Arama

Moda Nedir? Moda Hakkında

Güncelleme: 1 Haziran 2016 Gösterim: 73.192 Cevap: 6
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Mayıs 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Moda Nedir?
MsXLabs.org
Ad:  moda.jpg
Gösterim: 4225
Boyut:  11.0 KB
Günlük yaşamımızda kullandığımız ‘‘şu çok

moda

’’, ‘‘modası geçmiş’’, ‘‘modayı izlemek’’ ifadeleri modaya ne kadar yakın olduğumuzun bir göstergesidir. Bazı insanlar modayı yaşam için gerekli, yararlı, vazgeçilmez, eğlenceli ve renkli bulurken; gereksiz bulanlar, taklitçilik olarak sınıflandıranlar, tüketime yönelik bir araç olarak değerlendirenler ve hatta öfkeyle eleştirenler de bulunmaktadır. Sanatçılar, felsefeciler ve bilim adamlarının bu konudaki görüşleri de oldukça ilginçtir. Leonardo da Vinci, modanın temelinin insanın çılgın yanı olduğu görüşünü savunmuş, Thornstein Veblen "gereksiz ve nedensiz tüketim sembolü" olarak değerlendirmiş, Kant ise modayı ahlak açısından ele alarak ‘’..temeli bencillik, kendini beğenme olan bir taklit türü’’ şeklinde sınıflandırırken belirli bir toplumsal işlevinin bulunduğunu da kabul etmiştir, moda sürecinin çok çeşitli toplumsal işlevlere olumlu yönde hizmet ettiğini öne sürmüş, Güngör Başer (1989) ise "sürekli bir değişim süreci" olarak tanımladığı modayı, sosyal ya da ekonomik statü kazanmada toplumsal bir nitelik olarak değerlendirmiştir.

Moda nedir

sorusuna verilen yanıt ne olursa olsun, toplumların sosyal ve kültürel yapısını etkileyen moda; yaşadığımız yüzyılda bir yandan insan yaşamını biçimlendirirken, diğer yandan yaşamın vazgeçilmezleri arasında önemli bir yer oluşturmaktadır. Bu durumda modayı tanımlamaya çalışmak, olumlu ya da olumsuz eleştirmek yerine, oluşum ve gelişim sürecini incelemek, sorunlarını saptamak, insan yaşamındaki yadsınamaz yerini ve önemini belirlemek belki de daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Moda yalnızca giysi anlamına gelmez. Sanat, müzik, tiyatro, edebiyat, yemek, iç mimarlık, mimari, bahçe bakımı gibi duyuları uyaran herşeyi içine alır.
Artık işler değişti. Her şeye tüketici karar veriyor. Uygun veya pratik olmayan şeyleri onlara empoze etmek mümkün değil.
Kitle iletişim araçları sayesinde moda herkese, her kesime ulaşabiliyor. Yeterince paranız varsa istediğiniz her şeye sahip olabilirsiniz. İnternet moda haberlerinin evrensel iletişimini, moda dünyasının bütün kapılarını dünyaya açtı. Kimin, ne giydiğini merak ediyorsanız internete girin.

Random House Sözlüğüne göre Moda
1. Giysi, etiket, davetler ve diğerlerinin günlük alışkanlık veya stili
2. Giyimin, davranışların vb. özellikle seçkin veya seçkin olmak için yapılanan bir toplum tarafından geleneksel kullanımı
3. Tarz, yol
4. Herhangi bir şeyin yapısı, formu
Bu tanımlar modanın zaman içinde gerçek anlamından uzaklaştığını kanıtlıyor. Bugün çoğumuz için moda, yalnızca giysi anlamına geliyor. Oysa bu kadar basit değil. Moda; sanat, müzik, tiyatro, edebiyat, yemek, iç mimarlık, mimari, bahçe bakımı gibi konuları, daha doğrusu duyuları uyaran herşeyi içine alır. Gene de, bu değişimin mantığı anlaşılabilir.
Tarihte, belirli bir çağa ait olan giyim stili kayıtlara 'moda' diye geçiyor. Giyim alışkanlığı; yaşanan anın havası ile eşanlamlı olarak kullanılıyordu.
Fikir önderleri tarafından daha çok tarihsel önemi kavranan sanatlar, o devrin modasından sorumlu olan insanlara da bağlıydı. Kraliçe Elizabeth dönemini düşünün... Shakespeare'in edebiyatını dobra dobra, siyasi anlamda dizginsiz ve güzeldi diye tanımlarken o dönemin giysileri için de aynı kelimeleri kullanabiliriz. Dönemin sanat halkalarını incelemeye devam edecek olursanız, benzerlikler yakalayacaksınız.
Tüm bunlar, toplumun elit kesiminin modayı bir kalıp içine koymak istediğini gösteriyor. Peki ne tür etkiler yarattı?.. Tarihe bakmak yeterli.
Şimdilerde modanın anlamı çok farklı. Kitle iletişim araçları sayesinde moda herkese, her kesime ulaşabiliyor. Birçok ülkedeki asil sınıf neredeyse yok oldu. Mevcut olan yerlerde de kişinin giysisinden asil veya basit biri olup olmadığını anlamak neredeyse imkansız. Kısaca, artık yeterince zenginseniz herşeye sahip olabilirsiniz. Moda hükmedilemeyen hayati bir güç olarak kaldı.
Hergün giyinmek zorunda olduğumuz gerçeğiyle yüzleşirsek, giysi seçimimiz ne giydiğimizi umursamamıza bağlı. Kıyafetlerimiz bizimle ilgili birçok şey söyler. Kendimize olan güvenimizi ve başkalarının bize bakışını etkiler. Özünde doğru olmasa da, bu böyle algılanıyor.
Tüm bunların ardından, gerçek şu ki moda üzerine çok konuşuluyor, para harcanıyor, yatırılıyor. Doğal bir talebin oluşmasıyla doğal olarak yeni bir iş alanı açılıyor. Eğer başarı sağlanırsa, moda sektörü kesinlikle getirisi en büyük olan iş kolu.
Yeni milenyum yaklaşırken, moda her yıl bir öncekinden daha farklı. WWD ve VOGUE gibi tarz belirleyicileri tarafından beğenildiği zaman satışa sokulan giysilerin yaratıldığı günler çok geride kaldı. Modanın itici güçleri olan tasarımcılar, perakendeciler, aracılar ve moda basını, bugün çok daha büyük bir güçle yer değiştirdi.
Kitle pazarlaması, modayı ele geçirdi. Etek boylarının kısalması veya uzaması gibi kaprislerle ilgilenilmiyor artık. İnsanlar ne istediklerinin farkında 'daha fazla' olmaya başladılar ve moda yarışı içinde olmak istemiyorlar. Şık giyinme arzusu yerini rahat giyime bıraktı. Değerler değişti ve artık insanlar giyimi hayatlarında bir öncelik olarak görmüyorlar. Daha ötesi insanların yalnızca eğlenmek için alışverişe harcayabilecekleri kadar zamanları yok.
Neyse ki, modacılar zeki ve tasarımcılar yavaş yavaş daha değişik düşünmeye başladılar. En yeni modayı dayatmak yerine, imaj oluşturmak üzerine yoğunlaştılar. İmaj, bugün modayla eşanlamlı düşündüğümüz bir kelime. Sezonun geçici heveslerinden yorgun düşen insanlar bu yeni düşünce akımını hoş karşılıyorlar. Her sezon sokakları adım adım gezmek yerine, kendi imajlarıyla özdeşleştirebilecekleri bir mağazayı tercih ediyorlar. Bu nedenle belirsizlikle geçen bir dönem yerini güvenilir bir kaynağa bıraktı. Eğer Ralph Lauren hayattaki tutkularınıza hitap ediyorsa, kıyafetlerini yalnızca gece ve gündüz giymez ayrıca iç çamaşırlarını, ev eşyalarını kullanabilir, duvarlarınızı onun tonlarıyla boyayabilir, parfümünü sürebilir, ayakkabılarını giyebilir, çantalarını taşıyabilir ve Ralph Lauren'in sizin için yarattığı dünyada yaşayabilirsiniz.
İmaj modadır. Bir düşünün, Calvin Klein-minimal; Ralph Lauren-yöresel İngiliz tarzı, rahat, lüks; Prada-keskin çizgiler, global; Gucci-sofistike ve herşeyden önemlisi seksi. Eğer bunların imajlarıyla özdeşleşebiliyorsanız satın alırsınız.
Bu çok basit formül milyarlarca dolarlık bir sektör yarattı. Stratejik düşünenler, tasarımcı ve terzilerin her sezon yarattıklarının yalnızca modaya göre değil kişinin kendini rahat hissedebileceği bir imaja uygun olmasını isterler. Bu nedenle, bir tüketicinin modaya uymasını garanti etmek yalnızca modaya uyması ile değil, kendi stili ve rahatının sağlanmasıyla da olur. Rahatlık, moda dünyası için yeni bir kavram.
İmaj yaratılması bir uzman ordusunun dahil olduğu bir 'dolar basma' makinasıdır. Pazar araştırması, tanıtım, 'in' modeller, makyaj uzmanları, fotoğrafçılar, kuaförler, art direktörler, stilistler, promosyon, reklam, ünlü kişilerin giydiği kıyafetler ve tabii ki satın aldığınız yerin havası... Her biri tüketiciyi baştan çıkarmada rol oynuyor.
İmaj yaratmak bir elbisenin basit bir taslağından çok daha karmaşık. Moda pazarlaması, büyük paraların döndüğü bir pazar ve tasarımcılar başarı için yalnızca yeteneklerine güvenmiyorlar. Bu yüzden yetenekleri, dizaynırlığın yanında tüketicinin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde çok yönlü olmalı. Bu büyük miktarda nakit para gerektiriyor. Geçen yüzyılda müşteri desteği ön plandaydı. Günümüzde markanın evrenselleşmesi için finansal destek gerekiyor ve bu alanda birçok yatırımcı var. LVMH'den Bernard Arnault, yeteneği zenginliğe çevirmeyi bilen işadamına iyi bir örnek.
Sırada internet var. Moda haberlerinin evrensel iletişimi, moda dünyasının bütün kapılarını dünyaya açtı. Başlangıçta değişken ve gizli dünyalarına ne derece girilebileceğinden korkan modacılar, sonunda internetin işlerini öldürmekten çok, milyon dolarlık olanaklar sunduğunu fark ettiler ve siber dünyaya adım attılar.
Bugün, kimin ne giydiğini merak ediyorsanız internete girin. Hepsi karşınıza çıkacak. Vogue, Elle, Bazaar gibi modanın önemli dergileri, daha ışıltılı ve ayrıntılı olan web sitelerini tamamladılar.
Artık işler değişti. Yaratıcılık tek başına yeterli değil; gerçekçilik, esneklik artı bu çok değişken ve rekabetçi dünyada ayakta kalabilmeyi sağlayacak yeterli kaynaklara sahip olmak, bugün modanın ne olduğunu bize anlatıyor.

Moda ve Giyim İlişkisi
Başlangıçta modanın en belirgin etkisi giyim-kuşam alanında olmuş, buna bağlı olarak moda literatürünün büyük bölümü bu alana yönelmiş ve moda kavramı giyim-kuşam ile eş anlamlı olarak kullanılmaya başlamıştır. Ancak günümüzde neredeyse tüm yaşamsal öğeleri kapsayan moda; felsefeler, dünya görüşleri ve inanışlarla birlikte düşünülmektedir.
Giyim alanında "moda" kavramının iki ayrı uygulaması bulunmaktadır. Çoğu zaman önemli sayıda tüketici tarafından talep edilen bir giysi ürününe uygulanmakla birlikte, yeni üretilen giysi ürünlerine karşı olumlu tüketici tepkisini belirtmek için de kullanılmaktadır. Barnard’a (1998) göre moda ve giyim, aynı maddeler ya da nesnelerin farklı formlarda var oluşunu gösteren belki de en belirgin alanlardır. Başlangıçta korunma amacıyla bir gereksinim olarak ortaya çıkan giyim, giderek insanın maddi ve manevi varlığını tamamlayan toplumsal bir olguya dönüşmüştür.

Toplumların sosyal ve kültürel kimlikleri ile giysi formları arasında iletişim sürecine bağlı olarak kurulan ilişki, farklı sosyal ve kültürel kimliklerin işlevsel yaratımlarının da açık bir göstergesidir. Giyim, bireysel ve toplumsal özelliklere bağlı olarak yaşamın her anında, her ortamda en temel gereksinimlerden biridir. Bu gereksinim bireyin topluma kabulündeki psikolojik dürtüleri, toplumsal farklılıklardaki sosyolojik bulguları da etkilemektedir. Bu doğrultuda kültürel ve sosyal kimliğin yapısında ve iletişiminde giysilerin önemli bir yeri olduğu söylenebilir. Modanın giyimle olan ilişkisi yalnızca uygulamayla sınırlı kalmamış, geçmişte ve günümüzde sanatın da önemli bir aracı olmuştur. Başlangıçta zanaat boyutunda kalan bu ilişki 1880 yılında Parisli terzi Charles Frederick Worth’un hazırladığı giysilerden birine imzasını atmasıyla sanatsal bir anlam kazanmıştır. Böylece giysi tarihin bir parçası olmaktan çıkarak kişisel bir anlatım biçimine dönüşmüştür.
Bu olay modanın bir disiplin olarak kabul edilip, sanatla bütünleştiğinin bir kanıtı, bir dönüm noktasıdır. Böylece sanatta var olan yapıt, yaratıcı ve izleyici üçgeni modaya da yansımış, estetik bir hazzın oluşmasını sağlamıştır. Moda insanların cinsel, dinsel, fiziksel, kültürel ve ekonomik haberleşmelerini sağlayan bir kartvizittir.
Moda, "insanların değişiklik arama ve yeni biçimler ortaya koyma tutkusudur." Daha geniş anlamda tanımlanırsa "toplumdaki süslenme ve değişiklik ihtiyacından doğan geçici bir yeniliktir" denilebilir. Örnekleri; giyim, saç modeli mobilya, yabancı dil modalarında görülür.



Michal Louise McKay
Beymen Pazarlama ve İletişim Direktörü
Son düzenleyen kompetankedi; 1 Haziran 2016 13:52
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Mayıs 2007       Mesaj #2
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Modanın 10 gözdesi
Değişen moda trendlerini yakalamakta zorlanıyor musunuz? Sezonun 10 gözdesini öğrenmeye hazır mısınız?

Triko hırkalar
Kış sezonunun en kullanışlı ve en moda parçası olan kalın triko hırkalar, paltoların yerini aldı bile. Mini şifon elbiselerin üzerine kalın triko hırkaları giyerek tezat yaratmak elinizde.

Dar jeanler
Yoksa siz hala dar bir jean almadınız mı? Sezon 'skinny jean' sezonu. Vücudu sımsıkı saran, dar paça bir jean, bu sezonun olmazsa olmazı. "Bana yakışmaz," diyenlere tavsiyemiz, üzerine bol bir triko giymeniz. Bacaklarınız olduğundan daha zayıf ve uzun görünecektir.

Opak çoraplar
İşte gardırobu yenilemenin en kolay ve en hesaplı yolu; opak çoraplar. Sezon modasına ayak uydurmak için, mini ipek elbisenizi siyah opak çorapla giymeyi deneyin. "Modada sınır tanımam," diyorsanız da size tavsiyemiz, renkli opaklarla kendi tarzınızı yaratabilirsiniz. Taytlarla da aynı etkiyi yaratmak mümkün.

Kırmızı dudaklar

Birkaç sezondur üst üste moda olan makyajsız' görüntü kış sezonunda kırmızı rujlarla bozuluyor. Bu kış anlaşılan o ki, dudaklar konuşacak!

Düz çizmeler
Topuklu botlardan sıkıldıysanız müjde! Çünkü kış sezonunda birçok modaevi, koleksiyonlarını düz botlarla tamamladı. Düz çizme ya da botları, dar jeanlerinizin üstüne giyebileceğiniz gibi mini elbiselerle de tamamlayabilirsiniz.

Zincirli çantalar

Bu sezon, işlemeler 'out', zincirler 'in'. Özellikle büyük çantaların zincir saplıları kış sezonunun olmazsa olmazı!

GÜLGECELER - avatarı
GÜLGECELER
Ziyaretçi
5 Eylül 2008       Mesaj #3
GÜLGECELER - avatarı
Ziyaretçi
Moda Nedir?

İşte “Moda Nedir?” sorusuna cevap olarak hazırladığımız moda tanımı.

Moda, Türkçe’de temel olarak bir toplumda bir zaman dilimi içerisinde öne çıkan giyim tarzlarını ifade etmekle birlikte, sadece giyim değil genel davranışlar, sanat, mimari, edebiyat ve yemek gibi bir çok konuyu da içine alan ve bir süre etkin olan toplumsal bir beğeniyi de anlatmak için kullanılmaktadır.

Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan Türkçe Sözlük’te “moda” kelimesinin anlamı:
1- Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik.
2- Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlük:
“Moda sandığımız birçok şeylerin hayatın kendi bünyesinden geldiği anlaşılır.”- Ahmet Hamdi Tanpınar.
3- sıfat/ Geçici olarak yeniliğe ve toplumsal beğeniye uygun olan: Ör: Moda şapka
şeklinde tanımlanmaktadır.

Yine Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan Türkçe Sözlük’te; moda olmak kelimesi “yaygın duruma gelmek, herkesçe kabul edilmek”, modası geçmek ise, ”moda olmaktan çıkmak”, ”mecaz/ önemini yitirmek, geçersiz duruma gelmek, artık aranmamak” şeklinde ve “Bu işin modası geçti, onu vaktiyle yapmak gerekti.” örneklemesiyle tanımlanmaktadır.

Dünyada moda başkentleri olarak bilinen şehirler New York, Milano, Paris ve Londra olarak sıralanmaktadır (kaynak:
www.wikipedia.org)..
Moda konusunda, moda günleri ve moda haftaları gibi etkinlikler düzenleyerek öne çıkan diğer şehirler ise; Los Angeles, Berlin, Tokyo, Roma, Miami, Hong Kong, São Paulo, Sidney, Barcelona, Madrid, Viyana, Yeni Delhi ve Dubai’dir.
Son düzenleyen kompetankedi; 3 Haziran 2016 12:06
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
24 Aralık 2013       Mesaj #4
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Moda Nedir?
MsXLabs.org

Moda Toplum hayatına, değişiklik ihtiyacı veya süslenme arzusuyla giren, geçici yenilik. Moda, genel bir tabirdir. Günlük hayatın, çeşitli kısımlarında geçici bir süre hakim olan zevk anlayışına denir. İnsanların umumiyetle kullandığı hemen her şeyde zaman zaman moda akımları olmuştur. Fakat moda bütün dünyada en çok ve en yaygın olarak giyim-kuşam konusunda görülür. Özellikle kadınlara ait her türlü giyecek eşyası ve süslenme şekillerinin mevsimlere ve yıllara göre modası değiştirilmektedir.

Ev hanımlarına yardım olunması bakımından, yeni buluş ve modelleri, ilave patronlarıyla beraber yayınlayan dergilere de “moda” ismi verilmektedir. Üçgen biçiminde, serenleri direğin gerisinde bulunan yelkenlere de moda adı verilmiştir.

Modanın tarihçesi miladdan binlerce sene öncesine uzanmaktadır. Çinlilerin, ayaklarını küçültmeleri için sıkıntılara girmesi, Babilli ve Asurlu erkeklerin genellikle kaba, saçaklı ve yün elbise giymeleri asırlarına göre birer moda hareketleridir.

Kırım civarında yapılan arkeolojik kazılar sırasında M.Ö 3. ve 5. yüzyıllara ait renkli, çizgili ve değişik desende kumaşların bulunması o zamanda da modanın olduğunu ortaya koymaktadır.

On dört ve on beşinci yüzyıllara kadar, biçilerek dikilmiş elbiselere çok az rastlanmaktaydı. Bu tarihlerden sonra elbiselerde, işleme tarzında şahsi işaretler kendini göstermeye başladı. On beşinci yüzyıldan sonra terzilik alanında yeni bir gelişme ortaya çıktı. Bununla beraber, kişilerin kendi zevklerini ortaya döken moda örnekleri de görülür. On dokuz ve yirminci yüzyılda ise bu işlerle uğraşmak özel ihtisas sahaları haline gelip, “moda evleri” adı altında çeşitli elbise-dikim yerleri ortaya çıktı.

Moda, toplumların geçmiş dönemlerine ait örf-adet ve sanat yönünde meydana getirdikleri yenilikler yanında, zevkleri, namus ve ahlak anlayışları, ekonomik durumları hakkında da geleceğe bilgi vermektedir. Yirminci yüzyılın yarılarından sonra moda, birçok konularda insanlara öncülük eden, hatta onları yönlendirip çeşitli davranışlara sevk eden en müessir faktörlerden oldu. Bu bakımdan giyim-kuşamda veya süslenmede görülebildiği gibi, düşünce alanında, kişilerin davranışlarında bu gibi akımlar etkili olmaya başladı. Mesela, gençler arasında “Hippy”, “Pop”, “Punk”, “Heavy Metal” gibi isimlerle anılan akımlar bunlardandır. Özellikle manevi boşluk ve tatminsizlik içinde bulunan insanlar arasında ve Avrupa gençliğinde ortaya çıkıp yaygınlaşan bu akımlar, bir süre devam eden çılgınlıklardan sonra kaybolup gitmektedir.

Moda, ayrıca sosyal ve ekonomik bir olaydır. Ekonomik değişiklikler, aile çevresi, toplumun ahlak anlayışı, içinde yaşadığımız tabiat şartları, iklimler, mevsimler, mensubu olunan milletin kültür değerleri, dinler, töreler, çalışılan iş ve meslekler, yaş, cinsiyet, zevkler daha bunun gibi pekçok şeyin hepsi, moda akımlarına hem zemin hazırlar hem de müessir olur. Moda, bir anlamda kişilerin iç dünyasını dışarıya vurmasına yardımcı olan, psikolojik tatmin vasıtası olarak görülen bir fenomendir, vak'adır.

Moda, kimi zaman sanat ölçüleri içinde, aşırıya kaçmadan bir yol takip edebildiği gibi, bazı zaman da kişiyi kendine esir eder, onu aşırılığa sevk eden itici güç halini alır. Hatta bazı durumlarda, ailelerin yıkılmasına, baba-oğul, anne-kız arasında zıtlaşmaya kadar ulaşmakta, çok insanın da ruhi bunalıma düşmesine sebep olmaktadır.

İslam dininde çirkinliği gidermek, vakar sahibi olmak ve şükretmek, Allahü tealanın nimetini üzerinde göstermek için, mümkünse elbiselerin en iyisini giyinmek tavsiye edilmiştir. Gösteriş, öğünmek için veya bir başka menfaat için bunlar yapılırsa büyüklenme ve kibir olur ve bu dinimizin emrettiği bir şey değildir.

Moda akımları, umumi olarak moda merkezlerinden idare edildiği gibi bazen de ictimai veya ekonomik faktörlerden etkilenerek kendiliğinden ortaya çıkar. Giyimde moda akımlarını yönlendiren merkezler de çeşitlidir. Erkek giyiminde “Londra”, kadın giyiminde ise “Paris” moda merkezi olarak ün yapmışlardır.

Kaynak:
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Kasım 2014       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bugün moda olan bir giysi,

10 yıl sonra itici,
30 yıl sonra ilginç,
50 yıl sonra ise müthiş kabul edilecektir.
Levier (ingiliz moda araştırmacısı)

Moda her zaman kısa ömürlüdür, bu nedenle bazı insanlar onun kaotik oluşuma sahip olduğunu düşünürler. Şüphesiz bir çoğumuz gelecekte neyin moda olacağını öğrenerek, kendimizi ona göre hazırlamayı çok isteriz.

Bakalım nedir bu moda.; Neden kendimizi ona göre ayarlamak isteriz, neden sık sık adını duyarız, neden gazete ve dergilerin onlarca sayfasını kaplar.

Moda, bizim eski şapkamızdır. Yada yeni kıyafetimizdir. Sonbaharda düşen yapraklar kadar eski, ilkbaharda açan çiçekler kadar yenidir.Moda toplumun sosyal, politik ve kültürel durumuna yansır. Moda Fransız imparatoriçesi Eugenie’yi 1936 yılında Süveyş kanalının açılışına yanında 250 kıyafetle gitmesine neden olan şeydir. Moda XIX yüzyılda 27 Paris terzisini 100 metrelik kumaştan 11 gün balo kıyafeti dikmeye zorlayan şeydir. Tarih boyunca çeşitli halklar çeşitli giysiler, takılar, boyalar kullanarak farklı tarzlar yaratmıalarına sebep olan şeydir moda. Bugün modanın ilk ortaya çıkışı uzmanların kafalarını kurcalamakta. Çoğunluğun görüşüne göre moda kökeni ilk insanın ortaya çıkışına dayanıyor. Moda insanlık tarihi boyunca toplumların ayrılmaz bir parçası oldu. Bugün hepimizin geleneksel kıyafetler olarak adlandırdığımız giyim tarzları da aslında hepimizin içinde varolan o gizli moda kültürünün dışa yansımasıdır.
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
7 Ocak 2015       Mesaj #6
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Moda Nedir?

Moda; belirli zaman diliminde süslenme, farklı olma, en çok beğenileni giyme istekleri üzerine ortaya çıkan geçici yeni tarzların tümüne denir.

Peki sizce moda nedir?

Moda; toplumda en çok beğenilen ürünlerin giyilmesi, aksesuarların takılması, ayakkabıların seçilmesi kitlece beğenilen her şeyin kendine uygulanmasıdır. Moda denince akılla gelen ilk şey bayandır. Alışveriş yapmaya gittiğinizde bile en çok bayan ürünü satan mağazaları görürsünüz çünkü erkeklere nazaran bayanlar iyi giyinmeye ve iyi görünmeye daha çok ihtiyaç duyar.

Bayanlar için dış güzellik oldukça önemlidir. Güzellikleriyle kendilerinden söz ettirmek isterler. Modayı çok sık takip ederler televizyon programları, internet siteleri , mağaza vitrinleri ünlülerin neler giydikleri ve çevrelerindeki diğer insanlardan ilham alırlar ve kendine yakışacağını düşündüklerini giyerler ,takarlar ve yakıştırırlar.

Moda iyi giyinmek isteyen yada istemeyen herkesin içinde olduğu bir alandır. Modayla çok ilgilenmiyor olabilirsiniz, moda programlarını izlemiyor ve moda sitelerine girmiyor olabilirsiniz ama bu sizin modadan geri kalmanıza sebep olmaz dışarı çıkıp "aaa çok güzel bir çeket gördüm onu hemen almalıyım" dediğiniz an modanın içinde yaşıyorsunuz demektir.

Moda zevkten zevke , yaştan yaşa değişir. Kendinize yakışanı giymek ise her şeyi değiştirir .

Kaynak:
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Ocak 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MODA a. (fr. modus).
1. Eşyalarda, insanlarda, vb. belli görünümde bir tipi belirleyen çoğunluğun benimsediği ortak zevki yansıtan ana çizgiler: Kısa saç, uzun etek modası. Modayı izlemek. Yeni bir moda yaratmak.
2. Belli bir dönemde, bir toplumda, bir grupta yaygın olan zevki yansıtır görünen ve çok rağbet gören bir eşyayı, bir yeri, bir etkinliği, vb. yeğleme, seçme: Şimdi sabahları yürüyüş yapmak moda. Köy romanları modası. Moda işte, bir süre sonra unutulur gider.
3. Giysilerin belli bir döneme uygun ayırt- edici görünümü; bu görünüme uygun düşen model: Yaz, kış modası. 1925 modası. Moda defilesi.
4. Moda olmak, herkesçe benimsenmek, beğenilmek, yaygın bir duruma gelmek: Bu yıl mini etekler yine moda oldu. || Modası geçmek, rağbet görmez olmak, demode olmak: Geniş paçalı pantolonun modası geçti; önemini, değerini yitirmek, eskimek: Bu tür anlatımın modası geçti.

—Denize. Yelkenlerin son tat camadana vurulmuş durumu. || Moda yelkeni, serenleri, direğin arkasında ve direk doğrultusuna dik bir durumda sürmeli olarak yapılmış üçgen yelken. (Bumbalı ya da bumbasız olarak kullanılır.) || Gabyalar modada, bütün gabya yelkenlerinin son tat camadana vurulmuş olduğunu belirten deyim.

—Muhs. Modası geçme, teknik gelişmeden ötürü taşınmaz mallarda değer kaybı.

♦ sıf. Günün zevkine uygun, moda olan şey için kullanılır: Moda giysiler. Moda akımlar. Moda renk.

—ANSİKL. Tanımı gereği gelip geçici nitelikte olan moda, ilk bakışta, kişiye daha iyi bir görünüm vermek amacıyla, kendiliğinden ve hiçbir mantığa dayanmayan bir yenilikler dizisi olarak görünür. Fakat, 1787-1936 arasındaki moda gravürlerinin ölçümlerini inceleyen A. L. Kroeber'e göre, bu alandaki önemli değişiklikler, giysilerin bolluk ve uzunluğundaki değişikliklerde kendini gösteren, nispeten düzenli bir tempoyla meydana gelmektedir: örneğin, geniş etekli tadın giysisinin karşıtını, serbest genç kızın daracık giysisinde; daha yakın tarihlerde de, nevvlook’un karşıtını, minietekte bulduğu söylenebilir. Konuyu daha geniş bir açıdan ele alan incelemelere, moda ile sosyal ortam arasındaki ilişkiyi önemle belirtirler: gerçekten de, modanın varlık nedeni rekabet, taklit, red ya da kayıtsızlık tepkisidir. Hatta kayıtsızlık, başlı başına bir moda sayılabilir.
Bir süs eşyası durumuna gelen giysi, toplumsal sınıflar arasındaki ilişkileri belirten bir gösterge değeri kazandı. Ortaçağ'dan itibaren saraylılar, monarkın çevresinde bir zarafet yarışına girdiler ve ticaret burjuvazisi de sarayı taklit etmek için hiçbir masraftan kaçınmadı.
Fransa'da ikinci imparatorluk burjuvazisi de bu kurala uymamazlık etmedi: imparatorluk sarayının lüksüyle gözleri kamaşan, ama saygıdeğer olmaya da büyük önem veren burjuvazi, giyim modasında bu iki eğilimi kaynaştırmayı başardı: kadınların sokak kıyafeti, ipek, kadife, dantel gibi kıymetli kumaşlardan yapılmakla birlikte, onları boyunlarından topuklarına tadar örtmekte, omuzlar ancak geceleri açılmaktaydı. Erkeklerse, redingot ye siyah pantolonu tercih ediyorlardı. Önemli olan, bir yandan saraylıların, bir yandanda halkın dünyasından ayrılmaktı.
Bu dönemin iktisadi refahı, modacılığın bir mesleğe dönüşmesine yardımcı oldu: Worth, “haute couture” çağını açtı; moda dergileri, tadın terzilerce evlerde taklit edilmek üzere kreasyonlar yayımlamaya başladılar; nihayet, Belle Jardiniöre (1847), Bon Marchö (1852), Printemps (1865), Samaritaine (1869) gibi hazır elbi- seciliği başlatan “yenilik mağazaları" açıldı. Bir yandan aristokrasi ve yüksek burjuvaziye, öbür yşndan da küçük burjuvaziyle halta hitap eden bu düzen, İkinci Dünya savaşı sonuna tadar varlığını sürdürdü. Fakat, çoğu kez siyasal çalkantılarla ilişkili olan toplumsal değişiklikleri moda alanına yansıtan, "haute couture” ün Poiret, Chanel, Dior, Courröges gibi kilit adlarıydı.
Gerçekte, bugün terzilik ve stilistlik sanatı, belli bir toplumun estetik zevklerini ve kültürünü, ahlaki yasaklarını ve siyasal akımlarını yansıtır. Eşitlikçi ya da diktatörlükle yönetilen istikrarlı bir toplumda, modanın da istikrarlı olması ilginçtir: buna örnek olarak Mao Zıdong döneminde çinli kitlelerin üniforma giymesini gösterebiliriz. Fransa'da, "Art nouveau"nun arabesk şekillerine, modanın yılankavi silueti tekabül ediyordu. "Art deco", genç kızların düz giysisi ve Sonla Delaunay'nin "eşzamanlı" kumaşlarıyla birlikte gidiyor. 60’lı yılların dizaynı Courröges'in kadınına uygun düşüyor, son yılların "retro" stiliyse giysi biçimlerine esin kaynağı oluyordu.
Bütün zamanların cinsel dili olan moda, açık saçıklık ölçüsünde ar kavramının uğradığı değişiklikleri izlemiş ve kadının toplum içindeki yerini belirtmiştir. XX. yy.'ın başında, evlenme çağı geçmiş ya da dul bir kadının, giyimiyle hoşa gitmeye çalışması iyi gözle görülmezdi. Çıplaklık kavramı da giyim adabında ön planda bir rol oynar: uzun kollu, uzun paçalı ve sudan çıkar çıkmaz çıkarılan ilk mayolarla günümüzün monokinileri arasında büyük fark vardır. Mini etek de, ilk çıktığında, görgü kuralları bakımından büyük eleştirilere uğradı: günümüzde kadınlar arasında son derece yaygın olan pantolon başlangıçta sokak kıyafeti olarak şok yaratmıştı. Gerçekten de, zevk ve alışkanlıkları altüst eden, tam anlamıyla yenilikçi bir modanın doğuşu daima bir şok etkisi yapar ve toplumun en tutucu tabakaları tarafından benimsenmesi de onun sonu olur. Yerleşmiş bir moda, güven verici bir nitelik taşır: güncel olaylardan kaynaklanan ve çoğu kez sinemadan esinlenen, genellikle de kısa süren altmodaların hızla benimsenmesi belki de bu nedenle açıklanabilir.
Bir modanın reddi ya da benimsenmesi, kişinin kendini dile getirmesine yarar. Bu tavır, yaş, aile çevresi, meslek çevresi, bilinçdışına bağlı motivasyonlar tarafından belirlenir: proleterin iş kıyafetini (tulum, boyacı önlüğü, vb.) benimseyen burjuva, kendisini solcu bir sanatçı sayıyor demektir: garipliğe kadar vardırılan bir özgünlük, toplumdışı bir karakterin ifadesi sayılabilir.
Uzun süre, iktidardaki sınıfların görüntüsünü yansıtan moda, karşı çıkışın simgesi olarak da kullanılmıştır. Romantikler, feministler hep bu yolu kullandılar. Fransa’da, tüketim toplumuna karşı mayıs 1968 protestosu, ilk kez ABD’de ortaya çıkan bu tür hareketlerin (50'li yılların beatnik'lerı, 60'lı yılların hippy'leri) bir devamıydı. Bu hareketler. Üçüncü Dünya ülkeleriyle dayanışma halinde olduklarını belirtmek için, bu ülkelerden alınma bir modayı ortaya attılar; makineleşmecılığe karşı savaşmak için zanaatçılığı övüp yücelttiler. Daha yakın tarihte, punk'lar, skin-head'ler, folklordan çok asker kıyafetleriyle şiddetin yeniden doğuşunu dile getirmeye çalıştılar. Moda alanındaki bu çalkantılar sonunda, ölçülü zevk ve ağırbaşlı zerafet eskidi: alaycılık, zirzopluk, kitsch, gülünçlük başlı başına bir amaç oldu; soluk, saçaklanmış, zımbalı ve işlemeli blucinle bir pull över yaygın bir kıyafet haline geldi. Mini etekle ünıseks modası bu döneme damgasını vuran görüntüler olarak kalacaktır. 1968 gençliğince -savaş sonu nüfus patlaması nedeniyle sayıca önemli bir kitle oluşturuyordu ve kuvvetli bir alım gücüne sahipti bir anda benımseniveren bu antimoda, terziler ve hazır elbi- secilerce de ele alındı ve böylece modanın demokratikleşmesine katkıda bulundu.
1970'ten beri, sportif ve ağırbaşlı stilde yeniklasik, uslanmış bir modanın yeniden doğuşuna tanık olmaktayız. Bunun yanı sıra belki de 60'lı yılların nostaljik bir devamı olarak- romantik stilden yana bir eğilim kendini göstermektedir.
Türkiye modada evrenselliği dört ayrı dönemde gerçekleştirdi. XIX. yy.'ın ikinci yarısına kadar egemen olan ve kaynağını dinsel kısıtlamalarda bulan kadın giysileri toplumdaki etkisini yerli levantenler dışında Cumhuriyet döneminde şapka devrimine dek sürdürdü. Erkek giysilerin
deki yöresel ve folklorik görüntülerin ise 1800'lü yıllarda Jön Türkler'le birlikte değişmeye başladığı görülür. Bu dönemde türk erkeğine modada öncülük eden Fransa, Birinci Dünya savaşı'ndan sonra yerini İngiliz modasına bıraktı. Batı'da genellikle kadınların benimsediği öncü moda anlayışı, Türkiye'de tersine erkekler tarafından benimsenmiştir. Erkekler kadınlardan önce Batı'ya ve evrensel modaya uyum sağladılar. Moda kavramı Türkiye’ de şapka devrimi ile birlikte başlar. Peçe ve çarşaftan çıkan türk kadını kısa zamanda levanten hemcinslerine benzer bir görüntüye girmekte güçlük çekmezken, Paris tüm batı dünyasında olduğu gibi Türkiye'yi de etkisi altına aldı. Artık Jön Türkler'le başlayan birinci dönem bitmiş, ikinci dönem yaşanmaktadır. Bu dönem 1960' lı yıllara kadar uzar. Ekonomik ve sosyal gelişme çabaları içinde olan Türkiye henüz terzilerle giyinme alışkanlığının dışına çıkamadığı gibi, giyimde endüstrileşme yöntemine de tutucu kalır. 1960’lı yıllarda sanayileşmenin elle tutulur bir düzeye gelmesi, çalışan kadınların süratle artması, gelir düzeyinin sürekli yükselmesi, nüfus artışı, artık türk toplumunu zaman alıcı, el emeğinin getirdiği maddi külfetin dışına çıkmaya zorlar. İzleyen yıllar Türkiye'nin kendi kabuğunu kırarak giyim sanayisinin çarkı içinde dönmeye başladığı dönemdir. Zaman değişmiş, yıllarca kadınlarda Paris, erkeklerde Saville Row olarak benimsenmiş modaya yaklaşım, artık sesim iyiden iyiye duyuran İtalya'nın etkisi altına girmiştir. Günümüzde ise, tıpkı Batı'da olduğu gibi belirli bir ülkenin sesi yerine o dönem için geçerli olan belirli bir rüzgârın estirdiği moda anlayışı kovalanmaktadır.
Moda football Club, İstanbul'daki ingilizler tarafından kurulan (1903) Türkiye' nin ikinci futbol kulübü. Kulüp, 1907-1908 yılında İstanbul şampiyonluğunu kazandı.


Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

28 Nisan 2013 / noumena Genel Galeri
28 Aralık 2010 / Misafir Soru-Cevap
28 Mayıs 2013 / Misafir Soru-Cevap
30 Temmuz 2014 / _AERYU_ Taslak Konular
30 Temmuz 2014 / _AERYU_ Taslak Konular