Arama

Sosyal Politika ve Avrupa Sosyal Fonu

Güncelleme: 30 Mayıs 2008 Gösterim: 6.594 Cevap: 0
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
30 Mayıs 2008       Mesaj #1
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Sosyal Politika ve Avrupasosyal Fonu

Sponsorlu Bağlantılar
1. AB'de Sosyal Politika ve Kapsamı Avrupa Topluluğu, sosyal güvenlik sistemleri açısından oldukça gelişmiş ülkelerden luşmaktadır.Bununla beraber üye ülkeler arasında da oldukça farklılıklar vardır. Yunanistan ve Almanya'nın aynı düzeyde vatandaşlarına sosyal güvence verdiklerini söylemek doğru değildir. Bununla beraber, tüm üye ülkelerde sosya güvenlik sistemlerinin finansmanına devletin katkıda bulunması gibi bazı ortak paydalar vardır. Topluluğun sosyal politikası, "istihdam", "işçi sağlığı ve güvenliği", "sanayide sosyal maliyetler", "işgücü mobilitesi ve sosyal harcamalar"la ilgilidir.

AT sosyal alanda, üye devlatlere belirli bir modeli uygulama zorunluluğu getirmemektedir.Her üye devlet kendi sosyo-ekonomik yapısına uygun sistemi uygulamakta serbesttir.fakat milli sistemler içinde yer alması gereken bazı sosyal standartlar vardır.Topluluğun kuruluşundan bu yana sosyal politika alanında geliştirilen 200 kadar mevzuatla, bu standartların uyumlaştırılmasına, yaşama ve çalışma şartlarının geliştirilerek ana kuralları Çalışanların Temel Sosyal Haklarına İlişkin Topluluk Şartı ile belirlenen Avrupa Sosyal Alanının gerçekleştirilmesine çalışılmaktadır. Bu çerçevede "Avrupa Sosyal Şartı", İngiltere dışındakiüye ülkeler tarafında 1989 yılında kabul edilmiştir.Avrupa Sosyal Şartı, AT vatandaşlarıiçin şu hakları kapsamaktadır;

• Serbest dolaşım hakkı,
• Çalışma ve eşit ücret hakkı,
• Daha iyi yaşama ve çalışma şartlarına sahip olma hakkı,
• Örgütlenme ve toplu sözleşme hakkı,
• Mesleki eğitim hakkı,
• Kadın ve erkek arasında eşit muamale görme hakkı,
• İşçiler için bilgilendirilme, danışılma ve yönetime katılma hakkı,
• İşte korunma ve güvenlik hakkı,
• Çocuklar ve ergenlik çağındaki gençler için yasalarla korunma hakkı,
• Yaşlılar için emeklilikten sonra düzenli bir yaşam standardına sahip olma hakkı,
• Özürlüler için sosyal ve mesleki entegrasyon hakkı.

Soayal Şart'ın yasal açıdan bağlayıcılığı yoktur. Ancak, gelecekte AT sosyal politikasının büyük ölçüde Sosyal Şart'a uygun olarak oluşturulan Sosyal Hareket Programı doğrultusunda geliştirilmesi öngörülmektedir. AT'da sosyal politika alanında şimdiye kadar alınan önlemler kapsamlı ve tutarlı bir AT sosyal politikası oluşturamamıştır. Bunun sebepleri, arasında, ülkelerin milli ekonomi açısından önem taşıyan çalışma hayatı ve sanayi ilişkileri konusunda milli egemenlik haklarını paylaşmak konusunda gönülsüz olmaları yer almaktadır. Ancak AT'nun kuruluşundan bu yana sosyal alanda ulaştığı düzeye bakıldığında, bu konuda önemli başarılar elde edildiği görülmektedir.

AET'nu kuran Roma Antlaşması'nın temelini atan Spaak Komitesi'nin hazırladığı raporda, sosyal alanda ortak politikalara gereksinme olmadığı, sosyal maliyetlerin ve devlet yardımlarının rekabet üzerinde etkisi olduğu, kişilere yapılan sosyal yardımların sağlık eğitim gibi sosyal sistemlerin kurulacak olan Topluluğun kapsamı dışında kaldığı belirtilmiştir. bununla beraber Roma Antlaşması'nda, yaşam ve çalışma şartlarının iyileştirilmesinden ve çalışma şartlarının iyileştirilmesinden, sosyal ve ekonomikgelişmenin sağlanmasından, bölgeler arası farklılıkların giderilmesinden, üye ülke ekonomilerinin birliğinin sağlamlaştırılmasından ve uyumlu gelişmelerin güvence altına alınmasından söz edilmektedir. Roma Antlaşması'nda sosyal politikayla ilgili şu hükümler yer almaktadır;
• Sosyal güvenlik haklarının transfer edilebilir olması hükmünüde kapsamak üzere işçilerin serbest dolaşımının sağlanması (48, 49 ve 51 nci Maddeler),
• Genç işçilerin değişiminin teşvik edilmesi (50 nci Madde),
• Serbest yerleşme hakkına ait 52 ile 58 nci Maddeler,
• Sosyal konularda üye ülkeler arasında yakın işbirliğinin sağlanması (117 ve 118 nci Maddeler),
• Kadın ve erkek arasında eşit işe ücret ilkesinin uygulanması (119 ncu Madde),
• Ücretli izin sistemiyle ilgili 120 nci Madde,
• Göçmen işçilerin sosyal güvenlik haklarıyla ilgili 121 nci Madde,
• İşçileri istihdamını, coğrafi ve profesyonel mobilitelerini sağlamak üzere Avrupa Sosyal Fonu'nun kurulması (123 ve 127 nci Maddeler),
• Mesleki eğitimde ortak bir politika oluşturulması içingenel ilkeler belirlenmesi (128 nci Madde).

AT'da sosyal politika düzenlemelerinin yasal dayanağını; ortak pazarın işleyişi ve kurumlar üzerinde etkili olabilecek üye devletler yasal ve idari hükümlerinin tüzükler yoluyla uyumlaştırılmasını öngören 100 ncü Maddesi ile ortak pazarın amaçlarının gerçekleştirilmesine yönelik Konsey'in uygun tüm önlemlerialacağını öngören 235 nci Maddesi oluşturmaktadır. 1987 tarihli Tek Avrupa Senedi ile AET Antlaşması'na eklenen 118A ve 118B maddeleri, Topluluk organlarına sosyal politika alanını düzenleme konusunda çok önemli ek yetkiler vermiştir. 118A Maddesi Konsey'e, nitelikli çoğunlukla, özellikle işçilerin sağlık ve güvenliklerinin korunması için çalışma ortamının geliştirilmesi ve bu alandaki önlemlerin uyumlaştırılmasını amaçlayan yönetmelikler kabul etme yetkisi vermiştir. Tek Senet ile Antlaşmaya, ekonomik ve sosyal uyumla ilgili 130A, 130B, 130C, 130D ve 130E Maddeleri eklenmiştir.

1993 yılında yürürlüğe giren Mastricht Antlaşması ile de sosyal taraflar olan işçi ve işverev kesimlerinin arasındaki diyaloğun sosyal alanda yasamaya temel oluşturması yolu açılmıştır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği yanında, çalışma şartları, işçilerin bilgilendirilmesi ve danışma, iş piyasasıyla ilgili fırsatlar, iş hayatında muamele konusunda kadın ve erkek arasında eşitlik, işgücü piyasası dışında kalmış kişilerin entegrasyonu konularında, mevzuatın onaylanmasında oy birliği zorunluluğu kaldırılarak onun yerine nitelikli oy çokluğu sistemi getirilmiştir.

AT'da sosyal politika alanında bazı önemli, gelişmelere ilişkin tarihler aşağıda verilmiştir. 1 Ocak 1953 tarihinde, AET Antlaşmasının 8 nci Maddesinde öngörülen göçmen işçilerin sosyal güvenliğinin korunmasına ilişkin Tüzük yürürlüğe mgirmiştir. Konsey, 1 ve 2 Nisan 1953 tarihlerinde sınır işçileri için benzer hükümler kapsayan bir diğer tüzüğü kabul etmiştir. 11 Temmuz 1963'de ise, mevsimlik işçilerin sosyal güvenliğini sağlayan Tüzüğü onaylamış, 18 Aralık 1963'de bu Tüzüğe yeni maddeler eklenmiştir. 1 ve 2Nisan 1963 tarihlerinde mesleki eğitim konusundaki ortak politikanın ilkeleri balirlenmiş ve 1977 yılında Berlin'de Avrupa Eğitim Kalkınma Merkezi açılmıtır. 10 Ekim 1972'de, AET içinde aileleri ile birlikte hareket eden işçilere milli sosyal güvenlik önlemlerinin uygulanmasını garanti eden Tüzük yüyürlüğe girmiştir. bu Tüzük, daha önce ülkeler arasında imzalanmış olan karşılıklı ve çok taraflı anlaşmaların yerini almıştır. 1981 yılında Tüzüğün kapsamını genişleterek, kendi kendine çalışanlar ile onların aileleri de sosyal güvenlik garantisi altına alınmıştır. 1975 yılında Dublin'de kurulan Hayat ve Çalışma Şartlarının Düzeltilmesi için Avrupa Vakfı, Topluluğa, bu konudaki çalışmalarında ve politika belirlenmesinde yardımcı olmuştur.

Konsey, 30 Aralık 1961 tarihinde çalışan kadın ve erkeklere eşit ücret verilmesi konusunda bir takvimi belirleyerek 30 Haziran 1962'ye kadar bu farkın %15 oranında, 30 haziran 1963'te %10 ve geriye kalan farkın da 31 Aralık 1964'te tamamen ortadan kaldırılmasını kabul etmiştir. Fakat aradan geçen uzun süreye rağmen bu prensip bütün üye ülkelerde tam olarak yerine getirilmemiştir. Bu sebeple Komisyon üyelere, birçek defa yükümlülüklerini hatırlatmak ihtiyacı hissetmiştir.
Sosyal politika kapsamında Ab'de "sosyal diyalog" konusuna da kısaca değinmekte fayda vardır. AB'de tüm işçileri ilgilendiren konular, Val Duhesse Sosyal Diyaloğu diye bilinen bağımsız ve gönüllü bir süreç çerçevesinde 1985'ten bu yana UNICE, CEEP ve ETUC tarafındangörüşülmektedir.1997 yılına kadar 21 ortak görüş ve 3 anlaşma üretilmiştir. Sosyal Politaka Protokolü'nün 3 ve 4 ncü maddeleri çerçevesinde iki anlaşma müzakere edilmiştir. Bunlardan ilkini, analık/babalık izniyle, ikincisi ise yarım-gün çalışmayla ilgilidir.Bu anlaşmalar bir Tüzük şeklinde uygulanmak üzere Konsey'e sunulmuştur. 20 kadar farklı sektörle, mesleklere özgü görüşmeler yapılmış, sosyal partnerler 140'tan fazla ortak bildiri yayınlamışlardır. Son döneme ait en önemli girişimler arasında, tarım hakkında bir çerçeve antlaşma, ticaret, ayakkabı, tekstil ve giyim eşyası sektörlerinde çocuk emeği konusunda çeşitli bildirgeler ile temizlik sektöründe ve dağıtım işlerinde istihdamın genişletilmesi hakkında muhtıralar yer almaktadır.

2.AB'de Sosyal Politikalar

AB, Maastricht Antlaşması ile başlangıçtaki hedefi olan ekonomik bütünleşmenin yanısıra, Topluluğun sosyal boyutlarında derinleşmeye ve siyasi birliğe de yönelmiştir. Antlaşma'nın sosyal ve ekonomik ilerlemeyi hızlandıran ve güçlendiren üç temel ilkesi şunlardır;

• Rekabet ilkesine dayanan serbest piyasa ekonomisi,
• Kamu maliyesinin sağlıklı şekilde yönetilmesi,
• ikame etme (subsidiarite) ilkesi. Bu ilke, genelde Topluluk müdahalesinin sınırlandırılmasını ve bu alandakiyetki ve sorumlulukların üye ülkelere bırakılmaifade etmektedir.

Antlaşma, AB'nin sosyal politika ile ilgili düzenleme ve faliyetlerinda bir dönüm noktası olmuştur. Bu sebeple Birliğin sosyal politikasını, Maastricht Antlaşması'ndan öncesi ve sonrası olarak incelemekte yarar vardır.

a)Maastricht Antlaşması'ndan Önceki Durum: AT'ları önceleri kendisini sadece ekonomik bütünleşmeyi sağlama hedefi ile sınırlı sosyal politikayı, üye devletlere ait bir alan olarak görmüştür. AET Antlaşması'nda Sosyal Politika başlıklı bölüm altında sosyal hükümler olarak adlandırılan maddeler. (Md. 117-122) Tooluluğa genel olarak sosyal politika konusunda norm koyma yetkisi tanınmamıştır. Bu yetki, üye devletlere bırakılmıştır. Antlaşma'nın 117 nci maddesinde, üye devletlerin çalışanların yaşama ve çalışma şartlarının üzerinde durulmuştur. 118 nci madde de ise, bu konuda Komisyon'a verilen görev tanınan yetkilerin sınırları ortaya konulmuştur. Bu yetkiler, sosyal alanda üye devletler arasında sıkı işbirliğini hızlandırmakla sınırlıdır. Komisyon'unfaaliyet göstereceği öncelikli alanlar; istihdam, iş hukuku ve çalışma şartları, mesleki eğitim, sosyal güvenlik, mesleki hastalıklar ve iş kazalarından korunma, sendika özgürlüğü ve toplu pazarlıktır. Bu dönemde sosyal politika alanında en önemli faaliyet, Antlaşma'da hukuki tasarruflar için özel yetkinin tanındığı işçilerin serbest dolaşımı ile ilgilidüzenlemelerdir. 19-20 Ekim 1972 tarihli Paris Zirvesi'nde, sosyal politika alanında dinamik ilerlemenin gereği vurgulanmış ve Topluluğa güçlü bir sosyal boyut kazandırmanın ekonomik ve parasal birliği kurmak kadar önemli olduğu açıklanmıştır.

Konsey, 1 Ocak 1974 tarihinde Sosyal Politikalar Hakkında Faaliyet Programı Kararı'nı kabul etmiştir. Bu programda, daha iyi şartlarda ve daha çok istihdam, serbest dolaşımın, yaşama ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi, işçilerin Topluluğun ekonomik ve sosyal politika alanındakikarar alma sürecine katılımlarının arttırılması, Avrupa'da toplu iş sözleşmelerinin yapılmasının kolaylaştırılması gibi ilkeler bulunmaktadır.

Avrupa Tek Senedi ile (1987) AET Antlaşması'na eklenen 118A ve 118B maddeleri, Topluluğun sosyal politika alanındaki düzenleme yetkisini genişlemiştir. Topluluk organları böylece bağlayıcı hukuki düzenleme yapma yetkisine kavuşmuştur. Madde 118A Konsey'e, nitelikli çoğunlukla, özellikle işçilerin sağlık ve güvenliklerinin korunması için çalışma ortamının geliştirilmesi ve bu alandaki önlemlerin uyumlaştırılmasını amaçlayan direktifler kabul etme yetkisi vermiştir. 118B maddesinde ise, Komisyon'un sosyal taraflar rasında Avrupa'da diyaloğu geliştirmek ve istekleri halinde sözleşmeye dayalı ilişkilerin kurulabilmesi için çaba göstereceği belirtilmiştir. Antlaşma'ya eklenen 130A maddesi ile Topluluğun belirli bir sosyal politikası olacağı belirgin hale getirilmiştir. 9 Aralık 1989 tarihinde de, ingiltere dışında 11 ülke tarafından İşçilerin Temel Sosyal Haklarına İlişkin Topluluk Şartı (Avrupa Sosyal Şartı) kabul edilmiştir.

Avrupa Sosyal Şartı; serbest dolaşım, istihdam, adil ücret hakkı, çalışma ve yaşama şartlarının iyileştirilmesi, sendikalaşma ve toplu sözleşme, mesleki eğitim, kadın ve erkeklere eşit davranma, işçilerin bilgilendirilmesi ve yönetime katılma, işçi sağlığı ve iş güvenliği, çocuk, genç, yaşlı ve özürlülerin korunması konularını içermiştir. Konsey, yukarıda belirtilen temel sosyal hakların uygulamaya geçirilmesinin öncelikle üye devletlere ait bir alan olduğunu ve bunun yasa koyucuların alacağı önlemlerle veya toplu iş sözleşmeleri ile olabileceğini belirtmektedir.

Sosyal Şartın en üstün saydığı 12 Temel hak şunlardır;
• Herhangi bir üye devlette çalışma hakkı,
• Adil bir ücret alma hakkı,
• Daha iyi yaşama ve çalışma şartlarına sahip olma hakkı,
• İlgili üye devlette yürürlükte olan düzenlemelere göre sosyal güvenlik hakkı,
• Örgütlenme ve toplu pazarlık hakkı,
• Mesleki eğitim hakkı,
• Kadınlar ile erkeklerin eşit işleme tabi tutulması,
• Bilgilendirme, danışılma ve katılım hakkı,
• İşyerinde sağlık korunması ve güvenlik hakkı,
• Yaşlıların uygun bir yaşama standardına sahip olma hakkı,
• Engellilerin toplum ve çalışma hayatıla daha iyi bütünleştirilmesi.

Sosyal güvenliğe ilişkin düzenlemeler, iş akdi feshedilen işçilerin korunması ya da kendi ülkelerinin dışındaki bi üye devlette çalışan Topluluk vatandaşlarının çalışma şartları gibi sosyal politikaya ilişkin diğer alanlarda ise Sosyal Antlaşma'ya göre üye devletlerin temsilcileri arasında oybirliği şartı aranır. Dolayısıyla bir üye devlet herjangi bir kararı veto ederek engelleyebilir.Sosyal Anlaşma'da öngörülen usul ilk defa 1994'te Avrupa İşyeri Konseyleri'nin kuruluşuna ilişkin yönetmeliğin kabulünde başarıyla kullanılmıştır. Söz konusu Yönetmelik, birden fazla AB üyesi devlette en az 1000 işçi çalıştıran veya iki üye devletin her birinde en az 150 işçi çalıştıran firmaların, çalışanlarına belirliölçüde bilgi vermesi ve danışması zorunluluğunu getirmektedir. Anlaşma, ücret, örgütlenme özgürlüğü, grev ve lokavt hakkı gibi bazı zozyal politika konularını üye devletlerin yetki alanında bırakmaktadır. Komisyaon 1989 tarihli faaliyet programında, ancak tek pazarın sosyal boyutlarının ve Topluluğunun ekonomik ve sosyal dayanışmasının zorunlu kıldığı durumlarda Topluluk düzeyinde düzenleme yapılacağını bildirmektedir.

b) Maastricht Antlaşması'dan Sonraki Durum: Avrupa Birliği Antlaşması'nın başlangıç hükümlerinde, üye ülkelerin sosyal alanda gelişme sağlayacakları yolundaki niyetleri açıkça yer almıştır. Maastricht Antlaşması'na ek Sosyal Politikaya İlişkin Protokol, İngiltere dışındaki 11 üye ülke, sosyal entegrasyon bakımındangelişme imkanı getirerek bu konuda bir anlaşma yapmalarını sağlamıştır. Bu Protokol ve bu Protokole dayalı Sosyal Politikaya İlişkin Antlaşma, birliğin sosyal politika alanında norm koyma yetkisinin kapsamını genişletmiş, sosyal taraflara, aralarında tesis edecekleri diyalog yoluyla Birliğin sosyal alandakiyasama faliyetlerine katılma imkanı vermiştir. Fakat aynı zamanda AB'nin sosyal politikası bakımından iki farklı dayanak ortaya çıkmıştır. Bunlardan birincisi; 14 üye devlet için geçerli olan AB Antlaşması'dır. Bu çerçevede, sosyal politika alanındaki yetkileri dardır. Diğeri de, İngiltere ve Kuzey İrlanda hariç, 14 üye ülke için geçerli olan Sosyal Politikaya İlişkin Antlaşma'nın getirdiği sosyal politikaya ilişkin hükümlerdir.

Antlaşma'ya göre Birlik ve üye devletler, istihdamı geliştirmek, yaşama ve çalışma şartlarını iyileştirmek, uygun bir sosyal koruma sağlamak, sosyal diyaloğunu geliştirmek, dışlanmışlık ile mücadele etmek amacıyla insan kaynaklarının geliştirilmesini kendilerine hedef seçerek ve farklı ulusal uygulamaları ve Birlik ekonomisinin rekabet edebilirliği sürdürmeyi göz önünde bulundurarak, gerekli önlemleri alacaklardır. Bu hedefler, üye devletlerin yanısıra AB'nin dehedefleri olarak kabul edilmiştir.Anlaşma, Konsey'e göre sosyal politika alanında en az şart belirlemek üzere direktifler çıkarma yetkisi vermiştir.Ancak, kademeli olarak uygulama alanına girecek olan bu direktiflerin küçük ve orta ölçekli firmaların oluşumunu ve gelişimini engelleyecek idari, mali ve hukuki kısıtlamalar getirmekten kaçınacağı belirtilmiştir.Konsey, Komisyondan gelen öneri üzerineAvrupa Parlamentosu ve Ekonomik ve Sosyal Komite'yedanıştıktan sonra oybirliği ile karar alabileceklerdir.

Oybirliği gerektiren konular şunlardır;
• Sosyal güvenlik ve işçilerin sosyal açıdan korunması,
• Hizmet akdi sona eren işçilerin sosyal açıdan korunması,
• Birlikte karar alma dahil, işçi ve işverenin temsili ve çıkarlarının savunulması, yönetime katılma,
• Birlik topraklarında ikamet eden üçüncü ülke vatandaşlarının çalışma şartları,
• Sosyal Fon'a ilişkin hükümlere aykırı olmamak kaydıyla istihdamın teşvik edilmesi ve çalışma imkanlarının arttırılması konularında maddi katkılar,

Nitelikli oy çokluğu gerektiren konular;
• Çalışanların sağlığını ve güvenliğini korumak için özellikle çalışma ortamının iyileştirilmasi,
• Çalışma şartları,
• İşçilerin bilgilendirilmesi ve işçilere danışılması,
• İşgücü piyasasında kadın ve erkek arasında fırsat ve muamele aşitliğinin sağlanması,
• İşgücü piyasasından dışlanmış bireylerin mesleki açıdan yaniden işgücü piyasasına entegrasyonu.

Üceretler, örgütlenme özgürlüğü, grev ve lokavt uygulamalarına ilişkin konular ise Birliğin yetki alanı dışında bırakılmıştır.

Sosyal Politikaya İlişkin Antlaşma'nın getirdiği ikinci önemli yenilik, AB'de işçi ve işveren tarafları arasında sosyal diyaloğu geliştirmesidir.

Komisyon, AB içinde sosyal tarafların görüş alışverişinde bulunmasını özendirmekle görevlidir. Bu amaçla Komisyon, sosyal politika alanında düzenleme taslakları hazırlamadan önce sosyal tarafların görüşlerini alcaktır. Görüş alışverişinden sonra Komisyon, AB mevzuatının tavsiye edilebilir olduğu kanısına varırsa, hazırlanmakta olan mevzuat teklifinin tüm içeriği hakkında sosyal tarafların görüşüne başvuracaktır. Sosyal taraflar bunun üzerine Komisyon'a görüşlerini ve gerektiğinde tavsiyelerini bildireceklerdir. Sosyal taraflar aralarında anlaştıkları taktirde, konuyu kendi aralarında düzenlemek üzere sosyal diyalog sürecini başlatabilirler. Bu girişimleri Komisyon'un en fazla 9 ay süre ile kesintiye uğratır. Sosyal tarafların AB'ye sürdürecekleri diyalog, taraflar isterlerse bir sözleşme ile sonuçlandırılabilir.

AB'de bağlanan sözleşme, sosyal taraflarca bilinen olağan yöntemlerle uygulama alanına sokulacağı gibi, sözleşme konusu sosyal tarafların ortak talepleri üzerine Konsey kararı ile yürürlüğe girebilir. Bu işlemin de 9 aylık süre içinde tamamlanması gerekmektedir. AB'de sosyal diyalog sürecinin ilk somut ürünü, Avrupa'da sosyal tarafları temsil eden, Avrupa Sanayi ve İşveren Konfederasyonları Birliği (UNICE), Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ETUC) ve Avrupa Kamu Teşebbüsleri Merkezi (CEEP) arasında 1995 yılında imzalanan Ailevi Sebeplerle İzin Çerçeve Antlaşması'dır. Bunu 1997 tarihli Kısmi Çalışma Hakkındaki Çerçeve Antlaşması ile 1999 tarihli Belirli Süreli Çalışmaya İlişkin Çerçeve Antlaşması izlemiştir.

Alıntıdır..


Benzer Konular

30 Ağustos 2007 / YaKaMoZcuk Meslekler
8 Aralık 2011 / ThinkerBeLL Taslak Konular
26 Haziran 2012 / ThinkerBeLL Sosyal Ağlar