Arama

Dünya Kentleri: Split

Güncelleme: 14 Eylül 2008 Gösterim: 7.818 Cevap: 2
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
9 Eylül 2008       Mesaj #1
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Dünya Kentleri: Split
Split gezi, Split turizmi
Sponsorlu Bağlantılar

split 1

Dalmaçya kıyılarının en büyük ve en önemli şehri olan Split, aynı zamanda başkent Zagreb'ten sonra Hırvatistan'ın en büyük ikinci şehri olma özelliği taşıyor. Split, bir Akdeniz yerleşimi ve Adriyatik Denizi'in doğu sahilinde küçük bir yarımada üzerinde bulunuyor.


Split, 1700 yıl öncesine uzanan tarihiyle bölgenin en yaşlı şehri olmasıyla da tanınıyor. Hatta yapılan yeni arkeolojik çalışmalar şehrin daha da eskilere giden bir tarihe sahip olabileceğine işaret ediyor. Antik dönemde Split, önceleri bir Yunan kolonisiymiş; sonraları Roma İmparatorluğu'nun ve Bizans'ın himayesine girmiş. Orta Çağ'da güney Slavlarının, özellikle Hırvatların etkisinde ve daha sonraları Hırvat krallığına dönüşecek olan Medieval Hırvat Devleti'nin yönetimindeymiş. İlerleyen dönemde Venedik ve Avusturya egemenlikleri altında da bulunan şehir, I. Dünya Savaşı sonrasında Yugoslavya Krallığı'nın Hırvatlara ait antitesinin idari merkezi olmuş. II. Dünya Savaşı'nın ardından ise Split, Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nin bir parçası olmuş. 1991'deki bağımsızlık savaşının bitiminde ise Split, Hırvatistan'ın en önemli şehirlerinden biri haline gelmiş.



Latincesi Spalatum olan Split'in tarihi merkezi 1979'tan beri UNESCO'nun Dünya Kültürel Miras listesine alınmış durumda. Şehir, Hırvat kültürünü en yoğun şekilde yansıtan yerleşim birimlerinden biri olarak tanınıyor. Split'in edebiyat geleneği Marko Marulic gibi isimlerle Orta Çağ'a kadar uzanıyor. Şehir yaşamı geleneklerinin, kırsal kesimden gelen göçler sebebiyle yavaşça yok oluşunu konu alan Ivo Tijardovic'in dünyaca ünlü opereti 'Little Floramye' (Mala Floramye) de Split'i üne kavuşturan kültürel ögelerden biri. Split, ayrıca, biri Antik Çağ'a, diğeri Orta Çağ'a ait olmak üzere iki önemli arkeolojik müzeye evsahipliği yapıyor.



Split'in tarihi merkezinin en canalıcı noktası, Roma İmparatoru Diocletianus'un M.S 295'te inşa ettirmeye başladığı Diocletian Sarayı. Sarayla ilgili en ilgi çekici kısım, Diocletianus'tan başka hiçkimsenin burada yaşamamış olması. İmparatorun 316'daki ölümünden sonra saray hep boş kalmış. Yüksek duvarlarla çevrili olduğu için günümüze kadar oldukça sağlam bir şekilde korunan saray ve etrafındaki yapılar tarihi merkezin neredeyse tamamını içine alıyor. Tarihi taşların üzerinde yürürken dar geçitlerden, labirenti andıran koridorlardan ilerlemek mümkün. Yeşil panjurlu taş evlerle çevrili, birbirini kesen sokakların her biri sütunlar arasına gizlenmiş keyifli meydanlara açılıyor. Yaz akşamlarında bu meydanlarda sizi Norah Jones sesli kadınların tatlı ezgileri karşılıyor.



Split'in kültürel ve tarihi yapılarının çoğu Diocletian Sarayı'nın yüksek surlarının içinde yer alıyor. Buna ek olarak, birçok müze, Ulusal Tiyatro binası, eski kiliseler ve diğer arkeolojik alanlar Split ve bölgesini kültürel çekiciliğin başkenti haline getiriyor. 1995, Split tarihi açısından çok anlamlı bir yıl olarak kutlanmış. Diocletianus'un hayatının son günlerini geçirdiği sarayını inşa ettirmeye başlamasının tam 1700. yılıymış 1995. Saray, bugün yerel halk için hem yaşayan bir tarihin hem de modern kültürün önemli bir sembolü. Split'in en hareketli yerleri saray duvarları içinde hayat buluyor. Sarayın Altın, Gümüş, Demir ve Bronz olarak isimlendirilmiş dört ana giriş kapısı bulunuyor. Ekonomik hayatın en canlı köşelerinin yanı sıra kafeler, dükkanlar, müzeler ve sanat galerileri tarihi merkezin hemen içinde kendini gösteriyor. Gerçek üstü bir başarıyla tüm mimari özellikleri korunarak bugüne ulaşmış durumdaki saray, Avrupa'nın en kendine has mimari ve kültürel yapılarından biri olarak tanınıyor.



Yoğun trafikli bir liman şehri olan Split, Adriyatik'teki adaları keşfetmek için de tam anlamıyla bir sıçrama noktası. Split'ten Adriyatik'in kuzeyi ve güneyine, İtalya'ya, Yunanistan'a feribot seferleri yapılıyor.


Görülmesi gerekenler

Peristil Avlusu: Diocletian Sarayı'nın içinde bulunan minik meydanda ayrıca Sveti Duje katedrali yer alıyor. Eski Mısır'dan kalma granit bir sfenksin de bulunduğu alan Salona mültecileri tarafından kiliseye dönüştürülmüş. Avluda sarayın eşsiz görüntülerini izleme olanağı sunan bir de saat kulesi bulunuyor.



Şehir Müzesi: Papalic Sarayı adlı binada bulunan müze, Diocletian'ın kuzeydoğu köşesinde. Gotik tarzı mimariyle 15. yüzyılda inşa edilmiş yapı başlıbaşına bir ziyareti hak ediyor. Müze içindeki Orta Çağ silahları ve çok sayıdaki tablo ilgi çekiyor.



Mestrovic Galerisi: Split'in ünlü heykeltraşı Ivan Mestrovic'in 1931'de kendi elleriyle inşa ettiği bir konak olan yapı da ilgi çekici köşelerden. Mestrovic burada İtalyan istilasına kadar ancak iki yıl oturabilmiş. Konağı hem atölye, hem de sergi salonu olarak kullanıyormuş. İki katlı yapıda bugün Mestrovic'in yüz civarında eseri sergileniyor. Eserlerin bazıları vatansever ögeler içerirken bazıları da erotik tarzda.



Hvar Adası: 500 yıl öncesinden beri Hırvat kültürünün önemli merkezlerinden sayılan Hvar, bugünkü ününe son 20 yıldır kavuşmuş durumda. 'Eğer yeryüzünde ikinci bir İbiza seçmek gerekirse bu mutlaka Hvar olur' iddiası Hvar'ın canlılığı hakkında fikir verebilir. Salaş balıkçıları, lavanta kokuları, daracık avlulara açılan taş sokakları, begonvillerin sarktığı taş evleriyle; zeytin dallarına karışan kekik kokuları, ince belli şişelerdeki zeytinyağları ve tatlı şaraplarıyla Hvar tam anlamıyla bir Akdeniz klasiği.



Brac Adası: Split'ten kalkan feribotlarla ulaşılması mümkün olan Brac etraftaki adaların en hareketli ve eğlencelilerinden olarak biliniyor. Kendi havaalanı da bulunan ada yaz boyunca turistlerin uğrak yeri olduğundan sürekli kalabalık. Adanın ikizler olarak bilinen, Bol ve Supetar adlı iki merkezi bulunuyor. Brac'ın en meşhur yanı, zeminindeki, nesiller boyunca birçok ünlü heykeltraşa malzeme olmuş taşların oldukça parlak ve yumuşak, özel bir yapıda olması.
Diocletianus'un hayatının son günlerini geçirdiği sarayını inşa ettirmeye başlamasının tam 1700. yılıymış 1995. Saray, bugün yerel halk için hem yaşayan bir tarihin hem de modern kültürün önemli bir sembolü.


Yazan: Esra Sever Dicleli
Alıntı Kaynagı

Gabriella - avatarı
Gabriella
Ziyaretçi
14 Eylül 2008       Mesaj #2
Gabriella - avatarı
Ziyaretçi
SPLİT

Sponsorlu Bağlantılar
Adriyatik’in Dalmaçya kıyılarında çıkacağınız bir yolculukta, bölgenin doğa güzelliğinin yanı sıra nice savaş atlatan tarihi dokusuna da hayran kalacaksınız. Yaz sezonunun popüler kruvaziyer turları çoğunlukla Hırvatistan’ın Spilit şehrine uğruyor. UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesine giren tarihi yapıları bir günde keşfetmek ya da günübirlik turlarla Mostar’a kadar uzanmak mümkün.İşte bu iki şehirde mutlaka yapmanız gerekenler.


Split limanına vardığınızda şehrin merkezinden hiç de uzakta olmadığınızı göreceksiniz. Çevrede bir çok otobüs ve minibüs bulacaksınız ama şehri en iyi anlama ve gezme yöntemi tabana kuvvet...



Split, Dalmaçya’nın tam ortasında, ekonomik olarak güçlü bir Hırvat şehri. 1700 yıllık şehrin her yerinde Roma İmparatorluğu dönemine ait duvar ve tapınak kalıntılarıyla karşılaşabilirsiniz. Şehrin kalbi, merkezdeki Diocletian Sarayı. Üçüncü yüzyılın sonlarında Roma İmparatoru Diocletian tarafından inşa ettirilen saray UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Sarayın girişindeki mavi tenteli ofise gidip 1,5 saatlik tur satın alabilirsiniz. Sarayın dört anıtsal kapısı var: Altın kapı, Gümüş kapı, Bronz kapı ve Demir kapı. Bodrum katında Roma İmparatorluğu’na ait çok iyi korunmuş kalıntılara rastlayacaksınız. Sarayın etrafındaki binalar da gotik ve Rönesans tarzı binalarla çevrilmiş. Diocletian Sarayı’nın ana kapısından çıktığınızda yerel el işlerinin satıldığını sabit bir pazar göreceksiniz. Buradaki otantik hediyelik eşyaların fiyatları çok uygun. Ayrıca Ekim 2007’de açılan büyük alışveriş merkezi Joker’e uğrayabilirsiniz.

Şehrin kıyı şeridinde yürümeye başladığınızda küçüklü büyüklü bir çok kafeye rastlayacaksınız. Bu kafelerde İtalyan etkisi ve tatları hakim. Kalamarlı veya karidesli risotto Hırvatlar’ın favorisi. Mönülerde yerel lezzetleri de tadabilirsiniz. Cevapi, kuzu veya domuz kıymasından köfte. Soğan ve süzme peynirle servis ediliyor. Ajvar, ünlü bir meze. Patlıcan, acı biber ve sarımsakla yapılıyor. Özel Dalmaçya salamlarından denemeyi de unutmayın. Bu salam ve jambonların Parma’ya rakip olduğu söyleniyor. En sevilen restoranlardan bazılarının isimleri şöyle: Nostromo, Picaferaj, Cetina, Kod Joze, St. Rita, Shook. Restoranların bazılarında kredi kartı kabul edilmiyor. Yanınızda nakit taşımayı ihmal etmeyin.

Gece hayatı renkli

Split’in gece hayatı gayet renkli. En trendy mekan Red Room. Diocletian Sarayı’nın yakınında. Hem genç sanatçılar sahneye çıkıyor, hem de ünlü DJ’ler kalabalığı coşturuyor. Bernadov Prilaz köşesindeki Bifora ve onun hemen yakınındaki Planet Jazz da popüler mekanlardan. Dosud Caddesi’ndeki Academia Ghetto Club sanatçı mekanı. Bacvice’deki Tropic Club Equador güzel manzaralı, gayet şık bir mekan.

UĞRAMADAN DÖNMEYİN

St. Duje Katedrali: Dünyadaki en eski katedral binası. Roma İmparatoru Diocletian’ın mozolesi olarak inşa edilmişti. Bir Roma tapınağı ile Katolik kilisesinin karışımı gibidir. Çan kulesine çıktığınızda Split şehrini kuşbakışı inceleyebilirsiniz.

Peristil Meydanı (Peristylium): Diocletian Sarayı’nın etrafında Roma dönemine ait yapılarla çevrili meydan.

Jüpiter tapınağı: Antik Roma tapınağı şimdi St. John kilisesi olarak faaliyet gösteriyor.

Mısır Sfenksleri: Split’te mutlaka görülmesi gereken iki Sfenks var. Biri Peristil meydanında, diğeri Jüpiter tapınağının içinde. İmparator Diocletian tarafından Mısır’dan getirtilmiş bu Sfenksler.

Riva: Şehrin yeni piyasa merkezi. 2007’de bir çok yenileme çalışması yapıldı. Bu yeni modern görüntüsü Hırvatların pek hoşuna gitmese de, memnuniyetsizlik Riva’nın canlılığından bir şey götürmemiş.

Marjan: Şehrin batısındaki bir tepe, zirvesi 174 metre. Stresten arınmak isteyen, sükûnet arayanlar için çölde bir vaha. Bisiklete binmek, temiz havada yürüyüş yapmak için ideal. Buraya ulaştığınızda müthiş bir şehir manzarasıyla karşılaşıyorsunuz.

Varos: Şehrin en eski bölgelerinden. Küçük köy evleriyle tam bir balıkçı kasabası.

Mestrovic Galerisi: Ünlü Hırvat heykeltıraş Ivan Mestrovic’in tüm eserlerini bu galeride görebilirsiniz.

Arkeoloji Müzesi: Hırvatistan’ın en eski müzesi. Roma kolonileri Salona ve Narona’ya ait kalıntılar ve anıtlar var.


alıntıdır
HeliX - avatarı
HeliX
Ziyaretçi
14 Eylül 2008       Mesaj #3
HeliX - avatarı
Ziyaretçi
splitbycapitansuattc1

Benzer Konular

22 Şubat 2014 / Zopir Turizm
8 Şubat 2014 / Jumong Turizm
1 Eylül 2010 / LaSalle Taslak Konular
17 Nisan 2010 / LaSalle Turizm
1 Eylül 2010 / Daisy-BT Turizm