VIP Pragmatist Çılgın Zat...
FİLİPİNLER
Güneydoğu Asya' da adalar üstünde bulunan devlet;
300.000 km kare; 62.354.000 nüfuslu (1991)
Başkent: Manila
Resmi Dil: Tagalogca (filipino)
Para Birimi: Filipin Pesosu
COĞRAFYA
Çinhindi Yarımadası' nın doğusunda yer alan takımada, toplam yüzölçümünün 2/3 ünü kaplayan en büyük iki adası Luzon ve Mindano' nun yanı sıra 7.000' i aşkın adadan oluşur. Çok derin deniz gibi çukurlarıyla çevrili olan adalar, günümüzde de süren tektonik hareketler (bu özellik, yörede sık sık yanardağ püskürmeleri ve depremler olmasını açıklar.) sonucu oluşmuş dağlarla kaplıdır; dar ve kesintili ovalar çok az bir alan kaplar. Takımadanın her yanında kışları kurak geçen yağışlı tropikal bir iklim egemendir. (Manila' da ortalama sıcaklık ocak ayında 27 derece, temmuzda 28 derece, yıllık ortalama yağış 2.167 mm); ama, yüzey şekillerinin konumu, iklimde yer yer değişikliklere yol açar. Nüfusu oluşturan çeşitli etnik gruplar içinde Deutero - Malezyalılar çoğunluktadır. Avrupalı sayısı çok az olmakla birlikte, uzun süreli İspanyol işgalinin sonucu, Katolik mezhebi yaygındır. Oldukça yüksek nüfus yoğunluğu (km kareye 140 kişi), yer yer aşırı nüfus eşiğine ulaşır. Özellikle Mindanao Adası' na doğru gerçekleştirilmiş iç göçler, bu durumu biraz düzeltmişse de, doğal nüfus artışının yüksekliği önemli bir sorundur. Nüfusun büyük bi bölümünün kırsal kesimde yaşamasına karşılık, 20ye yakın kentin (başlıcaları Cebu, Davao, Quezon City ve ülkenin iktisat merkezi Manila) nüfusları 100.000' in üstündedir. Etkin nüfusun 2/3 ü tarım kesiminde çalışır. Başlıca tarım ürünü pirinç, mısırın yanı sıra beslenmenin temelini oluşturur. Şeker kamışı, tütün, abaka (Manila keneviri bu bitkiden elde edilir.) ve hindistancevizi içi üretimi ise dışsatıma yöneliktir. Yeraltı gelir kaynaklarının (altın, gümüş, manganez, bakır, demir, krom vb...) bolluğuna karşın sanayi gelişmemiş olduğundan (Manila' da birkaç hafif sanayi, özellikle de dokuma kuruluşu yer alır.), üretim işlenmeden yurt dışına satılır. Özellikle ABD ve Japonya' yla yapılan dış ticaretin büyük bölümü Manila Limanı' ndan gerçekleştirilir.
TARİH
Çin' i Hint Okyanusu' na bağlayan büyük denizyolunun yakınında bulunan Filipin Adaları, çok eski dönemlerden başlayarak önemli bir geçit ve çeşitli etkilerin (Çin, Hindistan) karşılaştığı bir kavşak noktası oldu. Özellikle, XV. yüzyılda, Sumatra ve Malezya üzerinde güneydeki adalara yayılan İslam dininin etkisinde kaldı: Magellan, adaları bulduğunda (1521) birçok İslam sultanlığı kurulmuştu. XVI. yüzyılda birçok sefer düzenlenen Manila, İspanyol egemenliğinin Filipinler' deki merkezi oldu (1571). Ne var ki, Luzon Adası' nın çok çbuk ele geçirilmesine karşılık, güney adalarındaki direnme XIX. yüzyıla kadar sürdü. XVI. yüzyılın sonundan başlayarak Meksika' yla düzenli bir bağlantı kuran İspanyollar, Filipinler' e Amerika' dan insan gücü ve gümüş getirip, Uzakdoğu ürünleri (ipekli kumaş) satın almaya başladı. Bu ticaret etkinliğine paralel olarak, İspanyol misyonerler de takımadada Katolikliği yaydı. Ama İspanyol egemenliğinin yanı sıra, Çinliler adalarda birçok ticaret acentası kurdu; Japonlar 1605' e kadar Luzon Adası' nın bir bölümünü ellerinde tuttu; Hollandalılar da XVII. yüzyılda birkaç kez Manila' yı ele geçirmeyi denediyse de, başarısızlığa uğradı. Öte yandan, Filipinliler, İspanyol egemenliğine sık sık ayaklandı; hatta çok sayıda küçük İslam sultanlığı, bağımsızlığını korumayı başardı. 1819' da Singapur' un kurulması, sonra Çin' in ve Japonya' nın dışarı açılmaları üzerine, İspanyollar, adalarda tropikal ürünler (şeker, tütün) yetiştirmeye yönelik büyük tarım işletmeleri kurmaya girişti. Bunun sonucunda, Avrupa' dan gelen liberal fikirlere açık bir orta sınıf (ilustrados) oluştu ve 1871' de Filipinli askerlerin başlattıkları ayaklanma kanlı biçimde bastırıldıysa da, bu baskı, bağımsızlık hareketinin gelişmesini engelleyemedi. Hareket, özellikle ünlü romancı Jose Rizal (1891' de Singapur' da Liga Filipina' yı [Filipin Birliği] kurdu; 1896' da kurşuna dizildi) ve 1892' de Andres Bonifacio' nun kurduğu gizli Katipunan Derneği' nin etkinlikleriyle gelişti. Bonifacio cumhuriyet ilan ederek dağa çıkıp, direnme hareketine katıldıysa da, milliyetçiler aralarında anlaşamadı: Emilio Aguinaldo, Bonifacio' yu idam ettirerek hareketin başına geçti ve 1898 haziranında ülkenin bağımsızlığını ilan ederek geçici cumhurbaşkanlığına seçildi. 1898' de İspanyolları yenilgiye uğrattıktan sonra (Paris Antlaşması, 1898 Aralık) takımadayı satın almış olan ABD, cumhuriyetçi rejimi silahlı çatışmayla ezerek (1901), askeri bir rejim (1904' te sivil rejime dönüştü.) kurduysa da, Manuel Quezon çevresinde toplanan milliyetçiler bağımsızlıktan yana çabalarını sürdürdü ve 1929' daki büyük iktisadi bunalım, ABD' yi Filipinler Ulusal Topluluğu' nu (1935) kurmak zorunda bıraktı; Manuel Quezon, devlet başkanlığına seçildi. 1942 ocağında takımadayı bütünüyle ele geçiren Japonya, 1943' te Filipinler' in bağımsızlığını ilan ettiyse de, direnmecilerin büyük çoğunluğu Japonya' nın karşısında yer aldı; Qezon, Washington' da bir sürgün hükümeti kurdu. 1945 şubatında Mac Arthur' un birliklerinin Manila' ya girmesinden sonra, ABD' yle ilişkiler hızla yeniden kuruldu. 1946' da ABD, ülke iktisadına müdahele hakkı ve askeri üsler (20yi aşkın deniz, havva üssü) karşılığında, Filipinler' in bağımsızlığını tanıdı. 1945' te SEATO (Güneydoğu Asya Antlaşması Örgütü) kuruluş antlaşmasının Manila' da imzalanmasıyla ABD etkisi daha da belirginleşti. 1946 - 1961 yılları arasında, Filipinler' de,işsizliğin artması ve Çin yanlısı komünistlerin etkinlikleri sonucunda, ABD karşıtı bir akım gelişti. 1961' de cumhurbaşkanlığına seçilen Liberal Parti başkanı Macapagal, Kuzey Borneo üstünde hak iddalarıyla beslenen ABD karşıtı yeni milliyetçiliğin önüne geçemedi ve 1965' te yerini, Milliyetçi Parti başkanı Ferdinand Marcos' a bırakmak zorunda kaldı. ABD' nin para yardımlarından vazgeçemeyen Marcos, iktisadi yardımın artırılması(1966) karşılığında Vietnam Savaşı' nda ABD' ye yardım kararı aldı. Bu yönelime, özellikle Çin yanlılarının kalabalık olduğu Luzon Adası' nda, solcu örgütler şiddetle karşı çıktı. Marcos, 1972 eylülünde, uzun yıllar sürecek bir sıkıyönetim ilan etti. 1972 ocağında devlet başkanlığı ve hükümet başkanlığı görevlerini elinde topladı, yasama organının çalışmasını engelledi. O tarihten sonra, takımadanın güneyinde gelişen özerklik yanlısı Müslüman ayaklanmalarına karşı koyabilmek için sürekli olarak orduya başvuruldu. 1976' da Müslümanlara genel bağımsızlık verilmesi amacıyla bir halk oylaması hazırlamak için düzenlenen konferansta görüşmelerin kesilmesi, çarpışmaları yeniden başlattı. Belirli ve biçimsel bir ' yumuşama' amacıyla, 1980 mayısında, Liberal Parti' den muhalefet önderi senatör Benigno Aquino serbest bırakıldı ve ertesi yıl sıkıyönetim kaldırıldı. Ama, 1982 martında başlayarak, komünistlerin denetimindeki Ulusal Halk Ordusu Filipinler' de etkinliğini yeniden duyurmaya başladı; ABD' nin Manila konsolosu, hazırladığı resmi raporda, 'ülke geleceğinin ağır tehditlerle dolu' olduğunu belirtiyordu (nisan 1982 ). 1983 ağustosunda Benigno Aquino' nun orduya bağlı güçler tarafından öldürülmesi, halk kitlelerinde Marcos' un baskıcı yönetimine karşı, özellikle son on yıldır birikmiş olan öfkeyi patlama noktasına getirdi.1984 mayısında yapılan seçimlerde muhalefet koalisyonunun 62, bağımsızların 11 milletvekiline karşılık, Marcos ve yandaşları 110 milletvekili çıkarmayı başardıysa da, 1986 ocağında yapılan başkanlık seçimlerinde, muhalefetin Benigno Aquino' nun eşi Corazon Aquino' yu ortak aday ilan etmesini, seçimler sonunda muhalefetin hileye başvurulduğunu ileri sürerek yeniden oy sayımı istemesi ve önce direnen Marcos' un, genelkurmay başkanı ile savunma bakanının destekledikler Aquino' yu ABD' nin de başkan tanımsı üzerine eşi ve yakınlarıyla yurt dışına kaçması izledi. Aquino' nun hazırlattığı anayasa halk oylamasıyla (2 şubat 1987) kabul edildikten sonra, hükümetle komünist gerillalar arasında bir ateşkes imzalandıysa da, Mindanoa' daki ayrılıkçı Müslüman gerillalar savaşımlarını sürdürdü. Cumhurbaşkanı Corazon Aquino birkaç kez askeri darbeyle karşılaştı ve hepsinin üstesinden geldi. Eski başkan Marcus' un eşi yurda dönerek 1992 başkanlık seçimlerine aday olarak katıldı ancak seçilemedi. C. Aquino' jun katılmadığı seçimi yandaşlarından general Fidel Ramos kazanarak cumhurbaşkanı oldu.
Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...