Arama

Haute Couture Moda

Güncelleme: 7 Ocak 2015 Gösterim: 15.815 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Kasım 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Haute Couture
"Haute Couture" (terim) türkçe sesli okunuşu "hotkutür", kelime anlamı bakımından kişinin özel beğenisine göre tasarlanmış, özel tasarım elbise demektir.
Genellikle üst gelir seviyesinde elit müşterilerin beğenisine göre hazırlanan giyim türüdür. Yani kişinin kendi tercihlerine (renk, aksesuar, taşlar v.b.) göre yapılan tasarımlardır. Gelinlik buna en iyi örneklerden biridir.
Sponsorlu Bağlantılar

Ad:  post-92-1122320137_thumb.jpg
Gösterim: 643
Boyut:  22.2 KB
Bir yıldır moda dünyası tartışıyor:
Haute Couture ölüyor mu?
Özel müşteriler için elde hazırlanan koleksiyonlarıyla, terzilik geleneğini bir Ortaçağ loncası gibi koruyan büyük Haute Couture modaevleri, yeni çağın Hazır Giyim demokrasisi karşısında pes etti mi?
Evet, Paris’te birçok marka, Haute Couture koleksiyonu hazırlamaktan vazgeçti ve sadece hazırgiyimle ilgilenmeye başladı. Bu gidişe en büyük tepki İtalya’dan geldi. 71 yaşındaki Giorgio Armani akıntıya karşı kürek çekerek, Paris’te bu yıl ‘Prive’ adını verdiği ikinci Haute Couture koleksiyonunu sergiledi ve Paris Match dergisine verdiği demeçte köpürdü: Haute Couture’ü öldürdüler.
Fransa’da 19. yüzyıl sonunda ortaya çıkan Haute Couture, Fransa’da yıllarca bir Ortaçağ loncası gibi korundu. Bir ‘haute couture’ şirketi olmak için, Haute Couture Sendikası’na (Chambre Syndicale de la Haute Couture) üye olmak, en az 15 kişi çalıştırmak, her yıl, her biri en az 35 kıyafetten oluşan 2 koleksiyon hazırlamak gerekiyor. Her kıyafet elle dikiliyor, bazen bir giysinin dikilmesi 500 saat sürebiliyor. Fiyatlar da 20 bin ile 100 bin dolar arasında değişiyor. Tabii bunları alabilecek çok özel bir müşteri kitlesi gerekiyor. İşte kıyamet bu noktada kopuyor: II. Dünya Savaşı’ndan sonra bu sektörde 25 bin kişi, 15 bin müşteri için çalışıyordu. Ama aradan geçen yıllarda iş değişti. Bugün en fazla 1500 haute couture müşterisi var ve bunlar için sadece 5 bin kişi çalışıyor.
Modada inisiyatif, daha demokratik bir alana, yani Hazır Giyim’e kaydı. 1960’larda Pierre Cardin, bir haute couture moda tasarımcısının adını taşıyan ilk hazır giyim koleksiyonunu yaptı, onu başka büyük tasarımcılar izledi, o günden sonra hazır giyim koleksiyonları, haute couture koleksiyonlarının ciddi bir rakibi oldu. Son bir iki yıldır, artık birçok Parisli büyük modacı hiç haute couture koleksiyonu hazırlamıyor, hazır giyimle yetiniyor. Yves Saint-Laurent, Balmain, Lanvin, Givenchy gibi markalar haute couture’e veda ettiler. Bu nedenle geçen sonbaharda bütün medyada, özellikle de moda basınında ‘haute couture öldü, ölmedi’ tartışmaları yapıldı.

Koleksiyonun Adı PRIVE
İşte bu ay, Paris’te düzenlenen Haute Couture haftasına, Milano’dan bir destek geldi. Giorgio Armani, yani İtalyan modasının tartışılmaz imparatoru, Paris’te 55 kıyafetten oluşan ‘Prive’ (Özel) adlı haute couture koleksiyonunu 6 Temmuz’da bir defileyle sergiledi. Bundan önce ocak ayında da bir haute couture koleksiyonu hazırlayıp yine Paris’te sunmuştu. Armani’nin bu seferki koleksiyonu, insanı şaşırtacak kadar sade kıyafetlerden oluşuyor. Sadece şık gece elbiseleri değil, tayyörler ve günlük giysiler de var bu koleksiyonda.
Peki nasıl oluyor bu? Armani her zaman, büyük tasarımcılar arasında kafası iş dünyasının kurallarına en iyi çalışan modacı olarak biliniyor. Diğer markalar artık dev şirketlerin elinde oldukları halde haute couture’ün yüksek maliyetlerinden şikayet ederken o nasıl buna cesaret ediyor?

Haute Couture TİYATRO Değildir
Paris Match Dergisi’yle bir röportaj yapan Giorgio Armani şöyle diyor:
‘Ben hiçbir zaman moda çevrelerinin etkisi altında kalmadım. Her zaman bir zanaatkar, bir işçi gibi düşünürüm. Tabii çok zengin bir işçi, ama yine de işçi.’
Modanın ruhunu savunmaya kararlı görünüyor Armani. Şöyle diyor:
‘Haute Couture’ü öldürdüler. Ben bir ders vermek, kadınlara hiç de gülünç olmadan haute couture giyinebileceklerini göstermek istiyorum. Haute Couture tiyatro değildir.’
İşte bu nedenle koleksiyonunu sade kıyafetlerden oluşturmuş. Çünkü esas hedefi, gazetelere çıkacak bir şov yapmak değil, müşteriye ulaşmak:
‘Benim müşterilerim sadece kendilerine ait olabilecek, basit kıyafetler istiyor, öyle mayonezle soslandırılmış giysiler değil.’
Galliıano Şovlarına Büyük Tepki
Giorgio Armani, başka markaları ve modaevlerini eleştirmekten de geri kalmıyor. En çok da her defilesinde bir şov sahneye koyan, gösterişi seven modacıları. Örneğin Christian Dior’un tasarımcısı John Galliano’ya şöyle ok atıyor:
‘Galliano’ya bayılıyorum, ama defilesinden fotoğraflar dünya basınında birinci sayfaya çıksın, kapağa konulsun diye aklına ne eserse yapmasına izin veriyorlar, sonra da arkasından çantalarını, kozmetik ürünlerini satıyorlar.’
Buna karşılık, yine Galliano gibi şova çok meraklı olan Jean Paul Gaultier’ye biraz daha insaflı davranıyor:
‘Otuzlu yıllardan esinlenmiş küçük bir kasket yaptığında bile, kendi stilini korumasını biliyor.’
Giorgio Armani, Haute Couture’ü savunmasına rağmen, aynı zamanda dünyanın en büyük hazır giyim markalarından biri. Her yaşa hitap eden giyim markalarının yanısıra, parfümleri, ev aksesuvarları, kafeleri, son olarak da otelleri var. Bütün diğer tasarımcılar pes etmiş, isimlerini taşıyan modaevlerini LVMH veya Gucci gibi büyük devlere satmışken, o kendi imparatorluğunu kıskançlıkla elinde tutuyor, halka bile açılmıyor. Bütün rakipleri esas parayı aksesuvar satışından elde ederken, o hálá kıyafet satışına dayanıyor. Geçen yıl 1.3 milyar euro ciro yapan Armani grubu, borçsuz harçsız bir kuruluş. İmparatorluğun varisleri ise Armani’nin kızkardeşi Rosanna’nın oğlu Andrea Camerana ile erkek kardeşinin iki kızı Silvana ve Roberta.

Seneye mayolar gece elbisesi gibi
ABD Florida Miami’de düzenlenen en önemli mayo şovlarından biri olan Swim Shows Miami geçtiğimiz hafta yapıldı. Amerikalı moda tasarımcılarının 2006 yazının tasarımlarını sunduğu defilelerde, renk, aksesuvar ve model çeşitliliği arasında dikkati çeken ortak nokta, mayokininin iktidarının daha uzun yıllar süreceği.
Avrupa’dan Amerika’ya tüm kıtalarda ciddi bir mayokini tutkusu oluşmuş durumda. Mayo ve bikinin kombinasyonu olan mayokini vücut hatlarını belirginleştirdiği için beğeniliyor. 11 Amerikalı tasarımcının katıldığı Miami Swim Shows’da sporcu mayoları yapan Speedo dışındaki her markanın hiç de masum olmayan en az birkaç mayokini tasarımı vardı.
Mayokiniler de kendi içinde çok farklı. Göğüsten bele kadar inen fiyonklarla bağlı olanlar, üst alt bağlantısı çapraz gelenler ve kumaşa elle delikler açmışsınız hissini verenler var. Bikiniden vazgeçmek istemeyenler, alt ve üst kısmı iplerle veya filelerle birleştiren modelleri tercih edebilir.
Tüm şovlardan ortaya çıkan bir sonuç daha var. Bu sene de bolca gördüğümüz aksesuvarlı yüzme kıyafetleri, 2006’da alıp başını gidecek. Seneye bikinisinin üzerine dev gerdanlıklar takmadan denize girenler kendilerini eksik hissedecek. Bu takıların çoğu da etnik izler taşıyor. Kullanılan aksesuvarlar çoğu zaman o kadar büyük ki, bikini veya mayonun üst kısmı hiç gözükmüyor. Bazı tasarımlarda takıya gerek yok, çünkü üstler ayrı bir obje gibi tasarlanmış: Büyük desenli ve çok renkli.
Aksesuvarlar sadece gerdanlık ve kolyelerle sınırlı değil. Yavaş yavaş kenarları kalınlaşan bikini altları, kalın kemerlerle kullanılıyor. Çoğunlukla da yılan derisini andıran imitasyon kemerlerle.
En çok alkışı alan şovlardan biri, Victoria’s Secret ve Sports Illustrated dergisinin yarattığı süpermodel Marisa Miller’ın görev aldığı Inca’nınki oldu. Inca, defile yaptığı salonu seyircilerin oturduğu alan dahil olmak üzere plaj kumuyla kaplamıştı.
Sais by Rosa Cha tüm defileler arasında bildik modellerden şaşmayan tek marka oldu. Onun farkı, modellerinin sarı, pembe, kırmızı, fuşya ağırlıklı ve bol geometrik desenli olmasıydı. Gerçi o da çok uslu sayılmaz, uzun kollu ve mayodan çok gece giyilebilecek bir body’yi andıran mayosu dikkat çekiyordu.
En seksi koleksiyonlar, iç çamaşırından zorlukla ayırt edilen modelleriyle İsrail asıllı Gideon Oberson ve beyaz mayokinileriyle Becca markası için tasarım yapan Rebecca Virtue’nunkilerdi.
Son birkaç senedir kadınların iç çamaşırı olarak da çok sevdiği boxer şortu altlar ise seneye fazla gözükmeyecek gibi duruyor. Bu tip bikiniler rahatına düşkünlerin ve sporcuların tercih ettiği Speedo koleksiyonunda var. Speedo’nun modellerinde çok farklılık yok belki ama havuzda yaptığı şov ve modelleri tanıtan senkronize yüzme Olimpiyat şampiyonu Amanda Beard basının ilgisini çekti.
Seneye deniz kenarında takı dışında ne aksesuvar kullanacağız derseniz, pelerinler, küçük hırkalar en çok görünenlerdi. Abartılı olan herşeyi seven Amerika kıtasında pareonun tahtı sallanıyor mu yoksa?
Hürriyet

A.Arda - avatarı
A.Arda
VIP VIP Üye
30 Aralık 2007       Mesaj #2
A.Arda - avatarı
VIP VIP Üye
Haute Couture..
Moda tarihi Haute Couture kavramı olmaksızın şu anki şekliyle kesinlikle algılanamazdı. Haute couture, modanın en üst düzeyi yerine kullanılan Fransızca bir terimden geliyor. Couture kelimesinin sözlük anlamı elbise dikmek, dikiş veya iğne ile işlemek anlamına gelmektedir. Haute ise yüce, muhteşem, şık ve zarif demektir. İki kelimenin kombinasyonu ise giysi modasında mükemmel bir sanatçılığı ifade eder. Haute Couture olarak hazırlanmış bir giysi aldığınızda bu giysinin en üst düzeyde moda dizaynı ile hazırlandığını ve bu giysinin couture tasarım yapan bir moda evinde dikildiğini bilirsiniz.
Sponsorlu Bağlantılar


Üst Düzey Moda - Üst Düzey Fiyat: Haute Couture

Haute Couture çalışan moda evlerine ve tasarlama, giysiye bağlı olarak, bu tür giysilerin fiyatları 10.000 pound ile 40.000 pound arasında değişmekle birlikte bu fiyatlardan çok daha pahalı da olabilmektedir. Örneğin bir Chanel Haute Couture giysi, 2002 yılında 20.000 pound'a satılırken 2004 yılı ortalarında bir frak 50.000 pound'a satılmaktaydı. Çok zengin olmayan bir kişi için bu fiyatları anlatmak gerçekten de zordur ama bu ücretler servis, işçilik, eşsiz bir tasarımdaki orijinalite ve en iyi kaliteyi yakalamak için üst düzey malzeme kullanımı içindir.
Buna ilave olarak bir Haute Couture müşterisi, sadece aşırı özenli kesim metodları ile hazırlanan giysinin vücuduna tam olarak oturacağını bilir. Bu metodlarla hazırlanan bir giysinin el işçiliği süreci bir takım elbisede 100- 150 saatken, çok seçkin bir gece elbisesi için 1000 saate kadar çıkabilmektedir. Bir gece elbisesinde uzman kişilerce yapılmış ve elle işlenen binlerce boncuk bulunabilmektedir.
Chanel gibi bir moda evi Haute Couture olan yaklaşık 150 düzenli müşteriye sahipken, Dior yılda yaklaşık 20 adet couture gelinlik üretmektedir.
Çok Özel ve Pahalı Haute Couture Kumaşları Houte Couture çalışan moda evleri ipek, ince yünlü, kaşmir pamuklu, keten, deri, süet veya kürk gibi pahalı kumaş ve aksesuarları kullanır. Alanında ün kazanan kumaş tasarım evleri, bazı özel tasarımlarını couture çalışılan moda evlerine rezerve ederler.
Bunun dışında aksesuar tasarımcıları da bu moda evleri için özel aksesuarlar tasarlar. Şapkalar, süslemeler, kemerler, giysilerde kullanılabilecek mücevherler, ayakkabılar ve yeni bulunmuş değişik parçalar kumaşları tamamlar. Benzersiz tasarımlar da bu şekilde oluşur. Bütün bunlara sahip olacağını bilen bir couture müşterisi ise sistem tarafından kendisine sağlanan özellik ve seçkinliğe karşılık pahalı fiyatları seve seve öder.


HAUTE COUTURE - Tarihsel Bir Gerçeklik
Haute Couture mantığı ilk kez yaratıcılığa yönelik bir terim olarak 19. yüzyılda Fransa' da Charles Frederic Worth tarafından oluşturulmuştur.
1945 yılında ise Fransız Kanunları "Haute Couture" terimini koruma altına almıştır. Fransa Sanayi Bakanlığı bu ünvanı kullanabilecek firmaları listelemiştir.
Haute Couture terimi ile tasdiklenen bir moda evi, bazı kurallara uymak zorundadır. En az 20 kişinin istihdam edilmesi ve en önemlisi de her yıl en az 50 farklı modeli içeren 2 farklı koleksiyonu bir moda gösterisi ile medyaya ve müşterilere tanıtması gerekmektedir.
Bu kurallar 1945 yılında sabitlenmiştir. Ancak günümüz şartlarına uyarlanmak zorundadır. Gerçekten de, 1945 yılında 106 tane moda evi varken, 2006 yılında bu sayı sadece 12' ye düşmüştür. Bu 12 moda evi ile ilgili detaylara yazının ilerleyen kısımlarında yer vereceğiz.
Adeline André ve Franck Sorbier Haute Couture kulübüne katılması için davet alan son markadır.
Bu kulübün en önemli üyelerinden olan Yves Saint Laurent ise Ocak 2002' de emekliliğini istemiştir. Laurent' den önce de Guy Laroche, Nina Ricci, Téd Lapidus ve Paco Rabanne gibi modacılar bu kulübün üyeliğinden vaz geçmişlerdir.
"Haute Couture" firmaları öncelikle özel bir komisyondan yetki belgesi almak zorundadır. Bu belgede firmanın bu ünvanı kullanmasına izin verilip verilmediği yazılıdır.
Bazı moda evleri ise belirlenen bu kurallara uyum sağlayamadıklarından dolayı 1992 yılında Fransa' daki bazı sendikalar, lüks giyim sektöründeki ekonomik gelişmelere bağlı olarak bu kuralların yeniden düzenlenmesini istemişler ve bu değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikleri takiben günümüzde moda evleri, en az 20 kişinin istihdam edilmesi ve en az her iki yılda 25 farklı modeli sunmak zorundadır.
19 yüzyılda 3. Napolyon için çalışmak üzere Londra' dan Paris' e gelen Charles Frederic Worth, Haute Couture mantığını ilk oluşturan kişidir. Paris' e gelişinden 5 yıl sonra ise geleneksel giysi üretiminde bir çığır açarak modern Haute Couture'ı yarattı: Müşterilerini atölyesine davet ederek koleksiyonlarını canlı modeller üzerinde sergiledi.
Bu sistemden önce müşteriler tasarımcıları evlerine çağırır ve ne istediklerini söylerlerdi. Worth' un bu mantıkla çalışan moda evi 1956 yılında kapandı.
Worth' den sonra gelen Jacques Doucet (1853-1929), Degas, Monet, Van Gogh gibi sanatçılardan etkilenerek Worth' un adımlarını takip etmiştir. Doucet 1898' de bu konuda yeni bir çığır açarak "kültürlü tasarımcılar" mantığını devreye sokmuştur. Kendisinin Baudelaire, Proust, Cocteau gibi farklı devirlerden yazarlardan topladığı kitap koleksiyonu 1929' da üniversitelere bağışlanmıştır.
Paul Poiret Haute Couture konusunda Jacques Doucet'i takip etmiştir. Poiret Doucet için çalışırken Réjane ve Sarah Bernhart gibi ünlü aktristleri giydirerek önemli adımlar atmıştır. 1904 yılında kendi moda evini kurarak ilk iki moda albümünü moda tarihine sunmuştur. Bir başka deyişle; Poiret tasarımlarını Avrupa' nın bütün başkentlerinde moda gösterileri yaparak beğeniye sunan ilk kişidir. Buna ilave olarak faaliyetlerini çeşitlendirerek kızının adını taşıyan "Rosine" isimli parfümü ile, sabun ve kozmetik sektörlerine de giren ilk modacıdır.
Bütün bu ürünler kendi markası altında satılmış ve Poiret faaliyetlerini Haute Couture konusunda lisans anlaşmalarının başladığı 1940 yılına dek sürdürmüştür.
Bu alanda bir başka ünlü isim olan Jean Patou ise 1910 yılında kendisine ait ilk Haute Couture moda evini açtı ve 2 yıl sonra da sattı: "Maison Parry" 1914 yılında ise başka bir isim altında yeni bir moda evi açtı ancak ilk koleksiyonunu 1919 yılında beğeniye sundu. Patou spor giyimi keşfetti ve zamanın en önemli tenisçilerinden olan Suzanne Lenglen' i giydirdi. 1924 yılında da Patou adı ile isminin ilk harflerinden "JP" logosunu oluşturdu. Patou markasını logo ile birleştiren ilk kişi oldu.
Patou 1930 yılında günümüzde bile hemen herkesin bildiği "JOY" parfümünü piyasaya çıkarttı. Ölümünden sonra markasının tüm hakları Borden gruba satıldı ancak 1982 yılında Jean de Mouy markayı geri alarak şirketin tüm kontrolünü elinde tutmaya başladı. Patou' nun moda evinde günümüzde adı tüm dünyaca bilinen modacılar çalıştı. Marc Bohan, Karl Lagerfeld, Michel Goma, Jean Paul Gaultier, Angelo Tarlazzi, Christian Lacroix bu isimlerden birkaçıdır. 2001 yılında ise Jean Patou markası Procter 6 Gamle grup tarafından satın alındı.
Kolayca anlaşıldığı üzere Haute Couture' un prestiji tarihinden gelmektedir; marka ne kadar eski olursa o kadar başarılıdır.
Haute Couture giysiler benzersizdir ve modası kolay kolay geçmez. Onları yaratan markalar dünyaca ünlüdür. Bu elbiselerin imajları asla değişmez ve zaman onlara değer katar.
Modellerde değişiklik yapmak gerekmez, kendilerine başarıyı getiren kişilikleri ile bu elbiseleri oluşturan tasarımcılarına duyulan güveni yansıtırlar. Bu markaların imajı ebedidir, marka sahipleri markalarını büyük harflerle giysilerin veya diğer ürünlerin üzerine yazarak bu markaların efsane olmasını sağlarlar. Marka işaretleri müşteriye referans demektir, müşteri tanıdığı, bildiği, güvendiği markayı bu işaretlerle tanır.
Günümüzde sadece 2000 adet Haute Couture müşterisi kalmıştır, bunlardan ise sadece 200 tanesi düzenli müşteridir. Bu sayının yarısı Amerika' da yaşamaktadır, yüzde 25' i Orta Asya ve kalan yüzde 25 i de Avrupa' dandır.


Houte Couture Giysilerin Tuvali: Kumaşlar
Tasarımcılar ilk dizaynlarını drapelerle zenginleşen ve uçuşan giysiler için muslin kumaşlarla, takım elbise gibi giysileri ise keten gibi kumaşlarla yaparlar. Bu ilk tasarımlar "tual" olarak adlandırılır ve metre fiyatı en az 100 pound olan pahalı kumaşlardan ilk aşamada çok fazla kullanılmasıda böylece önlenmiş olur. "Tual" tasarımcı veya satış yöneticileri tam anlamı ile tatmin olana kadar yeniden işlenebilir ve canlı modelde beden uyarlamaları yapılabilir.
Tasarımcı "tual" den her yönü ile tatmin olduğunda elemanlarına, seçilen kumaşları kullanarak nihai giysiyi hazırlamaları için talimat verir. Her giysi için sadece bir terzi, başından sonuna dek çalışır. Kumaş kesimi ve giysinin tamamlanması tek bir odada yapılır ve üretim müdürleri bu odada üretilen her üründen sorumludur.


Haute Couture - Sadece Randevu ile Çalışırız
Haute Couture bir giysi almak isteyen bir müşteri Paris'i ziyaretinden önce moda evinden randevu almak zorundadır. Ancak bazı moda evleri hazırladıkları koleksiyonları özel müşterilerine video bandı şeklinde de gönderirler.


Haute Couture Siparişi
Müşteriye randevu verildikten sonra işinde son derece tecrübeli bir satış müdürü, randevudan itibaren bu müşterinin taleplerini ve siparişini takip etmekle yükümlüdür.
Sipariş edilen her giysi müşterinin özel talepleri dikkate alınarak hazırlanmak zorundadır. Müşteri modeli seçtikten sonra ölçüleri alınır ve giysi 3 veya bazen daha fazla beden ölçüsüne göre hazırlanır.
Haute Couture bir giysi müşterinin vücudundaki düzgün noktaları işaret edercesine bir eldiven gibi vücudu sarar ve kötü noktaları gözlerden saklar.


Haute Couture Seçkin Müşteriler İçindir
Tasarımcılar kimi zaman kendi markaları ile giysi hazırlarlarken kimi zaman da ünlü moda evleri için tasarım yaparlar. Bir yıl içinde çok az model satışı olur ve bu sayı pek çok moda evi için 1500 adedi geçmez.


Haute Couture Rüyasını Satmak
Yukarıda anlatılan nedenlere bakacak olursak aslında Haute Couture, moda evi için finansal açıdan zarar getiren bir iştir. Moda evleri akıbeti çok belli olmayan moda gösterileri için milyonlarca pound harcarlar, ancak bu tasarımların sadece küçük bir yüzdesini satabilirler. Bu işten edilen kar ihmal edilebilecek kadar küçüktür, hatta bazen zarar edilir. Tam da bu noktada bu kadar çabanın ve uğraşının neden bu kadar küçük satışlarla orantılandığını merak edebilirsiniz. Bunun cevabı bir tek terimde saklıdır: "Bir rüyayı satmak…" Moda evlerinin gerçekleştirdiği oda gösterileri medyanın büyük ilgisini çeker ve o moda evine önemli bir itibar kazandırır. Onlar el ile tutulamayan, göz ile görülemeyen bir rüyayı satarlar. Bu rüyayı satın alan seçkin kitle ise, onların bu rüyasını paylaşırken kendilerini daha da seçkin hisseder.
Özetle Haute Couture, kar getirmeyen bir iştir, günümüzde ise sadece karlı işler için bir platform olarak işlev görür.



Haute Couture Markalar
Haute Couture ünvanını daimi olarak taşımaya hak kazanan yalnızca 13 marka vardır; bunlardan 10 tanesi Fransız 3 tanesi İtalyan markalarıdır. Bu markaların her biri benzersizdir, her biri moda yolunda kendi çizgisini izlemiştir ancak tümünün ortak bir tutkusu vardır: "Dünyaca bilinen bir başarı öyküsü".

*
HAUTE Couture Ünvanı taşıyan Fransız Modacılar
Adeline André
1968 yılında Fransa' da Haute Couture üzerine eğitimini tamamlayan André ; 1972 yılına kadar Dior Moda Evi' nde Marc Bohan' ın asistanı olarak kariyerine devam etti. 1973 yılında bir süreliğine Louis Féraud için çalışan modacı, 1973-1974 yılları arası Promostyle için tasarım yaptı. Gene 1974 yılında Jean Charles de Castelbajac için sonbahar - kış koleksiyonunu hazırladı. 1976 yılında ise kendisine ait sonbahar - kış koleksiyonunu beğeniye sundu. Ters - yüz edilip kullanılabilen elbiseler gibi değişik tasarımları ile kendi tarzını yarattı. Moda gösterileri çok farklıydı çünkü podyum kullanmaz, seyirciye yakın bir sunum yapmak isterdi.
André, 1987 yılında radikal bir karar alarak hazır giyim endüstrisinden çekildi ve aktivitelerini Haute Couture üzerine yoğunlaştırdı. 1992 yılında "Topofwear" konseptini oluşturarak "Kişi ölçüsüne göre özel yapılan giysi" kavramı ile bayan ve erkek müşterilerini Paris, New York ve Londra' ya davet etti. 1993 yılında ise Japon Fujii Keori grubu için danışman olarak çalışmaya başladı. 1994 yılına geldiğimizde Nina Ricci' nin triko koleksiyonunun sorumluluğunu üstlendi. 2005 yılında ise resmen Haute Couture üyeliğini kazandı.

Gabrielle Chanel
Gabrielle Chanel veya bilinen adıyla Coco Chanel ilk moda evini 1909 yılında Paris' te açtı. Sportif ve dinamik bir koleksiyon hazırlayan Chanel, tasarımlarında rahatlık ve esnekliği ön plana çıkardı. 1926 yılında ise küçük siyah elbise anlamına gelen "La petite robe noire" isimli elbisesini tasarladı.
1929 yılında meydana gelen ekonomik krizin ardından, tarzını daha feminen giysilere çevirdi. 2. Dünya Savaşı sırasında moda evini kapattı ve 1954 yılına kadar tüm faaliyetlerini durdurdu. Ölümünden sonra günümüze dek Chanel moda evinin sanat direktörü ise Karl Lagerfeld oldu. 1978 yılında lüks hazır giyim çizgisi benimsendi. Bugün Chanel markası özel bir finansal fon tarafından Wertheimer ailesi adına kontrol edilmektedir.

Christian Dior
Dior aslında politika eğitimi almıştı ancak sanata eğilimi vardı ve bir sanat galerisinde uzun yıllar çalıştı. Ekonomik sıkıntıları onu, resimlerini ve çizimlerini satmaya zorladı; "Le Figaro" gazetesi için moda çizimleri yapmaya başladı. 1938 yılında Robert Piguet' nin ekibine katıldı.
2. Dünya Savaşı' ndan sonra Pierre Balmain ile birlikte Lucien Belong moda evinde çalışmaya başladı. 1964 yılında Paris' te bulunan ve kurulduğu günden bu yana aynı yerinde bulunan moda evini finanse edecek Marcel Boussac ile tanıştı. Pierre Cardin de bu ekibin içindeydi.
Gerçekleşen ilk Dior koleksiyonu Harper's Bazaar dergisine yazan bir Amerikalı gazeteci tarafından "New Look" adı ile tanımlandı ve büyük başarı kazandı. Dior 1947 yılında Serge Heftler Louiche adında bir arkadaşı ile parfüm üretimi için bir şube açtı.
Dior 1953 yılında bir ilki gerçekleştirdi ve sadece tüm ürünlerinin dünyada satışı için bir lisan ofisi açtı. 70 Ülkede ise bu lisans anlaşmasını imzaladı. 1957 yılında ölümünden sonra kendisi ile birlikte 5 yıl çalışan Yves Saint Laurent yerini aldı. Laurent' in Dior moda evinden ayrılmasından sonra 1960 yılından 1989 yılına kadar yerini Marc Bohan aldı. 1989 yılından sonra ise 1996 yılına kadar görev Gianfranco Ferre' ye geçti
Günümüzde ise bir İngiliz tasarımcı olan John Galliano Dor moda evi için yeni tasarımlar yapmaktadır. Dior moda evi 1990 yılından beri Fransız grubu LVMH' nin bir parçası olarak moda yolculuğunu sürdürmektedir.
30 Eylül 2005 itibari ile Dior' un net satışları 479 milyon Euro' ya ulaştı. Dior moda evinde yapılan Haute Couture çalışmaları ise Dior' un toplam iş hacminin yüzde 4' ünü teşkil etmektedir.

Jean Paul Gaultier
Sadece 18 yaşındayken çizimlerini Pierre Cardin' e gönderip serbest tasarımlar yapan Jean Paul Gaultier, daha sonra Jacques Esterel, Jean Patou ve Angelo Tarlazzi için çalıştı.
1974 yılında Cardin' e geri döndü ve Amerika pazarı için çizimler yaptı. 1977 yılında ilkbahar / yaz sezonunda ilk koleksiyonunu beğeniye sundu. 2 yıl sonra Japon Kashiyama Grubu Gaultier' nin koleksiyonlarını finanse etmeye başladı.
1981 yılında Francis Menuge ile birlikte kendi şirketini kurdu: Jean Paul Gaultier SA. Kashiyama grubu Gaultier markası için lisans sözleşmesi yaptı.
1984 yılı ilkbahar / yaz sezonunda ilk erkek koleksiyonunu oluşturdu. 1988 yılında Gaultier Junior koleksiyonunu hazırladı.
1990 yılında Madonna' nın dünya turnesi için hazırladığı koleksiyon ile tüm dünyada adı duyuldu.
1992 yılında Gaultier Jeans çizgisi oluştu. 1997 yılında Haute Couture üyeliğine hak kazandı. 2004 yılında Hermes Gaultier'e sermaye ortaklığı teklif etti ve bugün Gaultier markasının yüzde 35' ine sahiptir. Aynı zamanda Hermes adına bayan koleksiyonu hazırlanmasında etkili bir konuma sahiptir.
Hubert De Givenchy: 1945 yılında Jacques Fath için çalışmaya başladı ve aynı zamanda Paris Sanat Okulu'na devam etti.
Bir yıl sonra Robert Piguet moda evine katıldı ve 1947 yılında Lucien Lelong moda evine girdi. Aynı yıl Elsa Schiaparelli' nin moda evini yönetmeye başladı ve bu işi 4 yıl sürdü.
1952 yılında kendi butiğini açtı. İkinci koleksiyonu uluslar arası ün kazandı ve Roma, Zürih ve Buenos Aires' de mağazalarını açtı. Ünlü aktris Audrey Hepburn ile olan yakınlığı sonucu 40 yıl boyunca Hepburn' un giysilerini tasarladı.
1953 yılında Cristobal Balenciaga ile tanıştı, Balenciaga hem çok yakın dostu hem de akıl hocasıydı.
1957 yılında parfümleri için ikinci şirketini kurdu ve markası gittikçe daha da ünlenmeye başladı.
1959 yılında şirketin yönetim merkezini Paris' te kurdu. 1981 yılında parfüm firmasını Veuve Clicquot' a, 1988' de ise moda evini LVMH Gruba sattı.
1995 yılında moda tasarımcılığını bıraktığında yerine John Galliano, Alexander McQueen ve Julien MacDonald geçti.

Christian Lacroix
Christian Lacroix Montpellier' de Sanat Tarihi eğitimi aldı ve opera kostümleri çizerek tasarım hayatına başladı.
1973 yılında, Sorbonne Parisian Üniversitesi' nde 17. yüzyıl kostümleri üzerine bir tez hazırladı. Maris Rucki ile kendisini tanıştıran eşi Françoise ile tanışması bu döneme rastlar.
Maris Rucki Bercot Okulu' nda yöneticiydi ve Lacroix' in çizimlerini Karl Lagerfeld, Angelo Tarlazzi, Marc Bohan ve Pierre Berge' ye sunmasına imkan sağladı.
1978 yılında gene eşi Franciose kanalı ile Hermes moda evine girmesini sağlayan Jean-Jacques Picart ile tanıştı. Hermes moda evinde moda bilgisini geliştirdi.
1987 yılında, Lacroix ile Picart ortak oldu ve LVMH grup tarafından finanse edilen Lacroix moda evi kuruldu. O zamandan günümüze Lacroix markasını lüks hazır giyim, aksesuar ve parfüm ile çeşitlendirerek işini geliştirdi.
2005 yılında LVMH grup Lacroix markasını Amerikalı bir aile olan Falic grubuna sattı.

Jean - Louis Scherrer
Kariyerine 1956 yılında Dior moda evinde Yves Saint Laurent' in yardımcısı olarak başladı.
1959 yılından 1962 yılına kadar Louis Feraud için çalıştı. 1962 yılında Mrs. Chabrol eşi tarafından finanse edilecek kendi koleksiyonunu hazırlamasını önerdi.
1963 yılında Julia Trissel, Jean Louis Scherrer butiğini açması için kendisine yardımcı oldu.
1967 yılında ise firması Francis Francis' e satıldı ama 2 yıl sonra kaliteden memnun kalmayan bazı müşterileri ürünleri reddetti.
Hayal kırıklığına uğrayan Scherrer Francis Fancis' e karşı bir hukuk mücadelesi başlattı ve kazandı. Markasını geri aldı ve Sisley grubunun kurucusu olan Hubert d'Ornano' ya sattı.
1976 yılında, markasını tekrar geri aldı fakat 1990 yılında Seibu grup markanın yeni sahibi oldu. Bu satışı takiben kendi şirketinde çalışan konumuna geçti ve 1992 yılında yerini Eric Mortensen' e kaptırdı.
Bu süre zarfında firma hazır giyim sektöründe yoluna devam etti.
2002 yılında France Luxury Grup Scherrer markasını satın aldı. Hintli tasarımcı Ritu Beri' nin yaptığı tasarımlar da üst düzey yöneticiler ve müşteriler tarafından kabul görmeyince, 2003 yılından günümüze dek Stéphane Rolland Scherrer koleksiyonunun tasarımını üstlendi.

Dominigue Sirop
Kariyerine 17 yaşındayken Yves Saint Laurent' in yanında başladı.
Daha sonra 12 yıl boyunca Hubert de Givecnhy' nin asistanlığını yaptı.
1989 yılında Hanae Mori moda evi için tasarımlar yapmaya başladı ve bu yedi yıl sürdü.
1996 yılında kendi markasını yarattı. 1997 yılında Haute Couture üyeliğini kazandı. 1998 yılında ise Japon Daimaru grubu ile hazır giyim lisans anlaşmasını imzaladı.

Franck Sorbier
ESMOD okulundan tasarımcı olarak mezuniyetinden sonra, 1987 yılının Ekim ayında markasını oluşturarak ilk koleksiyonunu beğeniye sundu.
2005 yılında Haute Couture üyeliğine hak kazandı.

Emanuel Ungaro
6 yaşındayken dikiş dikmesini öğrenen Ungaro 1955 yılına kadar ailesinin şirketinde çalıştı. 1955 yılında Paris' e geldikten sonra kariyerine Christianni moda evinde başladı.
1958 yılında 6 yıl boyunca çalışacağı Balenciaga' ya geçti ve daha sonra 2 yıl Courreges için çalıştı.
1965 yılında, Courreges' de birlikte çalıştığı Ariane Brener ile kendi moda evini açtı. Buradaki tasarımları büyük başarı kazandı.
1968 yılında Ungaro Parallele diye adlandırdığı lüks hazır giyim koleksiyonunu oluşturdu. 1970 yılında aynı zamanda Valentino ve Armani için üretim yapan CIDAT ile üretim anlaşması imzaladı. Bu dönemde markasını Amerika' da da tanıtma fırsatını buldu.
1973 yılında Ungaro Umomo olarak adlandırdığı erkek koleksiyonunu, 1978 yılında Ungaro Ter diye adlandırdığı triko koleksiyonunu ve 1982 yılında Ungaro Solo Donna diye adlandırdığı bayan koleksiyonunu beğeniye sundu.
1996 yılında markasının kontrolü Ferragamo şirketine geçti.
2004 yılında 71 yaşındayken moda dünyasından ayrıldı. Kasım 2005' de Ferragamo markayı Amerikalı bir iş adamı olan Asım Abdullah' a sattı.


* HAUTE Couture Ünvanı
taşıyan İtalyan Modacılar
Gianni Versace
Kariyerine 1966 yılında 20 yaşındayken annesinin dikiş atölyesinde başladı. 1972 yılına kadar yeni moda akımlarını izlemek için defalarca Paris ve Londra' ya gitti.
1972 yılında Milano' ya taşındı ve Callaghan, Genny ve Complice için çalıştı.
1978 yılında kendi şirketini kurarak erkek ve bayan koleksiyonlarını hazırladı.
1982 yılında koleksiyonları Paris ve Amerika' da beğeniye sunuldu.
1985 ve 1991 arasında Istante, Versus & Versatil ve V2 by Versace isimli 3 tane koleksiyon çıkarttı.
1997 yılında Miami' de ölümünden sonra kız kardeşi Donatella Versace bütün gruplar için tasarım direktörü oldu.

Giorgio Armani
Armani 1960 yılı sonlarında tıbbi çalışmalarını bırakarak Rinascente' de alım asistanı olarak çalışmaya başladı. 1965 yılında çalışmalarını Hitman için sürdürdü.
1973 yılında Sergio Galeotti ile birlikte bir ajans açarak stil danışmanı olarak çalışmaya başladı. Bu çalışmaları kendisine Monte Doro veya Gibo gibi müşterileri kazandırdı. Bir yıl sonra ilk erkek koleksiyonunu oluşturdu ve 1976 yılında kendi markasını yaratarak bayanlar için de tasarım yapmaya başladı.
1981 yılında Emporio Armani çizgisi oluştu ve 1992 yılında Armani Exchange koleksiyonu Amerika' da dağıtılmaya başladı. Bugün şirketini, 20 yan kuruluş ve 100 den fazla Emporio Armani franchise kuruluşu ile kontrol etmektedir.

Valentino Grevani
Fransa' da moda eğitimi aldıktan sonra Desses' in asistanı olarak 5 yıl, Guy Laroche için ise 2 yıl çalıştı.
1959 yılında İtalya' ya geri döndü ve ailesinin maddi desteği ile ilk moda evini açtı.
1962 yılında ilk koleksiyonunu beğeniye sundu.
1967 yılında Jackie Kennedy' ye ithaf ettiği "White Collection "u yarattı. 1978 yılında GFT ile bir anlaşma imzalayarak onların hazır giyim tasarımlarını yapmaya başladı.
1989 yılında ilk Haute Couture koleksiyonunu Paris' te gözler önüne serdi.
1990 yılında kültürel sergi ve aktiviteleri geliştirmek üzere Valentino Akademisi' ni kurdu.
1998 yılında Valentino markası İtalyan HdP Grup tarafından 300 milyon Euro' ya satın alındı
2002 yılında ise markanın kar edemediği gerekçesi ile aynı zamanda Hugo Boss' un da sahibi olan İtalyan Marzotto Grup'a satıldı.


Ayrıca bence ülkemizde Haute Couture'nin en en önemli temsilcisi "
NUMBER ONE
"ı kesinlikle ama kesinlikle DİLEK HANİF'tir Smiley32

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
7 Ocak 2015       Mesaj #3
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Haute Couture
Vikipedi,özgür ansiklopedi


KpJm2aY

Haute couture kişinin özel beğenisine göre tasarlanmış, özel tasarım elbise anlamına gelen ve Fransızca'dan gelen bir moda terimidir. Tam karşılığı ise "ısmarlama"dır. Buna karşın, her özgün ya da kişiye özel yapılan tasarım haute couture olarak sınıflandırılamaz. Genellikle üst gelir seviyesinde elit müşterilerin beğenisine göre hazırlanan giyim türüdür. Yani kişinin kendi tercihlerine (renk, aksesuar, taşlar vb.) göre yapılan tasarımlardır. Gelinlik buna en iyi örneklerden biridir.

Haute Couture akımı, Fransa'da 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkmıştır. Bir "haute couture" atölyesi olabilmek için, Haute Couture Sendikası'na (Chambre Syndicale de la Haute Couture) üye olmak gerekmekteydi. Bu sendikaya üye olabilmek için ise atölyede çalışacak insan sayısından çalışanların saat ücretine, dekorasyonundan üretim adetlerine kadar her konuda belli kurallar bulunuyordu. Atölyeler her yıl defile başına en az 35-40 parçadan oluşan 2 koleksiyon hazırlamakla yükümlüydüler. Tüm kıyafetler yüzlerce saatlik uğraşlar sonucu yalnızca elle dikiliyordu. Tamamen insan emeğine ve becerisine dayalı bu akım, yalnızca çok özel bir kesime hitap ediyordu.

Benzer Konular

21 Ocak 2016 / Misafir Moda
28 Nisan 2013 / noumena Genel Galeri
28 Ekim 2009 / ThinkerBeLL Sanat ww
22 Mart 2010 / Daisy-BT Turizm
22 Mart 2010 / Daisy-BT Taslak Konular