Arama

İdrar kesesi olmasaydı ne olurdu?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 25 Ekim 2011 Gösterim: 3.863 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Ekim 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
idrar kesesini yazmışsınız ama benim amacım "idrar kesesi olmasaydı ne olurdu?" sorusuydu
EN İYİ CEVABI SiLentLy verdi
İnsanda Boşaltım Sistemi

Sponsorlu Bağlantılar


İNSANDA BOŞALTIM SİSTEMİ
Hayatta kalmanın normal sonucu olarak vücuttaki her hücre birtakım artık madde üretir. Bu artıklar fazla su, tuzlar, karbondioksit ve üredir. Bu zararlı ve işe yaramayan maddelerin vücuttan atılmasına boşaltım denir. Organizmada boşaltımla görevli bütün organların veya yapıların meydana getirdiği sisteme boşaltım sistemi denir. Boşaltım sistemi edilgin değildir; aksine inceden inceye düzenlenmiştir.
Boşaltım sisteminin en önemli görevi, birtakım artık maddeleri atarak organizmadaki hücrelerin yaşamasına uygun ve dengeli bir iç ortamın (HOMEOSTASİ) devamını sağlamaktır.
Yandaki şekilde, boşaltım sistemini oluşturan organlar ve vücuttaki yerleri gösterilmiştir.
BOŞALTIM SİSTEMİNİN İŞLEVLERİ
Boşaltım sisteminin ana görevi vücutta meydana gelen artık maddelerin kandan süzülerek vücuttan atılmasını sağlamak ve organizmadaki hücrelerin yaşamasına uygun ve dengeli bir iç ortamın devamını sağlamaktır. Bu artık maddeler fazla su, tuzlar, ürik asit, ve üredir.
Boşaltım sisteminin diğer bir işlevi ise kandaki yararlı madde kaybını önlemektir. Bu işlem böbrekteki geri emme yoluyla gerçekleşir. Süzme işlevi sırasında kandan ayrılan yararlı maddeler (glikoz, aminoasitler, inorganik tuzlar) ve su geri emilerek tekrar kana verilir.
Boşaltım sisteminin son işlevi ise kanın bileşimi ile doku sıvısındaki su ve tuz miktarını düzenlemektir.
BOŞALTIM SİSTEMİNİN DİĞER SİSTEMLERLE İLİŞKİSİ
Solunum sisteminde akciğerler, nefes alıp verme yoluyla karbondioksiti; deri de terleme yoluyla biraz fazla suyu, tuzu ve üreyi dışarı atarak boşaltımın bir bölümünü yaparlar.
Sindirim sistemindeki kalın bağırsaklar da sindirilememiş besinlerin posalarının dışarıya atılmasını sağlar.
Boşaltım sistemiyle doğrudan ilişki içinde olan sistem dolaşım sistemidir. Boşaltım sistemi, dolaşım sistemindeki dolaşım sıvısı kanın sürekli aynı dengede kalmasını sağlar. Böylece vücudumuzun iç dengesi (HOMEOSTASİ) sağlanmış olur.
BOŞALTIM SİSTEMİNİ OLUŞTURAN ORGANLAR
Boşaltım sistemini oluşturan organların başında süzme ve geri emme işlemini yapan böbrekler gelir. Böbreklere ek olarak, böbrekleri idrar torbasına bağlayan artıkların geçtiği idrar kanalı (üreterler), artık maddelerin biriktirildiği idrar kesesi ve bunların vücuttan dışarıya atıldığı idrar yolu (üretra) boşaltım sistemindeki diğer organlardır.
Boşaltım sistemini oluşturan organların dışında boşaltım fonksiyonu olan diğer yardımcı organlar akciğerler, deri ve kalın bağırsaklardır.
Boşaltım sisteminde artık maddelerin izlediği yol şöyledir:
Böbrekler -> İdrar kanalı -> İdrar kesesi -> İdrar yolu.
BÖBREKLER
Boşaltım sisteminin ana organı böbreklerdir.
Fasulye tanesi şeklinde 10-15 cm
uzunluğunda karın boşluğunun arka
tarafında, bel hizasında ve omurganın
iki yanında yer alır. Böbreğin ana
görevi vücutta bulunan kimyasal maddeleri
temizlemektir.
Böbreklere, yandaki şekilde de görüldüğü
gibi birer atardamar, birer toplardamar
olmak üzere iki damar bağlanır. Artık madde
taşıyan kan böbreğe atardamar yoluyla
girer ve böbrekte süzüldükten sonra,
arındırılmış olarak toplardamar yoluyla çıkar.
Bir üçüncü damar da idrar kanalı (üreter) böbreklerden aldığı artık ürünleri idrar kesesine taşır.
BÖBREĞİN YAPISI
Yandaki şekilde de görüldüğü gibi, böbrek dıştan içe doğru kabuk (korteks) ve bunun altında yeralan bir öz (medulla) bölgesinden meydana gelmiştir. Böbreğin tam ortasında, idrar kanalına (üretere) bağlanan huni şeklinde bir havuzcuk (pelvis) bulunur. Nefronlardan süzülen artık maddeler bu havuzcuğa boşalırlar.
Böbreğin kabuk bölgesinde üre ve atık ürünlerin süzülmesini sağlayan nefronlar yeralır. Böbreğin işlevini sağlayan temel bölümü nefronlardır. Öz bölgesinde ise nefronların uzantısı olan henle kanalı ve idrar toplama kanalı bulunur.
NEFRONLAR
Böbreğin işlevini sağlayan ana bölümü böbreğin
Boşaltım birimi olan nefronlardır. Her nefron bağımsız
Süzme unitesine sahiptir. Nefron: Malpigi cisimciği
(glomerulus + bowman kapsulü) + henle kanalı
(U kanalı) + boşaltım kanalı (kıvrımlı boru) dan
oluşmuştur. Her bir nefron kendi kılcal kan
damarlarına,sahiptir. Buna ek olarak her nefron kendi
idrar toplama kanalına sahiptir. Malpigi cisimciğinin
bir bölümünü oluşturan glomerulus kılcal kandamarı
yumağıdır. Diğer bölümünü oluşturan bowman
kapsulü ise boşaltım kanalının yarımay şeklindeki
kapalı ucudur. Boşaltım kanalı, böbreğin öz (medulla)
bölgesine inerek henle kanalını (U borusu) meydana
getirir. Tekrar kabuk bölgesinde çok kıvrımlı bir hal
alır ve sonra idrar toplama kanalına bağlanır.
Nefronların en önemli kısımları böbreğin kabuk
bölgesinde yeralır.
İnsan böbreğinde yaralan yaklaşık
2 milyon nefrondan bir tanesinin yapısı
BÖBREKLERİN İŞLEVLERİ
Böbreklerin üç temel işlevi vardır.
1- Kanda bulunan artık kimyasal maddeleri süzerek kanı temizlemektir.
2- Süzme işlemi sırasında kandan ayrılan yararlı maddeleri (glukoz, aminoasitler, inorganik tuzlar gibi) geri emme ile tekrar kana kazandırmaktır.
3- kanın bileşimi ile doku sıvısındaki su ve tuz miktarını düzenlemektir.
SÜZME İŞLEVİ
Böbreğin ana görevlerinden birisi, metabolizma ile meydana gelen artık maddeleri süzmektir. Süzme işlemi malpigi cisimciğinde, yani glomerulus kılcalları ile bowman kapsulü arasında gerçekleşir. Kan nefrona girdiğinde glomerulus olarak bilinen 50 kadar kılcaldamar ağına akar. Glomerulus kılcallarındaki kan plazmasının bir kısmının, yüksek kan basıncı nedeniyle bowman kapsulüne geçmesine süzme işlemi denir. Boman kapsulüne geçen sıvıda inorganik tuzlar, glukoz, üre ve su gibi maddeler bulunur. Sıvının glomerulustan bowman kapsulüne geçme hızına, böbreğin süzme hızı denir. Süzme hızı, sağlıklı bir insanda dakikada yaklaşık 125 ml,
günde 180 litredir. Bu hız kan basıncına bağlıdır. Bir insanda yaklaşık 4-6 litre kan olduğuna göre vücudumuzdaki kan plazması, bir günde yaklaşık 30 defa böbreklerimizden geçmektedir.
GERİ EMME İŞLEVİ
Böbreğin işlevi kandaki süzme işlemi ile tamamlanmamaktır. Eğer süzme işleminden sonra süzülen sıvı dışarı atılsaydı, vücut suyunun 4 katı kadar su ve yararlı maddeler de kaybedilmiş olacaktı. Aynı zamanda süzülen sıvının içersinde dokularımız için yararlı olan maddeler (aminoasitler, inorganik tuzlar, glukoz ve doku sıvısı) de atılmış olacaktı. Bunun engellenmesi için böbrekte “geri emme” gerçekleşir.
Bowman kapsulündeki süzüntü sıvı, nefronun kıvrımlı boşaltım kanalcıklarına ve henle kanalına geçer. Bu kanallarda akan süzüntü sıvısının büyük bir kısmı, glukoz, aminoasitler ve bazı inorganik tuzlar geri emilir. Geri emilme olayı osmos ve aktif taşıma ile gerçekleşir. Emilen sıvı, kanalcıkları saran kılcal kan damarlarına geri verilir ve böylece kana karışırlar. Bowman kapsulüne geçen sıvının %99 undan fazlası (125 ml’lik sıvının 124 ml’si geri emilir) tekrar kana döner.
Geri emilmeden kanalcıklara geçen süzüntü, bir miktar su, üre ve ürik asit gibi artık maddelerin karışımı olan idrarı oluşturur. İdrar öz bölgesindeki idrar toplama kanallarından havuzcuğa boşalır, oradan da idrar kanalı ile idrar torbasına atılır. İdrar torbasında biriktirilen idrar, zaman zaman idrar yoluyla dışarı atılır.
Böbreklerin Geri Emme İşlevinin
Gerçekleştiği Bölüm (Çizgi İçersinde)
DÜZENLEYECİ İŞLEV
Böbrekler, kanın kimyacısı gibidirler. Kanın bileşimi ile doku sıvısındaki (ak kan) su ve tuz miktarını düzenlemede görev yaparlar. Böbrek bu düzenleme görevini yapmadığı zaman, hücrelere daha fazla su girer veya hücrelerden aşırı derecede su çıkar. Yani vücudumuzun dengesi bozulurdu. Böbreklerimiz, vücudumuzun dengesinin bozulmaması için boşaltım sistemi ile atılan ve geri emilen sıvı ve maddeleri düzenleyici bir özelliğe sahiptir. Böbreklerin bu işlevlerini yerine getirmesinde antidiüretik denilen hipofiz hormonu çok önemli rol oynar.
İçilen bir bardak su, sindirim sistemi tarafından hemen kana geçirilir. Sonuç olarak kandaki su oranı fazlalaşır. Eğer böbreklerimiz olmasaydı, kandaki fazla su, basınçla hücre ve dokulara geçerek vücudumuzun şişmesine neden olurdu.
Kandaki su oranı artarsa, böbrekte geri emilme ile kana geçen su miktarı azalır ve fazla su, idrar olarak dışarıya atılır.
Eğer kandaki su oranı az ise, geri emilme ile kana geçen su miktarı artar, böylece kandaki su oranı dengede tutulmuş olur.
Aynı işlem tuz için de geçerlidir. Eğer kandaki tuz miktarı artarsa, böbreklerden geri emilme yoluyla kana geçen tuz miktarı azalır ve fazla tuz idrarla dışarıya atılır. Eğer kandaki tuz miktarı az ise, geri emilme ile kana geçen tuz miktarı artar.
DİĞER ORGANLAR
Boşaltım sisteminde diğer organlar ise, yandaki şekilde de görüldüğü gibi idrar kanalı, idrar kesesi ve idrar yoludur.
İdrar kanalı, atar ve toplar damarlara ek olarak böbreklere bağlanan üçüncü bir damardır. İdrar kanalı böbreklerden süzülen idrarı, idrar kesesine taşır.
İdrar kesesi idrar kanalının böbrekten getirdiği idrarın, dışarı atılmak üzere biriktirildiği yerdir.
İdrar yolu ise idrar kesesinde birikmiş olan idrarın dışarıya atılmasını sağlayan bir bölümdür.
Boşaltım Sistemindeki Diğer Organlar
HASTALIKLAR
Üremi: Böbreklerin görevlerini yapamaması, atılması gereken maddelerin kanda artmasına yol açar. Bu duruma üremi denir.
Nefrit: Nefronların iltihaplanması ile oluşan bir hastalıktır.
Böbrek Taşları: İdrarda oksalat, ürat, fosfat gibi bazı maddeler eriyik halde bulunurlar. İdrar yollarında iltihap, yara, bir tıkanma varsa bu maddeler çökerek böbrek taşlarını oluştururlar.
Albumin Hastalığı: Böbreklerdeki idrar sözen kapsüllerin bozulmasından ileri gelir.
LadyöLüm - avatarı
LadyöLüm
Ziyaretçi
25 Ekim 2011       Mesaj #2
LadyöLüm - avatarı
Ziyaretçi
İdrar kesesi olmasaydı;
1- Sindirilen içecekler böbreklerde tutulurdu,
Sponsorlu Bağlantılar
2- Bu nedenle böbrekler iflas ederdi,
3- Beslenemezdik, çünkü katı olan bir yiyeceğin içinde bile su bulunur ve bu idrar olması için böbreklere gönderlir.
Bu kadar tahminlerimiz, çünkü idrar kesesi olmasaydı insan vücudu çok daha farklı bir sistemle çalışırdı. Tabi istisnalar hariç. İdrar kesesi iflas eden biri yukarıdaki sorunlarla karşılaşabilir.

*** BU YAZI TAMAMEN ALEV ATEŞ'E AİTTİR. LÜTFEN ÇALIŞMANIZ BİTTİKTEN SONRA BİLGİ HIRSIZLIĞI YAPMAMAK AMACIYLA KAYNAĞI DİPNOT OLARAK GÖSTERİNİZ***

SiLentLy - avatarı
SiLentLy
Ziyaretçi
25 Ekim 2011       Mesaj #3
SiLentLy - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
İnsanda Boşaltım Sistemi



İNSANDA BOŞALTIM SİSTEMİ
Hayatta kalmanın normal sonucu olarak vücuttaki her hücre birtakım artık madde üretir. Bu artıklar fazla su, tuzlar, karbondioksit ve üredir. Bu zararlı ve işe yaramayan maddelerin vücuttan atılmasına boşaltım denir. Organizmada boşaltımla görevli bütün organların veya yapıların meydana getirdiği sisteme boşaltım sistemi denir. Boşaltım sistemi edilgin değildir; aksine inceden inceye düzenlenmiştir.
Boşaltım sisteminin en önemli görevi, birtakım artık maddeleri atarak organizmadaki hücrelerin yaşamasına uygun ve dengeli bir iç ortamın (HOMEOSTASİ) devamını sağlamaktır.
Yandaki şekilde, boşaltım sistemini oluşturan organlar ve vücuttaki yerleri gösterilmiştir.
BOŞALTIM SİSTEMİNİN İŞLEVLERİ
Boşaltım sisteminin ana görevi vücutta meydana gelen artık maddelerin kandan süzülerek vücuttan atılmasını sağlamak ve organizmadaki hücrelerin yaşamasına uygun ve dengeli bir iç ortamın devamını sağlamaktır. Bu artık maddeler fazla su, tuzlar, ürik asit, ve üredir.
Boşaltım sisteminin diğer bir işlevi ise kandaki yararlı madde kaybını önlemektir. Bu işlem böbrekteki geri emme yoluyla gerçekleşir. Süzme işlevi sırasında kandan ayrılan yararlı maddeler (glikoz, aminoasitler, inorganik tuzlar) ve su geri emilerek tekrar kana verilir.
Boşaltım sisteminin son işlevi ise kanın bileşimi ile doku sıvısındaki su ve tuz miktarını düzenlemektir.
BOŞALTIM SİSTEMİNİN DİĞER SİSTEMLERLE İLİŞKİSİ
Solunum sisteminde akciğerler, nefes alıp verme yoluyla karbondioksiti; deri de terleme yoluyla biraz fazla suyu, tuzu ve üreyi dışarı atarak boşaltımın bir bölümünü yaparlar.
Sindirim sistemindeki kalın bağırsaklar da sindirilememiş besinlerin posalarının dışarıya atılmasını sağlar.
Boşaltım sistemiyle doğrudan ilişki içinde olan sistem dolaşım sistemidir. Boşaltım sistemi, dolaşım sistemindeki dolaşım sıvısı kanın sürekli aynı dengede kalmasını sağlar. Böylece vücudumuzun iç dengesi (HOMEOSTASİ) sağlanmış olur.
BOŞALTIM SİSTEMİNİ OLUŞTURAN ORGANLAR
Boşaltım sistemini oluşturan organların başında süzme ve geri emme işlemini yapan böbrekler gelir. Böbreklere ek olarak, böbrekleri idrar torbasına bağlayan artıkların geçtiği idrar kanalı (üreterler), artık maddelerin biriktirildiği idrar kesesi ve bunların vücuttan dışarıya atıldığı idrar yolu (üretra) boşaltım sistemindeki diğer organlardır.
Boşaltım sistemini oluşturan organların dışında boşaltım fonksiyonu olan diğer yardımcı organlar akciğerler, deri ve kalın bağırsaklardır.
Boşaltım sisteminde artık maddelerin izlediği yol şöyledir:
Böbrekler -> İdrar kanalı -> İdrar kesesi -> İdrar yolu.
BÖBREKLER
Boşaltım sisteminin ana organı böbreklerdir.
Fasulye tanesi şeklinde 10-15 cm
uzunluğunda karın boşluğunun arka
tarafında, bel hizasında ve omurganın
iki yanında yer alır. Böbreğin ana
görevi vücutta bulunan kimyasal maddeleri
temizlemektir.
Böbreklere, yandaki şekilde de görüldüğü
gibi birer atardamar, birer toplardamar
olmak üzere iki damar bağlanır. Artık madde
taşıyan kan böbreğe atardamar yoluyla
girer ve böbrekte süzüldükten sonra,
arındırılmış olarak toplardamar yoluyla çıkar.
Bir üçüncü damar da idrar kanalı (üreter) böbreklerden aldığı artık ürünleri idrar kesesine taşır.
BÖBREĞİN YAPISI
Yandaki şekilde de görüldüğü gibi, böbrek dıştan içe doğru kabuk (korteks) ve bunun altında yeralan bir öz (medulla) bölgesinden meydana gelmiştir. Böbreğin tam ortasında, idrar kanalına (üretere) bağlanan huni şeklinde bir havuzcuk (pelvis) bulunur. Nefronlardan süzülen artık maddeler bu havuzcuğa boşalırlar.
Böbreğin kabuk bölgesinde üre ve atık ürünlerin süzülmesini sağlayan nefronlar yeralır. Böbreğin işlevini sağlayan temel bölümü nefronlardır. Öz bölgesinde ise nefronların uzantısı olan henle kanalı ve idrar toplama kanalı bulunur.
NEFRONLAR
Böbreğin işlevini sağlayan ana bölümü böbreğin
Boşaltım birimi olan nefronlardır. Her nefron bağımsız
Süzme unitesine sahiptir. Nefron: Malpigi cisimciği
(glomerulus + bowman kapsulü) + henle kanalı
(U kanalı) + boşaltım kanalı (kıvrımlı boru) dan
oluşmuştur. Her bir nefron kendi kılcal kan
damarlarına,sahiptir. Buna ek olarak her nefron kendi
idrar toplama kanalına sahiptir. Malpigi cisimciğinin
bir bölümünü oluşturan glomerulus kılcal kandamarı
yumağıdır. Diğer bölümünü oluşturan bowman
kapsulü ise boşaltım kanalının yarımay şeklindeki
kapalı ucudur. Boşaltım kanalı, böbreğin öz (medulla)
bölgesine inerek henle kanalını (U borusu) meydana
getirir. Tekrar kabuk bölgesinde çok kıvrımlı bir hal
alır ve sonra idrar toplama kanalına bağlanır.
Nefronların en önemli kısımları böbreğin kabuk
bölgesinde yeralır.
İnsan böbreğinde yaralan yaklaşık
2 milyon nefrondan bir tanesinin yapısı
BÖBREKLERİN İŞLEVLERİ
Böbreklerin üç temel işlevi vardır.
1- Kanda bulunan artık kimyasal maddeleri süzerek kanı temizlemektir.
2- Süzme işlemi sırasında kandan ayrılan yararlı maddeleri (glukoz, aminoasitler, inorganik tuzlar gibi) geri emme ile tekrar kana kazandırmaktır.
3- kanın bileşimi ile doku sıvısındaki su ve tuz miktarını düzenlemektir.
SÜZME İŞLEVİ
Böbreğin ana görevlerinden birisi, metabolizma ile meydana gelen artık maddeleri süzmektir. Süzme işlemi malpigi cisimciğinde, yani glomerulus kılcalları ile bowman kapsulü arasında gerçekleşir. Kan nefrona girdiğinde glomerulus olarak bilinen 50 kadar kılcaldamar ağına akar. Glomerulus kılcallarındaki kan plazmasının bir kısmının, yüksek kan basıncı nedeniyle bowman kapsulüne geçmesine süzme işlemi denir. Boman kapsulüne geçen sıvıda inorganik tuzlar, glukoz, üre ve su gibi maddeler bulunur. Sıvının glomerulustan bowman kapsulüne geçme hızına, böbreğin süzme hızı denir. Süzme hızı, sağlıklı bir insanda dakikada yaklaşık 125 ml,
günde 180 litredir. Bu hız kan basıncına bağlıdır. Bir insanda yaklaşık 4-6 litre kan olduğuna göre vücudumuzdaki kan plazması, bir günde yaklaşık 30 defa böbreklerimizden geçmektedir.
GERİ EMME İŞLEVİ
Böbreğin işlevi kandaki süzme işlemi ile tamamlanmamaktır. Eğer süzme işleminden sonra süzülen sıvı dışarı atılsaydı, vücut suyunun 4 katı kadar su ve yararlı maddeler de kaybedilmiş olacaktı. Aynı zamanda süzülen sıvının içersinde dokularımız için yararlı olan maddeler (aminoasitler, inorganik tuzlar, glukoz ve doku sıvısı) de atılmış olacaktı. Bunun engellenmesi için böbrekte “geri emme” gerçekleşir.
Bowman kapsulündeki süzüntü sıvı, nefronun kıvrımlı boşaltım kanalcıklarına ve henle kanalına geçer. Bu kanallarda akan süzüntü sıvısının büyük bir kısmı, glukoz, aminoasitler ve bazı inorganik tuzlar geri emilir. Geri emilme olayı osmos ve aktif taşıma ile gerçekleşir. Emilen sıvı, kanalcıkları saran kılcal kan damarlarına geri verilir ve böylece kana karışırlar. Bowman kapsulüne geçen sıvının %99 undan fazlası (125 ml’lik sıvının 124 ml’si geri emilir) tekrar kana döner.
Geri emilmeden kanalcıklara geçen süzüntü, bir miktar su, üre ve ürik asit gibi artık maddelerin karışımı olan idrarı oluşturur. İdrar öz bölgesindeki idrar toplama kanallarından havuzcuğa boşalır, oradan da idrar kanalı ile idrar torbasına atılır. İdrar torbasında biriktirilen idrar, zaman zaman idrar yoluyla dışarı atılır.
Böbreklerin Geri Emme İşlevinin
Gerçekleştiği Bölüm (Çizgi İçersinde)
DÜZENLEYECİ İŞLEV
Böbrekler, kanın kimyacısı gibidirler. Kanın bileşimi ile doku sıvısındaki (ak kan) su ve tuz miktarını düzenlemede görev yaparlar. Böbrek bu düzenleme görevini yapmadığı zaman, hücrelere daha fazla su girer veya hücrelerden aşırı derecede su çıkar. Yani vücudumuzun dengesi bozulurdu. Böbreklerimiz, vücudumuzun dengesinin bozulmaması için boşaltım sistemi ile atılan ve geri emilen sıvı ve maddeleri düzenleyici bir özelliğe sahiptir. Böbreklerin bu işlevlerini yerine getirmesinde antidiüretik denilen hipofiz hormonu çok önemli rol oynar.
İçilen bir bardak su, sindirim sistemi tarafından hemen kana geçirilir. Sonuç olarak kandaki su oranı fazlalaşır. Eğer böbreklerimiz olmasaydı, kandaki fazla su, basınçla hücre ve dokulara geçerek vücudumuzun şişmesine neden olurdu.
Kandaki su oranı artarsa, böbrekte geri emilme ile kana geçen su miktarı azalır ve fazla su, idrar olarak dışarıya atılır.
Eğer kandaki su oranı az ise, geri emilme ile kana geçen su miktarı artar, böylece kandaki su oranı dengede tutulmuş olur.
Aynı işlem tuz için de geçerlidir. Eğer kandaki tuz miktarı artarsa, böbreklerden geri emilme yoluyla kana geçen tuz miktarı azalır ve fazla tuz idrarla dışarıya atılır. Eğer kandaki tuz miktarı az ise, geri emilme ile kana geçen tuz miktarı artar.
DİĞER ORGANLAR
Boşaltım sisteminde diğer organlar ise, yandaki şekilde de görüldüğü gibi idrar kanalı, idrar kesesi ve idrar yoludur.
İdrar kanalı, atar ve toplar damarlara ek olarak böbreklere bağlanan üçüncü bir damardır. İdrar kanalı böbreklerden süzülen idrarı, idrar kesesine taşır.
İdrar kesesi idrar kanalının böbrekten getirdiği idrarın, dışarı atılmak üzere biriktirildiği yerdir.
İdrar yolu ise idrar kesesinde birikmiş olan idrarın dışarıya atılmasını sağlayan bir bölümdür.
Boşaltım Sistemindeki Diğer Organlar
HASTALIKLAR
Üremi: Böbreklerin görevlerini yapamaması, atılması gereken maddelerin kanda artmasına yol açar. Bu duruma üremi denir.
Nefrit: Nefronların iltihaplanması ile oluşan bir hastalıktır.
Böbrek Taşları: İdrarda oksalat, ürat, fosfat gibi bazı maddeler eriyik halde bulunurlar. İdrar yollarında iltihap, yara, bir tıkanma varsa bu maddeler çökerek böbrek taşlarını oluştururlar.
Albumin Hastalığı: Böbreklerdeki idrar sözen kapsüllerin bozulmasından ileri gelir.

Benzer Konular

14 Mart 2012 / batu90 Cevaplanmış
11 Eylül 2008 / asla_asla_deme Tıp Bilimleri
1 Ekim 2018 / Misafir Cevaplanmış
18 Ağustos 2016 / kcq_melenq Tıp Bilimleri
24 Ocak 2014 / Misafir Çevre Bilimleri