Arama

Greenpeace (Yeşil Barış)

Güncelleme: 20 Nisan 2012 Gösterim: 21.809 Cevap: 6
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ekim 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Greenpeace

Sponsorlu Bağlantılar
Greenpeace Avrupa, Amerika, Asya ve Pasifik'te 40 ülkedeki varlığıyla kar amacı gütmeyen bir çevre kuruluşudur.
1971'den bu yana dünyanın dört bir yanında çevre katliamlarına karşı güçlü bir mücadele veren Greenpeace, çalışmalarını bağımsız olarak sürdürmek için devletlerden, şirketlerden ya da siyasi partilerden bağış ve sponsorluk kabul etmez; tüm çalışmalarının kaynağını sadece bireylerden aldığı maddi ve manevi destek oluşturur.
Greenpeace, gezegenimizi yaşanmaz hale getiren çevre suçlarına şiddet içermeyen doğrudan eylemlerle tanıklık eder ve bunları basın aracılığıyla gündeme getirir.
Çevre mücadelesi sabır ve kararlılık ister. Hedefler genellikle uzun vadede gerçekleştirilebilecek türdendir ve ancak kamuoyu desteğiyle başarıya ulaşabilir. Greenpeace eylemcilerini arada bir ortaya çıkıp ortalığı karıştıran bir grup maceracı olarak görenler de vardır kuşkusuz. Oysa her eylem, uzun ve yoğun araştırmalara ve çalışmalara dayanır.
Greenpeace, bilimsel verilere dayanan kampanyalar yürütür.
Çevreye karşı işlenen bir suça tanıklık etmek, kamuoyunun dikkatini çekerek suçu işleyenler üzerinde baskı oluşturmak amacıyla yapılan barışçıl eylemler; sabırla yapılan analizler, raporlar, basın açıklamaları, yetkililerle görüşmeleri içeren tüm çalışmaların 'vitrini'dir yalnızca..
Greenpeace ayrıca, uluslararası anlaşmalara lobi etkinlikleriyle ağırlığını koyan, taslaklar öneren ve kabul ettirebilen az sayıdaki yetkin çevre örgütünden birisidir.
Greenpeace'in şu anda 24 ulusal ve 4 bölgesel ofisi ve bu ofislerin yaptığı çalışmaları olanaklı kılan 101 ülkede 2 milyon 800 bin destekçisi vardır.
Küresel bir örgüt olarak Greenpeace, dünya üzerindeki en kritik konular üzerinde çalışmalar yürütüyor:
- Okyanuslar ve yaşlı ormanların korunması,
- İklim değişikliğini durdurabilmek için fosil yakıtların kademeli olarak sonlandırılması ve yenilenebilir enerjilerin teşvik edilmesi,
- Nükleer silahlanma ve nükleer kirliliğe son verilmesi,
- Zehirli kimyasalların ortadan kaldırılması,
- Genleri ile oynanmış organizmaların doğaya bırakılmasının önlenmesi.

Kaynak: greenpeace.org

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ekim 2006       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Greenpeace'in Doğuşu

Sponsorlu Bağlantılar
"Dalga Çıkartmayın", s. 13-18

Amçitka yeryüzünün depreme en yatkın bölgelerinden birinde yer alır. 1964'te, Richter ölçeğiyle şiddeti 8,3 ila 8,6 arasında kaydedilen korkunç bir deprem, Alaska kıyılarında 800 kilometrelik bir şeridi harap etmiş, 115 kişi ölmüş, binlercesi evsiz kalmış, eyaletteki ticaret ve sanayinin yüzde 75'i yıkıma uğramıştı. Tsunami denilen sismik deniz dalgaları Oregon, California, Hawaii ve Japonya kıyılarını dövüp durdu. İzleyen 18 ay boyunca sürüp giden daha küçük sarsıntıların sayısı da 10 000'e ulaşıyordu.
İşte ABD, nükleer silahlarını denemek için tutup bu bölgeyi seçmişti! 2 Ekim 1969'da 1 megatonluk nükleer bir bombanın yüzeyin 1 200 metre altında patlatılmasıyla, Amçitka bir kez daha sallandı.
Kod adı Milrow olan bu patlama, pek çok tartışmayı da beraberinde getirmişti; çünkü, her şey bir yana, yeni bir deprem felaketine yol açmasından endişe ediliyordu. Denemenin yapılacağı gün 10 000 kadar protestocu, ABD ile Kanada arasındaki belli başlı sınır geçişlerini kapatarak, kaygılarını dile getirmeye çalıştılar. Pankartlarında şunlar yazılıydı: "Dalga çıkartmayın. Yer yarılırsa kabahat sizindir." Böylece, ABD birliklerinin Kanada'daki İngilizler'le karşı karşıya geldiği 1812 Savaşı'ndan beri iki ülke arasındaki sınır ilk kez kapanmış oluyordu.
ABD Atom Enerjisi Komisyonu (AEC) tüm protestoları görmezden geldi ve Perşembe öğleden sonra saat tam 3.06'da deneme gerçekleştirildi. Kanada'daki Victoria'da sismograf kayıtları, Richter ölçeğiyle 6,9 şiddetinde şok dalgaları oluştuğunu göstermişti. Ama bomba, ne bir depreme ne dev dalgalara neden oldu. İnsanların korkusu da bir süre için yatıştı. Sonra ABD tarafından 1971'de yeni bir denemenin planlandığı açıklandı. Bu yeni patlamanın kod adı Cannikin'di ve Milrow'dan beş kez daha güçlü olacaktı. Bir şeyler yapmak gerekiyordu.
Güçbirliği
Anti-nükleer protestolara en çok ilgi gösteren kişilerden biri Jim Bohlen'dı. II. Dünya Savaşı'nda ABD donanmasında derin su dalgıcı ve radar operatörü olarak görev yapan New Yorklu Bohlen, Okinawa ve Iwo Jima seferleri sırasında Büyük Okyanus'ta bulunmuştu. 1945'te ABD ilk atom bombalarını Hiroşima ve Nagazaki'ye attığında da Okinawa'daydı.
Savaş sonrasında, sahip olduğu beceriler Bohlen'ı, uzay çağına yönelen ABD ordusunun önemli silahları Minuteman ve Polaris füzeleri üzerinde çalışmaya yöneltti. Ancak Bohlen, 1962'deki Küba Füze Krizi'nin yol açtığı nükleer savaş tehlikesinden fazlasıyla rahatsız olmuştu. Hükümetinin güttüğü politikalara gittikçe yabancılaşmaya başladı. ABD'nin Vietnam'a müdahalesine şiddetle karşı çıktı. 1966'da üvey oğlunun askere gitmesi gerekince işinden ayrıldı, ailesiyle birlikte Vancouver'e gitti ve orman ürünleri araştırmacısı olarak çalışmaya başladı.
Vancouver'de Bohlen ve eşi Marie çok geçmeden, aktif olarak barış hareketine katıldılar. Diğer asker kaçaklarına da evlerini açmışlardı. Bu faaliyetler, bazı önemli tanışıklıklara da olanak sağladı. 1967'deki bir savaş karşıtı yürüyüşte Kuvey-kır mezhebine bağlı bir çift olan Irving ve Dorothy Stowe'la tanıştılar.
Stowe'lar da ABD'den kaçıp 1961' de Yeni Zelanda'ya yerleşmişlerdi. "Kuzey yarıkürede bir toplu kıyım olursa, burada yaşama şansı bulabileceğimizi düşündük; bir de, çocuklarımızın bomba denemelerinin dehşetini yaşamasını hiç istemiyorduk," diye anlatıyordu Dorothy o günleri. 1966'da Vancouver'e geçmişlerdi. New England'dan Yale mezunu bir avukat olan Irving, çok geçmeden savaş karşıtı duygularını dile getirmenin bir yolunu bulmuş, gizli yayımlanan Georgia Straight adlı gazetede yazmaya başlamıştı.
Bohlen'a Kuvaykır dinini tanıtan da Irving oldu. Kuveykırlar "tanıklık etme" denilen belli bir protesto biçimini benimsemektedir. Bir tür pasif direniştir bu, karşı çıkılacak bir faaliyetin yürütüldüğü yere gidilir ve sadece orada bulunmakla muhalefet oluşturulur.
Bohlen ve Stowe, Amerikan kökenli bir çevre koruma grubu olan Sierra Club'ın Kanada şubesinin de aktif üyeleri oldular. Bir dizi yöresel çevre mücadelesi verdikten sonra, 1969'da ilgileri Amçitka'daki tehlikeye yöneldi. Adada yapılması planlanan bomba denemeleri, ikisini de giderek daha çok endişelendiriyordu. Sorun, çoğu kimsenin Kanada'daki protestolardan bile haberdar olmadığı ABD'de konuyu duyurabilmenin bir yolunu bulmaktı.
Bohlen o günleri şöyle anlatıyor:
"Nükleer silah denemeleri konusunda hiçbir şey yapmayan Sierra Club, Marie ve beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Birleşik Devletler'e gelince, buradaki öğrenci hareketi (yayın organlarınca) hiç duyurulmamıştı bile. Bunun üzerine Marie şunları söyledi: 'Kuveykırlar 1958'de bir gemiyle Güney Pasifik'teki Bikini Atolü'ne gidip atmosfer içi hidrojen bombası denemesini protesto etmek istediler. Geminin adı Golden Rule'du. Daha Bikini'ye gidemeden Hawaii'de tutuklandılar. Ama bu, bütün ülkede haber olarak duyuldu. Neden biz de bir gemi edinip gitmeyelim?'
"Bu fikri beğenmiştim. O sırada telefon çaldı. Yazacak bir şeyler bulmaya çalışan kimi gazeteciler, çevre hareketinde neler olup bittiğini soruyordu. Onlara, 'eşimle ben de tam oturmuş bunu konuşuyorduk,' dedim, 'düşündük ki, bir gemiyle Aleut Adaları'na gidip bombalamayı protesto etmek, müthiş iyi bir fikir olacak.' Ertesi gün haber gazetede yayımlanmıştı bile."
9 Şubat 1970'teki haberin başlığı şöyleydi:
"Sierra Club Bombaya Abluka Planlıyor." Basit korumacılar olarak daha tarafsız bir rolü tercih eden ABD'deki Sierra Club, Kanada şubesinin bu yeni ve cüretkâr girişimine karşı çıkmıştı. Böylece Bohlen ve Stowe, British Columbia Üniversitesi'nden genç bir hukuk öğrencisi olan Paul Cote ile birlikte, 1969'daki sınır gösterisinden esinlenerek adlandırdıkları Dalga Çıkartmayın Komitesi'ni kurdular. Komitenin tek amacı Amçitka patlamasını durdurmaktı.
İngiliz Kolumbiyası Üniversitesi'nde ekoloji öğrencisi olan Patrick Moore'un da eşliğiyle Bohlen, bir süre sonra Alaska'da halka açık toplantılarda konuşarak AEC'yi Cannikin patlamasını durdurmaya ikna etmek için çaba gösterdi. Ama asıl hedef, Amçitka'da "tanıklık etme" eylemine olanak verecek bir protesto teknesi edinmekti. Uzman bir gemici olan Cote kiralayabilecekleri ucuz bir tekne aramakla meşguldü; Stowe ise gerekli parayı sağlamaya ve mürettebat bulmaya adamıştı kendini.
Vancouver'de 49. Avenue and Oak'taki Ünitaryen Kilisesi'nde yapılan bir planlama toplantısında gruba yeni bir isim bulundu; kısa, ama özlü, kendi kendine enerji sağlayabilecek kadar dışavurumcu ve her yerde ilgi uyandırabilecek bir isim.
" 'Dalga Çıkartmayın Komitesi', pek fazla anlam ifade etmeyen bir yığın kelime"ydi Bohlen'a göre, "kimse buna bir yakınlık duyamıyor, anlam veremiyordu. Bu yüzden grup herkesin anlayabileceği daha geniş kapsamlı bir isim düşünmeye çalışıyordu."
Grubun yeni adının tam olarak nasıl oluşturulduğuna ilişkin açıklamalar birbirinden farklıdır. Ancak herkes, yeni adı ortaya atan kişinin Kanadalı genç bir sosyal hizmet görevlisi olan Bill Darnell olduğunu kabul etmektedir. Gezegene yönelik ilgi ve endişelerle nükleer silahlara karşı muhalefeti yeni ve güçlü bir görüşle birleştiren ve tüm zamanların en etkili çevreci protestolarından bazılarına esin kaynağı olan dinamik bireşimi bulan Darnell oldu.
"Greenpeace" doğmuştu.

Kaynak:
Michael Brown, John May
Greenpeace - Yeşil Barış'ın Öyküsü
Özgün adı: The Greenpeace Story

eXcaLLaNT - avatarı
eXcaLLaNT
Ziyaretçi
25 Haziran 2008       Mesaj #3
eXcaLLaNT - avatarı
Ziyaretçi
Greenpeace (İngilizce: Yeşil Barış), 1971'den bu yana dünyanın dört bir yanında çevre katliamlarına karşı güçlü bir mücadele vermektedir, çalışmalarını bağımsız olarak sürdürmek için devletlerden, şirketlerden ya da siyasi partilerden bağış veya sponsorluk kabul etmez; tüm çalışmalarının kaynağını sadece bireylerden aldığı maddi ve manevi destek oluşturur.
Greenpeace, gezegeni yaşanmaz hale getiren çevre suçlarına karşı bilimsel verilere dayanan kampanyalar yürütür ve şiddet içermeyen doğrudan eylemlerle tanıklık ederek bu suçları basın aracılığıyla gündeme getirir.
Şu anda 24 ulusal ve 4 bölgesel ofisi ve bu ofislerin yaptığı çalışmaları olanaklı kılan 41 ülkede 3 milyon destekçisi vardır. Greenpeace Türkiye ofisi 1992 yılında faaliyete geçmiştir.

Temel İlkeleri
  1. Şiddetsiz Doğrudan Eylem
  2. Bilimsellik
  3. Bağımsızlık
Başlıca çalışma alanları
  • Okyanuslar ve yaşlı ormanların korunması.
  • İklim değişikliğini durdurabilmek için fosil yakıtların kademeli olarak sonlandırılması ve yenilenebilir enerjilerin teşvik edilmesi.
  • Nükleer silahlanma ve nükleer kirliliğe son verilmesi.
  • Zehirli kimyasalların ortadan kaldırılması.
  • Genleri ile oynanmış organizmaların doğaya bırakılmasının önlenmesi.
  • Savaşların önlenmesi.
  • Küresel Isınma'nın durdurulması.
  • Ticari amaçlı balina avının kontrol altına alınması.
sahillerindostu - avatarı
sahillerindostu
Ziyaretçi
27 Haziran 2008       Mesaj #4
sahillerindostu - avatarı
Ziyaretçi
Japonya’da tutuklanan eylemcilerimize yardım edin!‏

climate mailing header

Greenpeace’ten Merhaba,
Görünen o ki, Japonya Hükümeti birileri dur demezse tüm dünyanın ekosisteminin en önemli parçalarından olan balinaları, soylarını tüketene kadar avlamaya kararlı.

tokyo2

Greenpeace olarak dört ay süren bir çalışmanın sonucunda, hükümetin de işin içinde olduğu çalıntı balina etlerini ortaya çıkarmamız Japonya Hükümeti’ni zor durumda bıraktı. Ve ne yazik ki gelen tepki tamamen bizi susturmaya yönelik oldu: Skandalı ortaya çıkaran iki eylemcimiz malesef tutuklandı.Dünya genelinde Japonya Hükümeti’ne 120.000’in üzerinde protesto mektubu gönderildi. Türkiye’den ise henüz yaklaşık 500 mektup gitti. Japonya Hükümeti’ne balinaları kontrolsüzce öldüremeyeceklerini göstermemiz gerekiyor. Balinalar adına konuşup, Türkiye’den Japonya Hükümeti’ne mektup göndermek için lütfen tıklayın.
Eylemcilerimizi serbest bırakın! | Greenpeace Akdeniz

Desteğiniz için şimdiden teşekkürler.
Greenpeace Akdeniz ekibi.


climate mailing footer

Greenpeace Akdeniz: Asmalı Mescit mah. İstiklal Cad. Kallavi sok. No: 1 Kat: 2
Beyoğlu İstanbul Tel: (212) 292 76 19 - 20 Faks: (212) 292 76 22
gökkuşağı - avatarı
gökkuşağı
Ziyaretçi
21 Temmuz 2008       Mesaj #5
gökkuşağı - avatarı
Ziyaretçi
Yeşil barış
greenpeace 01

Greenpeace’i, yolunuzu çevirip okuması keyifsiz gazeteler satan ve kendilerini olur olmaz yerlere zincirleyen insanlardan oluşan bir topluluk sanmıyorsunuz umarız. Peki Greenpeace nedir, gerçekten ne yapar biliyor musunuz? Bilmiyorsanız 1971 Eylül’ünde kurulan Greenpeace hakkında bir şeyler öğrenmenizin zamanı gelmiş demektir.
Greenpeace, bağımsız, şiddet yanlısı olmayan, küresel çevre sorunlarına dikkat çekmek ve daha yeşil, barış dolu bir dünya için çözümler üretilmesini sağlamak için 1971’de Kanada’da kurulmuş uluslararası bir organizasyon. Tek amacı, dünyanın kendi dengesi içinde yaşamını sürdürebilmesini sağlamak. Biraz vakit ayırmaya değer bir amaç, ne dersiniz?
Greenpeace’i en çok nükleer testlere ve santrallere karşı gösterdikleri tepkiler ve balina avcılarına karşı yaptıkları eylemlerle tanıyor olmalısınız. Bu tür olaylara karşı olan hassasiyetimizi son birkaç yılda gitgide yitirmeden önce Greenpeace üyelerinin yaptıkları eylemler sık sık gazetelerde ve televizyonlarda karşımıza çıkıyordu. Greenpeace son yıllarda kaynaklarını genetik araştırmalara ve küresel ısınmaya kaydırdı. “Çok önemli haberler”le dolu televizyonlarımızda onları görmüyor olmamız, seslerinin kısılmaya başladığı anlamına gelmiyor oysa.
Greenpeace’in kuruluşunu, Amerika’nın yaptığı nükleer testler tetiklemiş. Amerika, 1969’da Alaska’da kod adı Cannikin olan bir nükleer test yapmaya hazırlanıyormuş. Bu testi durdurmak isteyen Amerikalı ve Kanadalı aktivistlerin kurduğu, adlarını daha önceki nükleer testler için yapılan protestolarda kullanılan bir slogandan alan “Don’t Make A Wave” adlı grup bu nükleer denemeyi engelleyememiş ama Greenpeace’in temelleri böylece atılmış. 15 Eylül 1971’de temelleri atılan organizasyon, 4 Mayıs 1972’de resmen Greenpeace adını almış. 1970’lerde büyük devletlerin nükleer testler yapmaya, büyük miktarlardaki atıkları denizlere boşaltmaya, nükleer artıklarını ekolojik denge düşünmeden insansız bölgelere gömmeye başlaması giderek olağan bir hal aldıkça Amerika’da, Avrupa’da ve Avusturalya’da yirmiden fazla çevreci aktivist grup Greenpeace çatısı altında birleşmiş. Şu an merkezi Amsterdam’da bulunan Greenpeace’in 41 ülkede temsilcilikleri var.
greenpeace 02

1979’da Greenpeace finansal sorunlar yaşamaya başlamış. Uluslararası bağlantılarla yürütülen bir organizasyon olmasına rağmen farklı ülkelerdeki ofisler birbiriyle bağlantısız çalışıyormuş. Önüne gelen kendini istediği yere zincirliyormuş anlayacağınız. 14 Kasım 1979’da Greenpeace, Greenpeace International haline gelmiş, yani daha ciddi uluslararası bağlantıları olan, bu bağlantıların standartlara bağlandığı bir örgüt oluşmuş. Yerel bürolar, bağışlarla topladıkları bütçelerin bir kısmını merkeze göndermeye başlamışlar, böylece merkezin karar verdiği daha büyük çaplı protestolar için kaynak oluşmuş. Ufak çaplı gösteriler, yerini dünya çapında ses getiren protestolara bırakmış. Elbette bu yeni uluslararası oluşum, Greenpeace kadar Greenpeace’in işlerine balta vurduğu kişilere de yaramış. Greenpeace’in bu değişimle uluslararası bir şirket organizasyonu haline geldiğinin düşünülmesi çok saçma değil. Haliyle de Greenpeace’e karşı çıkanlar arasında “siz en çok karşı durduğunuz şeylerden birine dönüştünüz” diyenler, gazetelere böyle demeçler verenler oldukça çokmuş
Son düzenleyen The Unique; 22 Temmuz 2008 08:59
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
14 Eylül 2011       Mesaj #6
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Greenpeace

1971'de Vancouver'de doğan barış hareketi.

Amacı nükleer denemeler, hayvan türlerinin yok edilmesi gibi doğanın dengesini bozan eylemleri protestolar yoluyla önlemektir. Örgütün, Fransa'nın Büyük Okyanus'ta yaptığı nükleer denemeleri protesto için yolladığı Reinbow Warrior adlı gemi, iki Fransız ajan tarafından batırılmış, gemide bulunan bir fotoğrafçı ölmüş, ajanların yakalanması üzerine Fransa Savunma Bakanı ve bir gizli servis şefi görevlerinden istifa etmişlerdi. Örgüt ayrıca, 1987'de Köyceğiz'in Dalyan yöresinde yumurtlayan kaplumbağaların korunması için de girişimlerde bulunmuştur.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Nisan 2012       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yemezler - Greenpeace girelim üye olalaım lütfen biz imza topluyoruz GDO'ya karşıyızz destek çıkınn site zaten güvenilir greenpeace altsitesi

Benzer Konular

18 Kasım 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
13 Kasım 2014 / Misafir Soru-Cevap
27 Ekim 2015 / Misafir Soru-Cevap
12 Nisan 2014 / Misafir Taslak Konular