Cem Karaca Özel
Kişiliğim
Sevdiklerim: Evim, Memleketim,Kadınım,Oğlum, bir elin beş parmağından az olan dostlarımı vede işimi çok severim.
Sevmediklerim: Yukarıdakiler dışında kalanlar,ve bağnazlar,yalancılar, bilmem anlatabildimmi?
Huysuzluklarım: Ani uyandırılmak, Gece geç saatlerde gelen münasebetsiz telefonlar, İsteğim dışında dayatılan talepler beni hep huysuzlaştırır. Aslında kızdığım şeyler beni huysuzlaştıran nedenlerdir, kaldı ki koç burcunun belirli özelliklerini sonuna kadar taşıyan bir kişi olarak Astrolojiye ilgisi olan insanlar bunun böyle olduğunu söylüyorlar.
Hayattan beklediklerim: Tırmanan bir mesleki kariyer, kalan yaşamımı sağlıklı ve kimseye muhtaç olmadan sürdürebileceğim bir süreç, Türkiye'li binlerce öyküden birine sırtını dayamış tiyatro ile müziğin kucaklaştığı bir müzikal, ve tabiiki sözünü ve müziğin gerçekleştirdiğim çalışmalardan kaynaklanan haklarımın bana ödenmesi.
Yaşam Felsefem: Halkımın yanında, gaddar ve zalimlerin karşısında, elime ,belime,dilime sahip olup babamdan aldığım soyadımı aynı güzellikte oğluma devredebilmek. Ve tüm sanatçılar ,düşünenler için biraz daha ışık....
~~~~~~~~~~
Dostlarım
Beni Yönlendirenler
Irma Toto Karaca (Annem)
5-6 yaşlarındayken annem ve teyzemin etkisiyle şarkı söylemeye başladım, 14 yaşındayken Nesrin adlı bir kıza aşık oldum, kızı etkilemek için "Johnny Guitar" adlı şarkıyı söyledim. Fakat Nesrin'den çok annem etkilenmişti. Müziğe yönelişimde beni en çok etkileyen ve yönlendiren Annem çok sevdiğim teyzem olmuştur.
Mehmet İbrahim Karaca (Babam)
Elinden geldiğince engelledi. Ancak bu beni kamçıladı. Kaldı ki özenle konuşmaya yazmaya ve söylemeye gayret ettiğim türkçemi babama borçluyum.
Rosa Felekyan (Annemin Teyzesi)
İlk nota bilgilerini aldığım opera sanatçısı Rosa Felekyan benim do mi yaya'mdır. Yani do mi teyzem.
Turan Göker (İstanbul Şehir Tiyatrosu Oyuncularından)
Babamın bu yakın dostu, değerli abim bana resmi eğitim programı doğrultusunda okutulan kitaplar dışında, söz konusu edebiyat ve felsefe olduğunda doğru rotayı çizmiş, hayatımda son derece değer verdiğim bir insandır.
Yusuf Sururi (Oyun Yazarı - Çevirmen)
İlk gençlik yıllarımda Existansiyalist Ecole'ü etkisinde kaldığında ki bu hippy öncesi "Beat Nick" kültürünün içiçe geçtiği yıllardır. Çok iyi bildiği engin fransız kültüründen kaynaklanan bilgi birikim ve deneyimiyle sürekli destek olmustur.
Sokaktaki her vatandaş, akşamları evlerde yanan her lamba, siren çalarak geçen her ambulans, her doğan çocuk ve her cenaze arabası... Daha sayayım mı...? Hatta ve hatta ters dönmüş bir hamam böceği bile... Çünkü atom bombasının bile öldüremediği bu tuhaf yaratık bir daha asla kendini doğrultup yürüyemez...
Ancak yaşayan biri var ki ona sorabilmeniz olası lakin o denli meşgul ki benimle ve evimizle, ona bir de bu sorumluluğu yüklemeyelim... Sevda kusun kanadında, ürkütmeyelim...
Onu tanıdığımdan beri son kadınım diye düşündüm. Adıyla ters orantılı olan kadınım ilkim... Yaşım elliyi geçtikten sonra yaşadığım durum böyle, ilkim son kadınım olmalı... Allah herkese sevgisini, ilgisini, üleşen kazandığını kendisine layık gören bir eş nasib etsin...
Benim ve Ailemin arşivini düzenleyen, şiirlerimi daktilo eden yine o'dur. O'na eline sağlik diyorum, nasıl teşekkür edeceğimi, Allah'a şükür ki biliyorum...
~~~~~~~~~~
Hobilerim-Fobilerim
Hobi'lerim:En büyük hoby'm balık tutmak, ayrıca kitap okumayı çok severim ve burada izninizle bir genelleştirme yapmak istiyorum, tarihi ve araştırmacı yerli ve yabancı kitaplar. Sinema filmlerinde ise savaş filmleri izlemeyi severim.Yüzmeyi oynamamakla birlikte futbol ve basketbolu severim.
Fobi'lerim ise; Yalnız kalmak, maddi- manevi- fiziki baskı altında tutulmak.
(alıntıdır)