Arama

Bitki çayının üretim aşamaları hakkında bilgi verir misiniz?

Güncelleme: 24 Aralık 2015 Gösterim: 3.085 Cevap: 2
pkz - avatarı
pkz
Ziyaretçi
22 Nisan 2009       Mesaj #1
pkz - avatarı
Ziyaretçi
Bitki çaylarının üretim aşamaları nelerdir, hangi aşamalardan geçer?
Son düzenleyen _Yağmur_; 24 Aralık 2015 17:27 Sebep: iç başlık
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
22 Nisan 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Belki Bu link size yardımcı olabi,lir>>> Tıkla
Sponsorlu Bağlantılar
Quo vadis?
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
24 Aralık 2015       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Çay Üretiminin Aşamaları
MsXLabs.org

Siyah Çay Üretim Aşamaları :
  • Soldurma
  • Kıvırma
  • Fermantasyon
  • Kurutma
  • Tasnif ve Ambalajlama
Soldurma:
Soldurma, yaş çayın ihtiva ettiği %70-80 oranındaki suyun %50-55’e düşürülmesi işlemini oluşturur ve fermente çay (siyah çay) üretiminin en önemli ilk aşamasıdır. Soldurma eknelerinde yapılmaktadır. Teknelerdeki çayların solma süresi yaş çayın tazeliği ve ıslaklık durumuna, hava ve çalışma koşullarına göre değişir.

Soldurma sonucunda yaprakların hücre özsuları daha yoğun hale gelir ve kıvırma işlemi için uygun elastiki yapı temin edilir. Taze yapraklar soldurulmadan doğrudan doğruya kıvırmaya tabi tutulursa, hücre özsuyunun dışarı çıkması ve hücre parçalanması tam olmaz, yapraklarda kıvrılmadan ziyade kırılma meydana gelir, presleme esnasında kıvırmadan akan sularla çayın içerisinde bulunan etkin maddeler dışarı atılır. Solmuş yaprağın sarkık, halsiz ve pörsümüş durumda olması, canlı ve parlak olmaması, sap kısımlarının kırılmadan eğilir ve bükülebilir durumda olması yaş çayın iyi solduğunun göstergesidir.

Teknelere verilen hava sıcaklığı düşük rakımlarda 38°C, yüksek bölgelerde 32°C’yi geçmeyecek şekilde ayarlanır. Isının yüksek olması durumunda yapraklarda kuruma ve yanmalar meydana gelir. Kurumuş ve yanmış çaylarda kıvırma ve fermantasyon istenildiği gibi olmayacağından elde edilecek çayın kalitesi son derece düşük olur.

Kıvırma:
Solmuş çay yaprağının değişik çay imalat makinelerinde parçalanması, ezilmesi ve bükülmesiyle hücre özsuyunun kıvrılmış yaprak yüzeyine yayılması ve oksidasyonun başlaması işlemidir. İki aşamada gerçekleşir:
  • Birinci Kıvırma
  • İkinci Kıvırma
Birinci Kıvırma:
Bu kıvırma işlemi düz (yaprak) kıvırma makinelerinde yapılır. Düz kıvırmalar uzun sürede yavaş yavaş doldurulduğundan en az 300 kg solmuş yaprak alabilmektedir. Kıvırma süresi doldurulmaya başlandığından itibaren en az 45 dakika olur. Birinci kıvırma bittikten sonra, kıvırma yavaş yavaş boşaltılarak, rotervan olan fabrikalarda rotervandan geçirildikten sonra, olmayanlarda ise doğrudan eleme yapılır.Havalandırılmış kaba çaylar ise ikinci kıvırma için presli veya göbekli kıvırmalara verilir. CTC olan fabrikada ise rotervandan geçtikten sonra direkt CTC’ lere verilir.

İkinci Kıvırma:
Birinci kıvırmada yeterince parçalanmamış kaba yaprakların tazyik altında presli kıvırmalarda veya göbekli kıvırmalarda daha çok parçalanmalarını sağlayarak, yaprağın hücre zarının çatlatılarak içerisindeki hücre özsuyunun dışarı çıkartılması ile daha iyi fermantasyon şartlarının hazırlanmasını temin için yapılır.

Presli kıvırmalarda kıvırma müddeti 40, göbeklilerde ise 20 dakikadır. Presli kıvırmalardaki çaylara bu müddet içerisinde en az 3 defa pres tatbik edilir. Presler 200-300 libre (90-135 kg) lık bir tazyikle yapılır. 5-6 dakika presli, 5-6 dakika pressiz olarak çalıştırılır. Böylece tazyik sırasında fazla sürtünmeden dolayı ısınmış olan çayın harareti düşürülmüş olur. İkinci kıvırmadan çıkarılan çaylar fermantasyon ünitesine sevk edilir.

Fermantasyon:
Kıvrılan yaş çay yaprağının hücre özsuyunda bulunan kimyasal bileşiklerinin oksidaz enziminin tesiri ile biyolojik değişikliğe uğrayarak siyah çayda istenen renk, burukluk, parlaklık, koku ve aromanın oluşması olayıdır. Çay imalatında ilk kalite kontrolü fermantasyon safhasında yapılır. Bu esnada çayın kıvrılma ve solma durumu hakkında bilgi edinilir.

Fermantasyon müddeti denilince; çayların fermantasyon kısmında geçirdiği süre akla gelmemelidir. Bu süre; kıvırmanın başlamasından oksidasyonun tamamlanmasına kadar geçen zamandır. Fermantasyon esnasında nispi rutubet yaklaşık %90-95 civarında tutulmalıdır. Sıcaklık hava şartlarına bağlı olarak 21-3200C arasındadır. Çay liköründe parlaklık ve canlılık düşük sıcaklıkta yapılan oksidasyonda artar. Sıcaklığın yüksekliği nispetinde canlılık azalır, mat ve donuk bir renk oluşur.

Kurutma:
Kıvrılmış ve fermente olmuş çay yaprağının fırınlanarak nem oranını %2-4 seviyelerine indirme işlemidir. Kurutmanın amacı: enzim oksidasyonunu durdurarak, kazanılan özelliklerin ve oluşan maddelerin yitirilmesine engel olacak ortamı oluşturmak, çayı depolanabilir, paketlenebilir ve taşınabilir duruma getirmektir.

Kurutmada giriş sıcaklığı 90-1000C, çıkış sıcaklığı 45-600C arasında olur. Çıkış dereceleri farklı davlumbaz sistemlerine göre değişebilir.
Fırına giren havanın sıcaklık derecesi, debisi, palet üzerindeki yaprak kalınlığı ve çayların fırın içerisinde kalma müddeti, kurutma olayını etkiler.

Fırınlarda başlıca iki ayar vardır:
  • Birincisi kalınlık palet ayarıdır ki;çayların ince ve kalın tabakalar halinde serilmesini sağlar.
  • İkincisi ise devir (kayış-kasnak veya varyatör )ayarı olup, çayların fırın içinde kalma müddetini belirler.
Fırına verilen fermente olmuş çaylar; Marshall tipi fırınlarda 1’nci kayışta 32 dakikada, 2’nci kayışta 27 dakikada, 3’ncü kayışta 21 dakikada, 4’ncü kayışta 17 dakikada, 5’nci kayışta 12 dakikada fırından çıkar.

Kayış kasnak düzeni olmayan fırınlarda devir ayarları varyatörler vasıtasıyla yapılır.Varyatör ayarları çayların fırından 27 ile 32 dakika arasında çıkacak şekilde ayarlanır.

Tasnif ve Ambalajlama:


Tasnif
Fırından çıkan kuru çayların önceden belirlenen standart elek tellerinden geçirilmek suretiyle incelik, kalınlık ve kalitelerine göre ayrılma işlemidir.
Gerek fırın çıkışında gerekse tasnifin çeşitli aşamalarında kurutulmuş çaylar lif tutucularından geçirilerek lif ve çay çöplerinden ayrılırlar. Çaylar fırınlanarak çıktıktan sonra ihtiva ettikleri %2-4 nispetindeki rutubet miktarı ile ancak iyi tasnif edilebilir. Bekletilen ve iyi muhafaza edilmeyen çayların rutubet miktarları arttığından ve elastikiyet kazandıklarından tasnifleri iyi yapılamaz ve kısa zamanda küflenerek sağlığa zararlı hale gelir.

Kuru Çay Nevilerinin Sınıflandırılması ve Özellikleri
Üretilen nevi çaylar genellikle imalat kırığı ve kırık (kırmadan geçen) çaylar olmak üzere 2 sınıfta toplanmaktadır.
Kurutmalardan çıkıp tasnife gelen ve herhangi bir kırma işlemine tabi tutulmadan elenen çaylara imalat kırığı çaylar denir.
Midilton eleği ile 8 ve 10 numaralı pakka eleklerinin üzerinde kalan çayların mekanik olarak kırılıp, tekrar elenmesi sonucu elde edilen çaylara kırık çaylar (kırmadan geçen) denir. Ayrıca 30 numara tasnif eleğinin altında kalan 7 nevi çaya toz çay denir.

İmalat Kırığı Çaylar:

  • 1.nevi ( OF ) Orange Fannings. Çok ince, altınbaşlı imalat kırığı çay.
  • 2.nevi ( BOP1 ) Broken Orange Pekoe. İnce, altınbaşlı ve kıvrım çay.
  • 3.nevi ( OP ) Orange Pekoe. Az altınbaşlı kıvrım çay.
  • Kırık Kırmadan Geçen Çaylar:
  • 4.nevi ( F ) Fanning. Çok ince kırık çay.
  • 5.nevi ( BOP2 ) Broken Orange Pekoe. İnce kıvrımlı, kırık çay.
  • 6.nevi ( BP ) Broken Pekoe. Kalın kıvrımlı kırık çay.
  • 7.nevi ( D ) Dust. Toz çay.
Ambalajlama
Üretilen çaylar içte bez, dışta naylon olmak üzere ikili ambalaj şeklinde torbalanır. Ürün izlenebilirliğini sağlamak üzere iki torba arasına üretim tarihi, saat ve nevisini belirten tanımlayıcı bir etiket konur. 1. nevi 32 kg, 2. nevi 27 kg, 3. nevi 21 kg, 4. nevi 35 kg, 5. nevi 29 kg, 6. nevi 22 kg, 7. nevi 35 kg, net olarak standart hale getirildikten sonra paketleme tesislerine getirilmek üzere kuru çay ambarlarına alınır.

İhraçlık çaylar alıcı firmanın talebi üzerine özel ambalajlarda farklı kilolarda hazırlanabilmektedir.

Siyah Çay ve Yeşil Çay
Siyah Çay: Çay en eski çağlardan beri yorgunluğu dinlendirici, ruhu ferahlatıcı, iradeyi canlandırıcı, gözleri kuvvetlendirici özelliklere sahip olduğu bilinmektedir. Tüm bunların yanı sıra, çayın insan sağlığı açısından büyük ölçüde yararlı olduğu tespit edilmiştir. Özellikle sindirim sisteminde düzenleyici rol almakla birlikte, zihnin yorgunluğuna birebirdir.

Çay 25 çeşit aminoasit içermektedir. Tein bu aminoasitler arasında en çok bulunan ve toplam aminoasitlerin %50’sinden fazlasını içeren bir maddedir. Çay polifenolleri tıbbi kullanımda en etkili unsurdur. Çay numunelerinde bu oran, %10-20 arasındadır. Çayda bulunan 28 elementin çoğu insan sağlığına gereklidir. Çay florin içeren bir bitkidir. Günde 5-6 fincan çay içimi ile alınan florin, insan sağlığına zararlı olmadığı gibi diş çürümelerini önleme bakımından oldukça yararlıdır. Çayın deminde önemli miktarda bulunan sodyum ve potasyum, yüksek tansiyonlu hastalar için yararlıdır. Çayın demindeki bakır ve demir düşük olmakla birlikte, çayın kansızlığa iyi gelebileceği söylenmektedir. Çay manganez açısından önemli bir kaynak olup, enzimleri harekete geçirici bir etkisi vardır. Günde beş fincan çay, bir insanın günlük "K" vitamini ihtiyacını karşılamaktadır.

Yeşil Çay : Dünyada Çin ve Japonya başta olmak üzere Hindistan, Endonezya ve Rusya’da yurdumuzda ise Doğu Karadeniz Bölgesinde yetiştirilmektedir. Kışın yapraklarını dökmeyen kısa boylu beyaz çiçekli ağaççıklardır. Çok eski çağlarda Çinliler çayı ilaç olarak kullanırlar, baş ağrısını giderdiğini, ateşi düşürdüğünü söylerlerdi. Özellikle yeşil çayın damar tıkanıklığını giderdiğini, mide kanserini oluşturan hücreler üzerinde engelleyici etkileri bulunduğunu tespit etmişlerdir. Yeşil Çayın ana unsurları ‘‘polifenollerdir’’. Bu özelliğinden dolayı sindirim sistemini ve vücut ısısını düzenler. Ayrıca Yeşil Çay, C Vitamini açısından da zengin bir içecektir. Yeşil Çayın insan sağlığı üzerindeki koruyucu etkilerini araştırma çalışmalarına dünyanın çeşitli yerlerinde devam edilmekte, her geçen gün yeni bir özelliği ortaya çıkarılmaktadır. Bu nedenledir ki üretim ve tüketimi her yıl giderek artmakta, toplumun yakın ilgisini görmektedir.

Yeşil Çayın Üretim Safhaları
Havalandırma: Havalandırma işlemi, hasat edilen ve yeşil çay üretimi için fabrikalara çekilen yaş çayın üretime alınmasında gecikme olduğu zamanlarda; çayların soğuk hava verilen teknelere alınıp, oksidasyona engel olunması için yapılır.

Şoklama: Çay yaprağının daha iyi kıvrılması ve sonraki aşamalarda okside olmasını önlemek amacıyla çayın içindeki enzimlerin uzaklaştırılması için yapılır. Bu işlem iki türlü olabilmektedir.
  • Birincisi, kendi ekseni etrafında dönen şok soldurma cihazına 15-20 saniye 120-150 C kuru sıcak hava verecek şekilde yapılır. Kuru sıcak hava vermek şeklinde şoklama daha sonraki aşamalarda meydana gelebilecek olumsuzlukları asgariye indirmek için tavsiye edilir.
  • İkincisi, buhar kazanlarından elde edilen çayın tazeliğine göre 90-110 C arasında ayarlanabilecek sıcaklıkda buharın tercihen kapalı bir tunelde 3-5 dakika arasında yaş çaya verilmesiyle olur.
Her iki durumda da, polifenol-oksidas enzimi inaktive edilir.

Soğutma - Biriktirme: Buharlama özellikle şoklama yoluyla yapıldıysa, soğutma önem kazanır, gaye yaş yaprak cidarlarına yapışan suyun uzaklaştırılması gerekmektedir. Şoklanmış yapraklara 30 C civarında kuru hava verilir.

Yaş çayın kıvırmalarda eşit zamanda kıvrılması gerekir, şoklamadan direkt çıkan çayın kıvırmayı 2-3 dakikalık bir sürede doldurması beklenilemez. Eğer çay kısa bir müddetde kıvırmalara verilmezse bazı çaylar Oolong çaya dönüşecektir, bu duruma engel olabilmek için bir kıvırmalık olacak kadar yaş çayın birikeceği, kızışmanın olmayacağı soğutma-biriktirme aşamasının olması gerekmektedir. Sıcak hava verilerek şoklamada büyük bir soğutma biriminin oluşturulması gerekmez.

I.Kıvırma: Şoklanan çaylar 15-20 dakika süreyle birinci kıvırma işlemine tabi tutulurlar. Burada ilk şekillenme oluşur. Kıvırmaların küçük olması tercih edilir.

I.Kurutma: Kıvırmadan alınan ve havalandırılmak üzere elenen çaylar giriş sıcaklığı 55 C olan klasik yaş çay fırınlarda kurutulur. Bu sıcaklık döner fırınlarda 80-90 C'ye kadar çıkabilir. Gaye çayın nem oranını %20-25 dolaylarına indirmek, oksidasyonun başlamasına engel olmaktır.

II. Kıvırma: Fırınlardan indirilen çaylar 20 dakika süreyle ikinci kıvırma işlemine tabi tutulur. Bu süre şekillenme isteğine göre bir müddet daha uzaltılabilir. Baskı uygulaması olmakla beraber, tavsiye edilmez.

II. Kurutma: Kıvırma işleminden geçirilen çaylar, 70-75 kg.lık döner fırınlarda 110-120 C sıcaklıkta 50-60 dakika süreyle kurutulurlar. Gaye çaydaki nem oranını %3 - 5 seviyelerine düşürmektir.

* Yeşil çayda tasnifleme veya torbalama işleminden önce çayların en az bir gün serilerek dinlendirilmesi ve tekrar 70-80 C'de kısa bir müddet nem oranının %2,5-4 seviyelerine düşecek kadar ısıtmalıdır.

Tasnif: İlk aşamada çaylar lif tutucularından geçirilerek lif ve çöplerinden ayrılır. Daha sonra nevilerine ayrılır.
  • Eğer uygun taze, yaş çay (1,5 yaprak) alınmış ise şoklamadan sonra yalnızca döner fırınlarda üretimin yeterli olacağı aklınızın bir köşesinde bulunsun.
Cilalama: Elde edilen tüm nevi çaylar isteğe bağlı olarak cila makinelerinde sanayi pudrası ile cilalanabilir.

Çayın Yararları ve İfade Ettiği Anlamlar
  • Çayın kolesterol seviyesini düşürdüğü uzmanlarca kanıtlanmıştır.
  • Çinko içeriği ile tadım hücrelerindeki tat alma bozukluklarını önlediği sabittir.
  • Susuzluğu giderir, karaciğeri temizler ve yeniler.
  • İçerdiği florid nedeniyle diş çürüklerini önleyici etkiye sahiptir.
  • Doku sertleşmesini ve damar sertliğini tedavi eder.
  • İçerdiği flavonollar ile tansiyonu düşürür ve kan damarlarının bağışıklığını arttırır.
  • Sapon içeriğiyle vücuttaki zararlı maddeleri yok eder, iltihaplanmayı önler.
  • İçerdiği bileşik şekerlerle kan şekerinin yükselmesini önlediğinden diyabet hastalarına önerilmektedir.
  • İçeriğindeki C ve E vitamini ile karoten maddesi sayesinde kan kanserine karşı bağışıklığı artırır, kısırlığı önler.
  • Kuru çay yaprağının içerdiği polifenoller sayesinde kan basıncındaki artışları geciktirir, gıda alerjisini önler.
  • İçerdiği mineral maddeler ile vücuttaki mineral dengesini kurulmasında sudan daha etkili bir rol oynar.
  • %2-4 oranında kafein içeriğiyle metabolizmayı ve merkezi sinir sistemini uyarır, ruhsal rahatlık verir, dinlendirici ve konsantrasyon artırıcı etki yapar, kalbi güçlendirir, astımı önler.
  • Böbreklerin daha iyi çalışmasını sağlar. Çaydaki teobromin ve teofilin maddeleri idrar sökücü özelliği ile böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar.
  • Çay banyoları, sıcak çay kompres ve pansumanları göz ve ciltteki bazı rahatsızlıkları giderir, kaşıntı ve egzama ile uzun dönemde sedef hastalığının tedavisinde rol oynar.
el f 116

Çayın Yararları

Çay ilk olarak tıbbi nedenlerle içilmiş. Çay içerek zihni uyanık tutmak, her derde deva özelliklerinden yararlanmak mevzu bahis edildi. Çinliler ve çayı onlardan 16. yüzyılın sonuna doğru aldıkları söylenen Japonlar, kendi dini ve milli adetlerine uygun bir çay içme töresi geliştirdi. Çay Avrupa'da 17. yüzyıldan beri keyif maddesi olarak içildi. Türkiye'de çay yetiştirme konusunda ilk girişimin Tanzimat devrinde 1888 yılında yapıldığı, dönemin yazılı belgelerinden anlaşılıyor. Çayın yaygınlaşmasına ilişkin hikaye ise şöyle anlatılıyor:

"Hoca Ahmet Yesevi bir gün Türkistan illerinde birine misafir olur. O gün hava çok sıcak olduğu için yorulmuştur. Evine misafir olduğu Türkmen'in komşusunun eşi doğum yapmak üzeredir. Türkmen, Hoca Ahmet Yesevi'den dua etmesini ister, Ahmet Yesevi de dua eder. Türkmen'in isteği olur. Türkmen bu duruma çok sevinir. O yörenin önemli bir ikramı olan çayı kaynatıp getirir. Hoca Ahmet Yesevi çayı sıcak içince yorgunluğu gider. Sonra da 'Bu şifalı bir şeymiş, hastalarınıza bundan içirin ki, şifa bulsunlar' diye nasihat etmiş. Çay o günden sonra tüm Türk illeri arasında kullanılmaya başlamış ve şifa verici bir içecek haline gelmiş."

4000 yıllık tarihe sahip çay Türklerin hayatına geç girmişse de pir girmiş. Gün boyunca çay içmemizin yanı sıra kendimize özgü demleme usulü, ince belli cam bardaklar, Erzurum şekeriyle kıtlama çay içmek milli kültür tarihimizin inkar edilemezlerinden.

DÜNYADA ÇAY TÜKETİMİ
Dünya üzerinde çay bitkisi, kuzey yarımkürede yaklaşık 42 enlem derecesinden, güney yarımkürede 27 enlem derecesine kadar olan kuşak üzerinde yetiştiriliyor.

Yağışın bol ve iklimin sıcak olduğu bölgelerde yetiştirilmesine rağmen dünyada çay üretiminin ekonomik olarak yapıldığı yerler sınırlı. Hindistan, Çin, Sri Lanka, Endonezya, Kenya ve Japonya çay bitkisinin yaygın olarak yetiştirildiği ve çay üretiminin yoğun olarak yapıldığı ülkeler. Başta bu ülkeler olmak üzere Türkiye ile birlikte 30'a yakın ülkede ekonomik düzeyde çay üretimi gerçekleştiriliyor.

Çayın yetiştirilmesinde en önemli etken ise iklim ve toprak. Yıllık sıcaklık ortalamasının 14 santigrat derecenin altına düşmemesi, toplam yıllık yağışın 2 bin milimetreden az olmaması ve aylara göre dağılımının düzenli olması, bağıl nem oranının ise en az yüzde 70 olması, çay bitkisinin normal gelişimi için gerekli şartlar olarak sıralanıyor. Çay bitkisi kumdan kile kadar değişik yapıdaki asit tepkimeli topraklarda yetişebiliyor.

Dünyada çay tarım alanları yaklaşık 2 milyon 500 bin hektar. Bu alanın yüzde 86'sı Asya, yüzde 9'u Afrika, geri kalan yüzde 5'lik kısmı Güney Amerika ve Okyanusya kıtalarıyla Rusya'da bulunuyor. Dünyada kuru çay üretimi 2 milyon 600 bin ton. Bu miktar üretimin yüzde 82.5'i Asya, yüzde 14.7'si Afrika, yüzde 2.8'i Güney Amerika ve Okyanusya kıtalarıyla Rusya'da yapılıyor. Dünyada üretilen kuru çayın yüzde 42.5'i ihraç ediliyor. Büyük çay üreticisi ülkelerden Asya kıtasında yer alanların dünya ihracatından aldıkları pay yüzde 64, Afrika kıtasında yer alanların aldıkları pay yüzde 30.9, Güney Amerika kıtası ve diğerlerindekilerin payı ise yüzde 5.1'dir.

Dünyada tüketim amaçlı çay ithalat miktarı ise 1 milyon 117 bin ton. İthalatın yüzde 27.9'u Asya, yüzde 16.8'i Afrika ülkeleriyle yüzde 14.4'ü İngiltere ve İrlanda, yüzde 9.9'u Rusya Federasyonu ve geri kalan yüzde 3.1'i ise diğer ülkeler tarafından yapılıyor.

Yıllık kişi başına çay tüketim miktarları yüksek olan ilk 5 ülke ise, İrlanda (3.17 kg), Kuveyt (2.66 kg), İngiltere (2.46 kg), Türkiye (2.36 kg), Katar (2.00 kg). Türkiye, çay tarım alanlarının genişliği bakımından, dünyada üretici ülkeler arasında 6. sırada, kuru çay üretimi yönünden 5. sırada, yıllık kişi başına tüketim bakımından ise 4. sırada yer alıyor.

Yeşil çay, "camellia sinensis" çay bitkisinin tepe tomurcuğu ve onu takip eden 2 yaprak esasına göre hasat edilmiş taze sürgünlerinden üretilen Non-okside bir çay çeşidi. Dünyada ilk kez Çin'de üretilen, M.S. 800'lü yıllarda Çin'den Japonya'ya getirilen bu ürünün, o yıllarda da güçlü bir ilaç ve sağlH yörenin önemli bir ikramı olan çayı kaynatıp getirir. Hoıklı bir içecek olarak tüketildiği biliniyor. Daha sonraki yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, yeşil çayın insan sağlığı açısından mucizevi bir ürün olduğunu gösterdi.

Dünyada yılda ortalama 700 bin ton yeşil çay üretilmekte, üretici ülkeler sıralamasın da 450 bin tonla Çin 1. sırada yer alıyor. Japonya, Endonezya, Vietnam, Hindistan ve Sri-Lanka diğer üretici ülkeler. Dünyada tüketimi hızla artmakta olan yeşil çay, ülkemizde de henüz tanınmaya başlandı. Türkiye çaycılığına katkıda bulunak ve Türk insanını yeşil çayla tanıştırmak amacıyla Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı Atatürk Çay ve Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü bünyesinde "Türk Yeşil Çayı Deneme Üretimi" adlı proje yürütüldü. Taşlıdere Çay Fabrikası'nda kurulan pilot ünitede 7-21 Ekim 2003 tarihleri arasında deneme üretimleri yapıldı

TARİHÇESİ ..2..
İşte yaklaşık beş bin yıllık tarihiyle yapraktan demliğe bir bardak çayın öyküsü böylelikle başladı...
Beş bin yıllık tarihi boyunca, çeşitli felsefelere göre her şeyin sonunda ona döneceğine inanılan yaşam kaynağı sudan sonra, tüm dünyada en çok tüketilen içecek olma ünvanını bir an olsun elinden bırakmamış çay. Fincan başına sadece dört kalori içeren leziz sıvı, bununla da yetinmeyip, önceleri ilaç ve ritüel içeceği işlevi görürken sonraları en fazla rağbet gören keyif maddesi olma özelliği kazanmış. Keyif unsurunu bile farklı yorumlayan kültürlerin süzgecinden geçerken demliğinin dinsel, sosyal ve kültürel tatlarına bürünen çay, sonuç olarak bugün karşımıza başlı başına bir kültür olarak çıkmayı başarmış.

Buzdan poşete...
19. yüzyılın başına gelindiğindeyse Çin ve Japonya'dan Avrupa ve Amerika'ya kadar tüm dünyaya ulaşan çay, gelişim sürecini teknolojinin paraleline oturtarak günlük hayatımızdaki yerini daha da sağlamlaştırmıştır. 1904 yılında Saint Louis Dünya Fuarı'nda İngiliz Richard Blechynden tarafından geliştirilen "buzlu çay" fikri, bunun en güzel örneklerinden biridir. Blechynden, yakıcı bir havada sıcak çayını buz küplerinin üzerine dökerek satmayı düşünmüş, böylelikle satışlarında patlama yaşamış ve buzlu çayın babası olarak tarihe geçmiştir.

Amerikalı çay ithalatçısı Thomas Sullivan ise müşterilerine küçük ipek torbacıklar içinde çay numuneleri gönderirken 1908'de geliştirdiği "poşet çay" düşüncesi ile çay tarihindeki yerini almış, dünya çay üreticisi firmaların kıyasıya rekabetine tanık olacak çay pazarının yelpazesini daha da genişletmiştir.

Yapraktan demliğe...
Latincesi Camellia Sinensis olarak bilinen ve aslında bir kamelya türü olan çay bitkisi oldukça hassas ve seçicidir. Gevşek, humuslu, asitli ve alkali özellikteki toprak ile nemli iklimleri sever. Daha önce başka bir tarım ürününün yetiştirildiği topraktan hoşlanmayan nazlı bitki, dünyanın belli bölgelerinde yetiştirilebilirken, Türkiye'de sadece Doğu Karadeniz'de Rize çevresini yaşam şartlarına uygun bulmuştur. Bitkinin 28 cins ve 520 türüyle karşımıza çıktığı düşünülürse çay çeşitlerinin bolluğu daha kolay anlaşılacaktır. Yetiştirildiği yerin iklim özelliklerinin ve deniz seviyesinden yüksekliğinin kaliteyi belirlediği çay, işlenme, mayalama, kurutma ve sınıflandırma olarak sıralanan zahmet ve emek isteyen bir dizi işlem sonucu dalından bardağımıza kadar ulaşır.
Kalitesinden ödün vermemek adına, dünyanın pek çok yerinde, hala el emeği ile toplanan göz nuru ile oya gibi işlenen bitkisinin yolculuğu demliğe varmakla sonlanmaksızın çay, farklı farklı kültürlerde inanışların, anlayışların ve içinde bulunulan zamanın suya rengarenk yansıması olmayı sürdürmektedir.
İngiltere'de beyaz kremalısı, Uzak Doğu'da yeşili, Hindistan'da siyahı ile...

Dünyanın bir ucundan diğer ucuna aynı bir fincan suya bambaşka iksirlerini salarak...

ARAŞTIRAN DERLEYEN
RECEP ÖZTABAK
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

25 Aralık 2014 / danger6983 Soru-Cevap
11 Ekim 2009 / Misafir Cevaplanmış
24 Şubat 2011 / VoLaqiR Cevaplanmış
13 Ağustos 2012 / Misafir Soru-Cevap