Arama

Vesvese nedir, nasıl kurtulabilirim?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 4 Şubat 2012 Gösterim: 2.955 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Şubat 2012       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
merhabalar...yaşım 22 üniversite mezunuyum ama gelin görün ki birkaç senedir vesvese hastalığına yakalandım bu bağlamda birkaç sorum olacak...
1-Kasıtlı olmayarak abdest sırasında bir uzvumu yıkamamış olma ya da eksik sayıda (1 ya da 2 kere yapma mest verme vs gibi) düşüncesi sarsa ve abdestime devam etsem o abdest geçerli olur mu?
2- 1 numaralı soruya ek olarak abdest tamamlandıktan sonra o eksik veya yapmadığımı düşündüğüm yerleri abdest sonunda yıkasam olur mu bunu bir yerde duymuştum ama bana saçma gelmişti belki de olabilir
3-her uzvumu 1 kere yıkayarak da gusül veya namaz abdesti alsam geçerli olur mu?
4-mesela sol kolumu dirseklere kadar yıkarken aklıma hemen acaba sağ kolumu 2 kere mi yıkadım ya da atladım mı şüphesi geliyor bazen başa dönüyor bazen de abdeste devam ediyor,bitiriyor ve 2.kez abdest almaya başlıyorum en doğru hareket nedir islamda bu durumda?aynı şey enseme mest veririken acaba başıma mest verdim mi şeklinde de bazen olabiliyor
5-Abdest alırken bazen yellenme hissi uyanıyor bende ayağımı yıkarken en çok oluyor bu sorun eğilirken ya da musluğa uzatırken devam etmeli miyim yoksa en başa mı dönmeliyim?
6-gusül abdesti sonrası kurulanırken zevk suyu geldiğini görüyorum genellikle abdestim bozulmuş oluyor mu?yoksa sadece namaz abdesti mi almalıyım???
7- 6 numaralı duruma bağlı olarak bazen hafta sonları bir arkadaşımın cafesinde part time çalışıyorum 20 tl-30 tl gibi para alıyorum diyeceksiniz ki ne alaka 6 numaralı soru ile eğer abdest sonunda zevk suyu gelmişse ve aldığım abdest geçersiz olmuş ise ve hatta namaz abdesti almam gerekiyorsa ve ben almazsam o günkü elde ettiğim gelir bana Haram olur mu? (bu sorunun cevabı benim için çok önemli helale harama önem veren biriyim) tabi bu srounun değişik bir versiyonu olarak hani olmaz ya gusül veya abdesti almak gerektiği halde almayıp günlük gelir elde etsen bu haram olur mu?
8-bazen gece rüyalar görüyoruz her genç gibi ama sabahleyin boşalma olmadığını farkediyorum ama idrarımı yaparken sanki çok dolgun çıktığını düşünüyorum acaba o malum sıvı idrarla çıkıyor olabilir mi?gusül almalı mıyım bu durumda?farkında olmadan ya da idrarımızla çıkan meni den dolayı gusül almalı mıyız?


bu yaşta bu tip sorunlarla karşı karşıyayım sudan çıkmış balığa döndüm desem yeridir inanın bana bu sıkıntılarımdan bir an önce kurtulmam için bana yol gösterir misiniz?

yukardaki sorduğum sorulara islami kaynaklara dayanaraktan vereceğiniz cevaplar beni ziyadesiyle mutlu ve daha huzurlu edecektir

bu genç yaşımda bunlardan kurtulamazsam ilerde daha kötü şeyler olur korkusunu şimdiden hissetmeye başladım...

şimdiden teşekkür ederim,en kısa sürede sorularımın cevaplarını almayı diliyorum... (mail yolu ile geri dönerseniz çok memnun olurum
EN İYİ CEVABI Efulim verdi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

merhabalar...yaşım 22 üniversite mezunuyum ama gelin görün ki birkaç senedir vesvese hastalığına yakalandım bu bağlamda birkaç sorum olacak...
1-Kasıtlı olmayarak abdest sırasında bir uzvumu yıkamamış olma ya da eksik sayıda (1 ya da 2 kere yapma mest verme vs gibi) düşüncesi sarsa ve abdestime devam etsem o abdest geçerli olur mu?

Sponsorlu Bağlantılar
2- 1 numaralı soruya ek olarak abdest tamamlandıktan sonra o eksik veya yapmadığımı düşündüğüm yerleri abdest sonunda yıkasam olur mu bunu bir yerde duymuştum ama bana saçma gelmişti belki de olabilir
3-her uzvumu 1 kere yıkayarak da gusül veya namaz abdesti alsam geçerli olur mu?
4-mesela sol kolumu dirseklere kadar yıkarken aklıma hemen acaba sağ kolumu 2 kere mi yıkadım ya da atladım mı şüphesi geliyor bazen başa dönüyor bazen de abdeste devam ediyor,bitiriyor ve 2.kez abdest almaya başlıyorum en doğru hareket nedir islamda bu durumda?aynı şey enseme mest veririken acaba başıma mest verdim mi şeklinde de bazen olabiliyor
5-Abdest alırken bazen yellenme hissi uyanıyor bende ayağımı yıkarken en çok oluyor bu sorun eğilirken ya da musluğa uzatırken devam etmeli miyim yoksa en başa mı dönmeliyim?
6-gusül abdesti sonrası kurulanırken zevk suyu geldiğini görüyorum genellikle abdestim bozulmuş oluyor mu?yoksa sadece namaz abdesti mi almalıyım???
7- 6 numaralı duruma bağlı olarak bazen hafta sonları bir arkadaşımın cafesinde part time çalışıyorum 20 tl-30 tl gibi para alıyorum diyeceksiniz ki ne alaka 6 numaralı soru ile eğer abdest sonunda zevk suyu gelmişse ve aldığım abdest geçersiz olmuş ise ve hatta namaz abdesti almam gerekiyorsa ve ben almazsam o günkü elde ettiğim gelir bana Haram olur mu? (bu sorunun cevabı benim için çok önemli helale harama önem veren biriyim) tabi bu srounun değişik bir versiyonu olarak hani olmaz ya gusül veya abdesti almak gerektiği halde almayıp günlük gelir elde etsen bu haram olur mu?
8-bazen gece rüyalar görüyoruz her genç gibi ama sabahleyin boşalma olmadığını farkediyorum ama idrarımı yaparken sanki çok dolgun çıktığını düşünüyorum acaba o malum sıvı idrarla çıkıyor olabilir mi?gusül almalı mıyım bu durumda?farkında olmadan ya da idrarımızla çıkan meni den dolayı gusül almalı mıyız?


bu yaşta bu tip sorunlarla karşı karşıyayım sudan çıkmış balığa döndüm desem yeridir inanın bana bu sıkıntılarımdan bir an önce kurtulmam için bana yol gösterir misiniz?

Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı


yukardaki sorduğum sorulara islami kaynaklara dayanaraktan vereceğiniz cevaplar beni ziyadesiyle mutlu ve daha huzurlu edecektir

bu genç yaşımda bunlardan kurtulamazsam ilerde daha kötü şeyler olur korkusunu şimdiden hissetmeye başladım...

şimdiden teşekkür ederim,en kısa sürede sorularımın cevaplarını almayı diliyorum... (mail yolu ile geri dönerseniz çok memnun olurum


Vesvese nedir, nasıl baş edilir?

İnsanın iradesi olmadan içinde uyanan olumsuz duygu ve düşüncelerdir.

Gerçek mahiyeti olmayan ve sanal kuruntu, fikir ve şüpheler olan vesveselerin kaynağı şeytandır. Kur’ân-ı Kerîm’de Şeytan, “insanların gönüllerine vesvese veren sinsi vesvese verici” olarak nitelendirilir. Şeytan, insandaki istekler, arzular, iştahlar, tutkular gibi unsurları kullanarak kişiyi etkilemeye çalışmaktadır.

Şeytanın insan üzerinde hâkimiyeti yoktur. İnsan imanı ve takvası sayesinde vesveselere karşı dayanır ve şeytanın telkinatlarına uymaz. Kur’ân-ı Kerîm’de bu konuda şöyle denilmektedir:
Takvaya erenler Allah karşısında hassas bir sorumluluk duygusuna sahip olanlar Şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca, Allah’ı anarlar ve hemen gerçeği görürler” (A’râf, 201).
Vesvese, kişide irade dışı oluşur ve bu kaçınılmaz bir durumdur. Vesvese fiiliyata dönüştürülmediği sürece kişi sorumlu tutulmaz. Vesveseleri yenmenin en iyi ilacı onun hakkında bilgi sahibi olmaktır. Onun sanal bir duygu ve fikir olduğunu anlayan kişi ondan fazla korkmaz ve onunla mücadele edebilir. İnsanın en büyük düşmanı olan şeytandan gelen vesveselerle baş etmenin en iyi yolu vesveseleri şeytandan bilmek ve istiaze yaparak Allah’a sığınmaktır. Bu konuda Üstad
Bediüzzaman fazla söze hacet bırakmayacak altın tespitler yapmıştır. İşte Üstad’tan vesvese ile ilgili tavsiyeler:
“Ey maraz-ı vesvese ile mübtelâ! Biliyor musun vesvesen neye benzer? Musîbete benzer; ehemmiyet verdikçe şişer, ehemmiyet vermezsen söner. Ona büyük nazarıyla baksan büyür; küçük görsen, küçülür. Korksan ağırlaşır, hasta eder; havf etmezsen hafif olur, mahfî kalır. Mahiyetini bilmezsen devam eder, yerleşir; mahiyetini bilsen, onu tanısan, gider. Şu vesvese öyle bir şeydir ki, cehil onu dâvet eder, ilim onu tard eder; tanımazsan gelir, tanısan gider.

Şeytan, evvelâ şüpheyi kalbe atar. Eğer kalb kabul etmezse, şüpheden şetm’e döner. Hayale karşı şetme benzer bâzı pis hâtıraları ve münâfi-i edeb çirkin halleri tasvir eder. Kalbe “Eyvah!” dedirtir; ye’se düşürtür. Vesveseli adam zanneder ki, kalbi Rabbine karşı sû-i edebde bulunuyor. Müthiş bir halecan ve heyecan hisseder. Bundan kurtulmak için huzurdan kaçar, gaflete dalmak ister. Bu yaranın merhemi budur:

Bak, ey bîçare vesveseli adam! Telaş etme. Çünkü, senin hatırına gelen, şetm değil, belki tahayyüldür. Tahayyül-ü küfür, küfür olmadığı gibi, tahayyül-ü şetm dahi, şetm değildir. Zîrâ, mantıkça, tahayyül hüküm değildir. Şetm ise hükümdür.
Hem bununla beraber, o çirkin sözler, senin kalbin sözleri değil. Çünkü, senin kalbin, ondan müteessir ve müteessiftir. Belki, kalbe yakın olan lümme-i şeytânîden geliyor. Vesvesenin zararı, tevehhüm-ü zarardır; yani onu zararlı tevehhüm etmekle, kalben mutazarrır olmaktır. Çünkü, hükümsüz bir tahayyülü hakikat tevehhüm eder. Hem şeytanın işini kendi kalbine mal eder; onun sözünü, ondan zanneder. Zarar anlar, zarara düşer. Zâten şeytanın da istediği odur…”

Kaynak

Suâl: Abdestte, namazda, temizlikte ve niyette vesvese ediyorum. Kurtuluş çâresi nedir?

Cevap:
Vesvese, zararlı olan şüphe, kuruntu demektir. Hadîs-i şerîfte, (Vesvese şeytandandır. Abdest alırken, guslederken ve necâset temizlerken, şeytanın vesvesesinden sakınınız!) buyuruldu. (Tirmizî)

Vesvese etmek günâhtır. Vesvese eden imâmın arkasında namaz kılmak mekrûhtur. Vesvese, suyu isrâf etmeye sebep olur. İsrâf ise harâmdır. Vesvese, namazı geciktirmeye, cemâ'ati, hattâ namaz vaktini kaçırmaya sebep olur. Vakti, ömrü zâyi etmeye sebep olur. Başkalarının elbisesinin, yemeğinin necis olmasından şüphe eder ki, müslümanlara sû-i zan harâmdır. Kendini ihtiyâtlı sanıp, kibirli olur.

Abdestin, tahâretin ve namazın şartlarını, sünnetlerini, mekrûhlarını bilmeyen, vesvese hastalığına yakalanır. Bunları bilip, yerine getirince, şüpheye düşmemeli, iyi ve tamam yaptığına inanmalıdır! Böyle inanmak ihtiyât olur. Şüpheye düşmek vesvese olur. Vesvese sâhibi, ruhsat ile amel etmelidir! Kalbi, kötü ahlâktan temizlemekte, kul haklarını gözetmekte ve harâmlardan sakınmakta, vesvese olmaz. Vera' ve takvâ olur. (Hadîka, Berîka)

Bilen Vesvese Etmez

Vesveseden kurtuluş çâresi, hangi mes'elede vesvese ediliyorsa dinimizin o konudaki hükmünü iyi bilmektir. İyi bilen vesvese etmez. Her müslüman, harâmlardan, şüpheli şeylerden, hattâ mubâhların fazlasından da kaçmalıdır! Buna azîmetle hareket etmek denir. Günâh olmıyan, câiz olan işleri yapmaya, ruhsatla hareket etmek denir. İhtiyâç olmadıkça, ruhsatla amel etmemelidir! Azîmetleri yâni güç gelen işleri yapamıyanın, ruhsâtla yâni kolay olan, izin verilen işi yapması, azîmeti yapmak gibi sevâb olur. İmâm-ı Rabbânî hazretleri, (Gerektiğinde en kolay fetvâya uymalıdır. Allahü teâlâ, insanlara güç gelen şeyleri değil, kolay olanların yapılmasını istiyor. Çünkü insan zayıf, dayanıksız yaratılmıştır.) buyuruyor.

İmâm-ı Şa'rânî hazretleri buyurdu ki: İhtiyâç hâlinde ruhsatla amel etmelidir! Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Allahın verdiği kolaylıklardan, ruhsatlardan istifâde edin!) [Buhârî]

(Ruhsatlardan istifâde etmiyen, Arafat dağı kadar günâh işlemiş olur.) [Taberânî]

(Allahü teâlâ, azîmetle hareket edilmesini sevdiği gibi, ruhsatla da amel edilmesini sever.) [Beyhekî]

(Bir zaman gelecek, insanlar temizlikte fazla titiz hareket edecek, [vesveseye düşerek] dinde haddi aşacaklardır.) [Ebû Dâvüd]

Şeytan namazı kıldırmak istemez. Namaz kılana da "Madem namaz kılıyorsun, güzel abdest al, doğru namaz kıl, kuru yer kalmasın, iyi yıka, namazın olmadı, yeni baştan kıl!" gibi vesveseler verip sıkıntıya sokar. İbâdetler mekrûh olmakla kalmaz, rûhî bunalıma yol açar.

Dinimiz, kolaylıklar, ruhsatlar dinidir. Meselâ, abdest aldığını bilip sonra bozulduğunda şüphe edenin abdesti var demektir. Abdest aldıktan sonra, kuru yer kalmıştır zannıyla yeniden abdest almak îcâb etmez. Tekrar abdest alması mekrûh olur. Abdest aldıktan sonra, iç çamışırında yaşlık görüp, idrâr mı, su mu diye şüphe eden, abdestten önce çamaşırına su serpmelidir! Sonra orada bir yaşlık gördüğü zaman "Bu benim serptiğim su" demelidir. Hattâ o yaşlık idrâr bile olsa, onun idrâr olduğu kesin olarak bilinmediği için yıkamak gerekmez.

Yaş ayakla necis yerde yürünse, yer kuru ise ayaklar necis olmaz. Elbisenin veya vücûdunun bir yerine necâset bulaşsa, burayı bulamayıp, zannettiği yeri yıkasa, necâseti temizlemiş kabûl edilir. Hattâ namazdan sonra necâsetli yer meydana çıksa, bir kavle göre kıldığı namazı iâde etmesi lâzım gelmez. Vesveseliler, bu hükümle amel edip vesveseden kurtulmaya çalışmalıdır.

Şüphe Etmemek Lâzım
Abdestten sonra, "Acaba başımı mesh ettim mi?" veya "Abdestim var mı?" diye şüphe etmek, namaz kıldıktan sonra "Elbisem temiz mi idi?" veya "İftitâh tekbîrini almış mıydım?" gibi şüpheler vâki olan kimse, yeniden abdest almaz, elbisesini yıkamaz, namazını iâde etmez.

İbâdetlerimizi eksik yapmakla, hâşâ Allahü teâlânın bir kaybı, fazla yapmakla da bir kazancı olmaz. Bunun için, dinin emrine uyularak noksan veya fazla yapılmış olsa mahzûru olmaz. Meselâ sabahın farzını kılarken (İki mi, bir mi kıldım?) diye şüphe eden, bir rek'at daha kılsa ve kıldığı üç rek'at olsa, namazı sahih olur. Fakat kasten üç kılsa namazı sahih olmaz. Bir kimse de dört kıldım zannıyla üç rek'at kılsa, kıldığı namaz sahîh olur. Cenâb-ı Hak, "Niçin yanlış zannettin?" demez. Gücümüzün yetmediği işleri bize emretmez.

Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
4 Şubat 2012       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

merhabalar...yaşım 22 üniversite mezunuyum ama gelin görün ki birkaç senedir vesvese hastalığına yakalandım bu bağlamda birkaç sorum olacak...
1-Kasıtlı olmayarak abdest sırasında bir uzvumu yıkamamış olma ya da eksik sayıda (1 ya da 2 kere yapma mest verme vs gibi) düşüncesi sarsa ve abdestime devam etsem o abdest geçerli olur mu?

Sponsorlu Bağlantılar
2- 1 numaralı soruya ek olarak abdest tamamlandıktan sonra o eksik veya yapmadığımı düşündüğüm yerleri abdest sonunda yıkasam olur mu bunu bir yerde duymuştum ama bana saçma gelmişti belki de olabilir
3-her uzvumu 1 kere yıkayarak da gusül veya namaz abdesti alsam geçerli olur mu?
4-mesela sol kolumu dirseklere kadar yıkarken aklıma hemen acaba sağ kolumu 2 kere mi yıkadım ya da atladım mı şüphesi geliyor bazen başa dönüyor bazen de abdeste devam ediyor,bitiriyor ve 2.kez abdest almaya başlıyorum en doğru hareket nedir islamda bu durumda?aynı şey enseme mest veririken acaba başıma mest verdim mi şeklinde de bazen olabiliyor
5-Abdest alırken bazen yellenme hissi uyanıyor bende ayağımı yıkarken en çok oluyor bu sorun eğilirken ya da musluğa uzatırken devam etmeli miyim yoksa en başa mı dönmeliyim?
6-gusül abdesti sonrası kurulanırken zevk suyu geldiğini görüyorum genellikle abdestim bozulmuş oluyor mu?yoksa sadece namaz abdesti mi almalıyım???
7- 6 numaralı duruma bağlı olarak bazen hafta sonları bir arkadaşımın cafesinde part time çalışıyorum 20 tl-30 tl gibi para alıyorum diyeceksiniz ki ne alaka 6 numaralı soru ile eğer abdest sonunda zevk suyu gelmişse ve aldığım abdest geçersiz olmuş ise ve hatta namaz abdesti almam gerekiyorsa ve ben almazsam o günkü elde ettiğim gelir bana Haram olur mu? (bu sorunun cevabı benim için çok önemli helale harama önem veren biriyim) tabi bu srounun değişik bir versiyonu olarak hani olmaz ya gusül veya abdesti almak gerektiği halde almayıp günlük gelir elde etsen bu haram olur mu?
8-bazen gece rüyalar görüyoruz her genç gibi ama sabahleyin boşalma olmadığını farkediyorum ama idrarımı yaparken sanki çok dolgun çıktığını düşünüyorum acaba o malum sıvı idrarla çıkıyor olabilir mi?gusül almalı mıyım bu durumda?farkında olmadan ya da idrarımızla çıkan meni den dolayı gusül almalı mıyız?


bu yaşta bu tip sorunlarla karşı karşıyayım sudan çıkmış balığa döndüm desem yeridir inanın bana bu sıkıntılarımdan bir an önce kurtulmam için bana yol gösterir misiniz?

Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı


yukardaki sorduğum sorulara islami kaynaklara dayanaraktan vereceğiniz cevaplar beni ziyadesiyle mutlu ve daha huzurlu edecektir

bu genç yaşımda bunlardan kurtulamazsam ilerde daha kötü şeyler olur korkusunu şimdiden hissetmeye başladım...

şimdiden teşekkür ederim,en kısa sürede sorularımın cevaplarını almayı diliyorum... (mail yolu ile geri dönerseniz çok memnun olurum


Vesvese nedir, nasıl baş edilir?

İnsanın iradesi olmadan içinde uyanan olumsuz duygu ve düşüncelerdir.

Gerçek mahiyeti olmayan ve sanal kuruntu, fikir ve şüpheler olan vesveselerin kaynağı şeytandır. Kur’ân-ı Kerîm’de Şeytan, “insanların gönüllerine vesvese veren sinsi vesvese verici” olarak nitelendirilir. Şeytan, insandaki istekler, arzular, iştahlar, tutkular gibi unsurları kullanarak kişiyi etkilemeye çalışmaktadır.

Şeytanın insan üzerinde hâkimiyeti yoktur. İnsan imanı ve takvası sayesinde vesveselere karşı dayanır ve şeytanın telkinatlarına uymaz. Kur’ân-ı Kerîm’de bu konuda şöyle denilmektedir:
Takvaya erenler Allah karşısında hassas bir sorumluluk duygusuna sahip olanlar Şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca, Allah’ı anarlar ve hemen gerçeği görürler” (A’râf, 201).
Vesvese, kişide irade dışı oluşur ve bu kaçınılmaz bir durumdur. Vesvese fiiliyata dönüştürülmediği sürece kişi sorumlu tutulmaz. Vesveseleri yenmenin en iyi ilacı onun hakkında bilgi sahibi olmaktır. Onun sanal bir duygu ve fikir olduğunu anlayan kişi ondan fazla korkmaz ve onunla mücadele edebilir. İnsanın en büyük düşmanı olan şeytandan gelen vesveselerle baş etmenin en iyi yolu vesveseleri şeytandan bilmek ve istiaze yaparak Allah’a sığınmaktır. Bu konuda Üstad
Bediüzzaman fazla söze hacet bırakmayacak altın tespitler yapmıştır. İşte Üstad’tan vesvese ile ilgili tavsiyeler:
“Ey maraz-ı vesvese ile mübtelâ! Biliyor musun vesvesen neye benzer? Musîbete benzer; ehemmiyet verdikçe şişer, ehemmiyet vermezsen söner. Ona büyük nazarıyla baksan büyür; küçük görsen, küçülür. Korksan ağırlaşır, hasta eder; havf etmezsen hafif olur, mahfî kalır. Mahiyetini bilmezsen devam eder, yerleşir; mahiyetini bilsen, onu tanısan, gider. Şu vesvese öyle bir şeydir ki, cehil onu dâvet eder, ilim onu tard eder; tanımazsan gelir, tanısan gider.

Şeytan, evvelâ şüpheyi kalbe atar. Eğer kalb kabul etmezse, şüpheden şetm’e döner. Hayale karşı şetme benzer bâzı pis hâtıraları ve münâfi-i edeb çirkin halleri tasvir eder. Kalbe “Eyvah!” dedirtir; ye’se düşürtür. Vesveseli adam zanneder ki, kalbi Rabbine karşı sû-i edebde bulunuyor. Müthiş bir halecan ve heyecan hisseder. Bundan kurtulmak için huzurdan kaçar, gaflete dalmak ister. Bu yaranın merhemi budur:

Bak, ey bîçare vesveseli adam! Telaş etme. Çünkü, senin hatırına gelen, şetm değil, belki tahayyüldür. Tahayyül-ü küfür, küfür olmadığı gibi, tahayyül-ü şetm dahi, şetm değildir. Zîrâ, mantıkça, tahayyül hüküm değildir. Şetm ise hükümdür.
Hem bununla beraber, o çirkin sözler, senin kalbin sözleri değil. Çünkü, senin kalbin, ondan müteessir ve müteessiftir. Belki, kalbe yakın olan lümme-i şeytânîden geliyor. Vesvesenin zararı, tevehhüm-ü zarardır; yani onu zararlı tevehhüm etmekle, kalben mutazarrır olmaktır. Çünkü, hükümsüz bir tahayyülü hakikat tevehhüm eder. Hem şeytanın işini kendi kalbine mal eder; onun sözünü, ondan zanneder. Zarar anlar, zarara düşer. Zâten şeytanın da istediği odur…”

Kaynak

Suâl: Abdestte, namazda, temizlikte ve niyette vesvese ediyorum. Kurtuluş çâresi nedir?

Cevap:
Vesvese, zararlı olan şüphe, kuruntu demektir. Hadîs-i şerîfte, (Vesvese şeytandandır. Abdest alırken, guslederken ve necâset temizlerken, şeytanın vesvesesinden sakınınız!) buyuruldu. (Tirmizî)

Vesvese etmek günâhtır. Vesvese eden imâmın arkasında namaz kılmak mekrûhtur. Vesvese, suyu isrâf etmeye sebep olur. İsrâf ise harâmdır. Vesvese, namazı geciktirmeye, cemâ'ati, hattâ namaz vaktini kaçırmaya sebep olur. Vakti, ömrü zâyi etmeye sebep olur. Başkalarının elbisesinin, yemeğinin necis olmasından şüphe eder ki, müslümanlara sû-i zan harâmdır. Kendini ihtiyâtlı sanıp, kibirli olur.

Abdestin, tahâretin ve namazın şartlarını, sünnetlerini, mekrûhlarını bilmeyen, vesvese hastalığına yakalanır. Bunları bilip, yerine getirince, şüpheye düşmemeli, iyi ve tamam yaptığına inanmalıdır! Böyle inanmak ihtiyât olur. Şüpheye düşmek vesvese olur. Vesvese sâhibi, ruhsat ile amel etmelidir! Kalbi, kötü ahlâktan temizlemekte, kul haklarını gözetmekte ve harâmlardan sakınmakta, vesvese olmaz. Vera' ve takvâ olur. (Hadîka, Berîka)

Bilen Vesvese Etmez

Vesveseden kurtuluş çâresi, hangi mes'elede vesvese ediliyorsa dinimizin o konudaki hükmünü iyi bilmektir. İyi bilen vesvese etmez. Her müslüman, harâmlardan, şüpheli şeylerden, hattâ mubâhların fazlasından da kaçmalıdır! Buna azîmetle hareket etmek denir. Günâh olmıyan, câiz olan işleri yapmaya, ruhsatla hareket etmek denir. İhtiyâç olmadıkça, ruhsatla amel etmemelidir! Azîmetleri yâni güç gelen işleri yapamıyanın, ruhsâtla yâni kolay olan, izin verilen işi yapması, azîmeti yapmak gibi sevâb olur. İmâm-ı Rabbânî hazretleri, (Gerektiğinde en kolay fetvâya uymalıdır. Allahü teâlâ, insanlara güç gelen şeyleri değil, kolay olanların yapılmasını istiyor. Çünkü insan zayıf, dayanıksız yaratılmıştır.) buyuruyor.

İmâm-ı Şa'rânî hazretleri buyurdu ki: İhtiyâç hâlinde ruhsatla amel etmelidir! Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Allahın verdiği kolaylıklardan, ruhsatlardan istifâde edin!) [Buhârî]

(Ruhsatlardan istifâde etmiyen, Arafat dağı kadar günâh işlemiş olur.) [Taberânî]

(Allahü teâlâ, azîmetle hareket edilmesini sevdiği gibi, ruhsatla da amel edilmesini sever.) [Beyhekî]

(Bir zaman gelecek, insanlar temizlikte fazla titiz hareket edecek, [vesveseye düşerek] dinde haddi aşacaklardır.) [Ebû Dâvüd]

Şeytan namazı kıldırmak istemez. Namaz kılana da "Madem namaz kılıyorsun, güzel abdest al, doğru namaz kıl, kuru yer kalmasın, iyi yıka, namazın olmadı, yeni baştan kıl!" gibi vesveseler verip sıkıntıya sokar. İbâdetler mekrûh olmakla kalmaz, rûhî bunalıma yol açar.

Dinimiz, kolaylıklar, ruhsatlar dinidir. Meselâ, abdest aldığını bilip sonra bozulduğunda şüphe edenin abdesti var demektir. Abdest aldıktan sonra, kuru yer kalmıştır zannıyla yeniden abdest almak îcâb etmez. Tekrar abdest alması mekrûh olur. Abdest aldıktan sonra, iç çamışırında yaşlık görüp, idrâr mı, su mu diye şüphe eden, abdestten önce çamaşırına su serpmelidir! Sonra orada bir yaşlık gördüğü zaman "Bu benim serptiğim su" demelidir. Hattâ o yaşlık idrâr bile olsa, onun idrâr olduğu kesin olarak bilinmediği için yıkamak gerekmez.

Yaş ayakla necis yerde yürünse, yer kuru ise ayaklar necis olmaz. Elbisenin veya vücûdunun bir yerine necâset bulaşsa, burayı bulamayıp, zannettiği yeri yıkasa, necâseti temizlemiş kabûl edilir. Hattâ namazdan sonra necâsetli yer meydana çıksa, bir kavle göre kıldığı namazı iâde etmesi lâzım gelmez. Vesveseliler, bu hükümle amel edip vesveseden kurtulmaya çalışmalıdır.

Şüphe Etmemek Lâzım
Abdestten sonra, "Acaba başımı mesh ettim mi?" veya "Abdestim var mı?" diye şüphe etmek, namaz kıldıktan sonra "Elbisem temiz mi idi?" veya "İftitâh tekbîrini almış mıydım?" gibi şüpheler vâki olan kimse, yeniden abdest almaz, elbisesini yıkamaz, namazını iâde etmez.

İbâdetlerimizi eksik yapmakla, hâşâ Allahü teâlânın bir kaybı, fazla yapmakla da bir kazancı olmaz. Bunun için, dinin emrine uyularak noksan veya fazla yapılmış olsa mahzûru olmaz. Meselâ sabahın farzını kılarken (İki mi, bir mi kıldım?) diye şüphe eden, bir rek'at daha kılsa ve kıldığı üç rek'at olsa, namazı sahih olur. Fakat kasten üç kılsa namazı sahih olmaz. Bir kimse de dört kıldım zannıyla üç rek'at kılsa, kıldığı namaz sahîh olur. Cenâb-ı Hak, "Niçin yanlış zannettin?" demez. Gücümüzün yetmediği işleri bize emretmez.

Sen sadece aynasin...

Benzer Konular

1 Eylül 2009 / Misafir Soru-Cevap
24 Nisan 2012 / Misafir Soru-Cevap
7 Haziran 2013 / MaRCeLLCaT X-Sözlük