Arama

Libya ve Libya Tarihi

Güncelleme: 6 Ağustos 2012 Gösterim: 26.863 Cevap: 6
kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
5 Ekim 2006       Mesaj #1
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı
Libya’nın bilinen ilk tarihi, ülkede mevcut mağara, harabe ve eski eserler üzerinde yapılan araştırmalara göre, M.Ö. 400 yıllarında yaşamış olan Berberilerle başlar. Eski Yunanlılar Libya’nın en eski yerlileri olarak bilinen Berberilere, “Lebular” ve ülkeye de “Lebu” diyorlardı. Zamanla bu kelime, “Libya” şeklinde söylenmiştir.

Sponsorlu Bağlantılar
Berberiler, uzun müddet Fenikelilerin istilasında kalmışlardır. Libya, bundan sonra birçok milletlerin istilasına uğradı ve pek çok medeniyetlerin tesirinde kaldı. Libya’yı önce Kartacalılar, sonra Romalılar idareleri altına aldılar. Romalılar buraya “Afrika” adını verdiler. Bu isim yıllar sonra bütün kıta için söylenir oldu. Libya, bunlardan sonra 642 yılına kadar Vandallar ve Bizanslıların istilasında kaldı.

Mekke’de doğan İslam güneşi, 642 yılında Libya’yı aydınlatarak, Afrika karanlığını ve Bizans zulmünü ortadan kaldırdı. Emevi orduları bölgeyi bunlardan temizleyerek, İslam dininin buralarda yayılmasına sebep oldu. Emevilerden sonra kurulan Abbasi Devletinin meşhur halifesi Harun Reşid zamanında, Libya’ya “Ifrikiye” adı verildi ve devlete bağlı valilerce idare edildi.

Uzun yıllar Abbasi hakimiyetinde kaldıktan sonra, 910 yılında Fatimilerin işgaline uğradı. Kısa bir müddet sonra, önce Eyyubi Devletine daha sonra Memluklere bağlandı. Libya 1551 yılına kadar Memluk sultanlarının idaresi altında kaldı. Aynı yıllar, Osmanlı Devletinin Asya, Avrupa ve Afrika’da fetihler yaparak zaferden zafere koştuğu yükselme dönemidir.

Bir zamanlar İspanya ve Malta şövalyelerinin elinde inleyen Trablus, 1551 yılında, meşhur Kaptan-ı derya Turgut Reis tarafından fethedilmiş ve Libya, Osmanlı Devletine bağlanmıştı. Libya, 400 yıl Osmanlı adaleti ve idaresi altında huzur ve refah içinde yaşadı. Osmanlı Devletine bağlı ayrı bir il idi. Osmanlı padişahının tayin ettiği valilerce idare edilir ve her yıl devlete vergi verirdi. Fakat Osmanlı Devletinin son zamanlarında iş başına geçen İttihat ve Terakki Partisinin beceriksizlikleri, üç kıtaya yayılmış büyük Osmanlı topraklarının elden çıkmasına sebep olduğu gibi, Libya da aynı akıbete uğradı.

İttihat ve Terakkicilerin tecrübesiz ve bilgisiz idareleri sırasında Libya’ya gerekli önem verilmedi. Dünyanın içinde bulunduğu siyasi buhranlar Afrika’da da kendisini göstermiş ve İtalyanlar, Libya’ya saldırmışlardır. Bundan sonra Libya, diğer Afrika ülkeleri gibi Avrupalı milletlerin mücadele alanı olmuştur. Nihayet 1911 yılında Ouchy Antlaşması ile ülke, İtalyanların eline geçti. Bu tarihten itibaren 1951 yılına kadar devam eden kargaşalıklar dönemine girdi.

Libya’daki mevcut azınlıkların liderleri olan Ahmed eş-Şerif, M.İdris ve M.İbn Ali el-Sanusi gibi emirler, Avrupalılara karşı isyanları başlattılar. Ülke içinde İtalyanlarla şiddetli çarpışmalar oldu. İtalyanlar birçok katliamlar yaptılar. Nihayet müttefiklerin yardımı ile 1951 yılında yabancıların idaresi son bularak Libya Krallığı kuruldu. 1953 yılında Arap Birliğine ve 1955 yılında da BM’ye üye oldu.

Libya, 1963 yılında on yönetim bölgesine ayrıldı. Krallık, 1969’da meşruti krallık haline getirildi. Fakat çok geçmeden iki yıl sonra ordu içindeki genç subaylar grubu ihtilal hazırlığına girdiler. O sıralarda Türkiye’yi ziyaret etmekte olan Kral İdris devrildi. İhtilal sırasında yüzbaşı rütbesiyle Silahlı Kuvvetler Komutanı olan Kaddafi, ihtilalden sonra, önce başbakan ve sonra da devlet başkanı oldu. Muammer Kaddafi, ülke yönetimini ele geçirdikten sonra “ihtilal lideri” olarak Libya’yı yeni bir düzen içine soktu.

Arab-İsrail savaşı neticesi parçalanan Arab Birliği yerine Mısır ve onun yanında yer alan Arap ülkelerine karşı, Red Cephesini kurdu. Rusya ile yakın ilişkiler içerisine girerek politikasını Moskova’ya paralel bir tarzda yürüttü. Kendisinin yazdığı ve sosyalist fikirlerini ihtiva eden Yeşil Kitab istikametinde bir Arap Birliği düşüncesine kapıldı. Mısır ile birleşme çabası boşa çıkınca Suriye ile birleşme kararı aldı.

1980’de, bir uranyum kaynağı olan Çad ile resmi olarak birleşti. Son olarak Tunus ile birleşmeye teşebbüs edildiyse de, Mısır birleşmesi gibi başarısızlığa uğradı ve birçok karışıklıklar ortaya çıktı. Libya’daki ABD ve İngiltere’ye ait üsler kapatıldı. ABD ile karşılıklı ticari misillemelerin ve Akdeniz’deki askeri sürtüşmelerin arkasından ABD uçakları Trablusgarb ve Bingazi’yi bombaladı. Bu saldırı Kaddafi’nin ülke içindeki yerini yeniden güçlendirdi (1986).

Libya’nın Mısır, Uganda ve Çad’ın içişlerine karışmaya kalkışması üzerine, bu ülkelerde birçok silahlı çatışma meydana geldi. Çad’a gönderilen Libya kuvvetleri mağlup olarak geri döndü. Kaddafi, Castro politikasını Afrika kıtasında benzeri bir şekilde tatbik ederek Libya’daki birçok müesseseleri devletleştirmiş ve hür dünya ülkeleri ile olan ilişkilerini gerginleştirmiştir. 1986’dan itibaren Amerika’nın Petrol ve havacılık sektörlerine uyguladığı ambargo, büyük ekonomik sıkıntıya yol açtı. 1990 yılında Kaddafi, Amerika ile ilişkilerini geliştirmeye başladı.

*
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen kompetankedi; 24 Mart 2007 15:27
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
28 Ekim 2006       Mesaj #2
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Libya (al-Jamāhīrīyah al-‘Arabīya al-Lībīyah ash-Sha‘bīyah al-Ishtirākīyah= Libya Arap Halk Sosyalist Cumhuriyeti) Akdeniz kıyısında, doğusunda Mısır, batısında Cezayir ve Tunus, güneyinde Nijer ve Çad, güneydoğusunda Sudan ile komşu olan bir Kuzey Afrika ülkesidir.
Ülkenin adı olan 'Libya', eski Mısırlılar'ın Nil'in batısında yaşayan Berberiler için kullandıkları Lebu sözcüğünden gelmektedir. Sözcük eski Yunanca'ya 'Libya' olarak geçmiştir. Capital:Tripoli
Sponsorlu Bağlantılar


TARİH

Ülkenin asıl yerlileri Berberi kabilelerdir. Ancak Antik çağlardan bu yana bilinen tarihinde ülkeye Fenikeliler, Kartacalılar, İskender'in orduları, Ptolemaus hanedanı ve Romalılar hakim olmuşlardır. Trablus (Tripoli), esas olarak Kartaca'ya bağlı Fenikeli bir grup koloni idi. Üç büyük şehir [Tri: üç, polis:şehir] Oea, Sabrata ve Leptis Magna, Fenikelilerce kurulmuştu. M.Ö.7.yüzyılda burası, Roma'nın Kartaca devletine son verdiği Punik savaşlarından (Fenike savaşları/Pön savaşları) sonra diğer Kartaca toprakları gibi Romalılar'ın eline geçti. Doğu kıyılarındaki Cyrenaica ise Roma İmparatorluğu hakimiyetinden önce kurulmuş Yunan kolonisiydi. Büyük İskender'in fethinden sonra Ptolemiler'e, ondan sonra da Romalılar'ın yönetimine geçti.
647 yılında ise Abdullah ibn el-Sa’ad komutasındaki Arap İslam orduları Libya'ya girerek Bizanslılar'ı mağlup etti. Trablus (Tripoli) ve Cyrenaica Halifeye bağlanmakla birlikte Bizanslılar'a (İstanbul ve Şam) bağlı yöneticiler (exarch- egzark) bölgeyi yönetmeye devam ettiler. Sonraki dönemlerde bölge halklarının Müslümanlığa geçişi ve Arap dilinin kabulü gerçekleşti. 1146'da Sicilyalı Normanlar Trablus'u istila etti. 14. ve 15. yüzyıllarda İslam egemenliğinden sonra, 16.yüzyılda tekrar Hıristiyan yönetimine geçti. 1553'te Hıristiyanlar Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı Turgut Reis tarafından buradan çıkartıldı.
Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıfladığı dönemde, 1911'de İtalyanlar bölgeyi işgal ettiler. Trablusgarp Savaşı akabinde yapılan Oshy anlaşması ile Libya'daki fiili Osmanlı hakimiyeti sona ermekle birlikte hukuken Osmanlıya bağlılığı benimsendi. Ülkeyi işgal eden İtalyanlara karşı Mustafa Kemal, Enver Paşa ve diğer bazı Osmanlı subaylarının örgütlediği milis kuvvetleri uzun zaman direnç göstardi. Ancak her türlü üstünlüğe sahip olan İtalya ülkenin tamamını kontrol etmeyi başardı. Halkı baskı ve zulüm ile sindirdi. Adeta bütün Libyayı köleleştirdi. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bölge Fransa ve İngiltere'ye bırakıldı. Birleşmiş Milletler 1949'da Libya'nın bağımsız bir ülke olması gerektiği kararını aldı. Görüşmelerde Libya'yı, 1920'lerden beri İtalyanlar'la mücadele etmiş olan, sonrasında Mısır'a sürgüne giden Şeyh İdris temsil etti. 1951'de Libya bağımsızlığını kazandı ve Birleşmiş Milletler aracılığıyla bağımsızlığa kavuşan ilk ülke oldu; İdris ülkenin kralı oldu. 1969'da, ordunun genç subaylarından Muammer Ebu Minyar Al-Kaddafi bir grup subayla birlikte Kral İdris'e karşı bir darbe yaptı. Monarşi sona erdirildi ve Libya Arap Cemahiriyesi kuruldu. Kaddafi, o tarihten sonra kendisinin "Üçüncü Evrensel Teori" dediği, Sosyalizm ve İslam karışımı bir politik rejimi izledi. 1990 lı yıllardan itabaren Lokerbee faciasını bahane eden Amerika'nın baskısı ile sağlanan ulslararası ambargo ile 1969'dan ititbaren sürdürdüğü kalkınma hamlesine darbe vurukdu. Libya'da Türk kanı taşiyan milyonlarca insan bulunmaktadır. Ayrıca Libya, Kıbrıs barış harekatı sırasında, Türkiyeye uygulanan ambargoya rağmen Türkiye'ye yardım yapan tek ülkedir. Malesef Libya Türkiye'de yanlış tanınmaktadır. Halbuki bu ülkenin doğru tanıtılması iki tarafın da menfaatlerinin gereğidir. Şu anda Libya'da geniş iş ve yatırım imkanları bulunmaktadır. Ancak Türk iş dünyası bu imkanlar ile yeterince ilgilenmemektedir.



BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
5 Kasım 2006       Mesaj #3
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
Muammer Kaddafi
MsXLabs.org

Muammer Kaddafi
(ya da Muammar Ebu Minyar al-Gaddafi) (Arapça: معمر القذافي) (d. 1942 - ö. 2011) Libyalı siyaset adamı.

Libya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Tarih Bölümü'nü bitirdi (1963). Daha sonra Bingazi'deki Askeri Akademi'ye girdi. Mezun olduktan sonra İngiltere'ye giderek askeri alanda uzmanlık eğitimi gördü (1966). 1956'da Arap milliyetçiliğinden etkilenerek antisiyonist hareketlere katıldı. Okul arkadaşlarıyla birlikte, ileride Özgür Subaylar Hareketi adını alacak gizli bir örgüt kurdu (1959). 1969'da yüzbaşılığa yükselen Kaddafi, bu gizli örgüte dayanarak, Kral 1. Idris'e karşı darbe yaptı (1 Eylül 1969). Albay rütbesi alarak silahlı kuvvetler komutanı oldu. Devrim Komuta Konseyi adına denetimi ele geçirip anayasal kuruluşları feshetti. İslam ilkelerine dayanan yeşil sosyalizm kuracağını açıkladı. Arap birliği için çalışacağını, bağımsız ülkelerle birlikte ırkçılığa, sömürgeciliğe ve toplumsal ezgiye karşı çıkacağını söyledi. ABD'nin Kaddafi'yi tanıması üzerine kral görevini terketti (7 Eylül 1969).

Nasır'ı örnek alan Kaddaf, Mısır'da gerçekleştirilen reformları kendi ülkesinde de uygulamaya başladı Yeni anayasa hazırlanınca başbakanlık ve savunma bakanlığı görevlerini üstlendi (16 Ocak 1970). İngiliz askeri üstlerini ve birliklerini ülkeden çıkardı. Petrol şirketlerini ulusallaştırdı. İtalyan ve Yahudi azınlığın mal varlığına el koyarak onları göçe zorladı. Nasır'ın ölümünden sonra Arap dünyasında onun rolünü üstlenmeye çalıştı. Kimi Afrika ülkelerindeki müslümanlara ve Arap ülkelerindeki sol eğilimli hareketlere destek oldu. SSCB'yle yakın ilişkiler geliştirdi. Afrika Birliği Örgütü'nün dönem başkanlığını yaptı (1982-1983). Gerek iç, gerekse dış politikada izlediği çelişkilerle dolu siyaset, Kaddafi'ye muhalefetin artmasına neden oldu.


Son düzenleyen _Yağmur_; 28 Eylül 2013 10:57 Sebep: kırık link/ölüm tarihi güncellendi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Haziran 2008       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
LİBYA

DEVLETİN ADI: Libya Arap Halk Sosyalist Cemâhiriyesi
BAŞŞEHRİ: Trablus
NÜFUSU: 4.447.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 1.759.540 km2
RESMİ DİLİ: Arapça
DİNİ: İslâm
PARA BİRİMİ: Libya Dinarı
Afrika kıtasının, kuzeyinde Akdeniz kıyısında yer alan bir ülke. 32°-20° kuzey enlemleri ile 10°-25° doğu boylamları arasında kalır. KuzeydeAkdeniz, doğuda Mısır, güneydoğuda Sudan güneyde Nijer ve Çad, batıda ise Cezâyir ve Tunus’la çevrilidir.

Târihi

Libya’nın bilinen ilk târihi, ülkede mevcut mağara, harâbe ve eski eserler üzerinde yapılan araştırmalara göre, M.Ö. 400 yıllarında yaşamış olan Berberîlerle başlar. Eski Yunanlılar Libya’nın en eski yerlileri olarak bilinen Berberîlere, “Lebular” ve ülkeye de “Lebu” diyorlardı. Zamanla bu kelime, “Libya” şeklinde söylenmiştir. Berberîler, uzun müddet Fenikelilerin istilâsında kalmışlardır. Libya, bundan sonra birçok milletlerin istilâsına uğradı ve pekçok medeniyetlerin tesirinde kaldı. Libya’yı önce Kartacalılar, sonra Romalılar idâreleri altına aldılar. Romalılar buraya “Afrika” adını verdiler. Bu isim yıllar sonra bütün kıta için söylenir oldu. Libya, bunlardan sonra 642 yılına kadar Vandallar ve Bizanslıların istilâsında kaldı.

Mekke’de doğan İslâm güneşi, 642 yılında Libya’yı aydınlatarak, Afrika karanlığını ve Bizans zulmünü ortadan kaldırdı. Emevî orduları bölgeyi bunlardan temizleyerek, İslâm dîninin buralarda yayılmasına sebeb oldu. Emevîlerden sonra kurulan Abbâsî Devletinin meşhur halîfesi Hârûn Reşîd zamanında, Libya’ya “Ifrikiye” adı verildi ve devlete bağlı vâlilerce idâre edildi. Uzun yıllar Abbâsi hâkimiyetinde kaldıktan sonra, 910 yılında Fâtimîlerin işgâline uğradı. Kısa bir müddet sonra, önce Eyyûbi Devletine daha sonra Memlûklere bağlandı. Libya 1551 yılına kadar Memlûk sultanlarının idâresi altında kaldı. Aynı yıllar, Osmânlı Devletinin Asya, Avrupa ve Afrika’da fetihler yaparak zaferden zafere koştuğu yükselme dönemidir.

Bir zamanlar İspanya ve Malta şövalyelerinin elinde inleyen Trablus, 1551 yılında, meşhur Kaptan-ı derya Turgut Reis tarafından fethedilmiş ve Libya, Osmanlı Devletine bağlanmıştı. Libya, 400 yıl Osmanlı adâleti ve idâresi altında huzur ve refah içinde yaşadı. Osmanlı Devletine bağlı ayrı bir il idi. Osmanlı pâdişahının tâyin ettiği vâlilerce idâre edilir ve her yıl devlete vergi verirdi. Fakat Osmanlı Devletinin son zamanlarında iş başına geçen İttihat ve Terakki Partisinin beceriksizlikleri, üç kıtaya yayılmış büyük Osmanlı topraklarının elden çıkmasına sebep olduğu gibi, Libya da aynı âkıbete uğradı. İttihat ve Terakkicilerin tecrübesiz ve bilgisiz idâreleri sırasında Libya’ya gerekli önem verilmedi. Dünyânın içinde bulunduğu siyâsî buhranlar Afrika’da da kendisini göstermiş ve İtalyanlar, Libya’ya saldırmışlardır. Bundan sonra Libya, diğer Afrika ülkeleri gibi Avrupalı milletlerin mücâdele alanı olmuştur. Nihâyet 1911 yılında Ouchy Antlaşması ile ülke, İtalyanların eline geçti. Bu târihten îtibâren 1951 yılına kadar devâm eden kargaşalıklar dönemine girdi.

Libya’daki mevcut azınlıkların liderleri olan Ahmed eş-Şerîf, M.İdris ve M.İbn Ali el-Sanûsi gibi emirler, Avrupalılara karşı isyânları başlattılar. Ülke içinde İtalyanlarla şiddetli çarpışmalar oldu. İtalyanlar birçok katliamlar yaptılar. Nihâyet müttefiklerin yardımı ile 1951 yılında yabancıların idaresi son bularak Libya Krallığı kuruldu. 1953 yılında Arap Birliğine ve 1955 yılında da BM’ye üye oldu. Libya, 1963 yılında on yönetim bölgesine ayrıldı. Krallık, 1969’da meşrûti krallık hâline getirildi. Fakat çok geçmeden iki yıl sonra ordu içindeki genç subaylar grubu ihtilal hazırlığına girdiler. O sıralarda Türkiye’yi ziyâret etmekte olan Kral İdris devrildi. İhtilâl sırasında yüzbaşı rütbesiyle Silahlı Kuvvetler Komutanı olan Kaddâfi, ihtilâlden sonra, önce başbakan ve sonra da devlet başkanı oldu. Muammer Kaddâfi, ülke yönetimini ele geçirdikten sonra “ihtilâl lideri” olarak Libya’yı yeni bir düzen içine soktu. Arab-İsrâil Harbi netîcesi parçalanan Arab Birliği yerine Mısır ve onun yanında yer alan Arap ülkelerine karşı, Red Cephesini kurdu. Rusya ile yakın ilişkiler içerisine girerek politikasını Moskova’ya paralel bir tarzda yürüttü. Kendisinin yazdığı ve sosyalist fikirlerini ihtivâ eden Yeşil Kitab istikâmetinde bir Arap Birliği düşüncesine kapıldı. Mısır ile birleşme çabası boşa çıkınca Sûriye ile birleşme kararı aldı.

1980’de, bir uranyum kaynağı olan Çad ile resmî olarak birleşti. Son olarak Tunus ile birleşmeye teşebbüs edildiyse de, Mısır birleşmesi gibi başarısızlığa uğradı ve birçok karışıklıklar ortaya çıktı. Libya’daki ABD ve İngiltere’ye âit üsler kapatıldı. ABD ile karşılıklı ticarî misillemelerin ve Akdeniz’deki askerî sürtüşmelerin arkasından ABD uçakları Trablusgarb ve Bingazi’yi bombaladı. Bu saldırı Kaddâfi’nin ülke içindeki yerini yeniden güçlendirdi (1986). Libya’nın Mısır, Uganda ve Çad’ın içişlerine karışmaya kalkışması üzerine, bu ülkelerde birçok silahlı çatışma meydana geldi. Çad’a gönderilen Libya kuvvetleri mağlup olarak geri döndü. Kaddâfi, Castro politikasını Afrika kıtasında benzeri bir şekilde tatbik ederek Libya’daki birçok müesseseleri devletleştirmiş ve hür dünyâ ülkeleri ile olan ilişkilerini gerginleştirmiştir. 1986’dan îtibâren Amerika’nın Petrol ve havacılık sektörlerine uyguladığı ambargo, büyük ekonomik sıkıntıya yol açtı. 1990 yılında Kaddafi, Amerika ile ilişkilerini geliştirmeye başladı.

Fizikî Yapı

Yüzölçümü 1.759.540 km2ye ulaşmaktadır. Toprak bakımından Afrika’nın dördüncü büyük ülkesidir. Bu geniş toprakların hemen hemen % 95’i çöl veya kurak arâzidir. Kuzeyde Akdeniz ve güneyde Ekvator Afrikası arasında bir kum denizine benzeyen Büyük Sahra Çölünün, yaklaşık 1300 km uzunluğundaki büyük bir bölümü, Libya topraklarının tamâmına yakın kısmını meydana getirir.

Libya’nın, Tunus ve Mısır arasında bulunan Akdeniz kıyılarının uzunluğu, yaklaşık 1912 km’dir. Kıyıdan îtibâren gittikçe yükselen Libya toprakları, umûmiyetle yüksek yayla görünümünde olup, başlıca üç büyük bölgeye ayrılır; Bunlar Fizan, Trablus ve Sirenaik bölgeleridir.

Akdenize bir kavis şeklinde girmiş olan Sirenaik bölgesi, düz girintisiz çıkıntısız olan kıyılardan îtibâren yükselmeye başlar. Kıyıya paralel uzanan Yeşil Dağı (Cebel-ül-Ahdar) buradaki mevcut yaylanın en yüksek yeri olup, yaklaşık 880 m yüksekliğindedir. Kuzeydoğudaki bu yüksek yayla, güneydeLibya Çölüne doğru alçalmaya başlar.

Sidra Körfezinin batısında yeralan ve ortalama 650 m yüksekliğinde olan Trablus bölgesi, irili ufaklı vahalara sâhip olup, verimli topraklarla kaplıdır. Bu bölgenin en yüksek yeri olan Nefusa Dağı, bölgeyi kuzey rüzgârlarına karşı örter.

Libya topraklarının büyük bir bölümünü meydana getiren ve Kuzey Afrika’yı hemen hemen kaplamış olan Büyük Sahra Çölü ıssızdır. Sahra Çölünde iklim de çok farklılık gösterir. Bâzı yerlerine on yıl boyunca hiç yağmur yağmaz.

İklim

Libya iklimi yükseklik ve denize yakınlık bakımından çeşitlilik arz eder. Fakat genel olarak ülke, çöl ikliminin tesiri altındadır. Yazları oldukça sıcak ve kurak, kışları çoğunlukla ılık ve az yağışlı geçer. Bu yağışlar, birkaç haftayı bulmaz. Bahar aylarında güneyden esen Ghibli rüzgârı, Sahranın kavurucu sıcaklığını kuzeye doğru taşır.

Kıyı bölgelerde Akdeniz iklimi ve kıyıya yakın ve paralel uzanan yaylalarda yüksek ova iklimi hüküm sürer. Libya’da genel olarak yıllık sıcaklık ortalaması kışın 15°C ve yazın 38°C civârındadır. Bugüne kadar en fazla (rekor seviyede) sıcaklık, 1922 yılında Aziziye bölgesinde 58°C olmuştur. Yıllık yağış ortalaması Trablus’ta 400 mm, Sirenaik’de 500 mm’dir.

Kuzey yükseltiler, çoğunlukla üzüm bağları ve meyve bahçeleri ile kaplı iken, güney bölgelerde koruluklar bodur çalılar ve otlara rastlanır. Daha güneyde ise bu bitki örtüsü de bulunmaz ve kavurucu sıcaklığın getirdiği yarı yarıya çatlamış çöl toprakları mevcuttur. Trablus bölgesi, tarım ürünleri bakımından en fazla verimin alındığı vahalara sâhiptir. Kıyı ile Nefusa Dağı arasında yer alan Gefera Ovası umûmiyetle ağaçlık bölge olup, verimli topraklara sâhiptir. Çöllerin bol olduğu Fizan bölgesinde ise yer yer görülen vahalar sâdece hurma ağacı yetiştirilmesine imkân verir.

Tabiî Kaynaklar

Libya, yer îtibâriyle Akdeniz kıyısına yakın olmakla berâber, Afrika kıtasının özelliklerini üzerinde taşıyan bir ülkedir. Kıyı bölgeleri hâriç, ülkenin % 95’i çöl veya kurak topraklardan meydana gelir. Büyük SahraÇölünün ülkeye çok tesiri vardır. Çölün % 20’lik bölümü saf kumdur, diğer bölgeleri ve özellikle Libya topraklarında kalan kısımları, çıplak iri kayalıklardan meydana gelmiştir.

Trablus ve Sirenaik bölgelerinde yer yer yeşil sahalar mevcutsa da, güneydeFizan bölgesinde vahaların bulunduğu bölgeler hâriç, sâdece çölün kurak ve yarı çatlak toprakları yer alır. Vahalar civârındaki ağaçlıklar dışında ülkenin önemli bir orman zenginliği yoktur.

Kıyı bölgeler nisbeten sulak olup, Akdeniz ikliminin tesirinde kalan muhitlerde zeytinliklere ve ardıç, zakkum gibi nâdiren yetişen ağaç topluluklarına rastlanır. Mâden bakımından fazla zengin olmayan Libya’nın en önemli gelir kaynağı, petroldür. Mevcut petrol yatakları ülke ihtiyacını karşıladığı gibi önemli ihraç kaynağı durumundadır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Libya nüfûsu 4.447.000 olup, bunun büyük çoğunluğu kuzeybatı bölgesi ve özellikle Trablus civârında yaşamaktadır. Ülke topraklarının çok geniş olması ve ayrıca büyük bir bölümünün hayat şartları için müsâit olmaması sebebiyle nüfus yoğunluğu çok düşük olup, ancak kilometrekareye bir veya iki kişi düşmektedir. Bu rakam Trablus bölgesinde biraz artarak beş kişiye ulaşır.

Nüfûsun büyük bir bölümü Arap veya Araplaşmış Berberîlerden meydana gelir. Trablus, Bingâzi, Derne, Zuara, Homs, Misurata ve Beyda nüfûsun en kalabalık olduğu başlıca büyük şehirlerdir. Şehirlerden başka, ülkenin özellikle batı kesiminde yer alan vahalardaki insanlar, dâimâ çölün getirdiği birtakım zorluklarla karşı karşıyadırlar. Bunlardan iç bölgelerde bulunan Sebha, Murzuh, Cufra, Derg ve Gadames vahaları nisbeten kalabalıktır. Buradaki insanlar çoğunlukla sepet örme, deve yetiştiriciliği ve deri dabağlamacılığı işleriyle uğraşırlar. Nüfûsun sâdece % 5’i hemen hemen tamâmen çöl olan Fizan bölgesinde yaşar.

Resmî dil Arapça olup, halkın tamâmı tarafından konuşulur. Ayrıca Berberîce, Tebuca ve Sudanî dillerine de çok az olmak üzere rastlanmaktadır.

Libya halkının çoğunluğu Sünnîdir. Pek az olmakla birlikte Vehhâbilik ve mezhepsizlik de taraftar bulmuştur.

Libya’da eğitim ve öğretim seviyesi düşük olup, halkın yaklaşık % 50’si okur-yazardır. 1940-1943 yılları arasında ülkedeki bütün okullar İtalyanlarca kapatılmıştı. Daha sonra yavaş yavaş okullar açılmaya başlandı ve dışardan öğretmenler getirildi. Devlet, ülkenin en önemli gelir kaynağı olan petrol kârlarını bu alanda harcamaya hız verdi. 1956 yılında ilk üniversite (Libya Üniversitesi) açıldı. 1960 yılından sonra okulların sayısı artırıldı. 6-12 yaş grubuna öğretim mecbûriyeti getirildi. Berda’daki İslâm Üniversitesi, ülkenin ikinci büyük üniversitesidir. Ayrıca ülkede tarım endüstrileri, teknik ve meslek okulları mevcuttur. Devlet okullarında ihtilâlden sonra eğitim ve öğretim, sosyalist felsefe esaslarına göre yürütülmektedir. Libya’da basın ve yayın, devlet kontrolündedir. Günlük olarak yayın yapan 7 özel gazete devletleştirilmiştir. Sağlık hizmetleri de devlet kontrolündedir.

Libya, uzun yıllar Osmanlı idâresi ve Türk-İslâm kültürü altında kalmıştır. Bundan başka Birinci Dünyâ Harbinin cereyan ettiği cephelerden biridir. Dolayısıyla târihî mîrası, Libya’ya turizm açısından önemli bir gelir kaynağı teşkil etmektedir.

Siyâsî Hayat

Önceleri meşrûtî krallıkla yönetilmiş olan Libya, 1960 ihtilâlinden sonra cumhûriyet rejimine dönmüştür. Her ne kadar hâlihazır idâre şekli İslâm cumhûriyeti ise de, bütün güç “İhtilâl Konseyi”nin ve onun ihtilal lideri Muammer Kaddâfi’nin elindedir. Bir yandan sosyalizm prensiplerini uygulayarak, diğer yandan da mevcut Müslüman potansiyeli kullanarak, Arap dünyâsının ve İslâm câmiasının lideri olma arzusunda olduğu için, idârî tarzı birtakım aaaatlar arz eder. Libya’nın, askerî cunta idâresinde, bir devlet başkanı, bir başbakanı ve bakanlar kurulu mevcuttur. Devlet başkanı Kaddâfi, aynı zamanda İhtilâl Komuta Konseyi Başkanıdır. Ülkeyi her bakımdan kontrolünde bulunduran İhtilâl Komuta Konseyi, başbakan ve bakanlar kurulunu tâyin etmektedir. Bu tâyinler devlet başkanınca onaylanmaktadır.

Libya, 10.9.1980 târihinde, Suriye ile birleştiğini açıklamıştı. Ortak bir hükûmet ve ortak bir devrim kongresinin kurulacağına dâir bildiri yayınlandı. Fakat bu birleşme fiilen gerçekleşmedi. Aynı olay Mısır ile de tekrarlanmış ve bir netîce alınamadığı gibi aksine ülkeleri birbiriyle çatışma safhasına getirecek derecede, dostluk münâsebetleri bozulmuştu.

İdârî olarak on ayrı bölgeye ayrılmış olan Libya, askerî kontrol altında merkezî bir cumhûriyet olup, 1969’dan bu yana “sosyalizm” ve “üçüncü evrensel teori” fikirleriyle dolu Yeşil Kitap istikâmetinde yönetilmektedir. Libya’nın yeni adı “Libya Arap Halk Sosyalist Cemâhiriyesi” olarak değiştirilmiş ve “hükûmet ve devlet”yerine “Büyük Halk Kongresi” kurulmuştur. Buna göre Halk Kongresinin beş kişilik “Sekreterya”sının birinci sekreteri, Devlet Başkanıdır.

Kaddâfi, tıpkı Castro gibi Moskova taraftarı bir politika tâkip etmiş, yeni bir fikir sistemi kurma çabasına girmiştir. Uyguladığı bu politika, Libya’yı komşuları, diğer Afrika ülkeleri ve hür dünyâ ülkeleri ile çeşitli sürtüşmelere getirmiştir. Bir İslâm Cumhûriyeti olmak iddiasını taşımasına rağmen, devlet idâresinde İslâm dîninin temel esaslarını reddederek, İslâmla ilgisini sâdece isim seviyesinde tutmuştur.

Ekonomi

Önceleri son derece bozuk olan ekonomik denge, petrol yataklarının bulunması sâyesinde normale döndü. Bugünkü durum îtibâri ile ekonominin yardımcı unsurlarını tarım ve hayvancılık teşkil ediyorsa da, asıl ana gelir, petrol ve petrol ürünlerindendir. Son yıllardaki petrol ihrâcatının önemli ölçüde artışı, Libya’yı dünyâya tanıtmış ve dünyâda petrol ihrâç eden ülkelerin altıncısı durumuna getirmiştir. Petrolden başka diğer önemli gelir kaynağı tabiî gazdır. Fakat bundan elde edilen gelir, petrol, gelirinin ancak yarısına ulaşabilmektedir. Libya’nın yılda 120.000.000 ton olan petrol üretimi ve yan ürünleri, ona Avrupa’daki iş hayâtına katılma fırsatı vermiştir. Meselâ Libya Arap Bankası, İtalyan Fiat Şirketinin en büyük hissedarlarından biri durumuna gelmiştir. Fakat bütün bunlara rağmen Libya dış borçlardan kurtulamamıştır. Dış borçların yanısıra Libya’nın politik açıdan yaptığı aşırı masraflar ve ABD ile İngiltere’ye olan gerginliği, ekonomisini tehdit etmektedir. İngiltere’yi bölgeden uzak tutabilmek için Malta’ya yaptığı askerî ve mâlî yardımlar, siyâsî rejimini yerleştirmek maksadıyla Çad ve Sudan’a yaptığı müdâhaleler ekonomisini önemli ölçüde sarsmıştır.

Libya’nın dış ticâretinin % 98’ini petrol, petrol ürünleri ve tabiî gaz meydana getirir. Ayrıca deri ve post, yerfıstığı, zeytinyağı, hurma, tütün, selüloz, bâdem ve çeşitli cins meyveler ve turunçgiller, diğer ihrâcat ürünleridir.

Balıkçılık diğer bir gelir kaynağı olup, özellikle ton balığı avlanır. Hayvancılık deve, sığır, merkep, at, koyun ve keçi yetiştirmekten ibâret olup et, deri, yün ihrâcatı açısından önemli bir gelir kaynağıdır.

El sanatları ve dokuma endüstrisi yanısıra sigara, deri ve zeytinyağı sanâyi kolları ve inşâat sektörü gelişmiştir. Özellikle inşâat yapımı için dış ülkelerden işçi ve mühendis gelmektedir. Bu bakımdan Türkiye ile sıkı bir ekonomik bağ kurulmuştur. Libya, Türkiye’den başka Mısır, ABD, İngiltere ve Fransa ile ticârî münâsebetler kurmuş durumdadır.

Trablus, Bingâzi, Sebha’daki modern havaalanları Libya’yı dünyânın mühim merkezlerine bağlar. Yurtiçi ulaşımını küçük jet uçakları (tayyareleri) sağlar. Havayolu ulaşımı, ülkenin büyük şehirlerini ve petrol merkezlerini birbirine bağlar ve en müsâit ulaşım vâsıtasıdır. 1964’ten îtibâren karayolu sistemine ağırlık verilmeye başlandı. Ülkedeki karayolu uzunluğu 19.300 km’ye ulaşmış olup, yarısından fazlası asfalt kaplanmıştır. Ülkede hiç demiryolu yoktur.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
16 Eylül 2008       Mesaj #5
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...

FİZAN

Konum :
Libya' nın güneybatısında yer alan bölge.
Yüzölçümü : 549.000 km kare
Nüfus : Yaklaşık 115.000 nüfuslu

Genelde çöl alanı olmasına karşılık vahaları ve çok sayıdaki hurma ağaçlarıyla dikkati çeker. Taşlık ve çöllük bir plato olan Kuzey Fizan, 1957' de petrolün bulunmasıyla önem kazandı. 11milyon kadar hurma ağacının bulunduğu güney vahaları, yerleşime en elverişli alanlardır. Batıda, Cezayir sınırındaki Gadames, Gat vahaları başlıca yöresel ticaret merkezleridir.Bölgenin ortalarındaki Murzuk, eski bir kervan kentidir ve ticaret oldukça gelişmiştir. Eski çağlarda Phazania adıyla anılan Fizan, VII. yüzyılda Arap istilasından sonra İslam dinini ve kültürünü benimsedi.1839' dan sonra Osmanlı İmparatorluğu' nun denetimine giren bölge, genellikle bir sürgün yeri olarak kullanıldı. Birinci Dünya Savaşı' nda İtalyanların eline geçti. İkinci Dünya Savaşı sırasında, 1943' te İtalyan egemenliği sona erdi. 1951' de bağımsızlığını kazanan Fizan bu sayede Libya' nın topraklarına katılmış oldu (1955).
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
29 Ekim 2008       Mesaj #6
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Libya
Afrika'nın dördüncü büyük ülkesi olan Libya, kıtanın kuzeyinde, Akdeniz kıyı­sında yer alır. Doğusunda Mısır ve Sudan, batısında Tunus ve Cezayir, güneyinde Nijer ve Çad bulunur. Ülkenin büyük bölümü çöllerle kaplıdır. 1977'den bu yana ülkenin resmi adı Libya Arap Sosyalist Halk Cemahi-riyesi'dir.

Kuzeydoğuda, Berka bölgesinde, Cebel Akdar (Yeşil Dağ) denen yüksek bir kıyı yaylası yer alır. Bol yağış alan bu yaylanın bazı bölümleri ormanlıktır. Bu topraklardan çoğunlukla keçi ve koyunlar için otlak olarak yararlanılır. Yaylanın güneyinde, kumluk ge­niş Libya Çölü uzanır. Çölde yeraltı sularının yüzeye çıktığı ıssız vahalar vardır. Modern sulama sistemlerini bu vahalar desteklemek­tedir. Sahra Çölü'nün altındaki suları pompalayarak yüzeye çıkarmak ve bo­rularla yüzlerce kilometre uzaklıktaki kıyı şeridine taşıma girişimi sürdürülmektedir.

Verimli kıyı ovasında hurma, zeytin, ba­dem, portakal, arpa ve buğday yetiştirilir. Güneybatıdaki Fizan'ın büyük bölümünü taş­lık düzlükler ve kayalık dağ sıraları kaplar. Libya halkının çoğunluğu Arap'tır, Berberiler azınlıktadır. Libya'nın Arap olmayan halkı, buraya Akdeniz'i ve Sahra'yı aşarak gelmiştir. Arapça resmi dildir ve halkın büyük çoğunluğu Müslüman'dır. Libya'nın başkenti Trablus ikinci büyük kenti ise Bingazi'dir. Trablus'un yaklaşık 190 km do­ğusunda yer alan kıyı kenti Misurata, çelik fabrikalarının bulunduğu önemli bir limandır. Derne ve Tobruk da küçük limanları olan birer kıyı kentidir. Fizan'daki en büyük kent­ler Murzuk ve Sebha'dır. Homs (el-Hums) yakınlarında Eski Roma kenti Leptis Magnanın kalıntıları vardır. Kuzeydoğuda küçük bir köy olan Şehhat İÖ 7. yüzyılda kurulmuş Eski Yunan kenti Kyrene'nin çok yakınındadır. Kyrene'de yapılan kazılarda Apollon Tapına­ğı, Venüs heykeli ve dev Apollon heykeli gibi buluntular ortaya çıkarılmıştır.

Yüzyıllar boyunca yoksul bir ülke olan Libya, günümüzde dünyanın en büyük petrol üreticileri arasına girmiştir. Sirte Körfezi çev­resinde ve iç kesimde Serir'de geniş petrol yatakları vardır. Petrol, başlıca ve en değerli dış ticaret ürünüdür. Ülkenin geleneksel üre­timi dokuma, deri eşya, halıcılık ve çanak çömleğe dayalıdır. Bugün petrol satışından elde edilen gelirle tarım ve sanayi alanında yoğun yatırımlar yapılmış, böylece yeni iş olanakları sağlanmıştır. Eğitim ortaokula ka­dar parasız ve zorunludur. Biri Trablus'ta, öbürü Bingazi'de iki üniversite vardır. Sağlık kuruluşları modern, sağlık hizmetleri para­sızdır.

Karayolu ağı ve uluslararası havalimanları geliştirilmiştir. Başlıca limanlar Trablus, Bin­gazi ve Misurata'dır. Port Brega, esSider, Ras Lanuf ve ez-Zaviye'de petrol yükleme istas­yonları vardır. ABD'ye bağımlıydı. Bu iki ülke, askeri üsleri­ne karşılık Libya hükümetine para ödüyordu. 1959'da petrolün bulunmasından sonra ülke hızla gelişti.

1969'da bir ordu darbesiyle kral tahttan indirildi. Albay Muammer Kaddafi yöneti­minde cumhuriyet ilan edildi. Kaddafi, ön­derliğinde Libya yeniden örgütlenme sürecine girdi. İslam ülkelerine ve öbür Arap ülkeleri­ne dönük bir siyaset izlendi. ABD'nin ve İngiltere'nin askeri üsleri kapatıldı. İngiliz ve ABD kuvvetleri ülkeden ayrıldı. Yabancı bankalar ve işletmeler kamulaştırıldı. Libya, petrol gelirlerini yalnızca kendi halkının yara­rına değil, öbür Arap ülkelerindeki yabancı sermayeye karşı olan hareketlere yardım amacıyla da kullanmaya başladı.

Tarih
Eskiçağda Libya, Roma'ya satmak üzere tahıl ve zeytinyağı üretirdi. Roma İmparatorluğu yıkıldıktan sonra bölge Bizans yönetimine geçti. İS 7. yüzyılda Bizans egemenliği, yerini Arap yönetimine bıraktı. Osmanlılar 16. yüzyılda Mısır dışındaki Kuzey Afrika toprak­larını ele geçirdiler. 1551'de Turgut Reis tarafından alman Trablusgarp, Fizan ve Berka ile birlikte, 1912'ye kadar Osmanlıların bir eyaleti olarak kaldı. 1911'de İtalyanlar Libya'ya asker çıkardı. Bu yüzden başlayan Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşı nedeniyle Osmanlıların barış istemek zorunda kalma­sıyla 1912'de sona erdi ve bölge İtalya'ya bırakıldı. 1922'de özellikle kıyı kesimlerine yerleşen İtalyanlara karşı genel bir ayaklan­ma oldu. 1930'larda İtalya bölgede büyük yatırımlara girişti ve 1939'da Libya'yı tümüyle topraklarına kattı.

II. Dünya Savaşı'nda Libya, tank savaşları­na sahne oldu. 1943'ten başlayarak, ülkenin kuzeydoğusunu (Sirenayka) ve kuzeybatısını (Trablus) İngilizler, Fizanı ise Fransızlar yönetti. 1949'da Birleşmiş Milletler, Libya'nın en geç 1952'ye kadar bağımsızlığını ilan etmesi kararını verdi. Libya 1951'de Kral I. İdris yönetiminde bağımsızlığına kavuştuysa da ülke ekonomik bakımdan İngiltere ve ülkenin çeşitli yerlerinde "devrim komite­leri" adı altında görevlendirildi. Devrim ko­miteleri, üniversiteleri ve yurtdışındaki halk bürolarını (elçilikler) yönetmeye başladı. 1977'de eski anayasa yürürlükten kaldırılarak Halk İktidarı Yasası kabul edildi ve ülkenin adı Libya Arap Sosyalist Halk Cemahiriyesi oldu.

1980lerde ABD ile ilişkileri giderek ger­ginleşti. Libyayı bölgede terörün kışkırtıcısı olarak gören ABD, 15 Nisan 1986'da Trablus ve Bin gazi’yi bombaladı. Özellikle Kaddafi'yi hedef alan bu saldırılar birçok ülke tarafından kınandı.


Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Rower - avatarı
Rower
VIP MazessezaM
6 Ağustos 2012       Mesaj #7
Rower - avatarı
VIP MazessezaM
Libya
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

(Fr.: Libye, İng.: Libya)
Kuzey Afrika'da devlet. Tarihî Batı Trablus, Bingazi, Fizan eyaletlerinin birleşmesiyle oluştu. Kuzeyde Akdeniz'e açılır. Doğuda Mısır, güneydoğuda Sudan, güneyde Çad ve Nijer, batıda Cezayir ve Tunus ile sınırlanır. Yüzölçümü 1.800.000 km2, nüfusu 5.167.000, başkenti Trablusgarp, resmî dili Arapçadır.

Nüfusunun % 72'si Trablusgarp, % 23'ü Bingazi'de ve % 5'i Fizan'da yaşar. Akdeniz kıyıları biraz yağış alır: Bingazi dağlarında 300-500 mm., Fizan'da 15 mm. Fakat, geniş ülkenin 9/10'u, Büyük Sahra'nın en kurak bölümü olan "Libya Çölü" ile kaplıdır. Burada yerleşik yaşam ancak vahalarda mümkündür. Aksi hâlde göçebelik zorunludur. Nüfusun % 15 kadarı göçebedir. Yakın zamanlara kadar ülke ekonomisi, turunçgiller, zeytin, hurma, tütün ve alfa gibi tarım ürünlerine dayanıyordu. Fakat, 1959'da zengin petrol yataklarının bulunması ülkenin ekonomik koşullarını kökünden değiştirdi. Bingazi eyaletinin güneyinde Zalten, Raguba ve Dahra bölgelerinde işletilen petrol yataklarında yapılan üretimle Libya dünyanın başlıca petrol üreticisi ülkeleri arasında yer almıştır.

Petrol bugün ülke ihracatının % 95'ten fazlasını sağlamaktadır. 16. yüzyıldan beri Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde kalan Libya, 1912 yılında İtalya'nın eline geçti. 1941-1942'de İngiliz-Alman orduları arasındaki savaşlara sahne olan Libya, 1951'de bağımsızlık kazandı ve I. Muhammet İdris el-Mehdi es-Sunusi kral oldu. 1969'da askerî bir darbeyle krallık yönetimine son verildi. Cumhuriyet ilân eden genç subaylar yönetime el koydular. Libya, Devrim Komuta Konseyi tarafından yönetilmeye başlandı. 1970 yılında konsey, Amerikan üslerini ülkeden çıkardı. Arap birliğini sağlama çabaları bir sonuç vermediği gibi, 1977 yılında Mısır ile aralarında çatışmalar çıktı. 1973 yılında başlatılan kültür devrimi, Kuran hükümlerinin eksiksiz uygulanması, halkın silâhlanması ve yönetime sahip çıkması ilkelerine dayanıyordu. Bu ilkeler ışığında 1976 yılında yeni bir anayasa hazırlandı. Libya çeşitli milliyetçi ve terörist hareketleri destekler bir tavır aldı. Çad'a müdahale etti ve Aozu şeridini aldı (1973); Hissene Habre'ye karşı savaşan geçici ulusal birlik hükümetini (GUNT) destekleyen Libya birlikleri, ülkenin kuzeyini işgal etti. Alınan ağır yenilgiler, Libya'yı, 1987'de H. Habre hükümetini tanımak ve 1989'da Çad'ın elindeki Libyalı savaş esirlerinin salıverilmesi koşuluyla Aozu şeridini boşaltmak zorunda bıraktı.

Libya'nın bu müdahaleci politikası ABD'yle ilişkilerin kopmasına neden oldu.Libya'ya ekonomik boykot kararı alan (1981) ABD, daha sonra Libya topraklarındaki birçok askerî hedefi bombaladı (1986). Bir "İslam sosyalizmi"ni savunan ve "devrimin rehberi" rolünü üstlenen Kaddafî, geleneksel devlet başkanı görevlerini bıraktı (1974). 1977'de anayasa yürürlükten kaldırıldı ve iktidarı "halk komiteleri"ne veren "Halk İktidarı Yasası" getirildi. Libya dünyanın her yerindeki çeşitli bağımsızlık yanlısı ve devrimci hareketlere etkin bir destek sağlamaktadır. Panam'ın bir Boeing'inin (Aralık 1988) ve UTA'nın bir DC-20 uçağının (Eylül 1989) düşmesinden Libya'nın sorumlu olduğu saptandı: BM Güvenlik Konseyi Nisan 1992'de Libya'ya hava ulaşımı ambargosuyla askerî ambargo kararı aldı. 1996'da ABD, yabancı şirketlerin Libya'ya yatırım yapmalarına izin verdi. Libya'da, yüz bin kadar Türk işçisi çalışmaktadır. (bakınız) İDRİS I, Muhammet İdris el-Mehdi es-Sunusi; KADDAFİ, Muammer el-
Gölgen misali yanındayım!Msn Thunder

Benzer Konular

29 Eylül 2014 / Misafir Soru-Cevap
6 Ekim 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
19 Kasım 2014 / Misafir Soru-Cevap
26 Mart 2012 / goksu20 Soru-Cevap