Arama

Vaka-i Hayriye

Güncelleme: 9 Haziran 2011 Gösterim: 3.748 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Kasım 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Vaka-i Hayriye
Yeniçeri Ocağının kaldırılması hâdisesi için kullanılan tâbir.
Yeniçeri Ocağının, kuruluş yılları sonrasında, Osmanlı Devletinin Yükselme Devrinde seferde ve hazarda pekçok hizmetleri görüldü. Büyük zaferlerin kazanılmasında hizmeti geçti (Bkz. Yeniçeriler). Fakat, hizmeti devamlılık arz etmedi. On beşinci yüzyılda Fâtih’e itaatsizlikleriyle başlayan disiplin bozukluğu 16. yüzyılda daha açık görüldü. Sultan Üçüncü Murâd Han (1574-1595) zamânında genel olarak bozulmaya başladı. Devşirme Kânunu bütünüyle tatbik edilmeyince, Yeniçerilerle hiç alâkası olmayanlar Ocağa kaydedilmeye başlandı. Disiplin bozuldu. Hâdise çıkarma âdet hâline geldi. Seferden kaçma, muhârebeye katılmama, kumandanları, devlet adamları ve hattâ sultanı dahi azl, katl etmek fiillerinde bulundular. İslâh teşebbüsleri kâr etmediği gibi kabul de etmiyorlardı. Tâlime yanaşmadıklarından devrin silahlarını kullanmıyor, muhârebe taktiklerini kabul etmiyorlardı. Zamanla aslî vazifelerinden tamamen uzaklaştılar. Esnaflık ve ticâretle meşgul olmaya başladılar. Osmanlının yüzyıllarca üç kıtada hâkim kılmaya çalıştığıİslâm ahlâkını terk ettiler. Kadın ve erkeklere sarkıntılık, birbirleriyle kavga, odaları arasında mücâdele, tüccar, esnaf ve diğer çalışanları haraca bağlama veyâhut kazançlarına ortak olma, tüccar gemilerine balta asma gibi gayr-i İslâmi (kânunsuz) hareketler önü alınmaz hâle geldi. Harpten kaçma, ağalarını öldürme, reâyaya her türlü zulm ve işkence gibi zorbalıkları da ahâlinin Yeniçeriler aleyhine dönmesine sebep oldu.
Sponsorlu Bağlantılar
Yeniçerilerin katl ettiği büyük ıslâhatçı Sultan Üçüncü Selim Hanın şehâdeti günü 28 Temmuz 1808 târihinde pâdişâh olan Sultan İkinci Mahmûd Han Yeniçeri Ocağı kalkmadıkça zamânın ihtiyaçlarına uygun askerî teşkilâtın ve diğer ıslâhatların yapılamayacağını açıkça görmüştü. Yeniçeri Ocağı mensuplarını şüphelendirmeden uzun vâdeli plânlar yaptı. Îtimâda şâyan adamlarını devlet ve askerî teşkilât kadrolarına tâyin etti. Benderli Mehmed Selim Sırrı Paşayı Sadrâzamlığa, Kadızâde Tâhir Efendiyi Meşihat makâmına getirdi. Sultan Mahmûd Hanın âlimlere hürmet ve iltifatları bunların da halîfenin safında yer almasına sebep oldu. Topçu Ocağı mensuplarına rütbe verip, kıymetlendirdi; onlarla gizli müzâkerelerde bulunup, bâzı tedbirler aldı. Sultanın emri üzerine, yüksek devlet memurları uzun süren müzâkereler sonunda muntazam ordu teşkiline karar verdiler. Eski Yeniçeri ağalarından Boğazlar Muhâfızı Ağa Hüseyin Paşanın teklifiyle, isteyen Yeniçerilerin de girebileceği “Eşkinci” adıyla bir teşkilât kuruldu. Yeniçeri Ağası Celâleddîn Ağa vâsıtasıyla, Kul Kethüdâsı Hasan ve Ocağın ileri gelenlerine rütbe ve diğer makamlar verilmesi vaadiyle tasvipleri alındı. Şeyhülislâm Kadızâde Mehmed Tâhir Efendinin konağında 25 Mayıs 1826 târihinde; Sadrâzam Mehmed Selim Paşa, Rumeli Kadıaskeri, İstanbul Müftüsü, Sadâret Kethüdâsı, Defterdar, Darphâne Nâzırı, Tophâne Nâzırı, Yeniçeri Ağası ve Ocağın ileri gelenleri toplandı. Yüksek devlet ricâli ve âlimlerin katıldığı bu toplantıda devletin iç ve dış durumu müzâkere edildi. Burada tâlimli asker yetiştirilmesi husûsunda ittifakla fikir birliğine varıldı. Âlimler, harp tâlimi yapılmasının gerekli olduğuna dâir fetvâ verdiler. Toplantıdan sonra, vezirler, âlimler ve ocağın ileri gelenleri, Ağa Kapısında toplanarak verilen kararlar gereğince çalışacağını belirten sened imzâladılar. Eşkinci Lâyihası denilen bu senede göre; İstanbul’da bulunan elli bir Yeniçeri Ortasından herbiri asker olmaya müsâit yüz elli kişi çıkaracak. Eşkinci Sınıfının her odasında, Yeniçeri Odasındaki kadar subay bulunacak. Yâni, birer tâne Çorbacı, Odabaşı, Vekilharç, Bayraktar, Usta Başkarakullukçu, Saka bulunacaktı. Subaylar tâyinlerinde Yeniçeri Ağasına câize vermeyeceklerdir. Yeniçeri Ağası vazifesine başlarken Sadrâzama hiçbir para vermiyecekti. Eşkincilerin eğitimlerine îtinâ edilecekti. Tâlim, subayların nezâretinde Etmeydanı’nda, atış Kâğıthâne yâhut Davutpaşa’da yapılacaktı. Eşkinci nezâretine Matbah ve Gümrük Emini Hacı Sâib Efendi tâyin edildi.
Eşkinci Lâyihasının yayınlanmasıyla, Yeniçerilerin taahhüdü altında projenin tatbikatına başlandı. Eşkinci Ocağına birkaç gün içinde beş yüz kişi mürâcaat etti. Eşkincilere üniforma ve silâhları dağıtılıp, 11 Haziran 1826 târihinde Etmeydanı’nda tâlim başladı. Fakat, pâdişâh ve devlet ricâli Yeniçerilerden emin olmadıklarından ihtiyâtî tedbir aldılar. Topçu, Humbaracı, Lâğımcı ve Tersâne Ocaklarının ileri gelenleri hükûmet safına alındı. Boğaziçi’nin Rumeli Sâhil Muhâfızı Ağa Hüseyin Paşa ve Anadolu Sâhil Muhâfızı İzzet Mehmed Paşanın maiyyetlerindeki üç bin kadar sekban askeri, lüzumunda derhal müdâhale için hazır kuvvet olarak ayrıldı. Devlet ricâli her ihtimâle karşı Boğaziçi’ndeki yalılara çekildi.
Yeniçeriler, Eşkinci Ocağının tâlime başladığı gün aleyhte propagandaya başladılar. Yeniçeri Ocağının kaldırılacağı etrafa yayıldı. Yeniçeriler, Eşkinci Ocağını istikbâlleri için zararlı görerek, isyan bayrağını açtılar. 15 Haziran 1826 târihinde kazanları alıp, Etmeydanı’nda toplandılar. Âsiler, etrafa tellâllarını gönderip, “Sadrâzamın, Yeniçeri Ağasının, Ağa Hüseyin Paşanın öldürüldüğünü” îlân ederek, halka “Etmeydanı’nda toplanma” dâveti yaptılar. Serseriler, Yeniçeri menfaatkârları dâvete katıldılar. Yağma, soygun, halka tecâvüz, anarşi başladı. Harp tâlimine fetvâ veren âlimler hakârete uğrayıp, tehdit edildi.
Yeniçerilerin isyanı üzerine Sadrâzam, Şeyhülislâm ve diğer devlet adamlarıTopkapı Sarayına gittiler. Sadrâzam, Topçu, Humbaracı, Arabacı, Tersâne Ocaklarına, Şeyhülislâm ise müderrislere, şeyhlere ve talebelere saraya gelmeleri için haber gönderdi. Sultan Mahmûd Han da, Beşiktaş Sarayından Topkapı Sarayına geldi. Pâdişâh, önce Sadrâzam ile Şeyhülislâmı, sonra da devlet ricâli ve âlimleri kabul etti. Onlara, Yeniçerilerin dayanılmaz hâle gelen isyan hareketlerinden bahsetti. İsyânın dînî hükmünü sorunca âlimler isyancıların katlinin meşrûluğuna cevaz (izin) verdiler. SultanahmedCâmii harekât üssü kabul edildi. Sancak-ı şerîf çıkarıldı. Müslümanlar Sancak-ı şerîf altında Sultanahmed Câmiinde toplandılar. Sancak-ı şerîf tekbirlerle minbere dikildi. Silâhsızlara içcebehâne açılarak, silâh dağıtıldı. Âsiler, Sancak-ı şerîf altında toplanılmasını engellemek için, Sultanahmed ve Bâyezîd meydanlarında cana tecâvüz ederek, terör havası estirdilerse de muvaffak olamadılar. Âsiler, Divanyolu ile Bâyezîd etrâfını, Uzunçarşı ile o tarafın yollarını tutmuşlardı. Devlete sâdık kuvvetlerin kumandanlarındanAğa Hüseyin Paşa, Topçu askeriyle Divanyolu’ndan, İzzet Mehmed Paşa, Humbaracı, Lâğımcı, Tersâne askerleriyle Saraçhâne tarafından, Etmeydanı istikâmetine hareket ettiler. Silâhlandırılmış ahâliyse askerin gerisinden geliyordu. Âsiler, tahminlerinin üstünde mukâvemetle karşılaşınca geri çekildiler. Ağa Hüseyin Paşa kuvvetleri, Horhor Çeşmesi yakınlarında âsi müdâfîlerin mukâvemetiyle karşılaştılar. Topçu Yüzbaşı İbrâhim Ağanın gayretiyle mukâvemet kırıldı. Âsiler devamlı gerileyip, Etmeydanı’nda Yeni Odalar denilen Yeniçeri kışlalarına çekildiler. Âsilerin kışlası çembere alındı. İbrâhim Ağa, topçu ateşiyle, kışla kapısını tahrip etti. Topçu İmamı Hacı Hâfız Ahmed Efendi önde olmak üzere askerlerle kışlaya girdi.
Kışla yakıldı. Şiddetli bir taarruzla âsilerin çoğu kılıçtan geçirildi. Kaçıp da, yakalananlar îdâm edildi. Yeni Odalardan sonra Eski Odalar denilen kışlaya kaçanlar da yakalandı. Kaçaklardan yakalananlar îdâm edildi. Serseriler ve zararlı fiillerde bulunan şahıslar İstanbul’dan uzaklaştırıldı. İsyânın bastırılmasıyla Sadrâzam ve Şeyhülislâm, Sancak-ı şerîfi Sultanahmed Câmiinden alarak tekbir ve tehlîl ile Topkapı Sarayına getirdiler. Sultan Mahmûd Han, Sancak-ı şerîfi karşıladı. Sancak-ı şerîfi Bâbüssaâde çatısı altında kurulan taht yerine dikti. Muhteşem merâsim yapıldı. Sancak-ı şerîf yerine konduktan sonra, SultanMahmûd Han harekâtı muvaffakiyete götürenlere, merâsime katılanların huzûrunda teşekkür etti. Devlet ricâli, meseleleri görüşmek üzere sarayda kalıp, diğerleri dağıldı.
Yeniçeri Ocağının imhâ edildiği 15 Haziran 1826 târihine Osmanlılar ve târihçiler “Vak’a-ı Hayriyye” dediler. Yeniçerilerin imhâ edilişi her tarafta sevinçle karşılandı. Yeniçeri Ocağı resmen 17 Haziran 1826 târihinde kaldırıldı. Sultan Mahmûd Han, bir Hatt-ı Hümâyun yayınlayarak Yeniçerilerin devlet ve millete yaptıkları kötülükleri saydı ve ocağın kaldırıldığını belirtti. Sadrâzam vâlilere özel tâlimat göndererek vilâyetlerdeki Yeniçeri Ocaklarının söndürülmesini istedi. Yeniçeri Ocağı kurulurken duâ eden Hacı Bektaş-ı Velî hazretlerinin yolundan ayrılan sapık Hurûfîlerin tekkeleri kapatıldı; Hurûfî babaları sürüldü.
Yeniçeri Ocağının kaldırılmasıyla “Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye” adıyla devrin usûlüne göre yeni bir ordu teşkilâtı kuruldu. Seraskerliğine Ağa Hüseyin Paşa tâyin edildi. Osmanlı şâirleri an’aneye uyarak Vak’a-i Hayriyye için târih düşürdüler. En meşhuru Keçecizâde İzzet Molla’nın şu mısralarıdır:
“Tecemmü eyledi meydan-ı lahme
İdüb küfrân-ı ni’met nice bâği
Koyup kaldırmada ikide birde
Kazan devrildi söndürdü ocağı.”
Kaynak: Genel Türk Tarihi / dallog.com

_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
22 Haziran 2010       Mesaj #2
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Vaka-i Hayriye
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Vaka-i Hayriye (Hayırlı Olay) 16 Haziran 1826 İstanbul'da Osmanlı padişahı II. MahmutYeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasıyla sonuçlanan olaylara verilen isimdir.

Yeniçeri Ocaklarını Kaldırma Girişimleri

Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa ve yandaşları Kabakçı Mustafa isyanı sırasında tahttan indirilen Sultan III. Selim'i tekrar tahta geçirmek için bazı görüşmeler yapmaya başladılar. Nihayet 16.000 kişilik bir ordu ile İstanbul'a yürüyen Alemdar Mustafa Paşa, Hacı Ali Ağa'yı İstanbul'a göndererek Kabakçı Mustafa'yı öldürttü (19 Temmuz 1808). Ordusuyla birlikte İstanbul'a gelen Alemdar Mustafa Paşa birçok isyancıyı da öldürdükten sonra Babıali'ye geldi. Arif Efendiyi (Arapzade) şeyhülislam yaptıktan sonra saraya gitti. Sultan IV. Mustafa, Alemdar Mustafa Paşa'nın Sultan III. Selim'i padişah yapmak için geldiğini söyleyen şeyhülislamı kovdu ve kardeşi şehzade Mahmut ve Sultan III. Selim'in öldürülmesini emretti. Sultan III. SelimŞehzade Mahmut ise cariyelerin ve hizmetkarlarının yardımıyla sarayın çatısına kaçırıldı. Alemdar Mustafa Paşa, Sultan IV. Mustafa'yı tahtan indirerek yerine Sultan II. Mahmut'u getirdi. Sultan II. Mahmut, kendisinin tahta çıkarılmasını sağlayan Alemdar Mustafa Paşa'yı sadrazam yaptı. hemen öldürüldü.

Yeni Padişah, Alemdar Mustafa Paşa'ya geniş yetkiler tanıdı. Sadrazam, ilk iş olarak da Kabakçı ayaklanmasıyla ilgili görülenleri cezalandırdı. Rusçuk ileri gelenlerine önemli görevler verdi. Rumeli ve Anadolu'daki ayanı İstanbul'da toplayarak onlarla Sened-i İttifak'ı yaptı (29 Eylül 1808). Bu belge ile ayanlar, hükumet emirlerini dinleyeceklerine söz veriyorlardı. Nizam-ı Cedid ordusunu Sekban-ı Cedid adıyla yeniden kurdu. Konya'dan çağrılan vezir Kadı Abdurrahman Paşa'yı yeni ordunun başına getirdi. Esame adı verilen yeniçeri ulufe cüzdanlarını, bedellerini ödeyerek satın alıp, imha ettirdi. Alınıp satılabilen bu cüzdanlar sayesinde, askerlikle münasebeti olmayanlar, asker maaşı alabiliyorlardı. Binlerce esame imha ettirdiyse de bu konuda tam bir başarı gösteremedi. Gelişmeleri öfkeyle izleyen IV. Mustafa ve Kapıkulu ocakları mensubu ağalar 14 Kasım 1808 gecesi, Alemdar'ın konağını bastılar. Gelecek yardımı bekleyerek yeniçerilerle kıyasıya çarpışan sadrazam, damı delmekte olan yeniçerileriRusçuk yaranından Defterdar Tahsin Efendi ile Umur-ı Cihadiye nazırı Behiç Efendi İstanbul'dan kaçtılar; Sadaret kethüdası Mustafa Refik Efendi asiler tarafından parçalandı. Ayaklananlar II. Mahmut'u tahttan indirmek için saraya saldırdılar. Kadı Abdurrahman Paşa Sekban-ı Cedid askeriyle Topkapı Sarayı'nı savundu. Bozguna uğrayan ayaklananların üzerine giden Abdurrahman Paşa, 3000'den fazla yeniçeri ve diğer ayaklananları kılıçtan geçirtti. Bu sırada donanma toplarıyle İstanbul'u ateşe tuttu. Yıkılan binalar ve ölen insanlar karşısında neye uğradığını anlayamayan İstanbul halkı, saldırıyı durdurtan ulema sayesinde can güvenliğine kavuştular. İki taraf da birbirine karşı üstünlük gösteremedi. Bu yüzden Sultan II. Mahmut iktidarını 18 yıl boyunca ince bir denge üzerine kurmak zorunda kaldı. Rusçuk yaranından Ramiz Paşa'yı gizlice Rumeli'ne kaçırtan Sultan II. Mahmut, 18 Kasım 1808 tarihinde Sekban-ı Cedid'i dağıttığını ilan etti. Kadın Abdurrahman Paşa Anadolu'ya kaçtı ama hakkında çıkan ferman gereği idam edildi. Bu olay yeniçeri ocağının kaldırılmasını uzun bir süre geciktirdi. görünce patlattığı barut fıçısıyle intihar etti.

Hayırlı Olay

Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması, nihayet sadrazam Benderli Mehmet Selim Sırrı Paşa zamanında gerçekleştirildi. 17 yıldır bu ocağı kaldırmayı tasarlayan II. Mahmut, 25 Mayıs 1825'te bu fikrini uygulamaya koydu. Eşkinci ocağı adı verilen yeni bir askeri sınıf kurulduğunu resmen açıkladı. Avrupa tarzında üniforma giydirilen yeni ordu, 11 Haziran 1826'da eğitime başladı. Bundan 3 gün sonra ayaklanan yeniçeriler, kazanlarını Etmeydanı'na çıkararak gösterilere başladılar. Ulemayı yanına alan II. Mahmut, Sancak-ı Şerif'i çıkararak halkı yeniçerilere karşı savaşmaya çağırdı. Yeniçeri Ocağı dışındaki bütün ocaklar, padişaha sadakatlerini bildirdiler. Aksaray'daki Etmeydanı'nda bulunan yeniçeri kışlaları top ateşine tutuldu. 6.000'den fazla yeniçeriII. Mahmut, Bektaşi mezarlarının başlarındaki kavukları da kırdırttı. Bugünkü, başsız mezar taşlarının büyük bir kısmı o dönemden kalmadır.Ayrıca birçok yeniçeri kıyafet ve silahlarını da ortadan kaldırdı.

16 Haziran 1826'da tarihe karışan Yeniçeri Ocağı'nın yerine, Asakir-i Mansure-i Muhammediye adlı yeni bir ocak kuruldu. Anlamı ise "Muhammed'in zafer kazanmış orduları"dır.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
9 Haziran 2011       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
VAK'Aİ HAYRİYE

Osmanlı İmparatorluğu'nda Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması olayına verilen ad (1826).

Yeniçeri Ocağı 16. yüzyıldan sonra eski gücünü kaybetmeye başladı. Ellerine geçen "ulufe" ile geçinemez olan yeniçeriler, askerliğin yanı sıra esnaflıkla da uğraşmaya başladılar. 19. yüzyıl başlarında yeniçeriler ciddî bir tehlike durumunu aldı. III. Selim'in öldürülmesi üzerine tahta çıkan II. Mahmut, önce Sekbanıcedit Ocağı'nı kurdu ve Yeniçeri Ocağı'nı düzenlemeye girişti. Bunun üzerine başgösteren yeniçeri ayaklanması, sadrazam Alemdar Mustafa Paşa'nın ölümüyle sonuçlandı (1808). Yeniçerilerin zorbalığı 1826 yılına dek sürdü. Yeni kurulan Eşkinci Ocağı'na tepki gösteren yeniçeriler 15 Haziran'da "kazan kaldırdılar". Yeniçerilerden yaka silken İstanbul halkı ve padişaha bağlı askerler yeniçerilerin üstüne yürüdü. Yeniçeri kışlaları topa tutuldu ve yakalananlar öldürüldü. Böylelikle yeniçeri ocağı tarihe karıştı.


MsXLabs & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

8 Ekim 2011 / Misafir Soru-Cevap
30 Haziran 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
5 Eylül 2012 / Misafir Osmanlı İmparatorluğu
16 Mart 2009 / Keten Prenses Osmanlı İmparatorluğu