Arama

Stalingrad Muharebesi

Güncelleme: 1 Şubat 2017 Gösterim: 5.296 Cevap: 2
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
6 Haziran 2013       Mesaj #1
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye

Stalingrad Çarpışması

Ad:  Stalingrad Muharebesi1.jpg
Gösterim: 1141
Boyut:  74.8 KB

(1942 yazı - 2 Şubat 1943)
Sponsorlu Bağlantılar
II. Dünya Savaşı’nda, Almanların doğu cephesinde, Rus SFSC toprakları içinde ulaştığı en uç nokta olan Stalingrad (bugün Volgograd) kentine yönelttiği başarısız saldırı.

Büyük bir sanayi merkezi olan Stalingrad’ın ele geçirilmesi başlı başına önem taşıyordu. Volga Irmağının denetiminin bu noktada Almanların eline geçmesi Sovyetleri Kafkasya’dan gelecek petrolden yoksun bırakacaktı. Almanlar yaz boyunca Stalingrad’ın kuzey ve güneyinde Volga Irmağını denetim altına aldılar. Ama Friedric Paulus komutasındaki 6. Ordu ile Ewald von Kleist komutasındaki 4. Panzer Ordusu’nun Stalingrad’a üst üste düzenlediği saldırılara karşın Kızıl Ordu’nun kararlı savunması yüzünden kenti ele geçirmeyi başaramadılar. Almanlar, eylülde ulaştıkları kent varoşlarında ve sanayi bölgelerinde savaş birimleri halinde seferber edilmiş işçilerin yoğun direnişiyle karşılaştılar. Ekim ortalarına değin direnişçiler neredeyse Volga kıyılarına kadar geriletildi. Ama bu arada Almanlar da malzeme ve yiyecek sıkıntısı çekmeye başlamıştı. Arahksız süren sokak çarpışmalannda Alman tanklan pek işe yaramadığı gibi kışın yaklaşması da güçlükleri çoğaltıyordu.

Sovyet kuvvetleri, 19 Kasım’da kuzey ve güneyden bir kıskaç harekâtıyla karşı saldırıya geçtiler. 23 Kasım’da Almanların 6. Ordusu ile 4. Panzer Ordusu’nun bir bölümünü kuşattılar. Paulus’un kuşatmayı yarma girişimi başarısızlığa uğradı. Hitler’in emriyle savaşı sürdüren Paulus, Kleist’m kaçmasını sağl adıysa da 31 Ocak 1943’te Hitler’in emrine uymayarak teslim oldu. 2 Şubat’ta da ordusundan artakalan 91 bin asker Sovyet kuvvetlerine teslim oldu. Almanların Stalingrad’da 200 bin dolayında kayıp verdiği tahmin edilmektedir.

Stalinizin, Sovyetler Birliği’nde, Stalin’in özellikle zorla kolektifleştirme ve hızlandırılmış sanayileşme programlanndan başlayarak yaşamı boyunca izlediği politikalar ve oluşturduğu yönetim sistemi. Stalin’in ölümünden (1953) sonra Kruşçev’in düzeltme çabalarına karşın Brejnev-Andropov-Çernenko dönemlerinde de sürdürülmüş, 1980’lerin ortalanna değin SSCB’nin dış politikası aracılığıyla başta Doğu Avrupa’ Sakiler olmak üzere öbür sosyalist rejimleri derinden etkilemiş, “Sovyet modeli” ya da “reel sosyalizm” (gerçekte var olan sosyalizm) deyimleriyle özdeşleşerek sonraki bütün sosyalizm denemelerine yansıyan evrensel bir anlam kazanmıştır. Bürokratizm, yukarıdan aşağı zorlama, tek particilik, kişiye tapma, polis devleti vb öğeleri içerir.

Stalinizm son çözümlemede sosyoekonomik, siyasal ve kültürel gerilik temelinde oluştu. İnsan ilişkilerini şiddet ve tahakkümün belirlediği Rus Çarlığı’nda, maceracılığı ve bireysel terörizmi reddeden Marksist devrimciler bile örgütlenme biçimlerinde sıkı bir disipline ve emir-kumanda anlayışına yer vermek zorunda kaldı. Stalin’in kişiliği ve mücadele koşullan da Stalinizmin biçimlenmesinde rol oynadı. Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Bolşevikler kanadının önderliği, daha çok yayın organ- lannm yazı kurullannda toplanan aydınlar ile ülkede yeraltı mücadelesini sürdüren örgüt adamlanndan oluşuyordu. Bir görüşe göre bu iki insan tipinin güçlü yanlannı birleştiren Lenin’in ölmesiyle denge bozuldu ve dünya devrimi umudu yok olup Rusya içine kapanırken örgüt yöneticilerinin öne çıkması kaçınılmaz hale geldi.

Stalin, Lenin’in önderlik döneminden hem despotizme açık kuramsal öğeler, hem de gelişmeleri bu yöne zorlayan bir maddi temel devraldı. Marx’m kapitalizmden komünizme (sınıfsız topluma) oldukça hızlı ve kısa bir geçiş dönemi olarak gördüğü proletarya diktatörlüğü artık çok uzun bir tarihsel dönem olarak sosyalizmin tamamı için geçerli kabul edildi. îç savaş koşullarında başka siyasal partilerin ve parti içi hiziplerin yasaklanması önlemi zamanla kabalaştırıldı. Tek parti rejimi “proletarya diktatörlüğü devleti”nin doğal biçimi sayılırken ancak siyasal çoğulculuk durumunda gerçek iktidar ve kitlesel demokrasi organları olabilecek sovyetler işlevsizliğe itildi. Sovyetler Birliği Komünist Partisi (KPSS) ve komutasındaki yaptınm güçleri (ordu, gizli polis) yasaların üzerine çıkarılarak karşıdevrim olarak gördüğü her şeyi dilediği gibi ezmekte serbest bırakıldı. Sovyet Devrimi’nin izlediği özgün çizginin sosyalizme giden tek yol sayılması ve bütün komünist partilerine dayatılması, böylece KPSS’nin III. Enternasyonal (Komintern) içinde egemenlik sağlaması da daha 1920’lerin başlarında görülebilen olumsuz gelişmelerdi. Öte yandan Leninizmle Stalinizm arasında mutlak bir devamlılık olmadığını düşündüren olgular da vardı.

Lenin’in ölümünden sonra çeşitli manevralarla iktidarda kalmayı başaran Stalin daha sonra bütün rakiplerini birer birer yok etti. Bunda dönemin koşullarına uygun, görece gerçekçi bir plan izlemesi de rol oynadı. Örneğin Troçki “dünya devrimi”nde ısrar ederken Stalin daha pragmatik bir tutumla “tek ülkede sosyalizm”i benimsedi. İlkel teknolojiye dayalı bir ülkede bütün yetenekleri merkezde toplayıp katı disiplinli bir devlet-parti aygıtı aracılığıyla büyük zor ve şiddet uygulayarak, ülkeyi hızla kalkındırmaya girişti. Programını birbirini tamamlayan zorla kolektifleştirme ve hızlandırılmış sanayileşme politikalarına dayandırdı. Yaklaşık 25 milyon kırsal hanehalkı birkaç yıl içinde kolhoz ve sov/ıoz’larda birleştirilerek köylünün ürünü devletin saptadığı düşük fiyatlarla alındı. Tarım ürünlerinin önemli bölümü dünya piyasalarına ihraç edilerek döviz karşılığı makine alımına yatırıldı. Sanayide ise işçi sınıfı Stahanovculuk denen “emek rekabeti” aracılığıyla, görece düşük ücretlerle büyük verimlilik artışlarına zorlandı. “Kulaklara karşı sınıf savaşı” adına köylünün tohumluk rezervlerine el konması, 1930’lann başlarında Ukrayna’da 4-10 milyon arasında kişinin ölümüne yol açtığı tahmin edilen (ama o zaman dünya kamuoyundan büyük bir titizlikle gizlenen) bir kıtlığa yol açtı. Bu tür olayların doğurduğu hoşnutsuzluğun yanı sıra sanayide köy kökenli işçilerin vasıfsızlığmdan, teknik bilgi eksikliğinden, aşın çalışmadan vb kaynaklanan her türlü aksama, “sabotaj” sayıldı ve şiddetle cezalandmldı. Sovyet sanayileşmesi birinci olarak köylülerin, ikinci olarak işçilerin sırtından gerçekleştirilen bir sermaye birikimine dayandırıldı.
Ad:  Stalingrad Muharebesi2.jpg
Gösterim: 569
Boyut:  80.5 KB

Normal koşullarda toplumun kabul edemeyeceği zorlamalar siyasete, ideolojiye, kültür ve sanata da yansıdı. Proletarya diktatörlüğünü temsil eden partinin üst yönetiminin saptadığı tek doğru çizgi dışındaki bütün düşünce ve öneriler karşı devrimci sayıldı ve bastırıldı. 1930’lar boyunca her türlü gerçek ya da hayali muhalif yasal temeli olmayan mahkemelerde yargılandı, idam edildi, sürgüne gönderildi ya da Troçki gibi yurtdışında öldürüldü. Bu arada büyük bir kişiye tapma kültü yaratıldı. Marksizm önce Marksizm-Leninizm, sonra Markşizm-Leninizm-Stalinizm diye adlandırıldı. İnsan yaratıcılığı “toplumcu gerçekçilik” dışına çıkamaz oldu. Parti komiserlerinin bilim ve sanat alanlarına müdahaleleri, zaman zaman şarlatanların yüceltilmesine, fizik ya da genetik gibi bilim dallarının, “diyalektiğe aykırı” kuramların yasaklanması sonucu dönemsel geriliklere mahkûm edilmesine yol açtı. Komintern, Sovyet dış politikasımn bir aracı durumuna düştü. “Dünya devriminin merkezi” Sovyetler Birliği’ni ne pahasına olursa olsun savunmak ilkesi, komünist partilerin Moskova’nın talimatlarına kayıtsız şartsız uyması geleneğini doğurdu.

Stalinist sistem Büyük Bunalım yıllarında Sovyetler Birliği’ni başlıca sanayi ülkeleri arasına sokmayı başardı ve özellikle savaş koşullarında bütün kaynaklan yönlendire-bildiği için, Alman faşizminin yenilgisine katkıda bulundu. Bu açıdan bakılırsa Stalinizm, 19-20. yüzyıllardaki otoriter modernleşme denemelerinin en bütüncülü ve en başanlısı oldu. Bununla birlikte, çoğulculuğu öldüren, yerel inisiyatifi ve emekçilerin çahşma coşkusunu yok eden, dolayısıyla yaygın birikimden yoğun birikime geçemeyen bu sistemin sosyoekonomik gelişmeyi engellediğinin ilk belirtileri daha 1950’lerin başlarında görüldü. Sovyetler Birliği Komünist Partisi XX. Kongresi’nde Kruşçev’in başlattığı Stalinizm eleştirisi, daha çok keyfi devlet terörünün kınanması ve bir sosyalist yasalhk sisteminin gereğine işaret edilmesiyle sınırlı kaldı. 1964’te Kruşçev’i düşüren Brejnev-Kosigin ekibinin 20 yıla yaklaşan yönetiminde, aşın ve sürekli devlet terörünün son bulması dışında, Stalinist sistemin bütün iç ve dış yapıları yerinde kaldı. Stalinizm ile sosyalizm arasında kurulan kuramsal özdeşliğin kırılması, ancak 1985’te Gorbaçov’un KPSS yönetimine gelmesinden sonra başlatılan kapsamlı reform hareketi çerçevesinde gerçekleşti. Ama var olan sosyalizmin bu reformlarla yeniden hayat bulamayıp, Stalinizmden arınmadan çöküşü, bu özdeşliği pratikte korumuş oldu.

kaynak: Ana Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 1 Şubat 2017 00:40
Sen sadece aynasin...
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
6 Haziran 2013       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  Stalingrad Muharebesi3.jpg
Gösterim: 635
Boyut:  58.0 KB

Stalingrad Muharebesi


II. Dünya Savaşı'nda Stalingrad (bugünkü Volgograd) önlerine kadar ilerleyen Alman ordusu ile, Sovyet ordusu ve Stalingrad halkı arasında geçen savaş
Sponsorlu Bağlantılar
(Ağustos 1942-Şubat 1943).

Sovyet cephesindeki bu savaş II. Dünya Savaşı'nın da bir dönüm noktasıdır. Kafkaslar'daki zengin petrol yataklarını, Stalingrad'daki sanayi bölgesini, Kuban ve Don vadilerini ele geçirmek isteyen Almanlar, General Paulus komutasında, Don Irmağı'nı geçerek kente saldırdılar (23 Ağustos). Kuzeybatıdan Stalingrad'a girmeye çalışan Alman birliklerine karşı, her ev tek tek savunuldu. Mareşal Andrey Yeremenko komutasındaki Sovyet birliklerinin direnişi karşısında Almanlar, Volga'yı aşmayı başaramadı. Beş ay boyunca Almanlar 2.000.000 asker, 26.000 top ve uçaksavar, 2.000 tank ve 2.000 uçak kullandılar. 19 Kasım'da karşı saldırıya geçen Sovyet birlikleri, Alman kuvvetlerinin büyük bölümünü çembere aldılar.

Almanların çemberi yarma çabaları sonuçsuz kaldı ve Sovyetlerin 10 Ocak 1943'te yoğunlaştırdıkları karşı saldırı, şubat ayı başında Stalingrad'ın Alman kuvvetlerinden temizlenmesiyle sonuçlandı. 22 Alman tümeni yok edildi, kuşatma sürerken, Hitler tarafından feldmareşal yapılan Paulus da içlerinde olmak üzere 90.000 Alman subay ve eri tutsak edildi. Bu savaş, Alman ordularının yenilmezliği düşünü yıktı. Stalingrad önlerinden başlayan geri çekilme ve yenilgiler dizisi, "Nazi İmparatorluğu"nun çöküşüne dek sürdü.
MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 1 Şubat 2017 00:41
Sen sadece aynasin...
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
31 Ocak 2017       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Stalingrad savaşı

Ad:  Stalingrad Muharebesi5.jpg
Gösterim: 795
Boyut:  83.1 KB

Stalingrad (günümüzde Volgograd) önlerinde 1942 eylülünden 1943 şubatına kadar süren çarpışmaların tümü.

Kente saldıran alman kuvvetleri bu savaşta kuşatıldı ve teslim olmak zorunda kaldı. Kalaç'ta Don ırmağını geçtikten sonra, alman VI. ordusu (Paulus) 1942 ağustos ayının sonunda ele geçirmekle görevli olduğu Stalingrad’ın dış savunma mevzilerine ulaştı. Kent, 40 kilometrelik bir cephede canla başla çarpışan sovyet LXII. ordusu (Çuykov) tarafından savunuluyordu. Almanlar 5 000 tank ve 3 000 uçağın desteklediği bir milyon kadar askerden oluştuğu tahmin edilen büyük bir kuvvet seferber ederek eylül sonunda kentin bazı mahallelerine girdiler ve birçok noktada Volga’ya ulaştılar. Ama general Voronov'un yönettiği yoğun topçu ateşinden dolayı ırmağı geçmeyi başaramadılar. Geri çekilme yanlısı Paulus'un uyarılarına rağmen Hitler, mevzileri korumaları emrini verdi.

Sovyetler, 19 ve 20 ekimde, kentin iki yanından başlatılan ve Rokosovskiy ile Yeremenko’nun yönettiği iki güçlü saldırıyla karşılık verdiler. Ayın 23'ünde bunlar Kalaç önlerinde birleştiler ve Paulus kuvvetlerini kuşattılar. Aralıkta, Paulus ile bağlantı kurmaya çalışan Manstein'ın yönettiği alman karşı saldırısı, karşılaştığı yoğun ateş barajı dolayısıyla Stalingrad'a 45 km'den fazla yaklaşamadı Artık sovyet komutanlığına, kuşatılmış alman güçlerini imha etmekten başka bir iş,kalmamıştı. Bu işlem, 1943 ocak ayında tamamlandı. 31 ocakta alman kuvvetleri, o zaman 3 500 m'lik bir cephede 4 000'den fazla topa sahip olan sovyet topçusu tarafından ezildi ve Paulus 24 generali ve yüz bin kadar askeriyle teslim oldu.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 1 Şubat 2017 00:41
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

18 Haziran 2010 / _Yağmur_ Taslak Konular
18 Haziran 2010 / _Yağmur_ Taslak Konular
18 Haziran 2010 / _Yağmur_ Osmanlı İmparatorluğu
18 Haziran 2010 / _Yağmur_ Taslak Konular