Arama

Şenol Güneş

Güncelleme: 1 Ağustos 2017 Gösterim: 24.743 Cevap: 3
INIFERNO - avatarı
INIFERNO
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #1
INIFERNO - avatarı
Ziyaretçi

Şenol Güneş

Ad:  Şenol_Güneş.JPG
Gösterim: 326
Boyut:  32.8 KB

(d. 1 Haziran 1952, Trabzon - Çaykara)
Sponsorlu Bağlantılar
A.Sebatspor, Trabzonspor ve Türkiye A. Milli Futbol Takımı’nın kalesini korumuş olan eski milli kaleci.

1 Haziran 1952 tarihinde, Trabzon’da dünyaya geldi. Fatih Eğitim Enstitüsü mezunudur. Genç yaşlarda sporla ilgilenmeye başlayan Güneş, çocukluk yıllarında basketbola ağırlık verdiyse de, Trabzon şehrine hakim olan futbol sevdasına kapılarak futbolu tercih etti. Futbola Trabzon Erdoğdu Gençlik’te başladı. Bundan sonra Trabzonspor'un amatör takımına geçti. Buradan Sebat Gençlik’e transfer oldu. Böylece profesyonel futbol hayatı başladı. 1972 yılında tekrar Trabzonspor'a transfer oldu. Yaklaşık 15 yıl Trabzonspor'da kalecilik yaptı. Trabzonspor'da 1975-1984 arasında 6 şampiyonluk yaşadı.

Türk spor tarihinde birinci ligde 1112 dakika süreyle kalesinde gol görmeyerek en uzun süre gol yememe rekorunu kendi adına yazdırdı. Kaleciliği sevmediniz mi soruna cevaben şöyle der; "Severek oynamadım ama oynarken gereğini yaptım. Yani başlangıcım severek, isteyerek, planlanmış bir şey değildi. Ama oynadığım zaman işimin gereğini çok iyi profesyonel olarak yaptım."

Türk Millı Takımı'nın formasını ilk kez 31 Ekim 1976 tarihinde Malta'ya karşı giyen Şenol Güneş milli takımın formasını 31 kere (5'ini kaptan olarak) giydi.

Türk futboluna damga vurmuş bir spor adamıdır. Eski kaleci, günümüzün de teknik direktörüdür. Antrenörlük hayatında 2 Türkiye Kupası, 1 Başbakanlık Kupası ve 1 de Cumhurbaşkanlığı kupası gören Güneş, Ağustos 2000 tarihinde A Milli Takımın başına getirildi ve milli takımın 48 yıl aradan sonra dünya kupasına katılmasında büyük pay sahibi olarak tarihe geçti. Türk Milli Takımı dünya üçüncüsü oldu. Türk Milli Takımı’na tarihinin en büyük başarısını kazandıran teknik direktördür.

UEFA’nın resmî internet sitesinde düzenlenen ankette 2002 yılının en iyi teknik adamı seçildi. 2003’ün Haziran ayında Fransa’da yapılan 2003 Konfederasyon Kupası’nda da Milli Futbol Takımını üçüncülüğe taşıdı. Milli takımı 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası'na sokamayınca 6 Mart 2004'te görevinden ayrıldı. UEFA Yılın Takımı'na teknik direktör olarak seçilen ilk Türk ve dünya klasmanında A Milli Takımı 7. sıraya oturtan tek teknik adam olarak Türk futbol tarihine geçmiştir.

29 Mayıs 2014 tarihinde Bursaspor ile 1 yıllık sözleşme imzaladı ve 2014-2015 sezonu için Bursaspor'un başında göreve başladı. Bir yıllık görev süresinin dolması ile birlikte sözleşme yenilemeyen Şenol Hoca, Türkiye Kupası maçı ertesi gün, kulübe ve taraftarlara veda ederek Bursa'dan ayrıldı.

11 Haziran 2015 tarihinde Beşiktaş ile 2+1 yıllık sözleşme imzalayarak teknik direktörlük görevine Şenol Güneş getirildi. Güneş, Nevzat Demir Tesisleri'nde düzenlenen törende 2+1 yıllık sözleşme imzaladı. Yıllık 1.5 milyon Euro alacağı açıklanan Güneş, törende yaptığı konuşmada, "Kariyerimde lig şampiyonluğu yok, Beşiktaş ile yaşayacağım" dedi.

Şenol Güneş'in Beşiktaş Karnesi


Şenol Güneş, teknik direktörlükte kulüp takımları düzeyinde kariyerinin zirvesine Beşiktaş ile ulaşmıştır. Son iki yılda 2 kez Türkiye Lig Şampiyonluğu yaşamıştır. Avrupa klasmanında çok önemli başarılara imza atmıştır. Bu sene, Şampiyonlar Ligi grup elemelerinden bir üst tura çıkmayı küçük puan farkıyla kaçırarak UEFA Şampiyon Kulüpler Kupası'nda takımın çeyrek final oynamasını sağlamıştır. Şenol Güneş, Beşiktaş ile çıktığı 67 lig maçından 47 galibiyet ve 12 beraberlik ile inanılmaz bir istatistiğe ulaşmıştır.

Şenol Güneş, yaklaşık 30 yıllık teknik direktörlük kariyerine Beşiktaş Spor Kulubü'ne gelene kadar çok büyük başarılar elde edememiştir. Teknik direktör olarak, Şenol Güneş'in başarılarını aşağıdan görebilirsiniz.

Başarıları

  • Trabzonspor, 1993-94 sezonu, Başbakanlık Kupası Şampiyonluğu.
  • Trabzonspor, 1994-95, 2009-2010 sezonları Türkiye Kupası Şampiyonluğu,
  • Trabzonspor, 1994-95 sezonu, Cumhurbaşkanlığı Kupası Şampiyonluğu,
  • Trabzonspor, 2009-2010 sezonu, TFF Süper Kupa Şampiyonluğu,
  • Beşiktaş, 2015-2016 sezonu, Türkiye Spor Toto Süper Lig Şampiyonluğu,
  • Beşiktaş 2016-2017 sezonu, Türkiye Spor Toto Süper Lig Şampiyonluğu,
  • Beşiktaş, 2016-2017 sezonu, Uefa Avrupa Ligi Çeyrek Final,
  • Türkiye A Milli Futbol Takımı, 2002, Dünya Kupası üçüncülüğü
  • Türkiye A Milli Futbol Takımı; 2003 Konfederasyon Kupası üçüncülüğü
Derlemedir.

Son düzenleyen Baturalp; 1 Ağustos 2017 13:24
Biyografi Konusu: Şenol Güneş nereli hayatı kimdir.
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
10 Mart 2007       Mesaj #2
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi

Şenol Güneş

Ad:  Şenol_Güneş1.JPG
Gösterim: 276
Boyut:  17.7 KB

Şenol Güneş, Trabzon'lu, 1952 doğumlu. Yıllıklarda, gençliğinde edindiği bir unvan dikkat çekiyor; "bir sezonda kalesinde en az gol gören kaleci" oluyor, 1971-72 sezonunda, Sebat Gençlikspor'da, 30 maçta 11 golle. Ayrıntılar Şenol'un kökenlerini işaretliyor. 15 yaşında, 1967'de Trabzon Erdoğdu Gençlikspor'da başlayan lisanslı futbolculuk hayatında dördüncü yılıdır. Sebat Gençlikspor, ikinci takımıdır, buradan Trabzonspor'a transfer olacak, o Trabzonspor da, Türk futbolunda "Üç Büyükler"in "kısır hâkimiyetine" son veren takım olarak tarihe geçecektir. Böylece 35 yaşında, 1987 yılında, Beşiktaş-Trabzonspor maçıyla jübilesini yaparken, şampiyonluğu ilk kez Anadolu'ya taşıyan takımın kalecisi -ve kaptanı- olarak, künyesinde 6 lig şampiyonluğu, 5 Türkiye Kupası, 4 Başbakanlık, 7 Cumhurbaşkanlığı Kupası yer almaktadır.
Sponsorlu Bağlantılar

Şenol Güneş'in, henüz cevherini sergilemesine sıra gelmemiş bir Fatih Terim olmadığını düşünmek için sebebimiz var mı?.. Fatih kendi hayatından bir "Imparatore" efsanesi çıkarabilmişse, Şenol'un da kendi kaderini ören iplerden bir başka efsane dokuması muhtemeldir...

Futbol damarları kurumuş küçük bir Avrupa ülkesine karşı da olsa, şenlikli bir futbolla 5-0 galip gelmek; kendini ucundan da olsa Alman ekolüne bağlayan bir ülke futbolunun temsilcilerini sahada "sürklase" etmek, gülünç duruma düşürmek, bunlar, bir gelişim sürecini sergilemek bakımından azımsanacak göstergeler değildir.

Plansız, programsız, çok az manipule edilebilmiş bir "doğal evrim" sürecinin mucizevi sonucuyla karşı karşıyayız: "Türk futbol patlaması..." Herkesin farkında olduğu ama bir türlü ifade edilmeyen olgu. Türk futbol kamuoyu, futbol düşünürleri, büyük bir ihtimalle kendi kavramsal teçhizatlanmalarında bulunmadığı, kendi plan, program, şiar-motto çerçevelerinde yer almadığı için gözlerinin önündekini ifade etmekten geri duruyor. Oysa sözkonusu olan gerçek bir "patlama;" bu toplumun futbola yaptığı tüm sosyo-ekonomik, maddi-manevi "yatırımların" bir neticesi olarak Türk futbol kültür ve pratiğinde yaşanan muazzam bir gelişme. Öyle ki, Avrupa futbol "establishment"inin, futbol aleminin efendilerinin, bu gelişmeyi egemenliklerine yönelik güçlü bir tehdit olarak algıladıklarını düşünmek için sebepler var. (Kodamanların "önlem" mahiyetinde girişimlerde bulunmaları da sürpriz olmaz. Patlamanın sivri ucu, "gurbetçi" futbolcularımızın -ve hatta Terim'in- uğradığı neredeyse sistematik dışlanma ve istiskalin kaynaklarını da muhtemelen burada aramak gerekiyor.)

5-0'lık galibiyetin körüklediği, "Şenol Güneş'le tamam mı, devam mı?" tartışması da bu olguyu dikkate almamaktan doğuyor. Türk futbolundaki başarıları, bir kerelik, tekrarı, eşi benzeri olmayan zuhur edişler olarak değerlendiren zihniyet, yetersiz bulduğu Şenol Güneş'in yerinde Fatih Terim'i görmek istiyor. Bu kadar basit. O kadar laf döndürülmesine rağmen, esasında bir "Şenol Güneş mi - Fatih Terim mi" tartışması bu. Öyle ya, başka kim sözkonusu olabilir? Mustafa Denizli'nin kondüsyon-performansı Şenol Güneş'i bertaraf etmeyi gerektirecek düzeyde değil ve namlı bir yabancı antrenör seçeneğinin de, sadece futbolcuların tepkisi gözönüne alınsa bile, pratikte gerçekleşme şansı bulunmuyor.

Karizma'yı bir tür "Beyaztürk cakası" sananların beklentilerinin aksine, bu geçmişin Şenol'a yüklediği bir "karizma" var. Şenol'un futbolculuk hayatında katkıda bulunduğu "Üç Büyükler"in hâkimiyetine son verilmesi hamlesi, kuşkusuz bir "kalkınma dinamiği" içeriyordu. Bu kalkınma dinamiğinin Türk futbolunu bugünlere taşıyan süreçte rolü olduğu da kesindir. Her halikarda Üç Büyükler'in o yıllardaki kısır egemenliğinin yıkılması, Türk futbolunu ataletten sıyırmıştır. Türk futbolundaki yerli damarı vurgulayan bir kariyerin kahramanı olarak Şenol Güneş'in, Türk futbolundaki bugünlerin yükselişini taçlandıracak bir Dünya Kupası başarısına imza atması, sanki bir kader döngüsünün tamamlanması olacaktır. Bir ulusun futboldaki yükselişine endeksli bir futbolculuk ve teknik adamlık öyküsü... "Karizma" yaklaşık böyle bir şeydir...

Türk futbolundaki yükselişe dönersek... Eğer patlama denilebilecek türden bir ilerleme gösterildiğinden yola çıkarsak, o zaman her an yeni bir çıkış, başarı, isim vb.'ine hazır olmamız gerekir. O zaman Şenol Güneş, henüz cevherini sergilemesine sıra gelmemiş bir Fatih Terim'dir. Taçlanan baş akıllanacak, Şenol, kaderin kendisini karşı karşıya bıraktığı vazifeyi, ötesine geçerek çözmeyi başaracaktır.

Fatih Terim'in öyküsünde, "Bitirim bozuntusu, yarı mafyozi bir futbolcu emeklisi"nden öteye geçeceğini işaret eden pek ipucu yoktu. Terim, oradan bir "Imparatore" efsanesi çıkarabilmişse, Şenol'un da kendi kaderinin ağlarını ören iplerden bir başka "efsane" dokumaması için sebep yoktur.

Son olarak; kaleciden iyi teknik direktör olur mu? Bu geçerli bir sorudur ve kendine cevap arar. Uğur Vardan'ın temsil ettiği bir görüşe göre, kalecinin futbol vizyonu, bütün sporculuk ömrü boyunca "kendisine saldırılıyor" olmasıyla biçimlenmiş, dolayısıyla sakattır. Oysa, diyor bu düşüncedekiler, "bugün futbol tam da bu görüşün tersi bir yaklaşım, bakış açısı gerektirmektedir."

Bu görüşte esaslı bir taraf olduğunu kabul etsek bile, kalecinin futbolda oynadığı rolün teknik adamlığını nasıl belirleyeceği üzerine söylenecek daha pekçok şey olduğu da inkar edilemez. Öyle ya, bütün futbol ömrü boyunca yapayalnız, tek başına savunduğu bir "kale"den, kendi müdahale ve katkısının son derece kısıtlandığı bir oyunun gelişmesini izlemek, kalecinin görüşünü mutlaka farklılaştıracaktır. Kalecilik bu takım oyunundaki en bireysel roldür, kaleci bir takım oyununda en tek başına kişidir. Öte yandan "kaleci" futbolun sorumluluğu ve sonucuyla en dolaysız bağlantısı olan futbolcu kimliğidir. Futbolun amacı olan ve sonucunu belirleyen gol, ancak onun sahibi olduğu alanda -kale- ve onun -kalecinin- aşılmasıyla gerçekleşebilir.

Bütün bunların kalecinin görüşüne farklı bir derinlik ve daha ileri vadelerde sağlıklı bir tevekkül ile uygun dozda hikmet katması beklenir... Daha ne?
Son düzenleyen Baturalp; 1 Ağustos 2017 13:29
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
1 Ağustos 2017       Mesaj #3
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi

Şenol Güneş


Şenol Güneş, Trabzon'lu, 1952 doğumlu. Yıllıklarda, gençliğinde edindiği bir unvan dikkat çekiyor; "bir sezonda kalesinde en az gol gören kaleci" oluyor, 1971-72 sezonunda, Sebat Gençlikspor'da, 30 maçta 11 golle. Ayrıntılar Şenol'un kökenlerini işaretliyor. 15 yaşında, 1967'de Trabzon Erdoğdu Gençlikspor'da başlayan lisanslı futbolculuk hayatında dördüncü yılıdır. Sebat Gençlikspor, ikinci takımıdır, buradan Trabzonspor'a transfer olacak, o Trabzonspor da, Türk futbolunda "Üç Büyükler"in "kısır hâkimiyetine" son veren takım olarak tarihe geçecektir. Böylece 35 yaşında, 1987 yılında, Beşiktaş-Trabzonspor maçıyla jübilesini yaparken, şampiyonluğu ilk kez Anadolu'ya taşıyan takımın kalecisi -ve kaptanı- olarak, künyesinde 6 lig şampiyonluğu, 5 Türkiye Kupası, 4 Başbakanlık, 7 Cumhurbaşkanlığı Kupası yer almaktadır.
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
1 Ağustos 2017       Mesaj #4
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
Şenol Güneş

Benzer Konular

3 Haziran 2012 / thedoctor_611 Sinema tr
3 Temmuz 2010 / _Yağmur_ Sanat tr
7 Şubat 2010 / Misafir Tiyatro tr
21 Kasım 2006 / BARIŞ Müzik tr
12 Mart 2015 / mhmmdcngz Sinema tr