Ziyaretçi
Vagner Love
Zico'nun, CSKA Moskova takımında oynayan süper forvet Vagner Love'u üç ay önce telefonla arayarak Fenerbahçe'ye gelip gelemeyeceğini sorduğu ortaya çıktı. Ardından Carlos'un devreye girdiği ve Brezilyalı golcüyü Fenerbahçe'ye transferi için ikna etmeye çalıştığı belirtildi. Zico ve Roberto Carlos'un önümüzdeki günlerde Vagner Love ile Brezilya'da bir
araya gelecekleri de öğrenildi
FENER'E İLAÇ OLUR
Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico'nun, her ne kadar "Benim kadrom yeterli" dese de gizliden gizliye transfer çalışmaları yürüttüğü ortaya çıktı. Zico'nun kadrosunda en çok görmek istediği yabancı futbolcu ise Rusya'nın CSKA Moskova takımında oynayan 23 yaşındaki golcü Vagner Love. Sarı-lacivertlilerin Brezilyalı hocası Zico'nun 3 ay önce telefonla görüştüğü Love'a Fenerbahçe'ye gelip gelemeyeceğini sorduğu ortaya çıktı. Ardından Roberto Carlos'un devreye girerek Vagner Love'u Fenerbahçe'ye gelmesi için ikna etmeye çalıştığı ifade edildi.
FİYATI DÜŞTÜ
Zico ve Carlos'un önümüzdeki günlerde Brezilya'da Love ile yüz yüze görüşerek, süper sambacıya Fenerbahçe'ye transferi için yeniden teklif yapacakları kaydedildi. Bu arada CSKA Moskova, sezon başında Porstmound'un 25 milyon euro'luk müthiş teklifine rağmen Love'u İngiliz kulübüne vermemişti. Ancak CSKA, hocası ile sorun yaşamaya başlayan Love'u şimdilerde satmayı planlıyor. Şampiyonlar Ligi'nde hayal kırıklığı yaşayan Rus ekibinin, Love'u 10-15 milyon euro'ya satabileceği belirtiliyor. Fenerbahçe, Kezman'ı gönderip, Love'u almayı planlıyor.
Fenerbahçe'nin ilk yarı değerlendirmesi
Fenerbahçeliler! İlk yarının müthiş heyecanını yeniden yaşamak istiyorsanız Selçuk Yula'nın analizini kaçırmayın!
Seri başlayacak
Fenerbahçe, geçen sezon olduğu gibi bu sezona da kötü başladı. Ancak gücünü gösterip devreyi zirvede bitirmeyi başardı... Hakem hatalarına ve hiç penaltı kullanmamasına rağmen 'en fazla gol atan takım' olmak, derbileri almak iddiamızın kaynağıdır.
Fenerbahçe, planlı, programlı bir büyüme ile 100. yıla gelirken, sezona Zico ile başladı. Yeni hocası, oturmuş takımı ile başarılı bir sezon geçirdi. 100. yılda diğer branşlarda olduğu gibi futbol takımımın da şampiyonlukla kucaklaşması sevindiriciydi. Üstelik bu şampiyonluk Alex'in gol krallığıyla da taçlandırıldı. Büyük maçlardaki ezici üstünlük taraftarı daha da mutlu etti. Uzun yıllardır Avrupa'da istenileni veremeyen Fenerbahçe, UEFA Kupası'nda zorlu bir gruptan çıkmayı başarırken, Alkmaar ile yaptığı tur maçlarında ise son derece talihsiz şekilde 3-3 ve 2-2'lik skorlarla eleniyordu. Sezonu şampiyon kapatan takım artık Avrupa'yı daha ciddi düşünmeliydi. Yönetim de zaten bu kararı vermişti. İlk iş olarak Zico ile 'yola devam' kararı verildi. Bu arada bazı futbolcularla yollar ayrıldı. Rüştü Reçber, Mehmet Yozgatlı Beşiktaş'a, Serkan Trabzon'a giderken, Tuncay'ın İngiltere'nin yolunu tutması bütün gözleri Kadıköy'e çevirdi. Orada bir şeyler oluyordu?
ZİCO'NUN RÜYASI
Zico'nun rüyası, Fenerbahçe'yi o eski bildiğimiz ve sevdiğimiz kendi dönemlerindeki gibi Brezilya modeliyle oynatmaktı. Bu yüzden tek forvet arkasındaki 5 kişiyi Brezilyalılardan seçti. Roberto Carlos, Vederson, Alex, Aurelio, Deivid 5'lisi aynı dili konuşuyor, iyi anlaşıyordu. Ali Bilgin, Colin Kazım, Gökhan Gönül, Yasin Çakmak, İlhan Parlak, Vederson gibi futbolcular bir programın parçası olarak alındılar. Aslında Zico, en büyük transferini Deivid'e güvenerek yapıyordu. Avusturya takımlarıyla yapılan hazırlık maçlarının tek yıldızı vardı: Deivid. Zico'ya burun kıvırıp, "Bu Deivid'den manav bile olmaz" diyenler, "Adamın herhalde bir bidiği var" demeye başladılar. 5 Ağustos'ta Almanya'da oynanan Süper Kupa finalinde Beşiktaş, Deivid ve Kezman ile geçilirken bile takıma hâlâ not vermekte zorluk çekenleri görüyorduk. Fenerbahçe'yi Serdar, Önder, Edu, Lugano, Carlos, Deivid, Deniz, Aurelio, Uğur Boral, Alex ve Kezman'lı kadrosuyla görenler, "Yeni transferler nerede? Madem oynamayacaklardı niye alındılar" eleştirisini getiriyordu. 10 Ağustos'ta lig perdesi açılıyor; Fenerbahçe, Olimpiyat Stadı'nda çok kötü bir oyundan sonra İstanbul Büyükşehir Belediye'ye 2-0 yenilerek lige "Merhaba" diyordu. Medyadaki ağır eleştiriler küçük de olsa camia ve taraftarlardan destek buluyor, Zico güvenoyu alamıyor, zor bir döneme giriliyordu. Zico belki hiç konuşmuyordu ama çok kızdığını ben yakından biliyordum. İkinci hafta G.Antep maçına herkesi hayretler içinde bırakan sürpriz bir 11'le çıkılıyordu. Sahada varlarını yoklarını ortaya koyan gençler sayesinde 2-1'lik skorla ilk 3 puan kazanılıyordu. Semih attığı gol ve yaptığı asistle yıldızlaşırken, Zico tüm futbolcularına gözdağı veriyor ve medyaya da "Bu takımın tek patronu benim" mesajını iletiyordu.
KAYIP HAFTALARI
F.Bahçe aslında bu maçta çok şey kazandı. Zico belki bir daha böyle "delilik" yapmadı ama o anda yapılması gereken buydu. 3. haftadaki Sivas galibiyetinden sonra arka arkaya puan kayıplarının yaşandığı OFTAŞ, Rize, Bursa, Manisa maçlarındaki futbol da kimsenin hoşuna gitmiyordu. Futbolcular Şampiyonlar Ligi'nin havasına girmiş, buradaki başarılı sonuçlarla rüya alemine dalmışlardı. Bu durum futboldaki en büyük hatayı da getirdi: Rakipler küçümsendi. Kötü gidişle ligde zirveden uzaklaşıldı. Sivas ve G.Saray ile 7, Beşiktaş ile 5 olan puan farkını kapatmak için devreye birilerinin girmesi gerekiyordu. İşte bu noktada başkan ve yönetim kolları sıvadılar, Samandıra'yı mesken tuttular. Burada teknik kadro ve Volkan Ballı'nın emeklerini de görmezden gelemeyiz. Takım artık düzelme yoluna girmişti, Zico sistemi ve kadrosunu iyice kurmuş ve yerleştirmişti. Gökhan Gönül, Hollanda'daki PSV maçıyla büyük bir patlama yapıp kısa sürede Milli Takım'ın değişmezi olurken, sol kanatta maçına göre Vederson ve Uğur, Roberto Carlos'un partneri oluyordu. Appiah'ın yokluğunda Aurelio'nun yanına yerleşen Deniz'in sakatlanması önemli olmuyor, üçüncü adam olarak oraya monte edilen Selçuk aynı başarıyı gösterirken adeta Samandıra'da işlerin ne kadar yolunda olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Deivid hem lig hem Avrupa'da son derece kritik gollere imzasını atarken, kendisine sahip çıkan hocasını da mest ediyordu. Kezman'ın sakatlanmasıyla Semih'in artık kulübenin değil, 11'in vazgeçilmezi olması, yaptığı mücadele ve attığı gollerle takımını sırtlaması onu da Milli Takım'a kadar yükseltiyordu. Ve Semih çok uzun yıllardır hiç görmediğimiz şekilde posteri yapılıp Şükrü Saracoğlu'nda dalgalandırılan bir futbolcu olma şerefine ulaşıyordu. İlk yarıda yaşadığı sorunlara rağmen ligde ve Avrupa'da büyük adımlar atan Fenerbahçe, ikinci yarıda çok daha başarılı olacaktır. Bunu söylemek için kahin olmaya gerek yok.
Hani çok yaşlıydı
Bazı çevrelerin "yaşlı" diyerek transferine dudak büktüğü Roberto Carlos, ilk yarıda F.Bahçe'nin sahada en fazla kalan futbolcusu oldu.
İSTİKRAR SEMBOLÜ
F.Bahçe'nin, bu sezon kadrosuna kattığı Roberto Carlos, ligin ilk yarısındaki istikrarlı performansıyla örnek oldu. Transferinde bazı çevrelerin "Çok yaşlı" diye eleştirdiği tecrübeli futbolcu, F.Bahçe'nin sezonun ilk yarısında Turkcell Süper Lig, Avrupa kupaları ve Fortis Türkiye Kupası'nda oynadığı toplam 26 resmi maçın
24'ünde forma giydi.
TRİBÜNÜ DE ATEŞLEDİ
Carlos, 24 maçta toplam 2157 dakika sahada kalarak F.Bahçe'nin en fazla süre oynayan futbolcusu oldu. Sam******n oynamadığı 2 maçta da teknik direktör Zico, yedeklere şans verdi. Avrupa kupalarındaki tecrübesiyle takımına önemli katkıları olan sambacı, lig mücadelesinde takımı adına bir de gol attı. Carlos şık hareketleriyle tribünleri de ateşledi.
Sponsorlu Bağlantılar
araya gelecekleri de öğrenildi
FENER'E İLAÇ OLUR
Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico'nun, her ne kadar "Benim kadrom yeterli" dese de gizliden gizliye transfer çalışmaları yürüttüğü ortaya çıktı. Zico'nun kadrosunda en çok görmek istediği yabancı futbolcu ise Rusya'nın CSKA Moskova takımında oynayan 23 yaşındaki golcü Vagner Love. Sarı-lacivertlilerin Brezilyalı hocası Zico'nun 3 ay önce telefonla görüştüğü Love'a Fenerbahçe'ye gelip gelemeyeceğini sorduğu ortaya çıktı. Ardından Roberto Carlos'un devreye girerek Vagner Love'u Fenerbahçe'ye gelmesi için ikna etmeye çalıştığı ifade edildi.
FİYATI DÜŞTÜ
Zico ve Carlos'un önümüzdeki günlerde Brezilya'da Love ile yüz yüze görüşerek, süper sambacıya Fenerbahçe'ye transferi için yeniden teklif yapacakları kaydedildi. Bu arada CSKA Moskova, sezon başında Porstmound'un 25 milyon euro'luk müthiş teklifine rağmen Love'u İngiliz kulübüne vermemişti. Ancak CSKA, hocası ile sorun yaşamaya başlayan Love'u şimdilerde satmayı planlıyor. Şampiyonlar Ligi'nde hayal kırıklığı yaşayan Rus ekibinin, Love'u 10-15 milyon euro'ya satabileceği belirtiliyor. Fenerbahçe, Kezman'ı gönderip, Love'u almayı planlıyor.
Fenerbahçe'nin ilk yarı değerlendirmesi
Fenerbahçeliler! İlk yarının müthiş heyecanını yeniden yaşamak istiyorsanız Selçuk Yula'nın analizini kaçırmayın!
Seri başlayacak
Fenerbahçe, geçen sezon olduğu gibi bu sezona da kötü başladı. Ancak gücünü gösterip devreyi zirvede bitirmeyi başardı... Hakem hatalarına ve hiç penaltı kullanmamasına rağmen 'en fazla gol atan takım' olmak, derbileri almak iddiamızın kaynağıdır.
Fenerbahçe, planlı, programlı bir büyüme ile 100. yıla gelirken, sezona Zico ile başladı. Yeni hocası, oturmuş takımı ile başarılı bir sezon geçirdi. 100. yılda diğer branşlarda olduğu gibi futbol takımımın da şampiyonlukla kucaklaşması sevindiriciydi. Üstelik bu şampiyonluk Alex'in gol krallığıyla da taçlandırıldı. Büyük maçlardaki ezici üstünlük taraftarı daha da mutlu etti. Uzun yıllardır Avrupa'da istenileni veremeyen Fenerbahçe, UEFA Kupası'nda zorlu bir gruptan çıkmayı başarırken, Alkmaar ile yaptığı tur maçlarında ise son derece talihsiz şekilde 3-3 ve 2-2'lik skorlarla eleniyordu. Sezonu şampiyon kapatan takım artık Avrupa'yı daha ciddi düşünmeliydi. Yönetim de zaten bu kararı vermişti. İlk iş olarak Zico ile 'yola devam' kararı verildi. Bu arada bazı futbolcularla yollar ayrıldı. Rüştü Reçber, Mehmet Yozgatlı Beşiktaş'a, Serkan Trabzon'a giderken, Tuncay'ın İngiltere'nin yolunu tutması bütün gözleri Kadıköy'e çevirdi. Orada bir şeyler oluyordu?
ZİCO'NUN RÜYASI
Zico'nun rüyası, Fenerbahçe'yi o eski bildiğimiz ve sevdiğimiz kendi dönemlerindeki gibi Brezilya modeliyle oynatmaktı. Bu yüzden tek forvet arkasındaki 5 kişiyi Brezilyalılardan seçti. Roberto Carlos, Vederson, Alex, Aurelio, Deivid 5'lisi aynı dili konuşuyor, iyi anlaşıyordu. Ali Bilgin, Colin Kazım, Gökhan Gönül, Yasin Çakmak, İlhan Parlak, Vederson gibi futbolcular bir programın parçası olarak alındılar. Aslında Zico, en büyük transferini Deivid'e güvenerek yapıyordu. Avusturya takımlarıyla yapılan hazırlık maçlarının tek yıldızı vardı: Deivid. Zico'ya burun kıvırıp, "Bu Deivid'den manav bile olmaz" diyenler, "Adamın herhalde bir bidiği var" demeye başladılar. 5 Ağustos'ta Almanya'da oynanan Süper Kupa finalinde Beşiktaş, Deivid ve Kezman ile geçilirken bile takıma hâlâ not vermekte zorluk çekenleri görüyorduk. Fenerbahçe'yi Serdar, Önder, Edu, Lugano, Carlos, Deivid, Deniz, Aurelio, Uğur Boral, Alex ve Kezman'lı kadrosuyla görenler, "Yeni transferler nerede? Madem oynamayacaklardı niye alındılar" eleştirisini getiriyordu. 10 Ağustos'ta lig perdesi açılıyor; Fenerbahçe, Olimpiyat Stadı'nda çok kötü bir oyundan sonra İstanbul Büyükşehir Belediye'ye 2-0 yenilerek lige "Merhaba" diyordu. Medyadaki ağır eleştiriler küçük de olsa camia ve taraftarlardan destek buluyor, Zico güvenoyu alamıyor, zor bir döneme giriliyordu. Zico belki hiç konuşmuyordu ama çok kızdığını ben yakından biliyordum. İkinci hafta G.Antep maçına herkesi hayretler içinde bırakan sürpriz bir 11'le çıkılıyordu. Sahada varlarını yoklarını ortaya koyan gençler sayesinde 2-1'lik skorla ilk 3 puan kazanılıyordu. Semih attığı gol ve yaptığı asistle yıldızlaşırken, Zico tüm futbolcularına gözdağı veriyor ve medyaya da "Bu takımın tek patronu benim" mesajını iletiyordu.
KAYIP HAFTALARI
F.Bahçe aslında bu maçta çok şey kazandı. Zico belki bir daha böyle "delilik" yapmadı ama o anda yapılması gereken buydu. 3. haftadaki Sivas galibiyetinden sonra arka arkaya puan kayıplarının yaşandığı OFTAŞ, Rize, Bursa, Manisa maçlarındaki futbol da kimsenin hoşuna gitmiyordu. Futbolcular Şampiyonlar Ligi'nin havasına girmiş, buradaki başarılı sonuçlarla rüya alemine dalmışlardı. Bu durum futboldaki en büyük hatayı da getirdi: Rakipler küçümsendi. Kötü gidişle ligde zirveden uzaklaşıldı. Sivas ve G.Saray ile 7, Beşiktaş ile 5 olan puan farkını kapatmak için devreye birilerinin girmesi gerekiyordu. İşte bu noktada başkan ve yönetim kolları sıvadılar, Samandıra'yı mesken tuttular. Burada teknik kadro ve Volkan Ballı'nın emeklerini de görmezden gelemeyiz. Takım artık düzelme yoluna girmişti, Zico sistemi ve kadrosunu iyice kurmuş ve yerleştirmişti. Gökhan Gönül, Hollanda'daki PSV maçıyla büyük bir patlama yapıp kısa sürede Milli Takım'ın değişmezi olurken, sol kanatta maçına göre Vederson ve Uğur, Roberto Carlos'un partneri oluyordu. Appiah'ın yokluğunda Aurelio'nun yanına yerleşen Deniz'in sakatlanması önemli olmuyor, üçüncü adam olarak oraya monte edilen Selçuk aynı başarıyı gösterirken adeta Samandıra'da işlerin ne kadar yolunda olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Deivid hem lig hem Avrupa'da son derece kritik gollere imzasını atarken, kendisine sahip çıkan hocasını da mest ediyordu. Kezman'ın sakatlanmasıyla Semih'in artık kulübenin değil, 11'in vazgeçilmezi olması, yaptığı mücadele ve attığı gollerle takımını sırtlaması onu da Milli Takım'a kadar yükseltiyordu. Ve Semih çok uzun yıllardır hiç görmediğimiz şekilde posteri yapılıp Şükrü Saracoğlu'nda dalgalandırılan bir futbolcu olma şerefine ulaşıyordu. İlk yarıda yaşadığı sorunlara rağmen ligde ve Avrupa'da büyük adımlar atan Fenerbahçe, ikinci yarıda çok daha başarılı olacaktır. Bunu söylemek için kahin olmaya gerek yok.
Hani çok yaşlıydı
Bazı çevrelerin "yaşlı" diyerek transferine dudak büktüğü Roberto Carlos, ilk yarıda F.Bahçe'nin sahada en fazla kalan futbolcusu oldu.
İSTİKRAR SEMBOLÜ
F.Bahçe'nin, bu sezon kadrosuna kattığı Roberto Carlos, ligin ilk yarısındaki istikrarlı performansıyla örnek oldu. Transferinde bazı çevrelerin "Çok yaşlı" diye eleştirdiği tecrübeli futbolcu, F.Bahçe'nin sezonun ilk yarısında Turkcell Süper Lig, Avrupa kupaları ve Fortis Türkiye Kupası'nda oynadığı toplam 26 resmi maçın
24'ünde forma giydi.
TRİBÜNÜ DE ATEŞLEDİ
Carlos, 24 maçta toplam 2157 dakika sahada kalarak F.Bahçe'nin en fazla süre oynayan futbolcusu oldu. Sam******n oynamadığı 2 maçta da teknik direktör Zico, yedeklere şans verdi. Avrupa kupalarındaki tecrübesiyle takımına önemli katkıları olan sambacı, lig mücadelesinde takımı adına bir de gol attı. Carlos şık hareketleriyle tribünleri de ateşledi.

Fenerbahçe Cumhuriyeti / 34 FB 1907
Federasyona artı 1 önerisi

