Arama

Zenta Savaşı (Bozgunu)

Güncelleme: 23 Mart 2010 Gösterim: 3.940 Cevap: 2
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
10 Haziran 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Zenta Savaşı (Bozgunu)

Sponsorlu Bağlantılar
Osmanlı ve Avusturya orduları arasında, 11 Eylül 1697’de, Tisa Irmağı kıyısındaki Zenta’da yapılan ve Osmanlıların yenilgisiyle sonuçlanan savaş. Avusturya ile harpler, 1683 yılında başladı. Sultan Dördüncü Mehmed Han (1648-1687), Sultan İkinci Süleyman Han (1687-1691), Sultan İkinci Ahmed Han (1691-1695) zamanlarında devam eden Avusturya harplerine, İkinci Mustafa Han (1695-1703) son vermek istiyordu. Bu gayeyle 1695 ve 1696 yıllarında iki defa sefere çıkılıp, Lipve ve Lügoş geri alındı. 27 Ağustos 1696’da, Ulaş Zaferi kazanıldı. 1697 yılında üçüncü sefere çıkıldı.

Harp Meclisi, Belgrad’da 10 Ağustosta toplandı. Müzakereler sonunda Temeşvar’a gidilmeye karar verildi. Tuna, Temş ve bir nehir daha geçildikten sonra, Tisa Nehri kenarına gelindi. Avusturya ordusundan Mareşal Prens Öjen de Savua’nın kuvvetlerinin büyük kısmı da, Tisa Nehri yakınında bulunuyordu. Osmanlı ordusu, Tisa’yı geçip, Erdel’e taarruz etmek istiyordu. Osmanlı donanmasının Tisa Nehri ağzına gelmesi istendi. Prens Öjen, Osmanlı harekât planını, casuslar vasıtası ile öğrendi. Avusturyalılar, Osmanlı ordusunun Tisa’yı geçmesinden önce oraya yetişmek istedi. Avusturya öncüleri ve Prens Öjen kuvvetleri, Osmanlı ordusu, Zenta mevkiinde nehri geçerken yetişti. Osmanlı ordusu, sefer planı gereği, Tisa Nehri üzerinde köprü kurarken düşmanın gelmesi üzerine, âni tedbirlere başvuruldu. Boşnak Cafer Paşa, bir miktar kuvvetle düşmanın baskınına mâni olmak için karşıya geçirildi. Cafer Paşa, karakol vazifesi yapacaktı. Düşmanın fazlalığı karşısında karakol birliği geri çekildi. Boşnak Cafer Paşa dönerken, atı yuvarlanıp esir düştü. Prens Öjen, Osmanlıların daha bütünüyle karşıya geçmemesinden faydalanarak, 11 Eylül 1697’de taarruzu başlattı. Veziriâzam Elmas Mehmed Paşa, düşmanın taarruzu üzerine, Zenta’ya doğru çekildi. Zenta’dan Temeşvar’a, 7000 asker geçmişti. Veziriâzam, düşmanın taarruzuna mâni olmak için, karşıya geçişin tamamlanmasını istedi. Yeniçeri Ağası Mahmud Paşa, bu teklife karşı çıktı. Köprü başında metris alındı. Metris alınınca, müdafaa hattı daraldı. Askerlerin son değişiklikten haberi olmadığından, baskın zannıyla panik başladı. Elmas Mehmed Paşa, panik ve geri çekilmenin önüne geçmek için, yalın kılıç köprüyü tuttu. Veziriâzamı, kaçan askerler, şehit ettiler. Düşman köprüyü zapt edip, top atışlarıyla yıktı. Temeşvar muhafızı olup, Serhad kurtlarından Koca Cafer Paşa, Anadolu Beylerbeyi Mıcırlıoğlu İbrahim Paşa, Rumeli Beylerbeyi Küçük Cafer Paşa, Yeniçeri Ağası Mahmud Paşa, Diyarbekir Valisi Kavukçu İbrahim Paşa, Adana Valisi Fazlı Paşayla pek çok sancakbeyi, ocak ağaları, alaybeyleri ve ordunun sekizde biri faciada kayboldu. Harp malzemeleri, pek çok araba, silâh, mühimmat, ordu hazinesi, düşmanın eline geçti. Nehrin karşı tarafında bulunan Osmanlı ordusu, geçiş olmadığından yardımda bulunamadı. Sultan İkinci Mustafa Han ve ordunun geri kalanı, Temeşvar’a çekildi. Avusturyalılar da çok kayba uğradığından, Sultanın yanındaki Osmanlı kuvvetlerine taarruz edemedi. Sultan Mustafa Han, Temeşvar’ı takviye edip, Belgrad’a gelerek, Edirne’ye döndü. Orduda, serhad boyları ve vefat edenlerin yerine tayinlerde bulunuldu. Zenta Savaşının, Osmanlılara çok tesiri oldu. Bu arada Rusya’nın da Azak’ı işgal etmesiyle, İkinci Mustafa Han, 1699’da, Karlofça Antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Ocak 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Zenta Savaşı (Bozgunu)

Sponsorlu Bağlantılar
Osmanlı ve Avusturya orduları arasında, 11 Eylül 1697’de, Tisa Irmağı kıyısındaki Zenta’da yapılan ve Osmanlıların yenilgisiyle sonuçlanan savaş.
Avusturya ile harpler, 1683 yılında başladı. Sultan Dördüncü Mehmed Han (1648-1687), Sultan İkinci Süleyman Han (1687-1691), Sultan İkinci Ahmed Han (1691-1695) zamanlarında devam eden Avusturya harplerine, İkinci Mustafa Han (1695-1703) son vermek istiyordu. Bu gayeyle 1695 ve 1696 yıllarında iki defa sefere çıkılıp, Lipve ve Lügoş geri alındı. 27 Ağustos 1696’da, Ulaş Zaferi kazanıldı. 1697 yılında üçüncü sefere çıkıldı.

Harp Meclisi, Belgrad’da 10 Ağustosta toplandı. Müzakereler sonunda Temeşvar’a gidilmeye karar verildi. Tuna, Temş ve bir nehir daha geçildikten sonra, Tisa Nehri kenarına gelindi. Avusturya ordusundan Mareşal Prens Öjen de Savua’nın kuvvetlerinin büyük kısmı da, Tisa Nehri yakınında bulunuyordu. Osmanlı ordusu, Tisa’yı geçip, Erdel’e taarruz etmek istiyordu. Osmanlı donanmasının Tisa Nehri ağzına gelmesi istendi. Prens Öjen, Osmanlı harekât planını, casuslar vasıtası ile öğrendi. Avusturyalılar, Osmanlı ordusunun Tisa’yı geçmesinden önce oraya yetişmek istedi. Avusturya öncüleri ve Prens Öjen kuvvetleri, Osmanlı ordusu, Zenta mevkiinde nehri geçerken yetişti. Osmanlı ordusu, sefer planı gereği, Tisa Nehri üzerinde köprü kurarken düşmanın gelmesi üzerine, âni tedbirlere başvuruldu. Boşnak Cafer Paşa, bir miktar kuvvetle düşmanın baskınına mâni olmak için karşıya geçirildi. Cafer Paşa, karakol vazifesi yapacaktı. Düşmanın fazlalığı karşısında karakol birliği geri çekildi. Boşnak Cafer Paşa dönerken, atı yuvarlanıp esir düştü. Prens Öjen, Osmanlıların daha bütünüyle karşıya geçmemesinden faydalanarak, 11 Eylül 1697’de taarruzu başlattı. Veziriâzam Elmas Mehmed Paşa, düşmanın taarruzu üzerine, Zenta’ya doğru çekildi. Zenta’dan Temeşvar’a, 7000 asker geçmişti. Veziriâzam, düşmanın taarruzuna mâni olmak için, karşıya geçişin tamamlanmasını istedi. Yeniçeri Ağası Mahmud Paşa, bu teklife karşı çıktı. Köprü başında metris alındı. Metris alınınca, müdafaa hattı daraldı. Askerlerin son değişiklikten haberi olmadığından, baskın zannıyla panik başladı. Elmas Mehmed Paşa, panik ve geri çekilmenin önüne geçmek için, yalın kılıç köprüyü tuttu. Veziriâzamı, kaçan askerler, şehit ettiler. Düşman köprüyü zapt edip, top atışlarıyla yıktı. Temeşvar muhafızı olup, Serhad kurtlarından Koca Cafer Paşa, Anadolu Beylerbeyi Mıcırlıoğlu İbrahim Paşa, Rumeli Beylerbeyi Küçük Cafer Paşa, Yeniçeri Ağası Mahmud Paşa, Diyarbekir Valisi Kavukçu İbrahim Paşa, Adana Valisi Fazlı Paşayla pek çok sancakbeyi, ocak ağaları, alaybeyleri ve ordunun sekizde biri faciada kayboldu. Harp malzemeleri, pek çok araba, silâh, mühimmat, ordu hazinesi, düşmanın eline geçti. Nehrin karşı tarafında bulunan Osmanlı ordusu, geçiş olmadığından yardımda bulunamadı. Sultan İkinci Mustafa Han ve ordunun geri kalanı, Temeşvar’a çekildi. Avusturyalılar da çok kayba uğradığından, Sultanın yanındaki Osmanlı kuvvetlerine taarruz edemedi.
Sultan Mustafa Han, Temeşvar’ı takviye edip, Belgrad’a gelerek, Edirne’ye döndü. Orduda, serhad boyları ve vefat edenlerin yerine tayinlerde bulunuldu. Zenta Savaşının, Osmanlılara çok tesiri oldu. Bu arada Rusya’nın da Azak’ı işgal etmesiyle, İkinci Mustafa Han, 1699’da, Karlofça Antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Mart 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Zenta Muharebesi
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Zenta Muharebesi Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları
240px Battle of Zenta

adszxr
  • Tarih
    • 11 Eylül 1697
  • Bölge
    • Zenta, Sırbistan
  • Sonuç
  • Kesin Avusturya zaferi
  • Taraflar
    • Osmanlı Devleti
    • Avusturya
  • Kumandanlar
    • Sultan II. Mustafa
    • Savoy Prensi Eugen
  • Güçler
    • yaklaşık 80.000 asker (Osmanlı Devleti)
    • 34,000 piyade,16,000 süvari,60 top (Avusturya)
  • Kayıplar
    • 30.000 (Osmanlı Devleti)
    • 1.500 (Avusturya)
Zenta Muharebesi Osmanlı Devleti ile Avusturya orduları arasında, 11 Eylül 1697’de, Tisa Irmağı kıyısındaki Zenta’da yapılan ve Osmanlıların büyük yenilgisiyle sonuçlanan muharebedir. Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları'nın son önemli çarpışması olan bu savaşın ardından 1699'da Karlofça Antlaşması imzalanmıştır.

Hazırlıklar

1695 ve 1696 yıllarında iki sefere çıkan II. Mustafa, üçüncü bir seferle Avusturya'ya büyük bir darbe indirmek istiyordu. 1697 yılına gelindiğinde Avusturya uzun süredir içinde bulunduğu ve Fransa'ya karşı savaştığı 9 Yıl Savaşları'nı bitirmiş ve Osmanlı Devleti'ne barış teklifi götürmüştü. Bu sırada ölen Jan III. Sobieski'nin yerine Lehistan tahtına Saksonya elektörü Frederick geçmişti, onun yerine, yani Avusturya ordusunun başına, Fransız asıllı başarılı komutan Savoylu Eugene getirilmişti. II. Mustafa da barış teklifini reddetmiş, Avusturya'ya üçüncü sefer için hazırlıkları başlatmıştı.
13 Nisan 1697'de Edirne Sarayı'ndaki Arz Odası'nın önüne tuğlar dikildi. 18 Nisan'da Sultan II. Mustafa 100.000 kişilik bir kuvvetle üçüncü seferine çıktı. Yol üzerinde Avusturyalıların Bihke Kalesi önünde bozguna uğradığı ve Hersek'te Venediklilerin çekildiği haberleri ordunun moralini yükseltti.
11 Ağustos'ta Belgrad'a ulaşan padişah komutanlarını alarak 12 Ağustos'ta bir harp meclisi topladı. Mecliste iki görüş ortaya çıktı; ya Sava üzerinden Varadin'e geçilecek, ya da Tisa'dan karşıya geçilecekti. Amcazade Hüseyin Paşa "Üç keredir sefer yapıp düşmandan bir karış toprak almadan evinize dönüyorsunuz.Eğer yeterince teçhizatınız varsa Varadin'i muharasa ediniz" diye görüş belirtti. Ama bu görüş kabul görmedi.
Daha sonra Temeşvar muhafızı Cafer Paşa ordugâha geldi ve meclise katıldı. Cafer Paşa da Titel Kalesi'nin bulunduğu yerden Zenta yönünde gidilmesi ve Macar topraklarında büyük çaplı operasyon gerçekleştirildikten sonra, en son Varadin'e geçilmesi yönünde görüş belirtti. Amcazade Hüseyin Paşa ve Anadolu Beylerbeyi Mısırlızade İbrahim Paşa bu planı tehlikeli buldularsa da Cafer Paşa'nın II. Mustafa ile önceden beri var olan yakın ilişkileri nedeniyle Zenta yönünde gidilmesine karar verildi.
Karar alındıktan sonra Osmanlı ordusu Tuna'yı geçti ve 110 parçalık donanma da Tisa Nehri'ne hareket etti. Avusturya ordusu ise Titel Kalesi önünde 7-8 bin kişilik kuvvet bırakarak çekilmişti. Osmanlı ordusu kaleyi aldı ve yıktı.

200px Szeged tisza3

Tisza nehri, bugün.

Avusturya ordusu komutanı Prens Eugene casusları vasıtasıyla Osmanlı ordusunun planını öğrenmiş, Osmanlı ordusu ilerlerken de Varadin'e çekilmişti. Sadrazam Elmas Mehmed PaşaTisza yönünde ilerlediğini duyan Eugene hızla Tisza'ya yöneldi, burada Osmanlı ordusunun büyük kısmı köprüden geçmemişti.Eugen'in geldiği haberi alınınca geçiş hızlandı ama bu yeterli olmadı, kurulan köprü aşırı yük almış ve dayanıksızlaşmış, yer yer de parçalanmıştı. Avusturyalılar buraya daha yeni yerleşirken uygun durumda hemen saldırma teklifinde bulundu ama teklif kabul edilmedi.

Savaş


200px Zentai csata

Zenta muharebesinin anısına dikilmiş anıt.

Osmanlılar'ın Tisza yönünde ilerlediğini duyan Eugene hızla Tisza'ya yöneldi, burada Osmanlı ordusunun büyük kısmı köprüden geçmemişti. Eugen geldiğinde nehrin karşısına sadece 7.000 Osmanlı askeri geçebilmişti, bunlar çoğunlukla geçişi kolaylaştırmak için karşıya geçen rütbeli askerler ve paşalardı, yanlarında ise saray halkı, hazine, otağ-ı hümayun, silahdarlar ve bolca cephane vardı. Eugen yaklaşırken üzerine Anadolu Beylerbeyi Mısırlızade İbrahim Paşa ve Diyarbakır Beylerbeyi Kavukçu İbrahim Paşa'nın kuvvetleri üzerine gönderildi ama bir sonuç alınamadı.
Sonunda çarpışma 11 Eylül 1697 günü öğleden sonra başladı, nehri geçemeyen Osmanlı ordusu mevzi almaya karar verdi, bu ise Avusturya topçusunun karşı kıyıları hiç bir karşılık almadan bombalamasına yol açtı. Sonunda Osmanlı ordusu otuz bin kayıp vererek dağıldı.

Sonuçlar

Osmanlı ordusu büyük kayıp vermişti, başta Sadrazam Elmas Mehmed Paşa olmak üzere bir çok komutan ölmüş; sadrazamın göğsünde taşıdığı mühür, sultanın çadırıyla birlikte bir çok ordu çadırı, 87 top, 15 bin sığır, 7 bin at, bir kaç bin deve ve toplam 3 milyon gulden tutarında hazine Avusturya ordusu'nun eline geçmişti. Ordusunun bozgununa çaresizlik içinde seyirci olan padişah II. Mustafa, önce Temeşvar'a, oradan da İstanbul'a doğru geri çekildi. Muharebeden önce tavsiyesi dinlenmemiş olan Amcazade Hüseyin Paşa ise sadrazamlığa getirildi.
Prens Eugene ise fırsatı önemli şekilde değerlendiremedi, Belgrad'a saldıracak olmasına rağmen ordudaki para ve erzak sıkıntısı yüzünden birliklerini Erdel civarındaki kış karargahlarına gönderdi.
Savaş, Kutsal İttifak Savaşları içinde son önemli muharebedir. Kaybettiği topraklarını geri almasının imkânsız olduğunu farkeden Osmanlı Devleti Karlofça Antlaşması'nı imzalamak zorunda kalmıştır.

Benzer Konular

21 Nisan 2017 / Misafir Tarih
25 Ağustos 2013 / sevda4 Soru-Cevap
19 Temmuz 2009 / MaTTo Tarih
13 Nisan 2010 / ThinkerBeLL Tarih
11 Mayıs 2012 / MeLiSSiA Osmanlı İmparatorluğu