Arama

Bangladeş ve Bangladeş Tarihi

Güncelleme: 25 Mart 2017 Gösterim: 10.844 Cevap: 3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mart 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Bangladeş

Ad:  Bangladeş1.jpg
Gösterim: 1103
Boyut:  61.6 KB

tam adı BANGLADEŞ HALK CUMHURİYETİ, Bengali dilinde GANA PRACATANTRİ BANGLADESH,
Sponsorlu Bağlantılar
Asya’nın ortagüney kesiminde küçük bir kıyı ülkesi.

Güneyde girintili çıkıntılı bir kıyı şeridiyle Bengal Körfezine bakan Bangladeş’in güneydoğusunda Myan- mar; batı, kuzey ve doğusunde ise Hindistan’ın Batı Bengal ve Assam eyaletleri yer alır. En geniş yeri kuzeyden güneye 625 km, doğudan batıya ise 305 km’dir. Yüzölçümü 143.998 km2’dir. Pakistan’a bağlı Doğu Pakistan eyaletinin 26 mart 1971’de bağımsızlığa kavuşmasıyla kurulmuştur. Başkenti Dakka’dır. Nüfus (1991 geç.) 108.760.000.

DOĞAL YAPI


Yüzey şekilleri. Ganj, Brahmaputra ve Meghna akarsu sistemlerinin birleştiği yerde kurulu olan Bangladeş, topografik özelliklerle ayırt edilen çok sayıda bölgeye ayrılır.

En kuzeyde Ganj ve Brahmaputra arasında kırmızımsı killi topraklarla kaplı Barina uzanır. Bu yüksekçe bölgenin güneydoğusunda Bhar Havzası denen çöküntü alanı bulunur. Çöküntünün ortasında geniş bir bataklık olan Çhalan Gölü yer alır. Kuzeyden güneye doğru inen Brahmaputra taşkın ovaları, batıda Hindistan sınırına kadar ulaşan geniş bir şerit oluşturur.

Doğuda Madhupur Platosundaki tepecikler arasında ekime elverişli düz vadiler bulunur. Bu bölgenin güneyinde yer alan Kuzeydoğu Ovasında çok sayıda göl vardır. Daha doğuya düşen Silhet Tepeleri ise yükseklikleri 30 m’den 330 m’ye kadar değişen küçüklü büyüklü tepelerdir.

Brahmaputra Irmağının eski yatağında oluşan Meghna taşkın havzası, Meghna ve Lakkhya ırmakları arasındaki verimli bölgeyi kapsar. Orta Delta havzası, Feridpur’ daki Bengal Deltasının orta kesimindeki geniş gölleri içine alır. Havzanın toplam alanı 2.300 km2’dir.

Güneyde Bengal Körfezini çevreleyen Yarım (Olgunlaşmamış) Delta 7.800 km2’lik bir alanı kaplar. Sundarbans olarak bilinen kıyıdaki geniş mangrov ormanlığının kuzeyindeki topraklar temizlenerek ekime elverişli hale getirilmiştir. Etkin Delta, Dhalesvari ile Padma ırmakları arasındaki bölgeyi ve ırmakların denizle birleştiği bölümlerde oluşan çeşitli büyüklükteki adacıkları kapsar.

Feni Irmağının güneyinde uzanan Çittagong bölgesi, tepeler, tepecikler, vadiler ve ormanlarla kaplıdır. Ülkenin en yüksek noktası olan Keokradong (1.210 m) buradadır. Bu bölge Bangladeş’in öteki bölgelerinden görünüm olarak oldukça farklıdır. Yer yer kumlu olan kıyı ovasının bir bölümü tuzlu ve killi topraktan oluşmuştur. Kıyı açıklarında adacıklar ve bir mercanadası vardır.

Akarsular ve toprak örtüsü


Bangladeş’in fiziksel coğrafyasında ve halkın yaşam biçiminde önemli bir rol oynayan ırmaklar beş ayrı sistem altında toplanabilir:
1) Ganj Deltasına dökülen ırmaklar;
2) Meghna ve Surma ırmakları sistemi;
3) Brahmaputra ve kollan;
4) Kuzey Bengal ırmaklan
5) Çittagong Tepeleri ırmaklan.
Ganj, Bengal Körfezi ırmak sisteminin eksenini oluşturur ve kollanyla birlikte geniş bir alanı içine alır.
Bir başka büyük ırmak olan Meghna, Silhet-Surma ve Kusiyara ırmaklannın birleşmesiyle oluşmuştur. Bu iki ırmak Hindistan’da doğan Barak Irmağının kollandır. Meghna Irmağı güneye doğru akarken menderesler oluşturur ve bu arada Burhi Ganga ile Sitallakhya ırmaklarının sulannı da alarak genişler.

Brahmaputra ve kolları Kuzey Bengal’in doğusundan güneydoğudaki Meghna Irmağına kadar uzanan geniş bir alana yayılır. Sık sık yatak değiştiren bu akarsular, bu bölgede sürekli yerleşimi önlediği gibi, ülkenin kuzey ve doğu kesimleri arasındaki ulaşımı da güçleştirir.
Kuzey Bengal’deki en önemli suyolu Tista Irmağıdır. Himalayalar’dan doğan Tista güneye doğru akar. 18. yüzyıl sonlarındaki taşkınlarından sonra yatağını değiştirerek güneydoğuya yöneldiğinden, Kuzey Bengal ırmaklarının yayla sularıyla bağlantısı kesilmiştir. Bu durum bölgedeki doğal akaçlama sistemini bozmuştur. Güneybatıdaki akarsuların benzer biçimde birikintilerle tıkanması, bölgenin ekonomik yaşamında olumsuz bir etki yaratmıştır.

Çittagong Tepeleri çevresindeki ovalarda akan Feni, Karnafuli, Sangu ve Matamuhari ırmakları genellikle batı ve güneybatı yönünde ilerleyerek Bengal Körfezine dökülürler.

Bangladeş’te başlıca üç toprak türü görülür. Daha çok taşkın bölgelerinde rastlanan verimli yeni alüvyonlu topraklar soluk kahverengi renkte, kumlu ve mikamsıdır. Tebeşirli killi bir balçıktan oluşan bu topraklar fosforik asit, azot ve humus bakımından zayıf, ama potas ve kireç bakımından zengindir. Barind ve Madhupur cangıllarındaki eski alüvyonlu topraklar koyu kahverengidir. Üçüncü türü oluşturan tepelik bölge topraklarında sık ormanlar yetişir. iklim. Bangladeş’te yağmur taşıyan rüzgârları, aşırı olmayan sıcaklığı ve son derece nemli havasıyla tipik muson iklimi özellikleri görülür. Genelde nisandan eylüle değin süren yaz mevsiminde en yüksek sıcaklıklar 33'C ile 36°C arasında değişir. Bangladeş’ in pek çok yerinde nisan en sıcak, ocak ise en soğuk aydır. Kış mevsimi kasımdan marta değin sürer.

Fırtına mevsimi olan haziran ve temmuz aylarında atmosfer basıncı bütün Bangladeş’te en düşük düzeye iner. Kış aylarında kuzey ve kuzeydoğudan esen rüzgârlar yumuşaktır. Mart ile mayıs arasında esen karayellerin hızı saatte 50-60 km’yi bulur.

Bangladeş bol yağış alır; batıdaki bazı yöreler dışında yıllık yağış genellikle 1.500 mm’nin üzerine çıkar. Silhet yöresinin kuzey ve kuzeybatısında bu miktar 5.000 mm’ye kadar ulaşır. En çok yağış hazirandan eylüle ya da ekim başlarına değin süren muson döneminde düşer. Yaz başlan ile muson mevsiminin sonlannda çok şiddetli fırtınalar görülür ve Bengal Körfezinde 6 m’yi aşan dalgalar oluşur. Bu fırtınalar 18. yüzyıldan bu yana (815 bini 1737, 1876 ve 1970’lerdeki üç büyük fırtınada olmak üzere) 1 milyondan çok insanın yaşamını yitirmesine yol açmıştır.

Bitki örtüsü ve hayvan varlığı


Bangladeş’in altıda biri ormanlarla kaplıdır. Bu ormanların çoğu Çittagong, Çittagong Tepeleri, Silhet ve Khulna bölgelerindedir. Ayrıca Dakka ve Mimensingh bölgelerinde de ormanlar görülür. Bitki örtüsü genelde zengindir.

Bangladeş’te dört değişik bitki örtüsü bölgesi vardır. Kuzeydoğu bölgesinde bambu ve rattan (tırmanıcı bir palmiye türü) ormanları yer ahr. Orta bölgede çok sayıda bataklık bitkileri bulunur. Kırmızı killi topraklan olan Madhupur Ormanında kereste açısından tikağacmdan sonra gelen salağacı (Shorea robusta) yetişir. Brahmaputra Irmağının kuzeybatısı ile Padma Irmağının güneybatısındaki geniş ve düz ovada bitki örtüsünü ekilen bitkiler ve meyve bahçeleri oluşturur. Bu bölgenin en göz ahcı ağacı babula adıyla anılan akasyadır (Acacia arabica). Güneyde mangrov bitki örtüsüyle ayırt edilen Sundarbans bölgesi uzanır. Burada ticari bakımdan değerli birçok ağaç türü yetişir.

Son derece bol olan çiçek türleri arasında ülkenin ulusal simgesi olan shapla (nilüfer), kadifeçiçeği, lotus, yasemin, sümbülteber ve çingülü (jaba) sayılabilir.

Bangladeş’te 200 kadar memeli hayvan türü, 750 kuş türü, 150 sürüngen ve amfibyum türü, 200 deniz ve tatlı su balığı türü vardır. Çittagong Tepelerinde ve Silhet’in kuzeydoğusunda sürüler halinde yaşayan filler bulunur. Çeşitli geyikler arasında barasinga ve sambar irilikleriyle dikkati çeker. Bangladeş’teki etçil hayvanların en ünlüsü Bengal kaplanıdır. Sundarbans’ta yaşayan bu kaplanın boyu 3 m’ye ulaşır. Ayrıca bulutlu pars, tembel ayı, kara ayı, çakal, kuyruksüren gibi yırtıcı hayvanlara da rastlanır. Bengal şebeği ya da al yanaklı şebek Bangladeş’teki en yaygın maymun türünü oluşturur. Tiz sesi uğursuzluk belirtisi sayılan karga, ülkenin her yanında bulunur. Bülbül, ötleğen, sinekkapan, mi- no, guguk, şahin, baykuş, yalıçapkını, ağaçkakan, boynuzgaga, akbaba, kartal, ibibik, balıkçıl, leylek, ördek ve yabanıl kazlar öteki yaygın kuşlardır.

NÜFUS


Bangladeş nüfusunun büyük çoğunluğunu etnik ve dilbilimsel bir topluluk olan Bengalliler oluşturur. Hint-Ari dil öbeğine bağlı Bengali dilini konuşan Bengalliler genellikle Müslümandır. Çittagong Tepelerinde Çakmalar, Marmalar, Tripuralar (Tipralar) ve Mrolar gibi kabile toplulukları yaşar. Öteki bölgelerde de bazı küçük kabile toplulukları bulunur. Bunların büyük bölümü Budacılığa inanır. Halkın yüzde 99’unun konuştuğu Bengali dilinin dışında, kabilelerin özgün lehçeleri de vardır. Nüfusun yüzde 12’sini oluşturan Hindular çeşitli kastlara ayrılmıştır.
Asya’nın en yoğun nüfuslu ülkelerinden biri olan Bangladeş’te km2 başına 755 kişi düşer. Yıllık nüfus artış hızı yüzde 2,4’tür (1986-91). Doğum oranı binde 33, ölüm oranı ise binde 11,4’tür. Bebek ölüm oranı binde 98 gibi yüksek bir düzeydedir. Ortalama yaşam süresi 56 yıldır. On beş yaşın altındakiler nüfusun yüzde 42’sini oluşturur.

Yalnızca altı büyük kenti olan Bangladeş, Güney Asya’nın en az kentleşmiş bölgelerinden biridir. Kentlerde yaşayanların toplam nüfus içindeki oranı ancak yüzde 25’i bulmaktadır. En büyük kent olan Dakka’nın 16 km uzağındaki Narayanganj jüt sanayisinin merkezidir. Öteki önemli kentler Çittagong, Khulna, Mimensingh ve Racşahi’dir. Kasabalarda ve kentlerde evler genellikle bir ya da iki katlıdır. Kentlerdeki yapılar eski kent merkezlerinin çevresinde gelişmiştir. Sanayinin gelişmesi köylerden kentlere göçü hızlandırmıştır.

Bangladeş’te 85 bin kadar köy vardır. Yağmur mevsiminde düzlük alanlar sular altında kaldığından evler genellikle yüksek yerlere yapılır. Karayolları çevresinde, taşkın ovalarda, Silhet ve Çittagong bölgelerinde küçük yerleşimler kesintisiz bir zincir gibi birbirini izler. Öteki yerlerde yerleşimler genellikle birbirinden uzaktır. Damlan sazlarla örtülü geleneksel bambu kulübeler arasında yer yer prefabrik evlere de rastlanır.

EKONOMİ


Büyük ölçüde tanma dayanan Bangladeş ekonomisi merkezî planlamaya göre yürütülmektedir. 1989’da gayri safi milli hasıla (GSMH) 20 milyar ABD Doları’ydı; kişi başına GSMH ise ancak 180 ABD Doları’nı buluyordu. Yıllık büyüme hızı yüzde 3,5’tir.

Tarım


GSMH’nin yüzde 40’ını sağlayan tarım sektörü toplam işgücünün yarısından çoğunu barındınr. Toplam ekilebilir alanın çok büyük bölümü, başta pirinç olmak üzere tahıl ürünlerine ayrılmıştır. Pirinçten sonra gelen başlıca tarım ürünleri, dış ticarette de önemli bir yer tutan jüt ve çaydır. Bangladeş dünya ham jüt üretiminin beşte birini karşılamaktadır. Öteki önemli tarımsal ürünler baklagiller, patates, çeşitli yağlı tohumlar, kök bitkiler, şekerkamışı, tütün ve meyvedir.

Geçmişte bütünüyle muson yağmurlarına bağlı olan tarım, günümüzde daha kararlı bir yapıya kavuşmuştur. Son yıllarda taşkınlan önlemek ve kurak mevsimlerde su sağlamak için çeşitli sulama sistemleri geliştirilmiştir. Aynca ekonomik planlamayla yılda iki ya da üç hasat alınması ve gübre kullanımı desteklenmektedir.

Kırsal kesimde, sığır besiciliğinin yanı sıra koyun, keçi, manda ve eşek yetiştirilir. Ülkedeki sayısız ırmaklar, kıyılar, özellikle de Bengal Körfezi haliçleri balıkçılık için çok uygundur.
Ad:  Bangladeş4.jpg
Gösterim: 816
Boyut:  79.2 KB

Madenler


Bangladeş’in en zengin maden kaynağı doğal gazdır; bazı yerlerde .ham petrol yatakları da bulunmuştur. Öteki önemli madenler deniz suyundan elde edilen tuz, kireçtaşı ve kaolindir. Ayrıca ilme- nit, manazit ve zirkon içeren ağır mineralli kumlar, turbalar ve kömür yataklan da vardır. Petrokimya sanayisi, madencilik ve bunlara bağlı sanayiler için gerekli olan madenler genellikle ithal edilir.

Sanayi


GSMH içindeki payı ancak yüzde 10’u bulan sanayi sektörü büyük ölçüde tanm ürünlerini ve ithal hammaddeleri işlemeye dayanır. Günümüzde elde edilen ham jütün yüzde 45’i ülke içinde işlenmektedir. Öteki önemli imalat ürünleri rafine petrol, çimento, gübre, haddelenmiş çelik ürünleri, ham çelik kütüğü, azot, rafine şeker, çay, pamuk ipliği ve kumaş ile çeşitli kâğıt ürünleridir.

Bangladeş 1971’de bağımsızlığa kavuştuktan sonra, Pakistan yönetimi sırasında özel sektörün kurduğu sanayi kuruluşlarının çoğunu devletleştirdi. Ama kalkınma planlarının başarısızlığa uğraması üzerine, çay, jüt, dokuma ve kamu hizmetleri dışında kalan bütün sanayi sektörleri yeniden özel girişime açıldı. Sanayi kuruluşlarının çoğu aynı zamanda önemli bir liman olan Çittagong çevresindeki Kalurhat, Sholashahar ve Faucdar Hat gibi sanayi bölgelerinde toplanmıştır. Yakın zamanda bir tersanenin kurulduğu güneybatıdaki Khulna, bir sanayi ve ticaret merkezi olarak gelişme yolundadır. Mimensingh’de pamuklu dokuma ve şeker fabrikaları vardır. Racşahi’de ipek, kibrit, kereste ve işlenmiş tanm ürünleri üretilir.

Dünyanın en uzun kumsalının (120 km) yer aldığı Bangladeş’in küçümsenmeyecek bir turizm potansiyeli vardır. Özellikle Çittagong ve Dakka çok sayıda yabancı turist çeken merkezlerdir.

Maliye ve ticaret


Bangladeş’in para birimi 100 paisa'ya bölünen takadır. Kalkınma için gerekli kaynaklar büyük ölçüde Dünya Bankası ve ABD’den alman yardımlardan sağlanır. Ülkedeki yaşam pahalılığı 1975-80 arasında iki katma çıkmıştır. Bütçe gelirlerinin üçte biri gümrük, tüketim, satış ve gelir (yüzde 9) vergilerine dayanmaktadır. Savunma giderleri toplam harcamaların beşte birine ulaşmaktadır.

Değer olarak ithalatın ancak üçte birini karşılayabilen ihracat ürünleri, hazır giyim eşyası, ham jüt ve jüt ürünleri ile post,, deri eşya, çay, karides ve balıktan oluşur. İhracat yapılan başlıca ülkeler ABD, İtalya, İngiltere ve Japonya’dır. İthal ürünleri makine ve ulaşım araçları, kimyasal maddeler, yağlar, pirinç, ilaç, buğday, madeni yakıt ve yağlan kapsar. Bangladeş’in ithalat yaptığı ülkelerin başında Japonya, ABD, Singapur ve Hong Kong gelir.

Ulaşım


Ülkenin ulaşım sisteminin odağını kara ve demiryolu ağı oluşturur. Toplam uzunluğu 2.814 km’yi bulan demiryollan devlet tarafından işletilir. Ayrıca kamuya ait bir karayolu taşıma şirketi de vardır. Karayolu ağının yüzde 10’u asfalttır. Gelişkin suyolları (8.320 km) ucuz taşımacılığın yanı sıra karayolu yapımının henüz ekonomik olmadığı yerlere ulaşımı sağlar. Başlıca Umanlar Çittagong ve Çhalna’dır. Dakka, Kurmitola ve Çittagong’da uluslararası havaalanları vardır.

YÖNETSEL VE TOPLUMSAL KOŞULLAR


Bangladeş görünüşte bir cumhuriyet olmakla birlikte, bağımsızlık sonrasında ordunun siyasetteki egemenliği nedeniyle, demokrasi yolunda pek az gelişme göstermiştir. 1977’deki askeri darbeden sonra başkanlık sistemi ve parlamenter sistemin karışımı bir yönetim biçimi benimsendiyse de, 1982’ deki darbeyle anayasa askıya alınarak iki mecüsli parlamento dağıtıldı ve sıkıyönetim ilan edildi. Kurulan askeri düzende yetkilerin büyük bölümü cumhurbaşkanının elinde toplandı. 1986’da parlamento seçimleri yapıldı, ama yeni parlamento da 1987’de dağıtıldı. 1988’de yeni bir parlamento seçildi. Cumhurbaşkanı Tuğgeneral Muham- med Erşad’m 1990 sonunda istifaya zorlanmasından sonra Mart 1991’de yeni parlamento seçimleri yapıldı ve demokratik rejimin yerleştirilmesine yönelik adımlar atılmaya başladı.

Bangladeş’teki yargı sistemi büyük ölçüde Pakistan yönetimi sırasında yürürlükte olan ve kökeni İngiliz dönemine inen işleyişe dayanır. Yargı sisteminin başında, üyeleri devlet başkanınca atanan Yüksek Mahkeme yer alır. Ama 1975-90 arasındaki otoriter yönetim sırasında Yüksek Mahkeme’nin yetkileri sınırlanmıştır.

Eğitim sisteminin temeli de İngiliz yönetimi sırasında atılmıştır. Parasız olan ilköğretim zorunlu değildir. İlköğretim çağındaki çocukların yarısından azı okumaktadır. Ökuryazarlık oranı erkekler arasında yüzde 43, kadınlar arasında yüzde 22’dir. Dakka, Racşahi ve Çittagong üniversitelerine bağlı 600 kadar yüksekokul vardır. Ayrıca Dakka yakınlarında Cihangirnagar Üniversitesi, Mimensingh’de Bangladeş Tarım Üniversitesi ve Dakka’da Bangladeş Mühendislik ve Teknoloji Üniversitesi vardır. Ülkede basın 1971’de sıkı bir denetim altına alınmıştır. Sendikalar 1976’da kapatılmıştır. Kuveyt, Umman ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde çalışan çok sayıda Bangladeşli vardır.

Bangladeş’te halk sağlığını ve beslenme düzeyini geliştirmeye yönelik çalışmalar yürütülmektedir. Kentlerdeki büyük devlet hastanelerinin dışında kırsal bölgelerde de sağlık merkezleri vardır. Halk sağlığını tehdit eden başlıca hastalıklar sıtma, kolera ve tüberkülozdur.

KÜLTÜREL YAŞAM


Bangladeş’in zengin bir müzik geleneği vardır. İran, Arap ve Hint etkisi taşıyan klasik ve dinsel müzik türlerinin dışında, daha özgün bir nitelik taşıyan Bangladeş halk müziği de yaygındır. Yalın halk şarkıları büyük bir coşku ve canlılık taşır. Son yıllarda klasik müzik ve halk müziğini bağdaştırmaya yönelik denemeler yapılmıştır. Kır yaşamının belirli yönlerini yansıtan halk dansları son derece özgündür.

Bangladeş’te resim sanatı oldukça yakın bir geçmişe dayanır. Bu alanda en tanınmış kişi, Bengal’deki 1943 kıtlığıyla ilgili resimleriyle adını duyuran Zeynel Abidin’dir. Onun çabalarıyla 1947’den sonra bir ressamlar okulu doğmuştur.

Bangladeş edebiyatı kültürel mirası günümüze taşıyan bir araç görevi yapmıştır. Kırsal kesimi anlatan şiir ve öyküleriyle tanınan Rabindranath Tagore, 1913 Nobel Edebiyat Ödülü’nü almıştır. Tagore’un “Altın Bengalimiz” şarkısı ulusal marş olmuştur. Toplumsal sorunları ve Bengal milliyetçiliğini işleyen şair Kazi Nazrul İslam da ünlü bir çağdaş edebiyatçıdır. Bangladeşli oyun yazarları önemli yapıtlar vermiştir.

TARİH


Bağımsızlık öncesi


İÖ 1000’lerde Sanskrit diliyle yazılmış yapıtlarda, bugünkü Bangladeş topraklarında var olan Vanga ya da Banga adlı çok eski bir delta krallığından söz edilmektedir. (Bengal adının buradan geldiği sanılmaktadır.) Sonraki yıllarda sürekli büyük devletlerin egemenliği altında kalan Bengal, İÖ 4. yüzyılda Maurya İmparatorluğuma bağlandı ve Budacılığın etkisi altına girdi. Magadha Devleti’ni yöneten Gupta hanedanının İS 4. yüzyılda ele geçirdiği yörede, 750-1200 arasında yerel Palas hanedanları hüküm sürdü. Bu arada 10. yüzyıla doğru Hinduluk egemen hale geldi.

Hindistan’ın kuzeyine yönelik Müslüman akınlan da 10. yüzyıl sonunda başladı. Bir Memlûk hanedanının 1206’da kurduğu Delhi Sultanlığı’na bağlanan Bengal, 1338’de bu devletten ayrıldı ve 1576’da Babürlülerin egemenliğine girinceye değin bağımsız yaşadı. Bu sırada Avrupalı tüccarlar da yöreye girmeye başladı. 1651’de Bengal’de bir ticaret merkezi kuran İngiliz Doğu Hindistan Kumpanyası, Hint-Türk İmparatorluğu’nun zayıflamasından yararlanarak bölgedeki askeri harekâtlarını genişletti. Kumpanyanın bölgeye atadığı Ingiliz komutan Robert Clive, Plassey Çarpışmasında (1757) Bengal neyab’mı (mülki amir) yenilgiye uğratarak, İngiliz çıkarlarını gözeten bir kişiyi başa geçirdi. Kumpanya 1765’te de Bengal’de vergi toplama yetkisini aldı. Böylece İngiliz egemenliği dönemi başladı. İngilizlerin izlediği sömürgeci politikalar, halkı büyük bir yoksulluğa düşürdü. Yerel el sanatları, muslin ve makine sanayisi İngiliz mallarının ülkeye girmesiyle yıkılırken, doğal kaynaklar da büyük ölçüde kurutuldu.

İngilizlerin Müslümanlar ile Hindular arasında körüklediği düşmanlıklar sonucu, Müslümanların ayrılma yönündeki baskıları yoğunlaştı. İngilizler 1905’te bölgeyi ikiye ayırarak Müslümanların çoğunlukta olduğu Doğu Bengal yönetim birimini oluşturdular. Ertesi yıl Dakka’da Müslüman haklarını savunmayı amaçlayan Müslüman Birliği örgütü kuruldu. Hindulann gösterdiği aşın tepki üzerine, İngilizler 1912’de bölgeyi yeniden birleştirdiler. Ama düşmanlıklar kesilmedi.

1947’de İngilizlerin yarımadadan çekilmesiyle bağımsız Hindistan ve Pakistan devletleri kuruldu. Farklı bir dil ve kültürü olan Doğu Bengal, Doğu Pakistan eyaleti olarak binlerce kilometre uzaktaki Pakistan’a bağlandı. Jüt ve çay ihracatıyla ekonomiye önemli katkıda bulunan Doğu Pakistan, yönetimin izlediği ayrımcı politika nedeniyle ekonomik bakımdan Batı Pakistan’ın çok gerisinde kaldı. 1960’larda Avami Birliği başkam Şeyh Mucibü’r-Rahman’ın önderük ettiği özerklik hareketi giderek yükselmeye başladı.

1970’te artan gerginlikler General Yahya Han’ın sıkıyönetim ilan ederek devlet başkanlığını üstlenmesine yol açtı. Aralıkta yapılan genel seçimlerde Avami Birliği mecliste çoğunluğu sağladı. Batı Pakistan’a ayrılan sandalyelerin büyük bölümünü de Zülfikâr Ah Bhutto’nun başkanlık ettiği Halk Partisi kazandı. Mucibü’r-Rahman’ın Doğu Pakistan’a dış poütika dışında tam bağımsızlık verilmesi yönündeki ısrarlı tutumu karşısında Bhutto meclisin toplanması yoluna gitti. Bunun üzerine anayasamn hazırlanması için 100 günlük süre vermiş olan Yahya Han, 1 Mart 1971’de mecüsi süresiz olarak kapattı. Mucibü’r-Rahman, bu geüşmeye Doğu Pakistan’da genel boykot ve grevle karşılık verdi. Eylem halkın tam desteğini kazandı. Mart ortalarındaki uzlaşma çabalan sonuçsuz kalan Yahya Han, Batı Pakistan askerleriyle Doğu Pakistan’ı işgale girişti. Mucibü’r-Rahman ve pek çok arkadaşı tutuklandı. Hindistan’a sığman bazı Avami Birliği önderleri orada Bangladeş adı altında bağımsız bir devlet kurduklanm açıkladılar. Doğu Pakistan’da iç savaş sürerken milyonlarca insan Hindistan’a sığındı. Sonunda Hindistan birlikleri Doğu Pakistan’a girerek Batı Pakistan ordusunu çekilmeye zorladı ve yeni Bangladeş devleti 16 Aralık 1971’de (Zafer günü) Mucibü’r-Rahman’ın başkanlığında resmen kuruldu.

Bağımsızlık sonrası


İç savaş Bangladeş’te olağanüstü bir yıkıma neden olduğu gibi, siyasal istikran da büyük ölçüde bozdu. Yeni yönetim ekonomik kalkınma için Birleşmiş Milletler’den, SSCB’den ve başka bazı ülkelerden ekonomik yardım alma yoluna gitti. Ama devlet yönetimindeki deneyimsizlikler nedeniyle sorunların üstesinden gelemedi. 1974’te pek çok yetkiyi kendisinde toplayan Mucibü’r-Rahman, giderek baskıcı bir tutuma yöneldi. Ülkede huzursuzluk artarken, Mucibü’r-Rahman ve ailesiyle ilgili yolsuzluk iddialan da yaygınlaştı. 15 Ağustos 1975’te hükümetteki bakanlardan Kondakar Müştak Ahmed’in önderlik ettiği bir darbe sonunda Mucibü’r- Rahman ailesiyle birlikte öldürüldü. Bunu subaylar arasında süren bir iktidar mücadelesi izledi.
Ad:  Bangladeş3.jpg
Gösterim: 765
Boyut:  83.7 KB
Kasım 1975’te ikinci bir darbe gerçekleştiren General Ziyaü’r-Rahman Bangladeş’in “güçlü adamı” haline geldi. Mucibü’r-Rahman’ın birçok politikasını değiştiren Ziya, Hindistan’dan uzaklaşarak bağımsızlık öncesindeki görevlileri yeniden yönetime getirdi. Mayıs 1977’de yapılan göstermelik bir referandumda halkın yüzde 99’unun oyunu aldı. Ordu içindeki radikal subayların 2 Ekim 1977’de giriştiği darbeyi kısa sürede bastırdı.

Ziya, 3 Haziran 1978’de cumhurbaşkanlığına seçildikten sonra, eski Müslüman Birliği üyesi sağcıları da içine alan geniş tabanlı Bangladeş Milliyetçi Partisi’ni (BJD) kurdurdu. Bu parti 18 Şubat 1979’daki seçimlerde Birleşik Cephe (GOJ) karşısında ezici bir çoğunluk elde etti. Ziya, 1975’ten beri süren sıkıyönetimi kaldırdı ve dış yardıma dayanan bir tarımsal kalkınma programı başlattı. Çin, ABD ve Müslüman ülkelerle ilişkilerini geliştirmeye özen gösterdi.

30 Mayıs 1981’de Çittagong’da General Manzur Ahmed’in başında bulunduğu bir grup subay tarafından öldürülen Ziya’nm yerine yardımcısı Abdüssettar geçti. 15 Kasım’da cumhurbaşkanlığına seçilen Abdüssettar, ülkede denetimini sağlamlaştırmak amacıyla bir Ulusal Güvenlik Konseyi oluşturdu ve başına General Hüseyin Muhammed Erşad’ı getirdi. General Erşad 24 Mart 1982’de Abdüssettar’ı devirerek sıkıyönetim ilan etti ve yasama, yürütme ve yargıçları atama yetkilerini elinde topladı. Bağımsızlıktan sonra devletleştirilmiş sanayileri özel sektöre devreden Erşad, yabancı yatırımları özendirerek ithalatı denetim altına aldı. SSCB’ye karşı sert bir tutum takındı; buna karşılık Çin’le ticari ilişkileri geliştirdi. İzlediği baskıcı politikalar ve ekonomik bunalım ülkede genel bir hoşnutsuzluk yarattı. Muhalefetin baskısı üzerine parlamenter sisteme geçiş sözü verdiyse de, bunu sürekli erteleme yoluna gitti. 21 Mart 1985’te yapılan referandumda cumhurbaşkanlığında kalması onaylandı.

Erşad, yönetimini meşrulaştırmak için, parlamento seçimlerini Mayıs 1986’da yaptı. Kurduğu Ulusal Parti seçimlerde 330 sandalyenin 210’unu kazandı. Ekimde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini muhalefet partileri boykot etti. Erşad oyların yüzde 84’ünü alarak görevde kaldı. Ülkenin karşı karşıya olduğu ekonomik güçlüklere muhalefet partilerinin düzenlediği gösteriler ve grevler de eklenince, Erşad Aralık 1990’da istifa etmek zorunda kaldı, ardından da tutuklandı. Yargılanarak 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Şubat 1991’de yapılan seçimleri Ziyaü’r-Rahman’m kansı Halide Ziya’nın önderliğindeki Bangladeş Milliyetçi Partisi kazandı. Halide Ziya eylülde başbakan olarak göreve başladı. 15 Eylül’ de yapılan referandumda ise cumhurbaşkanının yetkilerinin kısıtlanması Bangladeşlilerin büyük çoğunluğu tarafından kabul edildi. Böylece ülke uzunca bir aradan sonra yeniden parlamenter sisteme geri döndü.
kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Safi; 25 Mart 2017 04:22
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
16 Eylül 2008       Mesaj #2
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Bangladeş2.jpg
Gösterim: 785
Boyut:  63.6 KB
Bangladeş

Asya'nın güneyinde bir kıyı ülkesidir. Güneyde Bengal Körfezi'ne bakan Bangladeş batı, kuzey ve kuzeydoğuda Hin­distan, güneydoğuda Birmanya ile çevrilidir. Daha önce Pakistan'ın bir parçası olan ve Doğu Pakistan olarak bilinen Bangladeş, 1971'de bağımsızlığına kavuştu. Görünüşte bir cumhuriyet olmakla birlikte, 1982'den beri askeri yönetim altındadır. Başkenti Dak­ka (bak. Dakka), en önemli limanı da Çitta-gong'dur.
Sponsorlu Bağlantılar

Bangladeş çok sayıda akarsuyu bulunan düzlük bir ülkedir. Bengal Körfezi'ne dökü­len Büyük Ganj, Brahmaputra ve Meghna ırmakları dünyanın en büyük deltasını oluş­turur. Kıyılarda mangrov bataklıkları, doğu­daki Çittagong çevresinde ise ormanlarla ör­tülü tepeler vardır (bak. Mangrov). Bangla­deş'te nemli ve tropikal bir iklim görülür.

Bol yağış getiren muson rüzgârları, sık sık su baskınlarına yol açarak, insanlara ve ekinlere zarar verir. Yaz başlarında görülen şiddetli fırtınalar kuzeye yöneldiğinde, tüm köyleri sular altında bırakarak büyük zarara neden olur. Bangladeş'in güney kıyısındaki Sundarbans denilen büyük bataklık ormanı, soyu tükenmekte olan Bengal kaplanının son sığı­nağıdır. Bu kaplanın boyu 3 metreye ulaşır. Ayrıca bölgede birçok timsah ve sürüngen hayvan türüne rastlanır.

Bangladeş halkının büyük çoğunluğunu Bengalliler oluşturur. Resmi dili Bengali olan halkın çoğunluğu Müslüman'dır. Ayrıca ülke­de çok sayıda Hindu ve daha az sayıda Budacı yaşamaktadır. Bangladeş'te zengin bir müzik, dans ve edebiyat geleneği vardır. Bangladeş dünyanın en kalabalık ve en yoksul ülkeleri arasında yer almaktadır.

Halkın büyük çoğunluğu çiftçilikle geçinir. Su baskınlarının erişemeyeceği yüksek ırmak kıyıları ve tepeciklerde kurulan tarım alanla­rında pirinç, şekerkamışı, tütün ve sebze yetiştirilir. Ülkede en çok yetişen ve dışarıya satılan jüt işlenerek, çuval ve kaba dokuma­larda kullanılır (bak. jüt). Bangladeş dünya jüt üretiminin beşte dördünü karşılamaktadır. Geliştirilen sulama sistemlerinin tarımsal üretime önemli katkısı olmaktadır.

Nüfusunun çoğu kırsal kesimde yaşayan Bangladeş'te, kentleşme ve sanayileşme ye­tersiz düzeydedir. Köylerde pamuklu doku­ma ve tütün sarma işlemlerinin yapıldığı küçük ev işletmeleri yaygındır. Ormancılık gelişmiştir; Kulna ve Çittagong'da kâğıt üre­tilmektedir. Ülke doğal gaz dışında, maden bakımından yoksuldur. Kara ve demiryolları­nın yanı sıra gelişkin suyolları ülkenin ulaşım sistemini oluşturur. Dünyanın en uzun kum­salının (120 km) yer aldığı Bangladeş, çok sayıda turist çeker.

MsXLabs.org & Temel Britannica

Son düzenleyen Safi; 25 Mart 2017 04:23
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
17 Haziran 2011       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Asya'nın güneyinde devlet.
Bangladeş topraklarının büyük bir bölümü Ganj ve Brahmaputra ırmaklarının orta deltası üzerindedir. 1971'de bağımsızlık kazanan ülke, kuzey ve doğuda Hindistan, güneydoğuda Birmanya ve güneyde Bengal sınırıyla çevrilidir. Ülkenin yüzölçümü 143.998 km2dir. Bu engin alçak ova, hemen her yıl, yazları, yağış mevsiminde seller altında kalır. Muson yağışlarının normalin üstünde olduğu dönemlerde ırmakların oluşturduğu taşkınlar ve tropikal alanların yol açtığı deniz kabarmalarıyla zaman zaman büyük su baskınlarına uğrar. Ganj ve Brahmaputra ırmakları dünyanın en çok yağmur alan muson bölgelerinin sularını denize boşaltırlar. Ülkenin hemen her yerinde yıllık yağış ortalaması 2.000 mm.yi geçer. Doğal koşulların zorluğuna karşın ülke çok kalabalıktır (1987 yılında 305.307.000). Nüfus yoğunluğu kilometrekarede 700 kişiyi aşar. Bu sayı yalnız tarımla geçinen bir ülke için yüksek bir yoğunluktur.

Ayrıca nüfus artışı da çok hızlıdır. Ekonomi tarıma dayalıdır. Bangladeş, dünya hintkeneviri üretiminin %80'ini karşılar. Bengal Körfezi'nden çıkarılan petrol ve doğal gaz, bir boru hattıyla Dakka'ya getirilir. Ülkenin başlıca ürünleri pirinç, şekerkamışı ve hintkeneviridir. Şeker, kâğıt, çimento ve gübre sanayileri de gelişmiştir. Halkın Bengalce konuştuğu ülkede, resmî dil olarak yaygın biçimde İngilizce kullanılır.

Bangladeş, 1971 yılına dek, Pakistan'ın doğu kesimini oluşturuyordu. Aralık 1970-1971 seçimlerinden zaferle çıkan, Şeyh Mucibürrahman önderliğindeki özerklik yanlısı Avami Birliği Partisi, merkezî hükümetle çelişkiye düştü. Bunun üzerine 1971 Martı'nda iç savaş patlak verdi. Mucibürrahman tutuklandı ve ayaklanma, Batı Pakistan güçleri tarafından şiddetli bir biçimde bastırıldı. Özerklik yanlısı gerillalar, mücadelelerini sürdürdüler ve 15 Nisan 1971'de, sürgünde (Hindistan'da) Bangladeş hükümeti ilân edildi. Bu tarihe dek, 250.000'in üstünde mülteci, Hindistan'a sığınmıştı. Bu sayı, sonradan milyonu aştı. Hindistan'ın Bangladeş güçlerini desteklemesi, Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimi artırdı.
Ad:  Bangladeş6.jpg
Gösterim: 744
Boyut:  52.9 KB
Hint ordusu 1971 Aralık ayında Doğu Pakistan'a girerek oradaki Batı Pakistan kuvvetlerini püskürttü. Sürgünde kurulmuş olan Bangladeş hükümeti de Dakka'yı başkent ilân ederek bu kez Doğu Pakistan topraklarında yerleşti (1971). Pakistan devlet başkanı Zülfikâr Ali Butto tarafından 8 Ocak 1972'de serbest bırakılan Şeyh Mucibürrahman Bangladeş başbakanı, Abu Seyit Çavduri de cumhurbaşkanı oldu. 1975'e dek iktidarda kalan Mucibürrahman, bu tarihte gerçekleştirilen bir hükümet darbesi sonucu öldürüldü. Ondan sonra iki hükümet darbesi girişimi daha oldu. 1978'de devlet başkanı olan Ziya Ür Rahman'ın, 1981 yılında bir suikast sonucu öldürülmesi üzerine, ülkede sıkıyönetim ilân edildi, suikaste adı karışan 12 subay ölümle cezalandırıldı.

1981 Kasım ayındaki tartışmalı devlet başkanlığı seçimlerinde Abdus Sattar oyların %65'ini alarak devlet başkanı seçildi. Sattar, silâhlı kuvvetlerin üç komutanının ve birçok bakanın yer aldığı bir millî güvenlik konseyi oluşturdu. 24 Mart 1982'de, Hüseyin Muhammet İrşat'ın komutanlığındaki silâhlı kuvvetler, "kansız" bir darbeyle iktidarı ele geçirdiler. Yeniden sıkıyönetim ilân edildi. Muhammet İrşat ise kendini tek yetkili yönetici ilân etti. Abdül Muhammet Çavduri, hükümeti destekleyen Halk Partisi'ni kurdu. General İrşat devlet başkanı oldu (11 Aralık 1983).

21 Mart 1985'te yapılan referandumla İrşat'ın devlet başkanlığı görevinde kalması %95 çoğunlukla onaylandı. Meclis seçimleri, sürekli ertelenmekle birlikte muhalefetin baskıları sonucu gerçekleştirildi ve seçimi hükümet yanlısı Catiya Partisi kazandı (7 Mayıs 1986). 15 Ekim 1986'da General Hüseyin Muhammet İrşat beş yıl için cumhurbaşkanı seçildi. 1986 seçimlerinden sonra 15 siyasal partiye bölünmüş olan muhalefet, İrşat'ı istifa etmeye ve yeni seçimlere gitmeye zorladıysa da, İrşat parlamentodaki çoğunluğuna dayanarak muhalefetin tüm taleplerini geri çevirdi.

Ayrıca cumhurbaşkanlığını 5 değil, 10 yılla sınırlayan anayasa değişikliğini parlementodan geçirdi. Ama ülkenin ekonomik durumu geriledikçe artan muhalefet ve grevler nedeniyle 1990'da istifa etmek zorunda kaldı, ardından da tutuklandı. Yargılanarak 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Şubat 1991'de yapılan seçimleri Begüm Halide Ziya kazandı ve başbakan oldu. Ancak çatışmalar devam etti ve 1996'daki seçimler birçok parti tarafından boykot edildi. Yapılan yeni seçimde Şeyh Hasina Vecid başbakan seçildi.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 25 Mart 2017 04:24
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Mart 2017       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  Bangladeş5.jpg
Gösterim: 745
Boyut:  85.4 KB
Ad:  Bangladeş7.jpg
Gösterim: 702
Boyut:  89.9 KB
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

29 Eylül 2014 / Misafir Soru-Cevap
10 Eylül 2008 / Bia Türk ve İslam Dünyası
6 Ekim 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
10 Ağustos 2017 / ThinkerBeLL Ekonomi
7 Mayıs 2014 / _EKSELANS_ Mimarlık