Arama

Gelenek nedir, ne demektir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 5 Mart 2013 Gösterim: 6.053 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ocak 2012       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
arkadaslar ben sözlük anlamı gibi istedim amaaa burada yok bunun için şarkı yazdım
Handenin şansi nasil bir sans
Olmaz olsun böyle bir hayat
hAKKIM değilmi daha fazla bilgi edin mek
Ne olurdu sanki düzgün bir biçimde öedvim
Yazık oldu simidi bu bana


SOOOOOOOOOONNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNN
EN İYİ CEVABI Electrify verdi
Gelenekler geniş anlamıyla bir kuşaktan ötekine geçirilebilen bilgi, tasarım boş inanç, yaşantı biçimi; daha geniş anlamıyla maddi olmayan kültürdür. Dar anlamda ise, kuşaklar boyunca bir toplumun örneğin kutsal yada politik işleri gibi önemli konulardaki görüşlerdir. Gelenekler sözlü ve yazılı olmak üzere iki bölüme ayrılırlar. Tıpkı adetler gibi, ama onlardan daha güçlü olarak toplumsal yaşamın düzenlenmesinde ve denetlenmesinde önemli rol oynarlar. Nitelikleri bakımından genellikle tutucu olan gelenekler aile , hukuk, din ve politika gibi toplumsal kurumlar üzerinde etkilidirler; bilim ve sanat, geleneklerin daha az etkisi altındadırlar. Bireyin bağlı bulunduğu grubun yada toplumun geleneklerine karşı çıkması, bu karşı çıkışın derecesine göre bireyin toplulukça afarozundan saldırıya uğramasına, hor görülmesinden alaya alınmasına kadar genişleyen tepki türlerinde biçimlenir. Geleneklerin tıpkı örfler gibi yasalarla belirlenmiş türleri vardır. Yasa, geleneklere ve onlara aykırı davranışlar için verilecek olan cezaları bir ölçüye sokmaya çalışır. Gelenekler, genellikle yasalardan çok daha geniş bir alanı yönetirler. Gelenek Nedir

Sponsorlu Bağlantılar
Gelenek , bir toplumda, bir toplulukta çok eskilerden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan ltürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar.

Gelenek kavramına sosyal bilimlerin farklı alt disiplinlerinin yaklaşımları ile geleneksel toplumların yükledikleri anlamlar arasında hem benzerlikler hem de farklılıklar bulunur. Sosyal bilimler geleneğe toplumların yaşadıkları coğrafya, iklim vb. gibi dışsal koşullara uyum sağlamak amacıyla türetilmiş, beşeri kaynaklı "inşa"lar, "icat"lar olarak bakarken geleneksel toplumlar kendi geleneklerinin kaynağını "mit"sel atalar, kahramanlar ve Tanrı gibi kutsal da görürler. Sosyal bilimlerde daha fenomenolojik bir yaklaşımla gelenekleri salt işlevsel özellikleri yönüyle görüp kökenlerini bu işleve bağlayan açıklamaların yanı sıra, gelenekleri belirli bir anlam bütünlüğünü yansıtan fenomenler olarak değerlendiren yazarlar da vardır. Her ne kadar bu yazarlar da geleneğin kaynağını kutsalda görmemekteyseler de onun sadece işlevsel boyutuna indirgenemeyeceğini iddia etmişlerdir. (bkz. Claude Levi Strauss)Özellikle Avrupa'da aydınlanma çağı sonunda gelişen Tarih anlayışı ve Tarihselcilik perspektifi geçmişe ilişkin (ve günümüzdeki de) her düşünce, anlayış (konsept) ve tavrın kaynağını dönemin diğer olgularının bütünselliği içinde aramak yönünde bir eğilimin gelişmesine yol açmıştır. Aydınlanmanın kaynağı evrimci görüşe kadar giden ilerlemeci tarih perspektifini de geçerli kılan bu perspektif sosyal bilimlerde hakim görüş olarak varlığını sürdürmektedir.

Gelenek üç bağlamda ele alınabilir.
İlki geçmiş yaşam biçimlerinin içinde yaşanılan ana taşıdıkları maddi ve manevi değerler bütünüdür. Bu sosyolojik anlamda en fazla rağbet gören izahtır. Beşeri düzlemde toplumu tüm dinamikleri ile inşa eden güçtür.

İkincisi ise geleneğin özünü teşkil ettiği ifade edilen kutsalla olan ilişkiden dolayı geleneğin zengin ve kutsal değerler içeren köklü yanıdır ki, bu anlamda gelenek ilkinden farklı olarak hem fenomenolojik hem de ilahi bir yön taşır. bu sosyolojik ve beşeri anlamından çok daha farklıdır.

Üçüncüsü ise geleneğin postmodernist yaklaşımlarla ele alınmasından kaynaklanan aletsel, işlevsel yani kullanıma açık madde yönüdür. Bu anlamıyla gelenek bir anlamlar birikimidir (deposodur). Kendisinden her bakımdan yararlanmaya açık bir hinterlandtır. bahsettiğimiz yönü geleneğin dışsal-formel yönüdür ki sanat ve edebiyata tesir eden bir başka yön de budur.Geleneklerin Önemi

Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi,
töre ve davranışlar.

Gerçek ya da hayali bir geçmişle olan sürekliliğin önemini ima ederken, belirli eylem normlarını kutsa­yan ve öğreten pratik veya uygulamalar bütünü. Bir topluluğun, mevcut toplumsal yapısı­nı ve değer sistemini çok büyük sarsıntılar yaşamadan koruyup devam ettirmek amacıy­la, kendinden önceki kuşaklardan devraldığı, belli bir dönüşüme uğratarak sonraki nesille­re aktardığı, başta inançlar, düşünüşler ve kurumlar olmak üzere, her tür sosyal pratik.

Bu çerçeve içinde, bir toplumun gelenek­leriyle ilgili olanı; geleneğe eski alışkanlık­lara dayanan şeyi; modern dünyaya değil de, kadim dünyaya ait olanı tanımlamak için geleneksel nitelemesi kullanılır. Buna göre, kentli, kapitalist, modern endüstri top­lumunun tam zıddı olan toplum türüne gele­neksel toplum adı verilmektedir. Bir toplu­mun aktüel varoluşunun temelinde olduğu kadar, geleceğinin inşasında da hareket noktası kabul edilen geçmiş yaşantı, tecrübe ve alışkanlıkların meydana getirdiği norma­tif unsurlara geleneksel değer denmektedir. Öte yandan, iktidarın meşruiyetinin, elde ediliş tarzı ve değişiminin geçmişteki uygu­lamalara bağlı kılındığı otorite tarzı geleneksel otorite diye tanımlanır.

Yine aynı anlam içinde sözgelimi eğitimde, program, yöntem, ölçme, öğrenci-öğretmen ilişkileri açısından çağdaş eğitime ters düşen, öğren­cinin değil de öğretmenin etkin olduğu eği­tim anlayışı geleneksel eğitim olarak tanım­lanır.

Bir nesnenin, özellikle de canlı bir yaratığın, bir organizmanın belli bir ortamdaki hareket tarzı, canlıların çeşitli durum ve ortamlardaki tepkileri, bireyin için­de bulunduğu doğal ya da toplumsal ortamın uyaranlarına tepki gösterme ya da yanıt verme biçimi için kullanılan genel terim.Ezoterizmde Gelenek

Ezoterizm alanında gelenek, "geçmişte insanlığa çeşitli yollar ve irtibatlarla verilmiş, dinsel, ezoterik, okült, mitolojik ve folklorik (masal, dans vs.) biçimlere bürünerek, sözlü ve yazılı halde, günümüze dek aktarılagelmiş hakiki (hakikatlere ait) bilgiler bütünü" olarak tanımlanır. Dolayısıyla, bu kapsamlı anlamıyla gelenek, ezoterizmde örf, adet, anane ile veya mitoloji ile eş anlamlı sayılmamakta, fakat bunlarda bulunan derin bilgileri de içermektedir.

Terimi bu anlamda kullanan yazarlardan en tanınmışı ezoterizm üzerine birçok yapıtı bulunan René Guénon'dur. Gelenekçiliğin öncülerinden biri olarak kabul edilir.Edebiyat ve Gelenek

Gelenek, bir toplumda çok eskilerden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa aktarılan, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlardır. Gelenek, genel olarak üç bağlamda ele alınabilir. İlki geçmiş yaşam biçimlerinin içinde yaşanılan ana taşıdıkları maddî ve manevî değerler bütünüdür, ikincisi ise geleneğin özünü teşkil ettiği ifade edilen kutsalla olan ilgiden dolayı geleneğin zengin ve kutsi değerler ihtiva eden köklü yanıdır. Üçüncüsü ise, geleneğin kendinden her türlü istifadeye açık olan anlamlar rezervi yönüdür. Sanat ve edebiyata da bu yön etki etmektedir.

Gelenek, yazılı metin hâline getirilmiş, etkileyici eserlerin intikaliyle ilgilidir. Geleneğin gelenek hâline nasıl geldiği konusu üzerinde pek çok tartışma yapılmıştır. Sosyal bilimcilerin bu tartışma sonucunda geleneğin gelenek hâlini alabilmesi için en az üç kuşağın geçmesi gerektiğini söyledikleri silinmektedir. Bu kuşakların yaşadıkları sürenin uzunluğu ve kısalığı konumuzla direkt alakalı değildir. İnsanlar, birikimlerini, hayatlarında değer verdikleri, kendileri için önemli unsurları gelecek kuşaklara aktarmak istemişlerdir sürekli, insan topluluklarının böyle bir yol izlemesi doğal olarak bazı unsurların insan için anlamının farklı olması sonucunu doğurmuştur. İşte gelenek de böyle bir birikmenin, anlamlı bir yığılmanın sonucudur. Geleneğe sadece bu özelliği dolayısıyla "şimdideki geçmiş"tir diyebiliriz. Şimdiyi yaşayan insanoğlu, şimdinin içine bakarak geçmişi, geçmişten belli unsurların yardımıyla birikerek geleceğe ulaşan anlam bölümlerini görebilir.

Geleneğin klasik tanımında da belirtildiği gibi "insan eylemlerinin düşünce ve muhayyile aracılığıyla yaratılmış olan ve bir kuşaktan diğerine intikâl eden şey"lerin bütünüdür. Edebiyat alanında da doğal olarak birikmenin olduğunu söylemeliyiz. Metinlerin geçmiş metinlerle karşılıklı alış verişe tabi tutulduğu günümüz edebiyatlarında bile gelenek, metnin biriken anlam deposu olarak görülmektedir. Bu anlam deposunu örtük veya açık kullanan şair ve yazarların, geçmişe atıflar yaparak eserlerini ördüklerini söylemeliyiz. Özellikle gelenekle en sıkı fıkı olabilen şair, geleneğe kendince yaslanarak eserini kurabilmektedir.

Geleneğin tahrifi, bireyselliğin çiçeklenmesine yol açmıştır. Bireyselliğin ortaya çıkmasıyla birlikte, kolektif bir şuuraltı olan geleneğin gözden düşmesine, gelecek kuşaklara daha az coşkuyla aktarılmasına neden olmaktadır. Gelenekle irtibatını koparmaya çalışan modern insanın ilgisinin histerik bir biçimde "şimdi"yle ilgili olması da geleneğin dağılmayı engelleyici yönünü yavaş yavaş yitirdiğini işaretlemektedir. Köksüzlüğün büyük bir erdem kabul edildiği, yeniliğin baş döndüren bütün yönlerini değerli kabul edenlerin edebiyatla olan ilgileri de sınırlı kalacaktır.

Edebî eserler de "geçmiş"le bir şekilde irtibat kurmak zorundadır. Yönünü geleceğe doğru çizmiş bir edebiyatın geçmişten neler alabileceği şaşırtıcı bir konudur. Geçmiş, donuk, saf, temiz bir durumda yer almaz. Geçmişle ilişkiye geçen bir şair, onda kendine has bir araştırma alanı açar. Bu alandan kalkarak da eserinde geleneği temsil ettiğini inandığı olaylara, sözlere telmihte bulunur.Türkiye'nin Gelenek ve Görenekleri Nelerdir

Kurban Gelenek ve Görenekleri

1-Vatani görevini yapıp evladı gelince, babası tarafından kurban kesilir
2-Yeni ev yapılırken temel atıldıktan sonra kurban kesilir
3-Herhangi bir dileğin kabul olması için adak adanır ve kurban kesilir
4-Yağmur duasında ziyaret yerlerine gidilince kubanlar kesilir, dualar edilir
5-Cemlerimizde ibadet sonrası kurbanlar kesilir, lokmalar dağıtılır
6-Kurban bayramlarında normal olarak kurban kesilir.Düğün Gelenek ve Görenekleri

1-Allahın emri ile kız tarafına dünür gidilir
2-Kahve içmenin ardından söz yüzükleri takılır Ne alınıp ne alınmayacağı konuşulur
3-Belli bir süre sonra nişanlık olarak gün yapılır
4-Düğün öncesinden dünürler “DÜZGÜN” diye tabir edilen günde, gelinle ve damata ev kurabilmeleri için eşyalar alınır
5-Düğün başlarken delikanlılar selavatlar eşliğinde bayrak dikme töreni yaparlar
“Türk Bayrağı, uzun bir sopa ucuna takılış kuru soğana ‘yüzellik’ (nazardan koruyucu) tutturularak süslenir ve dikilir”
6-Damadın yanına “SAĞDIÇ”(Bayraktar) tutulur Genellikle mehel (uygun) gördüğü akrabası seçilir Sağdıçlık yapacak kişi genç ve bekar olmalıdır
7-Damat ve Sağdıça düğün esnasında “AL-YEŞİL” ipekten örtü çapraz olarak bağlanır (AL=Hz Hüseyin’i, YEŞİL=Hz Hasan’ı temsil eder)
8-Eskiden köy düğünlerinde cirit oyunları, at yarışları, güreşler düzenlenir düğüne ayrı bir hava katardı
9-Uzak köylerden gelen akrabalar-misafirler ağırlanır, evden eve gezerler Düğüne ilk gelirken silahla havaya kurşun sıkarak geldiğini haber verir, bunu gören davul ve zurnacı karşılamaya gider, düğün evine misafiri getirir ve karşılığındada bahşişle ödüllendirilirler
10-Eskiden düğün evine damatlık odunu elenği vardı Düğün evine ilk odunu getiren kişi öldüllendirilirdi
11-Eskiden köyden köye kız vermelerde, köy çıkışında köyün delikanlıları tarafından temsili yol kesilir, eğlence için bahşiş ve koç istenirdi
12-Düğünlerde halay çeken gençlere akrabaları tarafından “EBEDE” çevrilirdi (EBEDE: Çatak uçlu bir dal parçasının uçlarına elma, sigara, para, bisküvi vb yiyeceklerle süslenip üstüne örtü örtülmüş hediye)
13-Her düğünde damatlar selavatlar eşliğinde yıkanmaya ***ürülür Yine selavatlar eşiliğinde sağdıçın evine getirilir.Askerlik Gelenek ve Görenekleri

Askerlik çağına gelen gençler, son günlerini komşu ve akraba ziyaretlerinde bulunarak geçirirler Son akşam Kuran okutulur yemek ikram edilir İsteyenler gençleri toplayarak eğlence düzenlerler Askere gidecek gencin cebine yolluk konulur Bu eski bir adettir Davul zurnalar eşliğinde ve konvoyla gençler otobüs terminaline götürülür Orada otobüse binene kadar asker arkadaşlarının kucağında taşınır Bindiği otobüse orada tur attırılarak peygamber ocağına gönderilirler.Bayramlarla İlgili Gelenek ve Göreneklerimiz

Arife gününe et pazarı adı verilir O gün insanlar çarşıdan bayramlık ihtiyaçlarını temin ederler İkindi namazından sonra mezarlık ziyaret edilir ve Kuran okunur Sonra bayram için hazırlıklar başlar Bayram yerleri temizlenir, bayramlık et vs alınır Bayram namazından sonra caminin önünde bütün köyün erkekleri bayramlaşır Köylü öğlene doğru toplanırlar, bayram komşu köydeyse oraya gidilir Kendi köyümüzde ise komşu köyleri karşılamaya hazırlanılır.

Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
9 Ocak 2012       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

arkadaslar ben sözlük anlamı gibi istedim amaaa burada yok bunun için şarkı yazdım
Handenin şansi nasil bir sans

Sponsorlu Bağlantılar
Olmaz olsun böyle bir hayat
hAKKIM değilmi daha fazla bilgi edin mek
Ne olurdu sanki düzgün bir biçimde öedvim
Yazık oldu simidi bu bana


SOOOOOOOOOONNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNN

gelenek
TDK;Türk Dil Kurumu

1.Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmışolmalarıdolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen,

benzer sözler

gel gelelim
gel keyfim gel
gel zaman git zaman
gelberi
gelberi etmek
Sen sadece aynasin...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Mart 2012       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GELENEK NEDİR ?

Gelenekler geniş anlamıyla bir kuşaktan ötekine geçirilebilen bilgi, tasarım, boş inanç, yaşantı biçimi; daha geniş anlamıyla maddi olmayan kültürdür. Dar anlamda ise,kuşaklar boyunca bir toplumun örneğin kutsal ya da politik işleri gibi önemli konulardaki görüşlerdir. Gelenekler sözlü ve yazılı olmak üzere iki bölüme ayrılırlar.

Tıpkı adetler gibi,ama onlardan daha güçlü olarak toplumsal yaşamın düzenlenmesinde ve denetlenmesinde önemli rol oynarlar.Nitelikleri bakımından genellikle tutucu olan gelenekler aile,hukuk,din ve politika gibi toplumsal kurumlar üzerinde etkilidirler;bilim ve sanat,geleneklerin daha az etkisi altındadırlar.

Bireyin bağlı bulunduğu grubun yada toplumun geleneklerine karşı çıkması,bu karşı çıkışın derecesine göre bireyin toplulukça aforozundan saldırıya uğramasına,hor görülmesinden alaya alınmasına kadar genişleyen tepki türlerinde biçimlenir.

Geleneklerin tıpkı örfler gibi yasalarla belirlenmiş türleri vardır.Yasa,geleneklere ve onlara aykırı davranışlar için verilecek olan cezaları bir ölçüye sokmaya çalışır.Gelenekler, genellikle yasalardan çok daha geniş bir alanı yönetirler.

GÖRENEK NEDİR ?

Göreneğin örfe, adete, geleneğe bakarak yaptırım gücü daha zayıftır. Örfteki yapılma zorunluluğu, adet ve gelenekteki yapılmalı özelliği görenekteki yapılabilme özelliğini alır. En yalın tanımıyla bir şeyi görüle geldiği gibi yapma alışkanlığı olan görenek, öteki sosyal alışkanlık gibi gerekli ve uygun görülenleri kapsar.Ama bunların mutlaka yerine getirilmesini istemez. Öteden beri yapıla gelmekte olan, fakat henüz adet durumunu kazanmamış olan bu davranış biçimlerine grubun, toplumun gelişmesin uygun yenilikler eklenir. Bunlar süreklilik kazandığı gibi, bir süre sonra ortadan kalkabilirler. Görenekler,günlük yaşantımızın gerekli gördüğü ilişkilerin düzenlenmesinde,bireyler arasındaki sürtüşmeleri azaltmakta, toplumsal ilişkilerin kolaylaşmasında, belirleyici rol oynarlar. Komşu ziyaretlerinde, hasta yoklamalarında alış-verişte,ortak taşıtlara inip binmede, tanışma ve tanıştırılmalarda nasıl davranılacağını belirleyerek ilişkilerin düzenli gitmesine yardımcı olurlar.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Mart 2013       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gelenek Ne demektir ?
Electrify - avatarı
Electrify
Ziyaretçi
5 Mart 2013       Mesaj #5
Electrify - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Gelenekler geniş anlamıyla bir kuşaktan ötekine geçirilebilen bilgi, tasarım boş inanç, yaşantı biçimi; daha geniş anlamıyla maddi olmayan kültürdür. Dar anlamda ise, kuşaklar boyunca bir toplumun örneğin kutsal yada politik işleri gibi önemli konulardaki görüşlerdir. Gelenekler sözlü ve yazılı olmak üzere iki bölüme ayrılırlar. Tıpkı adetler gibi, ama onlardan daha güçlü olarak toplumsal yaşamın düzenlenmesinde ve denetlenmesinde önemli rol oynarlar. Nitelikleri bakımından genellikle tutucu olan gelenekler aile , hukuk, din ve politika gibi toplumsal kurumlar üzerinde etkilidirler; bilim ve sanat, geleneklerin daha az etkisi altındadırlar. Bireyin bağlı bulunduğu grubun yada toplumun geleneklerine karşı çıkması, bu karşı çıkışın derecesine göre bireyin toplulukça afarozundan saldırıya uğramasına, hor görülmesinden alaya alınmasına kadar genişleyen tepki türlerinde biçimlenir. Geleneklerin tıpkı örfler gibi yasalarla belirlenmiş türleri vardır. Yasa, geleneklere ve onlara aykırı davranışlar için verilecek olan cezaları bir ölçüye sokmaya çalışır. Gelenekler, genellikle yasalardan çok daha geniş bir alanı yönetirler. Gelenek Nedir

Gelenek , bir toplumda, bir toplulukta çok eskilerden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan ltürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar.

Gelenek kavramına sosyal bilimlerin farklı alt disiplinlerinin yaklaşımları ile geleneksel toplumların yükledikleri anlamlar arasında hem benzerlikler hem de farklılıklar bulunur. Sosyal bilimler geleneğe toplumların yaşadıkları coğrafya, iklim vb. gibi dışsal koşullara uyum sağlamak amacıyla türetilmiş, beşeri kaynaklı "inşa"lar, "icat"lar olarak bakarken geleneksel toplumlar kendi geleneklerinin kaynağını "mit"sel atalar, kahramanlar ve Tanrı gibi kutsal da görürler. Sosyal bilimlerde daha fenomenolojik bir yaklaşımla gelenekleri salt işlevsel özellikleri yönüyle görüp kökenlerini bu işleve bağlayan açıklamaların yanı sıra, gelenekleri belirli bir anlam bütünlüğünü yansıtan fenomenler olarak değerlendiren yazarlar da vardır. Her ne kadar bu yazarlar da geleneğin kaynağını kutsalda görmemekteyseler de onun sadece işlevsel boyutuna indirgenemeyeceğini iddia etmişlerdir. (bkz. Claude Levi Strauss)Özellikle Avrupa'da aydınlanma çağı sonunda gelişen Tarih anlayışı ve Tarihselcilik perspektifi geçmişe ilişkin (ve günümüzdeki de) her düşünce, anlayış (konsept) ve tavrın kaynağını dönemin diğer olgularının bütünselliği içinde aramak yönünde bir eğilimin gelişmesine yol açmıştır. Aydınlanmanın kaynağı evrimci görüşe kadar giden ilerlemeci tarih perspektifini de geçerli kılan bu perspektif sosyal bilimlerde hakim görüş olarak varlığını sürdürmektedir.

Gelenek üç bağlamda ele alınabilir.
İlki geçmiş yaşam biçimlerinin içinde yaşanılan ana taşıdıkları maddi ve manevi değerler bütünüdür. Bu sosyolojik anlamda en fazla rağbet gören izahtır. Beşeri düzlemde toplumu tüm dinamikleri ile inşa eden güçtür.

İkincisi ise geleneğin özünü teşkil ettiği ifade edilen kutsalla olan ilişkiden dolayı geleneğin zengin ve kutsal değerler içeren köklü yanıdır ki, bu anlamda gelenek ilkinden farklı olarak hem fenomenolojik hem de ilahi bir yön taşır. bu sosyolojik ve beşeri anlamından çok daha farklıdır.

Üçüncüsü ise geleneğin postmodernist yaklaşımlarla ele alınmasından kaynaklanan aletsel, işlevsel yani kullanıma açık madde yönüdür. Bu anlamıyla gelenek bir anlamlar birikimidir (deposodur). Kendisinden her bakımdan yararlanmaya açık bir hinterlandtır. bahsettiğimiz yönü geleneğin dışsal-formel yönüdür ki sanat ve edebiyata tesir eden bir başka yön de budur.Geleneklerin Önemi

Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi,
töre ve davranışlar.

Gerçek ya da hayali bir geçmişle olan sürekliliğin önemini ima ederken, belirli eylem normlarını kutsa­yan ve öğreten pratik veya uygulamalar bütünü. Bir topluluğun, mevcut toplumsal yapısı­nı ve değer sistemini çok büyük sarsıntılar yaşamadan koruyup devam ettirmek amacıy­la, kendinden önceki kuşaklardan devraldığı, belli bir dönüşüme uğratarak sonraki nesille­re aktardığı, başta inançlar, düşünüşler ve kurumlar olmak üzere, her tür sosyal pratik.

Bu çerçeve içinde, bir toplumun gelenek­leriyle ilgili olanı; geleneğe eski alışkanlık­lara dayanan şeyi; modern dünyaya değil de, kadim dünyaya ait olanı tanımlamak için geleneksel nitelemesi kullanılır. Buna göre, kentli, kapitalist, modern endüstri top­lumunun tam zıddı olan toplum türüne gele­neksel toplum adı verilmektedir. Bir toplu­mun aktüel varoluşunun temelinde olduğu kadar, geleceğinin inşasında da hareket noktası kabul edilen geçmiş yaşantı, tecrübe ve alışkanlıkların meydana getirdiği norma­tif unsurlara geleneksel değer denmektedir. Öte yandan, iktidarın meşruiyetinin, elde ediliş tarzı ve değişiminin geçmişteki uygu­lamalara bağlı kılındığı otorite tarzı geleneksel otorite diye tanımlanır.

Yine aynı anlam içinde sözgelimi eğitimde, program, yöntem, ölçme, öğrenci-öğretmen ilişkileri açısından çağdaş eğitime ters düşen, öğren­cinin değil de öğretmenin etkin olduğu eği­tim anlayışı geleneksel eğitim olarak tanım­lanır.

Bir nesnenin, özellikle de canlı bir yaratığın, bir organizmanın belli bir ortamdaki hareket tarzı, canlıların çeşitli durum ve ortamlardaki tepkileri, bireyin için­de bulunduğu doğal ya da toplumsal ortamın uyaranlarına tepki gösterme ya da yanıt verme biçimi için kullanılan genel terim.Ezoterizmde Gelenek

Ezoterizm alanında gelenek, "geçmişte insanlığa çeşitli yollar ve irtibatlarla verilmiş, dinsel, ezoterik, okült, mitolojik ve folklorik (masal, dans vs.) biçimlere bürünerek, sözlü ve yazılı halde, günümüze dek aktarılagelmiş hakiki (hakikatlere ait) bilgiler bütünü" olarak tanımlanır. Dolayısıyla, bu kapsamlı anlamıyla gelenek, ezoterizmde örf, adet, anane ile veya mitoloji ile eş anlamlı sayılmamakta, fakat bunlarda bulunan derin bilgileri de içermektedir.

Terimi bu anlamda kullanan yazarlardan en tanınmışı ezoterizm üzerine birçok yapıtı bulunan René Guénon'dur. Gelenekçiliğin öncülerinden biri olarak kabul edilir.Edebiyat ve Gelenek

Gelenek, bir toplumda çok eskilerden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa aktarılan, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlardır. Gelenek, genel olarak üç bağlamda ele alınabilir. İlki geçmiş yaşam biçimlerinin içinde yaşanılan ana taşıdıkları maddî ve manevî değerler bütünüdür, ikincisi ise geleneğin özünü teşkil ettiği ifade edilen kutsalla olan ilgiden dolayı geleneğin zengin ve kutsi değerler ihtiva eden köklü yanıdır. Üçüncüsü ise, geleneğin kendinden her türlü istifadeye açık olan anlamlar rezervi yönüdür. Sanat ve edebiyata da bu yön etki etmektedir.

Gelenek, yazılı metin hâline getirilmiş, etkileyici eserlerin intikaliyle ilgilidir. Geleneğin gelenek hâline nasıl geldiği konusu üzerinde pek çok tartışma yapılmıştır. Sosyal bilimcilerin bu tartışma sonucunda geleneğin gelenek hâlini alabilmesi için en az üç kuşağın geçmesi gerektiğini söyledikleri silinmektedir. Bu kuşakların yaşadıkları sürenin uzunluğu ve kısalığı konumuzla direkt alakalı değildir. İnsanlar, birikimlerini, hayatlarında değer verdikleri, kendileri için önemli unsurları gelecek kuşaklara aktarmak istemişlerdir sürekli, insan topluluklarının böyle bir yol izlemesi doğal olarak bazı unsurların insan için anlamının farklı olması sonucunu doğurmuştur. İşte gelenek de böyle bir birikmenin, anlamlı bir yığılmanın sonucudur. Geleneğe sadece bu özelliği dolayısıyla "şimdideki geçmiş"tir diyebiliriz. Şimdiyi yaşayan insanoğlu, şimdinin içine bakarak geçmişi, geçmişten belli unsurların yardımıyla birikerek geleceğe ulaşan anlam bölümlerini görebilir.

Geleneğin klasik tanımında da belirtildiği gibi "insan eylemlerinin düşünce ve muhayyile aracılığıyla yaratılmış olan ve bir kuşaktan diğerine intikâl eden şey"lerin bütünüdür. Edebiyat alanında da doğal olarak birikmenin olduğunu söylemeliyiz. Metinlerin geçmiş metinlerle karşılıklı alış verişe tabi tutulduğu günümüz edebiyatlarında bile gelenek, metnin biriken anlam deposu olarak görülmektedir. Bu anlam deposunu örtük veya açık kullanan şair ve yazarların, geçmişe atıflar yaparak eserlerini ördüklerini söylemeliyiz. Özellikle gelenekle en sıkı fıkı olabilen şair, geleneğe kendince yaslanarak eserini kurabilmektedir.

Geleneğin tahrifi, bireyselliğin çiçeklenmesine yol açmıştır. Bireyselliğin ortaya çıkmasıyla birlikte, kolektif bir şuuraltı olan geleneğin gözden düşmesine, gelecek kuşaklara daha az coşkuyla aktarılmasına neden olmaktadır. Gelenekle irtibatını koparmaya çalışan modern insanın ilgisinin histerik bir biçimde "şimdi"yle ilgili olması da geleneğin dağılmayı engelleyici yönünü yavaş yavaş yitirdiğini işaretlemektedir. Köksüzlüğün büyük bir erdem kabul edildiği, yeniliğin baş döndüren bütün yönlerini değerli kabul edenlerin edebiyatla olan ilgileri de sınırlı kalacaktır.

Edebî eserler de "geçmiş"le bir şekilde irtibat kurmak zorundadır. Yönünü geleceğe doğru çizmiş bir edebiyatın geçmişten neler alabileceği şaşırtıcı bir konudur. Geçmiş, donuk, saf, temiz bir durumda yer almaz. Geçmişle ilişkiye geçen bir şair, onda kendine has bir araştırma alanı açar. Bu alandan kalkarak da eserinde geleneği temsil ettiğini inandığı olaylara, sözlere telmihte bulunur.Türkiye'nin Gelenek ve Görenekleri Nelerdir

Kurban Gelenek ve Görenekleri

1-Vatani görevini yapıp evladı gelince, babası tarafından kurban kesilir
2-Yeni ev yapılırken temel atıldıktan sonra kurban kesilir
3-Herhangi bir dileğin kabul olması için adak adanır ve kurban kesilir
4-Yağmur duasında ziyaret yerlerine gidilince kubanlar kesilir, dualar edilir
5-Cemlerimizde ibadet sonrası kurbanlar kesilir, lokmalar dağıtılır
6-Kurban bayramlarında normal olarak kurban kesilir.Düğün Gelenek ve Görenekleri

1-Allahın emri ile kız tarafına dünür gidilir
2-Kahve içmenin ardından söz yüzükleri takılır Ne alınıp ne alınmayacağı konuşulur
3-Belli bir süre sonra nişanlık olarak gün yapılır
4-Düğün öncesinden dünürler “DÜZGÜN” diye tabir edilen günde, gelinle ve damata ev kurabilmeleri için eşyalar alınır
5-Düğün başlarken delikanlılar selavatlar eşliğinde bayrak dikme töreni yaparlar
“Türk Bayrağı, uzun bir sopa ucuna takılış kuru soğana ‘yüzellik’ (nazardan koruyucu) tutturularak süslenir ve dikilir”
6-Damadın yanına “SAĞDIÇ”(Bayraktar) tutulur Genellikle mehel (uygun) gördüğü akrabası seçilir Sağdıçlık yapacak kişi genç ve bekar olmalıdır
7-Damat ve Sağdıça düğün esnasında “AL-YEŞİL” ipekten örtü çapraz olarak bağlanır (AL=Hz Hüseyin’i, YEŞİL=Hz Hasan’ı temsil eder)
8-Eskiden köy düğünlerinde cirit oyunları, at yarışları, güreşler düzenlenir düğüne ayrı bir hava katardı
9-Uzak köylerden gelen akrabalar-misafirler ağırlanır, evden eve gezerler Düğüne ilk gelirken silahla havaya kurşun sıkarak geldiğini haber verir, bunu gören davul ve zurnacı karşılamaya gider, düğün evine misafiri getirir ve karşılığındada bahşişle ödüllendirilirler
10-Eskiden düğün evine damatlık odunu elenği vardı Düğün evine ilk odunu getiren kişi öldüllendirilirdi
11-Eskiden köyden köye kız vermelerde, köy çıkışında köyün delikanlıları tarafından temsili yol kesilir, eğlence için bahşiş ve koç istenirdi
12-Düğünlerde halay çeken gençlere akrabaları tarafından “EBEDE” çevrilirdi (EBEDE: Çatak uçlu bir dal parçasının uçlarına elma, sigara, para, bisküvi vb yiyeceklerle süslenip üstüne örtü örtülmüş hediye)
13-Her düğünde damatlar selavatlar eşliğinde yıkanmaya ***ürülür Yine selavatlar eşiliğinde sağdıçın evine getirilir.Askerlik Gelenek ve Görenekleri

Askerlik çağına gelen gençler, son günlerini komşu ve akraba ziyaretlerinde bulunarak geçirirler Son akşam Kuran okutulur yemek ikram edilir İsteyenler gençleri toplayarak eğlence düzenlerler Askere gidecek gencin cebine yolluk konulur Bu eski bir adettir Davul zurnalar eşliğinde ve konvoyla gençler otobüs terminaline götürülür Orada otobüse binene kadar asker arkadaşlarının kucağında taşınır Bindiği otobüse orada tur attırılarak peygamber ocağına gönderilirler.Bayramlarla İlgili Gelenek ve Göreneklerimiz

Arife gününe et pazarı adı verilir O gün insanlar çarşıdan bayramlık ihtiyaçlarını temin ederler İkindi namazından sonra mezarlık ziyaret edilir ve Kuran okunur Sonra bayram için hazırlıklar başlar Bayram yerleri temizlenir, bayramlık et vs alınır Bayram namazından sonra caminin önünde bütün köyün erkekleri bayramlaşır Köylü öğlene doğru toplanırlar, bayram komşu köydeyse oraya gidilir Kendi köyümüzde ise komşu köyleri karşılamaya hazırlanılır.

Benzer Konular

10 Kasım 2013 / Misafir Sosyoloji
17 Mayıs 2014 / Misafir Cevaplanmış
24 Kasım 2010 / Ziyaretçi Soru-Cevap
24 Kasım 2012 / Misafir Soru-Cevap
8 Mart 2014 / çok acil !! Soru-Cevap