Arama

Hac ibadeti ile ilgili bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 29 Ocak 2016 Gösterim: 2.027 Cevap: 3
ceyhun - avatarı
ceyhun
Ziyaretçi
13 Kasım 2012       Mesaj #1
ceyhun - avatarı
Ziyaretçi
hac ibateti ile ilgili bilgiler verirmisniz örneğin şeytan taşlama zemzem suyu gibi örnekler hacca gidildiğinde yapılanlar
EN İYİ CEVABI sade verdi
HAC İBÂDETİ

Sponsorlu Bağlantılar
Hac Nedir?

Hac kelimesi, lügatte kasd ve teveccüh mânasına gelmektedir. Dinî mânası ise, belli bir yeri, muayyen bir zamanda, belli hareketlerle ziyaret etmektir.

Belli bir yer, Kâbe-i Muazama ve Arafat'tır.

Muayyen zaman; Şevval, Zilka'de ve Zilhicce ayının ilk 10 günüdür.

Belli hareketler ise; Kâ'be'yi tavaf, Arafatta vakfe, sa'y gibi hacca mahsus hareketlerdir.

Haccın Hükmü Nedir?

Hac ibâdeti, İslâmın 5 temel esasından biridir. Hem beden, hem de mal ile yapılan bir ibadettir.

Hicretin 9. yılında farz kılınmıştır. Farziyeti Kitab, Sünnet ve İcma' ile sabit olmuştur.

Kur'ân-ı Kerîm'de haccın farziyetini bildiren âyet-i kerîmenin meâli şöyledir:

Ona (Kâ'beye) bir yol bulabilenlerin (gücü yetenlerin) Beyti hac (ve ziyaret) etmesi Allah'ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır. (Âl-i İmrân, 97).

Hac, şartlarını haiz olan her erkek ve kadına, ömürde bir defa olmak üzere farzdır. Bu husus hadis-i şerîf'te şu şekilde belirtilmiştir:

"Ey insanlar, sizin üzerinize hac farz kılınmıştır. O halde hac ibâdetini yerine getirin."

(Ashâbının içinden) bir adam sordu:

- Ey Allah'ın Resûlü, her sene mi?

Adam aynı soruyu üç defa tekrarlayıncaya kadar Peygamber (A.S.M.) sustu. Sonra şöyle buyurdu:

"- Eğer ben 'evet' deseydim, her yıl farz olurdu ve buna gücünüz yetmezdi..."

Haccın Şartları Nelerdir?

Haccın şartları üçe ayrılır:

1 - Vücubunun şartları,

2 - Edâsının şartları,

3 - Sıhhatının şartları.

Haccın Vücubunun Şartları Nelerdir?

Haccın bir kimseye vâcib, yani, farz olması için o kimsede şu şartların bulunması gereklidir:

1 - Müslüman olmak.

2 - Âkıl ve bâliğ olmak.

3 - Hür olmak.

4 - Yol masraflarını karşılayacak ve gidip gelinceye kadar başkalarına muhtaç olmayacak şekilde ailesinin, çoluk çocuklarının ve kendisinin geçimini te'min edecek maddî imkâna sahip olmak.

5 - Haccın farz olduğunu bilmek.

Haccın Edâsının Şartları Nelerdir?

Kendisine hac farz olan bir kimse, bu hac farîzasını yerine getirebilmesi, edâ edebilmesi için şu şartların da bulunması gerekmektedir:

1 - Sıhhat. Hacı adayının hac farîzasını yerine getirebilecek kadar sıhhatli olması şarttır. Kötürüm, ayakları kesik, felçli, yolculuğa dayanamıyacak kadar yaşlı kimselere zengin bile olsalar hac farz değildir. Başkalarını kendi yerlerine haccettirmek de üzerlerine gerekmez. Hapiste bulunanlar için de durum böyledir. İki gözü âmâ olanların kendilerini hacca götürecek kimseleri yoksa bunlara da hac farz değildir. Ancak vücudu sağlam, sıhhati yerinde iken kendisine hac farz olup da haccetmeyen, sonra da bu şekilde hacca mâni bir hastalığa yakalanan kimseye ise hac farz olmaktan düşmez. Çünkü hac kendisine sağlığı yerinde iken farz olmuş, o ise gitmeyip haccı te'hir etmiştir. Bu bakımdan kendisi gidemiyecek bir hastalığa yakalanmış olsa bile, kendi yerine başkasını hacca göndermesi ve hac farîzasını mutlaka yerine getirmesi şarttır.

2 - Yol emniyeti. İster kara, ister deniz, isterse hava olsun yolda selâmet ve emniyet bulunduğu takdirde haccın edâsı farz olur. Yolda harb veya başka bir sebeble emniyet olmadığı takdirde ise haccın edâsı farz olmaktan çıkar.

3 - Kadının yanında kocasının veya bir mahreminin bulunması. Hacca gidecek kadının bulunduğu yerle Kâbe arasında bir sefer mesafesi (90 km.'lik yol) veya daha fazla mesafe bulunduğu zaman kadın ister genç, isterse yaşlı olsun, beraberinde kocası veya bir mahremi bulunmadan haccedemez. Kadına mahrem sayılanlar, onun ebedî olarak kendileriyle evlenemeyeceği kimselerdir. Bununla beraber bu kimselerin âkıl, bâliğ ve kendilerine güvenilir kimseler olmaları da şarttır.

Kadını hacca götürecek olan kocanın veya mahremin yol ve nafaka masrafları, kadın tarafından ödenir. Kendisini hacca götürecek mahremi bulunup kendisinin o mahremin yol ve nafaka masraflarını karşılayabilecek malî imkânı da olsa kadına kocasının izni olmasa bile hac farz olur. Fakat nafile hac için kocanın izni şarttır.

4 - Kadınlar için iddet hâli olmamak. Kocasından boşanmış veya kocası vefat etmiş kadınlar, iddet hâli içine girmiş olurlar. İddet müddeti, kocanın vefatı dolayısıyla 4 ay 10 gün, boşanmalarda ise üç aylık bir zamandır. İddet hâlinde bulunan kadınlar evlenemiyecekleri gibi, hacca da gidemezler.

Haccın Sahih Olmasının Şartları Nelerdir?

Haccın sahih olmasının şartı 3'tür:

1 - Zaman (vakt-i mahsus): Haccın rükünleri, kendilerine mahsus zaman içinde yapıldıkları takdirde sahih olur. Başka zamanlarda yapılırsa hac sahih olmaz; bozulmuş, bâtıl olmuş olur.

Zamandan murad, ziyaret tavafının ve Arafatta vakfenin vaktidir. Çünkü hacın rükünleri bu ikisidir.

Arafatta vakfenin vakti, Arefe günü öğleden sonra Kurban bayramının 1. günü fecrin doğuşuna kadardır.

Kâbe'yi ziyaret tavafının vakti ise, kurban bayramının 1. günü fecrin doğuşundan itibaren ömrün sonuna kadardır.

Bir de Şevval ve Zilka'de ayları ve Zilhicce'nin ilk 10 günü haricinde hac işlerinden herhangi birini yapmak sahih olmaz. Meselâ bu aylar dışında hac için tavaf veya sa'y yapılmış olsa, sahih olmaz. Ancak ihrama girmek kerahetle câiz olur.

2 - Mekân (Mekân-ı mahsus):

Vakfe için şart olan mekân, Arafat dağı; ziyaret tavafı için, şart olan mekân ise, Mescid-i Haram'dır.

3 - İhram: Hac için niyet edip ihrama girmedikçe hac sahih olmaz. İhrama mîkatta veya mîkattan önce girilmesi şarttır.

Haccın Rükünleri Nelerdir?

Haccın rükünleri ikidir:

1 - Arafatta bir müddet beklemek. Buna vakfe denir.

2 - Ziyaret tavafı yapmak.

Bu ikisinden birisi yapılmadığı takdirde hac fâsid olur, bozulur. Vakfe, tavafdan daha kuvvetli bir rükündür. Çünkü Arafatta vakfeden önce cinsî münasebet yapılırsa hac bozulur. Fakat ziyaret tavafından önce yapılırsa, hac bozulmaz, ceza gerekir.

Haccın Vâcibleri Nelerdir?

1 - Safâ ile Merve arasında yürümek (sa'y etmek).

2 - Müzdelife'de vakfe yapmak. Bu vakfenin vakti, kurban bayramının birinci günü fecrin doğuşundan itibaren gün ağarıncaya kadar geçen süredir. Bu süre içinde az bir vakit dahi olsa Müzdelife'de bulunulursa vâcib yerine gelmiş olur.

3 - Mina'da şeytan taşlamak, Mina'da taş atılacak üç tane yer vardır. Bunlara Cemre-i Akabe, Cemre-i Vusta ve Cemre-i Suğra denir.

Birinci gün sadece Akabe Cemresine taş atılır. Kurbanın ikinci, üçüncü ve dördüncü günleri ise, her üç cemre de taşlanır. Önce Cemre-i Suğra'dan başlanır, sonra Vusta'ya, daha sonra da Akabe'ye atılır. Her bir cemreye, 7 tane taş atılır.

4 - Başı traş etmek veyahut saçları kısaltmak.

5 - Veda (Sader) tavafını yapmak.

6 - Mikatlardan ihrama girmek de vâcibdir. Hacca niyet edip ihrama girmek farz ise de, bunun mikatlarda yapılması vâcibtir. Mîkatlarda ihrama girilmezse vâcib terkedilmiş olacağından kurban kesmek gerekir. Veya geri dönülüp mîkatta ihrama girmek gerekir.

7 - Arefe günü öğleden itibaren güneş batıncaya kadar Arafat'ta beklemek.

8 - Farz olan ziyaret tavafının farz olan dört şavtına üç şavt daha ilâve ederek yediye tamamlamak.

9 - Ziyaret tavafını bayram günleri içinde yapmak.

10 - Tavafa Hacer-i Esved'den başlayıp Hacer-i Esved'i sola alarak Hatîm arkasından yaya olarak Kâbe'yi tavâf etmek.

11 - Tavaflardan sonra, Harem-i Şerîf'te iki rek'at namaz kılmak.

12 - Kıran ve Temettü haccı yapanlar için, Harem dahilinde kurban kesmek.

Haccın Sünnetleri Nelerdir?

Haccın başlıca sünnetleri şunlardır:

1 - İhrama niyet edileceği zaman gusletmek.

2 - İki parça hâlinde olan özel ihram örtüleriyle vücudunu örtmek.

3 - İki rek'at ihram namazı kılmak.

4 - İhrama girdikten sonra telbiye getirmek.

Telbiye şudur:

لَبَّيْكَ اَللّهُمَّ لَبَّيْكَ لاَشَريكَ لَكَ لَبَّيْكَ اِنَّالْحَمْدَ وَالنِّعْمَةَ لَكَ وَالْمُلْكَ لاَشَريكَ لَكَ

Lebbeyk, Allahümme lebbeyk. Lebbeyk lâ şerîke leke lebbeyk. İnnel-hamde ve'n-nimete leke ve'l-mülk. Lâ şerîke lek

5 - Kudüm tavâfı yapmak.

6 - Farz ve vâcib tavaflar dışında çokca tavaf yapmak.

7 - Sa'y yaparken iki yeşil direk arasında koşmak.

8 - Zilhicce'nin 8. günü Mina'ya çıkıp orada gecelemek.

9 - Arefe günü güneş doğduktan sonra Arafat'a çıkmak.

10 - Müzdelife'den Mina'ya güneş doğmadan önce dönmek.

11 - Kurban bayramının gecelerini Mina'da geçirmek.

12 - Müzdelife'de gecelemek.

13 - Mina'da cemrelere taş atarken sırayı gözetmek.

14 - Arafat'ta huzur ve huşu' içinde Allah'a dua edip yalvarmak.

15 - Kurban bayramının birinci günü Mina'da ilk taş atmayı güneşin doğuşu ile öğle vakti arasında yapmak.

16 - Tavaflardan sonra Zemzem kuyusuna gidip su içmek.

17 - Hacer-i Esved'i öpmek veya istilâmda bulunmak.

Haccın Âdâbı Nelerdir?

Haccın edebleri çoktur. Önemli bazıları şunlardır:

1 - Hacı adayının mevcut borçları varsa hacca gitmeden evvel onları ödemesi.

2 - Tecrübeli ve bilgili kimselerle konuşup onlardan bilgi almak. Haccın fiil ve hareketlerini güzelce öğrenmek.

3 - Dargın olduğu kimselerle barışıp helâllaşmak.

4 - İbadetlerindeki noksanlarını tamamlayıp gidermek. Kaza namazları ve kaza oruçları varsa onları yerine getirmek.

5 - Günahlarından samimi ve hâlis bir niyetle tevbe etmek.

6 - İyi bir arkadaş edinmek.

7 - Akraba ve dostlarla vedalaşmak ve dualarını istemek.

8 - Evden yolculuğa çıkmadan evvel iki rek'at namaz kılmak.

9 - Hacdan dönüşte evde iki rek'at namaz kılmak.

10 - Evden sevinçle çıkmak ve yolda zamanı dua ile, zikirle geçirmek.

11 - Evden çıkarken Besmele çekip Âyete'l-Kürsî'yi, İhlâs'ı ve Muavvizeteyn'i okumak.

12 - Elde emanetler varsa sâhiplerine iade etmek.

13 - Fakirlere bol bol sadaka dağıtmak.

14 - Daima abdestli bulunmaya gayret etmek.

15 - Haremeyn'de hiç olmazsa bir hatim indirmek.

İHRAM

İhram Nedir?

İhram haccın ve ömrenin sıhhat şartıdır. İhrama girmeden hac ve ömre yapılamaz.

İhram, hac ve ömre yapmak niyetiyle, serbest olduğu zaman kendisine helâl olan bâzı şeyleri haram kılmak demektir.

İhramın şartı, hacca veya ömreye niyet edip telbiye getirmektir. İkisi birlikte yapılmalıdır.

İhrama Nerede Girilir?

Kâbe merkez olmak üzere bunun yaklaşık olarak 10 ve 15 km.lik mesafelerle çevrili bölgesine harem denilir ki bu bölge özel sınırlarla işaretlenmiştir.

Harem çevresinde 5 yer vardır ki hacı adaylarının bu yerleri ihramsız olarak geçmeleri yasaktır. Bu yerlere mîkat denir. Mîkat yerleri ile Harem hududu arasında kalan bölgeye ise, Hıll adı verilir.

Hacı adayları mîkata varmadan önce de ihrama girebilirler. Önceden ihrama girilmemişse, mutlaka mîkatlarda veya o mîkatların hizasında ihrama girilmelidir.

Mîkatta ihrama girilmeden geçilirse ceza olarak bir kurban kesmek veya tekrar geri dönüp mîkattan ihrama girmek gerekir.

Mikatlar

İhramsız geçilmesi câiz olmayan 5 mîkat şunlardır:

1. Zü'l Huleyfe: Mekke'ye Medine istikametinden gelenlerin mîkatıdır. Resûlüllah Efendimiz Veda Haccında ihrama buradan girmiştir. Bugünkü adı Ebyar-ı Ali'dir.

Mekke'ye en uzak mîkat budur, Medine'ye 11, Mekke'ye ise 450 km. mesafededir.

2. Zâtü Irk: Iraklıların ve Irak yönünden gelenlerin mîkatıdır.

3. Cuhfe: Şam'dan ve Şam yönünden gelenlerin mîkatıdır. Mekke'ye 187 km. mesafededir. Türkiye'den gidenlerin mîkatı budur.

4. Karn veya Karnü'l Menâzil: Necid bölgesinde oturanlarla bu yönden hacca gidenlerin mîkatıdır. Mekke'ye mesafesi 94 km. dir.

5. Yelemlem: Yemen'den ve Yemen yönünden gelenlerin mîkatıdır. Mekke ile arası 54 km. dir. En yakın mîkat budur.

Kızıl Deniz, Süveyş tarafından gelenler Cuhfe yakınındaki Rabığ hizasında ihrama girerler. Geliş istikametine göre Cidde de mîkat sayılmaktadır. Rabığ Mekke'ye yaklaşık 200 km. mesafededir.

Eğer yasaklarına riayet edebileceğine güveniyorsa hacı adayının mîkata varmadan, hatta hac için yola çıkarken ihrama girmesi daha faziletlidir.

Kendi mîkatını ihramsız geçen bir kimse başka bir mîkattan da ihrama girebilir. Fakat kendi mîkatında ihrama girmek daha faziletlidir.

Mevcut bu 5 yoldan değil de başka yol ve istikametlerden Mekke'ye girmek isteyenler, bu 5 mîkatın herhangi birinin hizasından ihrama girebilirler. Hava ve deniz yolculuklarında da durum böyledir.

Mekkelilerin hac için mîkatları Harem'dir. Ömre için ise, Hill'dir. Yani Mekke'de oturanlar, ömre için ihrama gireceklerinde Harem hududundan çıkıp Hill bölgesinin herhangi bir yerinde ihrama girerler.

İhrama Nasıl Girilir?

İhrama girileceği zaman gusledilir, gusletmek imkânı yoksa abdest alınır. İhrama girerken yapılacak gusül sünnet-i müekkededir. Bu gusül, hadesten taharet için değil, maddî temizlik içindir. Bu bakımdan hayız ve nifas hâlindeki kadınlar bile gusledebilirler.

Tam bir temizlik için, ayrıca tırnaklar kesilir, bıyıklar kısaltılır, koltuk altları ve kasıklar traş edilir.

Bu temizlikleri yolda ihrama girerken yapmak imkânı olmayacaksa, evde yola çıkmadan evvel yapmak lâzımdır.

Bundan sonra ayakkabılar ve dikişli elbiseler çıkarılır. İzar ve rida adı verilen iki parçadan ibaret bir örtü ile vücut örtülür. Göbekten diz kapakları altına kadar sarılarak giyilen parçaya izar ve belden yukarı omuzlar üzerine alınana da rida denilir. Bu örtülerin beyaz ve yeni olması güzeldir. Yeni olmasa bile temiz olması şarttır.

Kadınlar el ve yüzleri -saçları görülmemek kaydıyla- açık olarak günlük kıyafetleriyle ihram vaziyeti alırlar.

Sonra güzel kokulardan bir koku sürünür. Ancak kokunun ihrama girdikten sonra vücutta veya elbisede renk ve izi kalmamalıdır. Kokusu kalabilir.

İhrama sarılıp kokulandıktan sonra iki rek'at namaz kılınır. Vakit kerahet vakti ise namaz kılınmaz. Kılınan bu namaz, sünnettir. Birinci rek'atında Fâtiha'dan sonra Kâfirûn sûresini, ikinci rek'atta da İhlâs sûresini okumak faziletlidir.

Namazın sonunda Allah'tan hac için yardım ve kolaylık istenir.

"Allahım, hac etmek istiyorum, onu bana kolaylaştır ve benden kabul buyur" diye dua edilir.

Bu umresiz sadece hac yapmak niyetiyle ihrama girildiği takdirdedir. Temettü haccı yapmak isteyenler hacca değil umreye niyet ederler. Kıran haccı yapmak istiyenler ise, umre ile haccı birlikte niyet ederler.

Bu niyet ve duayı müteâkip telbiyeye başlanır.

Telbiye, hacının Allah'ın emrine âmâde ve onu yerine getirmek için can attığını ifade eder. "Buyur Allahım, emrine âmâdeyim" demektir. Böylece ihrama girilmiş olur. Artık yol boyunca Peygamber Efendimize bol bol salâvatlar getirilir, dualar yapılır; zikir, tesbih ve tehlilde bulunulur. Farz namazların ardından da çokça telbiye getirilir. Telbiyeleri yüksek sesle söylemek, erkekler için müstehabtır; kadınlar ise seslerini yükseltmeden söylerler.
İhramlıya Yasak Olan Hususlar Nelerdir?

İhramlı kimseye bazı hususlar haram, bazı hususlar da mekruhtur.

1 - Ailesi yanında olanların hanımıyla cinsî münasebette bulunmaları veya cinsî yaklaşmaya sebeb olabilecek söz, fiil ve hareketlerde bulunmaları haramdır.

2 - Kafiledeki arkadaşlarıyla, kafile idarecisi veya vasıta şoförleriyle kavga etmek, yersiz münakaşa ve mücadelede bulunmak, sövüp saymak, hakaret etmek de haramdır.

3 - Avlanmak veya bir avcıya işaretle bile olsa yardımda bulunmak haramdır. Ancak deniz avı serbesttir.

4 - Harem dahilinde bulunan yeşil otları koparmaktan, çiğneyip ezmekten, budamaktan ve zararsız hayvanları öldürmekten de sakınmalıdır.

5 - İhramlı iken koku sürünmek, traş olmak, tırnaklarını kesmek veya vücudunun herhangi bir yerinden kıl koparmak da haramdır. Bu bakımdan başın kaşınmaması gerekir. Çünkü saç dökülebilir. Fakat saçı dökmeden hafifçe kaşımada bir mahzur yoktur.

6 - Başa takke giymek veya sarık sarmak da haramdır. Ancak başa değdirmeden sıcaktan korunmak için başın üstünde şemsiye taşınabilir.

7 - Pantolon, palto, mintan gibi dikişli elbiseler giymek de haramdır. Ancak erkeklerin üşüdüğü için veya başka bir zarurete binaen dikişli elbiseleri sırtlarına almalarında bir mahzur yoktur. Dikişli elbiseden kasıt, vücud ölçülerine göre dikilmiş gömlek, pijama gibi elbiselerdir. Peştemal şeklindeki ihramların kenarındaki dikişlerin zararı yoktur, sökülmesi gerekmez.

8 - Vücudun neresine olursa olsun, ihramlı kimsenin kına sürmesi câiz değildir.

9 - Çorap ve ayakkabı giyilmesi de câiz değildir.

İhramlıya Mübah Olan Hususlar Nelerdir?

1 - İhramlının kan aldırması....

2 - Kıl koparmadan vücudun herhangi bir yerini veya başını kaşıması...

3 - Kirlerden temizlenmek için başını veya vücudunu yıkamak da mübahtır. Bu esnada kokusuz sabun da kullanılabilir.

Yalnız, başında bit, pire gibi parazitler varsa, onları öldürmek câiz değildir, tutup yere atabilir.

4 - Sıcaktan korunmak için bir ağaç, ev, çadır altına sığınılabileceği gibi, şemsiye de taşınabilir. Yeter ki şemsiye başa değdirilmesin. Bir anlık dokunmanın ise, bir zararı yoktur.

5 - Kemer takmak, silâh kuşanmak, yüzük ve saat takmak, kokusuz sürme çekmek de ihramlıya mübah olan hususlardandır.

Ayağa, topukları ve üzeri açık nalın şeklinde bir ayakkabı giymek de câizdir.

İhramdan Nasıl Çıkılır?

İhramdan çıkmak için erkekler saçlarını ya ustura ile traş ettirirler veya en az parmak uçları kadar 1,5-2 santim kısalttırırlar. Başı traş ettirmek, kısalttırmaktan efdaldir.

Kadınlar ise traş olmazlar, uçlarından kısaltırlar.

Böylece ihramdan çıkılmış olur...

TAVÂF

Tavaf Nedir?

Tavaf, lügatte, bir şey'in etrafında dolanmak demektir. Dinî mânası ise, Kâbe'nin etrafında 7 kere dolanmak demektir. Kâbe'nin etrafında her bir devire şavt denir. 7 şavt bir tavaf olur.

Tavafın Vâcibleri Nelerdir?

1. Tavafa Hacer-i Esved'den başlamak.

2. Tavafı Kâbe'yi sol tarafına alıp rükn-ü Irakî yönüne ilerleyerek yapmak.

3. Özürlü değilse tavafı yürüyerek yapmak.

4. Tavafı Hatîm denen Kâbe etrafındaki duvarın dışından yapmak.

5. Tavafta bulunurken abdestli olmak.

6. Tavaf bitince iki rek'at namaz kılmak.

Tavafın vâciblerinden herhangi birinin terki, cezayı gerektirir. Tavaf yeniden yapılırsa ceza düşer.

Tavafın Sünnetleri Nelerdir?

1 - Sadece Kudüm ve Ziyaret tavafına mahsus olmak üzere tavafın ilk üç şavtında, belden yukarı sarılan ihramın bir ucunu sağ koltuk altına, diğer ucunu da sol omuz üzerine alarak sağ omuzu çıplak bırakmak. Buna ıztıba denir.

2 - Yine sadece Kudüm ve Ziyaret tavafına mahsus olmak üzere tavafın ilk üç şavtında erkeklerin remel denen omuzları silkerek çalımlı yürümeleri...

3 - Tavafın her şavtında Hacer-i Esvedi mümkünse öpmek, değil ise uzaktan istilâm etmek. İstilâm, Hacer-i Esved'i selâmlamak demektir.

4 - Tavaf namazından sonra Makam-ı İbrahim arkasında dua etmek.

Tavafın sünnetlerinin mazeretsiz terki mekruhtur. Fakat mazeretsiz de terkedilmiş olsa cezayı gerektirmez.

Tavaf Nasıl Yapılır?

Önce farz, vâcib, nafile tavaflardan hangisi yapılacaksa ona niyet edilir. Her tavafın yapılışı aynıdır. Fark, sadece farz, vâcib ve sünnet oluşundadır. Bu bakımdan niyette, yapılacak tavafın nevî belirtilir.

Tavafa niyetten sonra, doğruca Hacer-i Esved'in bulunduğu yere gidilir. Mümkün olduğu takdirde başkasına eziyet vermeksizin eller Hacer-i Esved üzerine konur ve taş öpülür. Yaklaşıp öpmek mümkün olmadığı takdirde, yalnız el sürülür, bu da mümkün olmazsa Hacer-i Esved'e karşı durulup ellerin içi taşa doğru gelmek üzere eller kaldırılır ve tekbir, tahmid ve salâvat getirilir. Daha sonra el içleri öpülerek yüzlere sürülür. Bu fiile istilâm denir. Sevab bakımından istilâm ile Hacer-i Esved'i öpmek arasında bir fark yoktur. İstilâmda şu duâ okunur:

Bismillâhi vallâhü ekber, Allahümme îmanen bike ve tasdîkan bi-kitâbike ve vefâen bi-ahdike ve't-tibâan li-sünneti nebiyyike sallâllahü aleyhi ve sellem.

بِسْمِ اللّهِ وَاللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُمَّ ايمَانًا بِكَ وَتَصْديقًا بِكِتَابِكَ وَوَفَاءً بِعَهْدِكَ وَاتِّبَاعًا لِسُنَّةِ نَبِيِّكَ صَلَّى اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

"Allah'ın adıyla... Allah en büyüktür. Allahım! Sana iman ederek kitâbını tasdîk, ahdine vefâ ve Peygamberinin sünnetine uyarak..."

Bundan sonra Kâbe sol tarafa alınarak etrafında dönülmeye başlanır. Hacer-i Esved'den başlanıp yine Hacer-i Esved'e gelinen her dönüşe bir şavt denir. Bir tavaf, 7 şavttan ibarettir. Tavafın ilk üç şavtında erkekler sağ omuzlarını açarak ve pehlivanlar gibi omuzlarını silker bir vaziyette canlı ve çalımlı bir yürüyüşle yürürler. Omuz açmaya ıztıba, canlı çalımlı yürümeye de remel denir. Iztıba ve remel yapılması sünnettir ve sadece ziyaret ve kudüm tavaflarında yapılır. Diğer tavaflarda yapılmazlar.

Tavaf, Hatîm'in arkasından yapılır. Aslen Kâbe'den olup sonra dışarıda bırakılan ve yarım ay şeklinde çevrelenen yere Hatîm denir. Bu kısım Kâbe'den sayıldığı için, tavaf bunun dışından yapılmaktadır.

Kâbe'nin kapısında ve köşelerinin herbirinde dualar okunur, salât ü selâm, tekbir ve tehliller getirilir.

Kâbe'nin 4 köşesi vardır ki bunlara rükün denir. Hacer-i Esved'in bulunduğu rükünden sonra sağdan sola doğru sırası ile Rükn-i Irakî, Rükn-i Şâmî ve Rükn-i Yemanî gelir. Rükn-i Yemânî'nin istilâm edilmesinde bir beis yoktur. Diğer iki rükün istilâm edilmezler.

Hacer-i Esved'e her uğrandıkça mümkünse öpülür veya el sürülür. Mümkün değilse istilâm yapılır. Sonra tekrar tavafa devam edilir. Kâbe

etrafında 7 dönüş (7 şavt) tamamlanınca, Hacer-i Esved istilâm edilerek tavaf tamam edilmiş olur. Bundan sonra yer bulunduğu takdirde Makam-ı İbrahim'de, yer bulunamazsa Mescid-i Haram'ın münasip bir yerinde iki rek'at tavaf namazı kılınır. Bu namaz vâcibdir. Birinci rek'atta Kâfirûn, ikinci rek'atta ise İhlâs sûreleri okunur.. Bu namaz da, kerahet vakitleri dışında kılınır. Bu bakımdan ikindiden sonra tavaf eden kimse akşam namazını bekler. Akşamın farzından sonra tavaf namazınını kılar, sonra akşamın sünnetini kılar.

Resûlüllah Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde tavaf namazı kılan kimselerin bir köle âzad etmiş kadar ecir ve sevab alacaklarını belirtmiştir.

Tavaf namazını bitirdikten sonra, Kâbe-i Muazzama'ya yönelerek ayakta ihlâs ve samimiyetle dualar edilir.

Sonra Zemzem kuyusuna gidilip şu dua okunarak su içilir:

"Allahım, senden geniş rızık, faydalı ilim ve her türlü hastalıklardan da şifa

Kaç Çeşit Tavaf Vardır?

5 çeşit tavaf vardır:

1 - Ziyaret tavafı: Haccın rüknünden biri olan farz tavaftır. Yapılış zamanı, Kurban bayramının birinci günü fecrin doğuşundan itibaren ömrün sonuna kadardır. Ancak bu tavafın, Kurban bayramı günleri içinde yerine getirilmesi vâcibdir. Tamamıyla terki hâlinde, hac bozulur, bâtıl olur.

2 - Kudüm tavafı: Mekke'ye ayak basıldığı zaman yapılan sünnet bir tavaftır. Hariçten Mekke'ye gelenler tarafından yapılır.

3 - Vedâ tavafı: Bu tavaf vâcibdir. Buna Sader tavafı, Vâcib tavaf, Kâbe'yi son ziyaret tavafı adı da verilir. Mina'daki cemrelerin taşlanması işi bitip Mekke'ye dönüldükten sonra, Mekke'den memlekete dönmek istendiğinde son vazife olarak Vedâ tavafı yapılır. Mekkelilere bu tavaf vâcib değildir. Hayız ve nifas hâlindeki kadınlar için de, vâcib olmaktan çıkar, üzerlerinden sâkıt olur.

4 - Umre tavafı: Umrenin rüknü olan tavaftır. Bu tavaf yapılmadan ömre yerine getirilmiş olmaz.

5 - Tatavvu tavafı: Farz, vâcib ve sünnet tavafın dışında yapılan nafile tavaflardır.

SA'Y

Sa'y Nedir?

Sa'y, Kâbe'nin doğusundaki Safâ ile Merve denilen iki tepe arasında koşarak yürümek demektir.

Sa'y'in Vâcibleri Nelerdir?

1. Sa'y'in tavaftan sonra olması.

2. Sa'yi 7 şavt yapmak. Safâ ile Merve arasında hem gitmek, hem de gelmek birer şavt sayılır.

3. Sa'yi bizzat yürüyerek yapmak.

4. Sa'ye Safâ'dan başlayıp Merve'de bitirmek.

Sa'y'in Sünnetleri Nelerdir?

1. Tavaftan hemen sonra sa'y'e başlayıp arasını açmamak.

2. Abdesti yoksa abdest almak, sa'y'i abdestli olarak yapmak. Hayız ve nifas hâlindeki kadının sa'y'i, özründen dolayı kerahetsiz sahihtir.

3. Meyleyn-i ahdareyn adı verilen iki yeşil direk arasında hervele yapmak. Hervele, koşma ile yürüme arasında bir yürüyüş tarzıdır ki, buna canlı, hararetli yürüyüş de diyebiliriz. Hanımlar hervele yapmazlar.

4. Sa'y esnasında tekbir, tehlil ve salâvat getirmek. Dua etmek.

5. Her şavtta Safâ ile Merve'de yüzünü Kâbe'ye dönüp tekbir, tehlil ve dua etmek. (Duada elleri semaya kaldırmak müstehabdır.)

Sa'y Nasıl Yapılır?

Tavaf namazını kılıp Zemzem suyunu da içtikten sonra, sa'y yapılmak isteniyorsa, tekrar Hacer-i Esved'e dönülür, öpülür veya el sürülür, yahut da bunlar mümkün olmazsa uzaktan istilâm edilir. Sonra Safâ'ya çıkmak üzere Mescidden dışarı çıkılır. Her kapıdan Safâ'ya çıkılabilir, fakat Safâ kapısından çıkılması daha iyidir. Sol ayakla mescidden çıkılır, Safâ tepesine gidilir. Orada Kâbe'ye yönelik olarak eller havaya kaldırılır ve üç defa tekbir getirilir; tehlil, tahmid getirilir ve salâvatlar, istenen dualar yapılır.

Sonra sa'y etmeye niyet edilerek Merve'ye doğru vekarla yürünmeye başlanır. Yeşil renkli iki direk arasına varınca hervele yapılır. Yani, koşma ile yürüme arasında çalımlı çalımlı yürünür. Direkler geçilince yine normal olarak vekarla yürünür. Merve tepesine varılır. Burada da Kâbe'ye karşı durulur. Safâ'daki gibi tekbirler getirilir, tahmid, tehlil ve dualar okunur. Böylece sa'y'ın bir şavtı tamamlanmış olur. Sonra aynı şekilde Safâ'ya geri dönülür. Gidiş dönüş yolları ayrı ayrıdır. Her şavtta

iki yeşil direk arasında hervele yapılır. Yedinci şavt Merve'de tamamlanır. Böylece Safâ'dan Merve'ye 4 gidiş, Merve'den Safâ'ya 3 dönüş yapılmış olur. Safâ'dan Merve'ye gidiş bir şavt (devir) olduğu gibi Merve'den Safâ'ya dönüş de bir şavttır.

Sa'y tavaftan sonra yapılır. Tavaftan önce yapılan sa'y'ın iadesi gerekir.

ARAFATTA VAKFE

Vakfe Nedir?

Mekke civarındaki Arafat dağının bulunduğu yerde bir miktar durmaya vakfe denir ki haccın rükünlerindendir. Bu rükün yerine getirilmeden hac bozulur, sahih olmaz. Bu sebeble Peygamberimiz: "Hac, Arafat'tır" buyurmuştur.

Vakfenin şartı vakittir. Vakitten kasıd ise, Zilhicce'nin 9. günü yani arefe günü öğleden itibaren Kurban bayramının 1. günü fecrin doğuşuna kadar olan süre içinde Arafat'da bir müddet bile olsa bulunmaktır. Bu süre içinde Arafat'a ulaşamayanların haccı bâtıl olur, bozulur. Arafat'da vakfe için niyet şart olmadığı gibi, vakfede bulunduğu yerin Arafat olduğunu bilmek de gerekmez. Yeter ki vakit içinde orada bulunsun.

Vakfenin Vâcibleri Nelerdir?

Arafat'a gündüzden gelenler için, orada güneş batıncaya kadar kalmak, güneş batmadan bir tarafa ayrılmamak vâcibdir. Gece gelenler için bu vâcib düşer.

Vakfenin Sünnetleri Nelerdir?

Vakfenin başlıca sünnetleri şunlardır:

1 - Vakfe için gusletmek.

2 - Hacıların o günkü öğle ve ikindi namazlarını öğle vaktinde birleştirerek kılmaları (cem'-i takdim).

3 - Vakfeyi bu namazın akabinde yapmaya başlamak.

4 - Oruçlu olmamak.

5 - Abdestli bulunmak.

6 - Kalb ve ruhu dünyevî meşgale ve düşüncelerden uzak bulundurmak.

7 - Elleri açık olarak havaya kaldırıp bol bol tekbir, tesbih ve salâvatta bulunmak. Kendisi, ana-babası, yakınları ve bütün mü'minler için bol bol dua etmek.

8 - Vakfe esnasında kıble istikametine yönelmek.

Vakfenin ayakta yapılması şart değildir. Oturarak da yapılabilir. Fakat özür yokken oturarak yapmaktan, ayakta yapmak daha faziletlidir.

Vâcib olan, Arafat'da vakfenin, gündüz güneş batıncaya kadar yapılmasıdır. Mazeretsiz olarak vakfeyi geceye bırakmamalıdır.

Arafat vâdisinin Urene vadisi dışında her yerinde vakfe yapılabilir. Urene vadisi, Arafat bölgesinden değildir. Burada bulunan Nemire mescidinin güney kısmı da vakfe dışında kalmaktadır. Vakfenin Cebel-i Rahme denilen tepenin eteklerinde yapılması ise sünnettir.

AREFE GÜNÜNDEKİ RAHMET TECELLİSİ

"Şeytanın arefe gününden başka bir günde, daha zelil, daha hakir, daha küçük ve daha öfkeli olduğu görülmemiştir. Bu, Allah'ın rahmetinin inmesinden ve Allah'ın büyük günahları bağışlamasından dolayıdır." (Malik)

Hadiste, Arefe gününde, Allah'ın rahmetinin, af ve mağfiretinin azamî boyutlarda tecelli edeceği ifade edilmektedir. Öyle ki, Allah en büyük günahları bile o gün bağışlayacaktır.

Bu yüzden Arefe günü, şeytanın zillet günüdür. Öfkesinden kahrolduğu, tüm yaptıklarının boşa çıktığı vaveylâ zamanıdır.

Arefe günü, öyle yüce bir gündür ki, kim bu günde kulağına, gözüne ve diline sahip olursa bağışlanır. (Ahmed)

Arefe günü, Allah Teâlâ, kullarına rahmetiyle tecelli eder, sonra meleklerine karşı onlarla övünür. (İbn-i Mace)

ŞEYTAN TAŞLAMA (REMY-İ CİMAR)

Remy-i Cimar Ne Demektir?

Cemre adı verilen yerlere ufak taşlar atmak demektir. Buna dilimizde Şeytan Taşlama denir.

Mina'da taş atılacak üç yer vardır.

1. Cemre-i suğra (Küçük şeytan).

2. Cemre-i vusta (Ortanca şeytan).

3. Cemre-i akabe (Büyük şeytan).

Kurban bayramının 4 günü boyunca buralara taş atmak, haccın vâcibleri arasında gelmektedir.

Şeytan Nasıl Taşlanır?

Birinci gün, yani, Kurban bayramı günü sadece Cemre-i Akabe'ye taş atılır. Sünnet olan güneşin doğuşundan öğleye kadar olan süre içinde taşları atmaktır. Öğleden sonra akşam güneş batıncaya kadarki süre içinde de atılması câizdir.

İkinci, üçüncü ve dördüncü günler ise, bütün cemreler taşlanır. Önce Cemre-i Suğrâ'dan başlanır. Sonra vusta, sonra akabe taşlanır. Böylece atılan toplam taş sayısı 70 olur. Ancak bayramın 4. günü şafak sökmeden Mina'dan ayrılanlara, 4. günün taşlarını atmak, vâcib olmaktan çıkar. Bu durumda onların attıkları taş sayısı, 49 olmuş olur.

Bu günlerde taşların, öğle ile akşam arasında atılması sünnettir. Güneş battıktan sonra atılması ise mekruhtur. Öğleden önce de taşlama yapılmaz.

Atılan taşların fasulye büyüklüğünde olması gerekli ise de, daha büyük ve daha küçük olmaları da câizdir.

Her cemreye sağ el ile yedi taş atılır. Yedi taşı avuca alıp bunları toptan atmak, bir taş yerine geçer. Bunun için 6 taş daha atmak gerekir.

Atılan taşların yıkanmış ve temiz olması şarttır. Pis olduğu bilinen taşı atmak caizse de, mekruhtur. Taşları Müzdelife'den yahut yoldan almak müstehabdır. Cemrelerin yanından taş alıp atmak câiz ise de mekruhtur.

Taş, başparmak ile işaret parmağı arasına alınarak atılır. Cemrenin yanına gidip de taş cemrenin üstüne konsa, bu kifayet etmez. Mutlaka atılması şarttır.

Taşların, vadinin aşağısından yukarı, Mekke'ye doğru gidilerek atılması sünnettir. Taşları 3,5-5 metre mesafeden atmak gereklidir.

Taşların cemre üzerine veya yakınına düşmesi lâzımdır. Taşlar 1,5 metreden daha uzağa düşmemelidir. Uzağa düşen taş yerine, yenisi atılmalıdır.

HACLA İLGİLİ OLARAK İŞLENEN SUÇLAR VE CEZALAR

Haccın Bozulmasına Sebeb Olan Fiiller Nelerdir?

2 sebebden dolayı hac bozulur:

1 - Arefe günü öğleden itibaren bayramın 1. günü fecir vaktine kadar olan süre içinde Arafatta vakfe yapılmazsa hac bozulur.

2 - Arafatta vakfeden evvel ailesi ile cinsî münasebette bulunmak da haccı bozar, ifsad eder.

Bu iki sebebden dolayı haccı bozulan kimse, ertesi sene kazâ ederek haccını tamamlar.

Haccı bozulan kimse, "nasıl olsa haccım bozuldu" diyerek kalan hac vazifelerini yapmamazlık edemez.

Cinsî münasebet (cima') sebebiyle hacları bozulan karı-kocanın her ikisine de, ceza olarak en az birer koyun kesmeleri vâcib olur.

Arafatta vakfeden sonra cima' yapılırsa hac bozulmaz, her ikisine de birer deve kurban etmek ceza olarak gerekir.

Traş olup ihramdan çıktıktan sonra daha ziyaret tavafını yapmadan cima' edilirse, ceza olarak bir koyun kesilmesi gerekir.

Ziyaret tavafı yapıldıktan sonra cima' yapılmasında ise, bir mahzur ve ceza yoktur.

Ceza Kurbanı Kesilmesini Gerektiren Fiiller Nelerdir?

Cinsî münasebete yol açabilecek, öpme, okşama gibi fiillerden dolayı hac bozulmaz, ancak bir ceza kurbanı kesmek vâcib olur.

İhtilâm olmaktan dolayı bir ceza gerekmez. Gusledilerek temizlenilir.

El, yüz, kol gibi bir uzvun bütününe koku sürmek de, bir ceza koyununu gerektirir.

Başının tamamına veya yarıdan fazlasına kına sürmek.

Tam bir gün veya tam bir gece dikişli elbise giymek veya başını sarık, takke gibi bir şeyle örtmek.

Koltuk altlarından birini veya ikisini veya ensesinin tamamını traş etmek.

El ve ayak tırnaklarının tamamını bir başlayışta ve aynı yerde kesmek gibi hususlar da ceza kurbanı gerektirir.

Ayrıca şu hususlar da ceza kurbanını gerektirir:

Haccın vâciblerinden birini terketmek.

* Kudüm ve Vedâ tavafını cünüp olarak yapmak.

* Ziyaret tavafını abdestsiz olarak yapmak.

* Arafat'tan güneş batmadan inmek.

* Safâ ile Merve arasında sa'yı terketmek.

* Müzdelife vakfesini özürsüz terketmek.

* Şeytan taşlama işlerini terketmek.

* Tertibe riayet etmemek. Meselâ şeytan taşlamadan traş olmak.

* Hastalık veya şiddetli soğuk gibi bir özürle dikişli elbise giyen kimse, yahut başındaki bir hastalıktan dolayı rahatsız olarak saçlarını kestiren kimse, isterse bir koyun keser, isterse üç gün oruç tutar, dilerse 6 fakire birer fitre tutarında sadaka verir.

Sadaka Vermeyi Gerektiren Suçlar Nelerdir?

* Herhangi bir âzasının tamamına değil de bir kısmına koku sürünmek.

* Bir günden az olmak üzere başını örtmek veya dikişli elbise giymek.

* Saç ve sakalının dörtte birinden azını, avret mahalli ve koltuk altlarının bir bölümünü traş etmek.

* El ve ayak tırnaklarının bir kısmını kesmek.

* Abdestsiz olarak Kudüm ve Vedâ tavafını yapmak. Abdestli olarak tekrar yaparsa ceza düşer.

* Cemrelere bir taş noksan atmak.

Verilecek sadaka, bir fitre miktarıdır.



Sadakadan Az Bir Şey Vermeyi Gerektiren Suçlar Nelerdir?

Çekirge öldürmektir.

Kıymeti Verilmesini Gerektiren Suçlar Nelerdir?

Av hayvanlarından herhangi bir hayvan öldürüldüğü takdirde, itimada şâyan iki kişi tarafından hayvanın kıymeti takdir edilir. Bedel bir kurban parasına ulaşıyorsa kurban alınarak kesilir. Kurban kesmiyerek o para ile yiyecek alıp fakirlere birer fitre miktarı dağıtmak da olabilir. İsterse her fitre karşılığında bir gün oruç da tutabilir.

İhrama girdikten sonra Harem'de ve Harem haricinde öldürülen av hayvanları için gereken ceza aynıdır. Değişmez.

İhramda iken, av hayvanı öldürmek haram olduğu gibi, onu öldürmeye yardımcı olmakta haramdır.

Av hayvanı olmayan koyun, keçi, sığır, deve, kaz, tavuk, ördek gibi hayvanları ihramda iken kesmek helâldır.

Harem dahilindeki insanların yeştirdiği cinsten olmayan ve kendi başına yetişip büyüyen ot ve ağaç gibi yeşilliklerin koparılması, kesilmesi hâlinde bunların değerleri sadaka olarak dağıtılır. Bedelleri kurban

bedelini buluyorsa, kurban da kesilebilir, fakat oruç tutulmaz.

Kurumuş ot ve ağaç dallarını kırıp koparmakta bir beis yoktur.

İnsan eliyle yetiştirilen, ekilip büyütülen bitkilerin koparılmasından dolayı ise bir ceza gerekmez.

Kuduz köpek, kurt, kartal, leş yiyen karga gibi hayvanları öldürmekte bu beis yoktur. Ayrıca yılan, akrep, fare, yaban arısı, karınca, yengeç, karasinek, sivrisinek, kaplumbağa, kene, kirpi ve kertenkele, solucan gibi yer haşeratını öldürmekten de bir şey lâzım gelmez.

HAC NASIL YAPILIR?

Haccın Çeşitleri:

Üç çeşit hac vardır:

1 - Hacc-ı ifrad,

2 - Hacc-ı kıran,

3 - Hacc-ı temettü.

Hacc-ı ifrad, yalnız hac için ihrama girilerek yapılan hacca denir.

Hacc-ı kıran, hac ile ömreyi tek ihram içinde yapmaya denir.

Hacc-ı temettü ise, ömre ve hac için ayrı ayrı ihrama girerek ikisini birlikte yapmak demektir.

En faziletli hac şekli, Kıran, sonra Temettü, sonra da İfraddır.

Hacc-ı İfradın Yapılışı Nasıldır?

Önce ihram bölümünde anlatıldığı şekilde ihrama girilir ve Mekke-i Mükerreme'ye dahil olmak için bütün hazırlıklar yapılır.

Mekke'ye gündüz veya gece girmekte fark yok ise de, gündüz girmek hem kolaylık bakımından daha iyidir, hem de müstebahtır.

Mekke'ye girince önce eşyalar kalınacak yere yerleştirilir. Sonra mümkünse gusledilip, değilse abdest alınıp tavaf yapmak üzere Mescid-i Haram'a gidilir.

Hayız ve nifas hâlindeki kadınlar, o halde iken tavaf edemezler, tavaftan başka bütün hac menâsikini yerine getirirler.

Mescid-i Haram'a, mümkünse Benî Şeybe kapısından sağ ayak ile girilir ve girerken şu dua okunur:

اَللّهُمَّ هذَا حَرَمُكْ وَمَأْمَنُكَ وَقَوْلُكَ الْحَقُّ وَمَنْ دَخَلَهُ كَانَ امِنًا اِللّهُمَّ فَحَرِّمْ لَحْمى وَدَمى عَلَى النَّارِ وَقِنى عذَابكَ يَوْمَ تَبْعَثُ عِبَادَكَ بِسْمِ اللّهِ وَعَلى مِلَّةِ رَسُولِ اللّهِ اَلْحَمْدُ لِلّهِ الَّذى بَلَّغَنى بَيْتَهُ الْحَرامَ اَللّهُمَّ افْتَحْ لى ابْوَابَ رَحْمَتِكَ وَمَغْفِرَتِكَ وَاَدْخِلْنى فيهَا وَاَغْلِقْ عَنّى اَبْوَابَ مَعَاصيكَ وَجْنُبْنى الْعَمَلَ بِهَا

Allahümme hâzâ haramüke ve me'menüke. Kulte ve kavlüke'l-hak: "Ve men dehalehû kâne âmina..." Allahümme feharrim lahmî ve demî ale'n-nâr ve kınî azâbeke yevme teb'asü ibâdek...

Bismillâhi ve alâ milleti resûlillâhi. Elhamdü lillâhillezî bellegani beytehü'l-harâme. Allahümme'ftah lî ebvâbe rahmetike ve edhılnî fîha ve eğlık annî ebvâbe meâsîke vecnübni'l-amele bihâ..

Kâbe-i Muazzama ilk görüldüğünde ise Allahü Ekber diye tekbir getirilerek şöyle dua edilir:

اَللّهُمَّ اَنْتَ السَّلامُ وَمِنْكَ السَّلامُ وَحَيِّنَا رَبَّنَا بِالسَّلامِ وَاَدْخِلْنَا بِفَضْلِكَ وَكَرَمِكَ دَارَ السَّلامِ اَللّهُمَّ زِدْبَيْتَكَ هُدىً وَتَشْريفًا وَتَعْظيمًا وَتَكْريمًا وَبِّرًا وَمَهَابَةً اَللّهُمَّ تَقَبَّلْ تَوْبَتى وَاَقِلْ عُثْرَتى وَاغْفِرْ خَطيئَى يَا حَنَّانُ يَا مَنَّانُ

Allâhümme ente's-selâmü ve minke's-selâm fehayyinâ rabbenâ bi's-selâm ve edhılnâ bi-fadlike ve keremike dâre's-selâm. Allahümme zid beyteke hüden ve teşrîfen ve ta'zîmen ve tekrîmen ve birren ve mehabeten. Allahümme tekabbel tevbetî ve ekıl usretî veğfir hatîetî yâ Hannânü yâ Mennân...

Kâbe'yi ilk görünce yapılacak duaların makbûl olacağına dair rivayetler vardır. Bunun için burada dua edenler: "Yâ Rabbi! Burada ettiğim ve bundan sonra edeceğim bütün dualarımı kabul buyur" demelidirler.

Buradan başka duaların en çok makbûl olduğu yerler şuralarıdır:

1 - Tavaf yaparken,

2 - Rükn-i Yemânî'nin önünde,

3 - Makam-ı İbrahîm'in orada,

4 - Safâ ve Merve tepelerinin üzerinde,

5 - Safâ ve Merve arasında sa'y ederken,

6 - Mina'da,

7 - Arafat'da,

8 - Müzdelife'de,

9 - Şeytan taşlama ânında,

10 - Mültezem'de. Mültezem, Kâbe kapısı ile Hacer-i Esved rüknü arasında kalan kısma denir.

11 - Zemzem kuyusunun yanında ve Zemzem içerken.

Kâbe'yi ilk görünce yapılan duâlardan sonra, Kudüm tavâfına niyet edilerek Kâbe'ye yaklaşılır. Hacer-i esved'in bulunduğu köşeye gidilir. Eğer durum müsaitse Hacer-i Esved öpülür. Bu mümkün olmazsa el sürülür. Buna da imkân bulunmazsa hizasında durularak istilâm edilir.

Haceri Esved'i öpeceğim veya el süreceğim diye onun önünde izdihama sebebiyet vermek, etrafını ite kaka rahatsız ederek ona yaklaşmaya çalışmak doğru değildir. Uzaktan istilâm etmek de Hacer-i Esved'i öpmek ve elle tutmak sevabını insana kazandırır. Bu bakımdan hiç izdihama mahal yoktur.

Bundan sonra tavaf bahsinde anlattığımız şekilde Kâbe 7 kere tavaf edilir. 7. kere Hacer-i Esved'in önüne gelince Kudüm tavafı tamamlanmış olur. Tekrar Hacer-i Esved istilâm edilir. Sonra yer bulunursa Makam-ı İbrahim'de, değilse Mescid dahilinde münasib bir yerde iki rek'at tavaf namazı kılınır. Namazdan sonra Zemzem kuyusuna gidilip su içilir.

Sonra Safâ ile Merve arasında sa'y edilmek isteniyorsa, tekrar Hacer-i Esved'e dönülüp istilâm edilir. Sonra Safa tepesinde gidilmek üzere Mescidden dışarı çıkılır. Sa'y bahsinde anlattığımız şekilde Safâ ile Merve arasında 7 kere gidip gelinir. Böylece sa'y da yapılmış olunur.

Sa'y tavaftan sonra yapılır. Tavaftan önce yapılan sa'y'in iade edilmesi gerekir.

İfrad hac'da, say'ın, Kudüm tavafından sonra hemen yapılmayıp Ziyaret tavafından sonraya bırakılması daha faziletlidir.

Tavaf ve sa'y esnasında imam vakit namazlarına başladığı zaman, tavaf ve sa'y bırakılarak cemaate uyulur. Sonra bırakılan yerden devam edilir.

Merve'de sa'y tamamlandıktan sonra tekrar Mescide dönülür ve iki rek'at namaz kılınır.

Sonra Zilhicce'nin 8. günü olan terviye gününe kadar, Mekke'de ihramlı olarak kalınır. İhramın yasaklarından kaçınılır. Bol bol nafile tavaf yapılır. Mescidde namaz kılınır. Ancak bu nafile tavaflardan sonra sa'y yapılmaz.

Terviye gününden bir gün önce, yani arefe gününden iki gün önce imam bir hutbe okuyarak insanlara hac vazifeleri hakkında bilgi verir. Hac esnasında üç hutbe okunur ki birincisi budur. Diğer ikisi ise, arefe günü Arafat'da okunan hutbe ile, Arafat'tan döndükten sonra Zilhicce'nin 11. günü Mina'da okunan hutbedir. Hutbeler imam tarafından öğle namazının ardından okunur. Ancak Arafat hutbesi öğle namazı kılınmadan evvel okunur.

Terviye günü (arefeden bir gün önce) sabah namazı kılınıp güneş doğduktan sonra topluca Mina'ya gidilir. Ve orada gecelenir. Mekke'de bulunulduğu sürece ve yollarda telbiyeye devam edilir. Mina'da gece kalındıktan sonra sabah namazı erken kılınarak Arefe günü Arafat'a gitmek üzere yola koyulunur. Mina'da gecelemeden doğruca Mekke'den Arafat'a gidilip orada gecelemek de câizdir. Mina'da geceleyecekken Mekke'de geceleyip oradan Mina'ya uğrayıp doğruca Arafat'a çıkmak câizse de mekruhtur.

Arafat'a varılınca, buranın her yerinde durulup vakfe yapılabilirse de Cebel-i Rahme adı verilen tepecik civarında durmak daha faziletlidir.

Öğle vakti, imam hutbeye çıkar ve müezzin de ezan okur. Ezandan sonra Cumada olduğu gibi imam hutbesini verir ve insanlara hac görevini hatırlatır. Hutbeden inince bir ezan ve iki kametle öğle namazı ve ikindi namazı birleştirilerek, öğle vakti içinde kılınır. İki farz namaz arasında sünnet kılınmaz. Öğlenin ilk sünneti ise kılınır. İmam-ı A'zam'a göre Arafat'ta öğle ve ikindinin birarada kılınması sadece cemaatle câizdir. Yalnız başına kılınamaz. İmam-ı Muhammed ile Ebû Yûsuf'a göre ise, yalnız başına kılanlar dahi, bu iki namazı bir arada kılarlar.

Namazdan sonra vakfeye çıkılır ve bol bol dua edilir. Dua imamla yapılacağı gibi, tek başına da yapılabilir.

Gündüz Arafat'ta vakfeye duranlar için, güneş batıncaya kadar vakfeye devam etmeleri vâcibdir.

Arafat'da yapılacak muayyen bir dua yoktur. Bol bol tekbir getirilir Şu duanın yapılması da çok daha bulunmuştur:

Lâ ilâhe illâllahü vahdehû lâ şerîke leh lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü yuhyî ve yümît bi-yedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadîr.

Peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmuştur:

"Duanın en hayırlısı Arefe günü yapılanıdır. Benim söylediğim, benden evvelki peygamberlerin söylediği en hayırlı söz de: "Lâ ilâhe illâllahü vahdehû lâ şerîke leh, Lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü yuhyî ve yümît bi-yedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadîr" sözüdür."

Güneş batınca telâş etmeksizin vekarla Müzdelife'ye dönmek üzere yola çıkılır. Zaman zaman telbiye, tekbir, tehlil ve tahmid getirilir ve istiğfarda bulunulur. Güneşin batışından evvel Arafat sahasının dışına çıkmamak kaydıyla izdihamdan dolayı erkenden hazırlanıp yola koyulmakta bir mahzur yoktur. akşam namazı Arafat'ta veya yolda kılınmaz. Kılınırsa Müzdelife'de iadesi gerekir. Müzdelife'ye varınca münasip bir yere inilir. Yatsı vakti girildikten sonra müezzin ezan okuyup kamet getirir. İmam akşam namazını kıldırır, sonra sünnet kılınmadan tekrar kamet getirilerek yatsı namazı kılınır. Böylece yatsı vaktinde akşam ile yatsı namazı birleştirilerek kılınmış olur. Yalnız başına kılan da aynı şekilde bu iki namazı birleştirerek kılar. Müzdelife'de gecelemek sünnettir. Ancak fecrin doğuşundan itibaren güneş doğuncaya kadarki süre içinde Müzdelife'de bir an bile olsun bulunup vakfe yapmak vâcibdir. Bu vakfeyi terketmek cezayı gerektirir.

Müzdelife'de geceleyenler mümkün olduğu kadar geceyi ibâdet, zikir ve dua ile geçirirler. Bu arada Mina'da şeytan taşlamada kullanmak üzere 70-80 tane taş toplanır, bunlar yıkanıp temizlenerek atmaya hazır hâle getirilir.

Müzdelife'de fecir ile güneşin doğuşu arasında bir süre vakfe yaptıktan sonra, gün iyice ağarınca Mina'ya doğru yola çıkılır. Bu gün Kurban bayramının birinci günüdür ki yevm-i nahr tâbir edilir.

Mina'ya varılınca hemen eldeki ağırlıklar ve eşyalar kalınacak yere konur. Sonra Mekke'ye gidiş istikametine göre üçüncü cemre olan Cemre-i Akabe'ye varılır. Daha evvel hazırlanmış olan taşlardan 7 tane bu cemreye atılır. Bu taşların öğleyin zeval vaktine kadar atılması sünnettir. Güneş batıncaya kadar atılmasında ise bir beis yoktur. En iyisi izdihama meydan vermemek için acele etmeyip münasib zamanı kollamaktır.

Kurban bayramının bu birinci günü, sadece Akabe cemresine taş atılır. Taş atma işlemi bitince kurban kesmek isteniyorsa kurban işi ile meşgul olunur. Hacc-ı İfrad yapana kurban kesmek vâcib değildir. Nâfile olarak keserse o ayrıdır.

Kurban kesmek istemiyenler, bundan sonra saçlarını traş eder ve kısalttırırlar. Kıran ve Temettü haccı yapanlara kurban vâcib olduğu için onlar ancak Kurban bayramı günleri içinde kurbanlarını kestirdikten sonra traş olabilirler veya saçlarını kısalttırabilirler.

Başı traş ettirdikten sonra bıyık ve tırnakların da kesilmesi müstehabtır. Sakallardan kesilmez. Kesilirse bir mahzuru da yoktur.

Bu şekilde traş olup veya saçları kısalttıktan sonra, ihram sebebiyle haram olan herşey, cinsî münasebet hariç, helâl olur.

Traş olduktan sonra aynı günde veya mümkün olmazsa ikinci veya üçüncü günlerde Mekke'ye gidilip Ziyaret tavafı yapılır. Bu tavaf farzdır ve haccın son rüknüdür. Ziyaret tavafının yapılmasıyla hac tamam olmuş olur. Tavaftan sonra artık cinsî münasebet de helâl hâle gelir.

İfrad haccı yapan kimse sa'yini Kudüm tavafından sonra yapmayıp Ziyaret tavafından sonraya te'hir etmişse, tavafın ardından sa'y yapılır. Yoksa sa'y gerekmez. Kıran ve temettü haccını yapanlar ise, Ziyaret tavafından sonra da sa'y ederler.

Ziyaret tavafı bu şekilde yapıldıktan sonra, tekrar Mina'ya dönülür. Mina'da gecelenir. Mina'da gecelemek sünnettir. Sebebsiz yere Mina'dan başka yerde gecelemek mekruhtur.

Kurban bayramının ikinci günü öğleyin zevalden sonra, üç cemreye de taş atılır. Önce Suğra, sonra Vusta, sonra da Akabe cemreleri taşlanır.

Kurban bayramının 3. günü de aynı şekilde zevalden sonra Şeytan taşlama işine devam edilir. Böylece taşlamalar tamamlanmış olur. Artık Mekke'ye dönülmesinde bir mahzur kalmaz. Ancak üçüncü günü de Mina'da geceleyip, 4. günün fecri doğuncaya kadar Mina'da kalınacak olursa, bu 4. günde de şeytan taşlama işinin yapılması icabeder.

Taşlama işleri tamamen bitip Mina'dan ayrılındıktan sonra Mekke'ye dönülür. Mekke'den memlekete dönmek üzere ayrılırken ise, son vazife olarak Kâbe tekrar ziyaret edilir ve Vedâ tavafı yapılır.

Vedâ tavafı yerine getirildikten sonra iki rek'at tavaf namazı kılınır, sonunda dua edilir ve Zemzem suyundan içmek üzere kuyuya gidilir. Burada kıbleye karşı durularak dua yapılır. Zemzem içilir, üst başa dökülür. Eğer durum müsait olursa tekrar Kâbe'ye gidilip Mültezem denilen Hacer-i Esved ile Kâbe kapısı arasındaki mevkie yüz ve göğüs konarak sağ el kapıya doğru uzatılır. Allah'tan rahmet dilenir, gözyaşı dökülür. Bir müddet tahmid, tehlil, tekbir ve salâvat getirdikten sonra Hacer-i Esved istilâm edilir ve yüz Kâbe'ye doğru dönük olarak mescidden çıkılır, yolculuk işleri ile meşgul olunur.




sade - avatarı
sade
VIP hazan
14 Kasım 2012       Mesaj #2
sade - avatarı
VIP hazan
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
HAC İBÂDETİ

Sponsorlu Bağlantılar
Hac Nedir?

Hac kelimesi, lügatte kasd ve teveccüh mânasına gelmektedir. Dinî mânası ise, belli bir yeri, muayyen bir zamanda, belli hareketlerle ziyaret etmektir.

Belli bir yer, Kâbe-i Muazama ve Arafat'tır.

Muayyen zaman; Şevval, Zilka'de ve Zilhicce ayının ilk 10 günüdür.

Belli hareketler ise; Kâ'be'yi tavaf, Arafatta vakfe, sa'y gibi hacca mahsus hareketlerdir.

Haccın Hükmü Nedir?

Hac ibâdeti, İslâmın 5 temel esasından biridir. Hem beden, hem de mal ile yapılan bir ibadettir.

Hicretin 9. yılında farz kılınmıştır. Farziyeti Kitab, Sünnet ve İcma' ile sabit olmuştur.

Kur'ân-ı Kerîm'de haccın farziyetini bildiren âyet-i kerîmenin meâli şöyledir:

Ona (Kâ'beye) bir yol bulabilenlerin (gücü yetenlerin) Beyti hac (ve ziyaret) etmesi Allah'ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır. (Âl-i İmrân, 97).

Hac, şartlarını haiz olan her erkek ve kadına, ömürde bir defa olmak üzere farzdır. Bu husus hadis-i şerîf'te şu şekilde belirtilmiştir:

"Ey insanlar, sizin üzerinize hac farz kılınmıştır. O halde hac ibâdetini yerine getirin."

(Ashâbının içinden) bir adam sordu:

- Ey Allah'ın Resûlü, her sene mi?

Adam aynı soruyu üç defa tekrarlayıncaya kadar Peygamber (A.S.M.) sustu. Sonra şöyle buyurdu:

"- Eğer ben 'evet' deseydim, her yıl farz olurdu ve buna gücünüz yetmezdi..."

Haccın Şartları Nelerdir?

Haccın şartları üçe ayrılır:

1 - Vücubunun şartları,

2 - Edâsının şartları,

3 - Sıhhatının şartları.

Haccın Vücubunun Şartları Nelerdir?

Haccın bir kimseye vâcib, yani, farz olması için o kimsede şu şartların bulunması gereklidir:

1 - Müslüman olmak.

2 - Âkıl ve bâliğ olmak.

3 - Hür olmak.

4 - Yol masraflarını karşılayacak ve gidip gelinceye kadar başkalarına muhtaç olmayacak şekilde ailesinin, çoluk çocuklarının ve kendisinin geçimini te'min edecek maddî imkâna sahip olmak.

5 - Haccın farz olduğunu bilmek.

Haccın Edâsının Şartları Nelerdir?

Kendisine hac farz olan bir kimse, bu hac farîzasını yerine getirebilmesi, edâ edebilmesi için şu şartların da bulunması gerekmektedir:

1 - Sıhhat. Hacı adayının hac farîzasını yerine getirebilecek kadar sıhhatli olması şarttır. Kötürüm, ayakları kesik, felçli, yolculuğa dayanamıyacak kadar yaşlı kimselere zengin bile olsalar hac farz değildir. Başkalarını kendi yerlerine haccettirmek de üzerlerine gerekmez. Hapiste bulunanlar için de durum böyledir. İki gözü âmâ olanların kendilerini hacca götürecek kimseleri yoksa bunlara da hac farz değildir. Ancak vücudu sağlam, sıhhati yerinde iken kendisine hac farz olup da haccetmeyen, sonra da bu şekilde hacca mâni bir hastalığa yakalanan kimseye ise hac farz olmaktan düşmez. Çünkü hac kendisine sağlığı yerinde iken farz olmuş, o ise gitmeyip haccı te'hir etmiştir. Bu bakımdan kendisi gidemiyecek bir hastalığa yakalanmış olsa bile, kendi yerine başkasını hacca göndermesi ve hac farîzasını mutlaka yerine getirmesi şarttır.

2 - Yol emniyeti. İster kara, ister deniz, isterse hava olsun yolda selâmet ve emniyet bulunduğu takdirde haccın edâsı farz olur. Yolda harb veya başka bir sebeble emniyet olmadığı takdirde ise haccın edâsı farz olmaktan çıkar.

3 - Kadının yanında kocasının veya bir mahreminin bulunması. Hacca gidecek kadının bulunduğu yerle Kâbe arasında bir sefer mesafesi (90 km.'lik yol) veya daha fazla mesafe bulunduğu zaman kadın ister genç, isterse yaşlı olsun, beraberinde kocası veya bir mahremi bulunmadan haccedemez. Kadına mahrem sayılanlar, onun ebedî olarak kendileriyle evlenemeyeceği kimselerdir. Bununla beraber bu kimselerin âkıl, bâliğ ve kendilerine güvenilir kimseler olmaları da şarttır.

Kadını hacca götürecek olan kocanın veya mahremin yol ve nafaka masrafları, kadın tarafından ödenir. Kendisini hacca götürecek mahremi bulunup kendisinin o mahremin yol ve nafaka masraflarını karşılayabilecek malî imkânı da olsa kadına kocasının izni olmasa bile hac farz olur. Fakat nafile hac için kocanın izni şarttır.

4 - Kadınlar için iddet hâli olmamak. Kocasından boşanmış veya kocası vefat etmiş kadınlar, iddet hâli içine girmiş olurlar. İddet müddeti, kocanın vefatı dolayısıyla 4 ay 10 gün, boşanmalarda ise üç aylık bir zamandır. İddet hâlinde bulunan kadınlar evlenemiyecekleri gibi, hacca da gidemezler.

Haccın Sahih Olmasının Şartları Nelerdir?

Haccın sahih olmasının şartı 3'tür:

1 - Zaman (vakt-i mahsus): Haccın rükünleri, kendilerine mahsus zaman içinde yapıldıkları takdirde sahih olur. Başka zamanlarda yapılırsa hac sahih olmaz; bozulmuş, bâtıl olmuş olur.

Zamandan murad, ziyaret tavafının ve Arafatta vakfenin vaktidir. Çünkü hacın rükünleri bu ikisidir.

Arafatta vakfenin vakti, Arefe günü öğleden sonra Kurban bayramının 1. günü fecrin doğuşuna kadardır.

Kâbe'yi ziyaret tavafının vakti ise, kurban bayramının 1. günü fecrin doğuşundan itibaren ömrün sonuna kadardır.

Bir de Şevval ve Zilka'de ayları ve Zilhicce'nin ilk 10 günü haricinde hac işlerinden herhangi birini yapmak sahih olmaz. Meselâ bu aylar dışında hac için tavaf veya sa'y yapılmış olsa, sahih olmaz. Ancak ihrama girmek kerahetle câiz olur.

2 - Mekân (Mekân-ı mahsus):

Vakfe için şart olan mekân, Arafat dağı; ziyaret tavafı için, şart olan mekân ise, Mescid-i Haram'dır.

3 - İhram: Hac için niyet edip ihrama girmedikçe hac sahih olmaz. İhrama mîkatta veya mîkattan önce girilmesi şarttır.

Haccın Rükünleri Nelerdir?

Haccın rükünleri ikidir:

1 - Arafatta bir müddet beklemek. Buna vakfe denir.

2 - Ziyaret tavafı yapmak.

Bu ikisinden birisi yapılmadığı takdirde hac fâsid olur, bozulur. Vakfe, tavafdan daha kuvvetli bir rükündür. Çünkü Arafatta vakfeden önce cinsî münasebet yapılırsa hac bozulur. Fakat ziyaret tavafından önce yapılırsa, hac bozulmaz, ceza gerekir.

Haccın Vâcibleri Nelerdir?

1 - Safâ ile Merve arasında yürümek (sa'y etmek).

2 - Müzdelife'de vakfe yapmak. Bu vakfenin vakti, kurban bayramının birinci günü fecrin doğuşundan itibaren gün ağarıncaya kadar geçen süredir. Bu süre içinde az bir vakit dahi olsa Müzdelife'de bulunulursa vâcib yerine gelmiş olur.

3 - Mina'da şeytan taşlamak, Mina'da taş atılacak üç tane yer vardır. Bunlara Cemre-i Akabe, Cemre-i Vusta ve Cemre-i Suğra denir.

Birinci gün sadece Akabe Cemresine taş atılır. Kurbanın ikinci, üçüncü ve dördüncü günleri ise, her üç cemre de taşlanır. Önce Cemre-i Suğra'dan başlanır, sonra Vusta'ya, daha sonra da Akabe'ye atılır. Her bir cemreye, 7 tane taş atılır.

4 - Başı traş etmek veyahut saçları kısaltmak.

5 - Veda (Sader) tavafını yapmak.

6 - Mikatlardan ihrama girmek de vâcibdir. Hacca niyet edip ihrama girmek farz ise de, bunun mikatlarda yapılması vâcibtir. Mîkatlarda ihrama girilmezse vâcib terkedilmiş olacağından kurban kesmek gerekir. Veya geri dönülüp mîkatta ihrama girmek gerekir.

7 - Arefe günü öğleden itibaren güneş batıncaya kadar Arafat'ta beklemek.

8 - Farz olan ziyaret tavafının farz olan dört şavtına üç şavt daha ilâve ederek yediye tamamlamak.

9 - Ziyaret tavafını bayram günleri içinde yapmak.

10 - Tavafa Hacer-i Esved'den başlayıp Hacer-i Esved'i sola alarak Hatîm arkasından yaya olarak Kâbe'yi tavâf etmek.

11 - Tavaflardan sonra, Harem-i Şerîf'te iki rek'at namaz kılmak.

12 - Kıran ve Temettü haccı yapanlar için, Harem dahilinde kurban kesmek.

Haccın Sünnetleri Nelerdir?

Haccın başlıca sünnetleri şunlardır:

1 - İhrama niyet edileceği zaman gusletmek.

2 - İki parça hâlinde olan özel ihram örtüleriyle vücudunu örtmek.

3 - İki rek'at ihram namazı kılmak.

4 - İhrama girdikten sonra telbiye getirmek.

Telbiye şudur:

لَبَّيْكَ اَللّهُمَّ لَبَّيْكَ لاَشَريكَ لَكَ لَبَّيْكَ اِنَّالْحَمْدَ وَالنِّعْمَةَ لَكَ وَالْمُلْكَ لاَشَريكَ لَكَ

Lebbeyk, Allahümme lebbeyk. Lebbeyk lâ şerîke leke lebbeyk. İnnel-hamde ve'n-nimete leke ve'l-mülk. Lâ şerîke lek

5 - Kudüm tavâfı yapmak.

6 - Farz ve vâcib tavaflar dışında çokca tavaf yapmak.

7 - Sa'y yaparken iki yeşil direk arasında koşmak.

8 - Zilhicce'nin 8. günü Mina'ya çıkıp orada gecelemek.

9 - Arefe günü güneş doğduktan sonra Arafat'a çıkmak.

10 - Müzdelife'den Mina'ya güneş doğmadan önce dönmek.

11 - Kurban bayramının gecelerini Mina'da geçirmek.

12 - Müzdelife'de gecelemek.

13 - Mina'da cemrelere taş atarken sırayı gözetmek.

14 - Arafat'ta huzur ve huşu' içinde Allah'a dua edip yalvarmak.

15 - Kurban bayramının birinci günü Mina'da ilk taş atmayı güneşin doğuşu ile öğle vakti arasında yapmak.

16 - Tavaflardan sonra Zemzem kuyusuna gidip su içmek.

17 - Hacer-i Esved'i öpmek veya istilâmda bulunmak.

Haccın Âdâbı Nelerdir?

Haccın edebleri çoktur. Önemli bazıları şunlardır:

1 - Hacı adayının mevcut borçları varsa hacca gitmeden evvel onları ödemesi.

2 - Tecrübeli ve bilgili kimselerle konuşup onlardan bilgi almak. Haccın fiil ve hareketlerini güzelce öğrenmek.

3 - Dargın olduğu kimselerle barışıp helâllaşmak.

4 - İbadetlerindeki noksanlarını tamamlayıp gidermek. Kaza namazları ve kaza oruçları varsa onları yerine getirmek.

5 - Günahlarından samimi ve hâlis bir niyetle tevbe etmek.

6 - İyi bir arkadaş edinmek.

7 - Akraba ve dostlarla vedalaşmak ve dualarını istemek.

8 - Evden yolculuğa çıkmadan evvel iki rek'at namaz kılmak.

9 - Hacdan dönüşte evde iki rek'at namaz kılmak.

10 - Evden sevinçle çıkmak ve yolda zamanı dua ile, zikirle geçirmek.

11 - Evden çıkarken Besmele çekip Âyete'l-Kürsî'yi, İhlâs'ı ve Muavvizeteyn'i okumak.

12 - Elde emanetler varsa sâhiplerine iade etmek.

13 - Fakirlere bol bol sadaka dağıtmak.

14 - Daima abdestli bulunmaya gayret etmek.

15 - Haremeyn'de hiç olmazsa bir hatim indirmek.

İHRAM

İhram Nedir?

İhram haccın ve ömrenin sıhhat şartıdır. İhrama girmeden hac ve ömre yapılamaz.

İhram, hac ve ömre yapmak niyetiyle, serbest olduğu zaman kendisine helâl olan bâzı şeyleri haram kılmak demektir.

İhramın şartı, hacca veya ömreye niyet edip telbiye getirmektir. İkisi birlikte yapılmalıdır.

İhrama Nerede Girilir?

Kâbe merkez olmak üzere bunun yaklaşık olarak 10 ve 15 km.lik mesafelerle çevrili bölgesine harem denilir ki bu bölge özel sınırlarla işaretlenmiştir.

Harem çevresinde 5 yer vardır ki hacı adaylarının bu yerleri ihramsız olarak geçmeleri yasaktır. Bu yerlere mîkat denir. Mîkat yerleri ile Harem hududu arasında kalan bölgeye ise, Hıll adı verilir.

Hacı adayları mîkata varmadan önce de ihrama girebilirler. Önceden ihrama girilmemişse, mutlaka mîkatlarda veya o mîkatların hizasında ihrama girilmelidir.

Mîkatta ihrama girilmeden geçilirse ceza olarak bir kurban kesmek veya tekrar geri dönüp mîkattan ihrama girmek gerekir.

Mikatlar

İhramsız geçilmesi câiz olmayan 5 mîkat şunlardır:

1. Zü'l Huleyfe: Mekke'ye Medine istikametinden gelenlerin mîkatıdır. Resûlüllah Efendimiz Veda Haccında ihrama buradan girmiştir. Bugünkü adı Ebyar-ı Ali'dir.

Mekke'ye en uzak mîkat budur, Medine'ye 11, Mekke'ye ise 450 km. mesafededir.

2. Zâtü Irk: Iraklıların ve Irak yönünden gelenlerin mîkatıdır.

3. Cuhfe: Şam'dan ve Şam yönünden gelenlerin mîkatıdır. Mekke'ye 187 km. mesafededir. Türkiye'den gidenlerin mîkatı budur.

4. Karn veya Karnü'l Menâzil: Necid bölgesinde oturanlarla bu yönden hacca gidenlerin mîkatıdır. Mekke'ye mesafesi 94 km. dir.

5. Yelemlem: Yemen'den ve Yemen yönünden gelenlerin mîkatıdır. Mekke ile arası 54 km. dir. En yakın mîkat budur.

Kızıl Deniz, Süveyş tarafından gelenler Cuhfe yakınındaki Rabığ hizasında ihrama girerler. Geliş istikametine göre Cidde de mîkat sayılmaktadır. Rabığ Mekke'ye yaklaşık 200 km. mesafededir.

Eğer yasaklarına riayet edebileceğine güveniyorsa hacı adayının mîkata varmadan, hatta hac için yola çıkarken ihrama girmesi daha faziletlidir.

Kendi mîkatını ihramsız geçen bir kimse başka bir mîkattan da ihrama girebilir. Fakat kendi mîkatında ihrama girmek daha faziletlidir.

Mevcut bu 5 yoldan değil de başka yol ve istikametlerden Mekke'ye girmek isteyenler, bu 5 mîkatın herhangi birinin hizasından ihrama girebilirler. Hava ve deniz yolculuklarında da durum böyledir.

Mekkelilerin hac için mîkatları Harem'dir. Ömre için ise, Hill'dir. Yani Mekke'de oturanlar, ömre için ihrama gireceklerinde Harem hududundan çıkıp Hill bölgesinin herhangi bir yerinde ihrama girerler.

İhrama Nasıl Girilir?

İhrama girileceği zaman gusledilir, gusletmek imkânı yoksa abdest alınır. İhrama girerken yapılacak gusül sünnet-i müekkededir. Bu gusül, hadesten taharet için değil, maddî temizlik içindir. Bu bakımdan hayız ve nifas hâlindeki kadınlar bile gusledebilirler.

Tam bir temizlik için, ayrıca tırnaklar kesilir, bıyıklar kısaltılır, koltuk altları ve kasıklar traş edilir.

Bu temizlikleri yolda ihrama girerken yapmak imkânı olmayacaksa, evde yola çıkmadan evvel yapmak lâzımdır.

Bundan sonra ayakkabılar ve dikişli elbiseler çıkarılır. İzar ve rida adı verilen iki parçadan ibaret bir örtü ile vücut örtülür. Göbekten diz kapakları altına kadar sarılarak giyilen parçaya izar ve belden yukarı omuzlar üzerine alınana da rida denilir. Bu örtülerin beyaz ve yeni olması güzeldir. Yeni olmasa bile temiz olması şarttır.

Kadınlar el ve yüzleri -saçları görülmemek kaydıyla- açık olarak günlük kıyafetleriyle ihram vaziyeti alırlar.

Sonra güzel kokulardan bir koku sürünür. Ancak kokunun ihrama girdikten sonra vücutta veya elbisede renk ve izi kalmamalıdır. Kokusu kalabilir.

İhrama sarılıp kokulandıktan sonra iki rek'at namaz kılınır. Vakit kerahet vakti ise namaz kılınmaz. Kılınan bu namaz, sünnettir. Birinci rek'atında Fâtiha'dan sonra Kâfirûn sûresini, ikinci rek'atta da İhlâs sûresini okumak faziletlidir.

Namazın sonunda Allah'tan hac için yardım ve kolaylık istenir.

"Allahım, hac etmek istiyorum, onu bana kolaylaştır ve benden kabul buyur" diye dua edilir.

Bu umresiz sadece hac yapmak niyetiyle ihrama girildiği takdirdedir. Temettü haccı yapmak isteyenler hacca değil umreye niyet ederler. Kıran haccı yapmak istiyenler ise, umre ile haccı birlikte niyet ederler.

Bu niyet ve duayı müteâkip telbiyeye başlanır.

Telbiye, hacının Allah'ın emrine âmâde ve onu yerine getirmek için can attığını ifade eder. "Buyur Allahım, emrine âmâdeyim" demektir. Böylece ihrama girilmiş olur. Artık yol boyunca Peygamber Efendimize bol bol salâvatlar getirilir, dualar yapılır; zikir, tesbih ve tehlilde bulunulur. Farz namazların ardından da çokça telbiye getirilir. Telbiyeleri yüksek sesle söylemek, erkekler için müstehabtır; kadınlar ise seslerini yükseltmeden söylerler.
İhramlıya Yasak Olan Hususlar Nelerdir?

İhramlı kimseye bazı hususlar haram, bazı hususlar da mekruhtur.

1 - Ailesi yanında olanların hanımıyla cinsî münasebette bulunmaları veya cinsî yaklaşmaya sebeb olabilecek söz, fiil ve hareketlerde bulunmaları haramdır.

2 - Kafiledeki arkadaşlarıyla, kafile idarecisi veya vasıta şoförleriyle kavga etmek, yersiz münakaşa ve mücadelede bulunmak, sövüp saymak, hakaret etmek de haramdır.

3 - Avlanmak veya bir avcıya işaretle bile olsa yardımda bulunmak haramdır. Ancak deniz avı serbesttir.

4 - Harem dahilinde bulunan yeşil otları koparmaktan, çiğneyip ezmekten, budamaktan ve zararsız hayvanları öldürmekten de sakınmalıdır.

5 - İhramlı iken koku sürünmek, traş olmak, tırnaklarını kesmek veya vücudunun herhangi bir yerinden kıl koparmak da haramdır. Bu bakımdan başın kaşınmaması gerekir. Çünkü saç dökülebilir. Fakat saçı dökmeden hafifçe kaşımada bir mahzur yoktur.

6 - Başa takke giymek veya sarık sarmak da haramdır. Ancak başa değdirmeden sıcaktan korunmak için başın üstünde şemsiye taşınabilir.

7 - Pantolon, palto, mintan gibi dikişli elbiseler giymek de haramdır. Ancak erkeklerin üşüdüğü için veya başka bir zarurete binaen dikişli elbiseleri sırtlarına almalarında bir mahzur yoktur. Dikişli elbiseden kasıt, vücud ölçülerine göre dikilmiş gömlek, pijama gibi elbiselerdir. Peştemal şeklindeki ihramların kenarındaki dikişlerin zararı yoktur, sökülmesi gerekmez.

8 - Vücudun neresine olursa olsun, ihramlı kimsenin kına sürmesi câiz değildir.

9 - Çorap ve ayakkabı giyilmesi de câiz değildir.

İhramlıya Mübah Olan Hususlar Nelerdir?

1 - İhramlının kan aldırması....

2 - Kıl koparmadan vücudun herhangi bir yerini veya başını kaşıması...

3 - Kirlerden temizlenmek için başını veya vücudunu yıkamak da mübahtır. Bu esnada kokusuz sabun da kullanılabilir.

Yalnız, başında bit, pire gibi parazitler varsa, onları öldürmek câiz değildir, tutup yere atabilir.

4 - Sıcaktan korunmak için bir ağaç, ev, çadır altına sığınılabileceği gibi, şemsiye de taşınabilir. Yeter ki şemsiye başa değdirilmesin. Bir anlık dokunmanın ise, bir zararı yoktur.

5 - Kemer takmak, silâh kuşanmak, yüzük ve saat takmak, kokusuz sürme çekmek de ihramlıya mübah olan hususlardandır.

Ayağa, topukları ve üzeri açık nalın şeklinde bir ayakkabı giymek de câizdir.

İhramdan Nasıl Çıkılır?

İhramdan çıkmak için erkekler saçlarını ya ustura ile traş ettirirler veya en az parmak uçları kadar 1,5-2 santim kısalttırırlar. Başı traş ettirmek, kısalttırmaktan efdaldir.

Kadınlar ise traş olmazlar, uçlarından kısaltırlar.

Böylece ihramdan çıkılmış olur...

TAVÂF

Tavaf Nedir?

Tavaf, lügatte, bir şey'in etrafında dolanmak demektir. Dinî mânası ise, Kâbe'nin etrafında 7 kere dolanmak demektir. Kâbe'nin etrafında her bir devire şavt denir. 7 şavt bir tavaf olur.

Tavafın Vâcibleri Nelerdir?

1. Tavafa Hacer-i Esved'den başlamak.

2. Tavafı Kâbe'yi sol tarafına alıp rükn-ü Irakî yönüne ilerleyerek yapmak.

3. Özürlü değilse tavafı yürüyerek yapmak.

4. Tavafı Hatîm denen Kâbe etrafındaki duvarın dışından yapmak.

5. Tavafta bulunurken abdestli olmak.

6. Tavaf bitince iki rek'at namaz kılmak.

Tavafın vâciblerinden herhangi birinin terki, cezayı gerektirir. Tavaf yeniden yapılırsa ceza düşer.

Tavafın Sünnetleri Nelerdir?

1 - Sadece Kudüm ve Ziyaret tavafına mahsus olmak üzere tavafın ilk üç şavtında, belden yukarı sarılan ihramın bir ucunu sağ koltuk altına, diğer ucunu da sol omuz üzerine alarak sağ omuzu çıplak bırakmak. Buna ıztıba denir.

2 - Yine sadece Kudüm ve Ziyaret tavafına mahsus olmak üzere tavafın ilk üç şavtında erkeklerin remel denen omuzları silkerek çalımlı yürümeleri...

3 - Tavafın her şavtında Hacer-i Esvedi mümkünse öpmek, değil ise uzaktan istilâm etmek. İstilâm, Hacer-i Esved'i selâmlamak demektir.

4 - Tavaf namazından sonra Makam-ı İbrahim arkasında dua etmek.

Tavafın sünnetlerinin mazeretsiz terki mekruhtur. Fakat mazeretsiz de terkedilmiş olsa cezayı gerektirmez.

Tavaf Nasıl Yapılır?

Önce farz, vâcib, nafile tavaflardan hangisi yapılacaksa ona niyet edilir. Her tavafın yapılışı aynıdır. Fark, sadece farz, vâcib ve sünnet oluşundadır. Bu bakımdan niyette, yapılacak tavafın nevî belirtilir.

Tavafa niyetten sonra, doğruca Hacer-i Esved'in bulunduğu yere gidilir. Mümkün olduğu takdirde başkasına eziyet vermeksizin eller Hacer-i Esved üzerine konur ve taş öpülür. Yaklaşıp öpmek mümkün olmadığı takdirde, yalnız el sürülür, bu da mümkün olmazsa Hacer-i Esved'e karşı durulup ellerin içi taşa doğru gelmek üzere eller kaldırılır ve tekbir, tahmid ve salâvat getirilir. Daha sonra el içleri öpülerek yüzlere sürülür. Bu fiile istilâm denir. Sevab bakımından istilâm ile Hacer-i Esved'i öpmek arasında bir fark yoktur. İstilâmda şu duâ okunur:

Bismillâhi vallâhü ekber, Allahümme îmanen bike ve tasdîkan bi-kitâbike ve vefâen bi-ahdike ve't-tibâan li-sünneti nebiyyike sallâllahü aleyhi ve sellem.

بِسْمِ اللّهِ وَاللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُمَّ ايمَانًا بِكَ وَتَصْديقًا بِكِتَابِكَ وَوَفَاءً بِعَهْدِكَ وَاتِّبَاعًا لِسُنَّةِ نَبِيِّكَ صَلَّى اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

"Allah'ın adıyla... Allah en büyüktür. Allahım! Sana iman ederek kitâbını tasdîk, ahdine vefâ ve Peygamberinin sünnetine uyarak..."

Bundan sonra Kâbe sol tarafa alınarak etrafında dönülmeye başlanır. Hacer-i Esved'den başlanıp yine Hacer-i Esved'e gelinen her dönüşe bir şavt denir. Bir tavaf, 7 şavttan ibarettir. Tavafın ilk üç şavtında erkekler sağ omuzlarını açarak ve pehlivanlar gibi omuzlarını silker bir vaziyette canlı ve çalımlı bir yürüyüşle yürürler. Omuz açmaya ıztıba, canlı çalımlı yürümeye de remel denir. Iztıba ve remel yapılması sünnettir ve sadece ziyaret ve kudüm tavaflarında yapılır. Diğer tavaflarda yapılmazlar.

Tavaf, Hatîm'in arkasından yapılır. Aslen Kâbe'den olup sonra dışarıda bırakılan ve yarım ay şeklinde çevrelenen yere Hatîm denir. Bu kısım Kâbe'den sayıldığı için, tavaf bunun dışından yapılmaktadır.

Kâbe'nin kapısında ve köşelerinin herbirinde dualar okunur, salât ü selâm, tekbir ve tehliller getirilir.

Kâbe'nin 4 köşesi vardır ki bunlara rükün denir. Hacer-i Esved'in bulunduğu rükünden sonra sağdan sola doğru sırası ile Rükn-i Irakî, Rükn-i Şâmî ve Rükn-i Yemanî gelir. Rükn-i Yemânî'nin istilâm edilmesinde bir beis yoktur. Diğer iki rükün istilâm edilmezler.

Hacer-i Esved'e her uğrandıkça mümkünse öpülür veya el sürülür. Mümkün değilse istilâm yapılır. Sonra tekrar tavafa devam edilir. Kâbe

etrafında 7 dönüş (7 şavt) tamamlanınca, Hacer-i Esved istilâm edilerek tavaf tamam edilmiş olur. Bundan sonra yer bulunduğu takdirde Makam-ı İbrahim'de, yer bulunamazsa Mescid-i Haram'ın münasip bir yerinde iki rek'at tavaf namazı kılınır. Bu namaz vâcibdir. Birinci rek'atta Kâfirûn, ikinci rek'atta ise İhlâs sûreleri okunur.. Bu namaz da, kerahet vakitleri dışında kılınır. Bu bakımdan ikindiden sonra tavaf eden kimse akşam namazını bekler. Akşamın farzından sonra tavaf namazınını kılar, sonra akşamın sünnetini kılar.

Resûlüllah Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde tavaf namazı kılan kimselerin bir köle âzad etmiş kadar ecir ve sevab alacaklarını belirtmiştir.

Tavaf namazını bitirdikten sonra, Kâbe-i Muazzama'ya yönelerek ayakta ihlâs ve samimiyetle dualar edilir.

Sonra Zemzem kuyusuna gidilip şu dua okunarak su içilir:

"Allahım, senden geniş rızık, faydalı ilim ve her türlü hastalıklardan da şifa

Kaç Çeşit Tavaf Vardır?

5 çeşit tavaf vardır:

1 - Ziyaret tavafı: Haccın rüknünden biri olan farz tavaftır. Yapılış zamanı, Kurban bayramının birinci günü fecrin doğuşundan itibaren ömrün sonuna kadardır. Ancak bu tavafın, Kurban bayramı günleri içinde yerine getirilmesi vâcibdir. Tamamıyla terki hâlinde, hac bozulur, bâtıl olur.

2 - Kudüm tavafı: Mekke'ye ayak basıldığı zaman yapılan sünnet bir tavaftır. Hariçten Mekke'ye gelenler tarafından yapılır.

3 - Vedâ tavafı: Bu tavaf vâcibdir. Buna Sader tavafı, Vâcib tavaf, Kâbe'yi son ziyaret tavafı adı da verilir. Mina'daki cemrelerin taşlanması işi bitip Mekke'ye dönüldükten sonra, Mekke'den memlekete dönmek istendiğinde son vazife olarak Vedâ tavafı yapılır. Mekkelilere bu tavaf vâcib değildir. Hayız ve nifas hâlindeki kadınlar için de, vâcib olmaktan çıkar, üzerlerinden sâkıt olur.

4 - Umre tavafı: Umrenin rüknü olan tavaftır. Bu tavaf yapılmadan ömre yerine getirilmiş olmaz.

5 - Tatavvu tavafı: Farz, vâcib ve sünnet tavafın dışında yapılan nafile tavaflardır.

SA'Y

Sa'y Nedir?

Sa'y, Kâbe'nin doğusundaki Safâ ile Merve denilen iki tepe arasında koşarak yürümek demektir.

Sa'y'in Vâcibleri Nelerdir?

1. Sa'y'in tavaftan sonra olması.

2. Sa'yi 7 şavt yapmak. Safâ ile Merve arasında hem gitmek, hem de gelmek birer şavt sayılır.

3. Sa'yi bizzat yürüyerek yapmak.

4. Sa'ye Safâ'dan başlayıp Merve'de bitirmek.

Sa'y'in Sünnetleri Nelerdir?

1. Tavaftan hemen sonra sa'y'e başlayıp arasını açmamak.

2. Abdesti yoksa abdest almak, sa'y'i abdestli olarak yapmak. Hayız ve nifas hâlindeki kadının sa'y'i, özründen dolayı kerahetsiz sahihtir.

3. Meyleyn-i ahdareyn adı verilen iki yeşil direk arasında hervele yapmak. Hervele, koşma ile yürüme arasında bir yürüyüş tarzıdır ki, buna canlı, hararetli yürüyüş de diyebiliriz. Hanımlar hervele yapmazlar.

4. Sa'y esnasında tekbir, tehlil ve salâvat getirmek. Dua etmek.

5. Her şavtta Safâ ile Merve'de yüzünü Kâbe'ye dönüp tekbir, tehlil ve dua etmek. (Duada elleri semaya kaldırmak müstehabdır.)

Sa'y Nasıl Yapılır?

Tavaf namazını kılıp Zemzem suyunu da içtikten sonra, sa'y yapılmak isteniyorsa, tekrar Hacer-i Esved'e dönülür, öpülür veya el sürülür, yahut da bunlar mümkün olmazsa uzaktan istilâm edilir. Sonra Safâ'ya çıkmak üzere Mescidden dışarı çıkılır. Her kapıdan Safâ'ya çıkılabilir, fakat Safâ kapısından çıkılması daha iyidir. Sol ayakla mescidden çıkılır, Safâ tepesine gidilir. Orada Kâbe'ye yönelik olarak eller havaya kaldırılır ve üç defa tekbir getirilir; tehlil, tahmid getirilir ve salâvatlar, istenen dualar yapılır.

Sonra sa'y etmeye niyet edilerek Merve'ye doğru vekarla yürünmeye başlanır. Yeşil renkli iki direk arasına varınca hervele yapılır. Yani, koşma ile yürüme arasında çalımlı çalımlı yürünür. Direkler geçilince yine normal olarak vekarla yürünür. Merve tepesine varılır. Burada da Kâbe'ye karşı durulur. Safâ'daki gibi tekbirler getirilir, tahmid, tehlil ve dualar okunur. Böylece sa'y'ın bir şavtı tamamlanmış olur. Sonra aynı şekilde Safâ'ya geri dönülür. Gidiş dönüş yolları ayrı ayrıdır. Her şavtta

iki yeşil direk arasında hervele yapılır. Yedinci şavt Merve'de tamamlanır. Böylece Safâ'dan Merve'ye 4 gidiş, Merve'den Safâ'ya 3 dönüş yapılmış olur. Safâ'dan Merve'ye gidiş bir şavt (devir) olduğu gibi Merve'den Safâ'ya dönüş de bir şavttır.

Sa'y tavaftan sonra yapılır. Tavaftan önce yapılan sa'y'ın iadesi gerekir.

ARAFATTA VAKFE

Vakfe Nedir?

Mekke civarındaki Arafat dağının bulunduğu yerde bir miktar durmaya vakfe denir ki haccın rükünlerindendir. Bu rükün yerine getirilmeden hac bozulur, sahih olmaz. Bu sebeble Peygamberimiz: "Hac, Arafat'tır" buyurmuştur.

Vakfenin şartı vakittir. Vakitten kasıd ise, Zilhicce'nin 9. günü yani arefe günü öğleden itibaren Kurban bayramının 1. günü fecrin doğuşuna kadar olan süre içinde Arafat'da bir müddet bile olsa bulunmaktır. Bu süre içinde Arafat'a ulaşamayanların haccı bâtıl olur, bozulur. Arafat'da vakfe için niyet şart olmadığı gibi, vakfede bulunduğu yerin Arafat olduğunu bilmek de gerekmez. Yeter ki vakit içinde orada bulunsun.

Vakfenin Vâcibleri Nelerdir?

Arafat'a gündüzden gelenler için, orada güneş batıncaya kadar kalmak, güneş batmadan bir tarafa ayrılmamak vâcibdir. Gece gelenler için bu vâcib düşer.

Vakfenin Sünnetleri Nelerdir?

Vakfenin başlıca sünnetleri şunlardır:

1 - Vakfe için gusletmek.

2 - Hacıların o günkü öğle ve ikindi namazlarını öğle vaktinde birleştirerek kılmaları (cem'-i takdim).

3 - Vakfeyi bu namazın akabinde yapmaya başlamak.

4 - Oruçlu olmamak.

5 - Abdestli bulunmak.

6 - Kalb ve ruhu dünyevî meşgale ve düşüncelerden uzak bulundurmak.

7 - Elleri açık olarak havaya kaldırıp bol bol tekbir, tesbih ve salâvatta bulunmak. Kendisi, ana-babası, yakınları ve bütün mü'minler için bol bol dua etmek.

8 - Vakfe esnasında kıble istikametine yönelmek.

Vakfenin ayakta yapılması şart değildir. Oturarak da yapılabilir. Fakat özür yokken oturarak yapmaktan, ayakta yapmak daha faziletlidir.

Vâcib olan, Arafat'da vakfenin, gündüz güneş batıncaya kadar yapılmasıdır. Mazeretsiz olarak vakfeyi geceye bırakmamalıdır.

Arafat vâdisinin Urene vadisi dışında her yerinde vakfe yapılabilir. Urene vadisi, Arafat bölgesinden değildir. Burada bulunan Nemire mescidinin güney kısmı da vakfe dışında kalmaktadır. Vakfenin Cebel-i Rahme denilen tepenin eteklerinde yapılması ise sünnettir.

AREFE GÜNÜNDEKİ RAHMET TECELLİSİ

"Şeytanın arefe gününden başka bir günde, daha zelil, daha hakir, daha küçük ve daha öfkeli olduğu görülmemiştir. Bu, Allah'ın rahmetinin inmesinden ve Allah'ın büyük günahları bağışlamasından dolayıdır." (Malik)

Hadiste, Arefe gününde, Allah'ın rahmetinin, af ve mağfiretinin azamî boyutlarda tecelli edeceği ifade edilmektedir. Öyle ki, Allah en büyük günahları bile o gün bağışlayacaktır.

Bu yüzden Arefe günü, şeytanın zillet günüdür. Öfkesinden kahrolduğu, tüm yaptıklarının boşa çıktığı vaveylâ zamanıdır.

Arefe günü, öyle yüce bir gündür ki, kim bu günde kulağına, gözüne ve diline sahip olursa bağışlanır. (Ahmed)

Arefe günü, Allah Teâlâ, kullarına rahmetiyle tecelli eder, sonra meleklerine karşı onlarla övünür. (İbn-i Mace)

ŞEYTAN TAŞLAMA (REMY-İ CİMAR)

Remy-i Cimar Ne Demektir?

Cemre adı verilen yerlere ufak taşlar atmak demektir. Buna dilimizde Şeytan Taşlama denir.

Mina'da taş atılacak üç yer vardır.

1. Cemre-i suğra (Küçük şeytan).

2. Cemre-i vusta (Ortanca şeytan).

3. Cemre-i akabe (Büyük şeytan).

Kurban bayramının 4 günü boyunca buralara taş atmak, haccın vâcibleri arasında gelmektedir.

Şeytan Nasıl Taşlanır?

Birinci gün, yani, Kurban bayramı günü sadece Cemre-i Akabe'ye taş atılır. Sünnet olan güneşin doğuşundan öğleye kadar olan süre içinde taşları atmaktır. Öğleden sonra akşam güneş batıncaya kadarki süre içinde de atılması câizdir.

İkinci, üçüncü ve dördüncü günler ise, bütün cemreler taşlanır. Önce Cemre-i Suğrâ'dan başlanır. Sonra vusta, sonra akabe taşlanır. Böylece atılan toplam taş sayısı 70 olur. Ancak bayramın 4. günü şafak sökmeden Mina'dan ayrılanlara, 4. günün taşlarını atmak, vâcib olmaktan çıkar. Bu durumda onların attıkları taş sayısı, 49 olmuş olur.

Bu günlerde taşların, öğle ile akşam arasında atılması sünnettir. Güneş battıktan sonra atılması ise mekruhtur. Öğleden önce de taşlama yapılmaz.

Atılan taşların fasulye büyüklüğünde olması gerekli ise de, daha büyük ve daha küçük olmaları da câizdir.

Her cemreye sağ el ile yedi taş atılır. Yedi taşı avuca alıp bunları toptan atmak, bir taş yerine geçer. Bunun için 6 taş daha atmak gerekir.

Atılan taşların yıkanmış ve temiz olması şarttır. Pis olduğu bilinen taşı atmak caizse de, mekruhtur. Taşları Müzdelife'den yahut yoldan almak müstehabdır. Cemrelerin yanından taş alıp atmak câiz ise de mekruhtur.

Taş, başparmak ile işaret parmağı arasına alınarak atılır. Cemrenin yanına gidip de taş cemrenin üstüne konsa, bu kifayet etmez. Mutlaka atılması şarttır.

Taşların, vadinin aşağısından yukarı, Mekke'ye doğru gidilerek atılması sünnettir. Taşları 3,5-5 metre mesafeden atmak gereklidir.

Taşların cemre üzerine veya yakınına düşmesi lâzımdır. Taşlar 1,5 metreden daha uzağa düşmemelidir. Uzağa düşen taş yerine, yenisi atılmalıdır.

HACLA İLGİLİ OLARAK İŞLENEN SUÇLAR VE CEZALAR

Haccın Bozulmasına Sebeb Olan Fiiller Nelerdir?

2 sebebden dolayı hac bozulur:

1 - Arefe günü öğleden itibaren bayramın 1. günü fecir vaktine kadar olan süre içinde Arafatta vakfe yapılmazsa hac bozulur.

2 - Arafatta vakfeden evvel ailesi ile cinsî münasebette bulunmak da haccı bozar, ifsad eder.

Bu iki sebebden dolayı haccı bozulan kimse, ertesi sene kazâ ederek haccını tamamlar.

Haccı bozulan kimse, "nasıl olsa haccım bozuldu" diyerek kalan hac vazifelerini yapmamazlık edemez.

Cinsî münasebet (cima') sebebiyle hacları bozulan karı-kocanın her ikisine de, ceza olarak en az birer koyun kesmeleri vâcib olur.

Arafatta vakfeden sonra cima' yapılırsa hac bozulmaz, her ikisine de birer deve kurban etmek ceza olarak gerekir.

Traş olup ihramdan çıktıktan sonra daha ziyaret tavafını yapmadan cima' edilirse, ceza olarak bir koyun kesilmesi gerekir.

Ziyaret tavafı yapıldıktan sonra cima' yapılmasında ise, bir mahzur ve ceza yoktur.

Ceza Kurbanı Kesilmesini Gerektiren Fiiller Nelerdir?

Cinsî münasebete yol açabilecek, öpme, okşama gibi fiillerden dolayı hac bozulmaz, ancak bir ceza kurbanı kesmek vâcib olur.

İhtilâm olmaktan dolayı bir ceza gerekmez. Gusledilerek temizlenilir.

El, yüz, kol gibi bir uzvun bütününe koku sürmek de, bir ceza koyununu gerektirir.

Başının tamamına veya yarıdan fazlasına kına sürmek.

Tam bir gün veya tam bir gece dikişli elbise giymek veya başını sarık, takke gibi bir şeyle örtmek.

Koltuk altlarından birini veya ikisini veya ensesinin tamamını traş etmek.

El ve ayak tırnaklarının tamamını bir başlayışta ve aynı yerde kesmek gibi hususlar da ceza kurbanı gerektirir.

Ayrıca şu hususlar da ceza kurbanını gerektirir:

Haccın vâciblerinden birini terketmek.

* Kudüm ve Vedâ tavafını cünüp olarak yapmak.

* Ziyaret tavafını abdestsiz olarak yapmak.

* Arafat'tan güneş batmadan inmek.

* Safâ ile Merve arasında sa'yı terketmek.

* Müzdelife vakfesini özürsüz terketmek.

* Şeytan taşlama işlerini terketmek.

* Tertibe riayet etmemek. Meselâ şeytan taşlamadan traş olmak.

* Hastalık veya şiddetli soğuk gibi bir özürle dikişli elbise giyen kimse, yahut başındaki bir hastalıktan dolayı rahatsız olarak saçlarını kestiren kimse, isterse bir koyun keser, isterse üç gün oruç tutar, dilerse 6 fakire birer fitre tutarında sadaka verir.

Sadaka Vermeyi Gerektiren Suçlar Nelerdir?

* Herhangi bir âzasının tamamına değil de bir kısmına koku sürünmek.

* Bir günden az olmak üzere başını örtmek veya dikişli elbise giymek.

* Saç ve sakalının dörtte birinden azını, avret mahalli ve koltuk altlarının bir bölümünü traş etmek.

* El ve ayak tırnaklarının bir kısmını kesmek.

* Abdestsiz olarak Kudüm ve Vedâ tavafını yapmak. Abdestli olarak tekrar yaparsa ceza düşer.

* Cemrelere bir taş noksan atmak.

Verilecek sadaka, bir fitre miktarıdır.



Sadakadan Az Bir Şey Vermeyi Gerektiren Suçlar Nelerdir?

Çekirge öldürmektir.

Kıymeti Verilmesini Gerektiren Suçlar Nelerdir?

Av hayvanlarından herhangi bir hayvan öldürüldüğü takdirde, itimada şâyan iki kişi tarafından hayvanın kıymeti takdir edilir. Bedel bir kurban parasına ulaşıyorsa kurban alınarak kesilir. Kurban kesmiyerek o para ile yiyecek alıp fakirlere birer fitre miktarı dağıtmak da olabilir. İsterse her fitre karşılığında bir gün oruç da tutabilir.

İhrama girdikten sonra Harem'de ve Harem haricinde öldürülen av hayvanları için gereken ceza aynıdır. Değişmez.

İhramda iken, av hayvanı öldürmek haram olduğu gibi, onu öldürmeye yardımcı olmakta haramdır.

Av hayvanı olmayan koyun, keçi, sığır, deve, kaz, tavuk, ördek gibi hayvanları ihramda iken kesmek helâldır.

Harem dahilindeki insanların yeştirdiği cinsten olmayan ve kendi başına yetişip büyüyen ot ve ağaç gibi yeşilliklerin koparılması, kesilmesi hâlinde bunların değerleri sadaka olarak dağıtılır. Bedelleri kurban

bedelini buluyorsa, kurban da kesilebilir, fakat oruç tutulmaz.

Kurumuş ot ve ağaç dallarını kırıp koparmakta bir beis yoktur.

İnsan eliyle yetiştirilen, ekilip büyütülen bitkilerin koparılmasından dolayı ise bir ceza gerekmez.

Kuduz köpek, kurt, kartal, leş yiyen karga gibi hayvanları öldürmekte bu beis yoktur. Ayrıca yılan, akrep, fare, yaban arısı, karınca, yengeç, karasinek, sivrisinek, kaplumbağa, kene, kirpi ve kertenkele, solucan gibi yer haşeratını öldürmekten de bir şey lâzım gelmez.

HAC NASIL YAPILIR?

Haccın Çeşitleri:

Üç çeşit hac vardır:

1 - Hacc-ı ifrad,

2 - Hacc-ı kıran,

3 - Hacc-ı temettü.

Hacc-ı ifrad, yalnız hac için ihrama girilerek yapılan hacca denir.

Hacc-ı kıran, hac ile ömreyi tek ihram içinde yapmaya denir.

Hacc-ı temettü ise, ömre ve hac için ayrı ayrı ihrama girerek ikisini birlikte yapmak demektir.

En faziletli hac şekli, Kıran, sonra Temettü, sonra da İfraddır.

Hacc-ı İfradın Yapılışı Nasıldır?

Önce ihram bölümünde anlatıldığı şekilde ihrama girilir ve Mekke-i Mükerreme'ye dahil olmak için bütün hazırlıklar yapılır.

Mekke'ye gündüz veya gece girmekte fark yok ise de, gündüz girmek hem kolaylık bakımından daha iyidir, hem de müstebahtır.

Mekke'ye girince önce eşyalar kalınacak yere yerleştirilir. Sonra mümkünse gusledilip, değilse abdest alınıp tavaf yapmak üzere Mescid-i Haram'a gidilir.

Hayız ve nifas hâlindeki kadınlar, o halde iken tavaf edemezler, tavaftan başka bütün hac menâsikini yerine getirirler.

Mescid-i Haram'a, mümkünse Benî Şeybe kapısından sağ ayak ile girilir ve girerken şu dua okunur:

اَللّهُمَّ هذَا حَرَمُكْ وَمَأْمَنُكَ وَقَوْلُكَ الْحَقُّ وَمَنْ دَخَلَهُ كَانَ امِنًا اِللّهُمَّ فَحَرِّمْ لَحْمى وَدَمى عَلَى النَّارِ وَقِنى عذَابكَ يَوْمَ تَبْعَثُ عِبَادَكَ بِسْمِ اللّهِ وَعَلى مِلَّةِ رَسُولِ اللّهِ اَلْحَمْدُ لِلّهِ الَّذى بَلَّغَنى بَيْتَهُ الْحَرامَ اَللّهُمَّ افْتَحْ لى ابْوَابَ رَحْمَتِكَ وَمَغْفِرَتِكَ وَاَدْخِلْنى فيهَا وَاَغْلِقْ عَنّى اَبْوَابَ مَعَاصيكَ وَجْنُبْنى الْعَمَلَ بِهَا

Allahümme hâzâ haramüke ve me'menüke. Kulte ve kavlüke'l-hak: "Ve men dehalehû kâne âmina..." Allahümme feharrim lahmî ve demî ale'n-nâr ve kınî azâbeke yevme teb'asü ibâdek...

Bismillâhi ve alâ milleti resûlillâhi. Elhamdü lillâhillezî bellegani beytehü'l-harâme. Allahümme'ftah lî ebvâbe rahmetike ve edhılnî fîha ve eğlık annî ebvâbe meâsîke vecnübni'l-amele bihâ..

Kâbe-i Muazzama ilk görüldüğünde ise Allahü Ekber diye tekbir getirilerek şöyle dua edilir:

اَللّهُمَّ اَنْتَ السَّلامُ وَمِنْكَ السَّلامُ وَحَيِّنَا رَبَّنَا بِالسَّلامِ وَاَدْخِلْنَا بِفَضْلِكَ وَكَرَمِكَ دَارَ السَّلامِ اَللّهُمَّ زِدْبَيْتَكَ هُدىً وَتَشْريفًا وَتَعْظيمًا وَتَكْريمًا وَبِّرًا وَمَهَابَةً اَللّهُمَّ تَقَبَّلْ تَوْبَتى وَاَقِلْ عُثْرَتى وَاغْفِرْ خَطيئَى يَا حَنَّانُ يَا مَنَّانُ

Allâhümme ente's-selâmü ve minke's-selâm fehayyinâ rabbenâ bi's-selâm ve edhılnâ bi-fadlike ve keremike dâre's-selâm. Allahümme zid beyteke hüden ve teşrîfen ve ta'zîmen ve tekrîmen ve birren ve mehabeten. Allahümme tekabbel tevbetî ve ekıl usretî veğfir hatîetî yâ Hannânü yâ Mennân...

Kâbe'yi ilk görünce yapılacak duaların makbûl olacağına dair rivayetler vardır. Bunun için burada dua edenler: "Yâ Rabbi! Burada ettiğim ve bundan sonra edeceğim bütün dualarımı kabul buyur" demelidirler.

Buradan başka duaların en çok makbûl olduğu yerler şuralarıdır:

1 - Tavaf yaparken,

2 - Rükn-i Yemânî'nin önünde,

3 - Makam-ı İbrahîm'in orada,

4 - Safâ ve Merve tepelerinin üzerinde,

5 - Safâ ve Merve arasında sa'y ederken,

6 - Mina'da,

7 - Arafat'da,

8 - Müzdelife'de,

9 - Şeytan taşlama ânında,

10 - Mültezem'de. Mültezem, Kâbe kapısı ile Hacer-i Esved rüknü arasında kalan kısma denir.

11 - Zemzem kuyusunun yanında ve Zemzem içerken.

Kâbe'yi ilk görünce yapılan duâlardan sonra, Kudüm tavâfına niyet edilerek Kâbe'ye yaklaşılır. Hacer-i esved'in bulunduğu köşeye gidilir. Eğer durum müsaitse Hacer-i Esved öpülür. Bu mümkün olmazsa el sürülür. Buna da imkân bulunmazsa hizasında durularak istilâm edilir.

Haceri Esved'i öpeceğim veya el süreceğim diye onun önünde izdihama sebebiyet vermek, etrafını ite kaka rahatsız ederek ona yaklaşmaya çalışmak doğru değildir. Uzaktan istilâm etmek de Hacer-i Esved'i öpmek ve elle tutmak sevabını insana kazandırır. Bu bakımdan hiç izdihama mahal yoktur.

Bundan sonra tavaf bahsinde anlattığımız şekilde Kâbe 7 kere tavaf edilir. 7. kere Hacer-i Esved'in önüne gelince Kudüm tavafı tamamlanmış olur. Tekrar Hacer-i Esved istilâm edilir. Sonra yer bulunursa Makam-ı İbrahim'de, değilse Mescid dahilinde münasib bir yerde iki rek'at tavaf namazı kılınır. Namazdan sonra Zemzem kuyusuna gidilip su içilir.

Sonra Safâ ile Merve arasında sa'y edilmek isteniyorsa, tekrar Hacer-i Esved'e dönülüp istilâm edilir. Sonra Safa tepesinde gidilmek üzere Mescidden dışarı çıkılır. Sa'y bahsinde anlattığımız şekilde Safâ ile Merve arasında 7 kere gidip gelinir. Böylece sa'y da yapılmış olunur.

Sa'y tavaftan sonra yapılır. Tavaftan önce yapılan sa'y'in iade edilmesi gerekir.

İfrad hac'da, say'ın, Kudüm tavafından sonra hemen yapılmayıp Ziyaret tavafından sonraya bırakılması daha faziletlidir.

Tavaf ve sa'y esnasında imam vakit namazlarına başladığı zaman, tavaf ve sa'y bırakılarak cemaate uyulur. Sonra bırakılan yerden devam edilir.

Merve'de sa'y tamamlandıktan sonra tekrar Mescide dönülür ve iki rek'at namaz kılınır.

Sonra Zilhicce'nin 8. günü olan terviye gününe kadar, Mekke'de ihramlı olarak kalınır. İhramın yasaklarından kaçınılır. Bol bol nafile tavaf yapılır. Mescidde namaz kılınır. Ancak bu nafile tavaflardan sonra sa'y yapılmaz.

Terviye gününden bir gün önce, yani arefe gününden iki gün önce imam bir hutbe okuyarak insanlara hac vazifeleri hakkında bilgi verir. Hac esnasında üç hutbe okunur ki birincisi budur. Diğer ikisi ise, arefe günü Arafat'da okunan hutbe ile, Arafat'tan döndükten sonra Zilhicce'nin 11. günü Mina'da okunan hutbedir. Hutbeler imam tarafından öğle namazının ardından okunur. Ancak Arafat hutbesi öğle namazı kılınmadan evvel okunur.

Terviye günü (arefeden bir gün önce) sabah namazı kılınıp güneş doğduktan sonra topluca Mina'ya gidilir. Ve orada gecelenir. Mekke'de bulunulduğu sürece ve yollarda telbiyeye devam edilir. Mina'da gece kalındıktan sonra sabah namazı erken kılınarak Arefe günü Arafat'a gitmek üzere yola koyulunur. Mina'da gecelemeden doğruca Mekke'den Arafat'a gidilip orada gecelemek de câizdir. Mina'da geceleyecekken Mekke'de geceleyip oradan Mina'ya uğrayıp doğruca Arafat'a çıkmak câizse de mekruhtur.

Arafat'a varılınca, buranın her yerinde durulup vakfe yapılabilirse de Cebel-i Rahme adı verilen tepecik civarında durmak daha faziletlidir.

Öğle vakti, imam hutbeye çıkar ve müezzin de ezan okur. Ezandan sonra Cumada olduğu gibi imam hutbesini verir ve insanlara hac görevini hatırlatır. Hutbeden inince bir ezan ve iki kametle öğle namazı ve ikindi namazı birleştirilerek, öğle vakti içinde kılınır. İki farz namaz arasında sünnet kılınmaz. Öğlenin ilk sünneti ise kılınır. İmam-ı A'zam'a göre Arafat'ta öğle ve ikindinin birarada kılınması sadece cemaatle câizdir. Yalnız başına kılınamaz. İmam-ı Muhammed ile Ebû Yûsuf'a göre ise, yalnız başına kılanlar dahi, bu iki namazı bir arada kılarlar.

Namazdan sonra vakfeye çıkılır ve bol bol dua edilir. Dua imamla yapılacağı gibi, tek başına da yapılabilir.

Gündüz Arafat'ta vakfeye duranlar için, güneş batıncaya kadar vakfeye devam etmeleri vâcibdir.

Arafat'da yapılacak muayyen bir dua yoktur. Bol bol tekbir getirilir Şu duanın yapılması da çok daha bulunmuştur:

Lâ ilâhe illâllahü vahdehû lâ şerîke leh lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü yuhyî ve yümît bi-yedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadîr.

Peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmuştur:

"Duanın en hayırlısı Arefe günü yapılanıdır. Benim söylediğim, benden evvelki peygamberlerin söylediği en hayırlı söz de: "Lâ ilâhe illâllahü vahdehû lâ şerîke leh, Lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü yuhyî ve yümît bi-yedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadîr" sözüdür."

Güneş batınca telâş etmeksizin vekarla Müzdelife'ye dönmek üzere yola çıkılır. Zaman zaman telbiye, tekbir, tehlil ve tahmid getirilir ve istiğfarda bulunulur. Güneşin batışından evvel Arafat sahasının dışına çıkmamak kaydıyla izdihamdan dolayı erkenden hazırlanıp yola koyulmakta bir mahzur yoktur. akşam namazı Arafat'ta veya yolda kılınmaz. Kılınırsa Müzdelife'de iadesi gerekir. Müzdelife'ye varınca münasip bir yere inilir. Yatsı vakti girildikten sonra müezzin ezan okuyup kamet getirir. İmam akşam namazını kıldırır, sonra sünnet kılınmadan tekrar kamet getirilerek yatsı namazı kılınır. Böylece yatsı vaktinde akşam ile yatsı namazı birleştirilerek kılınmış olur. Yalnız başına kılan da aynı şekilde bu iki namazı birleştirerek kılar. Müzdelife'de gecelemek sünnettir. Ancak fecrin doğuşundan itibaren güneş doğuncaya kadarki süre içinde Müzdelife'de bir an bile olsun bulunup vakfe yapmak vâcibdir. Bu vakfeyi terketmek cezayı gerektirir.

Müzdelife'de geceleyenler mümkün olduğu kadar geceyi ibâdet, zikir ve dua ile geçirirler. Bu arada Mina'da şeytan taşlamada kullanmak üzere 70-80 tane taş toplanır, bunlar yıkanıp temizlenerek atmaya hazır hâle getirilir.

Müzdelife'de fecir ile güneşin doğuşu arasında bir süre vakfe yaptıktan sonra, gün iyice ağarınca Mina'ya doğru yola çıkılır. Bu gün Kurban bayramının birinci günüdür ki yevm-i nahr tâbir edilir.

Mina'ya varılınca hemen eldeki ağırlıklar ve eşyalar kalınacak yere konur. Sonra Mekke'ye gidiş istikametine göre üçüncü cemre olan Cemre-i Akabe'ye varılır. Daha evvel hazırlanmış olan taşlardan 7 tane bu cemreye atılır. Bu taşların öğleyin zeval vaktine kadar atılması sünnettir. Güneş batıncaya kadar atılmasında ise bir beis yoktur. En iyisi izdihama meydan vermemek için acele etmeyip münasib zamanı kollamaktır.

Kurban bayramının bu birinci günü, sadece Akabe cemresine taş atılır. Taş atma işlemi bitince kurban kesmek isteniyorsa kurban işi ile meşgul olunur. Hacc-ı İfrad yapana kurban kesmek vâcib değildir. Nâfile olarak keserse o ayrıdır.

Kurban kesmek istemiyenler, bundan sonra saçlarını traş eder ve kısalttırırlar. Kıran ve Temettü haccı yapanlara kurban vâcib olduğu için onlar ancak Kurban bayramı günleri içinde kurbanlarını kestirdikten sonra traş olabilirler veya saçlarını kısalttırabilirler.

Başı traş ettirdikten sonra bıyık ve tırnakların da kesilmesi müstehabtır. Sakallardan kesilmez. Kesilirse bir mahzuru da yoktur.

Bu şekilde traş olup veya saçları kısalttıktan sonra, ihram sebebiyle haram olan herşey, cinsî münasebet hariç, helâl olur.

Traş olduktan sonra aynı günde veya mümkün olmazsa ikinci veya üçüncü günlerde Mekke'ye gidilip Ziyaret tavafı yapılır. Bu tavaf farzdır ve haccın son rüknüdür. Ziyaret tavafının yapılmasıyla hac tamam olmuş olur. Tavaftan sonra artık cinsî münasebet de helâl hâle gelir.

İfrad haccı yapan kimse sa'yini Kudüm tavafından sonra yapmayıp Ziyaret tavafından sonraya te'hir etmişse, tavafın ardından sa'y yapılır. Yoksa sa'y gerekmez. Kıran ve temettü haccını yapanlar ise, Ziyaret tavafından sonra da sa'y ederler.

Ziyaret tavafı bu şekilde yapıldıktan sonra, tekrar Mina'ya dönülür. Mina'da gecelenir. Mina'da gecelemek sünnettir. Sebebsiz yere Mina'dan başka yerde gecelemek mekruhtur.

Kurban bayramının ikinci günü öğleyin zevalden sonra, üç cemreye de taş atılır. Önce Suğra, sonra Vusta, sonra da Akabe cemreleri taşlanır.

Kurban bayramının 3. günü de aynı şekilde zevalden sonra Şeytan taşlama işine devam edilir. Böylece taşlamalar tamamlanmış olur. Artık Mekke'ye dönülmesinde bir mahzur kalmaz. Ancak üçüncü günü de Mina'da geceleyip, 4. günün fecri doğuncaya kadar Mina'da kalınacak olursa, bu 4. günde de şeytan taşlama işinin yapılması icabeder.

Taşlama işleri tamamen bitip Mina'dan ayrılındıktan sonra Mekke'ye dönülür. Mekke'den memlekete dönmek üzere ayrılırken ise, son vazife olarak Kâbe tekrar ziyaret edilir ve Vedâ tavafı yapılır.

Vedâ tavafı yerine getirildikten sonra iki rek'at tavaf namazı kılınır, sonunda dua edilir ve Zemzem suyundan içmek üzere kuyuya gidilir. Burada kıbleye karşı durularak dua yapılır. Zemzem içilir, üst başa dökülür. Eğer durum müsait olursa tekrar Kâbe'ye gidilip Mültezem denilen Hacer-i Esved ile Kâbe kapısı arasındaki mevkie yüz ve göğüs konarak sağ el kapıya doğru uzatılır. Allah'tan rahmet dilenir, gözyaşı dökülür. Bir müddet tahmid, tehlil, tekbir ve salâvat getirdikten sonra Hacer-i Esved istilâm edilir ve yüz Kâbe'ye doğru dönük olarak mescidden çıkılır, yolculuk işleri ile meşgul olunur.






Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
27 Ocak 2016       Mesaj #3
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
Hac İbadeti*
(Farzı, Vacibi, Sünneti ve Yapılışı)

Her müslümanın mutluluk rüyası, ruh temizliği ve bağışlanma ümidi olan hacc ibadetini okuyor, dinliyor, bandlardan seyrediyoruz. Bu mutluluğa erenlerin huzurunu birlikte yaşıyoruz, içimizi çekerek "Bize de nasib et yâ Rab!" diye inliyoruz. Bize bizden yakın olan, "siz isteyin ben vereyim" buyuran Mevlâmız dileğimizi kabul buyurur, bizlere de nasib ederse bu ibâdeti, O'nun murâdına uygun, Rasûlü'nün (sav) yaptığı ve öğrettiği gibi düzgün yapmak boynumuzun borcudur. Bu borcu hakkıyla ödeyebilmek için bazı ön bilgilere ihtiyaç vardır; mutluluğu Allah kulluğunda bulan kardeşlerim, geliniz bu bilgileri birlikte edinelim!
Tarifi ve hükmü:
Belli bir zaman içinde, ihram yerinde başlayıp Medine ziyareti veya vedâ tavâfı ile son bulan ziyaretler, fiil ve terklerden oluşan hacc ibâdeti şartlarını taşıyan kişilere ömürde bir kere olmak üzere farzdır. "Gücü yetenlerin, Beytullah'ı ziyaret etmeleri, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır" (Âli-İmrân: 3/97) meâlindeki âyet bu farzın delilidir. Rasûl-i Ekrem (sav) Efendimiz bir hadîs-i şeriflerinde "şehadet kelimesi, namaz, oruç, zekât yanında haccı, İslâm'ın temellerinden biri olarak vasıflandırmış, böylece hacc ibâdeti, İslâm'ın şartlarından biri olmuştur.
Farz olmasının şartları:
Bir şahsın hacc ibâdeti ile mükellef olabilmesi için müslüman, aklı başında, ergenlik çağına girmiş, hür ve muktedir olması gerekir. Muktedir olmak, maddi imkânlara ve güvenliğe sahip olmak demektir. Bunun için kişinin gerek kendisine ve gerekse geçindirmek zorunda olduğu şahıslara, hacca gidip dönünceye kadar yetecek maddî güce sahip bulunması, yolculuğu engelleyecek bir hastalık, yahut sakatlığının bulunmaması, yolun açık ve günvenli bulunması (yolda hayatî bir tehlikenin mevcut olmaması) gerekir. Kadınların ayrıca yanlarında mahrem (nikâh düşmeyecek kadar yakın) bir akrabaları, yahut kocalarının bulunması şarttır. Böyle bir kimsesi bulunmayan, diğer şartları da taşıyan kadın farz olan haccı yapmak isterse, güvenilir kadınların bulunduğu bir gurup içinde haccını yapabilir; bunun için sahte nikâhlara gerek yoktur. Bu şartları taşımayan kişilere hacc farz değildir. Şartları taşır iken bu ibâdeti yapmamış olanlar, sonradan şartları kaybederler ise sorumlulukları devam eder. Meselâ zengin bir şahıs, hacc mevsimleri gelip geçtikten sonra devamlı bir hastalığa maruz kalırsa yerine birini göndermesi gerekir. Bu sebeple müslüman, imkân elverdiği anda ve ilk fırsatta bu ibâdeti yerine getirmelidir.
Rükünleri, sıhhat şartları, vâcipleri:
Hacc ibâdetinin iki ana direği vardır: 1. Arafat'ta vakfe, 2. Ziyaret tavâfı.
Beş sıhhat şartı vardır: Müslüman olmak, aklı başında olmak, haccı zamanında yapmak, belli yerlerde yapmak ve ihrama girmek.
Beş de vâcibi vardır: Sa'y etmek, Müzdelife'de vakfe yapmak, şeytan taşlamak, tıraş olmak ve vedâ tavâfı yapmak.
Buraya kadar sayılan rükün, şart ve vâciblere bağlı sünnetler bulunduğu gibi bunlardan ayrı olarak "kudûm tavâfı, arefe gecesi Mina'da kalmak, Arafat vakfesinden sonra Müzdelife'ye gelince geceyi burada geçirmek, Müzdelife'den hava iyice aydınlanınca ayrılmak ve teşrık günlerinde Mina'da kalmak haccın sünnetlerini teşkil etmektedir.
Ana direk (rükün) durumunda olan farzlardan sünnetlere kadar uzanan ve bu vazifelerimizi sırasıyle daha yakından tanıyalım:
Zaman:
Hacc mevsimi Şevval, Zilkade ve Zilhicce (ilk on günü) aylarıdır. Bu aylar içinde hangi vazifenin hangi günlerde yapılacağı ayrıca belirlenmiştir.

Mekân:
Gerek ihrama girişin, gerekse ziyaret, tavâf, sa'y, vakfe, kurban kesme gibi ibâdetlerin, mikat bölgesinden itibaren belli yerleri vardır. Dünyanın başka bir yerinde bunları yapmak, hacc ibâdeti yerine geçmez.

İhram:
İhramın esası niyet, telbiye ve bazı şeyleri kendine yasaklamaktır.

Niyet:
Hacca veya umreye, yahut da her ikisine birden niyet etmektir.

Telbiye:
Lebbeyk Allahumme lebbeyk Lebbeyk lâ şerîke leke lebbeyk inne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülk lâ şerike lek şeklindeki zikri yapmaktır.
İhram'ın belli yerleri vardır. Mısır, Suriye, Kuzey Afrika ülkelerinden gelenlerin ihram yeri (mikatları), Râbığ civarındaki Cuhfe'dir. Râbığ Mekke'ye 204 km., Cuhfe ise 187 km. mesafededir. Medine tarafından gelenlerin ihram yeri bugün Abâru-Alî denilen Zü'l-Huleyfe'dir ve Mekke'ye 540 km.lik bir mesafede bulunmaktadır. Irak tarafından gelenlerini ihram yeri, Mekke'nin Kuzey-Doğusunda, 94 km. uzaklıkta bulunan Zâtu-ırk'tır. Mekke'nin doğusundan, Kuveyt tarafından gelenlerin ihram yerleri aynı uzaklıkta bulunan Karnu'l-Menâzil'dir. Yemen ve Hindistan yönünden gelenlerin mikatları, Mekke'nin 54 km. güneyinde bulunan Yelemlem'dir. Geliş yönüne göre Cidde de bazı ulemâya göre mikat olarak kabul edilmiştir.
İhram bu yerler geçilmeden yapılacaktır. Mikat yerlerini ihramsız geçenler, mümkün ise dönüp burada ihram yaparlar, aksi halde ceza olarak kurban keseceklerdir. İhram şu sünnetler içinde cereyan edecektir: Mümkün ise gusletmek veya (hiç olmasza) abdest almak, yağı vücutta kalmamak üzere güzel koku sürünmek, göbekten diz kapağına kadar örten "izâr" ile üst tarafı örten "ridâ"dan ibaret olan ve kefeni andıran dikişsiz bir elbise giymek, iki rek'at namaz kılmak, namazdan sonra başlamak üzere her fırsatta bol bol telbiye okumak.
İhrama giren hacı adayı aşağıda sayılacak şeyleri kendine yasak kılmıştır. Bunları kasten ve bilerek yaptığı takdirde haccı kazâ etmek, kurban kesmek, sadaka vermek, oruç tutmak, avın bedelini ödemek gibi cezalarla karşılaşacaktır. Bilmeden veya unutarak yasakları çiğneyenlere, bazı müctehidlere göre ceza gerekmez. Ancak av vb. mâlî zararları tazmin ederler.
Giyecekler konusunda: Kadınlar ihramda iken, her zaman giydikleri elbiselerini giyerler, yalnız yüzlerinin açık olması gerekir. Erkekler ise dikişli elbise ve üstü kapalı papuç giyemez, başlarını örtmezler. Üstü açık sandalet, vb. giymek şemsiye kullanmak serbesttir. Ayrıca saat, yüzük, boyuna asılı çanta, bele sarılı kemer kullanmakta sakınca yoktur.
Vücutla ilgili olarak: Saç ve sakal tıraşı, vücuttan kıl koparmak, tırnak kesmek, koku sürünmek yasaktır.
Cinsî hayat konusunda: İhramlının eşi ile cinsî münasebette bulunması, öpme, sevme ve bu gibi konuları konuşması yasaktır.
Genel davranış: Müslüman her zaman olduğu gibi özellikle hacc ibâdetini yaparken dinin kötü saydığı davranışlardan uzak duracak, insanlar ile çekişmek, dövüşmek, küfür söylemek yerine sabredip Allah'ı anacaktır.
İhramlının Harem bölgesinde kara avı yapması ve yeşil bitkilere zarar vermesi de ihram yasakları arasındadır.
Arafat'ta vakfe ve haccın çeşitleri:
Hangisini yapsanız hacc ibâdetini yerine getirmiş olacağınız üç çeşit hacc vardır: Umresiz yapılan "irfâd" haccı, arada ihramdan çıkmak suretiyle önce umre, sonra hacc şeklinde yapılan "temettu" haccı, arada ihramdan çıkmaksızın umre ile haccı birleştiren "kırân" haccı. Türk hacıları hem iki ibâdeti bir âraya getirdiği, hem de arada ihramdan çıkarak rahatlama imkânı verdiği için temettu haccını tercih etmektedirler. Vakfe her çeşit haccın rüknü, ana direğidir. Temettu hacı yapanlar arafat vakfesi gününden önce ihramlı olarak tavâf ve sa'yden ibâret olan umre ibâdetini yapmış ve tıraş olarak ihramdan çıkmışlardır. Zilhiccenin sekizinci günü, Mekke'de (Harem bölgesi içinde bulunulan yerde) tekrar ihrama girilir, güneş doğduktan sonra Mina'ya hareket edilir? Ertesi gün (Zilhicce'nin dokuzuncu günü) sabah namazını kılıncaya kadar burada kalmak sünnettir, sabah namazı kılındıktan sonra vakfe yapmak üzere Arafat'a hareket edilir. Arefe günü öğle namazı vakti girince vakfenin de vakti başlar ve güneşin batmasına kadar devam eder. Güneş batmadan biraz önce Arâfat'a gelen de vakfe yapmış olur; ancak bunu yapanlara kurban cezası gerekir.
Bu dünya mahşerinde müslüman Allah'ı ve âhireti düşünmeli, bolca telbiye ve salâvât okumalı, Rabbine duâ etmelidir. Vakfenin sünnetlerinden biri de bugün, öğle ile ikindi namazlarının öğle vaktinde, cemâatle arka arkaya kılınmasıdır.

1. Müzdelife vakfesi:
Arafat'tan Kâbe 25 km. dir. Bunun ilk on kilometresinden sonra Müzdelife'ye gelinir. Dört mezhebe göre de vâcib olan Müzdelife vakfesi burada, Hanefîlere göre sabah namazı ile güneşin doğuş vakti arasında yapılır. Daha önce, yatsı vaktinde, akşam namazı ile yatsı namazını birleştirerek kılmak da vâcibdir. Müzdelife'de sabah namazı ilk vaktinde kılınır, güneş doğuncaya kadar duâ ve zikir ile meşgul olunur. Şâfiîlere göre gece yarasından sonra Müzdelifeden ayrılıp mina'ya gitmek caizdir. İzdiham halinde bu hükümden faydalanılabilir.

2. Şeytan taşlamak:
Hz. İsmâil, Allah'ın emrine boyun eğerek canını fedâ etmek üzere babası ile Mina'ya doğru giderken yolda şeytan musallat olmuş, ona vesvese vermeye çalışmıştı, Hz. İsmâil onu kovdu ve taşladı. Müslüman kişi de bütün ömrünce Allah emrine boyun eğecek ve şeytan ile mücadele edecektir. Mekke'ye yaklaşık yedi km. mesafede bulunan Mina'da, Mekke'ye doğru sıra ile "küçük, orta ve akabe" isimleriyle anılan üç taş yığını vardır, bunlar şeytanı temsil eder ve hacı namzetleri tarafından taşlanır. Bayramın birinci günü güneşin doğmasından batmasına kadar olan vakit içinde yalnız Akabe'ye yedi küçük taş atılır. (Taşlar Müzdelife'de iken yetmiş adet olarak toplanıp hazır edilmelidir). İkinci ve üçüncü günler öğleden sonra, küçükten büyüğe doğru sıra ile yedişer taş atılır. Bayramın dördüncü günü de Mina'da bulunanlar yine sıra ile yedişer taş atarlar.

3. Tıraş olmak:
İlk şeytan taşlama vazifesi yapıldıktan sonra temettu ve kıran haccı yapanlar kurban keserler, bundan sonra da saç tıraşı olurlar. Hanefîlere göre başın, en az dörtte biri tıraş edilmelidir. Şâfiîlere göre daha azı da (üç kıl) yeterli olur. Bu tıraş vazifesi de îfa edildikten sonra ihramdan çıkılır ve eşi ile cinsî hayat dışındaki ihram yasakları sona erer. Mekke'ye gelip farz (rükün) olan ziyaret tavâfı da yapılınca hacc ibâdeti tamamlanmış ve bütün ihram yasakları sona ermiş olacaktır.
Kâbeyi tavâf ve öncesi:
Hacc ibâdetinin ikinci ana direği Kâbe'yi tavâf etmektir. Vakfe'den sonra, haccın vâcipleri bahsinde (yukarıda) açıklanan Müzdelife vakfesi, şeytan taşlama, kurban, tıraş, gibi işler yapıldıktan sonra bayram günleri içinde, farz olan tavâf yapılır. Tavâf, ezelden Allah'a verdiğimiz kulluk sözünün mührü mesabesinde olan Hacerü'l-Esved'den başlar, bu köşeden sağa doğru tavâf bölgesi içinde yürünür ve böylece Kâbe'nin etrafında yedi kere dolaşılır; ilk dört turu farz, üçü ise vâcibdir. Tavâf abdestli yapılır ve bittikten sonra iki rek'at namaz kılınır. Tavâf yapılırken ilk üç turda kısa adımlarla çalımlı bir şekilde yürümek (remel), sağ omuz ve kolunu izarın dışına çıkarmak, dönüp başlangıçtan bir önceki köşe (yemânî) ye her geldikçe onu selamlayarak Hacer-i Esved hizasına her gelişte onu öpmek, yahut geriden el kaldırarak selamlamak, bu sırada Allahu Ekber, Lâ ilahe ilallahu vallahu ekber..." demek tavâfın sünnetleridir. Beytullah olan Kâbe'nin etrafında Allah'ı anarak dolaşmak bir yandan, Allah tarafından kulluğa kabul niyazını, diğer yandan müslümanın bütün hayatının tevhid imanı ve düşüncesi etrafında cereyan etmesi gerektiğini temsil etmektedir.

4. Sa'y:
Safâ'dan başlayıp Merve'de bitmek üzere dört gidiş ve üç geliş hareketine sa'y denilmektedir. Hz. Hacer'in Allah emrine boyun eğerek çölün ortasında, çocuğu İsmâ'îl ile tekbaşlarına kalmaları ve tepeden tepeye koşarak su aramasını temsil eden sa'y ibâdeti, kulun yalnız Allah'a güvenmesini ve O'ndan isteyenin eli boş dönmeyeceğini ifade etmektedir. Sa'y yerinin belli iki noktası arasında hızlı ve çalımlı yürümek (hervele), erkek ve kadın (özürlü değilse) abdestli olmak, Allah'ı ve âhireti düşünüp dünyadan konuşmamak... sa'yin sünnetleridir.

5. Vedâ Tavâfı:
Hanefîlere göre vâcib olan vedâ tavâfı, farz olan ziyaret tavâfından sonra yapılır ve hacı kardeşimiz bununla Beytullah'a vedâ etmiş olur.
Hacc ibâdeti bitmiştir, daha önce Medîne'ye gelmemiş olanlar için sıra Allah Rasûlü, Yaratan ve Yaratılanların Sevgilisi, Son Peygamber, Kâmil Örnek Muhammed Mustafâ'nın (sav) ziyaretine gelmiştir. Mümin, aşk ve şevkini örten âdâb içinde bu ziyaretini de tamamlayıp günlük kulluk hayatına dönmek üzere Mekke'den Medîne'ye hareket eder.
Hz. Peygamber'in (sav) Mescidini ve Türbesini Ziyaret:
Bütün İslâm asırlarında, hacc ibâdeti yapan müslümanların, Rasûl-i Ekrem'in (sav) Mescidi'ni ve Türbesi'ni ziyaret etmeleri güzel bir davranış olarak kabul edilmiş, kabrin ve bilhassa Mescid'in ziyareti Efendimiz (sav) tarafından da teşvik ve tavsiye buyurulmuştur. "Onlar kendilerine zulmedip günaha girdiklerinde sana gelip Allah'tan af dileseler, (Sen) Rasûl de onlar için af dileseydi Allah'ı çok bağışlıyıcı ve sınırsız rahmet sahibi olarak bulacaklardı." (Nisâ: 4/64) meâlindeki âyet, müfessirlerce şöyle anlaşılmıştır: Hayatında olduğu gibi, bekâ âlemine intikal ettikten sonra da müminler, Rasûlullah'ın (sav) yanına (kabri başına) gider ve burada Allah'tan af diler ise bu ziyaret, dileklerinin kabulü konusunda faydalar sağlayacaktır. Rasûl-i Ekrem (sav) şöyle buyurmuştur: "Hiçbir mescidi ziyaret etmek için hususî yolculuk yapılmaz; ancak bundan üç mescid müstesnadır: Kâbe (Harâm) Mescidi, Aksâ Mescidi ve benim mescidim". "Beni vefatımdan sonra ziyaret eden, hayatımda ziyaret etmiş gibidir". "Beni ziyaret edene şefâatim gerekli olur."
Bir yandan bu teşvikler, diğer yandan, Sevgili Peygamber'i (sav) hayatında görememiş bulunan müminlerin gönüllerinde yanıp tutuşan sevgi onları, karşı durulamaz bir cazibe ile Medîne'ye doğru çekmektedir:

Nasıl ki bağrı yanar gün kızınca sahrânın
Benim de bağrımı yaktıkça yaktı hicranın
Harîm-i pâkine can atmak istedim durdum
Gerildi karşıma yıllarca âilem, yurdum
"Tahammül et" dediler... Hangi bir zamana kadar
Ne bitmez olsa tahammül onun da bir sonu var!
* * *
Şamdan yana bir kapusı nurdan yalabur yapusı
Şefâat umar hepisi gel varalum Muhammed'e
Mekke'nin ortası kara hem nazar ittüm dört yâra
Âşık oldum Peygamber'e gel varalum Muhammed'e
Âb-ı Zemzem suyın içen çok tevbe istiğfar iden
Ol Habîb'ün nûrun gören gel varalum Muhammed'e

İşte bu âşıkların izinde Peygamber şehrine kavuşan mümin, şehri görür görmez yüksek sesle salâvât-ı şerife okumaya başlamalı ve şuna benzer duâlar etmelidir: Allah'ım, işte Peygamberin'in (sav) mukaddes şehri; onu benim için cehenneme karşı korugan, azâb ve kötü hesâba karşı güvence kıl!" Yerini bulunca hemen yıkanmalı (veya abdest almalı), en güzel elbisesini giymeli, güzel kokular sürünmeli ve edeb içinde Ravza-i Mutahhara'ya yönelmelidir. Mescid'e girince iki rek'at namaz kılmalı, sonra içi ve dışı ile huşû içinde Allah Sevgilisi'nin (sav) mübârek başlarının hizasına kadar gelmeli, birkaç adım uzakta, yönü kıble ile kabir arasına dönük olarak O'na (sav) selâm vermeli, bir adım geri atıp Hz. Ebû Bekr'e, yine bir adım geri gidip Hz. Ömer'e selâm vermeli, sonra ilk yerine gelerek Peygamberimiz'in (sav) rûhu için Fatîha ve Mümkünse Yâsin sûrelerini okumalı ve dilediğince duâ etmelidir. Akıl, şuur ve irade yerinde olduğu müddetçe mübârek kabrin duvar ve penceresine el ve yüz sürmemeli, aşkını edebi ile kontrol etmelidir.
es-Salâtu ve's-selâm aleyke Yâ Rasûlallah!. kaynak Hac ?badeti
Avatarı yok
OneNight
Yasaklı
29 Ocak 2016       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı
İbadet; İslam dininde Allah'ın emirlerini yerine getirmek, yasakladığı bütün haramlardan uzaklaşmak manasındadır.
Hac ibadeti; İslamın şartlarından beşincisi, Kameri aylardan Zilhicce ayında islam kurallarına uygun şekilde ihram denilen örtüye bürünerek Arafat'da ayakta durmak ve Kabe’yi tavaf etmek için yapılan ibadettir.
Hac ibadeti bir kulluk görevidir. Hicretin dokuzuncu yılında farz olmuştur. Hac hem mal, hem de beden ile yapılan bir ibadettir.

Hac ibadeti ne zaman başlar ne zaman son bulur?
Hac her yıl Zilhicce ayının 10'unda Arafat meydanında başlayıp, Kabe'de yapılan veda tavafı ile son bulur.

Hac ibadeti niçin yapılır?
1. Allah’ın hoşnutluğunu, rızasını kazanmak,
2. Allah'ın bize verdiği nimetlerden dolayı şükretmek için,
3. İslam’ın beş temel şartından biri olduğu için

Hac ibadeti kimlere farzdır?
1. Hür, ergin ve akıllı olanlara,
2. Hacca gidip gelmeye yeterli vakti bulunanlara,
3. Hacca gidip gelinceye kadar ailesinin geçimini sağlamış olanlara,
4. Gerekli masrafları karşılayacak kadar zengin olanlara,
5. Sağlıklı olanlara,
6. Yol güvenliği bulunanlara.

Hac ibadetinin geçerlilik şartları
1. Hac yapmak niyetiyle ihrama girmek,
2. Özel vakit,
3. Özel mekan

Hac ibadetinin maddi manevi faydaları
1. Hacca giden Müslüman, Allah’ın kendisine verdiği vücut sağlığı ve mal zenginliği gibi dünya nimetlerinin şükrünü yerine getirmiş olur.
2. Değişik ülkelerden gelen Müslümanlar görüşüp tanışır ve bilgi alışverişinde bulunur, aynı zamanda ticari ilişkilerde bulunurlar.
3. Hac, insanın kul hakkı dışında diğer günahlardan affedilmesine sebeptir. Bunun için günahlarının affedilmesi için dua ederler. Bir daha kötü bir iş yapmamak, dürüst ve ahlaklı olmak üzere Allah’a söz verirler.
4. Hac, çeşitli Müslüman ülke insanları arasında kardeşlik kurulmasına yardımcı olur. İslam dininin birlik ve beraberlik dini olduğu, hacda daha kolay anlaşılır.
5. Hac mevsiminde Kabe mahşer yerini andırır. Hac ibadetini yerine getiren Müslüman dünya menfaatleri için yapılan kötü işlerin ne kadar boş ve anlamsız olduğunu kavrar.
6. Ruhi sıkıntılardan kurtulması için insanlara seyahat tavsiye edilir. Allah da Kur’an’da gezip dolaşmayı tavsiye etmiştir. İşte hacca gidenler bu seyahati tabii olarak yapmış olurlar.
7. Bütün hacı adaylarının renk, ırk ve meslek ayırımı gözetmeden bembeyaz ve aynı tip ihram içinde bulunmaları eşitlik fikrinin yerleşmesine yardımcı olur.
8. Hac ibadeti dünya Müslümanları arasında tanışma, yakınlaşma, birlik ve beraberlik, yardımlaşma ve kardeşlik duygularının gelişmesine yol açtığı için evrensel boyutları olan bir ibadettir.

Benzer Konular

21 Şubat 2017 / Ziyaretçi Cevaplanmış
21 Haziran 2012 / Misafir Soru-Cevap
3 Ocak 2017 / Misafir Cevaplanmış
7 Haziran 2011 / DERUNİ Taslak Konular