Arama

Pelvik Enfeksiyonlar

Güncelleme: 26 Ağustos 2009 Gösterim: 6.603 Cevap: 1
Pasakli_Prenses - avatarı
Pasakli_Prenses
Ziyaretçi
8 Ocak 2009       Mesaj #1
Pasakli_Prenses - avatarı
Ziyaretçi
PELVİK ENFEKSİYONLAR

Sponsorlu Bağlantılar
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Pelvik enfeksiyon, kadının iç genital organlarında (pelvis= iç genital organların yeraldığı anatomik bölge) çeşitli mikrobiyolojik etkenler (bakteri, virüs gibi) tarafından oluşturulan bir enfeksiyondur. Bu enfeksiyonların büyük kısmı cinsel ilişkide bulaşan bakterilerle , kalan daha ufak bir kısmı ise doğum, kürtaj, ya da bölgedeki ameliyat ve müdahalelere bağlı olarak (sezeryan, histerektomi (rahimin alınması, kist operasyonları) meydana gelirler.
Pelvik enfeksiyonların cinsel yolla bulaşan alt grubuna PID ("pi ay di" =Pelvic Inflammatory Disease) adı verilir. Pelvik enfeksiyonlar en sık bu yolla meydana gelirler.
Pelvik enfeksiyonların kadın sağlığı üzerinde çok önemli etkileri vardır. Amerika'da kadında kısırlık oluşmasına neden olan etkenler arasında pelvik enfeksiyonlara bağlı tüp tıkanıklıkları birinci sırada yeralır. Türkiye'de de sağlıklı istatistiksel veriler elde edildiğinde muhtemelen benzer bir tablo çıkacaktır.

Kimlerde daha sık görülür?

Pelvik enfeksiyonlar sıklıkla cinsel yolla bulaştıklarından çok eşli cinsel yaşamı olan, ve/veya eşi çok eşli cinsel yaşam sürdüren kadınlarda daha sık görülür. Daha önceden pelvik enfeksiyon geçirmiş olmak, yeni takılmış spiral, sosyoekonomik seviye düşüklüğü diğer önemli etkenlerdir.

Nasıl oluşur?

Pelvik enfeksiyon yapma özelliği olan etken sıklıkla ilk önce servikste (rahimağzında) bir enfeksiyon yapar. Şartlar elverdiğinde daha yukarı çıkarak endometriumu (rahim iç tabakası), sonra fallop tüplerini, daha da ileri aşamalarda tüplerden dışarı çıkarak pelvis içi diğer organları ve peritonu, çok daha ilerlediğinde ise tüm karıniçi organları tutar. Kadının savunma mekanizmaları normal şartlarda servikste başlayan enfeksiyonu kolaylıkla durdurabilir. Ancak etkenler çok yoğun bir şekilde bölgeye hücum ettiklerinde ve/veya çeşitli nedenlerle bölgenin savunması azaldığında (yeni geçirilmiş bir enfeksiyon, yeni geçirilmiş bir müdahale) ve/veya kolaylaştırıcı etkenler olduğunda (yeni takılmış spiral gibi) serviksteki enfeksiyon daha yukarılara ilerleyerek pelvik enfeksiyon tablosunu başlatabilir.
Serviks enfeksiyon yapma yeteneği olan bakterilerin yukarıya çıkmasını engelleyen önemli bir bariyer görevi yapar. Bu bariyer progesteron etkisi altındayken oldukça güçlüdür ve adet kanamasıyla birlikte kanda progesteron seviyesi düştüğünde nispeten zayıflar. Bu yüzden menses döneminde enfeksiyon daha kolay meydana gelir.
Doğum kontrol hapı kullananlarda ilacın içindeki progesteron türevi madde bu bariyerin güçlenmesine yardımcı olur ve doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda pelvik enfeksiyon riski azalır. Spiral ipi ise bakterilerin yukarı çıkması için adeta bir merdiven görevi üstlenerek pelvik enfeksiyon ortaya çıkma riskini artırır. Bu riski azaltmak için spirallerde monofilament (tek lif) iplik kullanılır.

Pelvik enfeksiyonun tehlikesi nedir?

Pelvik enfeksiyonun en büyük tehlikesi bazı durumlarda hayatı tehdid eden bir tablo yaratabilmesidir. Günümüzde cerrahi müdahalelerde ve doğumda steril şartlara özen gösterilmesi ve ameliyatlarda koruyucu antibiyotiklerin yaygın olarak kullanılması nedeniyle bu nedenlere bağlı ciddi enfeksiyonlar giderek azalmaktadır. Cinsel yolla oluşan pelvik enfeksiyonlar (PID) ise toplumun özelliklerine bağlı olarak (cinselliğin serbestlik derecesi, insanların "cinsellik alışkanlıkları") ülkelerarası önemli farklılıklar göstermektedir. Ülkemizde çok ciddi bir sorun olmamasına karşın Amerika'da PID tanısı ve tedavisi için harcanan sağlık giderleri milyar dolarlarla ifade edilmektedir!
Pelvik enfeksiyonun hayati tehlikesi dışında en büyük tehlikesi tüplerde tıkanma ve/veya daralma, pelvis içi organlar arasında yapışıklık yapmasıdır. Bu iki durum da (tüplerde tıkanma ve yapışıklıklar) kadının infertil (kısır) olma riskini veya gebelik oluştuğunda bunun bir dış gebelik olma riskini önemli derecede artırır.
Pelvik enfeksiyonun diğer bir riski de pelviste yapışıklık ve nedbeler yaparak kadında rahatsız edici boyutlarda kalıcı kasık ağrılarına neden olabilmesidir.Geçirilen enfeksiyon sayısı ne kadar fazlaysa tüplerde tıkanma, yaygın yapışıklıklar meydana gelme ve kalıcı bel ağrıları oluşma riski o kadar fazladır. Pelvik enfeksiyon seyrinde tuboovaryan abse (tüp ve yumurtalığın beraberce oluşturduğu boşluk içinde pü birikimi) geliştiğinde sekel riski (yapışıklık, tıkanıklık ve kalıcı kasık ağrısı) oldukça yükselir ve her an "patlayarak" karında yaygın enfeksiyon yapma riski olması nedeniyle bu abseyi boşaltmak için ameliyat gerekebilir

Pelvik enfeksiyon hangi bakterilerle oluşur?

Pelvik enfeksiyonun cinsel ilişki sonucu gelişen tipinde (PID) Neisseria Gonorrhea (gonore=bel soğukluğu etkeni) ve Chlamydia Trachomatis (klamidya) esas etkenlerdir. Bu iki etken beraberce veya ayrı ayrı enfeksiyonu başlatırlar ve sonradan enfeksiyona diğer bakteriler de katılır. Gonore kelime olarak "sperm akıntısı" anlamına gelir. Klamidyalar pelvik enfeksiyon dışında konjunktivit (göz iltihabı), trahom ve lenfogranuloma venereum adı verilen enfeksiyonların da etkenidir. Klamidyalar endometrit (rahim iç tabakası enfeksiyonu) yaptıklarında kasık ağrısıyla birlikte düzensiz kanama (en sık ara kanaması şeklinde) yapabilirler.
Bu iki ana etken dışında mikoplazmalar, toksoplazma, tbc (tüberküloz basili), B grubu streptokoklar ve spiral kullanan kadınlarda aktinomiçes grubu etkenler de pelvik enfeksiyon yapabilirler.

Nasıl belirti verir?

Pelvik enfeksiyonun en önemli ve "olmazsa olmaz" belirtileri kasık ağrısı ve akıntıdır. Bu iki belirti dışında adetin düzensizleşmesi, ateş, ishal, idrar yaparken yanma, vajina içi sıcaklığın artması gibi belirtiler de olabilir. Akıntı tek başına olduğunda muhtemel tanı pelvik enfeksiyondan çok vajinittir.

Nasıl tanı konur?

Genel olarak anamnez (şikayetlerin sorgulanması) ve tipik muayene bulgularıyla (muayenede serviksin elle hareket ettirilmesinin ağrı uyandırması, kasık bölgelerinin muayenesinin ağrı vermesi, akıntı) tanı konur. Pelvik enfeksiyon kesin tanısı, belirti ve bulguların birbirine benzemesi nedeniyle mutlaka dış gebelik, apandisit ve üriner enfeksiyon gibi hastalıklardan ayırıcı tanısı yapıldıktan sonra konur.
Şüpheli durumlarda laparoskopi iyi bir tanı aracıdır. Bu incelemede tüpler ödemli, kızarmış şekilde görüldüğünde diğer muhtemel nedenler de araştırıldıktan sonra tanı kesinleşir.

Nasıl tedavi edilir?

Hafif belirti ve bulgularda hasta ayaktan tedavi edilir. Bu amaçla her iki ana etkene de (gonokok ve klamidya) etki eden bir ya da daha fazla sayıda antibiyotik verilir. Hastalığın cinsel yoldan bulaştığı düşünülüyorsa eş tedavisi de mutlaka yapılmalıdır. Aksi takdirde tedaviden belli bir süre sonra enfeksiyonun tekrarlama riski çok yüksektir. Tedavinin başlamasını takiben bir haftalık bir süre cinsel ilişkide bulunulmaması önerilir. İstirahat tüm hastalıklarda olduğu gibi esastır.
Yatarak tedavi gerektiren durumlar
Hastanın genel durumu bozuk olduğunda, ateşi olduğunda, abse saptandığında ya da ayaktan tedavinin başarısız olduğu durumlarda hasta yatırılarak tedavi edilir.
Teşhisin tam olarak konulamadığı durumlarda da belli bir süre durum açıklığa kavuşana kadar hasta müşahadede tutulur.
Spiral varken oluşan enfeksiyonlar, gebelik döneminde oluşan enfeksiyonlar ciddi boyutlara varabileceğinden mutlaka yatırılarak tedavi edilir.

Tedavi sekelleri önleyebilir mi?

Sekelleri önlemenin en önmeli şartı tanıyı en erken dönemde koymaktır. Hafif enfeksiyonlar uygun tedavi edildiğinde ve hasta da doktorunun önerdiği süre antibiyotikleri kesmeden kullandığında (çoğu hasta ne yazık ki şikayetleri geçer geçmez tedaviyi keser) genellikle hiç sekel bırakmadan iyileşir. Ciddi enfeksiyonlarda ise uygun antibiyotik seçimi ve tedavinin yeterli süre kesmeden devam ettirilmesi sekel oluşma riskini en aza indirir.

Korunmak için neler yapılabilir?

Pelvik enfeksiyonlar cinsel yolla bulaşan hastalıklar (STD=sexually transmitted disease) grubunda yeralırlar. Bu hastalıklardan korunma prensipleri pelvik enfeksiyondan korunmada aynen geçerlidir: şüpheli (STD olduğu düşünülen) birisiyle ilişkiye girmemek ya da girilecekse prezervatif kullanılmasını sağlamak, mümkün olduğunca karşılıklı sadık bir ilişki tarzı benimsemek...





reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
26 Ağustos 2009       Mesaj #2
reyan - avatarı
Ziyaretçi
Pelvik İnflamatuar Hastalık (PID)
PIH (PID) Nedir?
Sponsorlu Bağlantılar

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.


PID, İngilizce’de "Pevlic Inflamatory Disease" kelimelerinin kısaltılışı ile kullanılan bir terim olmakla birlikte Türkçe’ye Pelvik İnflamatuar Hastalık (PIH) olarak çevrilebilir.

Tanım olarak uterus (rahim), tüpler, overler (yumurtalıklar) ve bu organlara ait bağ ve zarların enfeksiyonunu anlatmak için kullanılmaktadır.
PID, bu gün için kadınları etkileyen en yaygın ve ciddi hastalıklardan biridir. Sıklıkla doğurganlık çağındaki, seksüel olarak aktif olan kadınları etkiler ve her 7 kadından biri hayatları boyunca en az bir kez bu hastalığa maruz kalarak tedavi görmektedir.
PID, kısırlığın önlenebilir nedenleri arasında da en yaygın olanıdır. Bu enfeksiyon karın içinde ve özellikle tüplerde yapışıklıklar meydana getirmek suretiyle kısırlığa yol açabilirler. PID geçiren her kadın kısırlık riskini artırmış olur ve bu risk her PID geçirildiğinde yaklaşık olarak iki kat daha artmaktadır.
PID, ihmal edildiğinde kadınlarda ölüme neden olabilmektedir. Amerika’da her yıl PID e maruz kalan bir milyon kadından yaklaşık 250.000 i hastaneye yatarak tedavi altına alınmaktadır. Bunlardan binlercesi ağır enfeksiyon nedeniyle cerrahi operasyona yönlendirilmektedir.

Amerika’da her yıl ağır PID enfeksiyonu nedeniyle 150 den fazla kadın ölmektedir. PID in en sık nedeninin seks yoluyla geçen hastalıklar olduğu düşünülmektedir. Bu enfeksiyonlardan en sık PID e neden olanlar ise gonore ( bel soğukluğu ) ve clamydia enfeksiyonlarıdır. Tedavi edilmediği taktirde bu enfeksiyonlar PID e neden olabilirler.
PID, genellikle iki aşamada gelişir. İlk olarak etken mikro organizma serviksi (rahim ağzını) enfekte eder. Daha sonra, servikal enfeksiyon oluşmuş kadınların % 10 unda enfeksiyon uterus, tüpler, overler (yumurtalıklar) ve karın boşluğuna kadar yayılır. Enfeksiyonun serviksten diğer organlara nasıl yayıldığı tam olarak bilinememektedir.
PID in daha az sıklıkta görülen diğer sebepleri ise; tıbbi ya da hijyenik yolla olmayan düşükler (buna steriliteye dikkat edilmeden yapılan küretajlar da dahildir) , normal doğum sonrasındaki işlemler sırasında steriliteye dikkat edilmemesi veya herhangi bir vajinal enfeksiyon (özellikle seks yoluyla geçen enfeksiyonlar) varlığında spiral takma girişiminde bulunulması.
PID genellikle birden fazla seks partneri olan genç kadınlarda (25 yaşından küçük) görülür. Seks yoluyla geçen hastalıklardan birini bulunduran kadınlar ya da daha önce bir kez PID geçirmiş olan kadınlarda yeniden PID oluşma riski daha fazladır.

Erkek eşlerinin birden fazla seks partneri olan kadınlar, kendileri tek eşli olsalar bile PID yönünden yine de artmış bir riske sahip olacaklardır.

Belirtiler
PID ağır ya da hafif belirtiler verebilirken hiç bir belirti vermeden de seyredebilir. Sıklıkla görülen belirtiler aşağıdakiler gibidir ;

bullet Kötü kokulu Vajinal Akıntılar (lokore)
bullet İdrar yaparken acı ve ağrı duyma (disüri)
bullet Karın alt kısmında hissedilen orta dereceli bir ağrı (pelvik ağrı)
bullet Anormal uterin kanamalar
bullet Ateş, titreme ve üşüme
bullet Bulantı ve kusma

Teşhis
Doktorunuz tıbbi öykünüzü alırken sizin ve partnerinizin seksüel alışkanlıklarınızı da içeren bir dizi soru soracaktır. Ayrıca hastalığa ilişkin şikayetlerinizi ve kullandığınız doğum kontrol yöntemini de soracaktır. Daha sonra pelvik muayene yapacaktır. Bu muayene ile genital organlardaki ağrı, hassasiyet, varsa akıntının tipi ve enfeksiyonun hangi tarafı daha çok tuttuğu gibi bazı önemli sorulara cevap bulmaya çalışacaktır.
PID in teşhisi her zaman çok kolay olmamaktadır. Karın içinde ağrı oluşturan, örneğin apandisit gibi benzer akut hastalıklardaki ağrı ile karıştırılabilir.
Pelvik muayeneye destek olması amacıyla enfeksiyon varlığını teyid etmek için servikal sürüntü örnekleri mikroskopik incelemeye tabi tutulur ve kan tesleri istenir.
Eğer teşhis konusunda hala bir şüphe varsa aşağıdaki prosedürlere geçilir;

Laparoskopi ; Karın içini görmek ve gerekirse bir takım girişimlerde bulunmak için çok küçük bir ya da iki kesi yerinden karın içine sokulan optik tüpler yoluyla yapılan cerrahi prosedürdür.

Jinekolojik Ultrason ; Karın içinde enfeksiyona bağlı olarak herhangi bir yerde apse ya da cerahat olup olmadığını değerlendirmek için kullanılır. Ayrıca karın içinde benzer tipte ağrıya neden olabilecek diğer akut hastalıkların ayırt edilmesinde de oldukça bilgi verici bir teşhis metodudur.

Korunma Yöntemleri
Cinsel ilişkiden tamamen kaçınılsa bile PID e yakalanılmaz diye bir garanti yoktur. Bununla birlikte,hem erkek hem de kadın açısından tek partnerli bir cinsel yaşam (her iki tarafın daha önceki partnerlerinde de cinsel bir hastalık bulunmamış olursa) PID için oldukça koruyucudur.

Cinsel ilişkilerde prezervatif, diafram ve servikal kap gibi bariyer yöntemlerinden birinin kullanılması da seks yoluyla geçen hastalıklar ve dolayısıyla PID açısından koruma sağlayacaktır.
Seks yoluyla geçen hastalığa ya da PID e maruz kalındığında sadece hastanın kendisi değil onun seks partnerleri de tedavi görmek zorundadırlar. Enfekte olan kadın kendisi tedavi görmekle birlikte partneri tedavi olmadıkça onunla cinsel ilişkiye girmemelidir, aksi halde kendi tedavisi de başarısızlıkla sonuçlanacaktır.

Tedavi
PID in esas tedavisi antibiyotiklerledir. Çoğu vakada antibiyotikler tek başına enfeksiyonu yok etmekte başarılı olurlar. Birden fazla etken mikro organizmayla meydana gelmiş olan bir PID için tek bir antibiyotik yeterli olmayabilir ki bu durumda kombine antibiyotik tedavileri önerilir.
Antibiyotikler enfeksiyonun şiddetine göre ağız yoluyla veya tercihen hastanede damar içi yoluyla uygulanabilmektedir. Eğer ağız yoluyla verilmişse verilen tedavi peryodu tamamlanmadan tedavi kesilmemesi gerekir. Bunun nedeni eğer belirtiler kaybolsa da PID in devam ediyor olabilmesidir.

Çoğu kez tedavi süresi 10 – 14 gün kadardır ve kesinlikle tedavinin kesilmesi için enfeksiyonun tamamen yok edildiğinden emin olunması gerekir.
PID için tedavinize başlandığında 3-4 gün sonra tekrar doktorunuza görünmeniz gerekebilir. Bunun nedeni tedavinin etkinliğinin başlayıp başlamadığını kontrol etmektir. Eğer gelişmeler beklenildiği gibi olmuyorsa muhtemelen hastanede daha etkili bir tedavi şekline geçilmesini gerekebilir.

Aynı zamanda eğer teşhis kesin olarak konulamamış ve özellikle apandisit için ayırıcı tanı yapılamamışsa da hastanede takip gerekebilir. Eğer çok yüksek ateş ve ağır derecede bulantı ve kusma varsa, bu da hastaneye yatış ve damar içi antibiyotik tedavisi için nedendir.
Eğer antibiyoterapi yeterli olmazsa ya da doktorunuz patlamış bir abseden şüpelenirse cerrahi tedavi gerekebilir.
Herhangi bir ciddi enfeksiyonda bu tadaviler yanında aktiviteyi azaltarak dinlenmek de vücudun yeniden toparlanmasına yardımcı olacaktır. Ağrı ve rahatsızlıklar ağrı kesiciler ve alt karına sıcak uygulama ile nispeten azaltılabilir.

Ancak kesin tanı konmadan ya da kontrol altında olmadan ağrı kesici kullanmak, mevcut tabloyu maskeleyerek yanlış teşhise neden olabileceği için uygun değildir.

Ne zaman doktora başvurmalı..?
Eğer PID e ait herhangi bir belirti tesbit etmeniz halinde hemen doktorunuza görünmelisiniz.

Ayrıca daha önce bir PID geçirmiş iseniz, belirtilerden herhangi birinin ortaya çıkması ile , yeni bir enfeksiyon açısından tedbirli olmak ve yine doktora görünmekte yarar vardır.

İzlem
PID, sağlığınızı ve yaşam konforunuzu tehdit ediyor olmakla birlikte uygun tedavi ve takip ile vücuttan atılabilir ve ilerde doğabilecek problemler engellenebilir.
Doktorunuzun önerilerine uymak, verilen tedaviyi düzenli ve tam olarak uygulamak ve çağırıldığınız kontrollere zamanında gitmek sağlığınız için önemlidir.
Yeni bir enfeksiyondan korunmak için de seks partnerinizin de (ya da partnerlerinizin) tedavi edilmesi şarttır.
PID in daha kötü komplikasyonlarına maruz kalmamak için en önemli anahtar korunmadır. Eğer daha önce PID geçirdiyseniz ya da hastalık açısından risk altında iseniz mutlaka doktorunuzla görüşün. Doktorunuz hastalık halinde olabilecek belirtiler ve korunma konusunda sizi bilgilendirecektir



Benzer Konular

18 Haziran 2012 / daMLa- Soru-Cevap
3 Ağustos 2008 / Pasakli_Prenses Sağlıklı Yaşam