Arama

Karaman

Güncelleme: 29 Temmuz 2012 Gösterim: 5.785 Cevap: 5
kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
18 Ekim 2006       Mesaj #1
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı
Karaman

Sponsorlu Bağlantılar
Karamanoğulları Beyliği yıkıldıktan sonra, Osmanlılar''ın devlet politikaları sonucu, Karamanlılar, başta Rumeli olmak üzere imparatorluğun değişik bölgelerine yerleştirilmişlerdir. Zaman İçinde, bir kısım Karamanlılar da Kıbrıs adasına göç etmişlerdir.

Ulu önder Atatürk''ün annesinin ailesi de, Kültür Bakanlığı yayınlarından vu Burhan Göksel tarafından yazılan "Atatürk''ün Soykütüğü Üzerine Bir Çalışma" isimli eserin 6.7. ve 10. sayfalarında verilen bilgilere göre, Rumeli''ye göçmüş Karamanlılardandır.

karaman

Kıbrıs Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş''ın ailesinin de Karamanlı olduğu bilinmektedir.

Karamanoğulları Beyliği tarih sahnesinden silindikten sonra Konya, Osmanlı toprakları içinde önemli bir vilayet olmuş ve "Karaman Eyaleti" adını almıştır. İdarenin başında da, her zaman
bir beylerbeyi bulunmuştur.

Larende (Karaman) ise, önec Konya Vilayetine bağlı bir sancak merkezi haline getirilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde, ilçe merkezi olmuştur.

Karaman, Osmannğulları döneminde, hiçbir zaman Karamanogulları dönemindeki, parlak günlerine kavuşamamış, mütevazi bir Anadolu kenti olarak, Cumhuriyet dönemine kadar gelmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra, Konya iline bağlı şehrin "Larende" olan adı, "Karaman" olarak değiştirilmiştir. Nihayet, 15 Haziran 1989 tarihinde çıkarılan 3589 sayılı Yasa ile Türkiye''nin 70. ili olmuştur.

*
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen kompetankedi; 28 Mart 2008 15:34
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
1 Temmuz 2007       Mesaj #2
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Karaman ilinin merkezi olan şehirdir. Eski adı Larende. Şimdiki adını Karamanoğlu Beyliği'nden almıştır.Yunus Emre · Karamanoğlu Mehmet Bey , Piri Reis , Kazım Karabekir Paşa, Zembilli Ali Efendi , Şeyh Edebali gibi bir çok Türk büyüklerini yetiştirmiş İç Anadolu şehiri.Yaşayan bu büyük insanlar adına yapılan bir çok yapıta rastlanan bir şehirdir.Bunlara örnek Zembilli Kuran Kursu, Çamlıca Öğrenci Yurdu (Lise) gibi bir çok yapıt bulunmaktadır.
Karaman kentinin ilk kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber yapılan arkeolojik kazılar neticesinde, önemli bir yerleşim bölgesi, ticaret ve kültür merkezi olduğuna dair belgeler bulunmuştur.Pınarbaşı kazıları (2003-2005) ile Karaman ve çevresinin tarihi MÖ.9000 yıllarına kadar uzanmaktadır.Şikari tarihindeki bir efsaneye göre Yunanlılardan önce bu bölgede İdris peygambere bağlı bir kavim yaşamakta ve bu kavim gün doğuşu ve batışında olmak üzere günde iki vakit namaz kılmakta idi. Karaman şehir merkezindeki insan topluluğu hayatı ise 4500 yıl öncesine kadar dayanmaktadır.Bu nedenle 2007 Mayıs Ayı başlangıç olmak üzere 2010 yılına kadar ilin 4500. Kuruluş yılı kutlanacaktır.
Sponsorlu Bağlantılar
Karaman gün geçtikce gelişen sosyal haytıyla büyükşehir olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Karaman ve çevresinin M.Ö.8000 yıllarında yerleşik iskana sahip olduğu ortaya konulmuştur. İl, Hititler zamanında bir askeri ve ticaret merkezi olmuş daha sonra Firigya ve Lidya 'lıların egemenliğine geçmiş, M.Ö.322 de Yunan Kralı Perdikkos ve Filippos'un işgaline ve talanına uğramıştır.
KaramanoğullarıAnadolu Selçuklu Devletinin
zayıflamasından ve yıkılmasından sonra bağımsızlıklarını ilan edip Karamanoğlu Devletini kurmuşlardır. Karamanoğulları OğuzlarınSalur boyuna mensuptur. 24.Oğuz boyu şunlardır. 1.Kayı 2.Bayat 3.Alkaevli 4.Karaevli 5.Yazır 6.Döğer 7.Dondurga 8.Yaparlı 9.Avşar 10.Kızık 11.Beğdili 12.Karkın 13.Bayındır 14.Biçene 15.Çavuldur 16.Çepni 17.Salur l8.Eymür l9.Alayuntlu 20.Üreğir 21.Iğdiz 22.Büğdüz 23.Yuva 24.Kınık. Bu 24 boy 6 ata da birleşir. 1.Günhan 2.Ayhan 3.Yıldızhan 4.Gökhan 5.Dağhan 6.Denizhan.
Bu görüşe aykırı olarak Karamanoğullarının Oğuzların Avşar boyundan olduğunu iddia eden araştırmacılar da vardır.
Şehir Klasik dönemlerde Larende olarak bilinir. 1256'da Karamanoğulları devletinin başkenti olan Larende, Cumhuriyetin ilanından sonra Konya iline bağlı olarak Karaman adını almıştır. Karamanoğlu Mehmet BeyKonya civarında Moğollarla yaptığı savaşı kazanarak Konya'yı moğol işgalinden kurtarmış ve Karamanoğlu Devletinin başkenti yapmıştır. O tarihlerde Anadolu Selçuklularının resmi dili Arapça, edebiyat dili Farsça idi. Yönetenlerle yönetilenler arasında dil konusunda büyük farklılıklar meydana gelmişti. Dil farkı büyük reaksiyonlar doğurdu. Hacı Bektaş Veli, Tapduk Emre, Yunus Emre, Aşık Paşa, Sarı Saltuk ve Karamanoğlu Mehmet Bey başta olmak üzere daha birçok kültür tarihinin büyük simaları Türk kültür ve medeniyetinin tahrip edilmekte ve yok edilmekte olduğunu görerek, siyasi ve kültürel taarruza geçmişlerdir. Karamanoğlu Mehmet Bey Türk Milliyetçilik tarihine altın harflerle yazılması gereken 12 Mayıs 1277 yılında yayınladığı bir fermanla Türkçe'nin zaferini sağlamıştır.
Bu fermanla "Bu günden sonra hiç kimse sarayda, divanda, meclislerde ve seyranda Türk dilinden başka dil kullanmaya" diyerek Türkçe'den başka konuşulan ve yazılan dilleri yasaklamıştır. Bugün Karaman halkının civar yerleşim bölgelerine nazaran daha düzgün bir lisan kullanmasını bu fermanda aramak lazımdır.
Karamanoğulları devletinin sınırları, en güçlü olduğu zamanlarda, Karaman, Konya, Sivas, Kayseri, Niğde, Adana, Antakya, Silifke, Anamur, Mut, Gülnar, Alanya, Gazipaşa, Antalya, Isparta, Beyşehir'e kadar uzanıyordu.
Karamanlılar kuvvetli düşmanlarının karşısında sarp yerlere bilhassa Toros dağlarına çekilerek korunurlar ve tehlike geçince tekrar İçel ve Larende (Karaman) tarafına geçerlerdi. Geçitler vasıtasıyla Konya'ya ulaşan ticaret kervan yollarını kontrol eden Karamanlılar, Ceneviz, Kıbrıs ve Malta tacirlerinden aldıkları vergiler ile mühim bir gelir temin ediyorlardı. Lamos, Silifke, Anamur, Manavgat gibi kendilerine ait limanlardan tahsil ettikleri gümrük resmi önemli gelirlerdendi. Karamanoğullarının Alaaddin Bey'den itibaren hedeflerinin gümüş sikkeleri görülmektedir.
Hıristiyan alemi tarafından kutsal sayılan ve antik şehir olarak bilinen Derbe kenti Avrupalı hıristiyan turistlerin dikkat ve ilgisini çekiyor. (Derbe Karaman'a bağlı Aşıran köyü yakınlarında yer alır) Hıristiyanların Hz. İsa Peygamber'den sonra kendilerine dini lider olarak bildikleri Michael Derbe'de yatmaktadır. Burayı ve Michael'in kabrini ziyaret edenler Hıristiyan inancına göre kendilerinin hacı oldukları edinilen bilgiler arasındadır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Kasım 2008       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Karaman
MsXLabs.org & Temel Britannica

Karaman ili 19 Haziran 1987'de çıkartılan bir yasayla kuruldu. Karaman kenti merkez olmak üzere eskiden Konya iline bağlı olan Karaman, Ayrancı, Ermenek ve Kâzımkara-bekir ilçeleri Karaman ilini oluşturmaktadır.
Konya ilinin güneyinde bulunan Karaman kentinin Anadolu tarihinde önemli bir yeri vardır. Karaman ilinin kuzey kesimi İç Ana­dolu Bölgesi, güney kesimi ise Akdeniz Bölgesi'nin sınırları içinde kalır. Son yıllarda ulaşım, tarım, ticaret ve sanayi açısından azımsanmayacak bir düzeye ulaşmış olması, il yapılmasının başlıca nedenlerindendir.

Ad:  karaman.gif
Gösterim: 649
Boyut:  63.8 KB
Karaman iline ilişkin bilgiler
Yüzölçümü: 9.237 km2
Nüfusu: 208.959 (1985)
İl tafik no: 70
İlçeler: Karaman (merkez), Ayrancı, Ermenek, Kâzımkarabekir.
İlgi çekici yerler:
  • Gökçe Camlığı orman içi dinlenme yeri;
  • Maraspoli Mağarası;
  • Karaman, Ermenek (Firan) ve Mennan kaleleri;
  • Binbirkilise;
  • Hatuniye, Emir Musa, İibrahim Bey İmaret Medreseleri ve Tol Med­rese;
  • Gaferyad (Ermenek, Kâzımkarabekir) ve Yollarbaşı (ilisra) köyü ulucamileri;
  • Hacı Beyler, Aktekke (Valide Sultan), Arapzade, Paşa, Dikbasan (Fasih), Akçaşehir, Sipas ve Mimar Emir Rüstem Paşa cami­leri;
  • Yunus Emre Camisi ve Zaviyesi;
  • Şeyh

Doğal Yapı
Karaman ilinin doğu ve kuzey kesimi Konya Havzası'nda, güneybatı kesimi de Taşeli Yaylası'nda yer alır. Güney kesimde doğal sınır oluşturan Orta Toroslar, güneybatı kesimdeki Taşeli Yaylası'nda Batı Toroslar'la iç içe geçer. Karaman ili sınırları içindeki başlıca yükseltiler Oyuklu Dağı (2.427 metre), Mah-laç Tepesi'nde 2.288 metreye ulaşan Karadağ ve Yunt Dağı'dır (2.227 metre). İç Anadolu Bölgesi'nin güney kesiminde güneybatı-kuzey-doğu doğrultusunda Erciyas Dağı'na kadar uzanan sönmüş yanardağ dizisinin güneybatı ucunda yer alan Karadağ'ın doruğunda ol­dukça çukur bir krater vardır. Konya Ovası' nın güney kesimi, ilin dalgalı geniş düzlükler­den oluşan kuzey kesimine sokulur.
Karaman ili topraklarından kaynaklanan sular iki ayrı havzaya doğru akar. Orta Toroslar'ın kuzey ve kuzeybatı yamaçların­dan çıkan suların birleşmesiyle oluşan Divle Deresi ve Deliçay, Konya Ovası'ndaki batak­lıklarda son bulur. Orta Toroslar'ın kuzeydo­ğu yamaçlarından kaynaklanan suların birleş­mesiyle oluşan akarsular ise önce doğuya, sonra da güneydoğuya doğru akar. Hadım Göksuyu ve Ermenek Göksuyu adıyla anılan akarsular, il topraklarından geçtikten sonra
İçel ili sınırları içinde Göksu adıyla birleşerek Silifke Ovası'ndan Akdeniz'e ulaşır.
İl sınırları içinde yer alan başlıca göl, Karadağ'ın kuzeybatısındaki volkanik köken­li Acı Göl'dür. Sığ bir bataklık gölü olan Akgöl'ün güneybatı kesimi il sınırları içinde­dir. Divle Deresi'nin başlangıç kollarından Kocadere üzerinde sulama amacıyla kurulan Ayrancı Barajı'nın ardında suların birleşme­siyle oluşmuş bir yapay göl vardır.
Kuzey ve doğu kesimi İç Anadolu Bölge­si'nin kara ikliminin etkisi altında olan Kara­man ilinin güneybatı kesiminde iklim koşulla­rı daha yumuşaktır. Toroslar'ın Konya Hav-zası'na bakan kesiminde yazlar sıcak ve çok kurak, kışlar ise soğuk ve kar yağışlı geçer. Yazın bu kesimdeki cılız akarsuların hemen tümü kurur. Dar ve dik olan Ermenek Gök­suyu vadisi boyunca güneybatı kesimin içleri­ne kadar etkisini duyuran Akdeniz iklimi, burada doğal yaşam açısından elverişli bir ortam oluşturur.
Kuzey ve doğu kesimdeki alçak kesimlerin doğal bitki örtüsü bozkır (step) görünümün-deyken güneye doğru gidilip Toroslar'a çıkıl­dıkça orman örtüsüyle karşılaşılır. Alçaklardaki meşe ormanları yükseldikçe yerini kızıl çam, köknar, sedir, kara çam ve ardıçlardan oluşan ormanlara bırakır. Dağlık alanların yüksek kesimlerinde hayvancılık açısından önem taşıyan çayırlarla kaplı yaylalar vardır.

Tarih
Can Hasan Höyüğü'nde yapılan kazı ve araş­tırmalarda elde edilen buluntular, yöreye Cilalı Taş Devri'nde (İÖ 8000-5500) yerleşil­meye başlandığını gösterir. İlkçağda Hititler Karadağ'ı kutsal sayarlardı. Yöredeki en eski yerleşim yeri Marasapolis (Ermenek) ve Ba­rata (Madenşehri) kentleridir. Yörenin doğu ve kuzey kesimi ilkçağda Geç Hitit Devletleri'nden merkezi Kybistra'da (Ereğli) olan Tuhanna'nın sınırları içindeydi. Marasapolis ise, İÖ 8. yüzyılda Frigya'nın Asur ülkesine komşu olan bir sınır kentiydi.
İÖ 4. yüzyılda Pcrs egemenliğine giren yöre, daha sonra Makedonya, Selevkos ve Roma yönetiminde kaldı. İS 1. yüzyılda Karadağ yöresinde yaşayan Hıristiyanlar tara­fından bazıları kayaların oyulmasıyla yapılmış olan konut, ibadet yeri ve mezarlardan oluşan çok sayıdaki yapı günümüzde Binbirkilise adıyla anılır. Bizans dönemi sırasında bir süre Arap egemenliğine giren yöre, daha sonra Haçlılar, Danişmendliler, Anadolu Selçuklu­ları arasında birçok kez el değiştirdi. Yöre 13. yüzyılda İlhanlılar'ın, 14. yüzyılda da Kara-manoğullarf nın denetimine girdi. Yörede bir beylik kuran Karamanoğullarf nın ilk merkezi bugün Karaman adıyla bilinen Larende'ydi. Karamanlılar, Osmanlılar ve Memlûklar ara­sında el değiştiren bu topraklar 15. yüzyılda kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı.
Osmanlı döneminde uzun bir süre Kara­man eyaletinin sınırları içinde kalan yöre, 1832'de Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa tarafından işgal edildi. 19. yüzyıl sonlarında doğu ve kuzey kesimi Konya vilayetine bağlı merkez sanca­ğın, güneybatı kesimi Adana vilayetine bağlı İçel sancağının sınırları içindeydi. Kurtuluş Savaşı sırasında çıkan Delibaş Ayaklanma­sından etkilenen yöre, cumhuriyetin ilanın­dan sonra Konya iline bağlandı.

Ekonomi

İl halkı geçimini daha çok tarımdan sağlar. Konya Ovası'nın güney kesimini oluşturan Karaman Ovası tarım açısından önemli bir alandır. Sulama olanakları bulunan kesimle­rinde çok miktarda sebze ve meyve yetiştiri­lir. Yetiştirilen başlıca ürünler sırasıyla şeker­pancarı, arpa, üzüm, buğday, elma, baklagil­ler, soğan, patates ve armuttur. Çok sayıda koyun ve keçi yetiştirilen ilde sığır besiciliği de yapılır. İlin güneybatı kesiminde ormancı­lık önemli bir gelir kaynağıdır. Gelişmiş bir küçük sanayisi olan ilin başlıca sanayi kurulu­şu Sümerbank'a bağlı Karaman Pamuklu Sanayii Müessesesi'dir. Öteki sanayi kuruluş­ları un, bulgur, bisküvi, yem ve şarap fabrika­ları ile soğuk hava deposu ve ambalajlama fabrikasıdır. Ermenek kentinin sırtını dayadığı yüksek kesimde yer alan Maraspoli Mağarası'nda bulunan ve kentin içme suyu gereksinmesini karşılayan yeraltı akarsuyu üzerin­de kurulan santralda uzun yıllar elektrik enerjisi üretilmiştir. Karaman ili toprakların­da magnezit ve linyit yatakları vardır.

Toplum ve Kültür
Anadolu'nun iç kesimlerini Akdeniz kıyısına bağlayan yolların geçtiği bir alanda yer alan Karaman yöresi ilkçağdan beri ulaşım, ko­naklama, ticaret ve yönetsel açılardan önem taşımıştır. Buna bağlı olarak zenginleşen yö­rede özellikle Karamanoğulları döneminde birçok bayındırlık hizmetleri yapılmıştır. Bu yörede gelişme gösteren merkezlerden başlıcaları 15. yüzyıl sonlarına kadar Karaman eyaletinin merkezi olan Karaman ile 19. yüzyıl başlarında İçel sancağının merkezi olan Ermenek'tir. Eskiden karmaşık bir kültürel yapısı olan ve daha çok Farsça konuşulan Karaman'da, Karamanoğlu Mehmed Bey 13. yüzyıl sonlarında çıkardığı bir fermanla Türk­çe'den başka bir dil konuşulamayacağını du­yurmuştu. Horasan'dan Anadolu'ya gelen Bahaeddin Sultan Veled'in 1220'lerde bu yöreye geldiği ve oğlu Mevlana Celaleddin Rumi'nin 1226'da Larende'de evlenip Sultan Veled'in de burada doğduğu bilinir.
Osmanlı döneminde eskiden Karamanlı­ların yönetimindeki topraklarda Karaman eyaleti kuruldu. Eyalet halkının çoğunluğu Türkmenler'den, bir bölümü ise Osmanlı kaynaklarında "Karamaniyan" adıyla anılan yerli halktan oluşuyordu. Karamaniyan ya da Karamanlılar adıyla anılan bu topluluk bazı kaynaklarda Türkleşmiş Rumlar, bazı kay­naklarda ise Bizans'la yakın ilişkileri nedeniy­le Hıristiyanlaşmış Türkler olarak gösterilir. Bunun nedeni, bu halkın Karamanlıca denen bir Türkçe ağzı konuşmasıydı. Karamanlı-ca'yı Yunan harfleriyle yazan Karamanlılar 18. yüzyıldan başlayarak Türkiye'de ve Avru­pa'da birçok Karamanlıca kitap, dergi ve gazete yayımladılar. Rumca konuşmayan Ka­ramanlılar daha sonra Lozan Barış Antlaşma­sı hükümleri uyarınca Yunanlı sayılarak Yu­nanistan'a gönderildi.
Kültür ve sanat yaşamı açısından zengin bir yöre olan Karaman'la ilgili birçok söylence vardır. Bunlardan "Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu" deyişini doğuran söylence şöyle­dir: Bir tepede bulunan Karaman Kalesi düşman ordusu tarafından kuşatılır. Kaleyi koruyan askerler seferde olduğu için kale savunmasızdır. Kasabanın yaşlıları kurtuluş yolları düşünürken Topal Memiş adlı bir çoban, bütün koyunların bir araya toplanma­sını, boynuzlarına birer fener bağlanarak ge­celeyin kaleden aşağı salıverilmesini, bunu gören düşmanın üzerlerine kalabalık bir asker topluluğu geldiğini sanıp kaçabileceğini söy­ler. Bu öneriye aklı yatan kasaba yaşlıları çobanın söylediklerini uygularlar. Geceleyin çok sayıda fenerin kaleden aşağıya doğru indiğini gören düşman askerleri kaçışmaya başlar ve böylece düşman bozguna uğrar. Daha sonra bunun bir oyun olduğu anlaşılır ama Karaman Kalesi de kuşatmadan kurtul­muş olur.
Birçok tarihsel yapıya sahip olan yörede elde edilen bazı arkeolojik buluntular ile yöreye özgü etnografik yapıtlar Karaman Müzesi'nde sergilenmektedir.

İl Merkezi: Karaman
Hititler döneminde kurulduğu sanılan kentin bilinen ilk adı Laranda'dır. Selçuklu döne­minde adı Larende'ye dönüşen kent, Osmanlı döneminde de aynı adla anıldı. 15. yüzyılda yöreye egemen olan Karamanoğulları, Larende'yi merkez yaptılar ve kendi adlarından ötürü buraya Karaman adını verdiler.
Kent, il topraklarının kuzey kesiminde yer alır. Geniş bir tarımsal alanın ortasında bulu­nan Karaman, ilin en önemli ticaret, ulaşım, sanayi ve hizmet merkezidir. Güneybatı yö­nünde uzanan karayolu ise kenti Orta Anadolu'ya, Akdeniz'e ve Güney Anadolu'ya bağ­lar. Hem ticari, hem de turistik açıdan önemli olan bu yolun yanı sıra kentten geçen demir­yolu da Güney ve Orta Anadolu'yu birbirine bağlamaktadır. Başta un ve Sümerbank'ın dokuma fabrikası olmak üzere bazı sanayi tesislerinden oluşan küçük bir sanayi sitesi bulunan kentte tarımsal ürün ticaretiyle uğra­şan birçok işyeri de vardır.
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
1 Ocak 2010       Mesaj #4
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Karaman İli Türkiye'nin yeni illerinden birisidir. 1987 yılında il olmuştur. Karaman ilinin kuzeyi İç Anadolu Bölgesinde güneyi ise Akdeniz Bölgesinde kalmaktadır. Şehrin her alanda hızlı bir şekilde gelişmesi il olmasında en büyük faktörler olmuştur. Şehrin tarihi M. Ö 8000 yıllarına ve Cilalı Taş Devrine kadar dayanmaktadır. İlk çağda Hititler bölgede bulunmaktaydılar. Daha sonra sırasıyla Persler, Makedonya, Selevkos ve Roma egemenliğinde kalmıştır. Şehirde geçmiş tarihin izlerini taşıyan birçok yapı bulunmaktadır. Karamanda gezilecek yerler arasında Hatuniye Medresesi, İmaret Medresesi, Maraspoli Mağarası, Mennan Kaleleri, Binbirkilise, Tol Medrese, Aktekke, Yunu Emre Camisi, Bıçakçı Köprüsü, Yedi Oluklu Çeşme ve Karaman Müzesi bulunmaktadır.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
26 Ağustos 2010       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Karaman'ın Tarihi ve Turistik Değerleri

Yedi bin yıllık zengin bir târihi olan Karaman, târihî eser yönünden zengindir. Başlıcaları şunlardır:

Ermenek Kalesi: Firan Kalesi olarak da bilinir. Ermenek ilçesinde, şehrin kuzeyindeki kayalıklar üzerine kurulmuştur. Kimin tarafından ve ne zaman yapıldığı belli değildir. Osmanlı Devletinin son devrine kadar önemini korumuş, son devirde ise, zindan olarak kullanılmıştır.

Mennan Kalesi: Ermenek ilçesinde Erik Deresi ile, Ermenek Suyunun birleştiği yere yakın bir tepe üzerinde kurulmuştur. Kalede pek çok yapı kalıntısı vardır. Kimin tarafından ve ne zaman yapıldığı belli değildir.

Karaman Kalesi: On ikinci asırda Anadolu Selçukluları tarafından yapılmıştır. İç içe üç surdan meydana gelen kalede yalnız içkale sağlam olarak günümüze kadar gelmiştir. Dış kaleden günümüze pek az iz kalmıştır.

Yunus Emre Câmii ve Tekkesi: Sinle Mahallesinde, câmi, türbe, zaviye ve hazîre bölümlerinden meydana gelen bir külliyedir. On dördüncü asırda yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Câmi ve türbe kesme taştan yapılmıştır. Tekke kısmı harâbe hâlindedir. Kitâbeli mihrabı çok güzel işçilikle süslenmiştir. Çeşitli zamanlarda tâmir edildiğinden orjinal yapısını kaybetmiştir. Türbede Yunus Emre ve hocası Tabduk Emre’nin medfun bulunduğu söylenir.

Nuhpaşa Câmii: Koçakdede Mahallesinde Nuh Paşa tarafından 1596’da yaptırılmıştır. Tek kubbeli olan câmi Osmanlı mîmârî tarzını aksettirir. Tavanları çok ince sanat eseri oymalarla süslenmiştir.

Hacı Beyler Câmii: Karamanoğlu Emir Seyfeddîn Hacı Bey tarafından 1356’da yaptırılmıştır. Kesme beyaz taştan yapılmıştır. Kapısının kemer taşlarını yüksek kabartmalarla çiçek dal ve yapraklar süsler. Giriş kapısının üstünde kûhi hat ile çok güzel bir kitâbesi vardır.

Aktekke (Vâlide Sultan Câmii): Karamanoğlu Alâeddîn Ali Bey tarafından 1370’de Mevlânâ’nın annesi Mü’mine Hâtun için yaptırılmıştır. Mâder-i Mevlânâ Türbe ve Câmisi veya Mevlevî Türbesi adıyla da bilinir. Taş mihrabın solunda Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmi hazretlerinin annesi, hanımı ve çocuklarına âit mezarlar vardır.

Arapzâde Câmii: Hatip Mahallesindedir. Karamanoğlu Alâeddîn Halil Bey 1374’te Karamanoğulları döneminde yaptırmıştır. Câminin batı kapısı çok güzeldir. Kapısının üstünde nefis bir sülüs ile kitâbesi vardır.

Çelebi Mescidi: Gâzi Dükkan Mahallesindedir. Kitâbesi yoktur. Karamanoğulları devrinde yapıldığı tahmin edilmektedir. Yanında bir mescidi vardır. Mihrabı çok nefis bir zambak kabartmalarla süslüdür. Minâre ahşaptır.

Dikbasan Câmii: Şahruh Mahallesinde 1493’te yapılmıştır. Üç kapısı vardır. Minberi ahşaptır. Birçok defâ tâmir görmüştür.

Ulu Câmi: Kâzımkarabekir ilçesindedir. On dördüncü asırda yapılmıştır. Mihrabı çinilerle süslüdür. Osmanlılar devrinde mâvi beyaz çiniler ilâve edilmiştir. Anadolu Türk çini sanatının 15. asra kadar olan en güzel örneklerini toplamıştır.

İlisra Ulu Câmi: Kâzımkarabekir ilçesine bağlı Yollarbaşı köyündedir. Mihrabı çok güzeldir. Ahşap olarak yapılan câmi 1533’te tâmir edilmiştir.

Ulu Câmi: Ermenek ilçesinde Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından 1302’de yaptırılmıştır. Mihrabı kilim motifli çinilerle süslüdür. Ceviz ağacından yapılmış kapılar geometrik ve bitki motifleriyle süslüdür.

Sipas Câmii: Ermenek ilçesi Çınarlısu Mahallesindedir. Ebü’l-Feth Alâeddîn Halil Bey tarafından yaptırılmıştır. Çok güzel motiflerle süslü bir câmidir.

Mimar Emir Rüstem Paşa Câmii: Ermenek ilçesi Meydan Mahallesindedir. Kubbesi ve minâresi ile ilgi çeken bir câmidir. Yapım târihi ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Çeşitli zamanlarda tâmir görmüştür.

Akça Mescid: 1300’de Hacı Ferruh Bey tarafından yaptırılmıştır. Ermenek ilçesindedir. Bu ilçedeki en eski câmilerdendir. Ahşap kapıları günümüze ulaşmış ağaç işçiliğinin orjinal örneklerindendir.

Hâtuniye Medresesi: 1381’de Sultan Birinci Murâd Hanın kızı ve Karamanoğlu Alâeddîn Beyin hanımı Nefise Sultan tarafından yaptırılmıştır. Karamanoğlu mîmârîsinin en muhteşem örneklerindendir. Klasik medrese tarzıyla yapılmıştır.

Emir Mûsa Medresesi: On dördüncü asır ortalarında Emir Burhâneddîn Mûsa Bey tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan tek katlı bir medresedir. Tek şerefeli minâre girişin sağındadır.

İbrâhim Bey İmâreti Medresesi: Karamanoğlu İbrâhim Bey 1432’de yaptırmıştır. Medrese, mescit, dârülkurra, tabhâne, türbe ve çeşme yapılarıyla külliye olarak yapılmıştır. Güneybatısında İbrâhim Bey’in türbesi yer almaktadır. Medrese türbe ve çeşme günümüzde tâmir edilmiştir.

Tol Medrese: Ermenek ilçesinde Karamanoğlu Emir Mûsa Bey tarafından 1339’da yaptırılmıştır. Tek katlı bir medresedir. Medresede bulunan lahidlerin üzerindeki çiniler Karamanoğulları dönemi orjinal örneklerindendir.

Karamanoğlu İmâreti ve Türbesi: Ermenek ilçesine bağlı Balkusan köyündedir. Karamanoğlu dönemi ilk eserlerindendir. Kesme taştan yapılmış olan eser türbe ve namazgâh bölümlerinden meydana gelmiştir. Namazgâh yıkık vaziyettedir.

Alâeddîn Bey Kümbeti: Karamanoğlu Alâeddîn Bey için yaptırılmıştır. Kesme taştan 12 köşeli yivli konik kulaklı ilgi çekici bir eserdir. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tâmir ettirilmiştir.

Bıçakçı Köprüsü: Karaman-Ermenek yolunda GöksuÇayı üzerindedir. 80 m uzunluğunda 20 metre genişliğinde olan köprü Karamanoğulları döneminde yapılmıştır.

Ala Köprü: Ermenek ilçesinde Karamanoğulları döneminde yaptırılmıştır. Ermenek-Anamur yolunda Göksu üstünde dar, kayalık bir boğazda kurulmuştur. Karayolları tarafından tâmir edilmiştir.

Yedi Oluklu Çeşme: Ermenek ilçesi Gülpazarı semtindedir. Karamanoğulları döneminde yapılan çeşmenin mermer ayna taşı sütun yazıyla çevrelenmiştir. Çeşitli zamanlarda tâmir gören eser günümüzde kullanılmaktadır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
29 Temmuz 2012       Mesaj #6
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Karaman
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

İç Anadolu Bölgesi'nde il ve bu ilin merkezi olan kent. 1989 yılında il yapılmadan önce Konya'ya bağlı bir ilçe olan Karaman, kıyıdan Toroslar'ı aşarak İç Anadolu'ya ulaşan büyük ticaret yollarından birinin üzerinde kuruludur. Kuzeyinde Konya, doğusunda İçel, güneybatısında Antalya illeriyle çevrelenmiştir. İl toprakları Ermenek ve Göksu akarsularıyla sulanır. Karaman'ın kuzey kesiminde kalan Karaman Ovası'nın genişliği yaklaşık 20 km., uzunluğu ise 30 km.dir. Karasal iklimin egemen olduğu bu ovanın kuru tarım yapılan kesiminde tahıl ürünleri, sulu tarım yapılan kesimlerinde ise sanayi bitkileri yetiştirilmektedir. Orta büyüklükte olan Ayrancı Ovası'nda etkin sulama yapılabildiğinden başta sanayi bitkileri olmak üzere tahıl türleri yetiştirilir, meyvecilik yapılır. İlde yetiştirilen başlıca tarım ürünleri; şekerpancarı, arpa, buğday, baklagiller, soğan, patates, armut, üzüm ve elmadır. Karaman'da manganez ve barit, ilçelerinden Ayrancı'da alüminyum ve krom, Hadım'da demir yatakları vardır. İl topraklarının güneybatı kesiminde ormancılık önemli bir gelir kaynağıdır. Sığır besiciliğinin yapıldığı ilde çok sayıda koyun ve keçi de beslenir. En büyük sanayi kuruluşu Sümerbank'a bağlı Karaman Pamuklu Sanayii Müessesesi'dir. İlde ayrıca un, bulgur, bisküvi, yem ve şarap fabrikaları ile soğuk hava deposu ve ambalajlama fabrikası vardır. İl sınırları içinde kalan Can Hasan Höyüğü'nde yapılan kazılar yörede Neolitik ve Kalkolitik dönemlerde yerleşme olduğunu ortaya koymuştur. Yöredeki Karadağ'ın Hitit Dönemi'nde de kutsal merkezlerden biri olduğu da bilinmektedir. Hitit İmparatorluğu yıkıldıktan sonra Anadolu'da birçok kent devleti ortaya çıkmış ve Karaman yöresi de bu devletlerden Tuhanna'nın sınırları içinde kalmıştır. Karaman'ın daha önce "Larenda" olan adı Türk egemenliği altında "Larende"ye dönüşmüştür. Bizans döneminde de önemli bir kent olan Karaman, XII. yüzyıl başlarında Danişmendliler'in, 1165'te ise Selçuklular'ın yönetimine girdi. 1190'da Haçlılar tarafından geçici olarak işgal edildiyse de yeniden Selçuklu yönetimine girdi. Selçuklu devletinin çöküş döneminde kurulan Karamanoğulları Beyliği'nin başkenti oldu (1256). Karamanoğulları'nın yıkılmasından sonra kent kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı (1466).
In science we trust.

Benzer Konular

1 Ekim 2012 / Jumong Sinema tr
5 Ekim 2014 / Jumong Spor tr
29 Temmuz 2012 / buz perisi Zooloji
30 Ocak 2012 / HANDSOME Türkiye Coğrafyası