Arama

Absürd Ansiklopedi / Bunları biliyor musunuz? - Sayfa 12

Güncelleme: 7 Nisan 2015 Gösterim: 118.394 Cevap: 183
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
2 Ekim 2008       Mesaj #111
nünü - avatarı
Ziyaretçi
İnsanın bilinmeyen ve ilginç yönleri..

*Vücudumuzda bulunan yağla 7 iri sabun kalıbı yapabiliriz.
Sponsorlu Bağlantılar

* O kadar çok karbon taşırız ki bunları bir araya toplayıp kullanmak mümkün olsa; 9000 adet kurşun kalem yapabiliriz. 2200 kibrite yetecek kadar fosforumuz, 250 gramdan fazla sülfürümüz, bir kaşık dolusu magnezyumumuz, 5 cm boyunda bir çivi yapacak kadar demirimiz vardır.

* Vücudumuzda 25 milyar oksijen alıcı kırmızı kan yuvarlakları bulunmaktadır. Bunları bir yüzey üzerine yayacak olursak 2570 metre karelik bir alanı kaplar.

* Bebekken 270’den fazla kemiğimiz varken, büyüdükçe bunların bazısı birbiriyle kaynaşarak sonunda sadece 206 kemikle kalırız.

* Kalbimiz normal olarak dakikada 70-72 kere atar. Bu atışa göre, 70 yaşındaki insanın kalbi 2500 milyon kere atmış ve bu süre içindede 167561600000 kilo kan, damarlarımıza pompalamıştır.

* Normal bir vücut ısısı ile dayanabileceği en sıcak suyun ısısı 110°C dir.


* Normal bir insan vücudunda bulunan elektrik, 25 wattlık bir lambayı dakikalarca yakabilir.

* Esmerlerde 120 bin, sarışınlarda ise 140 bin adet saç teli vardır. Her geçen gün başımızdan 80-150 arasında saç teli kopar ve yerine yine aynı sayıda yenileri çıkar.

* Tek bir dakika içerisinde 1025 cm küplük havayı içimize çeker, 4 kilograma yakın kanı vücudumuz içinde devrederiz.

* Yapılan araştırmalara göre 6 dakika su altında kalabilir, 20 dakika nefesimizi tutabilir, sıfırın altında 103 derecelik bir soğuğa karşı koyabiliriz. 30 gün aç 110 saat da uykusuzluğa dayanabiliriz.

* Tırnaklarımız bir yılda 3,75 metre kadar uzar.

* İnsan doğduktan bir kaç gün sonraya kadar, hiç birşey duymayacak kadar sağırdır

*Çocuklar bahar aylarında daha fazla büyüyorlar...

*Gözler hiç bir zaman büyümüyor ama burun ve kulakların büyümesi asla sona ermiyor...

*Bir tel insan saçı 3 kilograma kadar ağırlık kaldırabilecek esnekliğe sahip...

*İleri doğru adım atıldığında, insan vücudundaki 54 kas harekete geçiyor...

*Hapşırma anında, kalpde dahil bütün vücut fonksiyonları bir an için duruyor...

*İnsanın kalça kemiği, betondan daha sağlam

*İnsan midesi 2 haftada bir iç zarını yenilemek durumunda; aksi taktirde kendisini sindiriyor...

*İnsan vucudundaki en güçlü kas dilde bulunuyor...

*Birisinin yüzünü hatırlamak için, beynin sağ tarafı çalışmaya başlıyor...

*El parmak tırnakları, ayak parmak tırnaklarından 4 kat daha hızlı uzuyor...

*Vücuttaki karbon gazını boşaltabilmek ve daha çok oksijen alabilmek için esneme ihtiyacı duyuluyor...

*Sabahları yenilen bir elma, kahveden daha fazla uyku açıyor...

*Bir insan hayatının iki yılını telefonda konuşarak geçiriyor...

*İnsanlar yaşamları boyunca, 6 fil ağırlığına eşit miktarda yiyecek tüketiyor...

*En uzun kalp durması 4 saat. 1987 yılının aralık ayında denize düşen bir Norveçli'nin kalbi 4 saat durdu. vücut ısısının düşmesi nedeniyle Norveç'li 4.saat sonunda yaşama döndü...

*Ameliyat sırasında bazen büyük miktarlarda kana ihtiyaç duyulabiliyor. 1970 yılında Chicago'da yapılan açık kalp ameliyatında 50 yaşındaki hemofili hastası için bin litreye yakın kana ihtiyaç duyuldu...

peaceful - avatarı
peaceful
Ziyaretçi
8 Ekim 2008       Mesaj #112
peaceful - avatarı
Ziyaretçi
Bal Hakkında Bunları Biliyor muydunuz?

Sponsorlu Bağlantılar
. Arıların 20 milyon yıldır bal ürettiklerini,

. Bir kg. bal için yaklaşık 30 bin arının, 20 milyon çiçekten nektar toplaması gerektiğini,

. Arıların, çiçeklerden 1 kg. bal toplamak için, dünyanın çevresini 6 kez dolaşacak kadar uçtuklarını,

. Arıların bal üretmenin dışında, doğal yaşamın devamı için çok önemli işlevleri olduğunu, bitkilerin arılar sayesinde döllenerek üreyebildiklerini,

. Mısır'da firavun Tutankamon'un mezarında tahtadan yapılmış bir kutuda bulunan 13 kilo balın 3.800 yıldır bozulmamış olduğunu,

. Milattan 400 yıl önce yaşamış olan ünlü hekim Hipokrat'ın balı, tedavi amacıyla kullandığını,

. Eski Hint, Mısır, Roma, Sümer, Babil ve Hitit uygarlıklarında da balın tedavi amaçlı kullanıldığını,

. Balın antibakteriyel özelliğinin Asurlularca keşfedildiğini,

. Arıcılığın bir tarımsal faaliyet olarak ilk çağlardan beri yapılageldiğini,

. Bugün başta Çin olmak üzere, pek çok ülkede hastalıkları sadece arı ürünleriyle tedaviyi amaçlayan Apiterapi merkezlerinin kurulduğunu ve giderek yaygınlaştığını,

. Ülkemizde bilinen ilk Türkçe arıcılık kitabının 1912 yılında, Halkalı Ziraat Mektebi öğretmeni Mehmet Ali Bey tarafından yazılarak yayımlandığını ve adının "Ameli ve Nazari Arıcılık" olduğunu,

. Balın 45°C'nin üzerinde ısıtılmaması gerektiğini; ısıtılırsa, besleyici bazı özelliklerini kaybedeceğini,

. Balın, çocukların bedensel gelişimi için mutlaka gerektiğini, ancak bir yaşından küçük çocuklara bal yedirmenin sakıncalı olabileceğini...
peaceful - avatarı
peaceful
Ziyaretçi
9 Ekim 2008       Mesaj #113
peaceful - avatarı
Ziyaretçi
· Yapıştırıcılar Nasıl Yapıştırıyor?
Yapıştırıcıların sağladığı yapıştırma olayı aslında kimyasal reaksiyondan başka birşey değildir. Günümüzde imalatçılar yapıştırıcıları sentetik malzemeler kullanarak yaparlar. Yapıştırma olayında benzer yada iki malzemeden iki madde, birde yapışkan gerekir. Burada en önemli görev yapıştırıcıdadır. Yapıştırıcı moleküllerinin diğer iki madde molekülleri ile birleşme eğilimi gösterir bir yapıda olması gerekir.

· Radyonun Sesi Açılınca Pil Daha Çabuk mu Biter?
Pille çalisan portatif radyolarda sesin yüksekliği pilin ömrünü etkiler. Radyo açık, sesi kapalı durumu ile sesin sonuna kadar açık durumu arasındaki fark pillerin ömürlerinin kısalmasına neden olur. Ses sonuna kadar açıldığında pillerden çekilen akim yüzde 30 artmaktadır. Bu durum, küçüğünden büyüğüne, pille çalışan ve ses yükselticisi olan bütün radyo, teyp, volkmen vb. için aynidir.

· Matematikte Niçin -2 ile -2 nin Çarpımı +4 Eder?
Haftanın beş günü ise otobüs ile gidip geldiğinizi varsayalım. Her sefer bir milyonluk bir biletle yapılıyor. On milyon tutarında on tane bilet aldınız. Her gün gidiş geliş kullandıkça iki tanesi eksiliyor. Bunun eşitlikteki yeri (-2) dır dır. Siz bu isi beş gün süresince yani 5 kez yaparsanız (-2)x( +5)= 10 olur. Diyelim ki bayram tatilinin iki günü o haftanın Perşembe ve Cuma günlerine geldi ve tatil. Bu kez yapmanız gerekeni yapmıyorsunuz. İki günlük 4 bileti kullanmıyorsunuz. Bu hareket, yapmanız gerekene göre negatif yani ters yönde bir harekettir. Her gün bilet almak yerine iki gün süresince hiç bilet kullanmıyorsunuz. İki kere negatif hareketi “-2″ bilet üzerinde yapınca o hafta elinizde (-2)x( -2) =(+4) . bilet kalıyor.

· Termos Nasıl Sıcağı Sıcak, Soğuğu Soğuk Tutuyor?
Tek nedeni vardır, vakum. Yani boşluk. Bir termosta iç içe geçmiş iki kap vardır. Dıştaki metal bir kap olup içteki genellikle bir cam sisedir. İkisinin arasındaki hava ise boşaltılmıştır. Tam olmasa da üreticiler tarafından elde edilebilen tama yakin bir boşluk vardır. Vakumlu bir ortamda hava molekülleri de olmadığından isi iletilemez. Cismin ısısı başlangıçta ne ise o halde kalır. İçerden dışarıya, dışardan içeriye ısı geçişi olmaz. Böylece termosa konan sıvı sıcaksa sıcak, soğuksa soğuk kalır.

· Bir Hafta Niçin 7 Gündür?
Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın sayısının 7 olusu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde, göğün 7 kat olusu ve doğadaki ana renk sayısının 7 olusu, müzik notalarının 7 olusu sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı.

· Niçin Otellerin Kapıları Döner Kapıdır?
Döner kapıların tek amacı enerji tasarrufudur. Büyük binaların içerleri devamlı olarak ısıtılır. Açılan normal kapıdan içeri soğuk hava rahatlıkla girer. Eğer normal kapı kullanılırsa hava değişimi nedeniyle klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır. Özellikle çok kişinin girip çıktığı otel veya benzeri binalarda enerji tasarrufu için döner kapı kullanılır. Döner kanatlar sıcak havanın dışarı çıkmasına, soğuk havanın da içeri girmesini-engeller.

· Bardaktaki Buzlar Niçin Birbirlerine Yapışırlar?
Buzun erimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardaki buzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt tabaka erir ve kayma oluşur. Bir kabin içinde ya da bir bardakta üst üste duran buzların her biri altındakine değdiği noktada bir basınç oluşturur ve bu, noktada çok küçük kısım erir. Buradan hareket eden su çok az yanda iki buz küpçüğünün birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası kaynak yapılmışçasına birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime olmaz.

· Kumaşlar Yıkandıktan Sonra Niçin Çeker?
Aslında kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumasın az biraz uzaması gerekmektedir. Ama-bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığı çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek isi, çalkalama, sabun hepsi kumasın çekmesini kolaylastirir. Kumaş birkaç kez yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra yıkandığında çekmez.

· Çinlilerin Gözleri Neden Çekiktir?
Yalnız Çinlilerin değil Orta ve Güneydoğu Asyada yasayanların, Japonların hatta Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütün dünyada aynidir. Farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım insanların gözlerini yoğun kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çinde ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da onların atalarının buzul çağında kuzeyde yasadıkları daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgâra karsı korunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.

· Ateş Böceği Nasıl Işık Saçıyor?
Yaz gecelerinin karanlığında otların arasında veya havada uçarken parıldayan, yanıp sönerek sarı-yeşil bir ışık veren bir böceği görmüşsünüzdür. Yanına yaklaşıldığında ışığını söndüren, gece karanlığında izini kaybettiren bu böceğin ismi ateş böceğidir.
Aslında bu böceğin verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi yoktur. Bunun bilimsel adı “soğuk ışık”tır ki günümüz teknolojisi bu ışığı henüz yapay olarak üretmeyi başaramamıştır. Bilim insanları dünyada milyonlarca yıldır mevcut olan bu tabiat teknolojisinin önce çalışma mekanizmasını çözmek sonra da taklit ederek insanlık hizmetine sunabilmek için çalışmalarına hız vermişlerdir.
Kısa bir zaman öncesine kadar sürtünme veya ısı olmadan ışık elde etmenin imkansız olduğuna inanılıyordu. Nasıl ki normal bir ampul kendisine verilen enerjinin yüzde 4”ünü, florasan ampul ise yüzde 10”unu ışığa dönüştürebiliyor, geri kalanını ısı olarak yayıyorsa, ateş böceğinde de benzer bir durum olduğunu sanan bilim insanları, böceğin bu iş için kullandığı enerjinin tamamını ışığa dönüştürebildiğini tespit edince hayrete düştüler. Gelelim ateşböceğinin ışık üretme mekanizmasına… Aslında ateş böceklerinin ışık verme reaksiyonları o kadar hızlıdır ki bu fonksiyonun kademelerini incelemek hemen hemen imkânsızdır. Yani ışık üretim mekanizması hakkındaki bilgiler hala teoride kalmaktadırlar. Kesin olarak bilinen bunun moleküler seviyede kimyasal bir işlem olduğu, bazı moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjili hale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa dönüştürebildikleridir.
Ateş böceğinin karın bölgesindeki ışık organında bulunan guddelerden, ışık elde elmede rol alan iki ana kimyasal madde üretilmekledir. Bunlardan birincisinin kimyasal yapısı aydınlatılmış ve yapay olarak elde edilmiştir. İkincisinin ise yapısındaki gizem çözülmesine rağmen sentetik olarak üretilmesi hala mümkün olamamıştır. Ateş böceklerinde üretilen iki kimyasalın birleşiminin de ışık vermeye tam olarak yetmediği, böceğin ışık bölgesine yakın solunum organının ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi gerektiği tespit edilmiştir. Bilinmeyen bir başka ayrımı ise bu ışığı hangi şalterin açıp kapadığıdır.
Bu gizemli böceklerin 2 bin çeşidi olup erkekleri uçabilirken dişileri kanatsızdırlar. Erkekler dişileri aramak için geceleri uçarlar ve ışıklarını birbirleri ile iletişim kurmak için kullanırlar. En iyi ışık verimini gelişmiş dişiler verir. Ateş böcekleri geceleri 3 saat süreyle ışık verebilirler.
Genellikle ısırarak zehirledikleri salyangozları yedikleri için kireçli toprakların olduğu nemli bölgelerde daha çok görünürler. Parlamayı sağlayan kimyasal maddeler sayesinde, kazara onu yiyen bir düşmanı kusmak zorunda kalır ve bir daha başka ateş böceği yemeye teşebbüs etmez.

· Doğum Gününde Pasta Kesme Adeti Nereden Geliyor?
Düğünlerde pasta kesmek adetinin, yeni evlilere bereket, doğurganlık ve mutluluk dileklerinin iletilmesinin zaman içinde gelişmiş bir şekli olduğundan bahsetmiştik. Doğum günlerinde pasta kesmek adetinin ise tarihi kökeni ve amacı değişiktir. Zaten tek kat olan şekli ve üzerindeki mumlar nedeniyle pasta görünüş olarak da düğün pastasından farklıdır. Pasta sözcüğünü hep günümüzdeki anlamı ile kullanıyoruz. Aslında tarihi gelişimi içinde kek demek daha doğru olur. Doğum günü pastasının bilinen tarihi Helen uygarlıklarına kadar uzanır. Bir kutlama amacı ile ortaya çıkması ise Ortaçağda Almanyada olmuştur. 13. yüzyılda Almanyada çocuklara gösterilen ilgi belki bugünkünden bile fazlaydı. Doğum günleri bir festival şeklinde kutlanıyordu. Doğum günü kutlaması sabaha karşı, şafakta, gün ağarırken başlıyordu. Üstü yanar mumlarla süslenmiş pasta kek eve getirildiğinde çocuk uyandırılıyor, pastanın üstündeki mumların ise yemek vakti gelene kadar devamlı değiştirilerek sürekli yanar halde kalmaları sağlanıyordu. Yemeğin başında çocuk mumları üfleyerek söndürüyor ve şölen başlıyordu. Pastanın üzerindeki mumların sayısı çocuğun yaşından bir fazla oluyordu. Bu bir fazla mum, bir gün sönecek hayatın ışığını simgeliyordu. Ayrıca çocuğa bir çok hediyeler getiriliyor, o gün istediği, sevdiği yiyecekler hazırlanıyordu. Yani o zamanlarda doğum günü kutlamaları çocuklara yönelikti. Günümüzde her yaştan insanın kutladığı doğum günü ve kesilen pasta işte o zamanların bir adetinin devamıdır. Doğum günü pastasının üstündeki mumları bir üfleyişte söndürmek, bu arada bir dilek tutmak, eğer dilek gerçekleşirse bunu kimseye söylememek adetleri de o günlerden kalmadır

kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
10 Ekim 2008       Mesaj #114
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Viski rehberi

Geçen sayı sizlere puro hakkında "ince" detaylar vermiştik. Şimdi sıra, 15. yüzyıldan bu yana bir kültürü, düsturu olan, İskoçların alkollü içki tarihine adını altın harflerle yazdırdığı viskiye geldi. Okumamakla çok şey kaybedeceğiniz kesin!..

Viski hakkında ahkâm kesmeden önce belirtmem gereken bazı hususlar var. Her şeyden önce, viskiyle tanışmam Yeşilçam filmleri sayesinde oldu. Tabii ilk kez filmlerde görmedim, o kadar da değil; fakat viskinin seçkinlik kavramıyla ilintisine, Ediz Hun, Cüneyt Arkın gibi jönlerin rol aldığı, "n'evet"lerin ve "n'ayır"ların havalarda uçuştuğu filmlerden aşina oldum. Örneğin, varlıklı ve statü sahibi jön, dost meclislerinde önemli bir mevzuyu münazara ederken elinde genelde kristal bir viski bardağı olur, zarif hareketler ve süslü cümleler eşliğinde viskisini yudum yudum tüketirdi. Sonra bir ara, rakı bardağında viski içme furyası başladı. 1970'li yılların pavyon sefalarında -yine filmlerden ve siyah-beyaz fotoğraflardan zihnimde yer etti- meşk ederken eşlik ederdi, o zamanların İstanbul beyefendilerine viski... Yeşilçam'ın ve eski fotoğrafların viskiyle aramı bulup bizleri tanıştırmasından bu yana, viskinin tadından çok görünümüne, seçkinliğine kafayı taktım. Bana göre, diğer içkilerin arasında çok ayrı duruyordu; sanki ulaşılamaz bir havası vardı. Bir de "Herkese göre değilim ben!" der gibiydi... 15. yüzyıldan beri, dünya çapında yerleşmiş bir "kültür" olan viski hakkında şimdiye kadar birçok makale ve kitap yayımlandı. Bunların çoğunda da tadı ve yapım aşamalarıyla beraber viskinin "özel" bir içki olduğundan bahsedildi. Gelişigüzel bir zamanda veya sıradan bir mekânda, yanlış aparatlar ve yiyeceklerle beraber tüketilmesi, kültürü açısından sakıncalı bulundu. Şüphesiz ki, şaraptan bile fazla bilgi malzemesi ve adabı bulunan viskinin gayri ihtiyari biçimlerde tüketilmesi ya da üretilmesi, uzmanları tarafından kabul edilebilir bir şey değildi. Bu yüzden, viskiyi bir kültür olarak içselleştirmiş kişilere bu özel içki hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaları için çeşitli olanaklar sunuldu. Örneğin, viskiyi yakından tanımaları için ana vatanı İskoçya'da seminerler, workshop'lar tertip edildi; hâlâ da tertip edilmeye devam ediliyor...
Yeşilçam'dan, eski fotoğraflardan ve görüntülerden, görünümüne ve seçkinliğine aşina olduğum viski hakkında birkaç naçizane kelam etme şansı doğmuşken, elimden geldiği kadar titiz çalışmaya yeltendim. İskoçya'nın insanlığa armağan ettiği bu muazzam aromalı içkinin bilgi açısından ince detaylarına sızamasam da işinize yarayacak, sizi bir viski ukalası yapacak kadar detaylarına haiz olabildim. İşte sonuçları...
Malt, tahıl ve harmanlanmış olmak üzere üç çeşit viski var. Malt (Malt Whisky), İskoçların en çok tercih ettiği, yapımı daha meşakkatli olan bir viski çeşidi olarak göze çarpıyor. Aynı zamanda, malt viskiler, İskoçya'nın milli içeceği olarak kabul ediliyor. Eskiden, zengin ve yaşlı erkeklerin içkisi olarak bilinen malt, yazının başında bahsettiğim "seçkinlik" ve "ulaşılamaz" olgusu ve havasına denk düşen bir viski türü olarak diğer türlerden keskin çizgilerle ayrılıyor. Tabii bu tür, zamanla safi kalantor erkeğin içkisi olmaktan çıkıp gençler ve kadınlar tarafından da benimsendi. İskoç malt viskisinin en önemli özelliklerinin başında, üretiminde kullanılan tek hububat çeşidinin çimlendirilmiş arpa olması geliyor. Şöyle ki; Arpa, kuru olarak temizlendikten sonra, ıslatılarak filizlenmeye bırakılır. Yeterli süre sonra filizlenen arpa, fırında kısmen kavrularak kurutulur ve malt elde edilir. Çimlendirilmiş arpa olarak da bilinen bu işlemin devamında, arpa taneleri ve kurumuş filizler iri iri öğütülür. Daha sonra, üzerine sıcak su eklenir ve lapa elde edilir. Oluşan malt lapası lapa teknesinde bekletilir. Yeterli süre sonra, teknenin dibinden sıcak kahverengi yapışkan bir sıvı olan özsu alınır.

YazI: Togan Noyan / FotoĞraflar: Uluç Özcü
Esquire alıntı
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
20 Ekim 2008       Mesaj #115
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Lavabodan su niçin sağa dönerek boşalıyor?

Lavabonuzu veya küvetinizi su ile doldurun ve tıkacı aniden çekin. Su düz olarak delikten
boşatmayacak, döne döne bir hortum oluşturacak şekilde boşalacaktır. Bu dönüş yönü kuzey yarımkürede sağa doğru, yani saat yönünde, güney yarımkürede ise tam tersidir. Bilim insanları buna 'Coriolis' kuvveti diyorlar. Her iki yarımkürede böyle birbirine ters yönde hava akımlarının ve okyanus akıntılarının olduğu herkes tarafından kabul ediliyor da, bir lavabodan boşalan suda, böyle küçük bir ortamda dünyanın dönüşünün etkili olup olamayacağı tartışma konusu.
Bilim insanları bunun lavabo veya küvet gibi nispeten mikro ölçüde de mümkün olup
olmadığını hala tartışıyorlar. Bir kısmı burada suyun musluktan çıkış şekil ve hızının,
lavaboya düştüğü noktanın, lavabonun ve suyun gittiği yerin yapısının etken olduğunu
söylüyorlar, diğerleri de ideal şartlarda 50 kere deney yapın ve görün diyorlar.
B.L.A.C.K - avatarı
B.L.A.C.K
Ziyaretçi
5 Kasım 2008       Mesaj #116
B.L.A.C.K - avatarı
Ziyaretçi
1991 YILINDA GALLUP'UN YAPTIĞI ARAŞTIRMAYA GÖRE AMERİKALILARIN %49'U BEYAZ EKMEĞİN BUĞDAYDAN YAPILDIĞINI BİLMİYORMUŞ…
--------------------------------------------------------------------------------
BAYER FİRMASINA GÖRE DÜNYA ÜZERİNDE HER YIL 50 MİLYAR ASPİRİN TÜKETİLİYORMUŞ…
--------------------------------------------------------------------------------
1991 YILINDA GALLUP'UN YAPTIĞI ARAŞTIRMAYA GÖRE AMERİKALILARIN %49'U BEYAZ EKMEĞİN BUĞDAYDAN YAPILDIĞINI BİLMİYORMUŞ…
--------------------------------------------------------------------------------
BAYER FİRMASINA GÖRE DÜNYA ÜZERİNDE HER YIL 50 MİLYAR ASPİRİN TÜKETİLİYORMUŞ… Tabii yaa miden mi ağrıyor al aspirin, başın mı ağrıyor al aspirin, dişin mi sancıyor koy üstüne aspirini işte böyle…. Ağrı sızı kalmaz yaaaa. Hay şu aspirini bulandan allah razı olsun….
--------------------------------------------------------------------------------
HER PUL YALAYIŞINDA İNSAN 0.1 KALORİ VERİYORMUŞ…
--------------------------------------------------------------------------------
BİR AĞAÇ KÜTÜĞÜNDEN 7,5 MİLYON KÜRDAN ÜRETİLİYORMUŞ…
--------------------------------------------------------------------------------
İNSAN TELEVİZYON İZLERKEN AZ, UYURKEN DAHA FAZLA BEYNİNİ ÇALIŞTIRIYORMUŞ…
--------------------------------------------------------------------------------
BİR İNSANIN BURNU VE KULAKLARI ÖMRÜ BOYUNCA BÜYÜMEYE DEVAM EDİYORMUŞ…
--------------------------------------------------------------------------------
EBEVEYNLERİN %38'İNE GÖRE PAZARTESİ GÜNÜ HAFTANIN EN STRESLİ GÜNÜYMÜŞ…
--------------------------------------------------------------------------------
BİR TUVALETİN ORTALAMA ÖMRÜ 50 SENEYMİŞ…
--------------------------------------------------------------------------------
BİR İNSAN NEFESİNİ TUTARAK İNTİHAR EDEMEZ. EN KÖTÜ İHTİMALLE BİLİNCİNİ YİTİRİR VE CİĞERLERİ OTOMATİK OLARAK NEFES ALMAYA BAŞLAR…

1830'a kadar domatesin zehirli olduğu sanılıyordu.
--------------------------------------------------------------------------------
Gözler açıkken hapşırmak imkansızmış.
--------------------------------------------------------------------------------
İnsan beyninin kapasitesi 110-120 gigabyte arasındaymış.
--------------------------------------------------------------------------------
Bugün yaşayan insanların sayısı ölen tüm insanlardan fazla.
--------------------------------------------------------------------------------
Zevk için seks yapan iki canlı türü var: İnsan ve yunus. Ama kadınların yüzde 65'i alışveriş yapmayı sekse tercih ediyormuş.
--------------------------------------------------------------------------------
Aynada kendini tanıyabilen tek hayvan şempanzedir. (Şempanzenin aynada kendini tanımasının insanoğluna ne gibi bir faydası var acaba? Hangi hayvanın kendini aynada tanıyabildiğini araştıran tek canlı hangisi peki?)
--------------------------------------------------------------------------------
İnsanın kafasında ortalama 60 - 150 bin saç teli var.
--------------------------------------------------------------------------------
Normal bir kadın günde 7 bin, normal bir erkek ise 2 bin kelimeyle konuşuyor. (Bence bu erkeklerin eksikliği değil, kadınların gevezeliği Msn Happy
--------------------------------------------------------------------------------
LAS VEGAS'TAKİ CASİNOLARDA SAAT BULUNMAZ... (hınzır herifler yaaa)
--------------------------------------------------------------------------------
RÜYA GÖRMEYEN İNSAN YOKMUŞ…
--------------------------------------------------------------------------------
KAMÇININ UCU SESTEN DAHA HIZLI HAREKET ETTİĞİ İÇİN 'ŞLAAAK' DİYE BİR SES ÇIKARTIR…
--------------------------------------------------------------------------------
1992 DE HALKA SATIŞA SUNULAN HUMMER'LARIN İLK MÜŞTERİSİ ARNOLD SCHWARZENEGGER'MİŞ
--------------------------------------------------------------------------------
DÜNYADAKİ GAZETELERİN YARISINDAN FAZLASI AMERİKA VE KANADA'DA BASILMAKTADIR… (hadi bakalım, yine geçtiler bizi. utan ey Türk milleti)
--------------------------------------------------------------------------------
AT YARIŞLARINDA FAVORİ GÖSTERİLEN ATLARIN SADECE %30'U YARIŞI KAZANIYORMUŞ…
--------------------------------------------------------------------------------
YANMIŞ HERHANGİ BİRŞEYİN BİR DAHA YANMA İHTİMALİ YOKTUR… (hadi yaa, allalalla...)


ARILAR RÜZGARLI HAVALARDA DAHA ÇOK SOKARLAR… (rüzgarın savurmasının acısını bizden çıkartıyorlar demek ki!)
--------------------------------------------------------------------------------
EDİSON KARANLIKTAN KORKARMIŞ… (tam bir geyik malzemesi, ben bulaşmıyim)
--------------------------------------------------------------------------------
AMERİKALILARIN SADECE %55'İ GÜNEŞİN BİR YILDIZ OLDUĞUNU BİLİYORMUŞ…
--------------------------------------------------------------------------------
YILANLAR İKİ KAFALI DOĞDUKLARINDA, YİYECEK İÇİN BİRBİRLERİYLE DÖVÜŞÜRLER…
--------------------------------------------------------------------------------
EĞER MUZ YEDİYSENİZ SİVRİSİNEKLERİN SİZİ ISIRMA İHTİMALİ MUZ YEMEMİŞ BİRİNE GÖRE DAHA YÜKSEKMİŞ…
--------------------------------------------------------------------------------
İSVİÇRE'DE SAAT 22:00'DEN SONRA TUVALET SİFONUNU ÇEKMEK YASAKTIR… (polis çağırabilirler. üst komşum zıçtı polis bey, gelin tutuklayın)
--------------------------------------------------------------------------------
BİR GOLF TOPUNUN ÜZERİNDE 336 TANE GİRİNTİ VARDIR…
--------------------------------------------------------------------------------
MİCHAEL JACKSON'IN 'BİLLY JEAN' KLİBİ MTV'NİN YAYINLADIĞI İLK ZENCİ ŞARKICI KLİBİDİR … (artık ilk zenci klibi değil, çünkü adam artık zenci değil, bir insan ırkından utanır mı ya, hayret bişey.)
--------------------------------------------------------------------------------
BİR İNSAN KAŞLARINI ÇATMAK İÇİN 43 KASINI HAREKET ETTİRMESİ GEREKİRKEN GÜLMEK İÇİN YALNIZCA 17 TANESİNİ HAREKET ETTİRİYOR... (gülmek tembelliktir öyleyse Msn Happy, bu arada; güldürebilmek için inanın, surat asma veya gülmekten kat kat daha fazla enerji harcanıyor beynimizde)
--------------------------------------------------------------------------------
SEX ESNASINDA KALP KRİZİ GEÇİRİP ÖLEN ERKEKLERİN %85'İ O SIRADA KARILARINI ALDATIYORMUŞ...
--------------------------------------------------------------------------------
AMERİKALI UZMANLAR, KAFASI KOPAN BİR HAMABÖCEĞİNİN HAFTALARCA YAŞAYABİLDİĞİNİ ORTAYA ÇIKARDI (Abi niye koparıyorsunuz hayvanın kafasını ya, bu bilim adamları manyak ha, sırf merak ettikleri için hayvanın kafasını koparıyorlar. Yani tesadüf eseri kafasız dolaşan bir hamamböceğine rastlamadılar ya?)

NORMAL BİR İNSAN GÜNDE ORTALAMA 15 DEFA GÜLÜYOR...
--------------------------------------------------------------------------------
EŞEKLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN İNSANLARIN SAYISI UÇAK KAZALARINDA ÖLEN İNSANLARDAN FAZLA (Bence havayolu şirketlerinin uydurduğu birşey bu)
--------------------------------------------------------------------------------
KOMODO EJDERHALARININ İKİ PENİSLERİ VARDIR (????!!!!)
--------------------------------------------------------------------------------
EYFEL KULESİ YAZLARI GÜNEŞİN ISISIYLA 15cm UZUYOR, KIŞLARI İSE TEKRAR ESKİ HALİNE DÖNÜYOR.
--------------------------------------------------------------------------------
HER İKİ MİLYAR İNSANDAN YALNIZCA BİR TANESİ 116 YIL VE DAHA ÜSTÜNDE YAŞAYABİLİYOR… (Sırf ilginç olsun diye böyle diyorlar. Şuna; o kadar yaşayan sadece 2-3 tane insan var dersek... Bak nasıl da bozuldu cümlenin karizması.)
--------------------------------------------------------------------------------
AMERİKA'DA İNTERNET KULLANICILARININ YÜZDE 27'Sİ İNTERNETİ YALNIZCA SEYAHAT PLANLARINI VE REZERVASYONLARINI YAPMAK İÇİN KULLANIYOR
--------------------------------------------------------------------------------
BEŞ ERKEKTEN YALNIZCA İKİSİ EŞLERİNE HER GÜN 'SENİ SEVİYORUM' DİYOR. (Bunu bir kadın söyleyseydi şöyle derdi: Beş erkekten üçü eşlerine seni seviyorum demekten bile aciz.)
--------------------------------------------------------------------------------
KARINCALAR SUYUN ALTINDA İKİ HAFTA YAŞAYABİLİYORLAR... (İşte mutfak lavabosunda görülen karıncaları yok etmek için musluğu açıp onları su ile vurmaya çalışmanın ne kadar anlamsız ve boş bir çaba olduğunu gördünüz, ama yok ''ben bundan zevk alıyorum amacım onları öldürmek değil'' diyorsanız ben bilmem.)
--------------------------------------------------------------------------------
KİLO ALABİLMEK İÇİN 22 KİLO PATATES YEMEK GEREKİYORMUŞ.
--------------------------------------------------------------------------------
BOZUK BİR SAAT GÜNDE İKİ DEFA DOĞRU ZAMANI GÖSTERİR... (Bilmeyen kaldı mı?)
--------------------------------------------------------------------------------
AMERİKALILARIN 1 GÜNDE ALDIKLARI JUNK MAİL'LERİ BOŞALTMAK İÇİN HARCADIKLARI ENERJİ İLE 250.000 EVİ ISITMAK MÜMKÜNMÜŞ...

HAVAYOLU GÜVENLİK ELEMANLARI HER GÜN YOLCULARIN ÜZERİNDE ORTALAMA 6 SİLAH BULUYORLARMIŞ...
--------------------------------------------------------------------------------
BİR BEBEK 300 KEMİKLE DOĞUYOR FAKAT YETİŞKİN BİR İNSANIN VÜCUDUNDA 206 KEMİK BULUNUYOR... (Şimdi açıklarsam biz zaten biliyorduk, ne ukâla adammış diyeceksiniz.)
--------------------------------------------------------------------------------
BİR ATIN CİNSİYETİNİ DİŞLERİNİ SAYARAK ÖĞRENEBİLİRSİNİZ. ERKEK ATLARIN 40, DİŞİ ATLARIN İSE 36 DİŞİ VARDIR…… (çok daha kolay bir yöntem var da, neyse söylemiyim)
--------------------------------------------------------------------------------
PATLAMIŞ MISIR 1920'LERDE ÇOK GÜRÜLTÜYE NEDEN OLDUĞU İÇİN BİRÇOK SİNEMADA YASAKLANMIŞTIR
karayel - avatarı
karayel
Ziyaretçi
5 Kasım 2008       Mesaj #117
karayel - avatarı
Ziyaretçi
Bunları biliyor musunuz?

Absürd Ansiklopedi / Bunları biliyor musunuz?

Galet-ü dalaletiye, hıyanet-ül vatan-fir kayme, hakimiyyet-ül küre... bunların hepsi birer futbol terimi!

Vaziyyet-ül velvele ve isgal-i cemaatiyye ;
Seyircinin sahayı işgali

Krampon-ül bela-i şeytan :
İyi futbolcu (rakip takimdan)

Krampon-ül kabiliyye-i maasallah :
Iyi futbolcu (bizim takimdan)

Mühendis-i kürre-i hümayun :
Teknik direktör

Gaflet-ü dalaletiye :
Kendi kalesine atilan gol

Hiyanet-ül vatan-fir kayme :
Şike

Hakimiyyet-ül kürre :
Top kontrolü

Krampon-ül deccal-uryan-ül kayb-i kürre :
Futbolcunun topu kaybetmesi

Serdar-i kuvva-ül kürre :
Takim kaptani

Asakir-i milliye-i devleti Osmaniyye :
Türk milli takimi

Vaziyet-ül madara :
Tarihi fark

Hezimet-ül yarabbi sükür :
Serefli maglubiyet

Sut-ul minare :
Havadan atilan top

Zamane-i yekun-u kürre-i cihad :
Topun oyunda kaldigi süre (2 dakika)

Zamane-i fuzuliyye:
Bosa gecen zaman

Biserefiye-i tribün-ül sarih :
Acik tribün

Cihad-ül kuvva-i milliye :
Milli mac

Akibet-ül cihad ya seydi :
Uzatma dakikalari

Vaziyyet-ül hararet :
Karambol

Seyh-ül divan-ül kürre-i hümayun :
Futbol federasyonu başkani

Ulema-i rezil-i rüsva:
Spor yazari (veya skoru yazan)

Cihad-ül reis-i cumhuriyye:
Cumhurbaskanligi kupasi

Cihad-ül vezir-i azam:
Basbakanlik kupasi

Vaziyyet-ül kalaba ve istif ül balik-i numerra:
Numarali tribün

Muhafazzar-i kal'a:
Kaleci

Asakir-i muhafazza-ül satih :
Defans oyuncusu

Veled-i rüzigar:
Kanat oyuncusu

Asakir-i saha-ül merkeziyye:
Orta saha oyuncusu

Cihad-i vallah-ül azim:
Kavga

Müfreze-i krampon-ül bomba:
Golcüler

Reis-ül tekke-yi kurre-i hümayuniyye:
Klüp baskani

Gariban-i umumiyye:
Taraftar

Gariban-i gurbet:
Gurbetci taraftar

Mudr-i terbiyye-i bedeniyye ya sehr-i Istanbul:
Istanbul GSGM genel müdürü

Defterdar-i cihad-ül kürriye:
Hakem

Sancaktar-i hatt-ül saha:
Yan hakem

Sur-ül düttürü:
Hakem düdügü

Sükun-u mahser:
Yenilen gol sonrasi sessizlik

İsyan-i garibaniyye:
Kötü tezahürat

Tezahür-ü cümle-i cemaat:
Toplu tezahürat

Reis-i imam-i cemaatiyye:
Amigo

Ceza-i serriye aman yarabbi:
Penalti

Darbe-i müstehcen:
Faul

Taaruz-u aleyküm selam:
Kontra atak

Cenazi-i mefta-i kürre:
Ölü top

Sut-ul hürriyet:
Frikik

Taaruz-u fevkal beser:
Mükemmel atak

Ferman-i kehribar:
Sari kart

Ferman-i ahmer:
Kirmizi kart

Taaruz-ul hasbinallah:
Ofsayt

Hareket-ül rabiya-il kusuriyye:
9 kusurlu hareket

Darbe-i mabad:
Teknik direktörün kovulmasi

İblis-i vesvese:
Basin

Harabet-i kürre-i feza:
Hava topu

Cinsiye-i defterdar-i cihatül kürriye na mümkün:
**** hakem

Krampon-ül deccal-u uryan:
Futbolcu

Akibet-ül hüzzam :
Elenme
B.L.A.C.K - avatarı
B.L.A.C.K
Ziyaretçi
20 Kasım 2008       Mesaj #118
B.L.A.C.K - avatarı
Ziyaretçi
Bi Delilik Edip Google'da elgoog yazıp şansımı denemek istiyoruma girince hata verip google'ın Tersine döndüğünü biliyormuydunuz?
hadiseyim - avatarı
hadiseyim
Ziyaretçi
27 Kasım 2008       Mesaj #119
hadiseyim - avatarı
Ziyaretçi
Inanilmasi Güc Bilgiler


-Macar Yanosh Voven ve karısı Sara dünyada en uzun aile hayatı sürmüşler. Onlar 147 sene beraber yaşamışlar. Yanosh 172 Sara 164 sene yaşamıştır. Öldüklerinde en küçük çocuklarının 116 yaşı varmış.

-En büyük kuş yumurtası devekuşunundur. 15 - 20 santimetre uzunluğunda ve ortalama 1.7 kilogram ağırlığındadır. Kaynatılarak pişirilmesi 40 dakika sürer.

-Kirpiler suda yüzer.

-Salatalığın yüzde 96'sı sudur.

-Sivrisineklerin 47 tane dişi vardır.

-Coca-Cola'nın orijinal rengi yeşildir.

-Çocuklar baharda daha fazla büyüyor.

-Sigara çakmağı kibritten önce bulundu.

-Sümüklüböceklerin dört tane burnu vardır.

-Uranüs çıplak gözle görülen bir gezegendir.

-Dünyadaki tavuk sayısı insanlardan fazladır.

-Salyangozların 25.000 civarında dişi vardır.

-Bir doğumda yaşayan en çok çocuk sayısı 6.

-Bir kadının sahip olduğu en fazla çocuk sayısı 69.

-İlk kule saati 1404 yılında Moskova'da yapılmıştır.

-Hawaii alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır.

-Timsahlar daha derine batabilmek için taş yutarlar.

-Bukalemunların dillerivücutlarından iki kat uzundur.

-Dünyadaki ısı 1900 yılından itibaren 0.7 derece arttı.

-Uzaya ilk uçan kadın Valentina Tereşkova'dır. (1962)

-Günümüzde evlenenlerin yüzde ellisi boşanmaktadır.

-Dünyada insan başına düşen karınca sayısı 1 milyondur.

-Pisagor sokak dövüşü spor dalında olimpiyat şampiyonu olmuştur.

-Kedi ve köpekler de insanlar gibi solak yada sağak olabilirler.

-"Düello" uygulaması hala Uruguay ve Paraguay'da devam etmektedir.

-(şuan yaşayan) 135 yaşındaki Ali Muhammed Hüseyin yeryüzünün en yaşlı insanı olarak biliniyor.

-Atların kırılan kemikleri geri kaynamaz. Ayağı kırılan atların hayatı da biter.

-Sağ elini kullananlar sol elini kullananlardan ortalama 9 yıl daha uzun yaşıyor.

-Uyurken TV izlerken olduğundan iki kat daha fazla kalori harcarız.

-Stockholm kraliyet kütüphanesinde muhafaza edilen "Şeytan İncili" kitabının ağırlığı 350 kg.dır.

-Taze kakao içinde bulunan sıvı kan plazması yerine kullanılabilir.

-ABD'de Coco-Cola şoförlerinin kimyasal madde taşıma lisansı olması gerekiyor.

-Dünyanın uydusu ayın hacmi Pasifik Okyanusu'nun hacmi ile aynıdır.

-Maymunlar her yıl uçak kazalarından daha fazla insan ölümüne neden oluyor.

-Dünya ahalisi gece gündüz satranç oynasa ve her saniyede bir hamle yapılsa satrançta tüm oyunları tecrübeden geçirebilmek için asırlara ihtiyaç vardır.

-Satranç tarihinin en uzun oyunu 1950 yılında Mardel Plato'da yapılmış dünya satranç turnuvasında gerçekleşmiştir. Pilkin ve Çernyak arasında yapılan bu maç 22 saat devam etmiş ve 191. hamle sonrası berabere bitmiştir.

-Dünyanın en kokulu camisi Tebriz şehrindedir. Mescit inşa edilirken çamuruna misk kokusu ilave edilmiştir ve 600 sene geçmesine rağmen hala mescit misk kokmaktadır.

-Dünyada en tehlikeli hayvan sivrisinektir. Çünkü insanların ölümüne en fazla sebep olan hayvandır.

-En eski alfabe Suriye'nin Akdeniz sahilindeki Lattakiya limanı yakınlığında yapılan kazım sonucu bulunmuştur. Alfabe 32 harften oluşur.

-Güneş yerden 149 milyon 600 bin km. mesafededir.Hacmi yerden 1300 defa büyüktür.

-Rusya'da yaşamış olan Vasilyev'in iki karısından 87 çocuğu olmuştur. 75. yaş gününde (1782) onun yanında 83 çocuğu bulunmuştur.

-Bugüne kadar yaşamış en ağır kişi 635 kiloya ulaşan Washingtonlu Jon Brower Minnoch.

-Bir kişinin yaşayabildiği en yüksek vücut ısısı 46.5 derecedir. Normal değer ise 35 - 37'dir.

-ABD'de yaşları 20 ile 29 arasında olan zenci erkeklerin üçte biri ya hapiste yada gözaltında tutulmaktadır.

-Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşursadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.

-Dünyanın en hızlı büyüyen bitkisi Bambu bir günde 90 cm. kadar uzuyor.

-Erkeklere yıldırım çarpması olasılığı kadınlara göre 6 kat daha fazladır.

-En büyük kitap XVII asırda yayınlanmış ve Berlin kütüphanesinde bulunan coğrafya atlası sayılır. (yüksekliği 2 metre eni 1 metre)

-1707 - 1782 arasında yaşamış bir Rus kadının; 16 ikiz 7 üçüz ve 4 dördüzü 1725 - 1765 arasında dünyaya getirdiği belirlendi.

-Ünlü Arap şairi Kahire üniversitesi profesörü Şeyh Muhammed Abdul İbrahim 150 yaşında vefat etmiştir. 105 sene bekar yaşamış. 105 yaşında evlendikten sonra 5 çocuğu olmuştur.

-Atakama çölüne 400 seneden beri yağmur yağmamaktadır. Yağan yağmur da havada buharlaştığından yere düşmemektedir.

-Kunter 1988 yılında Fenerbahçe formasıyla Hilalspor karşısında 153 sayı atarak rekor kırarken ilk yarıda da attığı 81 sayıyla bir devrede en fazla sayı üreten basketçi olarak da tarihe geçti.
unknownxboy - avatarı
unknownxboy
Ziyaretçi
26 Şubat 2009       Mesaj #120
unknownxboy - avatarı
Ziyaretçi
questionÜnlü besteci Beethoven'in son bestesini, sağır olarak yaptığını...
questionParis'teki Versailles Sarayı'nın 1300 odası olduğunu ve hiç tuvaletinin olmadığını...
questionBir çift sineğin sadece nisan-mayıs aylarında bıraktıkları yumurtaların tamamından sinek çıksa idi, dünyayı 14 metre kalınlığında bir sinek tabakası kaplayacağını...
questionEyfel kulesinin yapımında toplam 6400 ton ağırlığında 18.100 adet demir parçası kullanıldığını...
questionSüleymaniye camiinin 4 minaresi olmasının sebebinin, Kanuni'nin İstanbul'un fethinden sonraki dördüncü padişah; bu dört minaredeki on şerefenin de Osmanlının onuncu padişahı olduğunun bir işareti anlamına geldiğini...
questionBir insandaki toplam damar uzunluğunun 150 bin km. ve dünya ile güneş arasındaki mesafenin de 150 milyon km. olduğunu...
question Osmanlı sultanlarının ve bazı alimlerin başlarındaki kavukların, kefenlerinden oluştuğunu, sık sık ölümü hatırlayıp ona göre karar verdiklerini, ayrıca öldükleri zaman hemen başlarındaki kefenle defnedildiklerini...
questionBir futbolcunun topa her kafa vuruşunda, beyninden 1000(bin) hücrenin öldüğünü...
questionOrtalama bir insanda 30.000-100.000 adet saç olduğunu, hergün yaklaşık 100 tanesinin döküldüğünü...
questionİnsan vücudunun her 7 yılda -ölen hücrelerin yerine yenisi gelerek- tamamen yenilendiğini...
questionAmerikan halkının %60'ının ülkelerini, dünya haritasında bulamadıklarını...
question0(sıfır)'ı müslümanların bulduğunu...
questionDünyaya her yıl düşen yağış miktarının eşit olduğunu...
questionBeşiktaş kulübünün kuruluşundaki Kırmızı-Beyaz renklerinin, Balkan savaşındaki mağlubiyetten sonra Siyah-Beyaz olarak değiştirildiğini...
questionGalatasaray kulübünden, yıllar önce bir grubun ayrılıp 'Güneşspor' u kurduğunu...
questionFenerbahçe Kulübünün ilk adının 'Siyah Çoraplılar' olduğunu...
questionİbni Sina'nın göz ameliyatı yaptığını...
question17 Ağustos 1999'da sabaha karşı 02:58 civarı 7.4 şiddetinde, gece büyük bir deprem yaşadık. Kur'an-ı Kerim'in 7inci (A'raf) suresinin 4üncü ayetinde sanki bu depremin anlatıldığını... ("Biz nice memleketler halkını helâk ettik ki onlara azabımız, gece yatarlarken, yahut göndüz istirahat ederlerken gelmişti" Kur'an-ı Kerim(7/4))

Benzer Konular

30 Haziran 2011 / ultraslan_merve Soru-Cevap
10 Temmuz 2012 / SeRCaX.TR Genel Mesajlar