetlerle sarsılırlar. Genellikle diktatörler en yakınları tarafından ihanete uğrayarak saltanatlarını kaybederler.

VI. Demokrasi insan fıtratına uygunluğu esas alır: Demokrasi insan fıtratından çıkan ve fıtrata hitap eden bir sistemdir. İnsan ihtiyaç ve kabiliyetlerini dikkate alır ve ihtiyaçların giderilmesi ve kabiliyetlerin geliştirilmesi yönünde gereken yasaları çıkardığı için hem insanı mutlu eder, hem kabiliyetlerin gelişimine sebep olur ve milletlerin gelişimini ve kalkınmasını sağlar.

İngiliz filozofu John Stuart Mill 1859 yılında yayınladığı “Özgürlük Üzerine” isimli kitabında şöyle der: “Eninde sonunda devletin değeri, onu meydana getiren kişilerin değeri ile ölçülür. Kişileri küçülten ve daha yararlı amaçlar için bile onları istediği biçimde kullanmak için cüceleştiren bir devlet er veya geç küçük insanlarla büyük işlerin başarılamayacağını anlayacaktır.”


BİRAZI ALINTIDIR!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!...........
The Eniqmatic - avatarı
The Eniqmatic
Ziyaretçi
11 Mayıs 2011       Mesaj #7
The Eniqmatic - avatarı
Ziyaretçi
Demokrasi geleneğinin beşiği sayılan Eski Yunan’da bir kent ve çevresinden oluşan kent devletlerinde, yasalar tüm yurttaşların katılı­mıyla yapılıyordu. Çeşitli yürütme ve yargı organlarında görev alan yurttaşlar oy verme ve meclise katılma hakkına sahiptiler. Kent­lerdeki yurttaş sayısının 10 bini geçmemesi bu tür bir doğrudan demokrasi uygulamasına olanak veriyordu. Eski Yunan’da demokrasi İÖ 5. yüzyılda yaygınlaştı. Ne var ki, kadınlar ve köleler yurttaş sayılmadıkları için bu tam anlamıyla katılımcı bir demokrasi değildi. Kölelerin ve kadınların en zor işleri yerine getirmeleri, yurttaşlara kamu hizmetleriyle uğraşmak için olanak veriyordu. Eski Yunan’da yurttaşlar arasında eşitlik vardı; ama İnsanlar arasında eşitlik yoktu.
Eski Roma’da da herkes yurttaşlık hakkına sahip değildi. Başlangıçta yurttaş sayılmayan plebler sonradan öteki yurttaşlarla hukuksal eşitliğe sahip oldular.Önce cumhuriyet, son­ra imparatorluk olan Roma’da yönetim senatonun elindeydi. Senatörler halk tarafından seçilmiyor, genellikle toprak sahipleri ve eski devlet görevlilerinden oluşuyordu.
Ortaçağda siyasal iktidar büyük ölçüde feodal toprak sahiplerinin temsilcilerinin elindeydi.Ortaçağ Avrupa’sındaki feodalizmin yıkılışından sonraki mutlak Krallıklar döneminde ticaret kentleri gelişti. Bu kentlerde en çok sözü geçen tüccarlar ile sanayiciler, yani burjuvalardı. Halk meclisleri de halkın tamamını temsil etmeyen bu kesi­min elindeydi. Gene de bu meclisler daha ilerde parlamentolara ve yasama meclislerine giden yolda bir adım oldu.
17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa’da sanat, düşünce ve siyaseti etkileyen Aydınlanma Akımı eski yönetim biçimlerini sorgulayan eleştirel ve devrimci bir akımdı.İnsanların eşit doğduğu,devletin güçlünün karşısında ve zayıfın yanında olması gerektiği, insanların yönetime seçimle getirdikleri hükümetler yoluyla geleceklerini belirleme olanağına sahip olabilecekleri gibi düşünceler bu dönemde yaygınlık kazandı. Hükümetler halklarına karşı görevlerini yeri­ne getiremedikleri zaman, halkın bu yönetici­leri işbaşından uzaklaştırmaya ve yerine yeni­lerini getirmeye hakkı olmalıydı.
Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nde (1776) tüm insanların eşit yaratıldığı ve Tanrı tarafından onlara vazgeçilmez haklar tanındı­ğı; bu haklar arasında yaşam, özgürlük ve mutlu olma hakkı bulunduğu; hükümetlerin varlığının bu hakların elde edilmesine yardım­cı olmaktan başka bir nedeni olamayacağı dile getiriliyordu. Fransız Devrimi’nin (1789) ge­tirdiği özgürlük, eşitlik ve kardeşlik ilkelerine göre, kurulacak hükümetlerde halkın yöneti­me katılması öngörülüyordu. İnsanlar hiçbir ayrım gözetilmeksizin yasalar önünde eşit olacaktı. Ne var ki, bu ilkelerin yaşama geçirilmesi kolay olmadı. Hemen hemen her ülkede gerek kadınların, gerek etnik grupla­rın, ABD ve Güney Afrika gibi ülkelerde ise Siyahların hakları için çetin mücadeleler ver­meleri gerekti. Bu mücadeleler bugün de sona ermiş değildir.
Günümüz demokrasilerinde genelde, yasal yaş sınırının üstünde olan tüm yurttaşların ülke yönetiminde görev alacak temsilcileri seçme hakkı vardır. Yurttaşların temel hak ve özgürlükleri ülkelerin kendi anayasalarıyla güvence altına alınmıştır. Temel hak ve özgürlüklerden bazıları, kişinin görüş ve düşün­celerini herhangi bir baskı olmaksızın özgürce belirtmesini sağlayan konuşma özgürlüğü; sendika ya da siyasal parti gibi örgütler kurmak üzere kişilerin bir araya gelmesini sağlayan toplanma özgürlüğü; herkesin dile­diği biçimde dinsel inançlarının gereklerini yerine getirmesini sağlayan inanç özgürlüğü; gazetelerin serbestçe bilgi toplama ve yayım­lamasını sağlayan basın özgürlüğü ve herkesin yasalara uygun olarak yargılanmasını sağla­yan yasa önünde eşitlik hakkıdır.
Demokrasinin yerleşmiş olduğu ülkelerde seçimle işbaşına gelen hükümet halkın beklentilerini yerine getiremezlerse gene seçimle görevlerini yeni partilere ve hükümetlere bırakırlar. Bu gibi ülkelerde halkın dışında hiçbir güç yönetime el koyamaz,halk adına herhangi bir müdahalede bulunamaz.
Demokrasinin yerleşmesi ve sürmesi, de­mokrasi ilke ve kurallarının günlük yaşamda benimsenmesi ve gözetilmesiyle de yakından ilişkilidir. Ailede, okulda, oyunda benimse­necek demokrasi ilkeleri bir yaşam boyu insa­nın davranışlarını etkiler ve yönlendirir. Ço­cukların, yaşları küçük de olsa, aile içinde söz sahibi olabilmeleri, alınacak kimi kararlarda onların da düşüncesinin sorulması, ailede gö­revlerin paylaşılması ve hakların gözetilmesi demokrasinin uygulama alanından bir örnek­tir. Okulda öğrencilerin yönetime katılabilmeleri, hak ve istemlerini dile getirebilmeleri, özellikle değişik ırktan, ulustan ve dinden öğ­rencilerin bir arada olduğu ortamlarda karşı­lıklı saygı, dikkat edilmesi gereken demokrasi kurallarıdır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ekim 2011       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bana özet lazım!!!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Nisan 2012       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
çok uzun yazıyorsunuz bir cümleyle açıklayamazmısınız?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Nisan 2013       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yaaa arkadaşlar daha kısa bulamaz mısınız lütfen yaa eğer yarı götürmessem hoca sıfırı basacakMsn Sad

Benzer Konular

4 Nisan 2016 / yardım EDİN NOLUR Soru-Cevap
16 Mayıs 2015 / İsmail Soru-Cevap
31 Aralık 2019 / asiii_m Cevaplanmış
11 Nisan 2012 / fuat Soru-Cevap
20 Haziran 2015 / Misafir Cevaplanmış