Arama

Ata Sporumuz Güreş - Sayfa 2

Güncelleme: 10 Haziran 2016 Gösterim: 235.464 Cevap: 30
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Nisan 2006       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Güreş


MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Güreş Dünya tarihinde Türklerin en çok madalya aldığı bir spor dalıdır.Türk güreşi ülkemize 27 Olimpiyat,37 Dünya ve 50 Avrupa şampiyonluğu kazandırmıştır. Bir zamanlar dünya arenalarında Türkün yenilmezliği konuşuluyordu.Hatta Türklerin karşısına çıkmak talihsizlik olarak nitelendiriliyordu. Türk ismi ile güreş kelimesi adeta özdeşleşmişti. “Türk gibi kuvvetli,siyah saçlı kuvvet ilahları, Bir Türk’ten kuvvetli kimdir? İki Türk” gibi atasözleri bu başarının ürünü idi. Bu nedenle Türkiye için güreşte başarılı olmak kaçınılmaz bir sonuçtur. 1936 Berlin olimpiyatları ile başlayan başarı grafiğimiz 1970’li yıllarda çöküşe geçmiştir. 1987 yılında başlatılan karakucak projesi ve güreş eğitim merkezleri öncülüğünde biraz kıpırdanma olmuştur. Ülkemizde sanayileşme ile birlikte sosyo-ekonomik,sosyo-kültürel,iç göç, iletişim teknolojisi gibi değişimler yaşanmıştır. Bir çok sosyal kurum gibi Türk güreşi de bu değişimden etkilenmiştir. Özellikle güreşin kaynağı yer değiştirmiştir. Güreşin kaynağı artık zeki ve yetenekli çocukların okuduğu ilköğretim okulları olmalıdır. Özellikle yatılı bölge ilköğretim okulları. Günümüz şampiyon güreşçilerin geçmişini incelediğimizde çocuğun güreşe erken yaşta başlayarak pedagojik bir eğitim ve antrenman sürecinden geçtiğini görürüz.Bu nedenle güreşte başarılı olmak için ilköğretim okullarına güreşi bilimsel olarak sokabilmek durumundayız. Güreş eğitim kurumlarına giremezse bireysel uygulanmalarımız bilimsel metotlar karşısında başarılı olamayacaktır. Karakucak projesi olarak başlayan güreş eğitim merkezlerine öğrenci seçimi Milli Eğitim Bakanlığı ile Türk güreş federasyonunun ortaklaşa yaptığı başarılı bir organizasyondur. Yetenekli çocukların seçilerek organize bir program ile okul- spor olgusunun sağlıklı bir şekilde yürütülerek Türk güreşine madalya olarak yansıyabildiği görülmüştür. Erken yaşta yetenekli çocukların seçimi ve onların Milli eğitim amaç ve ilkeleri içerisinde hem eğitilmeleri hem de şampiyon güreşçiler doğması arzulanan bir durumdur. Bu amaçla Türk Güreş Federasyonu; erken yaşta güreşe başlama, güreşte yetenek seçimi, okul- güreş eğitimi ve organizasyonu konularındaki 12 yıllık deneyimden hareketle güreşi ilköğretimin ilk basamağından başlatarak, Ata sporumuzda sürekli başarıyı teminat altına almayı hedeflemektedir. Ayrıca güreşin büyük kitlelere yayılması ve ülkemizin moral değerinin yükseltilmesi de amaçlanmaktadır.

Güreş insanın tüm özelliklerini geliştirmesini zorunlu kılan bir spor dalıdır. Yıllarca Dünya ve 3 kez Olimpiyat şampiyonu olan büyük güreşçi Medvet’e güreş size ne kazandırdı şeklinde bir soru sorulduğunda “Bana ait olan her şeyi” şeklinde cevapla güreşin bireye kazandırdığını özetlemiş oldu.

Uzmanlar diğer spor branşlarına nazaran güreşin gençlerin motor kapasitelerinin geliştirilmesinde çok daha etkili olduğunu ispatlamıştır. Plato gibi filozofların, Atatürk, Abraham, Lincoln gibi devlet adamlarının, Lav Tolstoy, Pushkin, Albert Dürer gibi yazar ve ressamların güreşe olan tutkuları tesadüf değildir. Güreş sadece hız, kuvvet ,esneklik, dayanıklılık gibi fizik özellikleri mükemmelleştirmekle kalmayıp, cesaret, alçak gönüllülük, kendine güven gibi özellikleri de geliştirir. Diğer spor dallarında vücut yapısı sporcuların başarısını sınırlayan faktördür. Fakat ideal spor olan güreşte bu değişiktir. Zeki bir güreşçi eğer kısa boyluysa bu özelliğini, eğer uzun boyluysa bu özelliğini avantaj olarak kullanabilir. Aslında güreşçi zeka ve yaratıcı gücü ile tüm özelliklerini avantaj olarak kullanabilir. İnsanın yaratma gücüne böylesine açık başka bir spor yoktur. Bir İtalyan atasözü sanki güreş antrenmanını tanımlamaktadır “Antrenman bir çok ilacın yerini tutabilir, ancak antrenmanın yerini tutacak hiçbir ilaç yoktur”.

Güreş insanlara birçok özellikler hatta diğer sporlardan daha fazla şeyler kazandıracaktır. Bunun için disiplinli bir çalışma, düzenli antrenmanları takip etmek ve teknikleri dikkatle izlemek gerekmektedir. Güreşte “Kazanmak isteyen her şeyden önce kendini yenmelidir” temel prensiptir.

TÜRKİYEDE İLKÖĞRETİMDE BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÇALIŞMALARININ MEVCUT DURUMU


T.C Milli Eğitim Bakanlığı 2001-2002 Öğretim yılı İlköğretim Kurumları-Ortaöğretim kurumları spor yarışmaları programında Kategoriler ve Doğum tarihleri:
a) Küçükler kategorisi:İlköğretim okullarının 1991-1992-1993-1994-1995 doğumlu öğrencileri (Daha büyük ve daha küçük doğumlular yarışmayacak).
b) Yıldızlar kategorisi: İlköğretim okullarının 1987-1988-1989-1990 doğumlu öğrencileri (Daha büyük ve daha küçük doğumlular yarışmayacak).
c) Gençler kategorisi: Ortaöğretim okullarının hazırlık ve 1.,2.,3.,4. sınıfları).1984-1985-1986-1987doğumlular.

Yaş terfisi yoktur


Güreş faaliyeti okullarda 6. sınıfta başladığı görülüyor. 6. sınıf yaş olarak 13 yaşa tekabül etmektedir. XII. Ünitede güreş faaliyeti var. Ayrıca bu ünite faaliyetleri erkek öğrencilere uygulanacağı belirtilmektedir.

Ünite faaliyetleri:


Amaç olarak birincisi “güreşle ilgili yarışma ve oyun kuralları bilgisi” belirtilmektedir.

Davranışlar:


1.Güreşi tanımlama
2.Yarışma kilolarını söyleme
3.Güreş kıyafetlerini söyleme
4.Güreş çeşitleri adlarını söyleme
İkinci amaç olarak “Güreş ile ilgili temel beceriler edinebilme” verilmiştir.

Davranışlar:


1.Alçak-Orta-Yüksek duruşları yapma
2.Temel duruşları yapma
3.Tek dalma
4.Çift dalma
5.İçten ve dıştan dalma

Üçüncü amaç olarak “Güreşle ilgili koordinasyonu geliştirme” verilmiştir.

Davranışlar:


1.Eşleyerek oyun formu içinde:Tek ve çift dalma ve savunmasını uygulama
2. Eşleyerek oyun formu içinde:İçten ve dıştan dalma ve savunmasını uygulama
3. Eşleyerek oyun formu içinde:Koltuk altından arkaya geçişi uygulama

Dördüncü olarak “Güreş yapmaya istekli olabilme” verilmiştir:

Davranışlar:


1.Güreşe hazırlayıcı oyunlar oynama
2.Kol,bacak ve gövde bölümlerinin tutarak çeşitli şekillerde çekişme,itişme ve eşi kaldırma

Beşinci olarak “Güreşirken dostça oynama,kaz***** kutlama,kaybetmeyi kabullenme” belirtilmiştir.

Davranışlar:


1.Kazanmak için kural dışı yollara baş vurmama
2.Yarışmalarda kaybettiğinde ileride başarılı olabilmek için daha çok çalışmaya istekli olma
3.Yarışmalarda başarının sevincini,kaybetmenin üzüntüsünü arkadaşlarıyla paylaşma
4.Yarışmalarda rakiplerine saygılı olma.
5.Yöneticilerin ikazlarına ve hakem kararlarına saygılı olma.
6.Başarılı olduğunda aşırı öğünmeme

ÇOCUKLARIN SPORA ERKEN YÖNELMESİNDE GÜNÜMÜZ EĞİLİMLERİ:


Çağımızda çocuklar bir önceki nesil çocuklarına göre hem daha uzun ve ağır hem de onlara göre daha erken gelişim göstermektedirler. Fakat bu bütün dünya çocuklarında görülmüyor. Bu durum gelişmiş ülkelerdeki çocuklarda bulunmaktadır. Gelişmekte olan ülke çocukları böyle bir şeye eğilim göstermedikleri gibi bazı durumlarda yapılarında düşüş göstermişlerdir. Bunun için sayısız sebep olabilir. Fakat bu büyük ölçüde nesilden nesile gelişmeyen beslenme alışkanlıklarının hayat standartlarına getirdiği küçük gelişmelerin yansımasıdır. Bu değişiklerin doğuşta oldukça az fakat ergenlik çağı öncesi dönemden oldukça artış gösterdiği belirtiliyor. En büyük boy ve ağırlık farklılıkları 11 ile 15 yaş arası tespit edilmiş ve bu gelişmiş ülkelerde bütün sosyoekonomik sınıf ve ırklarda net bir şekilde görülmektedir. Günümüzde çocuklar 100 yıl önce geliştiklerinden daha hızlı gelişiyorlar. Ergenliğe erme yaşı örneğin, Avrupa milletlerinde hesaplanmış 15,5-17,4 yaş oranından 12,5-14 yaş oranına düşmüştür. Günümüzde erkeklerin gelişim eğilimi şüphesiz varolsa da onların gelişim eğilimi bilgileri belirsizdir. Erkeklerin günümüzde ses değişimin başlangıç yaş averajı ( 13 yaş civarı ) 100 yılı aşan bir dönem öncesi erkeklerin ses değişikliğini başlama yaş averajından ( 18 yaş civarı ) oldukça düşük olduğu not edilebilir. Geçmiş 20 yıl içerisinde boy, ağırlık ve gelişimde çok küçük çapta gelişimler olmuştur. Bu muhtemel gelişimi engelleyici sebeplerin ayırt edilmiş olması ve düzenli beslenme ile sağlık faktörlerinin doruk noktasına ulaştırılmış olmasındandır.

Çocuk Yaşta Güreşe Başlamak İçin Nedenler:


Eğitim bakımından olduğu kadar, spora ait (Burada güreşe ait) verimin niteliği ve düzeyi bakımından da antrenmana erken yaşta başlama nedenleri için gerekçeler:
1-Çocuk da güreş için gerekli olan öğrenme ve verim motivasyonu geliştirilmezse, üst düzeyde güç geliştirmeye uygun yaşlara gelindiğinde kişi kendini güreşe adaması söz konusu olamaz.
2-Güreşteki temel teknikler yanlış ve kontrolsüz olarak öğrenilirse, yanlış hareket biçimleri ortaya çıkar,buda güreşçiyi strese skor, güreşçi özgüvenini kaybeder. Daha sonra bu yanlışları düzetmekse çok zor olur.
3-Spor veya özelde güreş çocuğun büyümesinde, olgunlaşmasında bilişsel gelişiminde ve sosyalleşmesinde önemli rol oynayacağı için onun hayatına erken yaşlarda kademeli olarak girmelidir.
4- Üst düzeyde verimlilik yaşının ulusal ve uluslararası organizasyonlarda erken yaşlara kaydırılması.
5- Bir çok ülkede çocuklar için de turnuvaların düzenlenmesi, bu yarışmalara hazırlıklı gidilmesi isteği.
6- Küçük yaşta belli bir spora yönelme ve bu spor dalında üstün başarılar sergilemesi konusunda çocuğun yakın çevresinin isteği: ( çoğu kez kendileri için prestij sağlaması amacıyla)
7- Hırslı ana-babaların kendi başarı duygularını tatmin etmek için çocuklarını yıldız sporcu olmaya zorlamaları.

Bu gün ulusal ve uluslar arası düzeyde başarıya ulaşmada güreşçiler için gerekli özellikler:
  • Yaptığı güreş çeşidi için fizyolojik ve psikolojik özellikleri uygun olmak
  • Güreş dalı için eksiksiz bir fiziğe uygun kas tipine sahip olmak.
  • Gerekli psikolojik ve moral özelliğine sahip olmak
  • Güreşçi mümkün olan en küçük yaşta ve ön görülen yaş da başlamak.
  • Güreşin teknik ve taktiğine iyice sahip olmak.
  • Uzun yıllar sistemli planlı ve usanmadan hazırlıklarını eksiksiz olarak yapmak. Ortaya çıkabilecek eksiklikleri gidermek.
  • Uzun yıllar güreş için gerekli müsabaka deneyimi almak
  • Haftada sayıca çok yani daha sık antrenman yapmak. Güreşin gerektirdiği antrenmanı yapmak.

GÜREŞE BAŞLAMA YAŞI NEDEN 7 YAŞ OLMALIDIR?


1- Sürat, çeviklik,hareket genişliği ve beceri gibi motorik özellikler 7 yaş civarı daha çok gelişir:
Kaynaklara göre,12 yaşına kadar motorsal özellikler ve koordinatif yeteneklerin %90 nın, bu yaştan sonraki çalışmalarda ancak %10 un tamamlandığı ileri sürülmektedir. Ülkemiz iklim kuşağına göre, Avrupa ülkelerine göre daha sıcak olması nedeniyle çocukların organik yapısı daha erken gelişmektedir. Bu yüzden ülkemizde çocuğun 7-8 yaşlarında güreşte temel eğitim çalışmalarına başlanılmasını sakıncalı olacağı söylenemez. Sürat:Hem kızlarda hem de erkeklerde çocukluk döneminde sürat gelişimi hızlıdır. Bu dönemden sonraki dönemlerde süratin gelişmesini sağlayacak etkinliklere beden eğitimi veya spor programlarında yer verilmelidir. Güreşte sürat önemli bir etkendir. Süratin çocuklardaki durumuna baktığımızda erken yaşlarda güreşe başlamanın ne denli gerekli olduğu görülür.
Son düzenleyen _Yağmur_; 10 Haziran 2016 11:19
venüsün_kızı - avatarı
venüsün_kızı
Ziyaretçi
9 Nisan 2006       Mesaj #12
venüsün_kızı - avatarı
Ziyaretçi
HÜSEYİN AKBAŞ, ÖLÜMÜNÜN 17. YILDÖNÜMÜNDE TOKAT'TA ANILDI... Efsanevi dünya şampiyonu milli güreşçi Hüseyin Akbaş, ölümünün 17. yıldönümünde doğum yeri olan Tokat'ın Almus İlçesi'ne bağlı Çevreli Beldesi'ndeki mezarı başında düzenlenen törenle anıldı.

Sponsorlu Bağlantılar
Anma törenlerine Sayın Valimiz Erdoğan Gürbüz, İl Jandarma Komutanı J.Kurmay Albay Gürsel SÖNMEZER, Tokat Belediye Başkanı Adnan ÇİÇEK, Almus Kaymakamı Faik ARICAN, Almus Belediye Başkanı H.Hüseyin ARIKAN, Ormandibi Belediye Başkanı Alaattin DİKMEN, Kınık Belediye Başkanı Mustafa GÜRSOY İl ,İlçe daire amirleri ve ile geniş bir halk katılımı oldu. Anma töreninde konuşma yapan Vali Erdoğan Gürbüz, Hüseyin Akbaş'ın 85 defa milli olduğunu ve şanlı Türk bayrağını dünyanın her yerinde şerefle göndere çekerek dalgalandırdığını belirterek, "Ne mutlu bizlere ki bu şanlı bayrağımız dünyanın her yerinde Hüseyin Akbaş'lar sayesinde dalgalanmıştır ve dalgalanacaktır. Bugün onu sevenleriyle ve akrabalarıyla birlikte anmanın huzurunu taşıyoruz. Cumhuriyetimiz'in kurucusu yüce Atatürk 'Ben sporcunun zeki atik ve ahlaklısını severim' buyuruyordu. Rahmetli Hüseyin Akbaş da bu üç vasfı kendi bünyesinde taşıyan nadir insanlardan birisiydi. O doğduğu topraklara büyük hizmetler etmiştir. Zaten insanoğlunun bir vefa borcu vardır. Hüseyin Akbaş bu vefa borcunu kat ve kat ödemiştir" dedi.

Çevreli Belediye Başkanı Hüseyin Ulu da, Dünya Şampiyonu Hüseyin Akbaş'ın şanlı Türk bayrağını gönderde defalarca dalgalandırarak, Türk milletinin yüzünü hemen her müsabakada güldürdüğünü söyledi. Ulu, "20. yüzyılda Türk ulusunun yetiştirdiği sayısız güreş kahramanları arasında Tokat'ımızın Almus İlçesi'ne bağlı Çevreli Beldesi'nde doğup büyüyen şampiyonlar şampiyonu Hüseyin Akbaş, Türk güreş tarihine unutulmayacak bir damga vurmuştur. Akbaş, dünyanın her yerinde zaman zaman horlanan, aşağılanan ve toplumdan dışlanan bütün sakatların kırılan gururlarının yükselen bayrağıdır" diye konuştu.

Hüseyin Akbaş'ın oğlu Yaşar Akbaş ise babasıyla gurur duyduğunu belirterek, "Bir an gibi geçti 17 sene. Her sene ayrı bir toplantı ile burada bulunuyoruz. Bu zamana kadarda ben ilk defa böyle bir konuşma yapıyorum. Millete mal olmuş bir insanı unutmak kolay değil. Üstelik de evladı olursanız. Böyle bir insanı her toprak yetiştirmiyor. Çevreli kasabası olarak böyle bir insana sahip olduğumuz için gurur duymamız lazım" ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından Çevreli Hüseyin Akbaş Güreş Eğitim Merkezi'nde miniklerin serbest güreş müsabakaları yapıldı. Geleceğe umut veren minik güreşçiler minderde birbirleriyle kıyasıya mücadele etti. Müsabakaların sonunda minik güreşçilere çeşitli hediyeler, anma programına katılanlar tarafından verildi.
Son düzenleyen Safi; 10 Mart 2017 00:45
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Nisan 2006       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Kırkpınar Yağlı Güreşleri Tarihi


MsXLabs.org

Anadolu 'da bulunan Osmanlılar, Edirne'nin fethinden önce (1361), Orhan Gazi devrinde, onun oğlu Süleyman Paşa komutasında Rumeli'ye geçerler (1356-1357).

Osmanlı Akıncıları, burada yaptıkları akınlar sırasında, savaşmadıkları ve mola verdikleri günlerde, zamanlarını, aralarında çeşitli sporlar yaparak değerlendirirlerdi.

Bir keresinde güreşe tutuşan 40 yiğit içinden ikisi, tutuştukları güreşi gece yarısına dek sürdürdükleri halde sonuçlandıramazlar ve ikisi de güreştikleri yerde can verir...

Arkadaşları bu iki yiğidi güreş yaptıkları yerde bulunan bir incir ağacının altına gömdükten sonra Edirne 'ye doğru akınlarına devam ederler.
Son düzenleyen _Yağmur_; 10 Haziran 2016 14:39 Sebep: Sayfa düzeni.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Nisan 2006       Mesaj #14
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

SİDNEY'DE KARA PAZAR


MsXLabs.org

Sporcularımız olimpiyatlardaki beş branşta peş peşe başarısız sonuçlar aldılar
MURAT AĞCA SİDNEY
  • GÜREŞ: Dört sporcumuz da elenmekten kurtulamadı
  • ***S: Nurhan 8 - 2'lik üstünlüğünü koruyamadı
  • ATLETİZM: Serap, bayanlar maratonda 37. sırada kaldı
  • HALTER: Bünyamin, madalyaya ulaşamadı, 7. olabildi
  • YELKEN: Ertuğrul ile İlknur, mistralde derece yapamadı
Sidney Olimpiyatları'nda Türk sporcuları güreş, halter, atletizm, ***s ve yelken de peş peşe aldıkları başarısız sonuçlarla "kara" bir gün yaşadılar.

Olimpiyatta umutlarımızı bağladığımız güreşte ilk gün mindere çıkan dört Dünya şampiyonu unvanlı sporcumuzun da, henüz grup maçlarında olimpiyata veda etmesi şok ve hayal kırıklığı yaşattı. Bayanlar maratonda Serap Aktaş'ın 37. sırada yer alışı, halterde madalya beklediğimiz Bünyamin Sudaş'ın yedincilikte kalışı ve Sunay Bulut'un yarım kilo düşemediği için müsabakalara giremeyişi, ***sta da Nurhan Süleymanoğlu'nun kazanmak üzere olduğu maçı son saniyelerde aldığı yumruklarla kaybedip elenmesi moralleri sıfıra indirdi.

Üç galibiyet


Grekoromen stilde ilk gün mindere çıkan güreşcilerimiz yaptıkları 9 maçta sadece üç galibiyet alabildi. Bu galibiyetlerin biri Y.Zelandalı, diğeri Azeri ve üçüncüsü de hükmen galibiyetle geldi.

54 kiloda Ercan Yıldız ilk maçında geçen yılın Dünya şampiyonu Kübalı Rivas'a 1 dakika 32 saniyede 10 - 0 teknik üstünlükle mağlup oldu. Yıldız, Y.Zelandalı Pellew'i 16 - 0 teknik üstünlükle yendi. Güreşcimiz gruptaki son maçında Azeri Eyvazov'a 3 - 0 mağlup olunca mindere veda etti.

63 kilo Şeref Eroğlu, sabah seansında Avrupa Şampiyonu Rus Samour Gachev'e 5 - 3 yenildi. Üçlü grupta yeralan Eroğlu, diğer rakibi Dünya Şampiyonu Polonyalı Zawatski'nin mindere çıkmaması üzerine hükmen galip ilan edildi. Ancak temsilcimiz Rus Gachev'in, Polonyalı güreşciyi yenmesi üzerine grup birinciliği şansını kaçırdı ve elendi.

76 kiloda Nazmi Avluca, Azeri Bichinashvili'yi 3 - 0 geçti. İkinci maçında Koreli Kim karşısına çıkan Avluca, uzatmada 3 - 1 kaybetti. Güreşcimiz grup ikincisi olmasına rağmen olimpiyata veda etti.

97 kiloda mücadele eden Hakkı Başar da önce Gürcü Chkhaidze'ye 4 - 2, ardından da Polonyalı Olimpiyat Şampiyonu Wronski'ye 7 - 1 yenilerek elendi.

Grekoromen stilde bugün minderde kalan son iki güreşcimiz 85 kiloda Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu güreşçimiz Hamza Yerlikaya, Finli Asell ve 130 kiloda Fatih Bakır ise İsrailli Yevseychye, Polonyalı Sitnik ile grup maçlarında karşılaşacak.

Sudaş yedinci


Günün bir diğer üzücü sonucu da halterden geldi. Halil Mutlu ve Naim Süleymanoğlu ile birlikte madalyaya en yakın üçüncü sporcumuz olarak gösterilen Bünyamin Sudaş, toplamda 392.5 kiloluk derecesiyle ancak yedinci olabildi. Sudaş koparmada ilk iki hakkında 175 kiloyu kaldıramamasına rağmen son hakkında 177.5 kiloyu sırtladı. Silkmede ise ilk hakkında 215 kilo yapan temsilcimiz bronz madalya kazanabilmek için ikinci hakkında 220 ve üçüncü hakkında 225 kiloluk dereceleri başaramayınca kürsüye çıkamadı. 94 kiloda Gürcü asıllı Yunanlı Kakiasvilis toplamda 405 kiloyla üçüncü kez olimpiyat şampiyonu olarak Naim Süleymanoğlu ve Yunanlı Dimas'ın başarılarına ortak oldu.

Şanssız Nurhan


***sta 63.5 kilo temsilcimiz Nurhan Süleymanoğlu, ikinci turda karşılaştığı Beyaz Rus Sergei Bukovski karşısında şanssız bir maç çıkardı. Son raundda 6 - 2 önde giren Süleymanoğlu bitime saniyeler kala 8 - 2'lik üstünlükten peş peşe aldığı yumruklarla maçı 8 - 8 beraberliğe getirdi. Yumruk sayılarının teknik değerlendirmesi sonucunda temsilcimiz şanssız bir şekilde elenmekten kurtulamadı. ***sta dün tamamlanan ikinci tur müsabakaları sonunda beş sporcumuz çeyrek finale yükselmiş oldu. Yarın başlayacak çeyrek final müsabakalarında 54 kiloda Agasi Ağagüloğlu Kübalı Ortiz, 60 kiloda Selim Palyani Rus Malatin, 67 kilo Bülent Ulusoy Makedon Grusac ve 75 kiloda Akık Kakaurize Azari Alekperov ile yarı finale yükselebilme mücadelesi yapacak.

Aktaş kötü koştu


Atletizmde Ebru Kavaklıoğlu'nun yaşadığı hüsranın ardından bayanlar maratonda yarışan Serap Aktaş da başarılı olamadı. 53 atletin katıldığı ve ancak 45 sporcunun tamamlayabildiği bayanlar maratonda Aktaş 2.41.40'lık derecesiyle 37. sırada yer alabildi. Aktaş, kendi en iyi derecesi olan 2.31.43'den bile oldukça kötü koştu.

Yelkende erkekler mistralde yarışan Ertuğrul İçingir 11. yarışı 27. sırada tamamlayarak genel klasmanda 36 yarışmacı arasında 30., bayanlar mistralde ise İlknur Akdoğan 25. sırada tamamladığı 11. yarış sonunda oluşan genel klasmanda 28. olabildi.
Son düzenleyen Safi; 10 Mart 2017 00:46
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mayıs 2006       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Avrupa Grekoromen Güreş Şampiyonası’nda mutlu son


MsXLabs.org

Moskova'da sona eren 53. Grekoromen Avrupa Şampiyonası'nda milli takımımız 2 altın, 3 bronz madalya ve toplamda ise 49 puanla takım halinde dünyanın en başarılı ülkesi Rusya'yı evinde 9 puan geride bırakarak takım halinde şampiyonluğa ulaştı.

Milli takımımızın bu başarıya ulaşmasında elbette ki en büyük pay Türk güreşini sırtlayan belediyeler ve parmakla sayılabilecek sayıdaki kamu kuruluşu güreş takımlarıdır. Yılların deneyimine sahip Grekoromen Milli Takımı'mızda bu şampiyonada, 96 kiloda Hamza Yerlikaya tüm rakipleri ile kedinin fare ile oynadığı gibi oynayarak hayatının belki de en rahat şampiyonluğuna ulaştı.

Tüm maçlarda aldığı 33 puana karşılık rakiplerine tek 1 puan veren Hamza, bu çıkışı ile Pekin'de "Ben buradayım, hem de kürsünün tam ortasının en büyük adayıyım" mesajını tüm dünyaya verdi.

‘Hamza, Şeref, Nazmi, Ercan ve Hakkı Başar’ gibi yıldızların, güreşi bırakmasından sonra acaba yerlerine yıldızlar gelir mi?' sorusunun en önemli cevabını ağır sıkletin yeni yıldızı İsmail Güzel verdi. Güzel tüm maçlarını kazanarak, hatta olimpiyat şampiyonu Rus'u yenen Finlandiyalı güreşçiyi finalde çocuk tuşlar gibi tuşlayarak yendi. 1968 yılında ağır sıklette İtalya'da Avrupa şampiyonu olan Ömer Topuz'dan bu yana 37 yıl içinde ilk kez ağır sıklet Avrupa şampiyonluğuna ulaşan İsmail Güzel'i geleceğin büyük yıldızları arasında görürsek hiç şaşmamak lazım.

Çok sakin, soğukkanlı, kendine güvenen tam bir savaşçı tipinde olan İsmail'den Türk güreşi bundan sonra birçok başarı bekliyor. 66 kiloda Şeref Eroğlu, 74 kiloda Mahmut Altay ve 84 kiloda Nazmi Avluca'nın 3 bronzu ile toplamda 49 puana ulaşıp dünya devi Rusya'yı evinde hüsrana uğratmak ise bana göre başarının en haz veren yanı.

Hele hele Rusya Güreş Federasyonu Başkanı Mamiaşvili'nin 2001 senesinde İstanbul'da yapılan ve takımımızın Avrupa şampiyonluğunu hazmedemeyip, "Bundan sonra Türkler zor şampiyonluk yüzü görür." sözü dün gibi kulaklarımızda. Bu sözleri hatırlayan güreşseverler, bu şampiyonluğun ne kadar anlamlı olduğunu bilirler.

Yaklaşık bir ay önce, dünya kupasında Rusya'yı yenmemiz aslında bu şampiyonada takım halinde şampiyonluğumuzun en büyük habercisi idi.

Teşekkürler, büyük şampiyon rekortmen Hamza, genç İsmail, Şeref, Nazmi, Mahmut, Bayram ve Bünyamin. Bize bu büyük hazzı yaşatan herkesten Allah razı olsun. Türk güreş tarihinde eşi benzeri olmayan 3 dünya, 2 olimpiyat ve 8 Avrupa şampiyonluğu gibi derecesi bulunan Hamza'nın, "Bizim daha yapacak çok işimiz var. Bu millete daha çok şampiyonluklar kazandırmak istiyoruz." sözleri bana Türk güreşinin tarihin her döneminde milletimizin yüzünü güldürecek güçte olduğunun en büyük kanıtı olduğudur. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Konya Şekerspor, Konya Belediyesi, Ankara Tedaş ve milli takımımıza eleman veren bütün kulüpleri yürekten kutlarım. Bunun yanı sıra, genç İsmail'i kulüpte hazırlayan Erdoğan Koçak hocaya da teşekkürlerimi sunarım. Bundan sonra yapılacak iş, milli takımda yakalanan disiplin, takım ruhu kardeşlik havasının aynen korunması ve 2008 Pekin Olimpiyatları'na bu ruh ile katılmayı sağlamak. Darısı takım halinde dünya şampiyonu olmaya...
Son düzenleyen Safi; 10 Mart 2017 00:46
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Temmuz 2006       Mesaj #16
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Kırkpınar'da pehlivanlar, rakipten önce güneşe el ense çekti!


MsXLabs.org

Yedi asırdır yaşayan bir çınar misali Edirne’nin toprağına kök salan tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşleri, tüm heyecanıyla devam ediyor.

Cuma günü küçük boylarla başlayan güreşler dün baş ve baş altındaki pehlivanların çayıra çıkmasıyla daha da şenlendi. Organizasyonun gerçekleştiği Sarayiçi’ndeki çayırın boyu neredeyse bir bel boyuydu. ‘Allah Allah’ nidalarıyla çektikleri peşrevlerle er meydanına çıkan dev cüsseli pehlivanlar, bel boyundaki çayırı eze eze ayak boyuna kadar çektiler. Hele de tonlarca halis zeytin yağının damlalarıyla farklı bir hale bürünen çayır, güneşin ışıklarıyla yemyeşil parlıyordu.

Hava sıcaklığı o kadar etkisini hissettiriyordu ki pehlivanlar rakiplerinden evvel güneşe el ense çekiyorlardı. Tarihî Sarayiçi’ndeki organizasyon alanı adeta bir panayır alanına dönmüştü. Türk kültürünü her yönden yansıtan unsurlarla dolu olan alan, her yöreden güreşmeye gelen pehlivanların kültürleriyle doluydu.

Kahramanmaraş’tan dondurmacılar, Erzurum’dan cağ kebapçılar ilk göze takılanlar. Edirne şehir merkezinden daha canlıydı Sarayiçi. Lakin alana gidilen yol o kadar kötü, minibüsler o kadar eskiydi ki bu devasa spor etkinliğine bu durum yakışmamıştı.

Fidan gibi bedenleriyle güreşin neredeyse tüm tekniklerini kıvraklığıyla sergileyen minik pehlivanlar izlenmeye en değer güreşçilerdi. Onların samimiyeti büyüklerinkinden çok daha mükemmeldi. Ne hakem itirazı ne adam kayırma ne de kavga emaresi vardı o küçük bedenlerde.

Geçen yılın ilk on altısına giren pehlivanların bu yıl tur atlayarak başlamaları tepki topladı. Fazladan çayıra çıkanlar ise bu duruma veryansın edip bu kuralın değiştirilmesini istedi. Her şeye rağmen yaşarken efsane olmuş Ahmet Taşçı’sıyla, olimpiyat 2.si Kenan Şimşek’iyle, geçen yılın sürpriz altın kemer sahibi Şaban Yılmaz’ıyla ‘Bismillah’ dedi Sarayiçi’ndeki tüm pehlivanlar. Bu yıl spordan sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in yaptırdığı modern tribünler, izleyenler için son derece rahatlatıcıydı. Üstelik günler öncesinden biletler satılmış, her yer dolmuştu. Dikkati çeken diğer bir görüntü ise Amerika’dan Coşkun Koleji’nin davetlisi olarak ülkemize gelen genç güreşçilerin organizasyonu hayranlık içinde takip etmeleri oldu. Aslında tüm bu muhteşem atmosferi izleyip yaşamak gerekir.

Kırkpınar’da çeyrek finalistler belli oldu 646. Tarihi Kırkpınar Güreşleri’nin ikinci gününde çeyrek finale çıkma mücadeleleri kavgalı geçti. Başpehlivanlığın favorilerinden Mehmet Yılmaz, Ahmet Taşçı, Sermet Bulut, Recep Çakır, Şükrü Kazan, Osman Aynur, Recep Kara, Hasan Tuna tur atlamayı başardı. Geçen yılın başpehlivanı Şaban Yılmaz rakibi Recep Çakır'a puanlamada yenildi. Yılmaz ve Çakır'ın 40 dakika süren güreşi sonunda puanlamaya geçildi. Puanlamada Recep Çakır, Şaban Kara'yı mağlup etti. Güreşin bitmesinin ardından olaylar yaşandı. Tribünlerdeki seyirciler sahaya girerek hakem komitesine saldırmaya çalıştı. Polis, olayları güçlükle önledi. 6 yıldır hakem komitesi tarafından hakkının yendiğini söyleyen Şaban Yılmaz, “Kan testi alınmasını istiyorum. Hakem komitesinin olduğu yukarıda çok dolaplar dönüyor. Bunların hepsini biliyorum. Ben bu Kırkpınar'a 365 günümü verdim. Geceli gündüzlü çalıştım. Kimse benim ekmeğimle oynayamaz.” dedi. 646. Kırkpınar başpehlivanı ve ağası bugün belirlenecek
Son düzenleyen Safi; 10 Mart 2017 00:46
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #17
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

GÜREŞTE TARİHÇEMİZ


MsXLabs.org

Güreş, insanlık tarihinin en eski sporlarından birisidir. M.Ö. 708"de Yunanlılar, M.Ö. 2. yüzyılda Türkler, M.Ö. 22' de Japonlar, M.Ö. 260' da Sümerler, M.Ö. 2000-2470-2320 de Mısırlılar tarafından bu sporun yapıldığına dair belgeler bulunmuştur. Güreş İ.Ö. 900'lerde kurallara bağlanmıştır. İ.Ö. 704’ deki 18. Olimpiyat oyunları programına kabul edilmiştir.

Modern Olimpiyatların başlangıcı 1896 Atina Olimpiyatlarına Greko-Romen stil, 1904 St.Louise Olimpiyatlarına Serbest stil resmen alınmıştır.

1912 yılında FILA (Uluslararası Amatör Güreş Federasyonu) kurulmuştur.

Kuruluşundan Bu Güne Kadar Güreş Federasyonu Başkanları

Adı Soyadı

Başkanlık Yaptıkları Dönemler

  • A.Fetgari Aşeni
    • 1923-1937
  • Vehbi Emre
    • 1937-1939 - 1943-1951 - 1958-1960-1979
  • Tayyar Yalaz
    • 1939-1943
  • Sadullah Çiftçioğlu
    • 1951-1953
  • S.Cenap Berksoy
    • 1953-1958 1961-1963
  • Münir Çalışkan
    • 1960-1961
  • M.Yılmaz Mete
    • 1963-1964
  • Suat Bolayır
    • 1964-1964
  • Cihat Uskan
    • 1964-1968 1972-1973
  • Cemil Erkök
    • 1968-1970
  • Mehmet Akzambak
    • 1970-1971
  • Turan Yavcan
    • 1971-1972
  • Nihat Işıtman
    • 1973-1974
  • Fazlı Arınç
    • 1974-1975
  • Alp Karabiber
    • 1975-1976
  • Haydar Özöğretmen
    • 1976-1977
  • Zeki Avranlıoğlu
    • 1977-1978
  • Niyazi Civelek
    • 1978-1978
  • Osman Ataç
    • 1979-1980
  • Hasan Bozbey
    • 1980-1984
  • Halil Ata
    • 1985-1986
  • Tahsin Albayrak
    • 1986-1987
  • Yalçın İpbüken
    • 1987-1988
  • M.Esat Güçhan
    • 1988-1990
  • Tevfik Sarpkaya
    • 1990-1990
  • Yücel Seçkiner
    • 1990-1991
  • A.Nusret Say
    • 1991-1992
  • Sadettin Tantan
    • 1992-1993
  • İsmail Demirci
    • 1993-1997
  • Ahmet Ayık
    • 1978-1978 1997-2000
  • Osman Şansal
    • 2000-2004
  • Recai Ustaoğlu
    • 2004-
Son düzenleyen Safi; 10 Mart 2017 00:47
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Temmuz 2006       Mesaj #18
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

Güreş


MsXLabs.org

Yağlı güreş, Türklerin yüzyıllardan beri yapıldığı kültürel sporlardandır. Güreşçilerin vücutlarına yağ sürerek, "kisbet" adı verilen manda derisinden yapılmış özel bir giysi ile yapılmaktadır. Yağlı güreş karakucak güreşin formüle edilmiş şeklidir.

Karakucak güreş, Türklerin Milli Güreşidir. Orta Asyadan kaynaklanan bu güreş türünde yüzyıllar boyu görüntü ve kurallar da çok az değişim olmuştur. Günümüzde Serbest güreş diye bilinen minder güreşi karakucak güreşin formüle edilmiş şeklidir. Karakucak güreşte pehlivanlar bacaklarına genelde pırpıt giyerler. Sembol Sporcumuz Yaşar DOĞU ve şampiyon güreşçilerimiz karakucak güreşten minder güreşine geçmişlerdir
Son düzenleyen Safi; 10 Mart 2017 00:47
kamyon - avatarı
kamyon
Kayıtlı Üye
13 Temmuz 2006       Mesaj #19
kamyon - avatarı
Kayıtlı Üye

Türk Milli Takımı, Macaristan'da sona eren Avrupa Gençler Grekoromen Güreş Şampiyonası'nda, 67 puanla birinci oldu.Macaristan'ın Szombathely kentinde yapılan 16. Avrupa Gençler Grekoromen Güreş Şampiyonası'nı 3 altın ve 3 bronz madalya ile kapatan Türk Milli Takımı, 67 puan toplayarak Avrupa Şampiyonu oldu. Millilerin ardından 55 puanla Ukrayna ikinci olurken, aynı puana sahip Rusya üçüncü sırayı aldı. Milli takım antrenörleri, bu başarıyla Türk güreş tarihinde bir ilki gerçekleştirdiklerini belirterek, ''SSCB dağıldıktan sonra hiçbir ülke 6 sıklette final oynama başarısını gösteremedi. Bu takım geleceğin güreş milli takımıdır. Hedefimiz bu yıl yapılacak dünya şampiyonasında kürsünün zirvesine çıkmak'' diye konuştu. Öte yandan, şampiyonada 60 kiloda mücadele eden Soner Sucu, altın madalya kazandı. Şampiyonanın son gününde mindere çıkan Soner Sucu, Macar Balint Korpasi'yi 2-1 (1-1, 2-0, 4-0) yenerek altın madalyanın sahibi oldu. Sabah seansında finale kalmayı başaran diğer güreşçilerden 50 kiloda mücadele eden Harun Bozoğlu, 74 kiloda Mehmet Ümit Bedel ve 96 kiloda Rıza Kayaalp bronz madalya kazanma başarısını gösterdi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 10 Haziran 2016 14:42 Sebep: Sayfa düzeni
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
13 Temmuz 2006       Mesaj #20
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

GÜREŞ SPORUNDAN KONUŞMA HAYATIMIZA YANSIYANLAR


MsXLabs.org

İnsanlık tarihi kadar eski olan güreş sporu Atalarımız tarafından Milli Ata sporu olarak benimsenmiş ve böylesine sevilen ve yaşatılan bu güzel spor konuşma hayatımızın birçok kesiminde deyimler ,sözler, ve sık kullanılan tabirler olarak yer almıştır.Türk Spor tarihine bakıldığında en büyük başarılar bu spordan gelmiştir.Şimdi biz arkadaşlarla beraber derlemiş olduğumuz ve tesbit edebildiğimiz sözleri sizlere duyurmak ve paylaşmak istiyoruz.
  • 1 Başa Güreşmek
  • 2 Meydan Okumak
  • 3 Rakibi Köprüye getirmek
  • 4 Elense Çekmek
  • 5 Hodri Meydan
  • 6 Pehlivan yapılı
  • 7 Kılçık Atmak (Yağlı güreşte bir teknik)
  • 8 Tırpan Atmak 9 Kafakola almak
  • 10 Meydanı dar etmek
  • 11 Paça kaptırmak
  • 12 Paçayı kurtarmak
  • 13 Meydanı boş bulmak
  • 14 Tuşa getirmek
  • 15 Pehlivan gibi maşallah
  • 16 Kaçak Güreşmek
  • 17 Paçayı sıyırmak
  • 18 Meydanı dar etmek
  • 19 Adam gibi güreşmek
  • 20 Ali cengiz oyunu
  • 21 Yenilen pehlivan güreşe doymaz
  • 22 Pehivan gibi kalın enseli
  • 23 Meydanı doldurmak
  • 24 Çangal atmak
  • 25 Kaçak güreşmek
  • 26 Kütük gibi devirmek
  • 27 Herifte bir vucut var çam yarması gibi
  • 28 Boynu kilise direğine dönmüş (boynu kalın anlamında)
  • 29 Kuluncunun arası yarım metre
  • 30 Sırt üstü vurunca yıldızları saydırdı
  • 31 Kazık yemek
  • 32 Zor oyunu bozar
  • 33 Cıvgara düşürmek
  • 34 Pes ettirmek
  • 35 Kıspeti duvara asmak
  • 36 Topuk kesmek
  • 37 Sırtı yere gelmez
  • 38 Bizi kafakola aldı
  • 39 Açık Düşürmek
  • 40 Başa Soyunmak
  • 41 Zurnada Peşrev olmaz
  • 42 Zurnanın Zırt dediği
  • 43 Kuluncunun arası iki Meçik gelir
Son düzenleyen _Yağmur_; 10 Haziran 2016 14:43

Benzer Konular

9 Mart 2017 / Ziyaretçi Cevaplanmış
26 Aralık 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
16 Ekim 2008 / Gabriella Asker tr
22 Aralık 2008 / Ziyaretçi Soru-Cevap