Arama

Tenis Nedir? Tenis Hakkında

Güncelleme: 2 Temmuz 2013 Gösterim: 139.911 Cevap: 14
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
8 Ekim 2005       Mesaj #1
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Tenis nedir?
Tenisin genel kuralları nelerdir?
Sponsorlu Bağlantılar
MsXLabs.org

Tenisin Tarihçesi
Bir çok mağara resimleri, hedef oyunları oynayan insanlar resmeder. Tarih öncesi yazıtlarda ise insanların birbirlerine top attıkları bazı oyunlardan sözedilir.
Zaman geçtikçe insanlar ve oynadikları oyunlar daha gelişti ve karmaşıklastı.Gerçek tenis bin yıl kadar önceye dayanır. 1874'te Binbaşı Walter Clapton Wingfield bu oyunda zengin olabilme fırsatları sezinledi ve "Sphairistike" ismiyle bu oyunun patentini aldı, daha sonraları bu isim "çim tenisi" haline dönüştü. 1872'de Binbaşı Harry Gem ve Augurio Pereira'nın Leamington Spa bölgesinde kurdugu kulüp ise tarihin ilk tenis kulübü olarak bilinir.
Kadın ve erkeğin aynı anda oynayabildiği nadir oyunlardan olduğu için Çim Tenisi kısa sürede popüler oldu. Sadece çim üzerinde degil her türlü yüzeyde ve kapalı alanlarda da oynandı. Bu yüzden 1970lere kadar oynandığı yüzey ne olursa olsun bu oyunun ismi Çim Tenisi olarak kaldı. 1970'lerde ülkeler çim kelimesini atarak kısaca tenis demeye başlasalar bile Uluslararası Tenis Federasyonu oyunun ismini 1977 yılına kadar değiştirmedi. İngiltere Tenis Federasyonu kendine hala Çim Tenis Birligi demektedir.
Orta çağlarda tenisin ilk versiyonlarından sayabileceğimiz bir oyun el ile oynanıyordu ve zamanla oyun taktikleri kuvvete dayandığında top eli incitmeye başladı. Oyuncular ellerini sarmaya başladılar, fakat bu da yeterince koruma sağlamayınca tahtadan yapılmış raketler kullanılmaya başlandı. Bu raketler acıyı hafiflettikleri gibi, toptan ele aktarılan titreşimi de bozdular ve elediler.
Bilinen ilk tenis kitabı,Trattato del Givoco della Palla di Messer (Top Oyunun Prensipleri Üzerine), Antonio Scaino da Salo tarafından 1555 yılında Venedik'te yazıldı. Aynı kişi bundan 13 yıl önce, 1970'lerde görülen raketlere benzer ilk telli raketi yapmıştı.
Binbaşı Wingfield'in promosyon aktivitelerinden sonra çim tenisi çiçek açmaya basladı. Fakat oyun kuralları ve sahası için belirli bir standart yoktu. İlk tenis turnuvasi 1877 yılında Wimbledon'da düzenlendi. Turnuva komitesi kuralların ihtiyaci karşılamadığına karar verdi ve dönemin kroket kulübünün üç üyesine (Messrs Julian Marshall,Henry Jones,C.G.Hethcote) kuralları belirleme ve düzenleme görevi verdi. Bu kişiler görevlerini o kadar iyi yaptılar ki, koydukları kurallar hala temel olarak kullanımdadır.

Türkiye’deki Gelişimi
20. yüzyılda Amerika ve Avusturalya’ya kadar yayılan tenis, yurdumuzda ilk olarak İngilizler tarafından oynandı. İngiliz diplomatları tarafından Tarabya’da düzenlenen karşılaşmanın çift erkekler kupasını K.WHittall-F.Whitenhouse kazandı.1910’larda Kadıköy Küçük Moda’daki tenis kortunda, yukarıdaki isimlere ek olarak Sleger, Simonde, Binns, Basil ve Weiss bir tenis kulübü kurdular. Bunu Osmanbey’de Ohanesyan, Abramoviç, Hotohinson ve Ananya’nın, Sıraseviller’de ise Jovarsky ile Majak’ın kurduğu klüpler izledi. İstanbul’daki bu kort faaliyetlerinin yanı sıra, İzmir’de de çalışmalar sürdürülüyordu. Giraud ve Charnot aileleri Bornova’da tenis oynayan öncüler oldular.
Türklerin tenis oynamaları 1915’de İstanbul’da başladı. Fenerbahçe kulübünde bir tenis şubesinin kurulmasıyla Galip Kulaksızoğlu, Zeki Rıza, İsmet Uluğ, Tevfik Taşçı, İbrahim Cimcöz, Mehmet Reşat Pekelman, Muhsin Yeğen ve Ekrem Rüştü cumhuriyet dönemine kadar ilk tenis oynayan kişiler oldular. Fenerbahçe ‘nin toprak kortundan parlayıp , uluslar arası alanlara çıkan Suat Subay, Şirinyan ve Sedat Erkoğlu, tenisimizin büyük isimleri olarak göze çarptı. Bayan tenisçiler arasında Vecihe Taşçı, Adriel Sadak, Mediha Baydar ve Hidayet Karacan başarı sağladı.Ankara’daki tenis çalışmalarıise Süreyya Genca ve arkadaşlarının 1929’da kurduğu Kavaklıdere Sporting Tenis Klubü ile ilerledi. Tenisçilerimiz ilk milli karşılaşmalarını 1930’da Yunanlılarla yaptılar. Suat Subay, Sedat Erkoğlu ve Şirinyan, Balkan şampiyonasında Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya karşısıanda galip geldiler.1940’larda Tenis Eskrim ve Dağcılık Klubü’nün çalışmalarını arttırması yeni bir dönemin başlamasına neden oldu.Kerim Bükey ve Vedat Abut gibi öncülerin çalışması ile Fehmi Kızıl, Beliğ Beler, Behbut Cevanşir, Suzan Gürel, Enis Talay, Mualla Grodetsy, Bahtiye Musulluoğlu ve ardından Nazmi Bari ortaya çıktı.
YÖNETİM: Türkiye Tenis Federasyonu 1923’te kuruldu. ITF,(Federation Internationale de Tennis) Uluslararası Tenis Federasyonu, dünya tenisini yöneten, klasmanları belirleyen en büyük kuruluşudur. Merkezi Londra’dır. Kuruluş yılı:1913, üye sayısı:125.
ASHE, Arthur 1943.Amerikalı tenisçi Wimbledon turnuvasını 1975 yılında kazandı.Bu turnuvayı tek erkeklerde kazanan ilk zenci tenisçi oldu.1975 yılında dünya tenis klasmanında bir numaraydı.1968 yılında Forest Hills,1970yılında da Avusturalya Açık Tenis Turnuvası.nı kazandı.
BECER, BORİS 1967 Wimbledon’ u en genç yaşta kazanan tenisçisi bu önemli turnuvay kazandıgında henüz 17 yaşındaydı biryıl sanra wimbledon şampiyonlugunda yine onun adı vardı 1989 yılında wimbledon ı üçünçü kez kazandı. 1989da amerika acık tenis turnuvasını, nın 1991 yılında Avustralya açık Tenis turnuvasın nın şampiyonu oldu
BORG, Björn 1956 profesyonel tenisin unutulmaz isimlerinden. Henüz 16 yaşında İsveç Yeni Zelanda Davis Kupası maçıyla uluslararası alana çıktı. 1976 –80 yılların arasında üst üste beş kez Wimbledon kazandı. 6 kez Rolant Garrosu kazandı. Amerika Açık Tenis Turnuvası'ndan da 1976 78 80 ve 81 yıllarında final oynadı hiç birini kazanamadı. 1983 yılında tenisi bıraktı.
CONNOLEY Maureen 1934 Amerikalı bayan tenisçi “Küçük Mo” olarak tanındı 1952, 53 ve 54 yıllarında wimbledon , 1953 ve 54 yıllarında da Roland Garrosta şampiyon oldu Forest Hills turnuvasını 1951, 52 ve 53 yıllarında üç kez kazandı. 1953 yılında Avustralya Açık Tenıs Turnuvasında şampiyon olarak Grand Slam yaptı .
CONNORS , JİMMY 1952 Amerikalı tenisçi 1974, 76, 78, 82 ve 83 yıllarında beş kez Amerika Açık Tenis Turnuvasını kazandı, iki kez final oynadı.1975, 77, 1974 ve 82 yıllarında Wimbledon'da şampiyon oldu.
COURT Margaret 1942 Avustralyalı bayan tenisçi . 1963 .65.ve 70 yıllarında Wimbledon ‘da 1962, 64, 69, 70, 73 yıllarında Rolad-Garros’ta şampiyon oldu. Avustralya Açık Tenis Turnuvası ‘nı 1966-73 yılları arasında yedisi üst üste olmak üzere 10 kez kazandı.
EDBERG, Stefan 1966 İsveçli tenisçi 1988 –90 yıllarında Wimbledon tek erkeklerde şampiyon oldu .1985 ve 1987 yıllarında Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nı kazandı 1984 ve 85 yıllarında Davis Kupası‘nda şampiyon olan takımda yer aldı .
BARİ, Nazmi
ERKOĞLU. Sedat 1908 –1975 spora Fenerbahçe genç takımında futbol oynayarak başladı. Daha sonra tenise geçti Dönemi en başarılı raketleri arasında sayıldı Şirinyan ile birlikte çift erkekler Balkan Şampiyonluğunu kazandı.

Son düzenleyen _Yağmur_; 2 Temmuz 2013 07:32 Sebep: Yazı boyutu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Ekim 2005       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tenisin Türkiye'de Kısa Tarihçesi
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Bu sporun ne zaman ve kim vasıtası ile ülkemize girdiği tam olarak bilinmemekle birlikte, ülkemizde görev yapan Avrupalı elçilik görevlilerince ülkemize geldiği ve sonra ülkemizde rağbet görerek yayıldığı varsayılmaktadır. Tenis federasyonumuz, Cumhuriyetin ilanından hemen sonra 1923 yılında kurulmuş ve ilk başkanlığını Server Bey yapmıştır. 1926 yılında ilk müsabaka organizasyonu gerçekleştirilmiştir. Yapılan bu ilk şampiyonada teklerde Suat SUBAY, çiftlerde Suat SUBAY - Sedat EROĞLU ikilisi birinci olmuştur.

İlk kez uluslararası katıldığımız müsabaka ise Atina'daki Balkan Şampiyonasıdır. Bu müsabakalarda Sedat EROĞLU - Vahran ŞİRİNYAN çifti ülkemize ilk uluslararası birincilik derecesini getirmiştir. Nazmi BARİ 1951-1965 yılları arasında uzun bir süre tek erkeklerde birinciliği elinde tutmuş ve kırılması güç bir rekora imza atmıştır. Bu sayede dünya Türk tenisçileri ile tanışmıştır. Nazmi BARİ ülkemize bir çok uluslararası başarı kazandırmış nadir tenisçilerdendir. Türkiye ilk olarak takım müsabakalarının yapıldığı DAVİS kupasına ise, 1959 yılında katılmıştır.
Tenisin ülkemizdeki son durumuna bakıldığında, hem tesis hem de bu sporu amatör veya profesyonel seviyede yapanların istenilen düzeyde ve sayıda olmadığı görülmektedir.

Tenis Oyunu Temel Kuralları
resimaltikoseTenis; kadın, erkek, çocuk, yaşlı, özürlü herkese hitap edebilen, hem açık hem de kapalı alanlarda oynanabilen nadir spor dallarından biridir. Herkesin kendi fiziksel yapısı ve yetenekleri dahilinde oynayabileceği, hız, çeviklik, koordinasyon, dayanıklılık gerektiren ve kazandıran bir spor dalıdır. Tenis, tekler ve çiftler olarak gruplandırılır. Teklerde karşılıklı birer oyuncu, çiftlerde eşli karşılıklı ikişer oyuncu olmak şartı ile oynanır. Oyun sahası 23.77 m boyu, tekler için 8.23 m, çiftler için 10.97 m eninde dikdörtgen şeklinde; çim, beton, asfalt, halı, sentetik, antuka, toprak gibi zeminlerden oluşan bir alandır. Saha 91.4 cm yüksekliğinde ve 6.40 m uzunluğunda bir fileyle ortadan ikiye ayrılmıştır.Temel oyun kuralları hem erkekler hem de bayanlar için aynıdır.

resimaltikoseOyunun temel mantığı, topu raket kullanarak, çizgilerle sınırlanmış alan içine bir defa sekerek veya hiç yere değmeden rakip sahanın çizgilerle belirlenmiş alana rakibinin karşılayamayacağı şekilde atabilmektir. Servise kiminle başlanacağı para atışı veya raket çevirme yöntemiyle belirlenir. Oyun, ilk servis atma hakkını kazanan oyuncunun, kendi yarı sahası dip çizgisi (baseline) arkasının sağından, rakip sahanın çaprazındaki sağ servis alanına servis atması ile başlar. Servis karşılayan topun yere bir kez çarpıp sektikten sonra karşı alana topu vurabilir. Başarısız servis atışlarına "hata" (Fault) denir. Her puan için iki servis atma hakkı vardır. Servis atışı fileye çarpıp, servis sahası içine düşmüşse buna "let" denir. Fakat bu hata (fault) değildir; servis tekrar edilir. Servisin let durumunda bir sınırlama yoktur. İkinci servis atışında da hata yapılırsa, ikinci hata (Double Fault) olur ve sayıyı rakip oyuncu alır. Servis atışı sırasında topa vurana kadar, oyun alanı çizgileri ihlal edilirse, buna ayak hatası (Foot Fault) denir. Ayak hatası yapıldığında, bu bir hata olarak kabul edilir ve ikinci servis hakkı kullanılmak zorunda kalınır. Hatanın tekrarı durumunda sayı rakip oyuncunun olur. Ayrıca;
  • Topu filenin üzerinde rakip sahaya atamazsanız
  • Topu rakip sahanın sınırları dışına vurursanız
  • Topa yerde bir defa sektikten sonra vuramazsanız
  • Top raketinize birden fazla değerse, puan kaybedersiniz.
Sayı alındıktan sonra, servis atan bu sefer kendi sahasının dip çizgisi arkasının solundan, yine rakip sahanın çaprazındaki sol servis alanına servis atar, bu sayı kazanıldıkça bir sağdan bir soldan oyun bitene kadar devam eder. Sonraki oyunda, servis atma hakkı diğer oyuncuya geçer. Toplamları tek sayı olan oyunlarda saha değişimi yapılır. Servis karşılama dışında, top yerde sekmeden de vurularak karşı alana atılabilir. Topun oyun çizgileri üzerine çarpması durumunda oyun devam eder. Topun çizgilerle sınırlanan alanın dışına atılmasına ise "out" denir.
Bir set 6 oyundan oluşur. Teniste, özel turnuvalar hariç, erkekler beş set, bayanlar 3 set oynar. Bir oyunda puanlar; Love (0) -15 - 30 - 40 ve Oyun şeklindedir. İlk sayıyı alan 15, ikinci sayıyı alan 30, üçüncü sayıyı alan 40 olarak sayılır. 40-40 (Deuce) durumunda, oyun berabere olur ve bundan sonraki ilk sayıyı alan avantaj (Advantage) kazanır. Bu durumda oyun, oyunculardan biri diğerine iki puan üstünlük kurana kadar devam eder.
Çiftlerde de puanlama, oyun ve set kuralları aynıdır. Servis atma sırası, servisi atma hakkı kazanan çiftlerin aralarında anlaşması ile belli olur. İlk oyun bittikten sonra, servis rakip çifte geçer. Üçüncü oyunda, servisi ilk kullanan çifte sıra geldiğinde, servis atmayan oyuncu servis kullanır ve bu dönüşümlü olarak servis sırası bu şekilde devam eder.
Çiftlerde servis karşılama sırası, her setin başında kararlaştırılır. Eşler her oyun esnasında dönüşümlü olarak servisi karşılar.
Tie-Break Kuralı: Oyunlarda 6-6 lık bir durum olduğunda, setin galibini belirleyecek bir oyun oynanır ve buna "Tie-Break" uygulaması denir. Tie-Break oyununda sayılar 1-2-3-4-5-6-7 olarak sayılır. İlk 7 sayısına ulaşan veya iki sayı üstünlüğü alan oyunu alır. Aksi halde iki sayı farka kadar oyun devam eder. Set 7/6 (7/5) olarak kaydedilir. Bunun anlamı, set 7/6 ve son oyun tie-breakte 7/5 kazanıldı demektir. Tie-Break oyununda normal servis sırası gelen oyuncu sağdan bir servis atar. Sayıdan sonra servis sırası karşıdaki oyuncuya geçer. Karşıdaki oyuncu da soldan ve sağdan olmak üzere iki servis atar ve servis sırası gelen, ikişer servis kullanmak kaydıyla oyun sonuna kadar devam eder. Toplamı 6 olan sayıda saha değişimi yapılır. Tie-Break kuralı hem teklerde hem de çiftlerde aynıdır.
Son düzenleyen _Yağmur_; 30 Haziran 2013 08:07 Sebep: kırık linkler kaldırıldı.
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
8 Ekim 2005       Mesaj #3
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Neden Tenis?
MsXLabs.org

  • Tenisi, her yaşta başlayıp, öğrenebilirsiniz. Üstelik üç kuşak bir arada.
  • Artık her yerde oynayabilirsiniz, zannettiğiniz kadar pahalı değil.
  • Bayan ve erkek beraberce oynanabileceği gibi, ferdi ve grup olarak da oynayabilirsiniz.
  • Tenisin gelenekleri ve kuralları size sporun neler verebileceğini gösterir.
  • Tüm kaslarınız ve beyniniz koordineli olarak çalışır.
  • Sakatlanma riskiniz neredeyse sıfır.
  • Formda kalırsınız, çünkü yağ ve kalori yakımını maksimuma çıkarır.
  • Biz değil, oynayan herkes stresini tenis oynayarak attığını söylüyor.
  • Sosyalitesi yüksektir. Yeni sporcu arkadaşlar edinirsiniz.
  • Nefis kolleksiyonları ve aksesuarlarıyla kortlarda defile yapabilirsiniz.
  • Kalp ve damar sisteminizi olumlu etkiler, atletik kondisyonunuzu yükseltir, iyi huylu kolestrol üretimini sağlarsınız.
  • Kendinize güveniniz ve disiplininiz artar, sinirleriniz güçlenir.
  • Yaşam tarzınız, tutkunuz olur. Spor çantanız ve raketiniz bagajdaki sabit arkadaşınız olur.
  • Sigaradan uzak kalabilmek için harika bir fırsat. Eminiz tenis sizi bu illetten kurtaracak.
  • Bugüne kadar tenis oynamayarak kendinize nasıl haksızlık etmiş olduğunuzu öğrenirsiniz.
  • Su içmenin keyfini, akşamları rahat uyumanın sırrını çözmüş olursunuz.
  • Sporun tüm faydalarının ne olduğunu, tenis oynarken fazlasıyla hissedersiniz.
  • Bir bay tenisçinin ne kadar centilmen, bir bayan tenisçinin ne kadar şık ve zarif olduğunu, sporlar içerisinde tenis oynarken göreceğiniz kuşkusuz.
  • Yaşlandığınızda genç kalabilmenin sırrı ne zannediyorsunuz?
Tenis okulları nasıl olmalı?
Bugün 23 Nisan ve yarının yetişecek Türk tenisçileri acaba iyi eğitim almaktalar mı? Anne ve babalar lütfen yazıyı iyi takip edip, çocuklarının aldıkları becerileri takip etmelidirler. Bir çok veli gittikleri büyük kulüplerde nasıl olsa bunlar bu işi iyi yapar diyerek, kendileri de bu konuda çok bilgili olmadıkları için işi akışına bırakırlar. Bugün birçok büyük kulüp, iyi oyuncu çıkaramamaktadır. Çıkan çocuklarda genelde kulüpte yaşayan tenis fanatiği ailelerin çocuklarıdır. Çünkü kulüpler tenis okulundaki çocuklara nasıl eğitim verileceği konusunda hiç eğitim almamış tenisçileri antrenör diye bu çocukların başına koymaktadır. Biliyorum diyenler de Avrupa'da 30 yıl önce terkedilmiş yöntemleri uygulayıp durmaktadırlar.
Şimdi şu konulara dikkat:
  • Bir kortta 6-10 yaş arası çocuklar, arkalardaki mobil fileler olmak kaydı ile sayıları 12 yi geçmemelidir. Yaş büyüdükçe oran 4-5 e kadar düşmelidir.
  • Bir tenis okulunda çocuklar tek veya çiftler çizgisinde sıraya geçip, hocanın karşısında bir iki top vurup, tekrar sıranın arkasına geçiyorlarsa işte bu FACİADIR. Bu şekilde tenis oynayabilen bir çocuk varsa onu alnından öpün. Böyle bir tenis okuluna çocuğunuzu tenis öğrenir diye yolluyorsanız emin olun tenisten soğutmak için bundan daha iyi bir şey yapamazsınız. Eğer çocuk enerji dolu ve kreş gereksiniminiz varsa, kreş niyetine ikide topa vursun diyorsanız tamam. Ama ucuz diye, burası iyi bir kulüp takım ve arkadaşlık duygusu yaşasın diyorsanız, büyük ihtimalle hayal kırıklığına uğrarsınız.
  • Bir tenis okulunda hocaların suratı asık, öğrencilerle ilgilenmeye üşeniyorlarsa, gereksiz yere çocuklara bağırıp azarlıyorlarsa geçiniz. Çocuklara yüzü gülmeyen bir hoca yartıcılığınıda kullanamaz, saat geçsin diye bekler durur.
  • Tenis okulundaki ısınma süresi oyun süresini geçiyorsa hocalar vaktin geçmesini sabırsızlıkla bekliyorlardır. Hayır gelmez, geçiniz.
  • Hocalar çocuklara her zaman söylediğimiz robotik hareketlerle beynini yıkıyor ve çocuğa ne gücü varsa vurduruyorsa geçmiş olsun, o çocuktan hayır gelmez.
Çocuklar başarısızlık duyduklarında çok çabuk demoralize olurlar ve bir daha oynamak istemeyip türlü bahaneler sunarlar. Üstelik körpe yaşta aldıkları tüm beceriler ana belleklerin sıkıca kayıt olur. Geçmiş yıllarda normale dönmek zorlaşır. Bir annenin bebeğine yürümesini öğretmesi gibi, teniste birebir ilgi isteyen bir spor dalıdır.
Tenis Klinik maksimum 7 kişilik gruplarda, iki antrenör eşliğinde kortun arka taraflarında mobil filelerle çocuklarla hem birebir hem de kendi aralarında oynatarak bağımsız stil ve top kontrolü ile başarı duygusunu öne çıkartan çalışma sistemi uygulamaktadır. Özel minik raket ve yumuşak çocuk topları ile 3 yılda lise ve üniversite çağlarının şık oyununu garanti etmektedir. Halen çocuk ve genç gruplarımızda hafta da bir oynayarak çok düzgün oyun oluşturmuş çocuklarımız bulunmaktadır.
Yaz aylarında çocuklarınızı 9-12 saatleri arasında güneşin altında tenis oynayabileceğini zannederek, dünyada emsali kalmamış tenis okullarına götürmeyiniz. Kalabalık ve eski sistemli okullara her gün gideceğine, ciddi bir sistemle yarısı sürede fazla başarı elde edeceğine inanıyoruz.
Tenise başlama yaşı 5-6 dır. Çocuğun hevesi ve gelişimi de önemlidir. 4 yaşındaki bir çocuk korta oyun oynatılmalı, teşvik edilmeli, idrak etmesi beklenmemelidir.
Özel ders konusunda çok ısrarcı olunmamalı, şartlara göre aralarda denenmelidir.
Ailece oynayabileceğiniz en güzel oyun teniste başarılar dileriz.
Ali Ayaz - 23 Nisan 2001
Son düzenleyen _Yağmur_; 30 Haziran 2013 08:08 Sebep: kırık linkler kaldırıldı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Ocak 2006       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tenis
MsXLabs.org

Tarihte olduğu gibi günümüzde de zenginlerin daha çok rağbet gösterdiği tenis, bu yıl Türkiye’ye gelen ünlü raket Venüs Williams’ın Boğaz Köprüsü’ndeki gösterisiyle daha da popüler oldu.

Ülkemizde daha çok Akdeniz bölgesindeki kulüpler sayesinde gelişen bu spor dalı kadın, erkek, çocuk, yaşlı, özürlü gibi herkese hitap edebiliyor. 13. yy.’da Fransa’da aristokratların çıplak elle oynadıkları tenis, zamanla eldivenlerle ve en sonunda da raketleri andıran araçlarla oynanmıştır. Saray tenisi diye bilinen oyun, 14. yüzyılda İngiltere’ye geçmiş ve orada büyük ilgi görmüştür.
1 günün 24 saat olmasından esinlenerek 24 oyundan oluşan tenis maçlarının sayıları günün 24 saatinden bir saati dörde bölünerek 15, 30, 40, 60 şeklinde olur. Tekler ve çiftler olarak gruplandırılır. Teklerde karşılıklı birer oyuncu, çiftlerde eşli karşılıklı ikişer oyuncu olmak şartı vardır. Whitman Kupası, Grand Slam (İngiltere, ABD, Fransa ve Avustralya ) açık tenis turnuvaları, ATP (Association of Tennis Professional) Grand Slam turnuvaları ve Challenger’lar bilinen önemli tenis organizasyonlarıdır.

TENİS SAHA ALANI
Saha, 23.77 m uzunluğunda, 8.23 m genişliğinde bir dikdörtgen şeklindedir. Saha, ortasından boydan boya bir ağ ile ikiye bölünür. Çiftler oyununda saha 10.97 m genişliğe ulaşır. Zemin farklı türlerde olabileceği gibi daha çok toprak tercih edilir.

TENİS RAKETLERİ
Raketin topa vuran yüzeyi düzdür ve bu yüzeyde teller hasır örgüsü biçiminde örülmüş ve her tel mutlaka çerçeveye bağlanmıştır. Raketlerin çerçeve uzunluğu 73.66 cm’dir. Raketin çerçeve genişliği 31.75 cm’dir.

TENİS TOPU
Topun dış yüzeyi muntazam ve rengi sarı veya beyazdır. Topun çapı 6.668 ile 6.350 cm, ağırlığı ise 58.5 ile 56.7 gram arasıdır.

TENİSTE ÖNEMLİ VURUŞLAR
Backhand: Sağ elle oynayan oyuncuların topa vücutlarının sol tarafında, sol elle oynayan oyuncuların topa vücutlarının sağ tarafında iken yaptıkları vuruştur.
Forehand: Sağ elle oynayanların vücutlarının sağ tarafında, sol elle oynayanların ise sol taraflarında topa vurma şeklidir.
Kick Serve (Servis): Topun yönünü değiştiren ya da servis alanına düştüğünde beklenmeyen yere sekmesine neden olan kuvvetli servis vuruşu.
Slice (Kesme): Topa alttan eğirim vererek yapılan vuruştur. Topun vuruştan sonraki uçuşu nete yakın geçer ve top yere sektikten sonra fazla yükselmez ve kayarak büyük bir süratle ilerler.

TENİS OYUN KURALI
Oyunun temel mantığı, topu raketle, bir defa sekerek veya hiç yere değmeden çizgilerle belirlenmiş karşı yarı alana rakibin karşılayamayacağı şekilde atabilmektir. Her puan için iki servis atma hakkı vardır. Top rakete birden fazla değerse puan kaybedilir. Bir set 6 oyundan oluşur. Teniste, özel turnuvalar hariç, erkekler 5 set, bayanlar 3 set oynar. İlk sayı 15, 2. sayı 30, 3. sayı 40 olarak belirlenir. 40-40 durumunda, oyunculardan biri diğerine iki puan üstünlük kurana kadar oyun devam eder.

TÜRKİYE’DE TENİS Bu sporun ülkemize Türkiye’de görev yapan Avrupalı elçilik görevlilerince geldiği ve sonra yayıldığı varsayılmaktadır. Tenis Federasyonu, Cumhuriyetin ilanından hemen sonra 1923’te kurulmuştur. 1926’da ilk müsabaka organizasyonu gerçekleştirilmiştir. 1951-1965 yılları arasında uzun bir süre tek erkeklerde birinciliği elinde tutan Nazmi Barı, kırılması güç bir rekora imza atmıştır. Ülkemizde 4 bin 272’si bayan 5 bin 242’si erkek olmak üzere toplam 9 bin 514 lisanslı tenisçi bulunmaktadır.
Son düzenleyen _Yağmur_; 30 Haziran 2013 08:19 Sebep: Kırık link
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
5 Nisan 2006       Mesaj #5
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Tenis Terimleri Sözlüğü

Kort : Tekler dalında yarışacaklar için kort 23.77 m'ye 8.23 metredir. Çiftler dalında yarışacaklar için ise genişlik 10.97 metredir. Kortu ikiye ayıran ağ 91 cm yüksekliktedir.

Tenis Topu : Turnuvalarda kullanılan tenis toplarının boyu 6.541 cm ile 6.858 cm arasında değişir ve ağırlığı da 56.70 gr ile 58.47 gr arasıdır.

ACE : Kurallar dahilinde atılan servis topuna rakibin raketi ile dokunamaması demektir.

ATAK TOPU : Fileye gitmek için kullanılan her türlü vuruştur.

ARKA KORT : Servis çizgisi ile arka çizgi arasında kalan bölümdür.

ÖN KORT : File ile servis çizgisi arasında kalan saha bölümüdür.

BACKHAND VURUŞ: Sağ elle oynayan oyuncuların vücutlarının sol tarafında ,sol elini kullanan oyuncuların ise topa vücutlarının sağ tarafında iken yaptıkları vuruştur. Türkçe elarkası diye adlandırılır.

FOREHAND VURUŞ : Sağ elini kullananların vücutlarının sağ tarafında , sol elini kullanan oyuncuların ise topa vücutlarının sol tarafında vurmalarıdır . Türkçe elönü diye adlandırılır.

ÇAPRAZ VURUŞ : Topu vurduğunuz noktaya göre karşı sahanın çapraz köşesine yollamaktır.

PARALEL VURUŞ :Topu vurduğunuz noktaya göre karşı sahanın pareleline yollanması için yapılan vuruşdur.

HIZLI SAHA : Kort yüzeyinin hızlı olmasıdır. Yani topun yere vurduktan sonra hız kazandığı kortlardır. Hızlı zemine örnek olarak beton kort verilebilir.

YAVAŞ SAHA : Kort yüzeyinin yavaş olması durumudur. Toprak kortlar örnek verilebilir.

MAÇ PUANI : Maçın alınmasına bir puan kalması durumudur.

SET PUANI : Setin alınmasına bir puan kalması durumudur.

OYUN PUANI : Oyunun alınmasına bir puan kalması durumudur.

RALLY : Aynı puan içinde topun iki oyuncu arasında hatasız ve uzun süre gidip gelmesi.

HALKA ATMAK: Bir taraf, bir seti rakibi hiç oyun almadan yani 6-0 kazanırsa halka atmış olur.

SERVİS KIRMAK: Rakip servis atarken, karşılayan taraf oyunu kazanırsa servisi kırmış olur.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Nisan 2006       Mesaj #6
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Türkiye’deki Gelişimi 30-7-2005

20. yüzyılda Amerika ve Avusturalya’ya kadar yayılan tenis, yurdumuzda ilk olarak İngilizler tarafından oynandı. İngiliz diplomatları tarafından Tarabya’da düzenlenen karşılaşmanın çift erkekler kupasını K.WHittall-F.Whitenhouse kazandı.1910’larda Kadıköy Küçük Moda’daki tenis kortunda, yukarıdaki isimlere ek olarak Sleger, Simonde, Binns, Basil ve Weiss bir tenis kulübü kurdular. Bunu Osmanbey’de Ohanesyan, Abramoviç, Hotohinson ve Ananya’nın, Sıraseviller’de ise Jovarsky ile Majak’ın kurduğu klüpler izledi. İstanbul’daki bu kort faaliyetlerinin yanı sıra, İzmir’de de çalışmalar sürdürülüyordu. Giraud ve Charnot aileleri Bornova’da tenis oynayan öncüler oldular.

Türklerin tenis oynamaları 1915’de İstanbul’da başladı. Fenerbahçe kulübünde bir tenis şubesinin kurulmasıyla Galip Kulaksızoğlu, Zeki Rıza, İsmet Uluğ, Tevfik Taşçı, İbrahim Cimcöz, Mehmet Reşat Pekelman, Muhsin Yeğen ve Ekrem Rüştü cumhuriyet dönemine kadar ilk tenis oynayan kişiler oldular. Fenerbahçe ‘nin toprak kortundan parlayıp , uluslar arası alanlara çıkan Suat Subay, Şirinyan ve Sedat Erkoğlu, tenisimizin büyük isimleri olarak göze çarptı. Bayan tenisçiler arasında Vecihe Taşçı, Adriel Sadak, Mediha Baydar ve Hidayet Karacan başarı sağladı.Ankara’daki tenis çalışmalarıise Süreyya Genca ve arkadaşlarının 1929’da kurduğu Kavaklıdere Sporting Tenis Klubü ile ilerledi. Tenisçilerimiz ilk milli karşılaşmalarını 1930’da Yunanlılarla yaptılar. Suat Subay, Sedat Erkoğlu ve Şirinyan, Balkan şampiyonasında Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya karşısıanda galip geldiler.1940’larda Tenis Eskrim ve Dağcılık Klubü’nün çalışmalarını arttırması yeni bir dönemin başlamasına neden oldu.Kerim Bükey ve Vedat Abut gibi öncülerin çalışması ile Fehmi Kızıl, Beliğ Beler, Behbut Cevanşir, Suzan Gürel, Enis Talay, Mualla Grodetsy, Bahtiye Musulluoğlu ve ardından Nazmi Bari ortaya çıktı.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
17 Nisan 2006       Mesaj #7
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Teniste Kararlılık ve Önemi

Özel derslerimin çoğunda, öğrencilerim bana tutkuyla "Vuruşlarımı güçlendirmek için ne yapabilirim?" diye sorarlar; bu durumlarda her zaman sözü kararlılık konusuna çekmeye çalışırım. Bunu da genellikle şu soruyu sorarak yaparım: "Sizce maçlarda çektiğiniz sıkıntıların sebebi vuruşlarınızın güçsüz oluşu mu?"

Bir tenis puanı kazanmanın sırrı çok basittir. Topu karşıya, filenin üzerinden rakibinin atabildiğinden bir fazla at. Buna göre şu anda iki konu üzerine yoğunlaşmalıyız:

1. Topu filenin üzerinden karşıya nasıl atarız?
2. Rakibimizin attığımız topu çevirmesini nasıl engelleriz?

Bana göre birincisi ikincisinden çok daha önemlidir.

Tabiki, rakibimize hatalar yaptıran, güçlü vuruşlar yapmanın önemini küçümsemek istemiyorum. Bir amatör için şunu anlamak çok önemlidir; bir tenis maçının seyri esnasında meydana gelen basit hataların sayısı, winner dediğimiz güçlü vuruşlar sayesinde alınan sayılar toplamından çok daha fazladır. Fakat aklımıza kazınan hep winner vuruşlar olur. Hep ikinci sette attığımız muhteşem acei düşünürüz, peki ya o acei yapana kadar yaptığımız çift hatalar….

Kararlılığı geliştirmenin bir yolu, belirli vuruşlar için hedef belirlemektir. Örneğin ders esnasında kendi kendinize; bu ders peşpeşe en az 10 backhand paralel yapacağım diyebilirsiniz. Çok mu? O zaman niye bunu arka arkaya 20 yada 30’a çıkarmıyorsunuz.

Belirli vuruş şekillerinde güven kazanmak için hedef miktarını veya uzaklığını her zaman değiştirebilirsiniz. Servis üzerinde çalışan bir öğrenciye verilebilecek en güzel akıl: Birinci servis yüzden yüksek mi? Servis esnasında topu rakibinin forehandine veya backhandine yönlendirmeye ne dersin? Bunlar serviste güç kazanmadan önce kazanılması gereken şeylerdir. Öğrendiğim bu prensibi bütün vuruşlara uyguluyorum. Herkes 200 km/s lik servisler atmak ister, hatta bazen tutturabilirde. Fakat bu 'ace’i atabilmek için yaptığımız üç çift hataya değermiydi? Genellikle bu soruya verilecek cevap hayırdır.

Kararlılık kazandırmanın bir başka yolu da oyunculara hatayı göstermektir. İmkanınız varsa oyuncularınızın yaptığı maçın bir çeteresini tutun. Belki oyuncunuzun 7 winner forehand vuruşu yapmak için yaptığı 38 basit hatalı forehand vuruşu size bir ders verebilr. Çeteresi tutulan bir maç her zaman çok faydalıdır.

Kendi sınırlarınız içinde oynamaya çalışın ve rakibinizin sınırlarının ne olabileceğini anlamaya çalışın. Eğer rakibiniz Eylül den beri bir vole vuramamışsa niye sürekli topu ayağına atmaya çalışacaksınız ki. Kararlılık sayesinde herkesi yenersiniz demiyorum. Sadece neyi iyi yaptığınızı anlayın ve bunu kullanabileceğiniz kadar çok kullanın.

Kararlılığınız üzerinde çalışın. Kararlılık bir çok ateşli oyuncuya karşı kullanabileceğiniz basit bir çözüm olacak.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
17 Nisan 2006       Mesaj #8
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Servis

Servis aslında oyunun yarısına bedel, ama tenisçiler servis çalışmaya pek vakit ayırmazlar...

Servis oyunun en etkili unsuru olmak ile beraber koordinasyonu zor ve en zor geliştirilen becerilerden bir tanesidir. Genellikle amatör oyuncular kendi kendilerine servis çalışmaktan sıkılırlar.Performans tenisinde bayanlarda dahil olmak üzere "servis kırma" deyimi oluşmuştur. Oyuncular o kadar hızlı servis atmaktadırlar ki genelde servis attıkları oyunu (game) kazanmaktadırlar. Eğer servis atan oyuncu, bu oyunu alamadığı takdirde buna servis kırmak deniyor. "Break point" ya da "servis kırma puanı" da karşılayan kişinin o puanı aldığı takdirde o oyunu kazanacağı anlamındadır. "ace" ise servis atışında karşılayan tenisçinin topa hiç bir şekilde raketi ile dokunamadan direk puan alınmasını ifade eder. Eğer servis atışında atışı yapan oyuncu, topa vurmadan önce ayağını veya ayaklarını arka çizgi veya korta temas ettirirse buna "ayak hatası" (footfault) denir ve servis atışı hatalı yapılmış sayılır. Servis atışında top fileye temas eder ve servis kutusuna düşerse servis tekrar edilir..
Etrafınızdaki tenis oynayanları izlerken ustalıklarını en kolay servis atışlarından test edebilirsiniz. - Eğer servis atan kişi gözünüzün alışık olmadığı hareketler yapıyor ise büyük ihtimalle tenisi geç yaşta ve eğitim almadan öğrenmiştir. Usta bir oyuncunun servisi akıcı ve göze atılması kolaymış gibi gözükür.
- Eğer servis atan kişi ikinci servislerini düz ve yavaş atıyor ise, henüz ya tenise yeni başlamış 10 yaş civarı bir oyuncu, eğer yaşı büyük ise orta düzey teknik kapasiteye sahip bir oyuncudur. Çünkü usta ve performans tenisçiler, ikinci servislerini büyük çoğunlukla attıkları köşeye göre kesik veya burgulu atarlar. Ancak iyi veteranlar ve oyuncular içinde de, ikinci servisini iyi geliştirememiş ama genel performansı yüksek oyuncular vardır.
- Servis atan kişi, servislerinde aşırı çift hata (double foult) yapıyor, kritik game ve puanlarda servisini aynı etki ve yüzde ile kullanamıyor ise bu oyuncu henüz yeterli maç tecrübesi edinip, ileri düzey oyuncu olmadığını anlayabilirisiniz.
Servisini çok yavaş atanlara toplar yüksek ve yavaş düştüğü için bu servislere "paraşüt servis" deyimini kullanırlar. Bugünün usta tenisçileri servislerini güçlendirmek için kort antrenmanları için özel ağırlık idmanları da yapmaktadır. Ama tenise yeni başlamış biriyseniz, ilk servis yüzdenizi atabildiğiniz hızda yüksek tutmak en akılcı ve ilerletici yaklaşım olacaktır.Çalışırken dikkat; toplarınızın havası maçta oynayacağınız toplara yakın olsun, hareketi belirli bölümlere ayırarak ayrı ayrı çalışın, kort dışında hareketi sürekli kafanızda canlandırın, seyrederken atan kişinin yerine geçin, çalışmalarda fileye çeşitli uzaklıklarda servis atın, yeni başlıyor iseniz önce yakından daha sonra arka çizgiye uzaklaşarak atın. Bir ve ikinci servis denemelerini gerçek maç havasına uygun yapın, ilk günden aşırı hızlı servisler çalışmaya kalkmayın, bu hem sizi sakatlayabilir, hem de kronik bir kontrolsüz servis atıcısı haline getirebilir. Elinize fazla top alarak servis atın, diz çökerek ya da kendinize handikaplı durumlar yaratarak atın. Attığınız servis kutusuna hedefler yerleştirin.Servis çalışmak yorucudur, yavaş yavaş çalışın. 15 er dakikalık 3 set yeterlidir. Atışları yaparken maçta yaptığınız size özgü mimikleri (top zıplatmak, beklemek gibi) bunları aynı maçtaymış gibi uygulayınız. Maçta puanlara ve game durumuna göre nasıl atıyorsanız antrenmanda da bunlara dikkat etmelisiniz. Makine gibi topları hızlıca atıp bitirmeyiniz.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
22 Nisan 2006       Mesaj #9
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Tenis ve kekler

havsar Heyecansız yaşayan insanlara hep şaşırmışımdır. Çünkü tecrübelerime dayanarak konuşuyorum ki, insanların başarılarının ve hayata güzel bakmalarının en büyük yardımcısı heyecan duymaktır. Üstelik heyecan, heyecanı beraberinde getirir.
Tabii ki sözü tenise getireceğim. Düşünsenize monoton bir hayat hemen hemen herkes için geçerli. Oysa her gün 1 ya da 2 saatinizi tenis oynayarak geçirdiğinizde size neler olacağını kısaca sayayım:
Önce sizi rahatsız eden tüm düşüncelerinizi kafanızdan atıyorsunuz. Sadece tenis topunu fileden nasıl geçireceğinizi düşünüyorsunuz. En azından karşınızdaki rakibinizden nasıl daha iyi olabileceğinizi, her puanın size vereceği hazzı hissedin. Yani bir nevi beyin jimnastiği. Topu kısa mı atsam uzun mu? Yoksa hemen filenin önüne mi veya servisinizi hangi hızla atacaksınız?
Bu arada tenisçilerden biri sizi seyrediyorsa ve sonradan kritik edecekse ayrı bir heyecanla topa vuruyorsunuz. Tabii bu arada vücudunuzdan terle birlikte çıkan toksinler de cabası. Ve de en güzeli her geçen gün biraz daha kaslı hale gelen ve şekil alan vücudunuz. Kollarınızdan, göğsünüzden, bel ve bacaklarınıza kadar. Üstüne bir de ılık duş. İşte hayatın tadı Coca-Cola (tabii ki şaka).
İşte bütün bunlar istediğiniz an, istediğiniz yerde hayatınıza kattığınız zevk ve heyecan. Benim işime zevkle ve heyecanla sarıldığım günler genellikle tenis oynadığım günlerdir. Yani başarıya giden yol için en azından günümün iki saatini kendime sağlıklı biçimde ayırıyorum.
Her şeye sıfırdan başlıyorum. Hele bir de tenis maçının sonunda dalga geçecek bir partnerim varsa... Kısacası bizim dilimizde bu partnerlere "kek" denir. Eğer üst üste 2 maç verdiyse ve de gardrobunuzu döşediyse o zaman da adı "çikolatalı kek" olur ki bende bunlardan çok var. İşte bu da tenisin madden kazandırdıkları.
Kısacası tenisi çok seviyorum.
Not: Bazen de tenis topunun yerine sinirlendiğiniz birinin kafasını da hayalinizde koyabilirsiniz. Böyle zamanlarda maçı kazanma ihtimaliniz daha fazla.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #10
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Merkez neresi olacak?

Konu merkezden açılmışken gündeme şu soru geliyor: ‘Türk tenisinin merkezi neresi olacak?’ Spor teşkilatının ve bürokrasinin olduğu Ankara mı? Yoksa 2005 Üviversite Oyunları için İzmir’de inşaatı süren ve oyunlardan sonra federasyona devredilecek uluslararası standartlardaki tesisin İzmir’de olmasından dolayı İzmir mi? Veya tenisin en güçlü bölgesi İstanbul mu?

Kararı verirken, artıları eksileri iyi tartmak gerekecek. Evet, ideal sistem ortada. Bence bu sistem ile Tenis Federasyonu bugüne kadar pek başarılı bir şekilde denetleyemediği federe kulüpleri de daha iyi kontrol etme imkanına sahip olacak. Çünkü, federe kulüp diye ortaya çıkan, ancak Türk tenisine hiçbir fayda sağlamayan onlarca kulüp var.


Benzer Konular

24 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Mayıs 2011 / Misafir Soru-Cevap
8 Mayıs 2010 / Misafir Soru-Cevap
21 Mart 2011 / Misafir Soru-Cevap
25 Aralık 2008 / Ziyaretçi Soru-Cevap