Arama

Menopoz - Sayfa 2

Güncelleme: 11 Haziran 2012 Gösterim: 19.436 Cevap: 17
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
23 Kasım 2008       Mesaj #11
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Fiziksel aktivite menepoz sonrası kemik yoğunluğunu arttırıyor

Sponsorlu Bağlantılar
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Klinik Şefi Prof. Dr. Necat Yılmaz, menopoz sonrası kemik yoğunluğunu artırmanın yolunun fiziksel aktiviteyi yüksek tutmaktan geçtiğini bildirdi.

Prof. Dr. Yılmaz, yaptığı açıklamada, uluslararası ''Medicina Sportiva'' isimli dergide de yayınlanan araştırmaların, kadınların menopoz sonrasında kemik mineral yoğunluğunu artırabilmeleri için muhakkak fiziksel aktivitelerini yüksek tutmaları gerektiğini gösterdiğini belirtti.

Aslında bunun sürpriz bir bulgu olmadığını, önceki bir çalışmalarında da osteoporoza karşı sporun koruyucu olduğunu bulduklarını belirten Prof. Dr. Yılmaz, ''Fakat bu çalışmada ise fiziksel aktivite düzeyinin kemik mineral yoğunluğunu dahi artırabildiğini ve menopozdaki kadınların mutlaka fiziksel aktivitelerini artırmaları gerektiğini ispatlamaktadır. Fiziksel aktivite, yürüme, yüzme, hafif ağırlık kaldırma ve günlük hayatta tarladan ev işlerine her türlü aktiviteyi kapsamaktadır'' diye konuştu.


Prof. Dr. Yılmaz, fiziksel aktivitenin kemik yapımını sağlayan hücrelerin aktivitesini artırdığını, böylece de hem kemik mineral yoğunluğunun arttığını hem de kemik mikro yapısında geometrik değişiklikler olduğunu anlattı.


Postmenopozal osteoporozun kemik gücünde belli bir düzeye kadar azalma ve kırık riskinde artma ile ilgili bir bozukluk olduğunu anlatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:


''Kemik gücü dolayısıyla, kırık riski, hem kemik kalitesine hem de kemik mineral yoğunluğuna bağlıdır. Çocukluk ve gençlik döneminde kemik yapısı gelişir ve 20 ile 30'lu yaşlar arasında en güçlü noktasına ulaşır. Sonrasında kemik kaybı yavaşça devam eder, menopozdan 2-3 yıl önce yılda yüzde 2'lere kadar çıkar ve bu durum menopoz sonrası 3-4 yıl devam eder. Daha sonra kemik kaybı yavaşlar, yılda yüzde 1-1,5 kadar düşer, 80 yaşıyla birlikte birçok kadın en yüksek kemik yoğunluğunun yüzde 30'unu kaybeder. Kemik gücünde azalma, yaşlanmaya bağlansa da düşük östrojen seviyeleri esas nedendir. Bizim hastalara tavsiyemiz menopoz öncesinden başlayarak daima hayatı aktif yaşamaları, beslenme ve ilaç tedavisi yanında fiziksel aktivitelerini de yüksek tutmalarıdır.''


GÜNDE 2 KİLOMETRE YÜRÜMENİN FAYDASI

Prof. Dr. Yılmaz, günde iki kilometre yürüyen kadınların bacak kemiklerinin, haftada iki kilometre yürüyenlere göre yüzde 7, tüm vücut kemiklerinin de yüzde 4 daha yoğun olduğunu açıkladı.

Yürüyenlerin bacaklarındaki kemik kaybının çok daha yavaş olduğunu, düzenli olarak her gün iki kilometreden fazla yürüyen kadınların daha uzun yıllar kemik kaybına uğramayacaklarının araştırmalarla kanıtlandığını ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, şunları kaydetti:


''Amerikan Tıp Birliği tarafından yayınlanan araştırmada, menopoz sonrasında kadınların haftada iki kez ağırlık çalışarak kalça ve omurgalardaki kemik yoğunluğunu artırabilecekleri kanıtlanmıştır. Bir yıl süren araştırma boyunca, 50-70 yaş arası 39 kadın gözlem altında tutuldu. Araştırmaya katılan kadınların ortak özellikleri hareketsiz yaşam biçimi benimsemiş, en az beş yıl önce menopoz geçirmiş ve bir yıl önce östrojen veya kemik yoğunluğunu artıran ilaçlardan kullanmamış olmalarıydı. Kadınlar kalça ve omurgalardaki kemik yoğunluğunu, kas gücünü ve dengeyi belirlemek amacıyla araştırmanın başında ve sonunda kemik yoğunluğu testinden geçirildiler. Grubun içinden seçilen 20 kadın haftada iki kez bir uzman gözetiminde beşer dakikadan ısınma hareketleri, kondisyon bisikletinde egzersiz ve 45 dakika süren ağırlık çalışması yaptılar. Diğer 19 kadın hiçbir şey yapmadı. Bir yıl sonunda hareketsiz kalan kadınların kemik yoğunluğu yüzde 2 azalırken, egzersiz yapanlarda kemik yoğunluğunun ortalama yüzde 1,5 arttığı gözlemlendi. Bu sonuçları beş yıllık bir süreçte değerlendirirseniz, çok önemli bir kazanç olduğunu görürsünüz.''


Egzersiz yapan gruptaki kadınların kemik yoğunluklarını artırmanın yanında sırt ve kol kaslarının güçlendiğine işaret eden Prof. Dr. Yılmaz, egzersiz yapan gruptaki kadınların dengelerini yüzde 14 oranında artırdığını, diğer grupta ise yüzde 8'lik denge kaybı görüldüğünü belirterek, kadınlarda menopoz sonrası kalça kırılmasının en yaygın nedeninin denge kaybı olduğuna dikkati çekti.



A.A

Son düzenleyen Efulim; 23 Ocak 2012 14:24 Sebep: Sayfa düzeni.
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
16 Ekim 2009       Mesaj #12
reyan - avatarı
Ziyaretçi
Menopozda Ortaya Çıkan Şikayetler ve Değişimlere Yakından Bakış

Sponsorlu Bağlantılar

Hazırlayan; Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu


Bu bölümde menopoz ve yaşlılıkta kadında meydana gelen değişimler ve yakınmalara biraz daha yakından bakalım ve bir sonraki bölümün sonunda daha detaylı bahsedeceğimiz hormon yerine koyma tedavisi yanında, bu yakınmaları azaltıcı önlemleri gözden geçirelim.
Adet düzensizlikleri : Yumurta ve hormon üretimindeki aksamalardan kaynaklanır. Üreme yeteneği azalır, ama sürer. Hem istenmeyen gebeliklerden korunmak, hem de adetlerin düzenini sağlamak için doktor önerisi ve kontrolü ile gebeliği önleyici haplar kullanılabilir. Ancak adetleri düzensiz olan her hanımın doktora başvurması gereklidir.
Sıcak basmaları ve terleme nöbetleri : Belden yukarıda, özellikle yüz ve boyunda hissedilir. Çoğunlukla ciltte bir pembelik, ısı artışı ve terleme ile birliktedir, nabız sayısında da artış vardır. 3 – 6 dakika süren bu olayı genellikle bir titreme ya da ürperme takip eder. Soğuk terleme şeklinde de orta çıkabilir. Böyle durumlarda,
  • Sakin olmaya çalışılmalı,
  • Derin nefes alma ve gevşeme egzersizi yapılmalı,
  • Sıcak hava, alkol, kahve, çaydan kaçınılmalı,
  • Giysiler hafif ve kolay değiştirilebilir olmalıdır.
  • Ayrıca soğuk kopmreslerle soğutma da yapılabilir.
Sinirlilik, yorgunluk, depresyon, aşırı hassasiyet, kendini hasta hissetme, uykusuzluk :Burada ortaya çıkan yeni bir döneme girişin getirdiği negatif duygulardır. Üreme yeteneğinin kaybedilmesi, alışılan adetlerin kesilmesi, yaşlanma, cazibenin kaybedilmesi korkusu bu olayları uyarır. Kimi zaman ilaçla yardım gerekir. Daha önceden var olan psişik bozukluklar yeniden ve artarak ortaya çıkabilir. Kimi zaman da genç kızlığa özenti gelişebilir.
  • B vitamini (ilaç, tahıllar),
  • C vitamini,
  • E vitamini,
  • Bitkisel çaylar,
  • Sarımsak hapları yararlı olabilmektedir.
  • Baş ağrısı, sırt ve kas ağrıları, hastalık hastalığı, çarpıntı, gaz sancıları:Östrojen azalmasına bağlı olarak kaslarda biriken laktik asid kolay yıkılamaz.
  • Kilo artışı: Vücut ihtiyaçları değiştiğinden beslenme de değişmelidir. Eski alışkanlıkla aynı beslenme düzeni sürerse kilo artışı hemen ortaya çıkar. Yağlı, tuzlu ve karbonhidratlı yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
  • Her yemekte protein ve yeşil sebze ve meyve bulunmalı,
  • Kahve, çikolata ve benzerlerinden kaçınılmalı,
  • Atıştırma yasağı olmalı,
  • Egzersiz yapılmalıdır.
  • Vücut şeklinin değişmesi: Kalça ve memelerdeki yağ dokusu azalırken, omuzlar, bel ve sırtın üst kısımlarında yağlanma artar, kalınlaşma olur.
  • B6 vitamini,
  • Egzersiz vücut şeklini korumada etkili olacaktır.
  • Vajinitis :Östrojen azalması ile vajenin sahip olduğu bakteri içeriği değişir, enfeksiyonlara karşı direnç azalır. Bu akıntıların artması demektir.
  • Topikal hormon kremleri,
  • Sık çamaşır değiştirme,
  • Pamuklu, nem emici çamaşırların kullanılması, vajenin mikroorganizmalara direncini artıracaktır.
  • Vajinal kuruluk ve ağrılı cinsel ilişki: Östrojen azalması, vajen salgısında ve vajeni döşeyen epitel katlarında azalmaya yol açar, bu ise cinsel ilişkide olması gereken kayganlığın ortaya çıkışını engeller ve ilişki ciddi ağrılara, hatta kanamalara neden olur.
  • Topikal hormon kremleri,
  • Düzenli cinsel ilişki şikayetleri azaltır.
  • İdrar kaçırma, sık idrara çıkma : östrojen eksikliğinden, idrar yolunun alt kısımları da etkilenir ve kısalır. Bu durumda sık sık idrara gitme ihtiyacı olur ve hatta geceleri idrar yapma ihtiyacı ortaya çıkar. Çok ve zor doğumlarla zaten deforme olmuş ve aşağıya doğru yer değiştirmiş idrar kesesinin de hormon eksikliği ile biraz daha sarkması, öksürmek ve aksırmakla, ıkınma ile istemsiz olarak idrar kaçmasına neden olur.
  • Topikal hormon,
  • Mesane jimnastiği,
  • Değişik operasyon teknikleri ile bu durumu önlemek veya düzeltmek mümkündür.
  • Dış genital bölgede kaşıntı: Östrojen eksikliği vulva derisinde de incelme ve elastikiyet kaybına yol açar. Bu kolay enfeksiyon gelişmesine ya da irritasyonuna neden olur. Bazı incelemelerden sonra topikal hormon veya steroidli kremler kullanılabilir.
  • Rahim sarkması: İdrar kesesi gibi rahminde aşağıya doğru yer değiştirmesi hormon eksikliği ile artar. Eğer vajen içinde kalıyorsa ve cinsel ilişkiyi etkilemiyor, idrar problemine yol açmıyorsa temizliğe uygun davranış yeterlidir. Ancak vajen dışına çıkacak ölçüde sarkma varsa ve üstelik sürtünmeye bağlı olarak yara açılmışsa, operasyon gereklidir. Çok ileri yaşlarda ise operasyon yerine, pesser denilen cihazlarla rahim yerine itilir ve orada tutulur.
  • Ciltte kırışma, incelme: Hem hormon azalması, hem de yaşla, ciltte yer alan kollajen ve elastik lif sayılarında azalma olur. Giderek cilt kalınlığı azalır. Bu arada ciltaltı yağ dokusu ve ter bezlerinde de azalma ile kuruluk gelişir. Bütün bunlar cildin kırışmasına ve sarkmasına yol açar. Şişman hanımların yağ dokularının fazlalığı ve burada üretilen östrojen cildin gergin ve nemli olmasını sağlar. Sigara cildin kan dolaşımını bozarak hasarı artırır. Önlem için ;
  • Sigara azaltılmalı,
  • Güneşten korunulmalı,
  • Günde en az 8 bardak su içilmeli,
  • Yağlı kremlerle cilt masajı yapılmalı,
  • C vitamini alınmalıdır.
  • Saçlarda incelme, yüz kıllarında kalınlaşma: Östrojen yapımı azaldıkça erkeklik hormonu olan androjenler baskınlaşır ve kıllarda değişiklikler olur.
  • Osteoporoz ( kemik erimesi ): Kemiğin ana yapısı içinde yer alan ve dayanıklılık ve sertliğini veren kalsiyum mineralinin kaybı ve yerine konamaması halidir. Nedenini yine hormon eksikliğidir. Yaşa bağlı olarak hem erkekte hem de kadında 55 yaşından itibaren beklenilen azalma kadınlarda menopoz ile önceden başlar. Kemik kırıkları ve bunlara bağlı sakatlık ve ölümlerin çok önemli bir nedenidir.
Menopoz sonrası ilk 3-4 yılda hızlı bir kayıp vardır. O güne kadar ki yaşam biçimi ve içinde yer alan hazırlayıcı faktörler, riskler kemik mineral kaybının gelişiminde ve hızlı olmasında rol oynar;
    • Buluğ çağının geç başlaması
    • Erken menopoz, adetlerin başka nedenlerle de olsa erken kesilmesi
    • Hiç doğurmamış olmak
    • Kötü beslenme (kalsiyumdan fakir, kafein, protein ve tuzdan zengin diyet)
    • Ailevi yatkınlık
    • Alkol, sigara kullanımı
    • Fizik aktivitede azlık
    • Steroid, epilepsi ilaçları, tiroid ilaçları
    • Siroz
    • Adet düzensizlikleri

    Omurgalarda çökme sonucu boy kısalması, kamburlaşma, sırt ağrıları, kırıklar en sık görülen belirtilerdir. Bunları önlemek için ;
    • Fizik aktivite artırılmalı,
    • Alkol ve sigaradan kaçınılmalı,
    • Uygun aralıklarla (2 yıl) kemik mineral yoğunluk ölçümü yaptırılmalı,
    • Büyüme çağından itibaren yeterli kalsiyum alınmalı (2 su bardağı süt, kuru baklagiller, pekmez),
    • Menopoz döneminde günde 4 bardak süt ya da 1500 mg. kalsiyum alınmalı,
    • Beslenme düzeninde en az hayvansal besinler kadar bitkisel besin bulunmalı,
    • Tuzdan kaçınılmalı,
    • Aşırı zayıflık, aşırı şişmanlık olmamalı ve engellenmeli,
    • Hekim tavsiyesi ve düzenlemesiyle D vitamini alınmalı ve her gün 15 dakika güneşlenilmelidir.
    Eklem ağrıları : daha önce var olan osteoartrit ağrıları, menopozla birlikte artar. Östrojenle 2-3 hafta içinde hızla azalır. Uygun eklem egzersizleri yapılmalı.
  • Kalb ve damar hastalıklarında artış : Menopozla birlikte azalan östrojen hormonu, kan yağlarında değişime yol açar. Yüksek dansiteli lipoproteinler (HDL-iyi kolesterol), azalırken düşük dansiteli lipoproteinler (LDL- kötü kolesterol) artar. Bu değişim damar sertliklerine (ateroskleroz) yol açar. Bunun sonucunda koroner kalb hastalıkları, yüksek tansiyon ve miyokard enfarktüsü görülme sıklığı artar. Menopoz öncesi 3 erkeğe karşılık 1 kadında bu tür hastalıklara rastlanırken, menopoz sonrası bu eşitlenir. Risk faktörleri şunlardır;
    • Sigara
    • Ailevi yatkınlık
    • Önceden kolesterol yüksekliği
    • Şeker hastalığı
    • Erken menopoz
    • Fizik aktivite azlığı
    • Yüksek tansiyon

    Önlemler ;
    • Sigara azaltılmalı,
    • Stresten kaçınılmalı,
    • Şeker hastalığı iyi tedavi edilmeli,
    • Uygun egzersizler düzenli olarak yapılmalı,
    • Uygun beslenme uygulanmalıdır.
  • Miyomlar; Menopozla birlikte küçülürler. Eğer başkaca bir yakınma yoksa tedaviye gerek yoktur.
  • Postmenapozal kanama: Son adet kanamasından 1 yıl sonra ortaya çıkan adet kanaması ya da lekelenmelere denir. Bu kanamaların 1/3’ü atrofik endometriuma, 1/3’ü endometrium kanserine, 1/5’i poliplere, 1/5’i de hormonlara bağlıdır. Jinekolojik muayene, servikal yayma (smear), endometrial parça alma (biyopsi), ultrason ve gerekirse daha ileri tetkiklerle tanı konmalı ve gereği yapılmalıdır

Son düzenleyen Efulim; 23 Ocak 2012 14:25 Sebep: ifadeler kaldırıldı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Ekim 2009       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Erken menopoz nedir ?

Erken menopoz 40 yaşından önce menopoz tablosunun görülmesidir. Kadınların % 1'inde bu durum gözlenebilir. Pek çok sağlık problemleri ve hatta yaşam kısalması da söz konusu olduğundan bu hanımlara mutlaka en az normal menopoz yaşına kadar hormon destek tedavisi uygulanmalıdır.

Yumurtalıkların yaşam süresi içerisindeki yumurta hücre sayısına göre belirlenmektedir. Daha kız çocuk annesinin karnında ve gebeliğin 20. haftasında iken her yumurtalığında yaklaşık 2-3 milyon yumurta vardır. Bu bir kadının tüm yaşamı boyunca sahip olduğu en yüksek yumurta hücresi sayısıdır. Kız bebek doğduğunda bu sayı her yumurtalıkta 1 milyona, ergenlik döneminde ise 300.000’e düşmektedir. Dolayısıyla yumurtalık için daha “doğmadan yaşlanan organ” terimi kullanılır.

Bu sayı kadın 40 yaşına geldiğinde ise 10.000’e düşmektedir. Üreme çağı boyunca her ay bu yumurtalardan bir kısmı yok olurken sadece 1 tanesi olgunlaşarak yumurtlama olur. Kadının tüm üreme çağı boyunca yani 13 ile 48 yaşları arasında sadece 400-500 dolayında yumurta potansiyel olarak gebelikle sonuçlanabilecek denli olgunlaşmaktadır. Kırk yaşından sonra yumurtaların kaybında belirgin bir hızlanma izlenmektedir. Yumurtaların tükenmesi ise artık hormon üretmeme ve adet görememe yani menopoz olarak tanımlanır.

Menopoz tanısı klinik olarak konulabileceği gibi en kesin teşhis kanda beyinden salgılanan FSH, LH ve yumurtalıklardan salgılanan E2 hormonlarının düzeyleri ile konmaktadır.

“Gizli over (yumurtalık) yetmezliği” olarak tanımlanan durumda ise hasta adet gördüğü halde kan FSH düzeyi o yaş grubu için belirlenen ortalamanın üzerindedir ve ultrasonda da yumurtalıkta follikül adı verilen ve yumurta üretim rezervini gösteren yapıların sayısında azalma olduğu görülür. Bu durum bazı kadınlarda çocuk sahibi olamamanın nedenlerinden biri olabilir.

Erken Menopozun Nedenleri

Genetik Nedenler:

Erken yumurtalık yetmezliği olan hastaların % 40’ında genetik nedenler görülmektedir. Genetik geçiş şekli X kromozomuna veya diğer kromozomlara bağlı, baskın veya çekinik olabilmektedir. Ancak genetik geçişin nasıl olduğu konusunda kesin bir veri ortaya konamamıştır. Ailesinde erken menopoza giren bayanların olduğu kişilerin bu açıdan daha dikkatli olmalarında ve çocuk sahibi olmayı ertelememelerinde fayda vardır.

Bilinen genetik sebepler arasında Turner Sendromu, X-kromozomunda küçük bozukluklar, 17-Hidroksilaz ve Aromataz gibi bazı enzim eksikleri, hormonların reseptör bozuklukları gibi hastalıklar vardır.

Yumurtalıkların Viruslara Bağlı Enfeksiyonları:

Kabakulak enfeksiyonu geçiren kadınların % 2-8’inde yumurtalıklarda da enfeksiyon görülmektedir. Bu enfeksiyonun yumurtalık tahribatına neden olarak erken menopoza yol açabileceği öne sürülmektedir. Ayrıca sitomegalovirus, sıtma, su çiçeği ve dizanteri ile erken menopoz arasında ilişki olduğu öne sürülmüşse de bu kanıda kesin kanıtlar ortaya konamamıştır.

Ayrıca kanser tedavisi amacıyla uygulanan Kemoterapi ve Radyoterapi gibi tedaviler, bağışıklık sistemine ait bozukluklar da erken menopoza sebep olabilir.

Erken over (yumurtalık) yetmezliği olan hastaların küçük bir bölümünde yumurtalıklara karşı antikorlar sentezlenmekte ve yumurtalık dokusunun tahrip olmasına neden olmaktadır. Bu grup hastalarda yine hastanın kendi dokularına karşı antikor üretmesi ile karakterize hastalıkların görülme olasılığı artmaktadır. Otoimmün hastalıklar adı verilen bu grup hastalık tiroid, paratiroid ve böbreküstü bezi bozuklukları, bazı romatizmal hastalıklar, bazı kan hastalıkları ve şeker hastalığı olarak ortaya çıkabilmektedir.

Erken Menopozun Tanısı nasıl konur ?

Prematür over yetmezliği tanısı kanda FSH, LH ve E2 hormonlarının düzeylerine bakılarak konmaktadır. Kesin tanı için 1 hafta ara ile ve 4 defa kan örneklerine bakılması gerekir. Tanı konduktan sonra bu hastaların bir bölümünde otoimmün hastalık riskinde artış olduğu gözönünde bulundurularak aşağıdaki testlerde yapılmalıdır:

Kalsiyum, fosfor, açlık kan şekeri, açlık kortizol düzeyi, serbest tiroid hormonları, TSH, tiroid antikorlar, kan sayımı, sedimentasyon hızı, total protein/globulin, romatoid faktör, ANA.

Ayrıca hasta 35 yaşın altında ise kromozom analizi de mutlaka yapılmalıdır.

Erken Menopozun Tedavisi

Öncellikle bu hastaların % 10-15’inde kendiliğinden geri dönüş olabileceğini gözönünde bulundurmak ve belirli aralıklarla (örneğin 6 ayda bir) hormon değerlerine bakmak gerekir. Eğer kişi çocuk sahibi olmak istiyor ise kanda FSH ve LH düzeylerine bakılmalı, FSH/LH oranı 1’den küçük ise yumurtalıkları uyarıcı ilaçların verilmesi denenmelidir.

Diğer hastalarda kemik erimesi ve diğer menopoz belirtilerinin önlenmesi için hormon tedavisine başlanmalıdır. Hormon tedavisi sırasında hastaların % 10-20’sinin kendiliğinden menopozdan çıkabileceği ve bu nedenle hastaların küçük bir bölümünün kendiliğinden de gebe kalabileceği unutulmamalıdır. Hormon tedavisi gebeliği engellememekte ve oluşan gebelik üzerinde de ciddi bir anomali potansiyeli bulunmamaktadır.

Kromozom bozukluklarına bağlı ve baştan beri hiç adet görmeyen hastalarda hormon takviyesi dışında yapılabilecek birşey yoktur. Bu hastalarda çocuk sahibi olmak için ise tek yol yumurta bağışıdır.

Genetik yapıya bağlı, ancak hastanın ergenlik döneminden sonra menopoza girdiği durumlarda yine belli bir yaşa kadar hormon desteği ve çocuk isteniyorsa da yumurta bağışı dışında yapılabilecek fazla birşey yoktur.

Hormon takviyesi ayrı ayrı estrojen ve progesteron hapları ya da doğum kontrol haplarıyla uygulanabilir.

Erken Menopoz 40 yaşın altında her yaşta olabilmektedir. Yani 18 veya 22 yaşında ki bir bayan dahi menopoza girebilir, bir daha adet görmez ve doğurganlığı kaybolur.

Son söz olarak tekrar söylemek gerekirse, erken menopoza giren bu bayanlardaki kemik erimesi, kalp hastalıklarına eğilim ve sonuçta da yaşam süresinin kısalmasına bile sebep olabilecek bir hastalık olan erken menopozun mutlaka uygun ilaçlarla tedavisi gereklidir.

Dr. Selman Laçin


pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
10 Mayıs 2011       Mesaj #14
pesimist - avatarı
Ziyaretçi
Menopoz sonrası bebek mümkün mü?

Tıp dünyasında, kadınlar için menopoz ve kanser tedavisinden sonra da anne olmayı sağlayacak tarihi bir adım atıldı. Yumurtalık nakli ameliyatı ile artık menopoz sonrası da anne olmak mümkün…
Brüksel’deki Louvain Katolik Üniversitesi bir ilke imza atarak, yumurtalık nakli ameliyatıyla, kanser tedavisi gören kadının hamile kalmasını sağladı.
ABD’de yaşayan Türk Doktor Kutluk Oktay’ın öncülük ettiği bu tür ameliyatlarda embriyon elde edilmiş, ancak hamilelik oluşmamıştı.


Devrim niteliğindeki bu adım, kanser ya da menopoz sonucu doğurganlıklarını kaybeden kadınlara umut ışığı yaktı.
Almanya’nın Berlin kentindeki Avrupa Doğurganlık Konferansı’nda uyguladıkları işlemi anlatan doktorlar, bebeğin ekim ayında doğacağını belirtti.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
23 Ocak 2012       Mesaj #15
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
MENOPOZDA KEMİK ERİMESİ (OSTEOPOROZ)
Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 25 milyon kadının sorunu olan menopoz sonrası osteoporoz kabaca kemik dokusunun temel minerali olan kalsiyum'un yaşlanma ve menopozdaki östrojen eksikliği sonucu kalıcı olarak kaybedilmesidir.İlk 5-8 yılda kemik kaybı ortalama yılda %4-8 iken daha sonra kısmen azalarak kadın her yıl kemik dokusunun yaklaşık %1'ini kaybeder ve 75 yaşına geldiğinde ortalama olarak 35 yaşındaki kemik dokusunun %30'unu kaybetmiş olur.Bunun bağlı olarak menopozla beraber hızla artan kemik erimesi sonucu sessiz omurga kırıklarlarıyla bel ağrıları,boyda kısalma ve kamburluk ortaya çıkar.Menapozdan sonra bir kadında boy 65 yaşına kadar ortalama 4 cm ,75 yaşına kadar 9 cm kısalır.Omurga kemiklerindeki çökme kırıklarına bağlı olarak ortaya çıkan kamburluk ve göğüs kafesinin kemik yapısının bozulması sonucu hastada solunum sıkıntısı gelişebilir.Kadınlar menopozda çarpma düşme sonucu kalça,el bileği ve diğer kemik kırıklarına da daha kolay maruz kalabilirler.Bu kırıklardan en ciddi olanı kalça kırığıdır ve kalça kırığından sonra hastalardan %12-20'si 2 yıl içinde kaybedilmektedir.Kalça kırığı geçirmiş hastaların geriye kalanlarının bir kısmı sürekli bakıma ihtiyaç duymaktadırlar.Bu nedenle ABD'de yapılan yıllık tedavi ve rehabilitasyon harcamalarının tutarı 20 milyar doları bulmakta ve bu rakam her yıl giderek artmaktadır.Korunma bu açıdan en ekonomik,en insancıl ve en kolay yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.Kemik erimesine zemin hazırlayan risk faktörleri,

-Çok çocuk doğurma
-Sigara,alkol kullanımı
-Beslenme bozuklukları (kalsiyumdan fakir diyet)
-Güneş banyosu alışkanlığının olmaması
-Spor yapma alışkanlığının olmaması
-Uzun süre yatağa bağlı kalmaya neden olan hastalıklar
-Bazı endokrin (hormonal ) bozukluklar (hiperparatiroidi,hipertiroidi(guatr),böbrek üstü bezinin aşırı çalışması veya steroid hormonlarının ilaç olarak uzun süreli alımı vb)
-Bağ dokusu hastalıkları(Romatoid artrit,sarkoidoz) ,siroz,böbrek hastalıkları,erken menapoz
-Genetik faktörler(ailede osteoporoz varlığı)

MENOPOZDA İDRAR YOLLARI DEĞİŞİKLİKLERİ
Östrojen hormonunun eksikliği kadınlık organlarına komşuluğu ve fizyolojik beraberliği nedeniyle idrar yolları ve mesane fonksiyonlarını da etkiler.Vajen ve idrar deliği (üretra) destek dokuları zayıflar, mesane fonksiyonları bozularak idrar kaçırma varsa artabilir veya ortaya çıkabilir.Bu dönemde mesane fıtıklaşması,atrofiye bağlı rahim(uterus) ve vajina sakmaları da idrar kaçırmanın bir nedeni olabilir.Ancak menapozda görülen idrar kaçırmanın en sık nedeni mesanenin zamansız kasılmasına bağlı olan aşırı aktivitedir(detrusor instability).Bu hastalar genellikle sıkıştıklarında yetişemeyip tuvalet kapısında idrarlarını kaçırırlar. Menapoz öncesi dönemde kadınların %10'unda görülen bu durum menapozdan sonra %20-30'unda rastlanır.Vajinal veya ağızdan uygulanan östrojen hormonu yakınmaları azaltır veya düzeltir.

MENOPOZ TANI VE TEDAVİSİ
Menopozun olumsuz etkilerinin en aza indirgenmesinin en önemli ön koşulu tanısının en erken aşamada konulup erken tedaviye başlanmasıdır.Çünkü menopozdaki kayıplar ilk yıllarda en fazladır.Menopoz temel olarak yumurtlamanın durması (doğal) veya yumurtalıkların alınması(cerrahi) veya çalışamayacak kadar hasar görmesine bağlı olarak ortaya çıkar.40 yaşından sonra 1 yıl süreyle adet görmeyen ve yakınmaları da olan bir kadın başka araştırma yapılmaksızın menopozda kabul edilebilir.Menopoza geçiş döneminde ,gebelik ve düzensiz kanamaya neden olan kötü huylu hastalıklar ayırt edilmelidir.Bunun için seyrek adet gören ,ateş basma,çarpıntı,terleme ve psikolojik değişiklikleri olan bir kadının adetin 3. günü alınan kanında, yumurtalıkları uyaran hormon(FSH,LH) düzeyleri artmışsa tanı daha kesin ve erken konmuş olur ve tedavi de hemen başlanabilir.Düzensiz (genellikle seyrek) adet gören bir kadında FSH 40 pg/ml üzerinde ise menopoz tanısı kesinlikle konur.FSH değerinin 25-40 pg/ml arasında olması halinde menapoza giriş sürecinin başladığı ancak seyrek de olsa yumurtlama ve gebelik de olabileceği düşünülür.Ancak her durumda gebelik ve düzensiz kanamaya neden olan diğer hastalıklar gebelik testi,ultrasonografi ve endometrial biopsi (kürtaj) vb ile araştırılmalıdır.

HORMONLA TEDAVİ
Başlıca bozukluk veya eksiklik östrojen hormonun azalması olduğundan ,temel tedavi de östrojen hormonu vermektir.Tanı konur konmaz eğer hasta için sakıncaları yoksa;
-Ağızdan
-Cilte yapıştırılan bantlar veya sürülen jellerle
-Vajinal yolla
östrojeni yerine koyme tedavisine başlamak esastır.
Hormon Kullanımına Engel Oluşturan Durumlar:
-Yeni kalp krizi(miyokard enfarktüsü) geçirmiş olanlar
-Geçici iskemik atak
-Geçirilmiş inme (serebrovasküler olay),beyin damar tıkanıklıkları
-Karaciğer fonksiyonlarının bozuk olması
-Östrojen ile ilerleyen tümör varlığı(Meme ,rahim)
-Tromboemboli (damariçi pıhtılaşma ile damar tıkanıklığı)
Dikkatli ve Kontrollü Kullanılacak Durumlar:
-Kalpte iskemik hastalık(damar sertliğine bağlı beslenme bozukluğu)
-Hipertansiyon(yüksek tansiyon)
-Safra kesesi hastalıkları ve taş
-Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı)
-Hiperlipemi (kanda yağ,kolesterol, oranının yüksek olması)
-Migren tipi başağrıları
-Miyom(rahimde tümör)
Hormon tedavisine başlanmadan önce,bu ilaçların olası yan etkileri ve uzun yıllar kullanılmasına bağlı ortaya çıkabilecek durumlar hasta tarafından bilinerek ,ön hazırlıklar yapılmalıdır.Ön araştırmalar:
-Genel vücut ve jinekolojik muyene,tansiyon ,kilo,ağırlık ölçümü
-Karaciğer fonksiyonları (kandaki karaciğer enzimleri,yağlar,kolesterol ölçülür)
-Kan ve idrar tetkiki( genel kontrol)
-Servikal smear(Rahim ağzı kanserini araştırmak için alınan sürüntü)
-Mammografi (Meme kanseri taraması)
-Endometrial biopsi ve/veya vajinal ultrason ile endometrial kalınlık ölçümü(rahim kanserini tarama)
-Açlık Kan Şekeri (Şeker hastalığı araştırılması)
-Elektrokardiografi (Kalpte kriz veya beslenme bozukluğu araştırılması)
-Gerekirse kemik yoğunluğu ölçümleri(kırıkları önlemek ve diğer ilaçların gerekliliğinin araştırılması için)
Bu tetkikler hastanın durumuna göre en az 1 yıl aralıklarla tekrarlanır.

HORMONSUZ TEDAVİ
Genellikle direkt olarak menopoza karşı değil ,oluşturduğu hastalıklara (osteoporoz vb ) karşı kullanılan ilaç ve yöntemleri içerir.
-Kalsiyum desteği
-Bifosfonatlar
-D Vitamini

DİYET
-Kalsiyumdan zengin diyet esastır.Süt ,yoğurt,peynir vb diyetle kemik kaybı önlenmeye çalışılır.

EGZERSİZ
Her gün 30 dakikalık yürüme ve basit ağırlık kaldırma, kas güçlendiren hareketler ilaçlar kadar önemlidir. Yaz aylarında güneş ışığından (ultra viole) faydalanmak için düzenli güneşlenme yararlıdır.

OLUŞAN HASTALIKLARIN TEDAVİSİ
Amaç hastalıkların önlenmesi olmakla beraber önlenemediği zaman uygun tedaviler yapılır.

KEMİK ERİMESİ
Kırık oluşmuşsa uygun tedavi yapılır ve fizik tedavi ile rehabilitasyon sağlanır. Kırıklara bağlı ortaya çıkan kamburluk nedeniyle oluşan ağrı ve solunum sıkıntısı için fizik tedavi ve uygun aletlerle hastaya yardımcı olunmaya çalışılır. Kırıkların oluşumunun önlenmesi için ev hastaya göre yeniden düzenlenmelidir. Merdiven kenarlarına, banyo ve tuvalete tutunacak kollar yapılır. Elektrik kesintisi anında oluşabilecek çarpma ve düşmeleri önlemek için özel pilli veya jenaratörlü lambalar merdivenlere yerleştirilebilir. Yerdeki kaygan örtü malzemeleri (halı, kilim vb.) sabit hale getirilebilir.

İDRAR KAÇIRMA
Mesane boyunun sarkmasına veya mesane aktivitesinin artmış olmasına (detrusor instabilitesi) göre değişir. Mesane boyu hareketliliğinin arttığı durumlarda cerrahi; mesane kasının zamansız kasılmasına bağlı idrar kaçırmalarına ilaç, fizik tedavi ve/veya mesanenin elektrik stimulasyonuna dayalı tedaviler uygundur. Hangi tedavinin yapılacağına konunun uzmanı bir hekim tarafından yapılan muayene, laboratuar ve ürodinamik (mesanenin dolum, işeme ve kaçırma basınçlarının bilgisayarla kaydı) çalışmalarla karar verilmelidir. İyi seçilmemiş hastalarda tedavi idrar kaçırmayı düzeltmeyeceği gibi artışına neden olabilir.

PSİKOLOJİK SORUNLAR
Özellikle ilk yıllarda kadınlarda adetten kesilme, ateş basma, terleme, çocuk doğurma yeteneğini kaybetme gibi bozukluklar eksik kadınlık, izolasyon, depresyon, içe kapanma, uykusuzluk, aşırı sinirlilik, saldırganlığa neden olabilir. Bu durumda bir psikiyatrisin öneri ve tedavisine gerek vardır. Alışmaya çalışmak sorunu derinleştirebilir.

Sen sadece aynasin...
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
7 Şubat 2012       Mesaj #16
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Menopoz Gözleri de Kurutuyor
Menopoz, gözyaşını azaltıp göz kuruluğuna neden olabiliyor. Göz kuruluğu tedavisi gören 10 kişiden altısı kadın. Soruna erken müdahale edilmezse kalıcı görme bozuklukları ve ciddi enfeksiyonlar gelişebilir

Gözyaşı bezlerinin androjen ve ostrojen hormonlarından direkt olarak etkilendiğini söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Melike Gedar, göz kuruluğu yaşayan 10 hastadan 6’sının kadın olduğunu belirtti.
Gedar, “Kadınlarda bulunan erkeklik hormonu androjen, gözyaşı bezlerinin çalışmasında ve gözyaşı üretiminde önemli bir rol oynuyor. Androjen de menopoz döneminde kadınlık hormonu ostrojen gibi azalıyor. Bu durum ise gözyaşı bezlerinin çalışmasını ve gözyaşı üretiminin yavaşlamasına neden oluyor” dedi.
Menopoza giren kadınların yüzde 10’unun göz kuruluğu tedavisi gördüğünü, ancak pek çok kadının ise farkında olmadan bu sorunu yaşadığını ifade eden Op. Dr. Gedar, menopoz tedavisinde kullanılan ilaçların da göz kuruluğunu tedavi edemeyeceğini dile getirdi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “ Menopoz tedavisinde kullanılan ilaçların içerisinde ostrojen oluyor, ancak androjen hormonu bulunmuyor. Bu nedenle bu tip tedavilerin göz kuruluğunun tedavisinde hiçbir etkisi olmuyor.”

KALICI GÖRME SORUNLARININ NEDENİ
Gözde yanma, batma, kızarıklık gibi belirtilerin gözyaşı azalmasının habercisi olabileceği konusunda uyarıda bulunan Op. Dr. Gedar, göz kuruluğu sorununun erken tedavi edilmediği durumlarda kalıcı görme bozukluklarına ve sık göz enfeksiyonuna neden olabileceğini anlattı. Artrit gibi romatizmal hastalığı olan, tiroid hastalığı olan, antidepresan ve hipertansiyon ilaçları kullanan, lazer göz operasyonu geçiren kadınların özellikle menopoz döneminde göz kuruluğu sorununu artabileceğini açıklayan Op. Dr. Gedar, “Bu tedavileri gören hastalarımızı, ilgili branştaki hekimlerinin de kontrolünde göz kuruluğu yapmayan ilaçları tavsiye etmelerini öneriyoruz’ dedi.

SIK SIK GÖZ KIRPIN, CEVİZ TÜKETİN
Göz kuruluğunun, çoğu zaman suni gözyaşı damlası ve omega 3 içeren vitamin desteği ile çözülebileceğini ancak eğer kuruluk sorunu ilerlemişse gözyaşı kanallarını silikon tıkaçlarla tıkadıklarını dile getiren Op. Gedar, gözyaşı azalması sorunu yaşayan kişilerin kırmızı et ve kurutulmuş yiyecekleri azaltmalarını; omega 3 içeren somon, ceviz gibi yiyecekleri tüketmelerini önerdi. Op. Dr. Gedar sözlerine şöyle devam etti:
“Gözyaşı kuruluğu yaşayan kişilerin ilaçlarının yanı sıra koruyucu gözlük kullanmaları gerekebilir. Suni gözyaşı damlası ve vitamin desteğinin tedavide yeterli olmadığı hastalarda siklosporin içeren ilaçlarla bir ya da iki yıllık bir tedavi ile sorun çözülebilir. Göz kuruluğu sorunu yaşayan kişilerin bol su içmeleri, gözlerini ovalamamaları, ağır makyaj yapmamaları, sigara ve dumandan uzak durmaları gerekiyor. Bunun yanında bilgisayar kullanımını sınırlamak ve gözleri sık kırpmak önemli.”
Sen sadece aynasin...
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
22 Mayıs 2012       Mesaj #17
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Erken Menopoz
Sıfır beden tutkusu erken menopoza neden oluyor. İşte diğer menopoz nedenleri…
Birçok kişinin ulaşmak istediği ” 0 ” beden hedefi, vücut üzerinde belli başlı rahatsızlıkların çıkmasına etken olabiliyor meleklerim. Bu rahatsızlıklardan bir taneside, başlığımızda belirttiğimiz erken menopoz diyebiliriz. Uzmanlar tarafından yapılan geniş araştırmalar sonucunda ortaya çıkartılan bu durum, zayıflama ve 0 beden olma ihtiyacı duyan birçok genç bayanda görüldü. Peki 0 beden hedefi neden erken menopoza neden oluyor? Gelin bu aşağıdaki makalemizden hep birlikte öğrenelim…
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Tansu Küçük,sadece obezite değil,aynı zamanda çok zayıf olmanın da üreme sağlığını olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekerek, “Çünkü vücuttaki yağ oranı kritik yağ sınırı olan yüzde 12’nin altına düştüğünde üreme fonksiyonları da durabiliyor. Bunun sonucunda da kadının genç yaşta olmasına rağmen hamile kalmasını önleyen ve yaşam kalitesini ciddi boyutlarda etkileyebilen “hipolatamik amenore”, bir başka deyişle adetin beyinsel olarak durdurulması tablosu ortaya çıkabiliyor. Bu olguların üçte birinde de erken menopoz ortaya çıkabiliyor. ” diyor.

ÜREME SİSTEMİ BÜYÜK BİR ENERJİYE İHTİYAÇ DUYUYOR

Kadın üreme sistemi dışarıdan gelen etkilere son derece açık oluyor ve belirgin bir şekilde etkileniyor. Üreme büyük bir enerjiye ihtiyaç duyuyor. Enerjinin az olduğu zamanlar ile açlık dönemlerinde üreme fonksiyonları duruyor. İnsan üremesinin beslenme ile ilişkisi 3 olayın analizinden anlaşılıyor: 1. Dünyada açlık çekilen zamanlardaki veriler. 2. Kaşeksi denilen hastalığı olan çok zayıf kadınlardan elde edilen veriler. 3. Aşırı spor nedeni ile hızla yağ kaybeden sporculardan elde edilen veriler. Yapılan analizlere göre; besinlerle alınan enerji ilk olarak kalp-damar sistemi ve beyinsel aktiviteler gibi yaşam fonksiyonları için kullanılıyor. Bunu ikinci olarak hareket ve büyüme gibi kısıtlanabilir fonksiyonlar takip ediyor. Son olarak da yeterli enerji olursa üreme fonksiyonları için kullanılıyor.

ENERJİ YOKLUĞU VE HATALI DİYETLER ÜREME FONKSİYONLARINI DURDURUYOR

Aşırı zayıf olan kadınlarda hem enerji yokluğu hem de hatalı diyetler nedeniyle gerekli yaşamsal maddelerin alınmaması sonucu bozulan hücre aktiviteleri üreme fonksiyonlarını durduruyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Tansu Küçük, aşırı zayıflık durumu ne kadar uzun olursa, kalıcı etkilerinin de o kadar çok olacağını belirterek, “Örneğin daha sonra tekrar normal diyete dönülüp ideal kiloya erişilse bile bu kadınların yaklaşık yüzde 30’unda adet görememe durumu kalıcı hale geliyor. ” diyor.

İLK BELİRTİSİ ADET DÖNGÜSÜNÜN HIZLANMASI

Normalde adet döngüsü ortalama 28 günde bir oluyor. Adet döngüsünün 22 günden daha sık olmasının genellikle yumurtalık rezervinin azaldığına işaret ettiğini söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Tansu Küçük, “Durum her zaman böyle olmasa da, FSH hormon yüksekliği tespit edilirse hastanın durumuna uygun üreme ve doğurganlığın korunması seçeneklerinin anlatılması gerekiyor.” diyor. Adet döngüsünün hızlanmasından başka, tablo daha da ilerlediğinde; vajinal kuruluk, ağrılı cinsel ilişki, cinsel isteksizlik, sıcak basmaları, uyku ve konsantrasyon bozuklukları, depresyon, iş veya okulda başarı düşüşü görülebiliyor. Son aşamada da adet kanamaları seyrekleşmeye başlıyor. Menopoz tam oturduğunda ise adetler tamamen kesiliyor. İlerleyen yıllarda kemik erimesi, kalp hastalıklarında artış, vücut şeklinde ve oranlarında değişim, örneğin erkek tipi göbeklenme görülüyor.

ŞiKAYETLER OLUŞMADAN öNCE TEDBiR ALINMALI!

Belirtiler ortaya çıktığında çoğu kez durum oldukça ciddi boyutlara ulaşmış oluyor. Bu nedenle her kadının erken menopoz açısından risk faktörlerine sahip olup olmadığını analiz etmesinin son derece önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Tansu Küçük, “Eğer belirgin bir erken menopoz riski varsa belirtiler henüz ortaya çıkmadan doktora başvurulmalı ve doğurganlığı koruma seçenekleri hakkında fikir edinilmeli.” diyor.

DİĞER RİSK FAKTÖRLERİ NELER?

-Ailede erken menopoz öyküsü,

-Turner sendromu veya Swyer sendromu gibi kromozal hastalıklar,

-Galaktozemi ve talassemi majör gibi bazı enzim eksiklikleri,

-Kemoterapi ya da radyoterapi,

-Sık geçirilen yumurtalık ameliyatları,

-Kabakulak ve zona gibi enfeksiyonlar,

-Tiroit, romatizmal artrit, diyabet, vitiligo gibi bazı otoimmün hastalıklar,
-Epilepsi,

-Sigara,

-Stres,

-Aşırı zayıflık veya obezite,

-Bazı meslekler

-Bayan kuaföründe çalışanlar

-Kimyasal kozmetik satıcıları

-Solvent ile çalışan ressamlar / boyacılar

-Propanediol, metilolakrilamid, monometil eter, ftalatlar ile çalışanlar

MENOPOZA KARŞI ÖNLEM ALIN!

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Tansu Küçük, menopoz yaşını geciktirebilmeniz için yaşam alışkanlıklarınızda dikkat etmeniz gereken noktaları şöyle sıralıyor:

-Sıfır beden ya da obez olmayın. Vücut Kitle indeksinizi hesaplayın: Ağırlık (kilo)/boy2 metre. Vücut Kitle indeksinizin 18-30 arasında olmasına dikkat edin.

-Stresinizi azaltacak önlemler alın.

-Sigara içmeyin ve pasif içicilikten uzak durun.

-Zararlı olduğu bilinen propanediol, metilolakrilamid, monometil eter gibi kimyasal maddelerden kaçının.

-Spora hayatınızda yer verin. Mümkünse her gün, değilse haftanın en az 3 günü bu egzersizlerden birini mutlaka uygulayın: 50 dakika tempolu yürüyüş, 30 dakika yüzme, 30 dakika bisiklet veya 45 dakika jimnastik.

-Oksijen radikali emme kapasitesi yüksek antioksidan besinleri tüketin: Balık, ceviz, taze fındık, kabak çekirdeği, brokoli, lahana, karnabahar, domates, biber, havuç, mürdüm eriği, nar, üzüm, çilek karpuz, işlenmemiş tahıl ve ürünleri bu besinler arasında yer alıyor. Aynı zamanda yeşil çay ve taze greyfurt suyu da oksijen radikali emme kapasitesi yüksek olan içeceklerden.
-Antioksidan ilaçlar alın: Örneğin Koenzim-Q 10, L-arginin veya Royal jelly takviyesi yapabilirsiniz.
-Kalsiyumdan zengin beslenin: Günde 200 ml süt, yoğurt veya dondurma yiyin.
-Güneşlenerek D vitamini aktivasyonuna yardımcı olun.
Sen sadece aynasin...
sade - avatarı
sade
VIP hazan
11 Haziran 2012       Mesaj #18
sade - avatarı
VIP hazan
Adetten kesilme ve menopoz
Menopoz dönemi kadın hayatının evrelerinden biridir ve doğal bir sürecin sonucudur. Toplumumuzda ise yaygın bir kanı olarak menopoz dönemi yaşlılık döneminin başlangıcı olarak görülmektedir. Ortalama insan ömrünün 80'li yaşların üzerine çıkma eğilimi göz önünde bulundurulduğunda menopoz döneminin aslında insan hayatının önemli bir kısmını kapsadığı farkedilir.
Menopause yani adet kanamalarının durması olarak adlandırılan menopoz, dilimizde hatalı olarak menapoz veya menepoz olarak da kullanılabilmektedir. Doğrusu menopoz olmalıdır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Efulim; 11 Haziran 2012 18:08 Sebep: Sayfa düzeni.